Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/457 Esas
KARAR NO : 2019/664
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 28/04/2015
KARAR TARİHİ: 07/05/2019
Mahkememize açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 03/02/2015 tarihinde sürücüsü…olup, …’e ait olan …plaka sayılı aracın Düzce D 100 karayolunda karıştığı tek taraflı ve yaralanmalı trafik kazasında müvekkili …’in eşi, …’nın babası müteveffa…’in yaralandığını, kaldırıldığı hastahanede 17/03/2015 tarihinde vefat ettiğini, kazaya karışan aracın kaza tarihinde … tarafından sigortalı olduğunu, ölüm halinde kişi başı 290.000 TL ye kadar sorumlu olduğunu, müvekkilinin desteğinin kazanın meydana geldiği tarihte kargo şirketinde ofis hizmetlisi olarak çalıştığını, her bir davacı için ayrı ayrı 20.000 TL olmak üzere 40.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 03/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birikte davalılar…ve …’den müştereken ve mütselsilen tahsilini, desteklerinin vefatı nedeniyle müvekkili … için 60.000 TL, … için 40.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının olay tarihi olan 03/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, müvekkilinin yargılama giderlerini tamamen ödeme güçlüğü olduğundan HMK 334. Maddesi gereğince tüm yargılama giderlerinden muhaf tutulmasını, kazaya karışan davalı …’e ait …plakalı araç üzerine başkalarına devrinin önlemek için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen …plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 20.01.2015 / 2016 tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 290.000,00TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğunu, davacı tarafın gerçek zararının yapılacak bilirkişi incelemesi sonrasında belirlenmesini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, dava tarihi itibariyle yasal faize hükmedilmesini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş bilirkişiler Doç. Dr. …, … ve … tarafından hazırlanan 20/02/2017 tarihli bilirkişi heyet taporunda sonuç olarak;” Kazanın oluşumunda sürücü …’ın %100 oranında tam kusurlu olduğu, müteveffa yolcu …’in kazada kusuru bulunmadığı, ölüm hadisesinin gerçekleşmesinde: sürücü …’ın %75 oranında kusurlu olduğu, ölüm açısından müteveffa yolcu …’in %25 oranında sorumluluğunun bulunduğu, davacı eş …’ in nihai ve gerçek maddi zararının (119.026,06) TL olduğu, davacı çocuk …’ in nihai ve gerçek maddi zararının (27.867,17) TL olduğu, davacıların müteveffanın 03.02.2015 kaza tarihi ile 17.03.2015 vefat tarihi arasında geçen (1,5) aylık %100 iş göremezlik dönemine ilişkin maddi zararının (1.103,18)TL olduğu ve davacıların bu tutarı miras payları oranında talep edebilecekleri, temerrüt başlangıç tarihinin davalı sigorta şirketi yönünden 28.04.2015 dava tarihi, diğer davalılar olan…ve … yönünden 03.02.2015 kaza tarihi olduğu, işleyecek faiz nev’inin yasal nev’inden işleyecek faiz olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığının mütala edildiği anlaşıldı.
Dosyaya eklenen belgeleri değerlendirir ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi heyeti tarafından sunulan heyet raporunda sonuç olarak” Kazanın oluşumunda: sürücü …’ın %100 oranında tam kusurlu olduğu, müteveffa yolcu …’in kazada kusurunun bulunmadığı, ölüm hadisesinin gerçekleşmesinde: sürücü …’ın %75 oranında kusurlu olduğu, ölüm açısından: müteveffa yolcu …’in %25 oranında sorumluluğu bulunduğu, davacı eş …’ in nihai ve gerçek maddi zararının 157.808,28 TL olduğu, davacı çocuk …’ in nihai ve gerçek maddî zararının 41.890,27 TL olduğu, davacıların müteveffanın 03.02.2015 kaza tarihi ile 17.03.2015 vefat tarihi arasında geçen (1,5) aylık %100 İş göremezlik dönemine ilişkin maddi zararının 1.103,18 TL olduğu ve davacıların bu tutan miras payları oranında talep edebilecekleri, temerrüt başlangıç tarihinin davalı sigorta şirketi yönünden 28.04.2015 dava tarihi, diğer davalılar olan…ve … yönünden 03.02.2015 kaza tarihi olduğu, işleyecek faiz nevinin yasal nev’inden işleyecek faiz olduğu, işbu ek raporda hesaplanan maddî zarar tutarlarının kök rapordan farklı olmasının, dava haklarından feragat eden dava dışı hak sahiplerinin destek paylarının davacılara aktarılmasından ve yasal asgari ücretin %14 oranında artmış olmasından kaynaklandığı, bu bağlamda raporlar arasında çelişki bulunmadığı,” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edildiği anlaşıldı.
Zorunlu mali mesuliyet sigortasında rizikonun gerçekleşmesi halinde sigortacının ödeyeceği tazminat 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesinin yollamasıyla anılan Kanunun 85. maddesine göre belirlenmektedir. Buna göre; sigorta ettiren işleten tarafından motorlu aracın işletilmesi sonucu meydana gelen kişinin yaralanması veya ölmesinden kaynaklanan bedeni zararlara dayalı maddi tazminat ile tedavi giderleri ve maddi hasarlar sigortacının poliçe limitleri dahilinde tazminle zorunludurlar. Bu durumda meydana gelen kazanın oluşumunda tam kusurlu olan …plakalı aracın işleteni, sürücüsü ve sigortalayanı olan davalılar davacının meydana gelen bedensel zararından sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
SGK tarafından verilen cevabi yazı ile davacı sigortalı için geçirdiği kaza nedeniyle rücuya tabi herhangi bir peşin sermaye değerli ödeme yapılmadığı bildirilmiş olup, bilirkişiler tarafından hesap edilen tazminattan tenzili gereken bir miktar olmadığı anlaşılmıştır.
Davacıların murisinin ölümüne sebep olan kazaya karışan …plakalı aracın, … poliçe numarası ile 20/01/2015-2016 tarihlerini kapsar şekilde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmıştır. Sigorta poliçesine göre kişi başına ölüm sakatlık tazminatı poliçe limitinin 290.000 TL olduğu, buna göre davacının işbu dava ile talep ettiği ve bilirkişi incelemesi ile belirlenen maddi tazminat tutarından davalı taraf sigorta poliçe limitleri dahilinde sorumludur.
Davalı … A.Ş. Vekili tarafından yargılama esnasında 09/10/2018 tarihli Sulh Protokolü başlıklı belgeyi sunulmuş, davacılar vekili ise 07/05/2019 tarihli duruşma sırasında sadece davalı … A.Ş. Yönünden maddi tazminat davalarından feragat ettiğini, diğer davalılar yönünden ise hem maddi hem manevi tazminat yönünden davaya devam ettiklerini beyan etmiştir. Bununla birlikte 09/10/2018 tarihli Sulh Protokolü incelendiğinde; davacılar vekilinin tüm davalılar yönünden davanın maddi tazminat ile ilgili kısmından feragat edeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenle davacının maddi tazminat davasının … A.Ş. Yönünden feragat nedeniyle, diğer davalılar yönünden ise reddine karar verilmiştir. Maddi tazminat davasının bu davalılar yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken sehven davanın reddine şeklinde hüküm kurulmuş, davacı dava açmakta haklı olduğundan davalılar … ve …aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş, Sulh Protokolü gereğince davalı … A.Ş. Aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Davacı taraf uğradığı manevi zararlara ilişkin sigorta şirketi dışındaki davalılardan manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23.6.2004 tarih ve 2004/13-291E.-2004/370K.sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; “Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir.” denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazası neticesinde vefat ettiği, geriye eşi ve çocuğunun kaldığı, kazada davalı sürücü …’ın tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle Mahkememizce kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacı eşin ve çocuğun yaşı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kaza ve vefatın davacılarda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile belirlenen her bir davacı için 10.000TL olmak üzere toplam 20.000TL manevi tazminatın sorumlu olan davalı işleten ve kusurlu sürücüden tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine dair oluşun vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davalı … yönünden davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-)Davalıların…ve … aleyhine açtığı maddi tazminat davasının REDDİNE,
3-)Davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile her bir davacı için 10.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar…ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4- Davalı … yönünden feragat edildiğinden sulh protokolüne göre karşılıklı yargılama gideri ve vekalet talepleri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 2.732,4 TL harcın Davalılar…ve …den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
6- Davacılar manevi tazminat davasında kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. As. Üc. Tarifesi gereğince taktir olanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılar…ve …’den alınarak davacılara verilmesine ,
7-Davacılar maddi tazminat davasında kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. As. Üc. Tarifesi gereğince taktir olanan 17.998,10 TL vekalet ücretinin dava açılmasına sebebiyet veren davalılar…ve …’den alınarak davacılara verilmesine,
8-Davalı … manevi tazminat davasında kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kısmen ret yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine,
2-Suç üstü ödeneğinden karşılanan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti + 236,50 TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 2636,5 TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre … ve …’dan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır