Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/302 E. 2019/339 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/302 Esas
KARAR NO : 2019/339
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 15/02/2010
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
Mahkememize açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile; müvekkillerinin murisi …’in de içinde bulunduğu davalı …A.Ş.’ye ait helikopterin teknik donatımının yetersizliği, olumsuz hava koşullarının olmasına rağmen güzergah olarak seçilmesi gerekirken rotanın dışından sapılarak işleten yardımcısı pilotun ağır ihmali, işleten şirketin teknik ekip ve işletme sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle kazaya uğradığını, kaza sonucu müvekkilerinin murisi … dahil 6 kişinin vefat ettiğini, davalı … ile yapılan görüşmeler sonucunda 07/07/2009 tarihinde ön ödeme adı altında 43.120 TL ödeme yapıldığını, 227.500 Euro’nun dava tarihi karşılığı olan 473.200 TL maddi blok tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faiziyle davalı şirketten tahsiline, talebinin kabul görmemesi durumunda şimdilik murisin eşi … için 20.000 TL maddi, 125.000 TL manevi, murisin çocuğu … için 20.000 TL maddi, 125.000 TL manevi, murisin çocuğu … için 20.000 TL maddi, 125.000 TL manevi olmak üzere şimdilik toplam 60.000 TL maddi (destekten yoksun kalma) ve 375.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … A.Ş. tarafından önceden ödenen 43.120 TL’nin mahsubuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili verdiği 11.10.2013 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; davacı … yönünden maddi tazminat talebini 149.039,01 TL daha artırarak toplam 169.039,01 TL, … yönünden maddi tazminat talebini 5.762,96 TL daha artırarak toplam 25.762,96 TL olarak ödenmesini talep ettiklerini belirtmiştir.
Davacı vekili 14/02/2017 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile; davacı … yönünden maddi tazminat taleplerini 29.025,19 TL daha arttırdıklarını ve toplam maddi tazminatı 239.758,30 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili verdiği cevap dilekesi ile; davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin helikopter işletmeciliği yaptığını, müvekkili şirketin sahip olduğu … numarası ile tescilli helekopterin 25/03/2009- 28/03/2009 tarihleri arasında kiralandığını, bu helikopterin 25/03/2009 tarihinde Kahramanmaraş/Berit’ten Yozgat/Yerköy’e giderken Kahramanmaraş/Göksun-Berit dağlarında meydana gelen kaza sonucunda düştüğünü, yolcuların ve pilotun vefat ettiğini, dava konusu helikopter kazasının her hangi bir arıza yada pilotoj hatasından meydana gelmediğini, kazanın oluş nedeninin aniden gelişen kötü hava şartları olduğunu, kaza kırım ekibinin verdiği raporda, kaza nedeninin kesin olarak tespit edilemediğini, muhtemel neden olarak ifadelerde bulunduklarını, objektif kıssaslar yerine subjektif değerlendirmelerde bulunduklarını, helikopteri kullanan pilotun emekli bir asker olup orduda görev yaptığı sırada sayısız uçuşlar yaptığını, aynı zamanda öğretmen pilot olduğunu, müvekkili şiketin kendisine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, buna rağmen hava şartlarının aniden değişmesi gibi doğal nedenlerle kazanın meydana geldiğini, bu nedenle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunun 23.maddesinde taşıyıcının kendisinin ve adamlarının zararı önlemek için bütün tedbirleri aldıklarını veya tedbirleri alma olanağının ispatlanması halinde sorumlu olmayacağının düzenlendiğini, ayrıca hava taşımacılığında taşıyıcının sorumluluğunun Türk Sivil Havacılık Kanunu ve ülkemizin taraf olduğu 12/10/1929 tarihli … Uluslararası hava taşımalarına ilişkin bazı kuralların birleştirilmesi hakkında sözleşme hükümlerine tabi olduğunu, bu kurallara göre sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davacıların murisi …’in…A.Ş.’nin çalışanı olduğunu, basın mensubu olarak görev yaptığı için helikopterde bulunduğunu, bu nedenle kendisi açısından kazanın iş kazası olduğunu, davacıların tazminat taleplerini murisin işverenine yöneltmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından … ile çok geniş kapsamlı ve yüksek limitli sigorta poliçesi akdedildiğini, davacıların manevi tazminat taleplerinin fahiş ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, ayrıca kendilerine zararlarını karşılayacak ödemelerin ilgili sigorta tarafından yapılmış olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesi ile; Davanın Asliye Hukuk Mahkemesi görevi alanına girdiğini, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin müvekkili şirket tarafından hukuka uygun olarak değerlendirildiğini, tazminat hesabına dayanak belgelerin davacılar tarafından verildiğini, destekten yoksun kalma tazminat hesabında kanunen mahsup edilmesi gereken kalemlerin dikkate alındığını ve bunların tazminat tutarına bildirilmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan sigorta poliçesinin bir mali mesuliyet sigorta poliçesi olduğunu ve manevi tazminatı içermediğini, müvekkilinin 20.000 Euro avans ödemesi yaptığını, müvekkili şirketin her türlü maddi ve manevi tazminat sorumluluğunu yerine getirmiş olduğundan dolayı davanın reddi gerektiğini, davacıların murisi ile ilgili SGK tarafından ödenen tazminat ve ödemelerin, davacıların murisinin işvereni olan şirket tarafından ödenen tazminat ve ödemelerin, davacıların murisinin helikopterde olmasının bir hatır taşıması teşkil edip etmediği hususunun araştırılması gerektiğini ve gerekmesi halinde ilgili tazminat tutarından bunların indirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davanın açıldığı İstanbul (Kapatılan) … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/12/2013 tarih ve … E. … K.sayılı ilamı ile “…davacı eşin ölenin bakmakla yükümlü bulunduğu kişilerden olmasına göre tazminat isteyebileceği açıktır. Davacı kücükler yönünden babalarının ölümü sonucu olarak desteklerini yitirmiş bulunduklarından destekten yoksunluk tazminatı isteyebilecekleri açıktır. Olayda davacıların ölenin yardımından yoksun kaldıkları, usulünce hesaplanan ölenin ve yardımından yoksun kalanların hayatları boyunca yapılacak yardım oranını gösteren bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir. Manevi tazminat isteme koşullarının da oluştuğu, olayın riziko kapsamında bulunduğu, dava dilekçesinde davalı olarak yer alan “…” hükmü şahsiyeti haiz olmadığından davalı olarak değerlendirilmediği gerekçesiyle davanın maddi tazminat istemi yönünden kabulü ile; davacı eş yönünden 169.039,01 TL’nin, davacı çocuk … yönünden 15.931,14 TL’nin, davacı çocuk … yönünden 25.762,96 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulü ile; davacı eş yönünden 10.000 TL’nin, davacı çocuk Tuluğhan yönünden 8.000 TL’nin, davacı çocuk … yönünden 8.000 TL’nin davalı …A.Ş.’den alınıp davacılara verilmesine, 27/02/2014 tarihli tavzih kararı ile maddi ve manevi tazminat kalemlerine olay tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi uygulanmasına,..” karar verilmiştir.
Bu kararın davacılar vekili ve davalı …A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/11/2014 tarih ve 2014/9527 Esas, 2014/18245 Karar sayılı ilamı ile; “…Dava, hava taşıması esnasında meydana gelen kaza nedeniyle mirasçıların maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununun 106’ncı maddesinde, havayolu ile yurt içinde yapılacak taşımalarda; bu Kanunda hüküm bulunmadıkça, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların hükümleri ve bu anlaşmalarda da hüküm bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanacağı belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 124’üncü maddesinde de “Taşıyıcının sorumluluğunun sınırlandırılması, 12 Ekim 1929 tarihinde …’da imzalanan ve Uluslararası Hava Taşımalarına İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkındaki Sözleşme ve bu sözleşmeyi değiştiren Türkiye’nin katıldığı sözleşme ve protokollerin hükümlerine göre tayin olunur” hükmüne yer verilmiş olup 126’ncı madde “Zararın, taşıyıcının veya adamlarının zarar vermek kastı ile veya zararın doğması ihtimali olduğunu bilerek dikkatsizce yaptıkları bir hareket veya ihmal sonucunda meydana geldiği ispat edildiği takdirde; bu kanunda öngörülen sorumluluk sınırları uygulanmaz. Ancak, taşıyıcının işçileri veya temsilcileri gibi yardımcı kişilerinin meydana getirdiği sınırsız sorumluluk talebine mevzu olan zarar hakkında Borçlar Kanunu’nun 55’inci madde hükümleri saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece, yukarıda anılan yasal düzenlemelere göre davalı taşıma şirketinin sorumluluğu yönünde hava taşımacılığı konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişilerden oluşan bir heyetten rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar değerlendirilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, mümeyyiz davalı yararına bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda mirasçılar için destekten yoksun kalma hesabı aynı bölgede çalışan muhabirlerin aldıkları ücretler emsal alınarak yapılmışsa da, dosyaya murisin işvereni tarafından vefat edenin aldığı ücret ve ödemeler bildirilmiş olup mahkemece destekten yoksun kalma hesabının murise yapılan ödemeler dikkate alınarak yapılması gerekirken emsal ücretlerin değerlendirilmesi doğru olmamış, kararın bu yönden de mümeyyiz davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Davalı vekili, ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı def’inde bulunmuş olup, mahkemece herhangi bir gerekçe kurulmaksızın zamanaşımı def’inin koşullarının oluşmadığı belirtilerek işin esasına girilmesi de doğru olmamış, kararın bu yönden de temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, 22.06.1966 tarih ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda etraflıca açıklandığı üzere, manevi tazminat ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Manevi tazminatın kapsamını takdir hakkı, kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, hak ve adalete uygun davranmalı, hukuk biliminden yararlanmalı, toplumun sosyal, ekonomik ve moral yapısını ve özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Takdir edilecek tutar, bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise, zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Bu itibarla, davalıların eylemlerinin niteliği ve tarafların konumları dikkate alınarak davacılar için daha makul miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde düşük bir tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş …” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamına uyulmuş ve bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Mahkememizce olayın meydana gelmesinde davalıların sorumlulukları ve davacıların destekten yoksun kalma sebebiyle talep edebilecekleri maddi tazminat tutarlarının belirlenmesi için bilirkişi heyetlerinden 08/10/2015, 10/11/2016, 27/11/2017 ve 26/01/2018 tarihlerinde raporlar alınmıştır.
Bilirkişiler tarafından Mahkememize sunulan 27/11/2017 tarihli raporlarında; Davanın dayandığı olayın yurtiçi havayolu taşıması olduğundan 2920 Sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu (TSHK) hükümleri kapsamında değerlendirileceğini, buna göre yolcunun ölümüne sebebiyet veren kaza hava aracında veya iniş – biniş sırasında meydana geldiğinden taşıyıcının sorumlu olduğunu (Md.120), taşıyıcının ancak kendisi ve adamlarının zararı önlemek için gereken bütün tedbirleri aldığını veya bu tedbirleri alma olanağının bulunmadığını ispatlaması halinde sorumluluktan kurtulacağını (Md-123), taşıyıcının sorumluluğunun … Konvansiyonu ve bu sözleşmeyi değiştiren Türkiye’nin katıldığı sözleşme ve protokollerin hükümlerine göre tayin olunacağını (Md.124), zararın, taşıyıcının veya adamlarının zarar vermek kastı ile veya zararın doğması ihtimali olduğunu bilerek dikkatsizce yaptıkları bir hareket veya ihmal sonucu meydana geldiği ispat edilirse sorumluluk sınırlarının uygulanmayacağını, ancak taşıyıcının işçi veya temsilcileri gibi yardımcı kişilerin meydana getirdiği sınırsız sorumluluk talebine mevzu olan zarar hakkında Borçlar Kanunu’nun 55.maddesinin saklı olduğunun (Md.126) belirtildiğini, TSHK Md.124 sorumluluğun sınırlandırılması bakımından … Sözleşmesinin yanı sıra bu sözleşmeyi değiştiren ve Türkiye’nin katıldığı sözleşmelere atıfta bulunduğunu, bu doğrultuda Türkiye, … Konvansiyonu ile değişik 1955 tarihli Lahey Protokolüne, 1971 tarihli … protokolüne, 1975 tarihli (3) ve (4) numaralı Montreal Ek Protokolleri ile 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu’na katıldığını, 25.03.2009 tarihinde gerçekleşen olay döneminde Türkiye’nin taraf olduğu Havayolu taşımacılığına yönelik uluslararası konvansiyonun … Konvansiyonu olduğunu, dolayısıyla kaza sonucu doğan zarardan taşıyıcı firmanın VK Md.17 uyarınca doğrudan sorumlu olduğunu, yine aynı konvansiyonun 25. Maddesi uyarınca; taşıyıcının veya adamlarının zarar vermek kastı ile veya zararın doğması ihtimali olduğunu bilerek dikkatsizce, yaptıkları bir hareket veya ihmal sonucunda meydana geldiğinin ispatı durumunda sorumluluğunun sınırsız olacağının açıkça belirtildiğini, bu hususta önceki raporda da belirlendiği üzere dosya kapsamında kaptanın kötü hava şartlarında yolculuğa devam etmesi, uçaktaki bazı teknik eksiklikler, ELT cihaz yanında SkyTrax gibi araç takip sistemlerinin helikopterde bulunmaması, kötü hava şartlarında uçulmasına rağmen … cihazının olmaması sebebiyle tüm tedbirlerin alınmadığını, bu itibarla taşıyıcının sınırsız sorumluluk koşullarının gerçekleşmiş olduğunun değerlendirildiğini, Kaldı ki dava konusu kaza tarihinden sonrasına denk gelmekle birlikte Türkiye tarafından 02.04.2009 tarihli ve 5866 sayılı kanunla resmi gazetede yayınlanan Montreal Konvansiyonunun özellikle yolcuların uğradığı zararları hafilletmeyi amaçlayan bir yaklaşım ile geri alındığını ve kaza mağdurlarının çıkarlarını daha adil şekilde korumak maksadıyla nihai olarak hava yolu taşıyıcısının sınırsız sorumluluğu kavramını getirdiğini dolayısıyla günümüzde … – …sisteminin zarar görülen yolcu ve mağdurlar lehine değişiklik yapılarak güncellenmiş durumda olduğunu, olaydan davalı … A.Ş. tarafından kazaya uğrayan hava aracının fiziksel kayıp ve hasarın tüm risklerine, üçüncü şahıslara ve yolculara karşı sigortalının sorumluluğu kapsamında sigorta teminatı altına alınmış olmakla poliçe limitleri doğrultusunda tazimanat yükümlüsü olarak sorumlu tutulabileceğini, buna göre davalı …A.Ş.’nin meyadana gelen kazadan sorumlu olacağını, davalı … şirketinin poliçe limitleri doğrultusunda sorumlu tutulabileceğinin bildirdikleri ve davacılar ile ilgili destekten yoksun kalma tazminat hesabının yapıldığı görülmüştür.
Mahkememize sunulan 21/06/2018 tarihli ek raporda; 25/03/2009 tarihinde meydana gelen helikopter kazası sonucu vefat eden İsmali Güneş’in geride kalan hak sahiplerinin maddi zararlarının hesabına ilişkin 27/11/2017 tarihli raporda değişiklik gerektiren herhangi bir neden bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Dava; hava taşıması esnasında meydana gelen kaza nedeniyle kazada vefat eden …’in mirasçılarının maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davacıların murisinin çalıştığı…A.Ş.’den murisin maaş ve diğer ödemelerinin ne kadar olduğuna ilişkin yazı cevapları dosya içerisine alınmıştır.
Davacı vekili ve davalı … A.Ş.vekili “…”‘in davalı şirketin kullandığı marka olduğunu ve tüzel kişiliğinin bulunmadığını beyan ettiklerinden “…” davalı olarak değerlendirilmemiş ve karar başlığından gösterilmemiştir.
Davacı vekili her ne kadar 14/02/2017 tarihinde ikinci ıslah dilekçesini sunmuş ise de; HMK’nın 176/2 maddesi gereğince davada sadece bir kez ıslah yapılabileceğinden ayrıca Yargıtay bozmasından sonra ıslah yapılamayacağından ikinci ıslah dilekçesi gözönüne alınmamıştır.
Davacının 11/10/2013 tarihinde yaptığı ilk ıslaha karşı davalılar zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de; davacıların murisinin yolcu olarak bulunduğu aracın kaza yapması sonucu vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edildiğinden TBK’nın 146.maddesi ve TTK’nın 855.maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan davalı şirketlerin ıslaha karşı zamanaşımı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili ilk karardan sonra müvekkillerine ödemeler yapıldığını, bununla ilgili icra dosyasını bildireceğini beyan etmiş, akabinde icra dosyasını bildirmiştir.
Kapatılan ve 4. İcra Müdürlüğü’ne devredilen Sivas … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına ait evraklar celp edilmiş incelenmesinde; bozulan ilk mahkeme kararına istinaden icra takibi yapıldığı ve davalı … tarafından 20/03/2014 tarihinde 484.356 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacıların murisi …’in de içinde bulunduğu davalı …A.Ş.’ne ait helikopterin düşmesi neticesinde meydana gelen kaza sonrasında davacıların murisinin vefat ettiği, davacıların murisinin kaza tarihinde…A.Ş. de çalıştığı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporlarına göre olayın yurt içi hava yolu taşıması olduğundan 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, yolcunun ölümüne sebebiyet veren kazada hava aracında veya iniş biniş sırasında meydana geldiğinde taşıyıcının sorumlu olduğu, taşıyıcının ancak kendisi veya adamlarının zararı önlemek için gereken bütün tedbirleri aldığı veya bu tedbirleri alma olanağının bulunmadığını ispatlaması halinde sorumluluktan kurtulabileceği, zararın taşıyıcının veya adamlarının zarar vermek kastı veya zararın doğması ihtimali olduğunu bilerek dikkatsizce yaptıkları bir hareket veya ihmal sonucu meydana geldiği ispat edilirse sorumluluk sınırlarının uygulanmayacağının düzenlendiği, Türk Sivil Havacılık Kanunun sorumluluğun sınırlandırılması bakımından … Sözleşmesi yanı sıra bu sözleşmeyi değiştiren ve Türkiye’nin katıldığı sözleşmelere atıfta bulunduğu, 25.03.2009 talihinde gerçekleşen olay döneminde Türkiye’nin taraf olduğu Havayolu taşımacılığına yönelik uluslararası konvansiyonun … Konvansiyonu olduğu, dolayısıyla kaza sonucu doğan zarardan taşıyıcı firmanın doğrudan sorumlu olduğu, yine aynı konvansiyonda taşıyıcının veya adamlarının zarar vermek kastı ile veya zararın doğması ihtimali olduğunu bilerek dikkatsizce, yaptıkları bir hareket veya ihmal sonucunda kazanın meydana geldiğinin ispatı durumunda sorumluluğunun sınırsız olacağının açıkça düzenlendiği, kazada kaptanın kötü hava şartlarında yolculuğa devam etmesi, uçaktaki bazı teknik eksiklikler, …cihaz yanında …gibi araç takip sistemlerinin helikopterde bulunmaması, kötü hava şartlarında uçulmasına rağmen …cihazının olmaması sebebiyle tüm tedbirlerin alınmadığı, buna göre taşıyıcının sınırsız sorumluluk koşullarının gerçekleşmiş olduğu, bu nedenlerle davalı …A.Ş.nin meyadana gelen kazadan sorumlu olacağı, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından kazaya uğrayan hava aracının fiziksel kayıp ve hasarın tüm risklerine, üçüncü şahıslara ve yolculara karşı sigortalının sorumluluğu kapsamında sigorta teminatı altına alınmış olmakla davalı …A.Ş. nin sorumlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
27/11/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda, davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatları hesaplanmıştır. Bu hesaplama yapılırken ilk karara göre davalı tarafından yapılan ödemelerin de tenzili yapılmıştır. Ancak her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerektiğinden ilk karara göre yapılan ödemelerin tenzilinin infaz aşamasında göz önüne alınması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, bilirkişiler tarafından hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından dava tarihinden önce sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin ve SGK tarafından bağlanan rucuya tabi ilk peşin sermaye gelirlerinin mahsup edilerek ve ilk karara göre yapılan ödemenin mahsubu yapılmadan değerlendirme yapılmış ve davacıların dava ve ilk ıslah dilekçesinde talepleri göz önüne alınarak; davacı … için 169.039,01 TL, davacı …için 15.705,68 TL, davacı … için 25.762,96 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, bozulan ve icra takibine konu yapılan ilk mahkeme kararı nedeniyle sigorta şirketi tarafından icra dosyasına yapılan ödemenin infaz aşamasında göz önüne alınmasına karar verilmiştir.
Davacılar olay nedeniyle 125.000 ‘ er TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Manevi tazminat çekilen elem ve üzüntü karşılığı olup tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak bozulmuş ruhsal ve bedensel huzurun düzeltilmesi için M.K.nun 4. maddesinde yer alan hak ve nesafet kurallarına uygun olarak ve bu arada sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde takdir ve tayin edilmesi gerekir.
Bu ilkeler çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çevre koşulları davacıların olaydan etkilenme durumu, paranın satın alma gücü, davalıların ödeme gücü ile hak ve nesafet kurallarına göre olay nedeniyle davacıların çektiği elem ve üzüntüye karşılık … için 50.000 TL, Davacı … için 40.000 TL, Davacı … için 40.000 TL manevi tazminatın davalı … A.Ş.den tahsiline karar verilmiştir.
Sigorta poliçesinde manevi tazminat teminat altına alınmadığından sigorta şirketi hakkındaki manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi Tazminat davasının kısmen kabulü ile;
Davacı … için 169.039,01 TL, Davacı … için 15.705,68 TL, Davacı … için 25.762,96 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 25.03.2009 tarihinden itibaren, hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacıların manevi tazminat davasının davalı …A.Ş. açısından kısmen kabulü ile;
… için 50.000 TL, Davacı … için 40.000 TL, Davacı … için 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 25.03.2009 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalı …A.Ş. den tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davalı … A.Ş. aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine,
4-Bozulan ve icra takibine konu edilen ilk Mahkeme kararı nedeniyle davalı … A.Ş. tarafından 20.03.2014 tarihinde icra dosyasına 484.356 TL ödeme yapıldığı hususunun infaz aşamasında gözönüne alınmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 23.260,08 TL harçtan peşin alınan 6.459,75 TL, bozma öncesi ıslah harcı 2.644 TL, bozma sonrası ıslah harcı 527,08 TL ‘nin mahsubu ile geriye kalan 13.629,25 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsiline,
6-Davacılar tarafından yatırılan başvurma, peşin ve ıslah harcı toplamı 9.647,98 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesi gereğince Maddi Tazminat yönünden 18.581,46 TL ve manevi tazminat yönünden 13.150 TL olmak üzere toplam 31.731,46 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesine göre reddedilen Maddi Tazminat yönünden 2.725 TL ve reddedilen manevi tazminat yönünden 13.150 TL olmak üzere toplam 15.875 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacılar tarafından yapılan toplam 9.115 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 5.262,32 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsili ile davacılara verilmesine,
10-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.