Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/416 E. 2018/369 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/416 Esas
KARAR NO : 2018/369
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2015
KARAR TARİHİ : 15/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket davalı sigorta şirketleri ile imzalanan 09/04/2009 tarihli acentelik sözleşmesi ile davalı sigorta şirketlerinin acenteliğini yapmakta iken taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi davalı tarafça keşide edilen … Noterliği 03/02/2015 tarih …yevmiye nolu fesih ihbarı ile tek taraflı ve haksız olarak feshedilerek tüm yetkiler ve vekaletnameden … Noterliği 03/02/2015 tarih … yevmiye nolu azilname ile azledildiğini, fesih ihbarı ve azilnamenin şirkete 13/02/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirketlerce feshe gerekçe olarak acenteye verilen ve karşılıklı mutabık kalınan hedeflerin gerçekleştirilememesi ve bu konuda şirket tarafından ¸ yapılan 27/10/2014 tarih ve … referans numaları uyarılarak rağmen bir iyileştirme görülmemiş olması nedeniyle feshedilmiştir şeklinde haksız beyan ileri sürüldüğünü, 6102 sayılı TTK’nın acentelik sözleşmesinin sona ermesi başlıklı 121 maddesinin 1.fıkrası belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesinin taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir hükmünü düzenlemekte olduğu ve belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin feshi üç ay önceden ihbar şartına bağlandığından sebepler herhangi bir şekilde ihbar sürelerine uyulmadığı ve yine TTK 122.madde gereği istenecek tazminatta uygulamada müşteri portföy tazminatı olarak isimlendirilen ve sözleşme süresi boyunca acentenin yarattığı müşteri kitlesi potansiyeli ve emeğine dayandırılan belirli şartlarda acentecilik sözleşmesinin sona erdirilmesine özgülenen bunu takiben acente tarafından kazandırılan müşteri çevresinin tek taraflı olarak karşılıksız kullanımı için ödenen bir karşılık olduğunu, bu nedenlerle haksız ve usulsüz fesih nedeniyle tamamlanmamış işlerden kaynaklı tazminat olarak 10.000 TL ve denkleştirme istemi kaynaklı tazminat olarak 100.000 Tl olmak üzere toplam 110.000 TL tazminat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlet davalıdan tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya gönderilen ihbarnameyle kendisine verilen ve karşılıklı olarak mutabık kalınan hedeflerin gerçekleştirilmemesi ve bu konuda kendisine yapılan uyarılara rağmen bir iyileştirme görülememesi nedeniyle sigortacı adına hareket eden davacıyla müvekkil şirket arasında ki çalışmaların yeterince verimli olamayacağı ve iki taraflı ticari işletmenin amacının karlılık ve kazanç olduğunu, taraflardan birinin sürekli kendisine verilen hedeflerin altında kalmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve bir tarafın sürekli zarar etmesine katlanması söz konusu olmadığı gibi nedenlerle vekalet ilişkisinin devam ettiğini, 2014 senesi verileri sunularak şirketin acenteliğini yürüten davacının kendisine verilen hedeflerin üretim yaptığını, tüm branşlarda altında kaldığı gerekçesiyle şirketin bu durumu 27/10/2014 tarihli yazı ile davacı acenteye bildirerek kendisine verilen hedefleri gerçekleştiremediği ve bu konuda yeterli çabayı göstermediği bildirilmiş davacı acente aracılığı ile gerçekleştirilen poliçelerin çok büyük bir bölümü acentelik sözleşmesinin feshinden sonra müvekkil şirket nezdinde devam etmemiş ve bunlar nedeniyle önemli bir menfaat elde edilmediği belirtilerek davacı tarafın portföy ve denkleştirme tazminat talebine dayanak yaptığı TTK 122 ve sigortacılık kanununun 23/16 maddesinde acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra sigortacının önemli menfaatler elde etmesi halinde acentenin portföy tazminat talebinde bulunabileceğini savunarak şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı …ŞTİ 2009-2015 yılları arası toplamda 3455 adet müşteri ile çalıştığını, 2015 yılının başında acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra davacı tarafın kendisine ait olduğunu iddia ettiği müşterilerden sadece 35 tanesine Axa Sigorta’nın 20 farklı acentesinden sadece 40 adet poliçenin yapıldığının tespit edildiğini, davacı acentenin acentelik sözleşmesinin devam ettiği süre içerisinde hiçbir hayat poliçesi üretimi olmadığını, bu nedenlerle davanın reddi ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, Hukukçu …, Sigorta uzmanı Tahsin Kavlak, Mali Müşavir…’dan 15/05/2017 tarihinde alınan raporda sonuç olarak; davacı şirket davalı sigorta şirketleri ile 09/04/2009 tarihli acentelik sözleşmesi ile davalı sigorta şirketlerinin acenteliğini yapmakta iken taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi davalı tarafça keşide edilen… Noterliği 03/02/2015 tarih…yevmiye nolu fesih ihbarı ile tek taraflı olarak fesih ¸ edildiğini, davalı sigorta şirketlerce belirlenen hedeflere yönelik olarak davacıya bildirimde bulunulması ve bu bildirimden sonrada acentenin faaliyetlerinde bir gelişmenin bulunmaması durumunda davalı sigorta şirketlerinin acentelik sözleşmesini haklı bir nedene dayalı olarak feshedebileceklerini, acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshi halinde üç aylık ihbar öneline gerek bulunmadığı, haklı nedene dayanılmadığından 6102 sayılı TTK’nın acentelik sözleşmesinin sona ermesi başlıklı 121.maddesinin 1.fıkrası belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir hükmünü düzenlemekte olduğu ve belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin feshi üç ay önceden ihbar şartına bağlandığından sebeple herhangi bir şekilde ihbar sürelerine uyulmadığı, 6102 sayılı TTK’nın122.madda gereği müvekkilin feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan istenecek tazminatta uygulamada müşteri-portföy tazminatı olarak isimlendirilen ve sözleşme süresi boyunca acentenin yarattığı müşteri kitlesi potonsiyeli ve emeğine dayandırılan belirli şartlarda acentecilik sözleşmesinin sona erdirilmesine özgülenen bunu takiben acente tarafından kazandırılan müşteri çevresinin tek taraflı olarak karşılıksız kullanımı için ödenen bir karşılık olduğu gerekçesi ile davacı tarafından denkleştirme tazminatı talep edilmiştir. TTK 122/3 maddesi müvekkilin feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kuusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse acente denkleştirme isteminde bulunamaz hükmü uyarınca acentenin belirlenen hedeflere ulaşamamasında kusurunun bulunup bulunmadığı yönünde yeterli belge ve bilginin dosyada yer almadığı, yapılan denkleştirme tazminatı hesaplaması ile yıllar itibarıyla acentenin kaybının 161.776,33 TL olduğu, değer kaybı dava tarihindeki değere uyarlandığında 127.766,88 TL ye tekabül ettiği, talep edilebilecek bu tazminatın acentenin son beş yıllık faaliyeti neticesinde aldığı yıllık komisyon ve diğer bedellerin ortalamasını aşamayacağı, bunun yanında sözleşme ilişkisinin beş yıldan daha az sürmüş olması durumunda faaliyetin devamı sırasındaki ortalama değer esas alınacağından TTK m.122/2 gereğince istenebilecek en yüksek tutarın 95.291 TL olabileceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Tarafların itirazları sonucunda bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan 23/03/2018 tarihli ek raporda sonuç olarak taraflar arasında akdedilen sözleşmede belirtilen hedeflere ulaşılamaması durumunda sözleşmenin feshedilebileceği yönünde bir düzenleme olmamakla birlikte davalı tarafça davacıya 21/02/2013 ve 28/02/2014 tarihinde belirlenmiş hedeflerin bildirildiği ancak davacı tarafın bu hedeflere ulaşamadığı davalı şirketlerin ise davacıya 27/10/2014 tarih ve 08-1100-276 sayılı yazı ile uyarı gönderdikleri ve bu uyarıda hedeflere ulaşılamaması ve çaba gösterilmemesi durumunda acentelik sözleşmesinin gözden geçirileceği hususunun bildirildiği davacının belirlenen hedeflere ulaşamaması nedeniyle de…Noterliği’nin 03/02/2015 tarih ve … yevmiye nolu fesih ihbarı ile de sözleşmeyi feshettikleri anlaşılmıştır. Davacı taraf ise hedeflere ulaşılamamasının gerekçesini davalı şirketlerin acente komisyonunu %17 den %8,5’e indirmesinin ve davalı şirketlerin bazı acentelere üretim yüklemesi yapmalarının sebep olduğu beyan etmişlerdir. Taraflar arasında akdedilen sözleşme davalılar tarafından feshedildikten sonra davacıya ait müşterilerin bir kısmı ile davalılar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği davalılar tarafından davacıya ait müşterilere poliçeler düzenlendiği tespit edilmiştir. Bu hususta davacı tarafça dosyaya 1 klasör halinde bilgi ve begle sunulmuş olup söz konusu poliçeler incelendiğinde davalıların sözleşmenin feshinden sonra davacının müşterilerine poliçe düzenlendiğini teyit etmektedir. Doktrin ve uygulamadaki genel kabule göre sözleşme;
1.Acentenin kusurlu davranışı olmaksızın müvekkil tarafından feshedilmişse,
.Müvekkilin kusurlu davranışı nedeniyle acente tarafından feshedilmişse,
Acentenin denkleştirme tazminatı talep etme hakkı doğar. 6102 sayılı TTK hükümlerine göre
-Taraflar arasındaki acentelikten doğan sözleşme ilişkisi sona ermiş olmalıdır.
-Acentenin müvekkile yeni müşteriler sağlaması ve bunların sözleşmenin sona ermesinden sonra da müvekkile önemli çıkarlar sağlaması gereklidir.
-Acentenin, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla aralarındaki acentelik ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret hakkını kaybediyor olması gereklidir.
-Talep edilebilecek bu tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti neticesinde aldığı yıllık komisyon ve diğer bedellerin ortalamasını aşamaz. Bunun yanında, sözleşme ilişkisinin beş yıldan daha az sürmüş olması durumunda faaliyetin devamı sırasındaki ortalama değer esas alınacaktır.
-Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Bu hususta kanunun emredici hükmüne aykırılık teşkil edecek her türlü düzenleme hükümsüz olup, acentenin tehdit, dayatma ve zorlamalarla bu hakkından vazgeçip geçmediği dikkatli bir şekilde araştırılmalıdır. Portföy tazminatı hakkının, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren 1 yıl içinde ileri sürülmesi gerekmektedir.
-Hakkaniyete uygun olduğu ölçüde, tek satıcılık gibi benzeri tekel hakkı veren sürekli borç ilişkilerinin sona ermesi hallerinde de portföy tazminatı istenebilmesi kanunu açık hükmü doğrultusunda mümkün kılınmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme 5 yıldan az sürmesi ve davalı şirketlerce sözleşme feshinden sonra davacıya ait müşterilere poliçeler düzenlenmesi nedeniyle davacının TTK 122/2 maddesi gereğince portföy tazminatı talep edebileceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
İddia, savunma, alınan bilirkişi rapor ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın acentelik sözleşmesinin haksız feshine bağlı portföy tazminatı ve TTK 121/4 maddesinde belirtilen başlanmış işlerin tamamlanmaması sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, usul ve hukuka uygun bulunan ve mahkemece hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında 27/01/2006 tarihli acentelik sözleşmesi akdedildiği, söz konusu sözleşmeye göre davacının davalıların acentesi olarak faaliyet göstereceği ve kendisine verilen vekaletname ile belirlenen sigorta dallarında sigortacılık yapacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu sözleşmede 14.maddede acente komisyonu 23.madde de sözleşmenin feshi, 24.madde de feshin sonuçları düzenlenmiştir. Davalılar tarafından davacıya gönderilen … Noterliğinin 03/02/2015 tarih … yevmiye nolu fesih ihbarında “09/04/2009 tarihli acentelik sözleşmesi, acenteye verilen ve karşılıklı olarak mutabık kalınan hedeflerin gerçekleştirilememesi ve bu konuda şirketleri tarafından yapılan 27/10/2014 tarih, 08-1100-276 refarans numaralı uyarılara rağmen bir iyileştirme görülmemiş olması nedleniyle feshedilmiştir.” gerekçesi ile sözleşmenin feshedildiği anlaşılmıştır. Bilirkişilerce yapılan değerlendirmeler kapsamında, davalılar tarafından davacıya verilen hedeflere davacının ulaşamadığı, davacı tarafça hedeflerin genel olarak tutturulamadığı tespit edilmiştir. Yine taraflar arasında akdedilen sözleşme davalılar tarafından feshedildikten sonra davacıya ait müşterilerin bir kısmı ile davalılar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği, davalılar tarafından davacıya ait müşterilere poliçeler düzenlendiği tespit edilmiştir. Davacı taraf son celsede TTK 121/4 maddesi gereği haklı sebep olmadan ve üç ay ihbar süresine uymadan sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle başlanmış işlerin tamamlanmamasına bağlı ¸uğranılan zararlara yönelik talep hakkından feragat ettiği anlaşılmış bu nedenle bu talebine yönelik davasının feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı acentenin TTK 122 maddesi kapsamında denkleştirme tazminatı (portföy tazmlinatı) talep edebilmesi için acentenin kusurlu davranışı olmaksızın müvekkil tarafından acentilik sözleşmesinin feshedilmesi veya müvekkilin kusurlu davranışı nedeniyle acente tarafından acentelik sözleşmesinin feshedilmesi gerekmektedir. Feshedilmesi, acentenin müvekkilen yeni müşteriler sağlaması ve bunların sözleşmenin sona ermesinden sonra da müvekkile önemli çıkarlar sağlaması gerekmektedir. Bu kapsamda yapılan değerlendilrmede davalı tarafından acentelik sözleşmesinin belirlenen hedefler acente tarafından kurulamadığından feshedildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmede belirtilen hedeflere ulaşılamaması durumuda sözleşmenin feshedileceği yönünde bir düzenlenme bulunmadığı, acentenin belirlenen hedeflere ulaşamamasında kusurunun kusurlu bulunduğunu belirleyen dosya kapsamında bir delil bulunmadığı dolayısıyla sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğinin kabulü gerektiği, bu kapsamda da bilirkişilerce hesaplanan ve sözleşme ilişkisinin 5 yıldan daha az sürmüş olması durumunda faaliyetin devamı sırasındaki ortalama adeğer esas alınacağından TTK 122/2 gereğince en yüksek tutar olan 95.291,00 TL denkleştirme (portföy tazminatı)’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının portföy tazminatı yönünden kısmen kabulüne, 95.291 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının TTK 121/4 maddesi kapsamında başlanmış işlerin tamamlanmamasına yönelik maddi tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine,
3-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 6.509,32 TL harçtan peşin alınan 1.878,53 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 4.630,79 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf lehine av asg üc tarifesi gereğince taktir olunan 10.373,28 TL nisbi vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan av asg üc tarifesi gereğince taktir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 27,70 TL başvurma harcı + 1.878,53 TL peşin harç toplamı olan 1.906,23 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 3.000 TL bilirkişi ücreti + 212 TL teblgat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 3.212 TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre %86,68 oranında davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf’ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır