Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/331 E. 2022/1048 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/331 Esas
KARAR NO:2022/1048

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:27/03/2015
KARAR TARİHİ:22/12/2022

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; dava dışı … isimli kişinin, müvekkilinin … şubesine başvurarak tarla alımı için tarım kredisi kullanmak istediğini bildirdiğini ve kullanacağı krediyle satın almak istediği taşınmazlara ait tapu fotokopilerini ve diğer belgeleri vererek kredi talebinin değerlendirilmesini istediğini, müvekkili bankanın, rutin uygulaması gereği, taşınmazların krediye esas olabilecek değerlerinin tespiti sürecini başlattığını ve davalı … A.Ş.’den ekspertiz incelemesi talebinde bulunduğunu, davalı … A.Ş. tarafından düzenlenerek müvekkili bankaya sunulan ve davalının çalışanı olan ekspertiz … tarafından düzenlenen ve şirket yetkilileri … ve …’ın kontrol ve onay imzalarını ihtiva eden ekspertiz raporlarının bankaya sunulduğunu, anılan ekspertiz raporlarında; … ili … ilçesi, … köyünde kain ve tapunun 618 parsel numarasında kayıtlı tarla cinsli taşınmazın piyasa değerinin 2.975.000 TL ve acil satış değerinin 2.600.000 TL, … ili, … ilçesi, … köyünde kain ve tapunun 1257 parsel numarasında kayıtlı tarla cinsli taşınmazın piyasa değerinin 240.000 TL ve acil satış değerinin 210.000 TL olarak belirlendiğini, ekspertiz işleminin davalı … A.Ş. tarafından tamamlanması, ekspertiz raporlarının sunulması ve de dava dışı …’le müvekkilinin … Şubesi arasında 13.09.2011 tarihli 2.000.000 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalanmasından sonra davalı … A.Ş.’nin düzenlediği ekspertiz raporları esas alınmak suretiyle; … ili, … ilçesi, … köyünde kain ve tapunun 618 parsel numarasında kayıtlı tarla cinsli taşınmaz, … Tapu Sicil Müdürlüğünün 14.09.2011 tarih ve … yevmiye sayılı işlemiyle 2.800.000 TL. bedelle, … ili, … ilçesi, … köyünde kain ve tapunun 1257 parsel numarasında kayıtlı tarla cinsli taşınmaz, … Tapu Sicil Müdürlüğünün 14.09.2011 tarih ve … yevmiye sayılı işlemiyle 200.000 TL bedelle ipotek edildiğini, kredinin geri dönüşü yeterli teminat altına alındığını ve dava dışı …’e 14.09.2011 tarihinde 1.363.000 TL tarla alım kredisi kullandırıldığını, …’in kredi geri ödemesini yapmaması nedeniyle kredi hesabının kat edilmesini müteakip yasal takip işlemlerinin başlatıldığını ve … 6. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü haciz takibi ve ayrıca … 6.İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından da ipoteğin paraya çevrilmesi yollu icra takipleri başlatıldığını, … 6. İcra Müdürlüğünün … numarasında kayıtlı ipoteğin paraya çevrilmesi yollu takibe konu teşkil eden ipotekli taşınmazların, satışa esas olmak üzere kıymet takdirleri yaptırıldığını ve İcra Müdürlüğünce yaptırılan bu kıymet takdirleri sonucu verilen bilirkişi raporunda; … ili, … ilçesi, … köyünde kain ve tapunun 618 parsel numarasında kayıtlı tarla cinsli taşınmaza 198.360 TL, … ili, … ilçesi, … köyünde kain ve tapunun 1257 parsel numarasında kayıtlı tarla cinsli taşınmaza 28.840 TL değer belirlendiğini, tespit edilen bu değerlerin davalı … A.Ş.’nin yaptırmış olduğu ekspertiz raporundan az olması nedeniyle davalıdan durumun izahının istenildiğini ve aynı zamanda davalının raporları da eklenmek suretiyle … A.Ş.’den ekspertiz incelemesi talep edildiğini, işbu şirket raporunda; … köyünde kain ve tapunun 618 parsel numarasında kayıtlı tarla cinsli taşınmazın acil satış değeri 600.000 TL, … köyünde kain ve tapunun 1257 parsel numarasında kayıtlı tarla cinsli taşınmazın acil satış değerinin de 27.000 TL olarak bildirildiğini ve ayrıca davalı … A.Ş. tarafından düzenlenen raporların, gerçek ve fiili durumla ilgisinin bulunmadığını ve de ipoteğe konu taşınmazların olmadığını ve başka yerlerin değer tespitlerinin yapıldığının rapor edildiğini, daha sonra davalı … A.Ş.’nin … köyü 618 parsel sayılı taşınmazın için ikinci raporunu verdiğini ve 24/11/2014 tarihli bu raporda, taşınmazın acil satış değerinin 2.600.000 TL değil, 560.000 TL olduğunu açıkladığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yollu icra takibinde, icra satışları kesinleşen kıymet takdir raporlarındaki değerler üzerinden yapıldığını ve takibe konu alacağın sadece 463.000 TL’lik kısmının tahsil edilebildiğini ve tahsil edilen tutar tenzil olunduktan sonra, … 6.İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında 2.072.275,67 TL üzerinden Aciz Belgesine bağlanılmak zorunda kalındığını, müvekkili bankaca, kredi öncesi süreçle ilgili olarak davalı … A.Ş. çalışanı/Eksper …’in de aralarında bulunduğu sorumlular hakkında … C.Başsavcılığının …/… Soruşturma numaralı dosyasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu ve savcılıkça düzenlenen 08.02.2013 tarih ve 2013/… Esas, 2013/… nolu iddianamesiyle … 1. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığını, faaliyet konusu itibarı ile SPK denetimine ve lisansına tabi olan davalı … A.Ş.’nin, hem Türk Ticaret Kanunu, hem Türk Borçlar Kanunu ve hem de faaliyet esaslarını düzenleyen normlar nedeniyle, sözleşmeden kaynaklanan özen yükümlülüğünü en geniş anlamda yerine getirmekle sorumlu olmasına rağmen, bu yükümlülüğünü fahiş biçimde ihlal ettiğini ve müvekkili bankanın zararına sebebiyet verdiğinin açıkça ortada olduğunu, davalı … A.Ş.’nin, yasal düzenlemelere ve sözleşmeye aykırılığı nedeniyle, tahsis edilmemesi gereken bir kredinin verilmesine sebebiyetleri nedeniyle maruz kalınan zararın giderilmesi için Üsküdar 6. Noterliğinden keşide edilen 20.10.2014 tarih ve 78180 sayılı ihtamameye konu taleplerin karşılanmadığını, davalı … Şirketinin, davalı … A.Ş.’nin hazırladığı değerleme raporlarında gerçeğe aykırı bir değer takdiri yapılması ya da değeri etkileyecek bir bilginin verilmemesinden ötürü doğacak zararlar nedeniyle, üçüncü kişiler tarafından kendisine karşı ileri sürülecek tazminat taleplerinin sonuçlarına karşı … 8 no’lu Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesini düzenlediğini, anılan poliçenin 03.04.2011 – 03.04 2012 tarihleri arasındaki sürede verilecek zararları olay başına 500.000 TL bedelle teminat altına almakta olduğunu, poliçede öngörülen 30.000 TL’lik muafiyet tenzil edildiğinde, davalı Anadolu Sigorta A.Ş.nin, davalı … A.Ş.’nin müvekkili bankaya verdiği zararın 470.000 TL’lik kısmından dolayı sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkili banka tarafından davalı … Şirketine taahhütlü olarak gönderilen 20.03.2012 tarihli yazıyla; “davaya konu olay nedeniyle maruz kalınan zarardan ötürü, sigortalı … A.Ş.’nin Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında ihbarda bulunulduğnu ve o tarih itibariyle zarar miktarı henüz kesinlik kazanmadığından, yasal takip işlemlerinin nihayetlenmesi akabinde netleşecek zarar tutarının poliçe kapsamında talep edileceği” bildirildiğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; 2.072.275,67 TL’nin, (davalı … A.Ş. yönünden poliçe limiti olan 470.000 TL ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın konusunun TBK.nın 116. maddesi uyarınca yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk olduğunu, borçlunun yardımcı kişilerden dolayı sorumluluk şartlarının; borçlu ile zarar gören arasında bir borç ilişkisi olması, borçlunun borcun ifasını veya hakkın kullanılmasını yardımcı kişiye bırakmış olması, borcun ifasını veya hakkın kullanılmasını yardımcı kişiye bırakılmasının caiz olması, yardımcı kişinin alacaklıya işi yürüttüğü sırada bir zarar vermesi, yardımcı kişinin davranışının borçluya farazi bir kusur olarak yükletilebilmesi, zarar ve uygun bir illiyet bağının bulunması gerektiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin, 31/05/2011 tarihli Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi olduğunu, işbu sözleşme içeriği incelendiğinde anlaşılacağı gibi, sözleşmenin davacı bankanın hazırladığı tip sözleşme mahiyetinde, herhangi bir mevzuata tabi olmayan, sadece davacının istekleri doğrultusunda, davacının istediği şablonda ve davacının istediği maliyette değerleme hizmeti verilmesi istemlerini içeren bir akit olduğunu, sözleşmenin hiçbir yerinde hazırlanan raporların SPK mevzuatına uygun olacağı, bu mevzuat çerçevesinde, zemin etüdü, alan tesbiti için uzman yardımı ve özel ekipman kullanılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, bu istemlerin hepsinin ayrı maliyet gerektirdiğini, tüm bankalar gibi, davacı banka da bu maliyetten kaçmak için, SPK mevzuatına uygun rapor düzenlenmesini istemediğini, T.C. Başbakanlık Sermaye Piyasası Kurulunun … sayılı 10.12.2013 tarihli yazısında, ‘bankalar nezdinde tüketici konut kredileri için düzenlenmiş olan değerleme raporlarının Seri:VIlI, No:35 Sermaye Mevzuatı çerçevesinde Gayrimenkul Değerleme Hizmeti Verecek Şirketler İle Bu şirketlerin Kurulca Listeye alınmasına İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ kapsamına girmediğinin açık ve net olarak belirtildiğini, işbu sözleşme kapsamında, bankanın beklediği hizmetin, taşınmazın banka kriterleri çerçevesinde rayicinin belirlenmesi olduğunu, SPK mevzuatı çerçevesinde değerleme hizmeti talep edilmediğini, hatta bankanın son fıkradan da anlaşılacağı gibi, çoğunlukla resmi belgelere dahi itibar etmediğini, gösterilen yerin değerlenmesini talep ettiğini, bu sözleşme kapsamında, eksperlerden, yer tespiti yapması da istenmediğini, dava konusu olayın davacının belirttiği şekilde gerçekleşmediğini, dava dışı banka müşterisi …’in satın alacağın taşınmazı için, müvekkili şirkete anılan sözleşme çerçevesinde değerleme yapması için 22 Ağustos 2011 tarihli, … şubesinin yetkili müdürü …’dan “…-… numaralı …’in satın alacağı … köyündeki 618 parselde kayıtlı 165.300 m2’lik tarla vasıflı … adına kayıtlı arazinin ekspertizinin yapılarak gönderilmesini rica ederim.” içerikli e-posta mesajı tebellüğ edildiğini, işbu mesaj üzerine mutad olarak yapıldığı üzere, davalı şirketin … Eksperi bilgilendirilerek, bankanın yerel bilirkişi olarak atadığı ve irtibat kurulmasını istediği … adlı kişi belirtilen numaradan arandığını, sözleşme uyarınca belediye ve diğer resmi mercilerden gerekli evraklar temin edildiğini ve bu kişinin gösterdiği taşınmaz değerlenerek rapor haline getirildiğini, daha sonra davacı tarafından … adlı müşterilerinin Van depremi sırasında öldüğünü ve anılan tarla için tahsis edilen kredinin kat edildiğinin bildirildiğini, yapılan araştırmada şahsın ölmediğini, kendisini ölmüş gibi nüfustan düşürdüğünü, sahte ölüm belgesi ile işlem yaptığının anlaşıldığını, olayın savcılığa intikal etmesi üzerine, kredi müşterisi …, onun akrabası olduğu anlaşılan, banka tarafından yerel bilirkişi olarak atanan …, Bankanın Tarım Müşteri İlişkileri Yöneticisi …, yine banka çalışanı (…’in imam nikahlı eşi) … ve müvekkili şirket eksperi … hakkında TCK.m.158/1-f, 37/1, 53 uyarınca bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlaması ile … 1. Ağır Ceza Mahkemesinde … E. sayılı dosya ile dava açıldığını, yapılan yargılamada … adlı şahsın, tüm dolandırıcılık faaliyetini organize ettiğini, imzaların sahte olduğunu, taşınmaz maliklerin, kredi miktarına itiraz ederek bu kadar paraya satış yapmadıklarının belirttiğini, dava sonunda müvekkili şirket eksperi …’in suçsuz bulunarak beraat ettiğini, bankanın yerel bilirkişi olarak görevlendirdiği Çağdaş Yunus Eşli, Hayrettin Eşeş ve Celal Eteş’in mahkum olduğunu, dava konusu olayın TBK m.116 kapsamında yardımcı kişilerden sorumluluk hükümleri çerçevesinde değerlendirileceğini, müvekkilinin çalışanı dava dışı …’in “İfa Yardımcısı”, davacı bankanın yer göstermek için görevlendirdiği yerel bilirkişi …’inde “Kullanma Yardımcısı” olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme, değerleme standartlarını SPK mevzuatının değil, davacı bankanın belirlediği nev’i şahsına münhasır bir sözleşme olduğunu, davacının görevlendirdiği, kullanım yardımcısı …’in, tüm dolandırıcılık eylimini organize ederek gerçekleştirdiğini, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermediğinin, … 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile sabit olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirket ile zarar doğurucu olay arasındaki uygun illiyet bağının, davacının ağır kusuru ile kesildiğini, davacı bankanın kendi kredi iç yönetmeliğine de aykırı davrandığını, Kredi sözleşmesinin usulüne uygun tutulmadığı için yok hükmünde olduğunu, Kredi müşterisi …’in türkçe bilmediğini ve okuma yazmasının olmadığının ceza yargılaması sırasında ortaya çıktığını, kredi sözleşmesinin okuma yazma bilmeyenlere özgü usülde yapılmasının yasal zorunluluk olduğunu, işbu yasal zorunluluğa uymamanın yaptırımının, işlemin en baştan itibaren mutlak butlan ile batıl olması olduğunu, batıl bir sözleşmeye dayanarak, zarar gördüğü iddiasının ise açıkça MK.nın 2. maddesi uyarınca kötüniyetin göstergesi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davacı, dava dışı …’e kredi verdiğini, bu krediyi vermeden önce teminat olarak gösterilen 2 adet gayrimenkul üzerinde değerleme incelemesi yapılması için müvekkili şirket sigortalısı … A.Ş.’ye başvurduğunu, sigortalı … şirketinin 24/08/2011 tarih, …-… numaralı raporu ile 618 parsel için piyasa değerinin 2.975.000 TL, acil satış değerinin 2.600.000 TL, 11/08/2011 tarihli, …-… numaralı raporu ile 1257 parsel için piyasa değerinin 247.000 TL, acil satış değerinin 210.000 TL olmak üzere piyasa değeri için toplam 3.222.000 TL, acil satış değeri için toplam 2.621.000 TL değer biçtiğini, davacı tarafından bu gayrimenkuller üzerine toplam 3.000.000 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, dava dışı …’e 2.000.000 TL kredi kullandırıldığını, hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için mahkemece sigortalı …’in kusurlu olduğu düşünülse dahi, uyuşmazlık konusu gayrimenkul değerleme raporu nedeniyle oluştuğu iddia edilen zararın, poliçe ve TTK uyarınca teminatı dışında olduğunu, davacı bankanın batık kredisi ile ilgili yaptığı araştırmalar neticesinde dava dışı …, krediyi veren şubenin tarım kredileri sorumlusu Halil Kaplan, şubede bir sigorta şirketi temsilcisi olarak bulunan …, uyuşmazlık konusu gayrimenkulleri değerleyen … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde şikayet dilekçesi verdiğini, savcılık tarafından da 2011/13060 soruşturma nolu dosyadan iddianame düzenlendiğini, … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosya ile görülen davada uyuşmazlık konusu gayrimenkulleri değerleyen …’in kasten bu dolandırıcılık suçuna iştirak ettiği yönünde karar verilmesi halinde poliçe ve TTK uyarınca işbu uyuşmazlık konusu talep teminat dışı kalacağını, poliçenin “İstisnalar” başlıklı 5. maddesinin “U” bendi uyarınca “Sigortalının veya çalışanlarının kasten sebep oldukları ve/veya suç teşkil eden hareketleri sonucunda doğan tazminat talepleri” teminat dışı olduğunu, … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyadan uyuşmazlık konusu gayrimenkulleri değerleyen … hakkında çıkacak kararın işbu dava konusu talebin poliçe teminatına girip girmediği hususunda belirleyici olduğundan, söz konusu ceza dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, Poliçenin “İstisnalar” başlıklı 5.maddesinin “İ” bendi uyarınca, “Poliçede belirtilen mesleki faaliyette ilişkin yasal düzenlemelere uyulmaması dolayısıyla oluşan zararlara ilişkin tazminat talepleri” teminat dışı olduğunu, davacı uğramış olduğu zararı belgeleri ile ispatlayamadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, uyuşmazlık konusu raporun içeriğinin hatalı olduğu düşünülecek olsa dahi bu durum davacının vermiş olduğu kredi ile krediye dayanak gösterilen teminatlar üzerindeki gözetim ve denetim yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığını, hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, uyuşmazlık konusu gayrimenkul değerleme raporunun bir an için gerçeğe aykırı düzenlendiği düşünülse dahi, davacı kendi kusurlu eylemi ile de uğramış olduğu iddia ettiği zarar miktarını arttırdığını, dava dışı kredi borçlusu …’in okuma yazmasının olmadığını ve türkçe dahi bilmediğini, bu husus … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosya ve … 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/… Esas sayılı dosyada yapılan tespit ile de sabit olduğunu, davacının okuma yazması olmayan, Türkçe dahi konuşamayan birine yüksek miktarda kredi vermekle gözetim yükümlülüğünü başlı başına ihlal ettiğini, sadece o bölgenin yerlisi olma sıfatına sahip olan …’in beraberinde gelen okuma yazması olmayan, Türke bilmeyen birine kredi verdiğini, kendi kusurlu eylemi ile zararın doğmasına sebebiyet verdiğini belirterek … 1. Ağır ceza Mahkemesinin … Esas sayılı doyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasını, davacının zarara uğradığını, uğramış olduğu zararın miktarını, sigortalı …’in kusuru ile müvekkili şirketin poliçeden kaynaklı sorumluluğunu ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, değerleme hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
… 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyası, … 6. İcra Müdürlüğünün 2011/ … Esas ve … Esas sayılı dosyaları celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi raporları alınmıştır.
Davacı şirket ile davalı … A.Ş. arasında 31/05/2011 tarihli ekspertiz hizmet sözleşmesi imzalandığı, davalı … şirketi tarafından diğer davalı … A.Ş. ile ilgili 03/04/2011-03/04/2012 tarihlerini kapsayacak şekilde mesleki sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği, davacı bankanın … şubesi ile dava dışı … arasında 13/09/2011 tarihli 2.000.000 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı görülmüştür.
… 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacı tarafından dava dışı …, … aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacı banka tarafından dava dışı …, … aleyhine 13/09/2011 düzenleme tarihli, 18/11/2011 vade tarihli, 1.500.000 TL bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, bu takip sonucunda 08/08/2014 tarihli 2.072.275,67 TL için borç ödemeden aciz vesikası düzenlendiği görülmüştür.
… 1. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyada katılanın davacı … A.Ş., davalı … A.Ş., …, sanıklarının …, …, …, … olduğu, yapılan yargılama sonucunda 08/05/2014 tarihli … Esas, … Karar sayılı kararı ile; sanıklar …, …’ın beraatlerine, sanıklar …, … ve Celal Eteş’in üzerine atılıp banka veya kredi kurumları aracı olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği görülmüştür.
Mahallinde keşif yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazların değerlerinin tespiti için bilirkişi raporu alınmak üzere … 3. Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır.
… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/28 Talimat sayılı dosyasında bilirkişiler …’ın sundukları 06/11/2017 tarihli raporlarında; Fen Bilirkişisinin göstermiş olduğu taşınmazların keşfen incelendiğini, … İli, … İlçesi, … Mah, 618 numaralı parselde kayıtlı taşınmazın, 24/08/2011 tarihindeki değerinin: yurt içi üfe endeksi tablosuna göre değerlendirildiğinde; 7,00 TL/m2 X (192,91/306,04) = 4,41 TL, 165.300 m2 X 4,41 = 728.973 TL/m2 olduğunu, … İli, … İlçesi, … Mah, … Mevkii, 1257 numaralı parselde kayıtlı taşınmazın, 11/08/2011 tarihindeki değerinin: 3 X (192,91/306,04)=1,89 TL/m2, 41.200 m2X1,89 TL/m2 = 77.868 TL olduğunu belirtmişlerdir.
… 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/22 Talimat sayılı dosyasında bilirkişiler Selma Erkoç, Ali Yarpuzlu ve İbrahim Sunaşan’ın sundukları 30/05/2018 tarihli ek raporlarında; taşınmazların 24/08/2011 tarihi itibariyle değerlerinin tespit edildiğini, 11/08/2011 tarihindeki değeri ile ilgili olarak; 11/08/2011 tarihleri arasında 13 gün gibi kısa bir süre bulunduğundan taşınmazların değerinde herhangi bir değişikliğin olamayacağını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler … Mahkememize sundukları 11/11/2019 tarihli raporlarında; davalı şirketin davacı …. A.Ş. ile arasında imzalanmış olan 31.05.2011 tarihli Ekspertiz Hizmet Sözleşmesinin 4. maddesi doğrultusunda ekspertiz raporları arasındaki tutarlar toplamının (2.040.000 TL. + 182.000 TL.) = 2.222.000 TL’ye kadar sorumlu bulunabileceğini, gerek davalı şirketin kendisinin gerekse yetkili değerleme uzmanının gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, tam kusurlu olduklarını ve zararın tamamından sorumlu tutulabileceklerini, davacı bankanın dava dilekçesi ile 2.072.275,67 TL asıl alacak talebinde bulunduğunu, alacak talebinin tespiti içerisinde bulunması nedeniyle davacı bankanın; dava tarihinden itibaren 2.072.275,67 TL asıl alacak üzerinden banka zararının toplam 2.222.000 TL’ye kadar (2.222.000 TL ile sınırlı olarak sorumluluğu nedeniyle) 3095 sayılı Kanun 2/2. maddesi doğrultusunda avans faizi uygulanması gerektiğini, davacının sigortacıdan zararının kısmi tazmin talebinde; davalı sigortacının sigortalısı olan diğer davalı … A.Ş. adına düzenlenen “Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesi / İstisnalar ” maddesi hükmünde; sigortalı tarafından ” mesleki faaliyete ilişkin düzenlemelere uyulmamış” olması nedeniyle ortaya çıkan zarardan, sigorta poliçe himayesi kapsamında davalı sigortacının davacıya herhangi bir hasar tazmin yükümü bulunmadığını, davacı tarafından tevdii edilen işin ifasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyen 1 nolu davalı şirket ve dava dışı yetkili değerleme uzmanının tam kusurlu olduğunu ve zarardan sorumlu olacaklarını belirtmişlerdir.
Bilirkişi V… Mahkememize sunduğu 04/12/2019 tarihli raporunda; Gayrimenkullerin bulunduğu semt ve mevki, imar durumu, yüzölçümü, ana artere olan mesafesi, belediye ve altyapı hizmetlerinden yararlanma durumu, getirebileceği kira geliri, emlak alım ve satım koşulları, mahallin rayici, değerine tesir edecek olumlu ve olumsuz tüm etkenler ile günün iktisadi koşulları da göz önüne alınarak; … ili, … ilçesi, … Köyü, 1257 parsel numaralı tarla vasıflı taşınmaz için güncel tarihli birim m2 değerinin 4,49 TL/m2 olduğu kanaatine varıldığını, güncel tarla değeri 41.200 m2 X 4,49 TL/m2 =185.000 TL/m2, … İli, … İlçesi, … Köyü 1257 parsel numaralı tarla vasıflı taşınmaz için yurt içi üfe endeksi tablosuna göre değerlendirildiğinde 11/08/2011 tarihindeki değeri 4,49 X (192,91/451,31) = 1,92 TL/m2, Tarla değeri 41.200 m2 X 1,92 TL/m2 = 79.072 TL/m2, … İli, … İlçesi, … Köyü 618 parsel numaralı tarla vasıflı taşınmaz için güncel tarihli birim m2 değerinin 11 TL/m2 olduğu kanaatine varıldığını, güncel tarla değeri 165.300 m2 X 9,98 TL/m2 = 1.650.000 TL/m2, … İli, … İlçesi, … Köyü 618 parsel numaralı tarla vasıflı taşınmaz için yurt içi üfe endeksi tablosuna göre değerlendirildiğinde 24/08/2011 tarihindeki değeri 11 X (192,91/451,31) = 4,70 TL/m2, Tarla Değeri 165.300 m2 X 4,70 TL/m2 = 777.222 TL/m2 olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişiler … Mahkememize sundukları 13/07/2020 tarihli ek raporlarında; gayrimenkullerin 24.08.2011 tarihi itibari ile değerinin; gayrimenkullerin bulunduğu semt ve mevkii, imar durumu, yüzölçümü, ana artere olan mesafesi, belediye ve altyapı hizmetlerinden yararlanma durumu, getirebileceği kira geliri, emlak alım ve satım koşulları, mahallin rayici, değerine tesir edecek olumlu ve olumsuz tüm etkenler ile günün iktisadi koşulları da göz önüne alınarak; … İli, … İlçesi, … Köyü 1257 parsel numaralı Tarla vasıflı taşınmaz için güncel tarihli birim m2 değerinin 4,49 TL/m2 olduğu kanaatine varıldığını, güncel tarla değeri 41.200 m2 X 4,49 TL/m2 = 185.000 TL/m2, … İli, … İlçesi, … Köyü 1257 parsel numaralı tarla vasıflı taşınmaz için yurt için üfe endeksi tablosuna göre değerlendirmede; 24/08/2011 tarihindeki değerinin 4,49 X (192,91/451,31) = 1,92 TL/m2, tarla değeri 41.200 m2 X 1,92 TL/m2 = 79.072 TL, … İli, … İlçesi, … Köyü 618 parsel numaralı tarla vasıflı taşınmaz için güncel tarihli birim m2 değerinin 11 TL/m2 olduğu kanaatine varıldığını, güncel tarla değeri 165.300 m2 X 9,98 TL/m2 = 1.650.000 TL/m2, … İli, … İlçesi, … Köyü 618 parsel numaralı tarla vasıflı taşınmaz için yurt içi üfe endeksi tablosuna göre değerlendirildiğinde 24/08/2011 tarihindeki değerinin 11 X (192,91/451,31) = 4,70 TL/m2, tarla değeri 165.300 m2 X 4,70 TL/m2 = 777.222 TL olduğunu, davacı banka ile davalı … Gayrimenkul A.Ş. arasında imzalanmış olan 31/05/2011 tarihli ekspertiz hizmet sözleşmesinin 4.maddesi doğrultusunda ekspertiz raporları arasındaki farkın 3.215.000 TL – 856.294 TL = 2.358.706 TL olduğunu, davacı bankanın dava dilekçesi ile 2.072.275,67 TL asıl alacak talep ettiğini, tespitleri olan 2.358.706 TL’den daha az talepte bulunduğunu, talep ile bağlılık ilkesi gereğince talebi gibi 2.072.275,67 TL alacaklı bulunabileceğini, sigorta ve kusur sorumluluk yönünden itirazlara iştirak edilmediğini ve bu nedenle kök raporda belirtilen görüşte değişikliğe gidilmediğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler … Mahkememize sundukları 01/04/2021 tarihli raporlarında; Davacı bankanın, uğradığı zarar dolayısıyla şimdilik 2.072.275,67TL.nin (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti olan 470.000TL. ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili talep ettiğini, davacı banka ile davalılardan … Gayrimenkul arasında 31.05.2011 tarihinde akdedilen “Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi”nde yer alan irade beyanlarına göre bu sözleşmenin işgörme sözleşmelerinden (TBK m. 502/1 hükmü uyarınca) “vekalet sözleşmesi” olduğunu, buna göre davacının “vekalet veren”, davalı … Gayrimenkul’ün ise “vekil” sıfatını haiz olduğu, bu noktada değerlendirilmesi gereken hususun, vekil sıfatını haiz davalı … Gayrimenkul’ün TBK m. 506 hükmüne göre sadakatle ve özenle borcunu ifa edip etmediği, davacının zarara uğramasına yol açıp açmadığı olduğunu; TBK m. 506/1l ve III hükmünde “Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle – yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.” düzenlemesine yer verildiğini, davalı … Gayrimenkul tarafından hazırlanan ve davacıya sunulan ekspertiz raporunda – … İli, … İlçesi, … Köyü’nde kain, 618 numaralı parselde kayıtlı tarla cinsi taşınmazın piyasa değerinin 2.975.000 TL., acil satış değerinin 2.600.000TL., … İli, … İlçesi, … Köyü’nde kain, 1257 numaralı parselde kayıtlı tarla cinsi taşınmazın piyasa değerinin 240.000TL., acil satış değerinin 210.000TL. olarak belirtilmiş olmasına rağmen yapılan değerlendirmede ekspertiz raporunun verildiği tarihte 618 numaralı parselde kayıtlı taşınmazın değerinin 1.350.000TL., 1257 numaralı parselde kayıtlı taşınmazın değerinin 134.591 TL. olduğunun tespit edilmesi sebebiyle davalı … Gayrimenkul tarafından hazırlanan ve davacıya sunulan ekspertiz raporunda 618 ve 1257 parselde kayıtlı iki taşınmaz için belirlenen piyasa bedellerinin gerçeği yansıtmadığı, gerçek piyasa bedellerinin üzerinde olduğunu, Sigorta alanı bakımından inceleme yapıldığında davalı … Gayrimenkul ile diğer davalı sigorta şirketi arasında … 8 numaralı poliçenin 01.04.2011 tarihinde akdedildiğini, poliçenin süresinin 03.04.2011-2012 tarihleri arasında olduğunu, davalı … Gayrimenkul’ün çalışanı …’in hazırladığı ekspertiz raporundaki değerlendirmeler sebebi ile davacı bankanın zarara uğradığını, …’in yargılandığı ceza davasının sonuçlandığını, bu zarara kasten sebebiyet vermediği, ihmal ve kusur sonucu olduğuna hükmedildiğini, … gayrimenkul değerlemesi yaparken mesleği gereği gereken özeni ve titizliği göstermesi gerektiği, ancak tapu kaydını, imar durumunu, kadastro pafta bilgilerini, uydu görüntüsünü almadan, kendisine gösterilen yerin gerçekte orası olup olmadığını araştırmadan değerleme yapması neticesinde sorumluluğunu yerine getirmediğinin anlaşıldığını, bu sebeple yanlış değerleme sonucu olarak davacının zarara uğramasına sebep olduğunu, meydana gelen zararın mesleki sorumluluk poliçe teminat kapsamında olduğunu, poliçe kapsamında ödenmesi gereken miktarın muafiyet tenzili ile 470.000 TL. olduğunu, Bankacılık alanı bakımından inceleme vapıldığında davacı bankanın alacaklarının aciz vesikasına bağlandığını, aciz belgesi sonrasında da herhangi bir tahsilata rastlanmadığını, dava tarihi itibariyle de davacının aciz belgesi uyarınca 2.072.275,67TL. alacaklı olduğunu, Borçlar hukuku bakımından inceleme yapıldığında; “vekil” sıfatını haiz davalı … Gayrimenkul’ün, sözleşmenin karşı tarafı olan ve “vekalet veren” sıfatını haiz davacı bankaya karşı sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğunu, eğer Mahkemece yukarıda yer alan teknik bilirkişinin tespiti kabul edilecek olursa bu halde davalı … Gayrimenkul’ün, TBK m. 506 hükmüne göre borcunu özenle ifa etmediğini, basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranışı esas almadığını, vekilin sadakat borcu gereği olarak vekalet verenin yararına ters düşecek ve ona zarar verecek davranışlardan kaçınma borcu altında olduğunu, dolayısıyla borçlar hukuku kapsamında kusuruyla sözleşmeyi ihlal eden/sözleşmeye aykırılıkta bulunduğu anlaşılan davalı … Gayrimenkul’ün, davacının zararını tahsil etme borcu altında olduğunu, davalı Recl Gayrimenkul’ün tazminat sorumluluğunun belirlenmesi bakımından benzer bir olayda verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin E. 2013/15266, K. 2013/23045, T. 17.12.2013 kararına göre “davacının zararı, kredi alacağı bulunmak kaydıyla, taşınmazın değerleme tarihindeki gerçek değeri ile davalıların belirlediği 75.000TL arasındaki fark kadar olduğunun kabul edildiğini, eğer Mahkemece bu hüküm nazara alınacak olursa bankanın zararının 618 numaralı parselde kayıtlı taşınmaz bakımından 2.975.000TL. – 1.350.000TL. =1.625.000TL., 1257 mumaralı parselde kayıtlı taşınmaz bakımından 240.000TL. – 134.591TL. =105.409 TL, (toplamda 1.625.000TL.+ 105.409TL.= 1.730.409TL.) olabileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler … Mahkememize sundukları 03/02/2022 tarihli ek raporlarında; sigorta ve gayrimenkul yönünden yapılan inceleme neticesinde kök rapordaki görüşün değişmediğini, Borçlar hukuku yönünden inceleme yapıldığında (gayrimemenkul, bankacılık ve sigorta yönünden yapılan değerlendirmeler nazara alındığında) davacı bankanın, uğradığı zarar dolayısıyla şimdilik 2.072.275,67TL.nin (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti olan 470.000TL. ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili talep etmesi sebebiyle (sigortacı bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere) poliçe kapsamındaki 470.000TL. bakımından davalıların TBK m. 162 vd. hükümleri uyarınca müteselsilen sorumlu olabileceğini ancak 1.730.409TL.lik zarar yönünden ise sadece davalı … Gayrimenkul’ün sorumlu olabileceğini, bununla birlikte dosyaya sunulan dilekçeler, uzman görüşü, tüm belgeler incelenmiş olup eğer Mahkemece davacı bankanın gerçeğe aykırı şekilde hazırlanmış ekspertiz raporu nedeniyle zarar uğradığı kabul edilecek olursa bu takdirde zarara sebebiyet veren ekspertiz raporunu hazırlayan gerçek kişinin fiilinden TBK m. 116 hükmü gereğince davalılardan … Gayrimenkul’ün sorumlu olup olmayacağı noktasında, “ifa yardımcısı” sayılabilecek …’in (teknik inceleme neticesinde bu yönde kanaate varıldığı üzere) gerçeğe aykırı ekspertiz rapor hazırlaması nedeniyle davacı bankanın zarar uğraması bakımından değerlendirme yapıldığında; davalı … Gayrimenkul’ün cevap dilekçesinin “Ek-4” kısmında sunulan 22.08.2011 e-mailde irtibat kişisi olarak gösterilen … isimli üçüncü kişinin davranışının bu zarar sebebiyet verip vermediği noktasında bu kişinin davalı … Gayrimenkul tarafından seçilmediği ve dolayısıyla illiyet bağının kesildiği kanaatine varılabileceği, bu halde sonuç olarak TBK m. 116/I hükmünce davalı … Gayrimenkul’ün zarardan sorumlu olup olmadığının Mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, Doç. Dr. …, Prof. Dr. … Mahkememize sundukları 22/11/2022 tarihli raporlarında; taşınmazların değeri bakımından; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevki, 1257 nolu parselde kayıtlı, 41.200 m2 yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın; 24.08.2011 ve 11.08.2011 tarihi itibarıyla tam hisse değerinin 77.013,96 TL, yuvarlatılmış olarak 77.000 TL olarak hesap ve takdir edildiğini, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 618 nolu parselde kayıtlı, 165.300 m2 itibarıyla tam hisse yüz ölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın; 24.08.2011 ve 11.08.2011 tarihi değerinin 762.176,50 TL, yuvarlatılmış olarak 762.000 TL olarak hesap ve takdir edildiğini, bankacılık değerleme uzmanlığı bakımından; muhatabın takip/dava ile temerrüde düştüğünü, davacının dava tarihi itibariyle aciz vesikasında toplam 2.072.275,67 TL tutarı kadar alacaklı bulunduğunu, taraflar arasında bu konuda bir çekişmenin de olmadığını, Sigortacılık bakımından; Davalı … A.Ş.’nin, diğer davalı … A.Ş.’yi … poliçe numarası ile 03/04/2011 – 03/04/2012 vade tarihleri arasında Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalayan sigorta şirketi olduğunu, ilgili sigorta poliçesinde Mesleki Sorumluluk teminatının “Olay Başı – 500.000 TL ve Yıllık Toplam Limit 2.500.000 TL” olduğu ve her bir hasar için 30.000 TL tutarında muafiyet uygulanacağını, Sigorta poliçesinin 3. sayfasında yer alan İstisnalar kısmında özet olarak; “Bu sigorta aşağıdaki durumlardan kaynaklanan tazminat taleplerini karşılamaz… i) Poliçede belirtilen mesleki faaliyete ilişkin yasal düzenlemelere uyulmaması dolayısıyla oluşan zararlara ilişkin tazminat talepleri, … u) Sigortalının veya çalışanlarının kasten sebep oldukları ve/veya suç teşkil eden hareketleri sonucunda doğan tazminat talepleri,” hükümlerinin bulunduğunu, Sigortacılık tekniği açısından meydana gelen zararın davalı … A.Ş. tarafından üretilen ilgili sigorta poliçesi kapsamında tazmin edilebilmesi için dava konusu olayda davalı … A.Ş. ve/veya çalışanı dava dışı eksper … tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda “mesleki faaliyete ilişkin yasal düzenlemelere uyulup uyulmadığının” tespitinin gerektiği ve takdir yetkisinin Mahkemeye ait olduğunu, sözleşme ilişkisi bakımından; Mahkemenin, yapılan hesaplamalara itibar etmesi halinde, davalı değerleme şirketinin yaptığı hesapların, taşınmazların gerçek değerinin çok üzerinde olması sebebiyle; davalı … A.Ş.’nin, davacı ile aralarındaki Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi kapsamında kendisinden beklenen özeni göstermediği, sözleşme ile üstlendiği edimleri gereği gibi ifa etmediği, dolayısıyla davacının bu sebeple uğradığı zararı davalıdan talep edebileceği sonucuna ulaşılabileceğini, tarafların birlikte kusurlu olup olmadıklarının takdirinin tamamen Mahkemeye ait olduğunu ve Mahkemenin, davacının zarara uğramasında yahut uğradığı zararın artmasında davacı bankanın kusurlu olduğu kanaatine ulaşması halinde, TBK m. 114/2 göndermesi ile TBK m.52 kapsamında tazminatı kısmen indirebileceği veya tamamen kaldırabileceğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile davalı … A.Ş. arasında 31/05/2011 tarihli ekspertiz hizmet sözleşmesi imzalandığı, davalı … şirketi tarafından diğer davalı … A.Ş. ile ilgili 03/04/2011-03/04/2012 tarihlerini kapsayacak şekilde mesleki sorumluluk sigorta poliçesi düzenlediği, dava dışı …’in davacı bankadan kredi kullanmak istemesi üzerine ipotek konulacak olan 2 adet taşınmazın değerinin tespitinin davacı banka tarafından davalı … A.Ş.’den aralarındaki sözleşme kapsamında talep edildiği, davalı … A.Ş. çalışanı … tarafından düzenlenen, … tarafından kontrol edilen ve … tarafından onaylanan 11/08/2011 tarihli rapor ile … ilçesi, … Köyü, 1257 parsel sayılı taşınmazın piyasa değerinin 247.000 TL, acil satış değerinin 210.000 TL olarak tespit edildiği, … tarafından düzenlenen, … tarafından kontrol edilen ve … tarafından onaylanan 24/08/2011 tarihli rapor ile … ilçesi, … Köyü, 618 parsel sayılı taşınmazın piyasa değerinin 2.975.000 TL, acil satış değerinin 2.600.000 TL olarak tespit edildiği, davacı bankanın … şubesi ile dava dışı … arasında 13/09/2011 tarihli ve 2.000.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu genel kredi sözleşmesine istinaden …’e kredi kullandırıldığı ve değer tespiti yapılan taşınmazlara ipotek konulduğu, kredi ödemelerinin aksaması üzerine davacı banka tarafından kredi hesabının kat edildiği, … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında bonoya istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, bu takip sonucunda 08/08/2014 tarihli 2.072.275,67 TL.lik borç ödemeden aciz vesikası düzenlendiği görülmüştür.
Davacı banka davalı gayrimenkul değerleme şirketi ile aralarındaki sözleşme ilişkisi kapsamında hazırladığı raporun gerçeğe aykırı olması sebebiyle uğradığı zararın tazminini talep etmektedir.
Davacı ile davalı … A.Ş. arasında akdedilen Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi incelendiğinde;
2. maddesinde; “işbu sözleşme banka tarafından taşınmaz değerlerinin tespiti amacıyla incelenmesi talep edilen tüm taşınmazların şirket tarafından incelenerek ekspertiz raporlarının (bundan böyle rapor olarak anılacaktır) işbu sözleşmede belirtilen şartlarda hazırlanmasına (bundan böyle hizmet olarak anılacaktır.) ilişkin tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenlemektedir.”
Şirket tarafından hazırlanacak rapora ilişkin detaylar başlıklı 4.maddesinde; “4.1.şirket, taşınmazın değerlemesini yaparken taşınmazın tapu kaydı, takyidat durumu, İmar durumu, ruhsat ve iskan bilgileri gibi Tapu ve Kadastro Müdürlüğü, Belediye ilgili birimleri ve bunlar ile sınırlı olmaksızın tüm ilgili kuruluşların kayıtlarını ve taşınmaza ait diğer özelliklerini (işçilik, malzeme kalitesi, inşaat durumu, kullanım alanı, alt yapısı, ulaşmı, açık adresi, yasal durum değeri, satış kabiliyeti, civarındaki taşınmazların değeri, acil satış değeri, sigorta değeri, asa payı hâriç net inşaat değeri vb.) incelemekle ve bu hususların tamamını içerir şekilde BANKA’nın belirlediği yazım şekli va formatta RAPOR’u hazırlamakla yükümlüdür. banka bazı işler özelinde Resmi Kurum incelemesi yapılmamasını yazılı olarak talep edebilir. “
4.3.”şirket, banka tarafından kendisine sağlanan her türlü bilgi ile yukarıda belirtilen kurum ve kuruluşların kayıtlarından temin edeceği bilgileri ve taşınmaz mahallinde yaptığı incelemesi ile saptadığı bulguları karşılaştırmakla yükümlüdür. Söz konusu kayıtlar arasında uyuşmazlık olması halinde bu durumu açık ve net olarak tüm detaylarıyla birlikte tanzim edilecek raporda belirteceğini ve bankayı derhal durumdan haberdar edeceğini beyan ve taahhüt eder.”
6.1.”işbu sözleşme çerçevesinde şirket ortaklarının ve/veya yöneticilerinin ve/veya çalışanlarının fiilleri şirketin fiilleri olarak kabul edilecektir.”
6.2.”bu kapsamda şirket işbu sözleşme çerçevesinde sağlanan değerleme hizmetindeki taşınmazın değerlendirilmesi de dahil olmak üzere her türlü işlemi nedeniyle bankanın uğrayacağı her türlü zararı tazmin edeceğini, gayrıkabil-i rücu kabul, beyan ve taahhüt eder. Bankanın eksik tanzim edilmiş rapora ve/veya yanlış yer tespiti nedeniyle yanlış değer tespitine dayanarak ve/veya taşınmaz üzerinde raporun hazırlanması esnasında rapora esas tutulan tahkikat bilgilerinin yanlış ve/veya eksik iletilmesi nedeniyle oluşacak bankanın uğramış olduğu tüm zararlarının bankanın ilk talebinde derhal bankaya ödemeyi gayrıkabil-i rücu olarak kabul ve taahhüt eder.” hükümlerinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı … A.Ş. tarafından hazırlanan değerleme raporlarında; 618 Parselde bulunan taşınmaza ilişkin olarak; taşınmazın köy girişinde, … otoban yoluna cephe olduğu belirtilmiş, harita üzerinde konumu işaretlenmiş, kadastro paftasından yerin doğru olarak tespit edildiği ifade edilmiş ve sonuç itibariyle taşınmazın piyasa değerinin 2.975.000 TL olduğu değerlendirilmiştir.1257 Parselde bulunan taşınmaza ilişkin olarak; harita üzerinde konumu işaretlenmiş, kadastro paftasından yerin doğru olarak tespit edildiği ifade edilmiş ve sonuç itibariyle taşınmazın piyasa değerinin 247.000 TL olduğu değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetince 618 parselde kain taşınmazın 24.08.2011 ve 11.08.2011 tarihi itibarıyla tam hisse değeri yuvarlatılmış olarak 762.000 TL olarak, 1257 parselde kain taşınmazın 24.08.2011 ve 11.08.2011 tarihi itibarıyla tam hisse değeri yuvarlatılmış olarak 77.000 TL olarak hesap edilmiştir. Buna göre bilirkişi heyetince belirlenen toplam değerin 762.000 TL + 77.000 TL = 839.000 TL olduğu, davalı şirket tarafından belirlenen toplam değerin ise 2.975.000 TL + 247.000 TL = 3.222.000 TL olduğu, davalı değerleme şirketinin bulduğu toplam 3.222.000 TL ‘den taşınmazların gerçek değeri olan toplam 839.000 TL’nin çıkartılmasından sonra 2.383.000 TL fazla değer tespiti yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı … Gayrimenkul Değerleme A.Ş.’nin, davacı ile arasındaki Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi kapsamında kendisinden beklenen özeni göstermediği, sözleşme ile üstlendiği edimleri gereği gibi ifa etmediği, belirlediği değerin gerçek değerin çok üzerinde olduğu görülmüştür. Bu nedenle davalı … A.Ş.nin davacının bu sebeple uğradığı zarardan sorumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davalı değerleme şirketi, 618 parselde kain taşınmazın, davacı bankanın irtibat kurulacak kişi olarak gösterdiği şahıs tarafından yanlış olarak gösterildiğini, yapılan yanlış hesaplamanın bundan kaynaklandığını ileri sürmüş ise de; Ekspertiz raporlarında yer alan “Kadastro paftasından yeri doğru olarak tespit edildi mi?” kısmına “Evet” yanıtının verildiği de dikkate alındığında, davalının beklenen özeni göstermediği, davalı çalışanı …’in gayrimenkul değerlemesi yaparken mesleği gereği gereken özeni ve titizliği göstermesi gerektiği, ancak tapu kaydını, imar durumunu, kadastro pafta bilgilerini, uydu görüntüsünü almadan, kendisine gösterilen yerin gerçekte orası olup olmadığını araştırmadan değerleme yapması neticesinde sorumluluğunu yerine getirmediği anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı … A.Ş. arasında akdedilen Ekspertiz Hizmet Sözleşmesinin 4. maddesinde “şirket, taşınmazın değerlemesini yaparken taşınmazın tapu kaydı, takyidat durumu, İmar durumu, ruhsat ve iskan bilgileri gibi Tapu ve Kadastro Müdürlüğü, Belediye ilgili birimleri ve bunlar ile sınırlı olmaksızın tüm ilgili kuruluşların kayıtlarını ve taşınmaza ait diğer özelliklerini (işçilik, malzeme kalitesi, inşaat durumu, kullanım alanı, alt yapısı, ulaşmı, açık adresi, yasal durum değeri, satış kabiliyeti, civarındaki taşınmazların değeri, acil satış değeri, sigorta değeri, asa payı hâriç net inşaat değeri vb.) incelemekle ve bu hususların tamamını içerir şekilde Bankanın belirlediği yazım şekli va formatta raporu hazırlamakla yükümlüdür.” hükmü gözönüne alındığında davalının kendisinden Belediye ilgili birimleri ve bunlar ile burada yer alan yükümlülüklerini muteber biçimde ifa etmediği anlaşılmıştır. Davacı banka görevlisinin ekspere mail atarak dolandırıcılık işini kordine eden ve bu nedenle hüküm giyen …’i irtibat kişisi olarak belirtmiş olması, davacı bankaya kusur izafesi için yeterli olmadığı, davalı değerlendirme şirketinin ekspertizinin özenli bir vekil olarak tüm dikkat ve özeni göstermediği, taşınmazın konumu ve değeri yönünden kapsamlı inceleme yapmadığı, söz konusu taşınmazların konumunu harita ve kadastro planlarından tam olarak belirlenmesi ve yerinde inceleme ile değerlendirme yapmasının SPK mevzuatı ve Borçlar Kanunu kapsamında vekilin özen yükümlülüğünün gereği olduğu, dava konusu taşınmazların değerleme gibi önemli bir işte azami özeni gösterilmesi tüm bilgi ve belgelerin ayrıntılı olarak değerlendirilmesi, bir kişinin beyan ve yer göstermesine bağlı kalınmaması gerektiği anlaşılmakla, davalı şirket ekspertizinin tam kusurlu olduğu ve davalı … A.Ş.’nin çalışanının kusurundan dolayı Türk Borçlar Kanunun 116.maddesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin 4. ve 6. maddeleri gereğince sorumlu olduğu, kusur ile zarar arasındaki uygun illiyet bağının kesilmesinin söz konusu olmadığı, davacı bankanın müterafik kusurunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, davalı … A.Ş.’nin yardımcı kişinin fiilinden dolayı davacı bankaya karşı bankanın zararını gidermekle sorumlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/12/2013 tarih ve 2013/15266 Esas, 2013/23045 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacı bankanın zararının kredi alacağı bulunmak kaydıyla taşınmazların değerleme tarihindeki gerçek değeri ile davalının belirlediği değer arasındaki fark kadar olduğunun kabulü gerektiği, bilirkişi heyetince değerleme tarihine göre belirlenen toplam değerin 762.000 TL + 77.000 TL = 839.000 TL olduğu, davalı şirket tarafından belirlenen toplam değerin ise 2.975.000 TL + 247.000 TL = 3.222.000 TL olduğu buna göre davalı değerleme şirketinin bulduğu toplam 3.222.000 TL ‘den taşınmazların gerçek değeri olan toplam 839.000 TL’nin çıkartılmasından sonra davacı şirketin 2.383.000 TL zararının bulunduğu, davacının yapmış olduğu icra takibinde 2.072.275,67 TL için aciz vesikası aldığı ve bu davada da bu miktarın tahsilini talep ettiği, davacının talep ettiği bu miktarın gerçek zararından daha az miktarda olduğu anlaşıldığından davalı … A.Ş. yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı banka; davalı … A.Ş. nin mesleki sorumluluk sigorta poliçesine istinaden davalı … şirketinden poliçe limiti olan 470.000 TL’nin tahsilini talep etmiş ise de; sigorta poliçesinde 5. istisnalar maddesinin (i) bendinde; “poliçede belirtilen mesleki faaliyete ilişkin yasal düzenlemelere uyulmaması dolayısıyla oluşan zararlara ilişkin tazminat talepleri” şeklinde düzenlenerek sigorta kapsamı dışında tutulduğu, davalı değerleme şirketi eksperi …’in kıymet takdiri yapılacak tarlaların değer tespitinde kurallara uygun olarak tapu kaydı, imar durumu, kadastro paftası, uydu görüntüsü vs. gibi bilgi ve belgelere dayalı olmadan kıymet takdiri yaptığı buna göre mesleki faaliyete ilişkin SPK düzenlemeleri ve diğer yasal düzenlemelere uyulmamış olduğu, bu nedenle sigorta poliçesinin istisnalar 5.i hükmü gereğince davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu olmadığı sonucuna varılarak davalı sigorta şirketi açısından davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Şirketi hakkındaki davanın reddine,
2-Davalı … A.Ş. hakkındaki davanın kabulü ile; 2.072.275,67 TL nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş.den tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 141.557,15 TL harçtan, peşin alınan 35.389,29 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 106.167,86 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsiline,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 202.613,78 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 202.613,78 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Şirketine verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 35.389,29 TL peşin harç, 221,80 TL keşif harcı, 460,30 TL tebligat-müzekkere gideri (davalı … Şirketi için yapılan masraflar düşülerek hesaplanmıştır.), 600 TL taksi ücreti, 15.000 TL bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 51.699,09 TL yargılama giderinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … Şirketi tarafından yapılan 100 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır