Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/321 E. 2019/1180 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/321 Esas
KARAR NO: 2019/1180

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 12/04/2013
KARAR TARİHİ: 25/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan sigorta davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi …ile …bank … Şubesi arasında 09.10.2009 tarihli gayrimenkul kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi sözleşmesinin imza tarihinde banka tarafından kredi sözleşmesi teminatı için gayrimenkul kredisinin zaruri şartlarından olması sebebiyle ilgili banka acente sıfatıyla, davalı ile müteveffa arasında … poliçe numaralı , 60.000 TL bedelli, 07.10.2009 başlangıç tarihli ve Dain-i Mürtein şerhli olarak Uzun Süreli kredili vefat sigortası imzalandığını, hayat sigortasının primlerinin ödendiğini, bu poliçeye ilişkin ödenmemiş prim borcunun bulunmadığını, …’ ın 29.05.2011 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak davacı müvekkillerin kaldığını, davacı müvekkillerin davalıya sigorta bedelinin ödenmesi için başvurduğunu ,fakat davalı sigorta şirketinin 20.06.2011 tarih ve… referans nolu cevabı yazılı ile Hayat sigortaları Genel Şartları C.2 sözleşmenin yapılması sırasındaki beyan yükümlülüğünün 2.2 md. Gereğince mevcut beyansız hastalığının tespitinin söz konusu olduğundan müvekkillerinin başvurusunu haksız ve mesnetsiz bir şekilde reddettiğini, davalı sigorta şirketinin taleplerini kabul etmemesi üzerine müteveffa ile banka arasında imzalanan Gayrimenkul Kredisi taksitlerinin davacı müvekkillerinden talep edilmekte olduğunu, müvekkillerinin vefat tarihinden itibaren kalan taksitleri düzenli olarak ödemeye devam ettiklerini, taraflar arasında 09.11.2009 tarihli gayrimenkul kredisi imzalandığını, bu sırada müteveffaya krediye ilişkin bir çok evrak imzalatıldığını, bu evraklar ile birlikte müteveffaya hayat sigortası policçesi de imzalatıldığını ve müteveffaya hiçbir bilgi verilmediğinin ve kendisinin hiçbir beyanının da alınmadığını, müteveffaya imzalatılan belgelerin hepsinin daha önceden hazırlanmış matbu evraklar olduğunu, aynı zamandan müteveffanın ölüm sebebi olarak gösterilen olguların müteveffanın yaşamında bilgisi dahilinde olmadığını, sigorta şirketlerinin poliçe tanzim ederken basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduklarını, gerekli araştırmaları yapmak ve konu ile ilgili müşterilerine açıklayıcı bilgi vermenin sigorta şirketinin yükümlülüğünde olduğunu, ancak davalı şirketin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, daha önce İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Es. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, söz konusu davanın dava dışı… Bank A.Ş. nin muvafakati bulunmadığından dava şartı eksikliği ve aktif husumet ehliyeti yokluğundan esasa girilmeden usulden reddedildiğini ve kesinleştiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile Hayat Sigortasına bedelinin şimdilik 30.000 TL lik kısmının ölüm tarihi olan 29.05.2011 den itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kredi borcu ölüm tarihinde tamamen ödenmiş olsa idi müvekkillerinin faiz indirimden yararlanması söz konusu olacağından karar tarihine kadar oluşacak munzam zarar çin fazaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalması kaydı ile şimdilik 500,00 TL nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … bank A.Ş’nin Dain-i Mürtehin olması nedeni ile sigorta tazminatı talep ve dava hakkının öncelikli olarak rehin hakkı sahibi bankaya ait olduğunu, dava dilekçesinde davacılar tarafından dava dışı … Bank A.Ş. den kayıtsız şartsız muavafeknami aldıklarını beyan etmelerine rağmen, müvekkili şirkete gönderilen belgelerin arasında yer almadığını, bu nedenle davanın husumetten reddinin gerektiğini, davacıların murisi …’ ın müvekkili şirket tarafından … nolu uzun süreli kredi vefat sigorta poliçesi ile 07.10.2009 tarihinden itibaren sigortalandığını, davacıların murisinin ölüm sebebinin 31.05.2011 tarihli ölüm muayene tutanağına göre, yüksek tansiyon, DM, tıkayıcı akciğer hastalığı, kalp yetmezliği zeminde gelişen akut miyonkart enfaktüsü olduğunu , bu nedenle Hayat sigortaları Genel Şartları C.2. Sözleşmenin yapılması sırasında ki beyan yükümlülüğü 2.2 mad. gereğince mevcut beyansız hastalıklar dolayısıyla gelişen vefat neticesinde sigorta tazminatı ödenmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen ve davacıların murisine teslim edilen poliçenin üzerinde … Bank uzun süreli kredi vefat sigortası başvuru formunun üzerinde ve poliçe yapıldığı andaki sağlık durumu araştırmaya yönelik soruların hepsinin gayet açık olduğunu ve sigortalının imzasının bulunduğunu, davacıların murisinin poliçe yapılırken son beş senede sağlıklı olduğunu ve hiçbir rahatsızlığının bulunmadığını beyan ettiğini, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, munzam zarar gerçekleşmediğinden davacıların munzam zarar taleplerinin reddine,. müvekkili şirketin temerrütü oluşmadığından ölüm tarihinden itibaren reeskont faiz taleplerinin reddine, dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep ile cevap verdiği,

DELİLLER VE GEREKÇE
Mahkememiz 24/12/2013 Tarih 2013/109 Es., 2013/315 K. Sayılı ilamında; ” Yargıtay 13.HD.nin 2013/14844 Esas 2013/23356 Kara sayılı ilamında belirtildiği üzere; Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4822 Sayılı Kanunla Değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 10.maddesinde tanımlanan Tüketici Kredisinden kaynaklandığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir.4077 sayılı yasanın 23. Maddesine göre; bu yasanın uygulanması ile ilgili çıkacak her türlü uyuşmazlıklara Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerekeceği cihetle; Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.” kararı verildiği,
Görevsizlik kararı ile İstanbul… Tüketici Mahkemesine tevzi olan dosya …Es kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu, İstanbul …Tüketici Mahkemesi 08/04/2014 Tarih… Es., … K. Sayılı ilamında ;” Dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine” kararı verildiği
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 09/12/2014 tarih 2014/16005 Es., 2014/18071 K. Sayılı ilamında ” 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. Maddeleri gereğince İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine” içtihadında bulunduğu,
Mahkememize gelen dosya … Es sayıya kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu, tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişiler Hulusi Arıkan ve Mehmet Bahtiyar tarafından hazırlanan 25/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak:” Türk Ticaret Kanunun 1435. ve Hayat Sigortaları Genel Şartlarının C.2.2 maddesine göre sigorta ettirenin önemli hususları sigortacıya bildirme yükümlülüğünün olduğu. Sigortacının bilgilendirme yükümlüğünü; Kredi Hayat Sigortaları Bilgilendirme Formları ile yerine getirdiği, Sigortalının Başvuru Yıllık Kredi Hayat Başvuru Formlarının düzenlenirken ölümünden 13 yıl Öncesine kadar var olan Kronik Viral Hepatit C hastalığını gizleyip sorulara sağlıklı olduğu yönünde cevaplar vererek yanlış bildirimde bulunduğu, Sigortacının TTK m. 1439/2 gereği tazminat ödeme borcunun kısmen kalktığı yönünde görüş ve kanaatin oluştuğu,
Sayın mahkemenin aksi kanaatte olması halinde:
Kredi hayat sigorta sözleşmelerinde asıl amaç sigorta ettirenin bir ihtiyacının karşılanması olmayıp, bankanın kredi verdiği kişinin ölüm nedeniyle krediyi geri ödeyememesi nedeniyle maruz kalacağı riskin teminat altına alınmasıdır. Bu nedenle 07.10.2009 başlangıç tarihli. … poliçe numaralı hayat sigortası poliçesi tutarı 60.000.00 TL vefat tazminatının sigortalının mirasçıları tarafından miras paylarına göre istenebileceği,” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edildiği,
Davacı tarafın bilirkişi raporuna karşı verdiği itiraz dilekçesini de değerlendirilir ek rapor alınmasına karar verilmiş, Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 19/09/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda sonuç olarak: 11/04/2016 tarihli kök rapora ilave edilecek bi hususun bulunmadığı” mütala edildiği anlaşıldı.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazlarını değerlendirir 2. Ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 2. Ek raporda sonuç olarak; ” Davacı vekilince dosyaya sunulan Yargıtay 17. HD’nin 2014/6591 K. Sayılı karan ışığında dava konusu olay ve davacı vekili itirazları tekrar değerlendirilmiştir. Karara konu olayda, kredi sözleşmesinde müşterinin (müteveffanın) hayat sigortası yaptıracağının düzenlenmiş olması ve bankaca hazırlanan matbu kredi hayat sigortalan formunun, kimlik bilgileri dışında doldurulmamış olması birlikte değerlendirildiğinde, sigorta ettirenin değil kredi verenin ihtiyaç ve zorlaması ile ortaya çıkan bu sözleşmede irade özgürlüğünün söz konusu olmadığı, ayrıca eksik beyanda bulunulması halinde uygulanacak yaptırımlar konusunda da kredi alanın (müteveffanın) bilgilendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu kararda Yargıtay’ca varılan sonuç olaya uygulandığında, davacının murisinin (müteveffanın) bilgilendirilmesi için gerekli aydınlatmanın yapılmadığı, dolayısıyla, kök raporda alternatif olarak belirtildiği üzere, Kredi hayat sigorta sözleşmelerinde asıl amaç sigorta ettirenin bir ihtiyacının karşılanması olmayıp, bankanın kredi verdiği kişinin ölüm nedeniyle krediyi geri ödeyememesi nedeniyle maruz kalacağı riskin teminat altına alınması olduğu, bu nedenle de aydınlatma ve kredi alanı (müşteriyi, müteveffayı) uyararak bilgilendirmesi ve bu hususu da ispatlaması gerekenin karşı taraf olduğu dikkate alındığında, davacıların haklı olduğu sonucuna varılabileceği, Yargıtay’ın bu kararı ışığında kök rapordaki diğer alternatifi oluşturan görüşten dönmek gerektiği” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edildiği anlaşıldı.
Dosyaya giden yeni bilgi ve belgeler ve taraf itirazlarını değerlendirir yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş Bilirkişiler …, … ve … tarafından hazırlanan 25/02/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak;” davacı yanca dava konusu talep edilen tazminatın ödenmemesi konusunda haklı olduğu kusuru olmadığı, Müteveffa …’ın varisleri olan …, …, … …, … ve …’in dava konusu sigortacısı … A.Ş sigortalısı … başlangıç tarihi 07/10/2009 bitiş tarihi 07/10/2016 vefat teminat bedeli 60.000,00 TL poliçe numarası …bank uzun süreli kredi vefat sigorta poliçesi kapsamında, davalı sigortacı olan …A.Ş’den tazminat talebinde bulunmalarının mümkün olmadığı” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edildiği,
Bankacı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi tarafından hazırlanan 31/05/2019 tarihli ek raporda sonuç olarak,” Müteveffa …’ın dava konusu kredi borcu 29.05^2011 ölüm tarihinde tamamen ödenerek kapatılmış olman durumunda, mevcut ödeme Planına göre kalan 65 adet taksitin vahyinde ödemelerinin yapılmadığı, taksit tutarları ekinde bulunan toplam 19354,85 T’lik tutarın ödemesinin yapılmayacağı,” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlık, hayat sigortası sözleşmesine istinaden açılan tazminat ve alacak davasıdır.
Yargılama aşamasında taraflarca usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanılmış olup dosyamız en son 25.02.2019 tarihli bilirkişi ve 31.05.2019 tarihli ek bilirkişi raporunu tanzim eden heyete tevdii edilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre rapor alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, davacılar murisi olan …ın dava dışı bankadan kullandığı kredi sebebiyle, 07.10.2009 başlangıç tarihli ve uzun süreli olmak üzere davalı şirket ile hayat sigortası sözleşmesinin imzalandığı, sigortalının 29.05.2011 tarihinde vefat edip davacıların, sigorta ettirenin mirasçısı olduğu, uyuşmazlığa konu sigorta sözleşmesinin primlerinin ödendiği, sigorta ettirenin hayat sigorta sözleşmesinin kurulması esnasında sağlık durumu ile ilgili olarak sorulan sorulara noksan veya eksik cevaplar verdiği, sigortalının verdiği bu cevaplar ile sigortalının ölüm sebebi arasında illiyet bağının olduğu, bu durumun 25.02.2019 ve 31.05.2019 tarihli raporlarında da tespit edildiği, eğer sigorta ettiren, kendisinde varolduğunu bildiği hastalık veya rahatsızlıkları sigorta şirketine, sözleşmenin kurulma aşamasında bildirmiş olsaydı, ticari bir müessese olan sigorta şirketinin, riskin yükselmesi sebebiyle ya sigorta ettirenden tahsil edeceği primi daha yüksek tutacağı ya da hayat sigorta sözleşmesini hiç imzalamayacağı, bu sebeple de 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunumuzda yer alan iyiniyet ve dürüstlük kuralları gereği, her hukuki iş, işlem ve ilişkide bulunması zorunlu temel ilkelere aykırı davranarak, kendisinde var olan hastalık, tanı ve rahatsızlıkları, sözleşmenin diğer tarafı olan sigorta şirketine, sözleşmenin kurulması esnasında bildirmeyen ve bildirmediği bu rahatsızlığa bağlı olarak vefat eden davacılar murisi ile külli halef sıfatıyla mirasçılarının, kendi kusurlu davranışları sebebiyle bir hak elde edemeyeceklerinden, ayrıca davacılar murisinin, kredisini zamanında ödeneceği varsayımından hareketle faiz indiriminden yararlanmama şeklindeki munzam zararlarının, varsayımlarla oluşmayacağı dikkate alındığında, davacıların taleplerinin reddiyle birlikte aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- 492 Sayılı yasa gereğince alınması gereken 44,40 TL harcın dava açınılırken peşin alınan 520,90 TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 476,50 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine ,
3- Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. As. Üc. Tarifesi gereğince taktir olanan 3.660,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
4 – Davalı tarafından yapılan 20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.