Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/458 E. 2019/412 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/458 Esas
KARAR NO : 2019/412
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 29/04/2015
KARAR TARİHİ: 20/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirkete 15.05.2002 tarihinde elektrik mühendisi olarak çalışmaya başladığını ve müvekkili şirketin faaliyet konusu olan paratoner imali, montajı, servisi ve bakımı konularında uzman olarak yetiştiği ve şirketin ticari ilişkilerde bulunduğu tüm müşterilerini tanıdığı; davalının, 09.02.2005 tarihinde kendi rızasıyla istifasını vererek işten ayrıldığı, taraflarınca yapılan araştırmalar ve Beyoğlu İş Mahkemesinin… D.İş sayılı dosya ile yapmış oldukları tespit, verilen bilirkişi raporu ve keşif esnasında davalının işten ayrılmadan evvel … Vergi Dairesine şahsen…sicil numarasıyla kayıtlı olarak İstanbul Mühendislik adı altında davacı şirketle aynı iş kolunda faaliyet gösteren bir şirket kurduğunun ortaya çıktığını, davalının kurduğu İstanbul Mühendislik adlı bu firmada, müvekkili şirketin portföyünde yer alan tüm müşterilerin listelerinin haksız ve müvekkilinin rızası olmadan elde etmek suretiyle iş yapmaya başladığını, davalının müvekkili şirkette kullandığı müşteri isim ve telefon, adres bilgilerinin yer aldığı bilgisayar programını ve bilgisayarı tamamen müvekkili şirket yetkilileri rızası dışında almak suretiyle yaptığını, kötü niyetli davalının bununla da kalmayıp müşterilerine, müvekkilinin vermiş olduğu tekliflerin, %50’sini teklif eden mektuplar ilettiğini, müşterilerinin birçoğu ile anlaşıp iş dahi yaptığını, halen faaliyetine … adresinde devam etmekte ve müvekkili şirket müşterilerin düşük tekliflerde bulunmakta olduğunu, davalının elli yıllık birikimini haksız ve kötü niyetli olarak kullanmak suretiyle müvekkili firmayı büyük maddi zarara soktuğunu, aynı zamanda ticari itibarını da zedelendiğini, taraflar arasında akdedilen 17.05.2004 tarihli iş sözleşmesinin davaları ile alakalı bölümlerinin, “1.3:Personel verilen işi özenle yapmak, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymak, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerine riayet etmekle yükümlüdür. 1.4: Personel şirketin yazılı izni olmadan başka herhangi bir kuruluş veya şirkette çalışmaz, ortak olamaz, herhangi bir sıfatla görev alamaz, yardımcı veya danışmanı olamaz, buna izin vermek şirketin tasarrufundadır.1.7: Personel sözleşme süresi bitimi itibariyle işten ayrıldıktan sonra iki yıl boyunca benzer sektörde görev alamaz, iş kuramaz, ücretli veya ücretsiz danışmanlık yapamaz.4.1: Taraflardan birinin sözleşmenin tamamını veya bazı hükümlerini ihlal etmesi halinde 10.000 USD tazminat ödemeyi kabul eder” olduğu, davalının sözleşmenin bu hükümlerini ihlal ettiği ve bu hususun Beyoğlu İş Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile tespit olunduğunu, iş akdinin 4.1. Maddesi gereğince, davalının 10.000 USD. Tazminat odemesi gerektiğini, Şişli… İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibine girişilmişse de davalının bu takibe haksız gerekçesiz ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalarının kabulü ile itirazın iptalini, kötü niyetli olan davalıya %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, vekalet ücreti ve dava masraflarının davalıya yükletilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından delil listesinde belirtilen Beyoğlu İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde davanın HUMK gereğince açılmamış sayıldığının anlaşıldığını, aynı şekilde listede olan Beyoğlu … Asliye Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında, Mahkemenin davalı lehine beraat kararı verdiğini, davacı tarafın dosyayı temyize gönderdiğini, davalı müvekkilinin15.05.2002 tarihinden 09.02.20015 tarihine kadar davacı şirkette çalıştığının, hem müvekkilinin hem de davacı beyanlarından anlaşılmakta olduğunu, …kurumu kayıtları incelendiğinde 15.02.2002 tarihinde müvekkilinin davacı şirkette çalışmaya başladığını, 20.05.2004 tarihinde davacı şirket tarafından çıkısının yapıldığını, çıkış yapıldıktan 3 ay sonra 20.08.2004’te tekrar davacı şirket tarafından başka bir işveren kodu ile girişinin yapılarak 09.02.2005 tarihine kadar bu iş yerinde çalıştığının anlaşıldığını, davalının davacı tarafından işten çıkısının yapıldığı 20.05.2004 tarihi, davacı tarafından, davalının kendi adına ve namına aynı iş kolunda bir şirket kurduğunu sonradan öğrendiklerini iddia ettikleri tarih ile aynı olduğunu, bu durumda davacının davalının şirket kurduğunu bilmediği ya da sonradan öğrendiklerini söylemesinin yersiz olacağı, müvekkilinin 3 ay sonra yeniden işe alındığı ve 6 ay daha davacının şirketinde düşük prim gün sayılı ile çalıştığını, davacının beyanlarının da durumu onaylar nitelikte olduğunu, müvekkili adına … Mühendislik adlı şirketin kuruluş evraklarının… Ticaret Odasından istenmesi durumunda, davalı müvekkili adına açılan şirket ile davalı müvekkilinin davacı şirkette çalıştığı adreslerinin aynı olduğunun anlaşılacağını, davalı müvekkilinin, şirketin kurulumunda, davacının adresini ve muhasebecisini davacıdan habersiz kullanmasının imkansız olacağını, şirket kurulumu için davalının herhangi bir gider dahi yapmadığını, tüm giderlerin davacı tarafından karşılandığını, müvekkilinin davacı şirkette Elektrik Mühendisi olarak çalıştığını, yersiz olanın ise “çalıştığı süre içerisinde davacı şirketten habersiz, kendi adına ve namına, aynı iş kolunda faaliyet gösteren bir şirket kurduğu” ifadesi olduğunu, bahsi geçen davacı şirketin 15.02.2002 tarihinde davalıya … ‘dan işe giriş yapmasına karşın 17.05.2004 tarihine kadar hiçbir iş sözleşmesi yapmadığını, 20.05.2004 tarihinde ise davacının rızası ve tek taraflı istekleri ile davalı müvekkili adına kayıtlı söz konusu, … Mühendislik adlı şirketi açtıklarını, 20.05.2004 tarihinde kurulan şirketin davalı adına çıkan … ödemelerinin davacı şirket tarafından ödendiği ve söz konusu prim nedeni ile davalı müvekkilinin, … priminden kesinti yapıldığı, kesintilerin işten ayrılıncaya kadar sürdüğünü, …kurumundan istenilen Hizmet dökümünün söz konusu hususu ispatlayacağını, davalı ile davacı şirket arasında bir iş sözleşmesi olmasına karşın, 20.05.2004 tarihinden itibarine 3 ay süresince davacı şirket tarafından sigortasız olarak çalıştırıldığını, davacı şirketten sigorta girişini yapmasını ve sigorta primlerini eksiksiz yatırmasını, aksi halde iş sözleşmesin feshedeceğini bildirdiğini, davacı şirketin … girişini yaptığı fakat primlerini eksik olarak 5 gün üzerinden gösterdiğini, kalan günleri ise davacı tarafından kurdurulan şirketin BAĞ-KUR ödemesi olarak yaptığı davacı şirkette çalıştığı süre içerisinde … ödemelerini kendi adına ve namına yaptığını hatırlamadığını, …kurumundan istenilecek, müvekkili adına kurulan … Vergi Dairesinin … sicil nolu 20.05.2004 tescilli şirketi nedeni ile davalıya çıkan kurum ödemelerinin, hangi kişi ya da şirketçe yapıldığının sorulması ve banka yoluyla yapılmış ise dekontlarının istenmesini Mahkemeden talep edildiğini, davalı müvekkilinin, davacı şirkette proje üretme görevini üstlenmiş bir Elektrik Mühendisi olduğunu, davalının davacı tarafından itham edildiği şekilde portföy çalması gibi bir durum hayatın olağan akışını aykırı olduğunu, söz konusu müşteri portföyünün davalının da içinde bulunduğu bir takım tarafından oluşturulduğunu, mevcut sektörde kullanılacak programlarda internet üzerinden kolayca bulunulabilecek nitelikte olduğunu, davacı tarafından şirketlere yapılan işlerin doğrudan davalı tarafından yapıldığı için müşterilerin davalının yeni bir şirkete geçtiğini öğrenmeleri ve davalı ile çalışmaya başlamalarının ticaret kurallarına aykırılık temsil etmeyeceğini, söz konusu davalı ve davacı şirketler arasındaki ekonomik ve iş çeşitliliğine bakılacak olursa program ve bilgilerini kopyalayıp kendi lehine kullandığını iddia etse de, davacı tarafından verilen delil listesinde Beyoğlu İş Mahkemesinin … sayılı dosyasında bulunan 25.03.2008 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile birlikte değerlendirildiğinde davalının söz konusu eyleminin davacı tarafından iddia edilen şekilde bilişim sistemi üzerinden haksız kullanım ile hukuka aykırı bir eylem olmadığının görülmekte olduğunu, davalının elektrik Mühendisi olduğu ve başka bir iş kolunda çalışmasını sağlayıcı nitelikte sözleşmelerin yersiz ve hakkaniyete aykırı olduğunu, sözleşme hürriyeti kapsamında görülemeyeceğini, kişinin kendini bu derece sınırlandırmasının kişiyi kişiye karşı koruyan kanunlara aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine, tüm yargılama giderlerini ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Şişli 3. İcra Dairesinin 2010/27902 Esas sayılı takip dosyası, Beyoğlu İş Mahkemesi’nin … D.İş, sayılı dosyası, Beyoğlu İş Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, vergi dairesi kayıtları, …kayıtları, 17.05.2004 tarihli Belirli Süreli İş Sözleşmesi ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Şişli … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, 17.05.2004 tarihli Belirli Süreli İş Sözleşmesi ‘nin davalı-borçlu tarafından ihlal edilen 4. Maddesi gereği 10.000-USD. asıl alacak, 4.300-USD.%10 libor faizi olmak üzere toplam 14.300-USD.’nin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek libor faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde, borca, işlemiş faiz tutarına,faiz oranına ve yetkiye itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde, itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Ticaret Hukuk Öğretim Üyesi Prof. Dr…., SMMM-KGK Bağımsız Denetçi Öğretim Üyesi Prof. Dr. … ve Elektrik Elektronik Mühendisi …tarafından hazırlanan 27.03.2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, “…..Taraflar arasında yapılan rekabet sözleşmesinin iş hukuku ilkeleri ve Borçlar Kanunu’nda belirtilen şartları taşımaması dolayısıyla geçersiz olduğunun anlaşıldığı, bu durumda kararlaştırılan cezai şartın uygulamaya koyulamayacağının ortaya çıktığı, her ne kadar çalındığı ifade edilen müşteri firma bilgileri davacı şirketi internet sitesinde referanslar bölümünde var ise de, davalının davacı şirketten elde edebileceği bilgiler doğrultusunda, davacı şirketin iş yaptığı şirketler için hazırladığı bakım ücret bedelleri (önceki yıllara ait teklif fiyatları), bakım zamanları (zamana göre şirket ile irtibata geçilerek fiyat tekliği sunma), firmalara kurulan paratonerlerin teknik özellikleri (bu teknik özelliklere göre uygun bakım fiyat seçeneği sunma) hususlarında kendisine menfaat sağlayabileceği düşünülse de çalışanın bu verileri edinmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, davalının kurduğu firmanın 25.02.2004 tarihi olduğu ve bu sırada … Mühendisliği kurduğu, ancak bu firmanın davacı şirketle aynı yerde olması ve bütün masraflarının bu şirket tarafından karşılanması ve ayrıldıktan sonra 3 ay sonra tekrar işe alınması karşısında davacının bilgi ve onayı olduğunun düşünüldüğü, bu konuda taktir delillerle doğrudan temas eden Sayın Mahkemenin olduğu, Sayın Mah..Taraflar arasında yapılan rekabet sözleşmesinin iş hukuku ilkeleri ve Borçlar Kanunu’nda belirtilen şartları taşımaması dolayısıyla geçersiz olduğunun anlaşıldığı, bu durumda kararlaştırılan cezai şartın uygulamaya koyulamayacağının ortaya çıktığı, her ne kadar çalındığı ifade edilen müşteri firma bilgileri davacı şirketi internet sitesinde referanslar bölümünde var ise de, davalının davacı şirketten elde edebileceği bilgiler doğrultusunda, davacı şirketin iş yaptığı şirketler için hazırladığı bakım ücret bedelleri (önceki yıllara ait teklif fiyatları), bakım zamanları (zamana göre şirket ile irtibata geçilerek fiyat tekliği sunma), firmalara kurulan paratonerlerin teknik özellikleri (bu teknik özelliklere göre uygun bakım fiyat seçeneği sunma) hususlarında kendisine menfaat sağlayabileceği düşünülse de çalışanın bu verileri edinmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, davalının kurduğu firmanın 25.02.2004 tarihi olduğu ve bu sırada … Mühendisliği kurduğu, ancak bu firmanın davacı şirketle aynı yerde olması ve bütün masraflarının bu şirket tarafından karşılanması ve ayrıldıktan sonra 3 ay sonra tekrar işe alınması karşısında davacının bilgi ve onayı olduğunun düşünüldüğü, bu konuda taktir delillerle doğrudan temas eden Sayın Mahkemenin olduğu, Sayın Mahkemenin kabulü halinde; 17.05.2004 tarihli iş sözleşmesinin rekabet yasağı hükümlerini içeren bölümlerinin gerekli şartları taşımaması sonucu geçersiz olduğu, ilgili hükümlerin geçersizliği dolayısıyla taraflar arasında bir rekabet yasağının söz konusu olamayacağı, bu nedenle rekabet yasağına aykırılık dolayısıyla cezai şartın oluşmadığı…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Davacı ve davalı vekilleri tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı ve davalı vekillerinin itirazlarını değerlendirir ek raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişiler tarafından hazırlanan 26/11/2018 tarihli ek raporda sonuç olarak: “…her ne kadar çalındığı ifade edilen müşteri firma bilgileri davacı şirketi internet sitesinde referanslar bölümünde var ise de, davalının davacı şirketten elde edebileceği bilgiler doğrultusunda, davacı şirketin iş yaptığı şirketler için hazırladığı bakım ücret bedelleri (önceki yıllara ait teklif fiyatları), bakım zamanları (zamana göre şirket ile irtibata geçilerek fiyat tekliği sunma), firmalara kurulan paratonerlerin teknik özellikleri (bu teknik özelliklere göre uygun bakım fiyat seçeneği sunma) hususlarında kendisine menfaat sağlayabileceği düşünülse de çalışanın bu verileri edinmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, davalının kurduğu firmanın 25.02.2004 tarihi olduğu ve bu sırada … Mühendisliği kurduğu, ancak bu firmanın davacı şirketle aynı yerde olması ve bütün masraflarının bu şirket tarafından karşılanması ve ayrıldıktan sonra 3 ay sonra tekrar işe alınması karşısında davacının bilgi ve onayı olduğunun düşünüldüğü, bu konuda taktir delillerle doğrudan temas eden Sayın Mahkemenin olduğu, Sayın Mahkemenin kabulü halinde; 17.05.2004 tarihli iş sözleşmesinin rekabet yasağı hükümlerini içeren bölümlerinin gerekli şartları taşımaması sonucu geçersiz olduğu, ilgili hükümlerin geçersizliği dolayısıyla taraflar arasında bir rekabet yasağının söz konusu olamayacağı, bu nedenle rekabet yasağına aykırılık dolayısıyla cezai şartın oluşmadığı…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
18.09.2013 tarihli duruşmada dinlenen davacı tanığı, …’ın (TCKN:… ), ” …davacı şirkette 2004 yılında başladığı ve halen bakım asistanı olarak çalışmakta olduğunu,davalıyı tanıdığını, davalının şirketten istifa ederek ayrıldığını, aynı anda şirketten iki üç arkadaşlarının daha ayrıldığını,birlikte İstanbul Mühendislik adı altında şirket açtıklarını, kendi şirketleri ile davalının açmış olduğu şirketin aynı işi paratoner ve topraklama ölçümü yaptığını, her yıl müşterilerini arayıp teklif verdiklerini, davalı ayrıldıktan sonra müşterileri aradıklarında, … Şirketi denetiminde grup şirketi olarak İstanbul Mühendisliğin kendilerine teklif yaptığını, hatta işi …e yaptırdıklarını söylediklerini, kontrol ettiklerinde,bu müşterilerin kendi şirketlerine iş yaptırmadıklarını tespit ettiklerini, hatta bazılarında daha düşük ücret teklif ettiklerini, bazı müşterileri geri almaya çalıştıklarını, bir kısım müşterilerin bu şirkete kaydığını, bununla ilgili davacı hakkında ceza davası açıldığını, ayrıca hukuk mahkemesinde de tespit yaptırıldığını, kendisinin davacının evlenmek için Eskişehir’e yerleşmek için ayrıldığını bildiğini, davacının kullandığı bilgisayarın da işyerinde bulunamadığını, … Şirketinin grup şirketleri olduğunu, şirketin çalışanına açmış olduğu grup şirketi olduğunu, zira işlemlerinin yapılabilmesi ve imza atılabilmesi için bunun gerekli olduğunu, ancak İstanbul Mühendislik’in kendileriyle bağlı olmadığını, … Mühendislik’in ise zamanında davalının imza atılabilmesi için açılan bir şirket olduğunu….”
Diğer davacı tanığı …’ün (TCKN: …), ”… davacı şirkette önce satış müdürü şu anda ise genel müdür yardımcısı olarak çalıştığını,davalının , davacı şirkette bakım bölümünün elektrik mühendisi olarak çalıştığını, sonra yanında çalıştırdığı 3 arkadaşı ile birlikte işten ayrıldığını, bildiği kadarı ile evlilik amacıyla ve Eskişehir’e yerleşmek amacıyla işten ayrıldığını, belli bir müddet sonra bakım servisinde çalışan arkadaşlar,müşterilere teklif yaptığında İstanbul Mühendislik adı altında bir şirketin kendilerine uygun fiyatlarla teklifte bulunduğunu, müşterilerden öğrendiklerini, bunun üzerine araştırma yapıldığında bu şirketin davalı … hanım adına kurulduğu,işyerinden ayrılan diğer çalışanların da aynı yerde çalıştığını tespit ettiklerini, her iki şirkette paratoner ve topraklama ölçümü yapıldığını, bunun üzerine kendilerinin, daha uygun fiyata teklifler yaptıklarını, ancak bunun üzerine oraya giden müşterileri olduğunu,…hanımın adına, çalıştığı dönemde … adında bir grup şirketi kurulduğunu, bu …hanımın imza atabilmesi ve raporu onaylanabilmesi için SMM belgesi alabilmesi için yasal zorunluluk olduğunu, bu şirketi … Şirketi’nin açtığını, ancak İstanbul Mühendislik’in grup şirketi olmadığını, davalının işyerinde davalının bilgisayarının kasasının bulunduğu bilgisini duyduğunu, kendi işyerlerinde, davalının bilgisayarı bulunamadığını, yerine başka bir kasa konulduğunu arkadaşlardan duyduğunu,kendisinin davacı şirkete % 1 ortaklığı olduğunu….” beyan ettikleri görüldü.
İstanbul İş Mahkemesi’nin… E.-…K. sayılı, 04.11.2014 tarihli GÖREVSİZLİK kararı ile, tevzi edilen dosyanın … E. sayılı ile mahkememiz esasına kaydedildiği görüldü.
Davalı, her ne kadar,icra takibine yapmış olduğu itiraz ile icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmuş ise de, Beyoğlu ve Şişli Adliyelerinin, İstanbul Adliyesi olarak birleşmesi ve taraflar arasında akdedilmiş bulunan yetki sözleşmesi ile İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılınmış olması ve takibe konu alacağın sözleşmeden kaynaklanan para alacağı olması nedeniyle İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin takibe konu alacak bakımından yetkili kabul edildiğinden davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalının, 15.02.2002-09.02.2005 tarihleri arasında davacı şirkette çalıştığı, taraflar arasında 17.05.2004 tarihinde Belirli Süreli Hizmet Sözleşmesi imzalandığı ve davacı şirketin bilgisi ve izni dahilinde, davacı yanında çalışır iken davalı adına, aynı iş kolunda faaliyet gösteren … Mühendislik firmasının, 20.05.2004 tarihinde kurulduğu ve 26.05.2004 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde de yayınlanarak tescil edildiği konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu, davalının, 09.02.2005 tarihinde davacı şirketten istifa ederek, davacı şirketin bilgisi ve izni dahilinde kendi adına kurulmuş olan … Mühendislik firmasının, …Noterliği’nin … yevmiye ve 16.02.2005 tarihli ticaret ünvanı değişikliği beyannamesi ile ticaret ünvanını İstanbul Mühendislik olarak değiştirip, …Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, 21.02.2005 tarihinde bu unvan ile tescil ederek, davacı şirketin aynı iş kolunda, taraflar arasında imzalanan 17.05.2004 tarihinde Belirli Süreli Hizmet Sözleşmesi’nin rekabet yasağı hükümlerine aykırı olarak çalışması nedeniyle, davacı tarafından talep edilen tazminattan kaynaklanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, imzalanan sözleşme ve iş akdinin sonlandığı tarih itibariyle, 818 Sayılı Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirilecektir. Taraflar arasında imzalanan 17.05.2004 tarihinde Belirli Süreli Hizmet Sözleşmesi’nde mevcut rekabet etmeme taahhüdün geçerliliği , taahhüdün 818 sayılı BK’nın emredici nitelikteki 349. maddesinin “Rekabet memnuniyeti ancak işçinin iktisadi istikbalinin hakkaniyete muhalif olarak tehlikeye girmesini menedecek surette zaman, mahal ve işin nevi noktasından hal icabına göre münasip bir hudut dahilinde şart edilmiş ise muteberdir.” şeklindeki hükmüne uygunluğu ile mümkündür. Düzenlemeye bakıldığında rekabet yasağının ancak işçinin ekonomik geleceğinin hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye girmesini önleyecek şekilde, sözleşmede, zaman, mahal ve işin nevi noktasında hal icabına göre münasip bir sınır dahilinde şart edilmiş olması halinde sözleşmenin geçerli olacağının öngörüldüğü, aksi halde bu şartları öngörmeyen bir sözleşmenin geçerli olmayacağının açıkça hükme bağlandığı görülmektedir.
Taraflar arasında imzalanmış bulunan sözleşme hükümleri, 818 sayılı yasanın 349. maddesi bakımından incelendiğinde, mevcut rekabet yasağının, 2 yıllık bir süre ile sınırlandırıldığı, yasada düzenlenen, yer bakımından sınırlamadan kastının rekabet yasağı sözleşmesinde öngörülen yerin, işverenin korunmada menfaati bulunan sahası olup mevcut sözleşmede, herhangi bir yer sınırlaması yapılmadığı gibi, rekabet yasağının, hangi faaliyet ve işlerden dolayı sınırlandırıldığına açıkca yer verilmediği, benzer sektörde görev alamaz, iş kuramaz gibi genel bir ifade kullanıldığının görüldüğü,her ne kadar rekabet yasağı sözleşmesi zaman koşulu bakımından uygunsa da, yer ve konu bakımından aranan koşullara uygun olmadığı, bu durumun da başlı başına, kanunun emredici hükmüne aykırı olup aynı zamanda da Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hürriyetinin açık bir ihlali niteliğinde olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı tarafından, davacının bilgisi ve izni dahilinde aynı iş faaliyeti kapsamında kurulan … Mühendislik’in, davalı tarafından davacı şirkette çalışırken kurulduğu tartışmasızdır, davacı tarafından, davalının müşteri portföyü bilgilerine ve ticari sırlarına davacının vâkıf olduğu, davalı ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren davalının kurduğu şirkette, haksız rekabete girişildiği, davacı müşterilerinin davalı tarafından etki altına alındığından iş hacimlerinin ve faaliyet kârlarının olumsuz etkilendiği, davalının eylemleri nedeniyle zarara uğradığı iddia edilmiş ise de dosya kapsamından, 818 sayı kanunun 348. maddesi gereğince, davalının eylemleri nedeniyle davacının zarara uğradığına dair somut bir veri de sunulamamıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyası, Beyoğlu İş Mahkemesi’nin… D.İş ve Beyoğlu İş Mahkemesi’nin… E. sayılı dosyaları, ticaret sicil kayıtları, vergi dairesi kayıtları, …kayıtları, Belirli Süreli İş Sözleşmesi ile dayanılan diğer deliller bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının, davacı şirketle iş akdinin sonlandırılmasından sonra, davacının işyerinde çalıştığı dönemde, davacının izni ve bilgisi dahilinde kurulan ve davacı ile aynı alanda faaliyet gösteren şirketin ismini değiştirerek , çalışmaya başladığı gelen kayıtlardan anlaşılmış ise de, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporu ile, bu durumun başlı başına rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık oluşturmayacağı, kaldı ki davalının, davacı şirket kayıtlarında yer alan müşteri bilgilerinin ve kullanmış olduğu bilgisayar programlarının davalıya bir katkısı olamayacağı, davalının mesleki deneyim ve paratoner sistemlerine ait ürün teknik özellikleri doğrultusunda teklif verebilecek ve piyasada iş yapabilecek bilgilere sahip olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, çalındığı iddia edilen firma bilgilerinin de davacı şirketin internet sitesinde referanslar bölümünden ulaşılabileceği sonucuna varılmış olmakla, davacı tarafça da davalının, hangi ticari sırlara vâkıf olmak suretiyle, davalının kendi adına faaliyet gösteren firmanın menfaatine yarar sağladığı, davacının firmasının ise iş hacimlerini ve faaliyet kârlarının olumsuz etkilendiği iddialarının ispat edilemediği, aynı zamanda öncelikle de sözleşmede rekabet yasağına yönelik olarak belli bir bölgenin ve işin nevinin belirlenmemiş olması nedeniyle anılan sözleşme hükmünün sözleşme tarihi itibari ile yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 348 ve 349 maddelerindeki emredici düzenlemeye ve Anayasanın çalışma özgürlüğü ilkesine aykırı bulunması nedeniyle,davacının, taraflar arasında düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesinin rekabet yasağı maddesinden kaynaklanan tazminat alacağına dayanarak, Şişli 3. İcra Dairesinin 2010/27902 Esas sayılı dosyasından, başlatılan ilamsız takibe,davalının yapmış olduğu itirazın iptali talebi ile açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 216,85-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 172,45-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T’ye göre belirlenen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren, (HMK 345/1 maddesi uyarınca) iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf’a kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.