Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/344 E. 2022/443 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/344 Esas
KARAR NO:2022/443

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:01/04/2015
KARAR TARİHİ:14/06/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/05/2011 günü dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken müvekkili …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda … plaka sayılı aracın asli kusurlu olduğunu, meydana gelen kaza sonrasında … plakalı aracın karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile davalı şirkete sigortalı olduğunu, davalı şirkete başvuru üzerine davalı şirketçe ödeme yapıldığını, yapılan ödeme miktarının düşük olduğunu, davalı … şirketinin yapmış olduğu eksik ödemeden dolayı sorumlu olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası … Devlet Hastanesinde ve … … … Hastanesinde tedavi gördüğünü belirterek davanın kabulünü, davalı şirket tarafından müvekkiline ödenen tazminat miktarı müvekkilinin mağduriyetini gidermediğinden davalı … şirketinin ödemekle sorumlu olduğu miktarın şimdilik 1.000,00-TL’sinin davalı şirkete başvurdukları tarihin 8.iş gününden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 06/05/2011 tarihli trafik kazasına karıştığı belirtilen … plaka sayılı aracın … numaralı poliçe ile 25/01/2011 – 2012 tarihleri arasında ZMMS ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçelere göre teminatın sakatlanma halinde kişi başı 200.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, kazada davacının sakatlığı dolayısıyla davacının iban numarasına sakatlık doğrultusunda 27/10/2014 tarihinde 84.509,00-TL ödendiğini, müvekkilinin kazadan dolayı sorumluluğunun kalmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kazadan meydana gelmesinde kusurlu olmadığını, vücut fonksiyon kaybı ve sürekli sakatlanmaya ilişkin tespit raporu Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınması gerektiğini belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazminine ilişkindir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğudur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91/1’inci maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanunun 85/1’inci maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş, anılan Kanununun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. İşleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten ve teşebbüs sahibi sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, sorumluluktan kurtulması veya sorumluluğun azaltılması başlıklı 86. maddesi ”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” hükmünü içerir. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşın, meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görendedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, ZMMS zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edecektir.
TBK 50.maddesi ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmünü içermektedir.
TBK54.maddesinde Bedensel zararlar özellikle, Tedavi giderleri. Kazanç kaybı. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ,Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak sayılmıştır.
Bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, ibra nedeniyle davalının sorumluluğunun olup olmadığı, tazminata esas kusur oranı, maluliyet oranı, iyileşme sürelerinin tespiti ve zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi hallerden olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği bilirkişi raporları alınmıştır.
Mahkememizce alınan ATK raporunda sonuç olarak; Erol oğlu, 07/12/1993 doğumlu …’in 09/05/2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:
Gr1 I (18Ba…….35) A %39 x 3/5 = A %23.4
Gr1 II (78Aa…….5) A %9
Balthazard formülüne göre: %30,29
E cetveline göre: %24 (yüzdeyirmidört) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin 09/05/2011 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği mütalaa edildiği anlaşıldı.

Mahkememizce hesap ve kusur yönünden alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; ”09.05.2011 tarihli trafik kazasında; … plakalı aracın davalı sürücüsü …’ in 75% oranında kusurlu olduğu, … plakalı motosikletin davacı sürücüsü …’ ın %25 oranında kusurlu olduğu, TBK Borçlar Kanunu’ nun 52.maddesinde, “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” şeklinde yer alan düzenleme ve emsal Yargıtay kararları (Yargıtay 17.HD. 2016/7756E, 2019/300K sayılı ilamı) göz önüne alınarak davacı motosiklet sürücüsünün kendi zararında müterafik kusurunun bulunup bulunmadığın değerlendirmesi ve takdiri Yüce Mahkemeye ait olduğu, Ödeme tarihindeki verilere göre davacıya 3.192,10 TL eksik ödeme yapıldığı, ancak; davacının maddi zararının %96 oranında karşılandığı, bu durumda; yapılan ödeme ile ödeme tarihindeki verilere maddi zarar arasında açık nispetsizlik bulunmadığı, ödemenin yeterli sayılması gerekeceği; hal böyle olunca davalı …’ nin sorumluluğuna gidilemeyeceği, Sayın Mahkemece ödemenin yeterli olmadığının kabulü halinde ve o takdirde; güncel verilere göre davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 122.981,37 TL olduğu, Sayın Mahkemece ödemenin yeterli olmadığının kabulü halinde ve o takdirde kısmi ödeme tarihi olan 27.10.2014 tarihinin temerrüt başlangıcını teşkil edeceği ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu” mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizin 23.03.2021 tarihli celse 2 numaralı ara kararı gereğince bilirkişi raporunun denetime elverişli olması nedeniyle rapora itirazların reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf 18.10.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat talebini 2.192,10 TL artırarak 3.192,10 TL’ye çıkarmıştır.
Mahkememizin 19.10.2021 tarihli celse 2 numaralı ara kararı ile Mahkememizin 23/03/2021 tarihli celsesi, 2 numaralı ara kararı ile her ne kadar bilirkişi raporuna itirazın reddine karar verilmiş ise de bu ara karardan dönülerek Yargıtay yeni içtihatlarına uygun bir şekilde TR 2010- prograsif rant yöntemine göre hesap yapılması için ve taraf itirazları da değerlendirilmek sureti ile ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi ek raporunda sonuç olarak;
”1) Ödeme tarihindeki verilere göre indirimsiz sürekli iş göremezlik maddi zararı 137.948,14 TL
2) Kusur indirimi (137.948,14 TL x %25 kusur) = 34487,04TL
3) Kusur indirimi sonrası kalan tutar = 103.461,10TL
4) Yapılan ödemenin indirimi = 84.509,00TL
5) Ödeme tarihindeki verilere göre nihai ve gerçek maddi zarar = 18.952,10TL
Ödeme tarihindeki verilere göre davacıya yapılan ödem ile davacının maddi zararının %82 oranında karşılandığı ve davacıya 18.952,10 TL eksik ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. Bu durumda yapılan ödeme ile ödeme tarihindeki verilere maddi zarar arasında açık nispetsizlik olduğu ve ödemenin yetersiz sayılması gerekeceği,
Güncel verilere göre davacının nihai ve gerçek maddi zararı aşağıdaki gibidir.
1) Güncel verilere göre indirimsiz sürekli iş göremezlik maddi zararı = 607.916,02TL
2) Kusur indirimi (116.934,80 TL x %25 kusur) = 151.979,00TL
3) Kusur indirimi sonrası kalan tutar = 455.937,02 TL
4) Yapılan ödemenin indiriminin güncel tutarının indirimi = 139,583,40TI
5) Güncel verilere göre nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararı= 316.353,62 TL olduğu,
09.05.2011 tarihli trafik kazasında; … plakalı aracın davalı sürücüsü …’ in 75% oranında kusurlu olduğu, … plakalı motosikletin davacı sürücüsü …’ ın %25 oranında kusurlu olduğu, TBK Borçlar Kanunu’ nun 52.maddesinde, “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” şeklinde yer alan düzenleme ve emsal Yargıtay kararları (Yargıtay 17.HD. 2016/7756E, 2019/300K sayılı ilamı) göz önüne alınarak davacı motosiklet sürücüsünün kendi zararında müterafik kusurunun bulunup bulunmadığın değerlendirmesi ve takdiri Yüce Mahkemeye ait olduğu, Ödeme tarihindeki verilere göre yapılan inceleme neticesinde davacıya yapılan ödemenin yetersiz olduğunun tespit edildiği, Güncel verilere göre davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 316.353,62 TL olduğu, ancak; davacının davalı … şirketinden talep edebileceği sürekli iş göremezlik maddi zararının bakiye teminat limitiyle sınırlı olarak 115.491,00 TL olduğu, Kısmi ödeme tarihi olan 27.10.2014 tarihinin temerrüt başlangıcını teşkil edeceği ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu” mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı taraf ek bilirkişi raporu sonrasında 12.05.2022 tarihli dilekçesi ile dava değerini 115.491,00 TL’ye çıkarmıştır.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
09.05.2011 tarihinde … İli, … İlçesi, … … Caddesi, … Sitesi önünde, davacı sürücü … yönetiminde … plakalı motosiklet ile dava dışı sürücü … yönetiminde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın sol yan arka kısmına çarpması sonucu gerçekleştiği mahkememizce de kabul edilen olayda, sigortalı … plaka sayılı aracın 2918 sayılı K.T.K. 53.maddesinin “b” fıkrasında yer alan, sola dönecek araçların yolun gidişe ayrılmış olan kısmının soluna yaklaşma kuralını ihlal ederek yolun sağından “U” dönüşüne başladığı bu nedenle asli ( %75) kusurlu olduğu, yüksek hızı nedeniyle ani tedbir alamayan davcının tali (%25 ) kusurlu olduğu, mahkememizce alınan ATK maluliyet raporuna göre davacının %24 oranında kalıcı maluliyetinin olduğu, iyileşme süresinin 09/05/2011 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin rapor edildiği, raporun hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli olduğu görülmüştür.
Mahkememizce alınan hesap bilirkişisi ek raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi zararının Yargıtayın yeni içtihatlarına uygun olarak davacının muhtemel bakiye ömürü TRH-2010 yaşam tablosu ile belirlenerek, bilinmeyen dönem için %10 artış ve %10 ıskontolu uygulanarak progressive rant yöntemine göre yapılan hesaplama sonucu güncel verilere göre indirimsiz sürekli iş göremezlik maddi zararının 607.916,02 TL olduğu, %25 kusur indirimi sonrası kalan tutarın 455.937,02 TL olduğu, davalı tarafından yapılan ödemenin güncellenen tutarının 139,583,40 TL olduğu ve bakiye zararın 316.353,62 TL olduğu, raporun hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli olduğu, poliçe limitinin 200.000,00 TL olduğu yapılan ödeme olan 84.509,00-TL düşüldüğünde bakiye sorumluluğun 115.491,00 TL olduğu, her ne kadar davalı tarafından 27.10.2014 tarihinde 84.509,00-TL ödendiğini, ödeme ve ibra ile borcun kalmadığı ileri sürülmüş ise de; KTK’nın 111.maddesi ”Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da,yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmünü içerdiği, davacı tarafından yapılan ödemenin yetersiz olduğunun dava dilekçesinde ileri sürüldüğü ve ayrıca iptal davası açılmasına da gerek olmadığı, bilirkişi hesabı ile yapılan ödeme arasında açık bir nispetsizlik olduğu ve ibranamenin KTK 111 maddesi kapsamında geçerli olmadığı değerlendirilmiştir.
Davacının ehliyetinin olmamasının zararın artmasına doğrudan bir tesirinin olmadığı değerlendirilmiştir.
Mahkememizce 23.03.2021 tarihli celsesi, 2 numaralı ara kararı ile bilirkişi raporuna itirazın reddine karar verildikten sonra davacı tarafından 18.10.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile tazminat talebini 3.192,10 TL’ye çıkarmış, mahkememizin 19.10.2021 tarihli celse 2 numaralı ara kararı ile Mahkememizin 23/03/2021 tarihli celsesi 2 numaralı ara kararından dönülerek bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve ek rapor sonrası davacı dava değerini bu kez 115.491,00 TL’ ye çıkarmıştır. Mahkememiz ara kararında dönülmesi nedeniyle davalının 1 kez talep artırım 1 kezde ıslah dilekçesi verebileceği değerlendirilerek ve temerrüt tarihi kısmi ödeme tarihi olarak belirlenerek, davacının davasının kabulü ile 115.491,00 TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatının 27.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulü ile 115.491,00 TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatının 27.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 7.889,19-TL harçtan, peşin alınan 1.983,70-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 5.905,49-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf lehine A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 14.921,65-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 27,70-TL başvurma harcı + 27,70-TL peşin harç + 1.956,00-TL tamamlama harcı + 1.500,00-TL bilirkişi ücreti + 687,00-TL ATK fatura ücreti + 251,50-TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 4.449,9‬0-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır