Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/156 E. 2019/333 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/156 Esas
KARAR NO : 2019/333
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 08/05/2006
BİRLEŞEN İSTANBUL 14 . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2006/262 ESAS 2008/424 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVA : RUCÜEN TAZMİNAT
DAVA TARİHİ :31/05/2006
KARAR TARİHİ : 06/03/2019
Mahkememize açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Birleşen 14 Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi tarafından… nolu nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı …Şti. Ye ait sanayi dikiş makineleri emtiasını davalı nakliyat firmasına tam ve hasarsız olarak teslim edildiğini emtianın …’dan … ye sevki sırasında davlı taşıyıcıların zincirleme sorumluluğunu gerektirecek şekilde hasarlandığını, hasar ihbarına müteakip davalı taşıyıcıların vermiş olduğu zararların belirlendiğini, müvekkili şirketçe sigortalısına 193.006,10 YTL (119.000,00 EURO) sigorta tazminatının ödendiğini, hasar nedeniyle davalıların nakliyat taşıma hukuku gereğince objektif kusursuzluğunun bulunduğunu, taşıyıcının emtiayı teslim aldığı andan teslim edeceği ana kadar sorumlu olduğunu, TTK1301/161 maddeleri gereğince …Sigortası Genel Şartları mad. 26 uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu bildirerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 193.006,10 YTL’nin 10/03/2006 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini … ve … plakalı araçlar üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
Birleşen 14 Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında davalı …Ltd. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığa T.C Anayasa’sının 90. Maddesi ve CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini CMR 4 ve 5. Maddeleri gereği CMR konşimento)’nin tebliğ edilmediğini bu yüzden husumet yönünden davanın reddi ile dava dilekçesinde belirtilen … ve … plakalı araçların müvekkiline ait olmadığını müvekkilinin de taşıyıcı sıfatına sahip olmadığını hasar ihbarının 7 gün içinde yapılmadığını, yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına dair kanaatlerinin oluştuğunu, davalı müvekkiline delillerin tebliğ edilmediğini, faiz başlangıç tarihinin davacı şirket tarafından yapılan ödeme tarihi olarak belirlenmediğini, yasaların aradığı borçlunun temerrüte düşürme koşullarının yerine getirilmediğini, faiz başlangıç tarihi ve oranını kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Birleşen 14 Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle taşıyıcılar arasındaki sorumluluğun incelenmesi gerektiğini, CMR36. Mad. taşıma işine kaç tane taşıyıcı katılırsa katılsın kendisine karşı dava açılabilecek taşıyıcıların sınırladığını, ilk taşıyıcının sorumlu olduğunu, son taşıyıcıya dava açılabilmesi için bu taşıyıcının sorumlu olması gerektiğini, müvekkili şirketin ikinci taşıyıcı olarak görünmekte olduğunu fiili taşımayı gerçekleştiren taşıyıcı olmadığını bu nedenle de kusurunun olmadığını, davalı sigortalısı… Ayakkabı’ya aynı konu nedeniyle İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi … Es sayılı dosyasında davanın devam ettiğini, Müvekkili şirketin hasardan sorumlu olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE
Mahkememizin 10/10/2012 tarih 2011/9 Es. 2012/196 K. Sayılı ilamında;” Asıl dava yönünden dava, kara yolu ile uluslararası taşıma sırasında emtiada oluşan zararın taşıyıcının CMR sigortacısından tahsili istemine ilişkindir. Birleşen dava yönünden dava, kara yolu ile uluslararası taşıma sırasında oluşan tazminat bedelinin rücu yoluyla taşıyıcılardan tazmini istemine ilişkindir. Taşımaya ilişkin hamule senedinde CMR kaydı bulunduğu gibi, taşımanın varış yeri ülkesi olan Türkiye’nin konvansiyona dahil bir ülke olması nedeniyle dava konusu taşımada CMR hükümlerinin uygulanması gerekeceği tespit olunmuştur. Genel kural olarak CMR’nin 34. maddesi hükmü uyarınca tek bir mukavele tarafından düzenlenen taşıma, müteselsil taşıyıcılar tarafından yapıldığı takdirde her biri tüm taşımadan sorumlu olacağından, davanın birden çok taşıyıcıya karşı yöneltilmesi olanaklıdır. Yukarıda anılan genel kural somut olayımıza uygulandığında; zararın …a geldiği sırada taşımayı gerçekleştiren 3.taşıyıcı … A.Ş ile 1.taşıyıcı …Ltd’nin sorumlu olduğu, 2.taşıyıcı … Şti’nin ise ilk ya da son taşıyıcı olmaması ve zararın gerçekleştiği sırada fiilen taşımayı gerçekleştirmiyor olması nedeniyle sorumlu bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı yurt dışı sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı yönünde yapılan inceleme sonucunda da: yanlar arasında geçerli bulunan bir sigorta sözleşmesi bağıtlandığı, …a gelen rizikonun sigorta örtüsü altında bulunduğu anlaşılmıştır. Konvansiyonun 17/1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda da; zararın taşıyıcının önlenmesine imkan olmayan durumlardan ileri geldiğini ispatı halinde sorumluluktan kurtulması imkanı tanınmış olmakla, bu yönde yapılan inceleme sonucunda da; oluşan trafik kazasında, kazaya yol açan hususun aracın her zaman yola salih halde bulundurma yükümlülüğünü taşıyan taşıyıcıyı sorumluluktan kurtarmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
CMR deki sınırlı sorumluluk ilkesi yönünde yapılan inceleme sonucunda da; davalı taşıyıcının CMR 29.maddesinde öngörülen kasti fena hareketi tespit olunmakla; davalı taşıyıcı zarardan sorumlu tutulmuştur. Bütün bu durumlar karşısında asıl ve birleşen davalarda davalı … yönünden pasif husumet ehliyeti oluşmadığından bu davalı yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden asıl davanın kabulü ile birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.” kararı verildiği
Kararın Birleşen dosya davacısı tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 29/09/2014 tarih 2014/10022 Es. 2014/14836 Karar sayılı ilamında;” Asıl dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat, birleşen dava ise, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile davalı … Şti. dışındaki davalılar yönünden asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu emtianın tek taraflı trafik kazası sonucu zayi olduğu ve bu trafik kazasının da münhasıran alkol etkisiyle oluştuğu, CMR’deki sınırlı sorumluluk ilkesi yönünde yapılan inceleme sonucunda da, davalı taşıyıcının kasti ve fena hareketi nedeniyle CMR’nin 29. maddesi uyarınca sınırlı sorumluluk esaslarının uygulanmayacağı belirlenmiştir. Dosya kapsamından asıl ve birleşen davaya yönelik taleplerin aynı taşımadan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla aynı olaya yönelik olarak açıldığı anlaşılan davalardan birleşen davaya yönelik olarak mahkemece sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanmaması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenle birleşen dava davacısı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün birleşen dava davacısı yararına BOZULMASINA” içtihadında bulunduğu,
Bozma sonrası mahkememize gelen dosya … Es sayıya kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu,
Bozma sonrası bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş Bilirkişiler Prof. Dr…., Prof. Dr. … ve Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 21/12/2016 tarihli ek raporda sonuç olarak; ilk davanın davacısı …A.Ş’nin taşıma nedeniyle uğradığı zararı kendi sigorta şirketi olan ikinci davanın davacısı … A.Ş şirketinden tahsil ettiğinden, esasen ortada artık bir menfaatinin da kalmadığına, dolayısıyla aynı taşıma nedeniyle iki ayrı tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığına, buradaki hukuki menfaatin sadece kendi sigortalısına ödeme yapan ve bu nedenle kanuni halef sıfatını taşıyan …AŞ’nin olduğuna işaret edilmelidir. ” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edildiği anlaşıldı.
Birleşen dosya davacısının itirazlarını değerlendirir ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 11/12/2017 tarihli bilirkişi 2. Ek raporunda sonuç olarak;” sigortacı tarafından açılan birleşen davada ileri sürülen talep, faize ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 193.006,10 YTL’nin ödeme tarihi olan 10/03/2006 ‘den itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte tahsilidir. Önceki raporlarda da belirtildiği üzere Yargıtayca benimsendiği doğrultuda CMR 27 düzenlemesinde öngörülen yıllık % 5 oranındaki faiz TL üzerinden yapılan taleplerde uygulanmayacak, ancak burada ticari bir iş söz konusu olduğundan 13/04/2006 tarihinden itibaren işletilmek üzere faiz K 2/2 uyarınca avans faizi talep edilebilecektir.” sonuç ve kanaate varıldığı mütala edildiği anlaşıldı.
Asıl dava davacısı 25/05/2015 ve 12/10/2015 tarihlerinde dosyayı takipsiz bırakmış, neticede davayı yenilemediğinden 14/04/2016 tarihinde asıl dava davacısı yönünden dava tefrik edilerek Mahkememizin 2016/399 Esas, 2016/225 Karar sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Açıklanan nedenle asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkememizin önceki kararı Yargıtay’ın “davalı taşıyıcının kasti ve fena hareketi nedeniyle CMR’nin 29. maddesi uyarınca sınırlı sorumluluk esaslarının uygulanmaması” gerekçesiyle bozulduğundan; sınırlı sorumluluk ilkesi uygulanmamış ve birleşen davanın pasif husumet ehliyeti bulunmayan … yönünden husumet ehliyeti nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise tam kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava yönünden davanın tefrikine ve mahkememizin … E.sayılı sırasına kaydedilmesine karar verilerek 2016/399 E. 2016/225 K.sayılı karar ile davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verildiğinden, asıl dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Birleşen dava yönünden
A) Davalı … Şti. yönünden pasif husumet ehliyeti oluşmadığından bu davalı yönünden açılan davanın REDDİNE,
B) Diğer davalılar yönünden davanın KABULÜ ile, 193.006,10 TL’nin bu davalılardan alınıp davacıya verilmesine, anılan meblağa 13/04/2006 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Asıl dava yönünden davanın tefrikine ve mahkememizin … E.sayılı sırasına kaydedildiğinden, esas dava yönünden harç, gider ve vekalet ücreti hususunda hüküm tesisine yer olmadığına.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1- 492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 13.184,24 TL harçtan , peşin alınan , 2.619,90 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 237,56 TL harcın davalılar …ŞTİ. alınarak hazineye irad kaydına ,
2- Davacı lehine avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince taktir olunan 17.530,37 TL vakelet ücretinin davalılar … A Ş ve …ŞTİ.”den alınarak davacıya verilmesine ,
3- Davacı tarafından yapılan 2.619,90 TL peşin harç + 563,00 TL tebgat – müzekkere giderleri + 3.575 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.757,90 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
4- Davalı … ŞTİ kendini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince taktir olunan 17.530,37 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmı karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Birleşen dosya Davacısı … Sigorta vekili ve asıl dava davacısı … Ayakkabı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır