Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/561 E. 2022/166 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2015/561 Esas
KARAR NO :2022/166

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:29/05/2015
KARAR TARİHİ:08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin adına kayıtlı … plakalı aracın, sürücü … hakimiyetinde 25/09/2014 tarihinde saat 15:30- 15:45 saatleri arasında Habipler yolundan Sultançiftliği istikametine seyir halinde iken, davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç tarafından sol taraftan sıkıştırılarak davacıya ait aracın sağ yan kısımlarına çarpılması ile maddi hasarın oluşmasına ve bu çarpma neticesinde davacıya ait aracın reftije çıkması ve sol ön köşe kısımlarıyla orta refüje çarpmasına neden olduğunu, oluşan bu maddi hasarlı trafik kazası sonrasında davalının olay mahallinden hızla kaçmış olup, bu hususun … İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliği tarafından düzenlenen ekte sundukları 26/09/2014 tarihli Kaza Tespit Tutanağı ile de sabit olduğunu, oluşan bu trafik kazası sonucunda müvekkiline ait araç üzerinde maddi hasar meydana gelmiş olduğunu, bedensel hasarın söz konusu olmadığını, müvekkilinin kendi kusuru dışında başına gelen bu trafik kazası neticesinde aracında meydana gelen büyük maddi hasarı giderebilmek için belge ve faturalarla sabit masraflar yapılmış olduğunu, söz konusu maddi zararlar sebebiyle diğer davalı … Sigorta nezdinde hasar ihbar dosyası oluşturulmuş olduğunu, ancak söz konusu hasar dosyasından da müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmamış olduğunu, diğer davalı … Sigortanın müvekkiline ait aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketi olduğunu, müvekkilinin kusuru dışında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucu ortaya çıkan zararlarının tespiti için kaza anında müvekkiline ait araçta sürücü olarak bulunan … T.C. nolu … tarafından delil tespiti yoluna başvurularak 30/09/2014 tarihinde … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş sayılı dosyasından aracındaki hasarın tespiti ve gerekli paranın tespiti ile mevcut hasar sebebiyle araçta meydana gelen değer kaybının tespitini talep ve dava etmiş olduğunu, delil tespiti amaçlı söz konusu dava dosyasından yapılan bilirkişi inceleme ve tespitleri ile müvekkilinin toplam zararının 11.662,70-TL tutarında olduğunun tespit edilmiş olduğunu, müvekkiline ait araç sürücüsü …’ı hayati tehlikeye atan ve müvekkilinin maddi zarara uğramasına neden olan trafik kazasının, davalı …’ın trafik kurallarına hiçe sayan kasıt ve kusurlu eylemleri neticesinde ortaya çıktığını, bu hususun kaza tespit tutanağı ve delil tespitine ilişkin … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi … D. İş sayılı dosyadan alınan 14/10/2014 tarihli bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, kaza sonrasında kaza mahallini hızla terk ederek gerekli özen ve yükümlülüğü göstermeyen davalının 6098 sayılı BK. 49 maddesi gereğince kendi kusuru ve hukuka aykırı fiili ile neden olduğu maddi zararı tazmin etmekle sorumlu olduğunu, davalı adına kayıtlı ve kazaya karışan … plakalı araç kaydı ve davalı adına kayıtlı sair araç ve gayrimenkullerin kaydı üzerine HMK m. 389 gereği ihtiyati tedbir konulmasını talep etmekte olduklarını, yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik; 11.662,70-TL maddi tazminatın olay tarihi olan 25/09/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davalı adına kayıtlı … plakalı araç kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalılara yükletilmesine, karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.

Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; değer kaybına ilişkin taleplerin dolaylı zarar niteliğinde olduğundan KZMSS sigortası teminatı dışında kalmakta olduğunu, dava konusu taleplerden müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığından iş bu huzurdaki davanın reddi gerekmekte olduğunu, davacının araçta oluşan değer kaybı taleplerini kabul etmemekte olduklarını, zira değer kaybına ilişkin taleplerin dolaylı zarar niteliğinde olup, dava dayanağı yapılan Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası teminatı dışında kalmakta olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 bendinde teminat dışında kalan haller sayılmış olup, dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerinin de teminat dışında kaldığı açıkça belirtilmiş olduğunu, ayrıca Trafik Sigortacısı, işletenin 2918 sayılı KTK’nun 85/1 maddesi hükmündeki hukuki sorumluluğunu KTK’nun 91/1 maddesi uyarınca üstlenmiş olup, gerek anılan madde, gerekse zorunlu trafik sigortası poliçesi genel şartlarının 2. maddesi ölüm veya cismani zararlar dışında ancak bir şeyin zarara uğraması halinin teminat kapsamında olduğu açıklanmış olduğunu, dolayısıyla bir şey üzerinde doğrudan doğruya meydana gelen zararların teminat altında olup, dolaylı nitelikteki zararların anılan poliçenin teminatı altında bulunmamakta olduğunu, bu nedenle değer kaybına ilişkin taleplerin dolaylı zararlardan olması nedeniyle trafik poliçesi teminatı dışında kaldığını belirttiklerini, açıklanan nedenlerle değer kaybına ilişkin talepler bakımından müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığından iş bu davanın reddini arz ve talep ettiklerini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu kaza sonucu araçta bir değer kaybının meydana gelip gelmediğini söyleyebilmek için, aracın markası, modeli, trafiğe çıkış tarihi, piyasada tercih edilirliği, kilometresi, daha önce hasara uğrayıp uğramadığı, parçalarının orijinal olup olmadığı, yedek parça temin kolaylığı, dava konusu kaza sonucu hangi parçalarının değiştiği, değişen ya da tamiratı yapılan parçaların aracın değerini olumsuz yönde etkiler nitelikte olup olmadığı hususlarının hep birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre somut ve denetlenebilir bir şekilde değer kaybının olup olmadığının belirlenmesi gerekmekte olduğunu, bu nedenle davacının dayanmış olduğu ekspertiz raporunu ve içeriğinin kabul edilemeyeceğini ve yukarıdaki hususlar gözetilerek konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla değer kaybına ilişkin inceleme yaptırılmasını arz ve talep ettiklerini, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmemekte olduklarını, kusur konusunda bir değerlendirme yapılabilmesi için kazanın meydana geldiği yer, kaza şekli ve nedeni hususlarının bilinmesi gerekmekte olduğunu, ancak davacı taraf kazayla ilgili delillerini ibraz etmediği için sözü edilen hususların incelenebilmesi ve kusur konusunda bir denetleme yapılabilmesi söz konusu olmadığını, maddi giderler için geçerli olan teminatın her halükarda verilecek bir teminat olmayıp KZMSS sigortası kapsamında müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilmesi durumunda, bu sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını arz ve talep ettiklerini, davacının talebine konu kazanç kaybına yönelik zararlar dava dayanağı KZMSS teminatı kapsamında olmadığını, davacının, huzurdaki davaya konu kazanç kaybı talebi, dava dayanağı KZMSS teminatı dışında kalmakta olduğunu, ayrıca davacının araçta oluşan kazanç kaybı taleplerini miktarsal bakımdan da kabul etmemekte olduklarını, dava konusu kaza sonucu araçta bir kazanç kaybının meydana gelip gelmediğinin somut ve denetlenebilir bir şekilde tespit edilmesi gerekmekte olduğunu, bu nedenle de aracın kaza nedeniyle gerçekten bir kazanç kaybına uğrayıp uğramadığı somut ve denetlenebilir şekilde belirlenmeden bu tür taleplerin kabul edilebilir olmadığını beyan ettiklerini, her durumda davacının faiz başlangıcına ve türüne ilişkin taleplerinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, trafik kazaları esas niteliği itibariyle haksız eylemden sayılan hallerden olduğu halde, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün olmadığını, zira sigortacının zarar giderim yükümlülüğünü düzenleyen Karayolları Trafik Kanunu’nun 98/1 ve 99/ 1 maddeleri hükümlerinde sigortacının gerek bedensel, gerekse eşyaya gelen zararları ödeme yükümlülüğünün durumunun sigortacıya ihbarından itibaren sekiz iş gününde ödenmesi gerektiği hükme bağlanmış bulunmakta olduğunu, bu hükümler esasen TTK.nun 1299. maddesinin tekrarı niteliğinde olduğunu, davacının müvekkili şirkete müracaat etmemiş ve dolayısıyla da müvekkili şirketi temerrüde düşürmemiş olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını, bu nedenle davacı her ne kadar başvuru tarihinden itibaren faiz istemiş olsa da başvuru sırasında gerekli belgeleri tam olarak sunmadığı için söz konusu temerrüt şartı gerçekleşmediğinden ancak dava tarihinden itibaren faiz isteyebileceğini, ayrıca davacı yanın dava dilekçesi ile başvuru tarihinden itibaren avans faizi talebinde bulunmuş olup, davacının bu talebinin de mesnetsiz olduğunu, zira söz konusu olayın işleten açısından haksız fiilden kaynaklanan bir olay olduğu, ayrıca sigortalı aracın hususi nitelikte bir araç olduğu ve müvekkili şirketin de yasal olarak işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlendiği göz önüne alındığında haksız fiilden kaynaklanan olaylarda ise ancak yasal faizin talep edilebileceğini belirttiklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle; haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yapılacak yargılamada sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesini, talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; mahkememizde açılan iş bu davanın hayali olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kazaya uğradığı iddia edilen … plaka sayılı aracın malikleri arasında isimlerin birbirlerini tutmamakta olduğunu, davacının … olduğunu, mahkememizce alınmış araç kayıt bilgisinde taşınmazın malikinin Yakup Yıldız olduğunu, ayrıca kaza tespitini maliğin yaptırmamış olduğunu üçüncü şahıs …’ın yaptırdığını, bu nedenlerle öncelikle husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmekte olduklarını, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde sürücü …’ın beyanı ile tutanak tutulduğunun anlaşılıp, görülmekte olduğunu, tutanak yazıldığında 25/09/2014 tarih atılmasına rağmen … İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tesçil Denetleme Büro Amirliği’nde 26/09/2014 tarihli kaşe vurulduğunun görülmekte olduğunu, bu da tutanağın büro amirliğinde ve sürücü …’ın beyanına göre tutulmuş bir hayali tutanak olduğunu, bu tutanağın kabulünün mümkün olmadığını, kazanın ve tutulan tespit tutanağının müvekkilinin aracı ile uzaktan veya yakından hiçbir ilgisinin olmadığını, tüm yapılan işlemler ve tutulan tespit tutanaklarının olay anında ve saatinde değil sonradan sürücünün beyanına göre tutulmuş tutanak olduğunu, gerçek olmadığını, müvekkilinin adı ve soyadının sonradan tespit edildiğini ve kayıtlardan öğrenildiğinin beyan edilmekte olduğunu ve müvekkili ile ilgili beyan ve tutanakların sürücünün beyan ve hayali ile yapılmış olduğunu kanıtlamakta olduğunu, müvekkilinin maliki … plaka sayılı aracın Küçükçekmece- Halkalı’da … kargo deposunda yük yükletilmesi için bekletildiğini ve saat 16 civarlarında yük yüklenerek … yönetiminde trafiğe çıktığını, bu durumda müvekkiline ait aracın böyle bir kazaya sebebiyet vermesinin söz konusu olamayacağını, yukarıda açıklanan nedenlerle; müvekkiline karşı açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, tüm mahkeme masraflarıyla vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Kaza tespit tutanağı, … 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası, hasar dosyası, trafik kayıtları, Tramer kaydı, tanık, dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile keşfen yapılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, araçta meydana gelen maddi hasar ve değer kaybı zararı tazminatının tahsili davasıdır.
Davacı, maliki olduğu … plaka sayılı araca, davalı …’ın maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın çarpması neticesinde 25/09/2014 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde, … plaka araçta maddi hasar ile birlikte değer kaybı zararının meydana geldiği, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketi tarafından da ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle, … plaka sayılı araçta meydana gelen toplam 11.662,70-TL.zarar tazminatının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ettiği görülmektedir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Somut olayda ihtilaf, davalı …’ın maliki olduğu aracın, kazaya karışıp karışmadığı, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ile davacının aracında meydana gelen hasar ve değer kaybının bedelini tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı ve tazminat miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
Mahkememizin 21/11/2017 tarihli duruşmasında dinlenen davalı tanığı … …;
“…… plakalı aracın sahibi olan davalı yaklaşık 1, 1.5 yıl sonra beni aradı, olay tarihinde bahsedilen aracın neede olduğu konusunda tanıklık yapmamı istedi, bahsedilen araç bana ait … Kargoda kiralık olarak çalışıyordu, bize aracın olay günü nerede olduğu ve nereye gittiğini sordu, bizde kendisine aracın olay günü olay yerinde bulunma şansının olmadığını, çünkü biz aracın akşam 5 kadar yüklü olduğu depoda bıraktık, akşam 5 ten sonrada … gönderdik, … dubalar oluyor buraya gündüz sevkiyat yapma şansımız yok, bu nedenle akşam 6 dan sonra gönderdik, araç tekrar saat 9, 9 buçuk gibi iş yedrimize geldi, şoför olan … arabayı bırakıp evine gitti, bizde aracın irsaliyeleri vardır dolayısıyla biz sevk evraklarına ve irsaliyeya baktık ve aracın o gün kaza mahallinin … … … istikametine giderken olduğunu söyledi, bende bunun üzerine kendisine bu şekilde beyanda bulundum, aynı beyanları mahkemede tekrarlıyorum, bu hususta başka bildiğim bir şey yoktur.” beyanında bulunduğu görüldü.
Mahkememizin 21/11/2017 tarihli duruşmasında dinlenen davalı tanığı …; “…Biraz önce dinlenen … … benim patronumdur, ben ona ait kargo şirketinde işçi olarak çalışmaktayım, halen çalışmaya devam ediyorum, kaza yaptığı söylenen … plakalı aracın ben kuryesi idim, yüklemesi boşaltması bana aitti, tarihleri tam olarak hatırlayamayorum, bana patronum … Bey seni … gönderdiğimiz gün araçla başka bir yere uğradınızmı diye sordu, her ne kadar aracı şoför … kullansada ona talimatları ben veriyorum, nereye gideceğini güzergahın ne olacağını ben belirliyorum, ogünde İzmirden bize kumaş topları gelmişti, biz bu kumaş toplarını yaklaşık 4 ton civarında idi bunları araca yükledik, yükledikten sonra … zaman sınırlaması olduğunda ve dubalarla yol kapatıldığından dubaların kaldırılma saati olan 6 dan önce gitmek mümkün değildi bu nedenle biz yaklaşık 5 civarına kadar iş yerinde bekledik saat 5 gibi çıktık … gittik gittimizde dubalar inmişti, malımızı teslim ettik, tekrar çıktık saat muhtemelen 9, 9 buçuk gibi geri geldik, aracın kapasitesi ve 4 ton yüklü olması nedeniyle o araçla başka birşey yapmak mümkün değil, bize kazanın yanlış hatırlamıyorsam Sultançiftliği civarında olduğunu söylediler, ancak bizim oraya gitmediğimizi patronuma söyledim, şuan mahkeme huzurunda aynı şeyleri söylüyorum, araç zaten çok randumanlı bir araç değildi ancak kısa mesafelere gidiliyordu, zaten o araçla 60/70 km üzerinde hız yapmak kolay değil, 4 tonu attıktan sonra 60 km hız yapmak bile zor ” beyanında bulunduğu görüldü.
Mahkememizin 05/06/2018 tarihli duruşmasında dinlenen davalı tanığı …; “Ben davalının kardeşiyim bu nedenle olayı biliyorum, bu işle ile abim değil ben ilgileniyorum, bu olay 2014 yının 9.ayı civarı gibi oldu, bize 2015 yılının 1 veya 2.ay sıralasında söylendi, bir avukat hanım bize telefon etti, ben olayı o zaman öğrendim, benim kaza ile bir alakası yoktur, ben arabayı kiraya verdiğim … Kargo … …’ın yanına gittim, bu tarihte bize gelen tebliğe göre araba nerdeydi diye sordum, onlarda arşivlerinde araştırdılar irsaliyelere göre İzmirden gelen bir malı 3 ten 5 kadar yükleme yaptıklarını 5 ten sonra arabanın … … tarafına gideceğini, 6 da dubalar indiği için daha erken şansı olmadığını beyan etti, ayrıca arabanın yanına ayrı bir adamı kurye olarak verdiklerini, kuryede zaten aynı beyanları söyledi dolayısıyla bu kaza ile bize ait aracın bir alakası yoktur, bizim araba 98 model zaten 80 hızda yapmaz, bildiklerim bundan ibarettir.” beyanında bulunduğu görüldü.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Prof.Dr. Makine Mühendisi …, Makine Mühendisi Prof.Dr. …ve Makine Mühendisi Doç.Dr. … tarafından hazırlanan 27/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “…
1-Davalıya ait … plakalı kamyonun sürücüsü …’ın %100 (yüzdealtmışbeş) oranında asli kusurlu olduğu,
2-Davacıya ait … plakalı aracın sürücüsü …’ın kusursuz olduğu…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davalı … vekilinin itirazları ve davacı vekilinin beyanları ile yeniden rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi Makine Mühendisi Prof.Dr. … tarafından hazırlanan 08/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “…
1-Davalı sürücü … olayda %100 (yüzde yüz) oranında kusurludur.
2-Davacı aracının sürücüsü olayda kusursuzdur.
3-Araçtaki hasar bedeli 9.162,50-TL değer kaybı 1.000-TL olmak üzere davacının toplam zararı 10.162,50-TL olup bu tutardan gerek davalı … gerekse davalı sigorta şirketi müştereken sorumludurlar…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Davacı vekilinin ve davalı sigorta vekilinin itirazları ile yeniden rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi Makine Mühendisi … tarafından hazırlanan 20/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “…
-… plakalı kamyon sürücüsü %100 oranında asli kusurlu olduğu,
-Davacıya ait … plakalı aracın tespit edilen hasar bedelinin 9.162,70-TL (KDV dahil) değerlendirilmesinin uygun olduğunu,
-Davacıya ait … plakalı aracın tespit edilen toplam alacağının 11.662,70-TL (KDV dahil) olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Mahkememiz heyeti ve bilirkişi ile birlikte, davalı aracının kazaya karışıp karışmadığı, hasara uğrayıp uğramadığının tespiti için 27/11/2020 tarihinde keşfen inceleme yapılarak ek rapor alınmasına karar verilmiş ve … plakalı aracın bulunduğu mahalde araç üzerinde yapılan inceleme ile bilirkişi Makine Mühendisi … tarafından hazırlanan 09/12/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda, “….Araç 27.11.2020 günü saat 13:30 da Adliyede keşif için bulunmadığını, mahkeme heyeti ile aracın bulunduğu mahale gidilerek inceleme yapıldığını,
Kazanın 25.09.2014 yılında olduğunu, tespitin ise 27.11.2020 tarihinde yani 6 yıl, 2 ay, 2 gün sonra yapıldığını,
Kaza sırasında … plakalı aracın BEYAZ renkte olduğunu dosyada bulunan 24.09.2019 tarihli Sigorta Bilgi ve Gözlem Merkezi yazısında görüldüğünü ancak ekte bulunan resimlerden anlaşılacağı üzere keşif tarihinde aracın KIRMIZI renkte olduğu görülmüştür.
Dosya üzerinde yapılan inceleme ve yukarıda belirtilen nedenler ile … plakalı aracın kazaya karışmadığını söylememiz mümkün değildir.
Tüm deliller değerlendirilmesi, her türlü hukuki tavsif, tarafların masraf, vekalet ücreti ve diğer istemlerinin takdiri ve nihai kararının Yüce Mahkemenize ait olmak üzere;
-… plakalı aracın kazaya karışmadığını söylememiz mümkün değildir…” beyanında bulunduğu görüldü.
Taraf vekillerinin itirazları ile yeniden rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi Makine Mühendisi Doç Dr. … tarafından hazırlanan 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda;”…
-Davalı tarafa ait kanyonun olay mahallinde bulunduğunu ya da bulunmadığını, olaya karıştığını ya da karışmadığını doğrulayacak somut veri bulunmadığı, şayet olaya karışması durumunda; davacı taraf sürücüsünün yaklaşarak ikaz ettiği şeklindeki beyanı da göz önünde bulundurulduğunda kazanın hangi şartlarda meydana geldiğini doğrulayacak bir somut veri de bulunmadığından bir kusur dağılımı yapabilmenin mümkün olmadığı,
-Araçtaki gerçek zarar miktarının KDV dahil 5.911,80-TL olduğu, araç onarılmış olmasına karşın onarıma ilişkin bir belge ibraz edilmemiş olduğu,
-Değer kaybı miktarının 2.301-TL olduğu, aracın makul onarım süresinin 10 gün olduğu ve olay tarihindeki günlük kiralama bedelinin ortalama 80-TL /gün olduğu dikkate alındığında oluşacak kazanç kaybının 800-TL olacağı…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 03/12/2021 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …
-Kök raporda belirtilen, davalı tarafa ait kamyonun olay mahallinde bulunduğunu ya da bulunmadığını, olaya karıştığını ya da karışmadığını doğrulayacak somut veri bulunmadığı görüşü korunmuş olup, bu bağlamda ispat yokluğu nedeniyle davalı taraf aracının olay yerinde bulunduğu ve kazaya karıştığının söylenemeyeceği,
-Kök raporda belirtilen maddi zararlara ilişkin görüşün yerinde ve geçerli olduğu, araçtaki gerçek zarar miktarının KDV dahil 5.911,80-TL, değer kaybı miktarının 2.301-TL ve kazanç kaybının 800-TL olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Davacı yanca son celse, tanık olarak kazaya karışan sürücünün dinlenmesi talep edilmiş ise de adı geçenin beyanı üzerine kaza tutanağı düzenlendiğinden mevcut dosya kapsamı ve dosyanın geldiği aşama göz önünde bulundurulduğunda, davacının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, kaza tespit tutanağı, tespit dosyası, hasar dosyası, trafik kayıtları, Tramer kaydı, keşif ve tanık beyanları ile toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, dosya kapsamına göre alınan 31/05/2021 tarihli kök ve 03/12/2021 tarihli ek bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, davalı …’ın maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın davaya konu kazaya karışmadığı savunması karşısında, polisler tarafından tutulan kaza tespit tutanağı incelendiğinde, davalının … plakalı aracının, davacının aracına çarptığı, maddi hasara sebep olduğu ve kaçtığına dair tutulan tutanağın davacı araç sürücüsü … beyanı ile düzenlendiği, … plakalı araçta keşfen yapılan incelemede, araç üzerinde davacı aracına çarparak hasarlanmasına neden olabilecek bir bulgunun tespitinin yapılamadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile davalıya ait aracın kaza mahallinde bulunduğu, olaya karıştığı, kazanın hangi şartlarda meydana geldiğini doğrulayacak somut verilerin bulunmadığı, bu şekilde kusur dağılımının da yapılamayacağının tespit edildiği, davalı tanıklarının aracın kaza tarihi ve saati itibariyle kaza mahallinde olamayacağı, aracın yükü ile birlikte …’da depoda bulunduğunu belirttikleri, davacı sürücü beyanı ile düzenlenen trafik kazası tespit tutanağı dışında kazanın oluşumunu yansıtacak herhangi bir belge, kamera kaydı, fotoğrafın dosyaya sunulmadığı, davalı aracında kazaya ilişkin hasar izinin de tespit edilemediği anlaşılmakla, (İstanbul BAM 16. HD.,15/11/2018 T. 2017/1168 E.-2018/2461 K. ) ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 199,17-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 118,47-TL. harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …’ın yapmış olduğu 2.050-TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
6-Davacı ve davalı … tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin, Davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır