Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/224 E. 2021/561 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/619 Esas
KARAR NO :2021/650

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:26/03/2020
KARAR TARİHİ:18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde; Müvekkil … ilçesinde bilinen tacir bir iş adamı olduğu, kendisi kafe sektörüne girmek istemiş ancak karşısına bir takım engeller çıktığı, öncelikle … (kafe sahibi) sıkışık olduklarını ve kafeyi elden çıkarmak istediklerini ve müvekkil de kafeyi almak istediğini, bunun üzerine bir takım görüşmeler yapılmış ve şüpheli tarafa bir miktar para ev ve araba önerildiği, devir hakkı olduğunu mal sahibinin … da olduğunu geldiğinde devir hakkını vereceğini iletmesi üzerine kendisinin hesabına 50.000 TL (ellibintürklirası) ödeme gerçekleştiği, davalı taraftan faizi ile birlikte 39.900 TL alacağın tahsilini ayrıca vekalet ücreti ve dava açılış masraflarının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vermiş olduğu cevap dilekçesinde; Dava ticari dava olduğu, mahkeme dosyayı usulden red etmesi gerektiği, dava ticari dava olduğundan ve para alacağı talebi içerdiğinden arabulucuya başvurulması gerekli olduğunu, davacı somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacı sıfatı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacı iddiasını ispat etmesi gerektiğini, genel geçer ifadelerle alacak davacı açılması dava hakkının kötüye kullanılması olduğunu, whatsapp uygulaması mesajları bu tür bir davada delil olmayacağını, yapılan havale işlemleri borcun ödenmesi işlemi olduğunu, ticari işletme devri ile ilgisinin olmadığını, davanın ticari dava olduğu için görevsizlik kararı verilmesini, davacı sıfatı yokluğundan reddine karar verilmesini, ödemeyi kendisinin yaptırttığını iddia etse bile, ekte sunulan dava konusu dekontlarda bu yönde veya herhangi bir yönde açıklama olmadığından, yapılan ödemenin borcun tasfiyesi niteliğinde olduğu bahisle, Yargıtay kararları doğrultusunda davanın reddini ile tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin karşı tarafa bırakılmasını savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE
09/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5’inci maddesinden, sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
Madde 5/A-(1) Bu Kanunun 4. maddesinde verdiğinde kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şarttır.
Yine 7155 sayılı kanunun 22. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3’ncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen “Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.” cümlesi ile arabuluculuk kapsamındaki uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunludur.
Yine 7155 sayılı kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı Kanunun Dördüncü bölümünden sonra gelmek üzere; “Dava şartı olarak Arabuluculuk” başlığıyla eklenen Beşinci Bölüm ve maddeye göre;
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A-(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. Maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifadeyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurulması için mahkemece davacıya süre verilmeyecektir. (İstanbul 13 BAM Hukuk Dairesi 15/12/2020 tarih, 2020/1754 E.-2020/1467 K. sayılı kararı)
Somut olayda, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin dava dilekçesinde yer almadığı anlaşıldığından, 06/10/2021 tarihli mahkememiz ara kararı ile, davacı vekiline arabuluculuk son tutanak aslını dosyaya sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilince, 08/10/2021 tarihli dilekçe ile “..Asliye Hukuk Mahkemesi’nde zorunlu arabulucuk dava şart olmadığından arabuluculuk başvurusu yapılmadığı…” beyan edilmiştir.
Dava dilekçesinde, davacı yanın son tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin sunulmadığı anlaşılmakla, davanın, dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca , davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 681,40-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 622,10-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere Mahkememize hitaben yazılmış, Mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.18/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır