Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1200 E. 2019/935 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1200 Esas
KARAR NO : 2019/935

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/12/2015
KARAR TARİHİ: 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 11/12/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle;müvekkil şirket ile davalı şirketin 2012 yılında yapmış oldukları görüşmeler sonucunda Türkiye de davalı şirkete ait tüm ürünleri satışına ilişkin davacıya distiribütörlük verilmesi hususunda anlaştıklarını, bunun üzerine 2012 yılı aralık ayı itibari ile davalı şirkete ait markanın tüm ürünlerinin sadece müvekkil tarafından Türkiye’ye ithali ve satılmasına dair şifai anlaşma sağlandığını, müvekkil şirketin davalı şirkete ait ürünlerin Türkiye’de tanınması ve talep edilecek hale gelmesi için birçok çalışma yaptığını, 04/11/2015 tarihinde ortada hiçbir neden yokken davalı şirketin uluslararası işletme müdürü …eara tarafından gönderilen mail ile Türkiye için davalı şirketle ticari ilişkilerini tek taraflı olarak sonlandırdıklarını, bu fesih bildiriminin mailin gönderildiği tarih itibari ile yürürlüğe girdiğini belirttiklerini, kanun maddesinde açıkça feshin haklı bir sebebe dayanmaması, sağlayıcının tek yetkili satıcılık ilişkisinin sona ermesinden sonra tekyetkili satıcının bulduğu müşteriler sayesinde önemli menfaatler elde etmesi ve tazminatın ödenmesinin hakkaniyete ve dürüstlüğe uygun düşmesi hallerinde tazmin talebinde bulunulabileceği öngörülmüş olup, bu durumda da müvekkil şirketin tazminat talebinde bulunabileceği şartların hepsinin var olduğunu, dava sonuna kadar “…” markası taşıyan ürünlerin Türkiye’ye ithalinin, satışının, marka tescilinin durdurulmasını ve yeni distribütör tayininin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının yapmış olduğu feshin hukuka aykırı ve usule aykırı olduğunun tespitine, taraflar arasındaki ticari ve akdi ilşikinin sonlanmasında davacı müvekkil şirketin kusurunun bulunmadığının tespitine, Y/20,000 TL alacaklarının ödeme ve sarf tarihlerinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Y/5.000 TL tazminatın ise dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, madevi tazminat olarak Y/20.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, hükmün özetinin masrafları davalıdan alınarak Türkiye’de yayınlanan tirajı en yüksek üç gazetede yayınlanarak kamuoyuna duyurulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 23/06/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ev eşyaları konusunda ön plana çıkan ve 100’den fazla ülkede satışarı olan önde gelen bir şirket olduğunu, daavcı şirket ile herhangi bir münhasırlık şartına tabi olmaksızın Aralık 2012 tarihinden itibaren müvekkilline ürünlerinin Türkiye’de satışı için sözlü olarak anlaştıklarını, davacının müvekkiline ait ürünlerin tanınması için çalışmaması, satışları arttırmaması, yeni müşteri bulamadığı gibi ürünlerin müşterilerini kaybetmesi nedeniyle sözleşmenin nihai olarak sona erdiğini, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığını, markaya ilişkin davalar yönünden mahkemenin görevli olmadığını, davacının HMK m.119 uyarınca gerekli unsurları taşımayan dava dilekçesinin reddine, ihtiyati tedbir talebinin reddine, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, tek satıcılık sözleşmesinin haksız feshine bağlı denkleştirme (portföy) tazminatına bağlı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraf vekillerinin 25.06.2019 tarihli duruşmada, 25.06.2019 tarihli Sulh Sözleşmesi’ni ibraz ederek, dava konusu alacakları bakımından sulh olduklarını ve sulh nedeniyle davanın konusuz kaldığını, karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını beyan ederek imza altına almışlardır. Davacı ve davalı vekillerinin, vekaletnamelerinde bu konuda yetkili oldukları anlaşılmıştır.
Taraf vekillerinin sulh olduklarını ve böylece davanın konusuz kaldığını bildirmiş olmaları karşısında sulh olunan davada karar verilmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 44,40-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 768,49-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 724,09-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Talep edilmediğinden vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.