Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/43 E. 2019/583 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/43 Esas
KARAR NO : 2019/583
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 17/12/2007
KARAR TARİHİ: 17/04/2019
Mahkememize açılan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkillerinden…’ın, 10.09.2001 tarihinde …bank AŞ. nezdinde … nolu USD mevduat hesabı açtığını, …bank AŞ.’ne el konularak…bank AŞ. bünyesinde devren birleştirilmesinden sonra bu hesabın …bank AŞ. …Şubesi’nde bulunan … no.lu hesaba aktarıldığını, müvekkilinin …bank’tan almış olduğu teminat mektubu nedeniyle 8.000,USD ‘lik mevduatına banka tarafından bloke konulduğunu, daha sonra…bank AŞ’nin ünvanının… Bankası AŞ olarak değiştirildiğini, müvekkillerinden…, … ve …’ın…bank AŞ. nin … Şubesi’nde 13.11.2002 tarihinde 5-79368 nolu bir USD mevduat hesabı açtırdıklarını, bu hesapta bulunan 31.037,27-USD tutarındaki paralarına da, bankadan almış oldukları Teminat Mektubu nedeniyle bloke konulduğunu, bankanın adının değiştirilmesinden sonra hesabın… Bankası AŞ. Merkez Şubesi’ne aktarıldığını, ancak müvekkillerin hesaplarında bulunan ve bloke edilen mevduatına davalı banka tarafından faiz isletilmediğini, bu durumun sorulması üzerine davalı banka tarafından verilen 25.06.2007 tarihli cevabı yazıda; Fon bünyesine devrolunan davalı bankanın mevduata faiz verme uygulamasının 01.05.2002 tarihi itibariyle kaldırıldığı ve bu nedenle bu tarihten sonra mevduatlarına faiz verilmediğinin belirtildiğini, 8.000,-USD nin vadesiz hesapta blokeli tutulduğu, 31.037,27 USD’lık hesaba ise; 03.06.2002 tarihine kadar faiz işletildiğini, bu tarihten sonra vadesiz hesaba alınıp bloke edilerek faiz tahakkuk ettirilmediğinin bildirildiğini beyan etmiş, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü dava ve alacak hakları saklı kalmak kaydı ile; davalı … AŞ. … Şubesi’ndeki … no.lu hesapta bulunan ve …bank AŞ. hesabından aktarılmış olan…’a ait 8.000,-USD tutarındaki mevduata 08.10.2002 tarihinden itibaren dava tarihine kadar kamu bankalarında USD mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz uygulanmasına, müvekkile ödenmesi gereken faiz getirisinin tespitine ve bu faiz getirisinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.200,-USD’nin tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden YTL olarak davalı bankadan alınarak müvekkillerden…’a ödenmesini, davalı … AŞ. … Şubesi’nde bulunan … no. lu ortak hesaptaki müvekkiller…, … ve …’a ait 31,037,27-USD tutarındaki mevduata 03.06.2002 tarihinden itibaren dava tarihine kadar kamu bankalarında USD mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz uygulanmasına, müvekkiline ödenmesi gereken faiz getirisinin tespitine ve bu faiz getirisinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 4.000,-USD’nin tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden TL olarak davalı Bankadan alınarak Müvekkilleri…, … ve …’a eşit şekilde ödenmesini, dava tarihinden itibaren Kamu bankalarında USD mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz uygulanmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …nun 30.11.2001 tarih ve 538 sayılı kararı ile …bank AŞ.nin temettü hariç, ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin 4389 sayılı Bankalar Kanunun 14.maddesinin 3 ve 4 numaralı fıkralarına istinaden …’na devredilerek bankacılık yapma, mevduat kabul etme veya faaliyet izninin kaldırıldığını, müvekkili …BANK AŞ. Nin de …’nun 09.07.2001 tarih ve 383 no’lu kararı ile Bankalar Kanunumun 14/34 maddesi gereği …’na devredildiğini, …’nun 26.09.2002 tarih ve 826 kararı hükmünce Bankalar Kanunu 14,18, ve 3/11 ‘inci maddeleri gereğince de …bank AŞ.’nin; gayrımenkullerinin kayıtlı değerleri üzerinden … Tahsilat Dairesi Başkanlığına devredilmesine, tahsili gecikmiş alacaklarının … Tahsilat Dairesi Başkanlığına devredilmesine, gayri nakdi yükümlülükler dahil diğer aktif ve pasifleriyle birlikte 30.09.2002 tarihi itibariyle…bank AŞ. bünyesinde birleştirilmesine karar verildiğini,…bank AŞ.bünyesinde 30.09.2002 tarihi itibariyle birleştirilen …bank AŞ.’nin mevduat kabul etme ve bankacılık işlemleri yapma izninin aynı tarih itibariyle kaldırılmasına, …bank A.Ş.nin tüm hak ve yükümlülüklerinin…bank AŞ.’ne hukuken devrinin temin edilmesinden sonra tüzel kişiliğinin sona ermesi ve kaydının Ticaret Sicilinden terkininin sağlanmasına karar verildiğini, 01.10.2002 tarihinden itibaren …bank A.Ş nin mevduat müşterilerinin her türlü mevduat hesabında temditin kaldırıldığını, vadesi dolan mevduatların çekilmediği takdirde vadesiz mevduat hükmünde yer alacağı hususunun …bank müşterilerine tebliğ edildiğini, Bu tebliğin 03.10.2002 tarihli …Gazetesi vasıtasıyla yapıldığını, Müvekkili… BANKASI A Ş. …BANK AŞ.) ’nin de temdit uygulamasının 01.05.2002 tarihinde sona erdiğini, bu duyurunun da 01.05.2002 de …Gazetesinde ilan edildiğini, Bankalar Kanunu 18.madde 2. bendi hükmünde; Türkiye’de faaliyette bulunan bankaların faaliyetlerine son vermek ve bunları tasfiye etmek istedikleri takdirde, durumu Türkiye çapında basımı ve dağıtımı yapıian en az iki gazete ile ilan ve mevduat sahipleri ile alacaklılarına veya bu durumda sayılabilecek kişi – ve kurumlara tebliğ ederek ellerinde bulunan ayni ve nakdi her türlü mevduat, emanet ve cari hesap bakiyelerini ve sair borçlarını, vadeli olsalar bile vadelerini beklemeksizin iki ay içinde iadeye ve bu süre içerisinde sahibi başvurmayan ayni ve nakdi her türlü, emanet ve alacakları Kuruma tevdi etmeye mecbur olduklarını, kuruma bu suretle verilen değerleri, takip eden yılbaşından başlamak üzere on yıl süre ile her yıl başında usulüne göre ilan etmek suretiyle sakladığını, son ilan tarihinden itibaren 6 ay içinde aranmayan bu değerlerin Fona gelir kaydolunur denildiğini, bahsi geçen duyuruya istinaden, davacıların müvekkil bankadaki hesabın vadelerinin dolmasından itibaren yapılan duyurular gereği faiz verilmediğini bu tarihlerden sonra davacının hesabının vadesiz hesap hükmünde işlem gördüğünü, davacının hesabının vadesiz hesap olarak işlem gördüğünden faiz işletilmediğini, davacının da dava dilekçesinde belirttiği gibi, dava konusu mevduatların,… ve …Şti. ‘nin kredi riskleri nedeniyle bankalarına ipotekli olduğunu, Bankalarının kredi riskleri için rehin tutulan bu mevduatlara Bankanın dilediği gibi faiz işletme veya işletmeme hakkı arada akdedilen Genel kredi sözleşmelerinin ilgili hükümleri uyarınca bulunmakta olduğunu, Genel Kredi Sözleşmeleri nedeniyle de bankanın faiz vermeme hakkı bulunduğunu bu nedenler ile haksız ve yersiz davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE
Mahkememizin 12/03/2013 Tarih … Es., … K. Sayılı ilamında” Davanın kabulü ile; a.davacı…’a ait 8.000,00 USD tutarındaki mevduata dava tarihine kadar işleyen faiz alacağı olan 3.029,00 USD’nin davalıdan alınıp bu davacıya verilmesine, b.Davacılara ait 31.037,27 USD ortak hesaptaki mevduata dava tarihine kadar işleyen faiz alacağı olan 12.500,00 USD davalıdan alınıp davacılara eşit şekilde ödenmesine, c. Davacı yanın dava konusu her iki mevduata faizi yürütmekte haklı olduğunun tespitine,” kararı verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 09/10/2014 tarih 2014/9187 Es., 2014/15308 K.sayılı bozma ilamında” Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere, Dairemizin … E., 2… K. sayılı ilamının 5-a bendindeki “2 nolu bentte” ibaresinin maddi hataya dayalı olmasına ve söz konusu atfın ilamın 3 nolu bendine yapıldığının açıkça anlaşılmasına göre davacılar vekilinin, aşağıdaki bent dışında kalan ve HUMK’nın 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen sair karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.Dava, mevduat hesaplarına bankaca faiz uygulanmaması nedeniyle işlemiş faiz istemine ilişkindir. Mahkemece, hesapta bulunan paraya, temdit tarihinden dava tarihine kadar 3095 sayılı Kanun uyarınca hesaplama yapılan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Oysa, davacıların teselsülsüz müşterek hesaplarındaki blokeli mevduatları, son olarak davalıya devredilen…bank AŞ nezdinde bulunduğundan bu bankanın aynı hesap türü için uyguladığı faiz oranı üzerinden faiz hesabı yapılması gerekmektedir. Ancak, Fon bünyesine devrolunan davalı bankanın mevduata faiz verme uygulamasına 01.05.2002 tarihinde son verildiği 25.06.2007 tarihli davalı banka yazısından anlaşılmış olup bu durumda dava konusu edilen dönemde diğer bankalar tarafından aynı tür hesaba uygulanan faiz oranlarının tespiti ile bu oranların ortalaması üzerinden faiz hesabı yapılarak ve davacının talebi de aşılmamak suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18.02.2014 Tarih, … Esas-… Karar sayılı bozma ilamının 3. bendinin içeriğinin değiştirilerek açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442.maddesi gereğince reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 18.02.2014 Tarih ve … E., … K. sayılı bozma ilamının 3. bendinin içeriğinin değiştirilerek yukarıda 2 numaralı bentte açıklanan değişik gerekçeyle BOZULMASINA,” içtihadında bulunduğu anlaşıldı.
Bozma sonrası dosya mahkememize gelerek 2015/43 Es kaydı yapılarak yargılamaya devam edildiği,
Bozma sonrası bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişiler …, Prof. Dr. … ve Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 18/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; ” 31.037,27 USD’lık Blokeli Mevduat için: toplam faiz miktarı 6.910,68 USD olarak hesaplanmış olup hesap müşterek bir hesap olmakla; her bir davacı yönünden miktar (6.910,68 USD / 3 kişi =) 2.303,56 USD olarak hesaplanmış olmakla; davacıların işbu alacaklarını tahsil tarihindeki TCMB Efektif Satış Kuru üzerinden tahsilini, davalı Bankadan isteyebilecekleri, 8.000. USD lık Blokeli mevduat için: Toplam faiz miktarı 1.652,10 USD olarak hesaplanmış olup hesap sahibi davacının, işbu alacağını tahsil tarihindeki TCMB Efektif Satış Kuru üzerinden tahsilini, davalı Bankadan isteyebileceği,” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edildiği anlaşıldı.
İtirazları değerlendirir ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 21/01/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak,” BDDK nın 24.01.2002 tarih ve 989/101 sayılı yazısında ve bankanın 24.01.2002 tarih ve 23 sayılı Yönetim Kurulu Kararında; “01.02.2002 tarihi mesai saati bitiminden itibaren yeni mevduat kabul edilmemesi ve banka nezdindeki mevduat hesaplarının vadelerinde kapatılarak yenilenmemesi vadesi dolan mevduatların çekilmediği takdirde; vadesiz mevduat hükmünde yer alacağı hususunun …bank müşterilerine tebliğ edildiğini, bu tebliğin gazeteler vasıtası ile yapıldığını,… Bankası (…bank)’nın temdit uygulamasının da 01.05.2002 tarihinde sona erdiğini, bu duyurunun da Gazetede İlan edildiğini…” ve “bankacılık faaliyetlerinin mevcut varlık ve yükümlülükler İle diğer Fon Bankalarından Bankaya devredilecek varlık ve yükümlülüklerin tasfiyesine yönelik olarak sürdürülmesi” Kararı uyarınca Bankanın hesaplara faiz uygulamama işletmeme yetkisinin bulunduğu, 31.037,27 USD’lık Blokeli Mevduat için: toplam faiz miktarı 6.910,68 USD olarak hesaplanmış olup hesap müşterek bir hesap olmakla; her bir davacı yönünden miktar (6.910,68 USD / 3 kişi =) 2.303,56 USD olarak hesaplanmış olmakla; davacıların işbu alacaklarını tahsil tarihindeki TCMB Efektif Satış Kuru üzerinden tahsilini, davalı Bankadan isteyebilecekleri, 8.000. USD lık Blokeli mevduat için: Toplam faiz miktarı 1.652,10 USD olarak hesaplanmış olup hesap sahibi davacının, işbu alacağını tahsil tarihindeki TCMB Efektif Satış Kuru üzerinden tahsilini, davalı Bankadan isteyebileceği,” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edildiği anlaşıldı.
İddia, savunma, 18/05/2017 tarihli bilirkişi heyet raporu ve 21/01/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında bağıtlanmış mevduat hesabına faiz yürütülemeyeceği yönünde bir sözleşme bulunmaması, BDDK-TMSF talimatının normal mevduatlardaki temditler kapsamında düşünülememesi nedeniyle davacıların taleplerinin haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Ne var ki davacı… yönünden; davacıya ait müstakil mevduat hesabına ve diğer davacılarla birlikte olan teselsülsüz 1/3’er müşterek hesabına davacının asaleten ve kefaleten kullandığı krediler kapsamında verilen ve halen mer’i olan teminat mektupları nedeniyle bloke konulmuş olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır. Davacı…’ın asaleten imzaladığı 18/09/1995 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 14/2 ve kefaleten imzaladığı 26/04/2000 ve 13/12/1999 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerinin 19/c maddelerinde hesaplara bloke koyma ve bloke konulan hesaplara faiz uygulayıp uygulamama yetkisi davalı bankaya bırakılmıştır. Yargıtay bozma ilamı ve benimsenen 21/01/2019 bilirkişi heyeti ek raporu dikkate alındığında davacı… yönünden davalı bankanın blokeleri dava konusu edilen dönemin başlangıcı itibariyle, yani faiz uygulamasının sona erdirildiği tarihler itibariyle koyduğu ve bloke tarihlerinden sonra hesaplara faiz uygulamayarak davalı bankanın faiz uygulama yetkisini kullanmadığı, dolayısıyla davalı bankanın faiz uygulamama yetkisini kullandığı kanaatine varılmış ve davacı… yönünden davanın reddine, diğer davacılar yönünden ise Yargıtay karar düzeltme ilamında belirtilen esaslar çerçevesinde; dava konusu edilen dönemde diğer bankalar tarafından aynı tür hesaba uygulanan faiz oranları tespit edilerek bu oranların ortalaması üzerinden faiz hesabı yapılmış ve davacılar Sami ve …’ın dava tarihine kadar olan faiz alacağı olan 4.607,12 USD’nin tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden TL olarak davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Davacılar mevduatlara dava tarihinden itibaren blokeleri devam ettiği sürece faiz uygulanmasını talep etmiş iseler de; her davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği ve oluşmamış zararın önceden talep edilememesi nedeniyle davacıların bu taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABUL ve KISMEN REDDİ ile,
1-Davacı…’ın açtığı davanın REDDİNE,
2-Davacılar … ve …’ın açtığı davanın KISMEN KABULÜ ile…nolu ortak hesaptaki mevduata dava tarihine kadar işleyen faiz alacağı olan 4.607,12 USD’nin tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden TL olarak davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
3-Davacıların mevduatlara dava tarihinden itibaren blokeleri devam ettiği sürece faiz uygulanması talebinin REDDİNE,
… yönünden; Davalı taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir ve hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı…’dan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-Davalı taraf harçtan muaf olduğundan, davacı tarafından yatırılan 82.20 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine
4-Davacı taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir ve hesap olunan 2,725,00 TL vekalet ücretinin davalı … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan av asg üc tarifesi gereğince red olunan kısım yönünden taktir ve hesap olunan olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalılara tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 13,10 TL başvurma harcı +82,20 TL peşin harç toplamı olan 95,30 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 3.100,00 TL bilirkişi ücreti + 148 TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 3.248,00 TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre % 55,20 oranında davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 60 TL tebligat-müzekkere masrafı 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.560 TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre % 44,79 oranında davacılardan alınarak davalılara verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Kullanılmayan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.