Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/116 E. 2018/556 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/116 Esas
KARAR NO : 2018/556
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/01/2015
KARAR TARİHİ : 11/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili tarafından davalı şirket yetkilisi veya temsilcisi … adresinde kain gayrimenkulün kiralanması konusunda karşılıkıl görüşmeler yapıldığını, davalı söz konusu gayrimenkulün kiralaması konusu ile ilgili müvekkil şirkete müracaat ettiğini, davalı kiralama amacıyla, çeşitli tarih ve zamanlar içinde gönderilen maillerle memnuniyetini müvekkile belirttiğini, muhatap ile müvekkil şirket arasında iyiniyet esasları çerçevesinde bir akit kurulduğu izah ihtiyaç gösterimediğini, bu akde rağmen, müvekkilinin hizmeti bedelini borçlar kanununda anlamını bulan akit serbestiyeti çerçevesinde ödemesi gereken davalı uzun süre sözlü ve telefon yoluyla yöneltilen talepleri bugün yarın diyerek ötelediğini ve sonunda ödemeyeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine davalıya …noterliğinin 19/09/2014 gün ve … yevmiye nolu ihtarı keşide edildiğini, davanın kabulünü, tüm haklarının saklı kalması kaydıyla, şimdilik 15.000,00 TL temerrüt tarihinden itibaren bankaların uyguladığı en yüksek ticari faizi aksi halde avans veya yasal faiziyle davalıdan tazminini, dava masrafları ve ücreti vekaletin davalı tahmiline fazlaya dair tüm haklarının saklı kalması kaydıyla karar verilmesini talep ile dava açtığı görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili , dava dilekçesi ile talep edilen alacakların zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, açılan davaya karşı zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacı vekilinin belirttiğinin aksine davacı şirket ile davalı müvekkil şirket arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmadığını, gayrimenkulun kirallanması hakkında yapıldığı iddia edilen sözleşmenin karşılıklı mailleşmelerle icap kabul anlamında kurulduğu iddiası haksız ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında akdedilmiş bir sözleşmenin bulunmamasıyla birlikte konusu taşınmaz olan sözleşmelerin kurulamayacağını, yazılı şekilde yapılması gerektiği hukuken yer teşkil ettiğini, gayrimenkul simsarlığı sözleşmelerinde simsarın hizmet bedeline hak kazanabilmesi için bağımsızlık yazılı şeki, ücret ve aracılık faaliyeti gibi birçok unsurun bir arada bulunması gerektiğini, davaya konu taşınmazın kiralanmasında, malik ile müvekkil şirket arasında direkt olarak görüşmeler yapıldığını, bu görüşmelerin hiçbirinde davacı şirketin yer almadığını ve görüşme şartı olup ortada iş sahibi ile davacı şirket arasında akdedilen herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığını, davacı vekili tarafından, müvekkil tarafından söz konusu taşınmazın mail yoluyla kiralandığı iddia edildiğini, müvekkil şirketin yetkilisinin taşınmaza ilişkin bilileri istediği, taşınmazın kiraladığını belirtir herhangi bir beyanda bulunmadığı tespit edildiğini, davacı şirket ile aralarında bir sözleşmenin yapıldığı sonucunu doğurmamakla birliktedavacı şirketin bu ilgileri müvekkil şirkete gönderdiğine ilişkin hiçbir delil sunmadığını, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan ve yersiz olarak açılan davanın reddinin gerektiğini, davanın zamanaşımı ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, simsarlık sözleşmesi nedeniyle ortaya çıkan alacak davasıdır.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişi…, … ve …’ten alınan raporda sonuç olarak”…Somut çekişmede, davacı yan aralarında kurulan ilişkinin, SMS/ whats-up / e-mail gönderimi ile kurulduğu savındadır. Davacı tanığı da, 18.4.2016 tarihli celsede, “‘Sözleşme yapılmamıştır. Mail ortamında yapılmıştır” anlatımında bulunmuştur. Davacı yan savladığı ilişkinin ne zaman kurulduğunu sarahatle bildirmemekle ve dava dilekçesinde (Kk-2) olarak andığı İhtan da bkz: 20.10.2015 tarihli delil listesi, 2.delil zikri) , dosya içinde görülmemektedir. Ancak davalının o ihtara yanıt olarak gönderdiği anlaşılan … Noterliğimin 9.10.2014 tarih vc … Y. numaralı ihtarından, sürecin 2014 yılında, yani 6098 sayılı BK (“TBK”) döneminde cereyan ettiği sonucuna varmak olanaklı görülmektedir. Yanlar arasında varlığı savlanan İlişki 6098 sayılı TBK’nın 520/son hükmünde ifadelendirilmiş bir özel simsarlık türüdür. Bu tür bir sözleşmenin yazılı olarak yapılması, “geçerlik şartı”dır bu konuda ilmi ve kazai içtihatlar için bkz.: Prof. Dr. …: Türk Borçlar Hukuku-Özei Hükümler, 10.bası, İstanbul 2014, sh, 1310 ve orada dipnot 82’de andan kazai ve ilmi görüşler). Davacının sözleşmenin kurulduğuna dair sunduğu deliller, TBK 14’de yer alan esas ve TBK 15’de onu tamamlayan ilke ve ayrıca kıyasen olaya tatbiki mümkün olan faks fotokopisine dayanılarak hüküm kurulamayacağını içeren, yüce Yargıtay … HD’nin … E vc … K. sayılı 12.4.2004 tarihli içtihadı ve ona paralel yüce Y. … HD’nin … E. ve … K. sayılı 8.2.2005 tarihli kararıyla birlikte irdelendikte, yanlar arasında, davacının davadaki talebine vücud verecek surette yasanın öngördüğü geçerli bir hukuki işlemin kurulmadığı…” mütalaa edildiği anlaşıldı.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazları doğrultusuna ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi …, … ve…’ten alınan ek raporda sonuç olarak”…Yargıtay kararları ışığında, nihai takdirin mahkemeye ait olmak üzere, davacının davadaki talebine vücud verecek surette yasanın öngördüğü geçerli bir hukuki işlemin kurulmadığı…”mütalaa edildiği anlaşıldı.
Simsarlık sözleşmesinin düzenleyen TBK 520. maddesi “Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.” Şeklinde düzenlenmiştir. Yargıtay … Hukuk Dairesi … esas, … karar sayılı kararında “Taşınmaz mal simsarlığına ilişkin sözleşmenin yazılı olarak yapılması zorunluluğu vardır. TBK’nun 520. maddesinde öngörülen yazılı şekil, geçerlilik şartı olup, bu şartta uyuşmadan yapılan tellallık sözleşmesi geçersizdir. Şekil şartı, mahkemece resen dikkate alınmalıdır.” şeklinde görüş belirtirken, yine … Hukuk Dairesi … esas, …karar sayılı kararında “Kanunun, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmeleri bakımından öngördüğü şekil geçerlilik şekli olup, yazılı sözleşme bulunmaması halinde hukuken geçerli bir sözleşmeden söz edilemez. Dava konusu uyuşmazlıkta da taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. O halde davacı geçerli olmayan sözleşmeye dayanarak tellallık ücreti talebinde bulunamayacağından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” şeklinde karar vermiştir.
Yukarıda alıntılanan kanun metninde ve Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği gibi gayrımenkul simsarlık sözleşmesinin yazılı yapılması bir geçerlilik şartı olması ve yazılı bir simsarlık sözleşmesi sunulamadığından ispat olunamayan davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- 492 Sayılı yasa gereğince alınması gereken 35,90 TL harçın dava açılılırken peşin alınan 256,17 TL harçtan mahsubi ile geriye kalan 220,27 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine ,
3- davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. As. Üc. Tarifesi gereğince taktir olanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
4 – davalı tarafından yapılan 50 TL tebligat + müzekkere giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
5-davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına ,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip … ¸e-imzalıdır
Hakim … ¸e-imzalıdır