Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/488 E. 2018/511 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/488 Esas
KARAR NO : 2018/511
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/05/2015
KARAR TARİHİ : 26/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirket ile 11.03.2015 tarihinde müvekkilinin yurtdışına satış yaptığı malların taşınması hususunda anlaştıklarını, anlaşmaya göre müvekkili şirketin ihraç ettiği mallar ihraç edilen malların bedelinin alındığı müvekkili şirket tarafından teyit edildikten sonra davalı şirket tarafından alıcının…’da bulunan adresine teslim edileceğini, müvekkili şirket ile davalı şirketin ihraç edilen malların bedelini müvekkili şirkete ödenmeden ihraç edilen malların alıcı şirkete teslim edilmemesi konusunda anlaştıklarını, ihraç edilen malların davalı firmaya taşıma için teslim edildikten sonra davalı şirketin müvekkili firma yetkilileri tarafından ihraç edilen malm bedelinin alındığı teyidi verilmeden alıcı şirkete teslimatının yapılmaması noktasında defalarca yazılı olarak uyarıldığını, davalı şirkette de mal elinde bulunduğu süreç boyunca yazılı mail olarak malın bedeli alınmadan teslim edilmeyeceği konusunda teminat ve teyit verdiğini vc malı taşıyan aracın güzergahı konusunda da müvekkili şirkete devamlı bilgi verdiklerini, ancak malların, Fransız gümrüğündeki depoya intikal ettiğinde, davalı firma tarafından müvekkili şirkete haber vermeden ve bedelin ödendiğine ilişkin teyit alınmadan anlaşmaya aykırı olarak alıcı şirkete teslim edildiğini, davalı şirketin anlaşmaya aykırı hareket ederek ihraç edilen malın bedeli müvekkili şirkete ödenmeden İhraç edilen ürünleri alıcıya teslim ettiğini, … Konvansiyonunun (Eşyaların Karayolundan Uluslar arası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi) 21. maddesinde, “Mal alıcıya taşıyıcı tarafından taşıma anlaşmasına göre teslimdeki ödeme tutan tahsil edilmeksizin teslim edilmiş ise bu durumda taşıyıcı göndericiye karşı teslimdeki ödeme tutarını aşmayacak miktarda ve alıcıya karşı dava açma hakkını kaybetmeksizin tazminat ödemekle yükümlüdür” nakliye sözleşmesine konu olan mallar için alıcı şirket ile 16.000 Euro’ya anlaşıldığını, bu bedelin 5.000 Eurosunu alıcı şirket tarafından ödendiğini, 11.000 Euro’sunun ise malın tesliminde ödeneceğini, ancak davalı şirketin bakiye 11.000 Euro ödenmeden malları alıcı şirkete teslim ettiğini, oysa yukarıda da belirttikleri şekilde, müvekkili şirket ile davalı şirketin anlaşmasının ihraç edilen malların bedelinin müvekkili şirketçe alındığı hususunda talimat verilmeden malların teslim edilmemesi şeklinde olduğunu, malların davalı şirket nezdindeyken davalı şirket ile mail yoluyla yapılan yazışmaların da bunun ispatı olduğunu, bu davayı açmadan önce davalı şirkete Kartal 23. Noterliği marifetiyle 25.03.2015 tarihinde 06186 yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, bu ihtarnamede davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranması sebebiyle … Konvansiyonunun 21. maddesi gereği müvekkili şirketin uğradığı 11.000 Euro zararı tazmin etmesinin istendiğini, ancak davalı şirketin bunu yerine getirmediğini, bu nedenle davayı açma zaruretlerinin hasıl olduğunu, bu nedenlerle, davalarının kabulü ile, davah şirketin müvekkili şirkete dava tarihinden itibaren işleyecek dövize uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte 11.000 Euro maddi tazminat ödemesine hükmedilmesine. tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesi talebi ile dava ettikleri görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin dava konusu malların bedelini alıcı firmadan alamaması durumunun nispilik ilkesi gereğince davacı şirket ile alıcı firma arasında husumet oluşturduğunu, somut olayda ise herhangi bir rücu ilişkisi de bulunmadığından işbu davanın müvekkili aleyhine ikame edilmesinin mesnetsiz ve hukuksuz olduğunu, eş anlatımla dava dışı alıcı firma ile davacı arasındaki husumetin davalı müvekkiline atfedilmesinin yasada tanımlanmış bir hak olmadığını, ayrıca huzurda görülen davanın alıcı firma aleyhine ikame edilmeden doğrudan davalı müvekkili aleyhine ikame edilmesinin kötüniyetli bir tutum olmakla birlikte hukuk mantığıyla da bağdaşmadığını, davacı şirkete dava dışı alıcı firmadan alacağını tahsil edemediğinden bahisle huzurdaki davayı ikame ettiğini, davacının zararına sebep olduğuna iddia ettiği şirket yerine müvekkiline dava açmasının hukuken geçerli izahının olmadığını, bu bağlamda davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı şirket ile davalı müvekkili arasında davacının Fransa’ya ithal ettiği malların taşınmasına ilişkin anlaşma yapıldığını, müvekkili şirketin edimini acentesi aracılığıyla anlaşma koşullarına uygun olarak ifa ettiğini, davaya konu anlaşmada müvekkilinin üzerine düşen asli edim yükümlülüğünün; dava konusu malların Türkiye’den teslim alınıp Fransa’da alıcı firmaya teslim edilmesi olduğunu, söz konusu anlaşmada malların bedelinin davacı tarafından alındıktan sonra malın teslim edileceğine dair bir hüküm bulunmadığı gibi müvekkili şirkete böyle bir yükümlülük yüklenmesinin de söz konusu olamayacağını, dava dilekçesinde malların bedelinin davacı tarafından alındıktan sonra malın teslim edileceğine dair anlaşma şartı bulunduğunun iddia edildiğini, ancak buna ilişkin herhangi bir somut delili dosyasına sunulmadığını, davacı tarafın bu konudaki iddialarının sadece soyut beyanlardan ibaret olduğunu, ayrıca dava konusu malların teslim edileceği tarih ve yerin davacı tarafından belirlendiğini, iddia edilen 11.000,00 Euro bedelinin davacı tarafa ödenip ödenmediğini, ödendi ise ne zaman ödendiğini, mezkur bedelin gerçekçi olup olmadığına dair bilgilerin dava dilekçesinde net olarak yer almadığını, davacı tarafın bu bedeli almadığını varsaymaları halinde davacının iddiaları doğrultusunda malların halen alıcı firmaya teslim edilmemesi gibi bir durumun söz konusu olacağını, davalı müvekkili taşıma işleri ile uğraşan bir tacir olduğunu, böyle bir durumda başka işlerinden iş fırsatlarından mahrum kalacağını ve ciddi bir zarara uğrayacağını, nitekim malların geç teslim edilmesi veya teslim edilememesi hallerinde demuraj oluşacağını ve davalı müvekkilinin dava değerini de aşan bir zararın ortaya çıkacağını, hal böyle iken davalı müvekkilinin iddia edildiği gibi bir yükümlülüğünün olmadığının sabit olduğunu, huzurda görülen davanın her yönüyle mesnetsiz ve hukuksuz olduğunu, davalı müvekkili yerine getirdiği edimi karşılığında anlaşma koşullarına uygun olarak 950 Euro bedelli fatura kestiğini, ancak davacı şirketin … Noterliği 25 Mart 2015 tarih …yevmiye sayılı ihtarname ile bu faturayı iade ettiğini, müvekkili firma tarafından keşide edilen cevabi ihtarname ile de davacının taleplerinde haksız olduğunun bildirildiğini, bu nedenlerle, davalının her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup; 14/04/2017 tarihinde … ve …’dan alınan raporda sonuç olarak; Taraflar arasında karayoluyla uluslar arası eşya taşıma hususunda taşıma sözleşmesinin sabit olduğu, sözleşme gereği davalının malın mal mukabili olan bedel kısmının ödendiğini teyit etmeden malı gönderilen-alıcısma teslim etmesinin … m.21 hükmüne aykırı olduğu, davacının bakiye 10.058,00 Euro alacaklı olduğu, buna karşın davalının navlun alacağı iddiasında bulunamayacağı, davacı lehine hükmedilecek tazminata yıllık %5 oranında temerrüt faizi uygulanabileceği, davacının dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebi gözetilerek, dava tarihine kadar faiz hesabına da yer olmadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davalı tarafın bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunuduğu görüldü.
Bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, 19/03/2018 tarihinden alınan ek raporda sonuç olarak; davacı vekilinin itiraz etmediği, davalı vekilinin itirazlarının ve değerlendirmesinin yapıldığı, nihayetinde kök rapordaki tesipt ve değerlendirmelerimizi değiştirecek yeni bir sonucu ulaşılamadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
İddia, savunma, alınan bilirkişi ek ve kök raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın uluslararası taşımacılıktan kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu, davacının satışını yaptığı ve varma yeri teslimi anlaştığı emtiyanın Türkiye satış fiyatı 15.058 Euro olarak belirlenmiş olup, buna eklenen davalı navlunu olan 950 Euro toplandığında varış yeri fiyatı 16.008 Euro miktarında olduğu, davacıya ait yükün, davalı tarafından kısmi taşıt yükü olarak taşımaya alındığı, davacıya ait yük içinde 1154 Kg bürüt, 1007 Kg net miktarında olduğu, dosyada mevcut belgelere ve … taşıma senedine göre taşımanın … hükümlerine tabil olduğu, sorumluluk ve sahir hususların bu konvansiyona göre belirlenmesi gerekeceği, ub durumda … 17 ve devamında 23 maddeleri gereği olan sınırlı sorumluluk uygulamasının istisnalarından biri olan … 21 ile öngörülen ve kararlaştırılan bedele göre sorumluluk belirlenmesi gerekeceği, gümrük beyannamasi ve davacı beyanlarından anlaşılacağı üzere 5.000 Euro peşin, bakiye 11.008 Euronun ise mal tesliminde yani mal mukabili ödeme emri ile kararlaştırıldığı, bu durumda malın tesliminde, mal bedelinin ödenmesinin dava dışı alacının edimlerinden olduğu, taşıyıcının edim olarak nispi taşıma sözleşmesi gereği taşımak ve gönderilene teslim etmek ile yükümlü olduğu, ancak özel olarak anlaşma yapıldığında, taşıyıcıların, gönderen-ihracatçılar için tahsildar gibi de hareket edebilmekte oldukları, malı teslimden kaçınarak kararlaştırılan ödemenin yapılması ya da yapıldığının teyit edilmesinin gönderen-taşıyıcı arasında sözleşme ile kararlaştırıldığından, taşıyıcının, mal bedrelinden bağımsız olarak kararlaştırılan bedeli ya da tahsilini teyit etmek durumunda kaldığı, bu durumun … madde 21’in gereği olduğu, somut olayda başlangıçta her ne kadar taşıyıcı, belli bir ödemeyi tahsil yükümlülüğü üstlenmemiş ise de, taşıma sürecinde verilen talimatı kabul ederek, tahsilat sorumluluğunuda üstlendiği, e mail yazışmalarının, açıkça davalının taşınan mala ilişkin bedelinin ödenmesi teyit edilmeden malı gönderilene teslim etmeme yükümlülüğünü üstlendiği, buna karşın taşıma süreci sonunda davalı, malı gönderilene teslim ettiğinin belirlendiği, davacının 11.008 Euro alacağını almadan, malı gönderilende bu defa kendi ödediği 5.000 Euro teminatı bahane ederek malı geri vermediği gibi bakiye borcunuda ödemediğinin belirlendiği, yani bu durumda davacının 11.008 euro mal bedeli alacaklısı ve 950 Euro navlun bedeli borçlusu durumunda olduğu, davalının … madde 12 ve devamı gereği, davacının emir ve talimatına uymayıp taahhüt edip mal bedeli ödemesini teyit etmeden malı teslim etmemeyi üstlendiği, bu durumda davalının … 21 maddesi gereği ödenmesi gereken miktar kadar tazminattan sorumlu olduğu, ancak somut olayda henüz navlun alacağını almadığı için, davacının davalıdan tazmin talep edebileceği miktar malın TR fiyatına göre yani FOB fiyatına göre belirleneceği, faturada bu fiyat 11.058 Euro olup, 5.000 Euro peşinat düşüldüğünde davalıdan 10.058 Euro tazminat talep edebileceği, böylece davalının navlun talep hakkının düşmüş olduğu, dava ve talep Euro cinsinden olup davacının faiz talebinin dava tarihinden itibaren işletmeyi talep etmeside gözetilerek … 27 maddesi gereği davacının alacak miktarı için yıllık %5 oranında 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereği faiz talep edebileceği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, 10.058 EURO dava tarihi olan 07/05/2015 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereği devlet bankalarının EURO ile açılmış bir yıl mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2 -492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 2.037,13 TL. Harçtan, peşin alınan 545,62 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 1.491,51 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3 – Davacı taraf lehine av.asgr.ücret tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4 – Davalı taraf kendini vekille temsil ettirmiş olduğundan, red olunan kısım üzerinden takdir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarakdavalıya verilmesine,
5 – Davacı tarafından yapılan 27.70 TL başvurma harcı + 545,62 TL peşin harç + 4,10 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 577,42 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6 – Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti + 68,00 TL. Tebligat – müzekkere giderleri olmak üzere toplam 1.568,00 TL yargılama giderlerinin kabul ve red oranına göre 1.433,72 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7 – Davalı tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti + 9,00 TL tebligat giderleri olmak üzere toplam 509,00 TL yargılama giderlerinin kabul ve red oranına göre 43,58 TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır