Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/533 Esas
KARAR NO : 2018/284
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/05/2015
KARAR TARİHİ : 24/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 01/11/2014 tarihli sözleşme olduğunu, sözleşme ile müvekkilinin sahibi olduğu … plakalı araçla davalıya yolcu servisi hizmeti verdiğini, sözleşme gereği günlük 175 TL’den taşıma yapılacak ve her ay sonu kesilen fatura davalıya teslim edildikten sonra 15 gün içinde ödenmesi yapılacağını, davalıya sözleşmenin ilk gününden itibaren ödemeleri aksattığını, ödemelerin bir kısmını yakıt olarak alma zorunluluğu getirmiş bu haliyle sözleşmeyi sürekli ihlal ettiğini, müvekkili çalışmış olduğu süreler ile hak etmiş olduğu alacak ve kendisine makbuz karşılığı elden ödenen miktar ile yakıt olarak ödenen miktarlarla ilgili davalı yanca muhasebesince bir hesap pusulası verildiğini, davalı yanca verilen hesap pusulasına göre 20/03/2015 tarihi itibari ile müvekkilinin 3.068,86 TL alacağı olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali, takibin devamı, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama ¸ giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 5.299,68 TL asıl alacak olmak üzere alacağın tahsili için faturaya dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi … tarafından hazırlanan 23/01/2017 tarihli raporda sonuç olarak; inceleme günü ibraz edilen davacıya ait defterin işletme defteri oluşundan ötürü, bu defterden ancak düzenlenmiş olan fatura belirlenebildiğinden davacının dava konusu yaptığı fatura belirlenmiştir. Konu olan fatura teamülde kabul edildiği şekilde fatura altı cirolu yani bedelinin peşin olarak ödendiği şeklinde düzenlenmiş olduğu, ancak dosyaya sunulu bulunan davalıya ait olduğu belirtilen hesap özetinde davacı tarafından düzenlenmiş faturaların sonradan ödendiği görülmektedir. Peşin satış olarak düzenlenen fatura bedelinin ödendiğinin tahsilat makbuzu veya banka aracılığı ile ödenmiş isebanka dekontu ile kanıtlanması gerekeceği veya davalının konu olan faturayı alarak vergi dairesine beyan etmiş ise bağlı bulunduğu vergi dairesinden … formunun talep edilmesi gerekeceği kanısına varılmıştır. Davacının icra takip tarihindeki talep tutarı olan 5.299,68 TL tutarındaki fatura davacıya ait işletme defterinden belirlenmiş ancak davalının icra dosyasına vermiş olduğu dilekçesinde borcu kabul etmemiş olmasından ötürü fatura bedelinin tahsil edilmediğinin kanıtlanması ile davacı alacağını kanıtlayabilecektir. Yukarıda belirttiğim gibi davalının bağlı olduğu vergi dairesinden Mart-Nisan 2015 aylarına ait … formunun talep edilmesi ile olacağını mütaala ettiği anlaşıldı.
Emsal nitelikteki Yargıtay … Hukuk Dairesi, 14/11/2016 tarih, …E., … K.sayılı ilamında “…dava, davalıya verilen nakliye hizmeti nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı alacağının ödenmediği iddiasıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki nakliye işi nedeniyle davacı tarafından 02/07/2011 ve 15/12/2011 tarihli faturalar düzenlenmiş, davacının işletme defterinde sadece bu iki faturanın kayıtlı olduğu ve alacaklı göründüğü, davalının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde ise faturalar kayıtlı olmakla birlikte bedellerinin ödenmiş olduğu tespit edilmiştir. Nitekim davalı, kapalı faturaların bedelinin ödenmiş olduğuna karine teşkil ettiğini davacı faturaların açık fatura olması gerekirken kapalı düzenlendiğini ileri sürmektedir. Türk Ticaret Kanununda ya da Vergi Usul Kanununda kapalı fatura kavramının tanımı yoktur. Bu kavram ticari örf ve adet hukukundan doğmuştur. Fatura tanzim edildikten sonra, faturadaki rakamların altının iki çizgi ile kapatılıp fatura tanzim eden tarafından imzalanması, o faturanın bedelinin ödendiği anlamına gelir. … Ticaret Odası da 21/12/1984 tarihli 6 nolu teamül kararı ile açık-kapalı fatura uygulamasının bir örf adet hukuk kuralı haline gelmesini sağlamıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde, Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakimin, örf ve adet hukukuna göre karar verebileceği ifade edilmiştir. Türk Ticaret Kanununun 2.maddesinde de, bu düzenlemeye paralel olarak, Kanunda aksine bir hüküm yoksa, ticari örf ve adet olarak kabul edildiği belirlenmedikçe teamülün mahkemenin yargısına esas olamayacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, davaya dayanak yapılan faturaların kapalı fatura olduğu, ticari örf adet gereği kapalı faturanın bedeli ödenmiş fatura olduğuna karine teşkil edeceği, bu durumun aksini ispat etme yükümlülüğünü davacı üzerinde olduğu, ispat yükünün yer değiştirmeyeceği, davalının fatura bedelinin ödemiş olduğunu ayrıca ispat ile yükümlü olmadığı, dosya kapsamına göre de davvacının fatura tutarınca alacaklı olduğunu, yeterli deliller ile ispat edemediği nazar alınarak, mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile ispat yükü davalıya yüklenerek davalının bakiye fatura bedelinin ödediğini ispatlayamadığı şekilde davanın…” şeklinde hüküm kurduğu,
Yargıtay …Hukuk Dairesi 21/11/2016 tarih, … E., … K.sayılı ilamında “…mahkemece, iddia, savunma, itibar edilen ilk bilirkişi ek raporu, ikinci bilirkişi raporu ve dasya kapsamına göre, davanın davalıya verilen yurtdışı nakliye hizmeti alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali istemine ilişkin olduğu, taraflar arasınnda taşıma taşıma işlerinin fiilen gerçekleştirilmiş olduğu, davalının icra takibine itirazında ve davaya cevabında ödeme itirazında bulunduğu, ispat külfetinin davalıya düştüğü, tarafların defter kayıtlarının uyuşmadığı, davalının ibraz ettiği ödeme belgelerine göre sonuca gidilmesi gerektiği, davalının faturalarının kapalı fatura olduğunu belirterek savunmasını kanıtlamak istediği ancak takibe konu faturaların çoğunun kapalı fatura olmadığı, kapalı faturaya dayalı ödeme savunmasının da defterlerde aynı gün raporunda tek tek karşılaştırıldığı, belgeye dayanmayan ancak davalı defterlerinde ödeme olarak gösterilen tutarlar düşüldükten sonra davalının takip tarihi itibariyle davaıya 3.759,51 EURO borçlu olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak davalının icra takibine itirazının 18.269,70 EURO yönünde iptaline, dava, taşıma ücretinin tahsiline yönelik yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere taraf defterlerinin uyuşmadığı, kapalı faturalar yönünden yapılan savunmanın davalı defterlerinde aynı gün nakit çıkışı ile teyiti gerektiği, davalı kayıtları ve sunulan dayanak belgelerin karşılaştırıldığı, davalı defterlerinde görünen ancak belgeye dayanmayan tutarların mahsubu ile davalının 37.759,51 TL (gerekçeli kararda maddi hata sonucu 3.759,51 EURO olarak belirtildiği gözlenmektedir) borçlu olduğundan bahisle taleple bağlı kalınarak 18.269,70 EURO ana para üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda, davacı tarafından davalıya nakliye işi yapıldığı, bu iş nedeniyle tanzim edilen fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediği ileri sürülmüştür. Davalı vekili, taraflar arasında yazılı sözleşme olmaksızın taşıma ilişkisi bulunduğunu kabul etmiş ancak bu iş nedeniyle düzenlenen fatura bedellerini davacıya ödediğini savunmuştur. Takibe konu faturaların bir kısmının kapalı fatura olduğu anlaşılmaktadır. Faturanın altının faturayı tanzim eden tarafından kaşe vurularak imzalanması o faturanın kapalı fatura olduğuna ve fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil eder. Bu durumda ispat yükü yer değiştirir, diğer bir ifadeyle ödeme savunması yönünden mevcut karine karşısında alacaklının fatura bedelini tahsil etmediğini kanıtlaması gerekir. Bu nedenle, mahkemece kapalı faturalar bakımından ispat yükünün davalı üzerinde bırakılması yerinde olmamıştır. Şu halde, öncelikle kapalı faturalara yönelik ispat yükünün davacı tarafta olduğu gözetilerek hangi faturaların kapalı olduğunun belirlenmesi, davacı yanın bu faturalarla ilgili karinenin aksini gösterir delilleri varsa bunların toplanması ve davalı tarafça sunulan ödeme belgeleri dikkate alınarak borç-alacak durumunun belirlenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir…” şeklinde hüküm kurduğu görüldü.
İddia, emsal nitelikteki yargıtay kararları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; yolcu servisi hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmeden kaynaklı bakiye alacağa itirazın iptaline ilişkin olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine 5.299,68 TL asıl alacak olmak üzere alacağın tahsili için faturaya dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu, davacının yasal 1 yıllık ¸ süresi içerisinde İİK 67 maddesi gereği itirazın iptali davasını açtığı, rapor ve ek rapora göre takip ve dava konusu fatura her ne kadar kapalı fatura olsa ve bedelinin ödendiğine karine teşkil etsede, taraflar arasında geçerli servis araç sözleşmesi bulunduğu, davacının bu sözleşme ile alacağını ispatladığı, sözleşmeye uygun olarak hizmeti veren davacının faturayı kesip usulüne uygun işletme defterine işlediği, davalının usulüne uygun ihtara rağmen defter ve kayıt sunmaktan kaçındığı, yukarıda açıklanan içtahatlar doğrultusunda kapalı faturaya ilişkin davalı lehine olan ticari teamüle dayalı adi karinenin aksinin davacı defterleri ve sözleşmenin 1-f maddesi hükmü gereği ispatlandığı, zira ilgili sözleşme hükmünde, taşıma ücretinin takvim ayı sonu itibariyle kesilen faturanın taşıt anca engeç müteakip ayın 15’ne kadar ödeneceğinin taraflarca kararlaştırıldığı, bu durumda ödemenin fatura kesildikten sonra yapılacağının dolayısıyla peşin ödenmeyeceğinin kararlaştırıldığı, davalı tarafça ödeme hususunun iddia ve ispat edilemediği anlaşılmakla davacının raporda belirtildiği üzere 5.299,68 TL alacaklı olduğu belirlendiğinden bu miktar üzerinden davanın kabulüne ve itirazın iptali ile davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yönelik aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasındaki itirazının iptaline, takibin kabul edilen 5.299,68 TL ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak devamına, kabul edilen miktarın %20 sine tekabül eden 1.059,94 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Peşin alınan 90,51 TL. nispi harçtan, 492 sayılı Harçlar Kanununun 15.maddesi gereğince,0.06831 oran üzerinden hesaplanan 362,02 TL. nispi karar ve ilam harcından mahsubu ile geriye kalan 271,51 TL. nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, Hazine adına İRAD KAYDEDİLMESİNE.
3-Dava açılırken davacı tarafından yatırılan 27,70 TL. başvurma harcı+90,51 TL. peşin harç+4,10 TL. vekalet harcı olmak üzeret toplam 122,31 TL. harcın,davalıdan alınmasına, davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.135,10 TL. yargılama giderinin davalıdan alınmasına, davacıya verilmesine,
5-Davalı yargılama gideri yapmadıklarından, davalı lehine yargılama gideri taktirine yer olmadığına.
6-Davacı davasını vekilli takip ettiğinden;kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 725,00 TL. nispi vekalet ücreti, maktu vekalet ücretinin altında kalması, kabul edilen miktar ise maktu vekalet ücretinin üstünde kalması sebebiyle, II.kısım, II. bölüm.9.maddede belirtilen 2.180,00 TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan alınmasına, davacıya verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi gereğince artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
Dair, davalı tarafın yokluğunda davacı vekilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır