Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1145 E. 2019/1284 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2014/370 Esas
KARAR NO: 2019/1285

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 09/07/2012
KARAR TARİHİ: 17/10/2019

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Müvekkili şirket ile davalılar …Şti., … ve … arasında akdedilen 20/12/2006 tarihli Protokol ile taraflar … ile …’in maliki oldukları …Köyü, Pekmezlik Mevkii, 2 pafta, 1439 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde müvekkili şirket lehine 30 yıl süreyle geçerli olmak üzere intifa hakkı tesis edilmesi hususunda mutabakata varıldığını, davalı …Şti. ile müvekkili şirket arasında ayrıca nitelikleri belirtilen taşınmaz üzerinde mevcut veya inşa edilecek akaryakıt satış istasyonunun 5 yıl süreyle … bayisi olarak işletilmesi hususunda 16/09/2006 tarihli istasyonlu bayilik sözleşmesi akdedildiğini, protokol hükümlerine uygun olarak taşınmazın tapu kaydı üzerinde müvekkili şirket lehine 17/11/2006 tarihinde 30 yıl süreyle 17/11/2036 tarihine kadar geçerli olmak üzere intifa hakkı tesis edidiğini, davalı …’ın ise müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilmiş veya akdedilecek tüm protokol ve sözleşmeler dolayısıyla …Şti.’nin müvekkili şirkete karşı doğmuş ve doğacak borçlarına ve bu borçların tüm ferilerine müştereken ve müteselsilen kefil sıfatıyla kefil olduğunu beyan eden bir taahhütname verdiğini, müvekkili şirketin protokolün intifa hakkı tesisi başlıklı 6.maddesi gereğince, intifa hakkının konusu olan taşınmazın malikleri tarafından lehine tesis edilecek 30 yıl süreli intifa hakkının karşılığı olarak 300.000 TL intifa ivazı ödemeyi taahhüt ettiğini, davalılar … ve …’in ortağı olduğu …Şti. ‘nin müvekkili şirkete borcu olduğu 197.797,85-TL ile müvekkili şirket tarafından davalılar adına vergi dairesine yatırılmış olan protokolün damga vergisi 2.250 TL’nin 300.000 TL’den mahsup edildikten sonra kalan 99.952,15-TL’nin 25/01/2017 tarihinde davalı …’in banka hesabına ödendiğini, taşınmazın diğer maliki …’in bu hususa muvafakat verdiğini, rekabet kurulunun düzenleyici işlemleri ile akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleri ve bunlarla bağlantılı olarak akdedilen intifa ve benzer nitelikteki sözleşmelerle ilgili yasal olarak belirlendiğini, buna göre sürenin 5 yılı aşmaması gerektiğinin düzenlendiğini, müvekkili şirket ile davalı …Şti.nin rekabet kurulunun düzenleyici işlemleri sonucunda oluşan yasal durum nedeniyle 18/09/2010 tarihinde yeni bir İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi akdettiklerini, davalı …Şti. nin bu sözleşmenin ancak 10 ay süreli olmasına muvafakat ettiğini, buna bağlı olarak … Şti.nin rekabet kurulunun yukarıda açılanan düzenleyici işlemleri sonucunda son istasyonlu bayilik sözleşmesinin sona erme tarihi olan 18/06/2011 tarihinden sonra müvekkili şirket ile yeni bir istasyonlu bayilik sözleşmesi akdetmemesi üzerine bu bayilik sözleşmesi ile bağlantılı olarak akdedilen intifa sözleşmesi niteliğindeki protokolün de rekabet kurulunun düzenleyici işlemleri sonucunda zorunlu olarak sona erdiğini, bayilik sözleşmesinin yenilenmemesi ve sürenin sonunda münfesih hale gelmesi ile taraflar arasındaki bayilik ilişkisi ile bağlantılı olarak akdedilen tüm anlaşmalar bu arada yukarıda anılan intifa sözleşmesi niteliğindeki protokolünde sona erdiğini, müvekkili şirket tarafından intifa hakkının 30 yıl uygulanacağı esasından hareketle hesaplanarak davalı maliklere nakden ve peşinen ödenen 30 yıllık intifa ivazının hakkın tesisi tarihi olan 17/11/2006 ile hakkın terkin edildiği 14/09/2011 tarihleri arasında geçen 57 ay 27 günlük süre toplam süreden düşüldüğünde kalan 302 ay ve 3 günlük süreye tekabül eden kısmı karşılıksız kaldığını ve uygulanmadığını, intifa hakkının toplamda 30 yıl yürürlükte kalacağı esasından hareketle davalı maliklere intifa ivazı olarak 300.000 TL ödendiği düşünüldüğünde intifa hakkının karşılıksız kaldığı her ay için davalıların müvekkili şirkete 833,33 TL iade etmekle yükümlü olduklarının görüldüğünü, müvekkilinin 302 ay 3 günlük süre için 251.750 TL bakiye intifa ivazı talep etme hakkının bulunduğunu, 288.116,67 TL için davalı …Şti. adına 31/12/2011 tarihli fatura düzenlendiğini, bakiye intifa ivazı alacağının ödenmesinin davalılardan talep edildiğini, müvekkili şirketin bakiye intifa ivazı alacağının bugüne kadar ödenmediğini belirterek 251.750 TL + KDV tutarındaki bakiye intifa ivazı bedelinin, bu tutarın davalıların malvarlığına girdiği tarih olan 25/01/2007 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsillen tahsiline, 9.273,71-TL sabit yatırım tutarı ile 881,41-TL otomasyon sisteminin demontaj bedeli toplamı olan 10.155,12 TL tutarındaki müvekkili şirketin fatura alacaklarının bu tutarların davalı …Şti. tarafından iktisap edildikleri tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsillen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; Müvekkilleri ve diğer davalılar ile davacı arasında akdedilen 20/12/2006 tarihli protokol gereği müvekkilleri adlarına kayıtlı … Mevkii, 1439 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydına 30 yıl süre ile davacı lehine intifa hakkı tesis edildiğini, tapu kaydına göre intifa hakkının 17/11/2006 tarihinden itibaren 30 yıl olduğunu, müvekkilleri adlarına kayıtlı ve tapu kaydında 30 yıl süre ile davacı lehine intifa hakkı şerhi bulunan … Mevkii, 1439 parsel nolu taşınmazın 20/11/2006 tarihinde dava dışı …’e satıldığını, davacının tek taraflı olarak kendi lehine bulunan 30 yıl süreli intifa hakkını 14/09/2011 tarihinde taşınmazın müvekkilleri adına kayıtlı bulunmadığı bir sırada terkin ettiğini, bu nedenle müvekkillerine husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, muafiyetten yararlanmamanın sözleşmenin fesih nedeni olmadığını, rekabet kurulu kararının intifa haklarının terkin edilmesini öngörmediğini, müvekkillerinin davacı lehine bulunan intifa hakkından dolayı intifa hakkı bedeli kadar zarara uğradıklarını, müvekkillerinin sebepsiz zenginleşmediğini, taraflar arasında akdedilen 20/12/2006 tarihli sözleşmede bayi adayı olarak tanımlanan …Şti.’nin borçlarından müvekkillerinin de sorumlu olduğu hususunda bir düzenleme bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Şti. vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; Müvekkili şirket ile davacı arasında akaryakıt istasyonunun 5 yıl süreyle … bayisi olarak işletilmesi hususunda 16/09/2006 tarihli istasyonlu bayilik sözleşmesi akdedildiğini, 09/07/2011 tarihinde tebellüğ edilen ihtarname ile tek taraflı olarak bayilik sözleşmesinin fesih edildiğinin bildirildiğini, rekabet kurulu kararı gereği 18/09/2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin süreleri ne olursa olsun yapıldıkları tarihten itibaren ilk 5 yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanacağı halde davacı …A.Ş.nin haksız ve yersiz olarak 16/09/2006 tarihli istasyonlu bayilik sözleşmesini süresinden önce feshettiğini, müvekkili şirketin 16/09/2006 tarihli istasyonlu bayilik sözleşmesini 5 yıl 60 ay kullanma hakkına sahip iken 57 ay 27 gün kullandığını, 302 ay 3 günlük süresinin intifa ivazı bedelini ödemeye mahkum edilmeye çalıştığını, müvekkili şirket ile davacı arasında yapılacak bayilik sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olan 1 nüsha olarak düzenlenmiş protokolün müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin geçersiz oluşu nedeniyle ana sözleşmenin geçersizliği nedeniyle buna bağlı olarak yapılan protokolün de geçersiz olduğundan müvekkili şirketten davacı … A.Ş’nin gerek BK gerekse TTK hükümleri gereği intifa ivazı alacağının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sabit kıymet satışından doğan 9.273,71 TL ve istasyon sisteminin demontajından doğan 881.41 TL tutarındaki alacak taleplerinin de istasyonlu bayilik sözleşmesinin ve protokolün açıklanan gerekçelerle geçersizliği nedeniyle borcunun olmadığını, teslim edilmiş bulunan tüm malzemelerin gelip almaları konusunda müvekkili tarafından uyarıldıkları halde davacının gelip bunları almadığını, bu nedenlerle bunların bedellerinin de talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesiyle; Müvekkili …A.Ş.’ye karşı bila tarihli geçersiz taahhütnameye istinaden istenen 251.750 TL + KDV intifa ivazı ve 10.155,12 TL fatura bedeli borcu doğmadığını ve bulunmadığını, …A.Ş ile …Şti. arasında akdedilen protokol ve sözleşmelerle doğacak ve doğmuş her türlü borçların 50.000 USD müşterek borçlu müşterek kefil olarak taahhüdün bila tarihli oluşu nedeniyle geçersiz olduğunu, …A.Ş ile …Şti. arasında akdedilen protokol ve sözleşmelerle doğacak ve doğmuş her türlü borçların 50.000 USD müşterek borçlu müşterek kefil olarak taahhüdün taraflar arasındaki sözleşme ve porotokolün geçersiz oluşu nedeniyle de geçesiz bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşme ve protokolün okunmadan matbu olarak düzenlendiğini, taahhüdün …A.Ş ile akdedilmediği için husumet yönünden geçersiz olduğunu, 50.000 USD müşterek borçlu müşterek kefil olarak taahhüdün ne sözleşmede ne de protokolde belirtilmemiş olması nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava akdedilen Protokolün Rekabet Kurulunun düzenleyici işlemleri sonucu süresinden önce sona ermesi nedeniyle bakiye intifa ivazından ve iadesi gereken sabit yatırımlar ile otomasyon sisteminin demontaj bedelinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Taraf delilleri toplanmış, taraflar arasındaki protokol, sözleşme, taahhütname, tapu kaydı ve resmi senet, fesih ihtarnamesi ve diğer tüm belgeler incelenmiş, bilirkişi raporları ve ek raporları alınmıştır.
Davacı akdedilen Protokolün Rekabet Kurulunun düzenleyici işlemleri sonucu süresinden önce sona ermesi nedeniyle 30 yıllık intifa süresinden önce sonlandırılmasından dolayı bakiye intifa ivazından ve iadesi gereken sabit yatırımlar ile otomasyon sisteminin demontaj bedelinden kaynaklanan alacağının tahsilini talep etmekte, davalılar … ve …; protokol gereğince 30 yıl süre ile davacı şirket lehine intifa hakkı tesis edildiğini, taşınmazın 20/11/2006 tarihinde dava dışı …’e satıldığını, bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, Rekabet kurulu kararının terkin hakkını öngörmediğini, intifa hakkından dolayı intifa hakkı bedeli kadar zarara uğradıklarını, sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığını, bayi borçlarından dolayı sorumlu tutulamayacaklarını belirterek davanın reddini talep ettikleri, davalı …’ın kefil olarak bulunduğu taahhütnamenin tarihinin bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, sözleşme ve protokolün okunmadan matbu olarak düzenlendiğini, kefil olarak verilen taahhüdün ne protokolde ne sözleşmede belirtilmemesi nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği, davalı …Şti. sözleşme süresi dolmadan sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğinden intifa ivazından sorumlu tutulamayacağını, bayilik sözleşmesinin ve yapılan protokolün geçersiz olduğunu, teslimi yapılan tüm malzemelerin alınması için davacı şirkete bildirimde bulunduğunu, ancak davacı şirketin malzemeleri almayarak alacak talebinde bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı şirket ile davalı …Şti., … ve … arasında düzenlenen 20/12/2006 tarihli protokolün incelenmesinde; 2 ve 6 nolu maddelere göre … ve …’in maliki olduğu … mevkiinde kain 1439 parselde kayıtlı taşınmazın 30 yıl süre ile davacı lehine intifa hakkı tesisi edileceği ve intifa ivazı olarak 300.000 TL’nin maliklerin hissedarı olduğu …Şti.nin davacı şirkete olan borcu düşüldükten sonra kalan kısmının …’e ödeneceği, protokolün 10. maddesine göre davacının tarafların ihtiyarı dışında herhangi bir resmi makamın ruhsatın iptali, emir veya karar ve müdahalesi veya yasa ve teamüllerle kabul edilen mücbir sebeplerle kısmen veya tamamen yakıt ikmalinin yapılmaması veya bu yerde davacının esas gayesi olan akaryakıt ve servis faaliyetinin gerçekleştirilememesi veya ticaretin devamına mani bir halin ortaya çıkması halinde protokol ile buna uygun olarak akdedilen sözleşmelerin feshetme yetkisine haiz olduğu, 11/a-c.c maddesine göre bayi adayı satış yerinde davacı tarafından kendisine ariyet olarak verilen malzeme ve tesisatı ve montajı yapılan tüm sökülebilecek malzeme ve teçhizatı aynen iade etmeyi, aynen iade edemiyorsa rayiç bedeli ödemeyi kabul ettiğinin düzenlendiği görülmüştür.
Davacı şirket ile davalı …Şti. arasında 16/09/2006 tarihli 5 yıl süreli bayiilik sözleşmesinin yapıldığı, bu sözleşmenin 32/b maddesine göre bayiinin davacı tarafından kendisine ariyet ve kira suretiyle teslim edilmiş olan tüm malzeme ve tesisatın derhal aldığı şekilde sağlam olarak davacıya iade etmeyi aksi halde bunların fesih tarihindeki rayiç bedelinin % 20 fazlası ile ödemeyi kabul ettiğinin düzenlendiği, 18/09/2010 tarihli 10 aylık süreyle ikinci bir bayiilik sözleşmesi imzalandığı görülmüştür.
Taşınmaza ait tapu kaydı ve resmi senedin incelenmesinde; taşınmazın 1/2 hissesinin …, 1/2’sinin … adına kayıtlı iken her biri için 150.000 TL olmak üzere toplam 300.000 TL karşılığında 17/11/2006 tarihinde 30 yıllık süreyle intifa hakkı tesis edildiği ve taşınmazın 20/11/2006 tarihinde … tarafından satın alındığı görülmüştür.
Taahhütname başlıklı belgenin incelenmesinde; belgenin … tarafından imzalandığı, belgede herhangi bir tarihin bulunmadığı ve …A.Ş ile …Şti. arasında akdedilmiş veya akdedilecek her türlü protokol ve sözleşmeye kayıtlı her türlü yükümlülüğü …Şti. ile birlikte müştereken ve müteselsilen üstlendiğini, doğmuş ve doğacak her türlü borçlarının 50.000 USD ‘sini müştereken borçlu müteselsil kefil olarak ödemeyi kabul ettiğini bildirdiği görülmüştür.
Muvafakatname başlıklı belgenin incelenmesinde; intifa bedelinin …’in banka hesabına yatırılmasına, … tarafından muvafakat edildiği ve banka dekontuna göre 25/01/2007 tarihinde … hesabına 99.952,15 TL yatırıldığı görülmüştür.
… Noterliği’nin 09/07/2011 tarih ve…yevmiye nolu davacı tarafından davalı …Şti.’ye gönderilen ihtarname ile bayiilik sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce bilirkişi raporları alınmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr…., … ve… Mahkememize sundukları 08/01/2014 tarihli raporlarında; Davacı ile davalı yanlar arasında tek bir ilişki üç ayrı sözleşmeye (protokol, intifa ve bayilik sözleşmelerine) konu edildiği, bu durumda intifa ve bayilik sözleşmesinin tarafları arasında (Malik/Bayi, dağıtıcı) hukuki ve iktisadi ilişki bütünlüğü olduğu görüldüğünü, hal böyle olduğundan işbu dikey anlaşmaların 18.09.2005 tarihinden sonra akdedildiğinden Rekabet Kurulunun 2002/2 sayılı tebliğ ile tanınan grup muafiyetinden (5 yıl) 16.09.2011 tarihine değin yararlanabileceğini kabul etmek gerekeceği, her iki tarafın rızası olmak kaydıyla mevcut sözleşmeler sonlandırılıp 5 yılı aşmayacak şekilde yeni bir bayilik sözleşmesi yapıldığına ve bununla uyumlu olarak intifa süresinin de 5 yılı aşmayacak şekilde yenilendiğine dair bir belgeye dosyada rastlanılmadığı, Davacı şirket tarafından, davalı …Şti.ye, bakiye intifa bedelinin bir kısmına tekabül eden 288.116,67-TL (KDV dahil) için…no.lu faturanın, sabit yatırım bedeli olan 9,273,71-TL için… no.lu faturanın ve otomasyon söküm bedeli olan 881,41TL için … no.lu faturanın düzenlediği, Davacı … A.Ş.nin dava dilekçesinde belirttiği, 30.12.2011 tarih ve… no.lu faturayı Yevmiye defterine … Yevmiye maddesi ile işlediği, 31.12.2011 tarih ve … no.lu faturayı … yılı Yevmiye defterinin … no.lu Yevmiye maddesine işlediği, 13.02.2012 tarih ve … no.lu faturayı 2012 yılı Yevmiye defterinin … no.lu Yevmiye maddesine işlediğinin görüldüğü, taraflar arasındaki protokol ve Rekabet Kurumu’nun düzenleyici işlemleri kapsamında, taşınmaz malikleri tarafından davacı şirketin lehine tesis edilen intifa hakkının süresinden önce terkin edilmesi nedeniyle davacı şirketin intifa hakkını terkin ettiği 14.09.2011 tarihinden intifa hakkının sona ereceği tarih olan 17.11.2036 tarihine kadar geçecek 302 ay 3 gün süre için sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde talepte bulunabileceğini, davacının talep edebileceği miktarın; a-KDV hariç 251.145-TL, b-KDV dahil 296.351-TL olarak hesaplandığı, Davacı şirketin, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında ariyet olarak verilen menkullerle, otomasyon söküm bedeli karşılığı 10.155,12-TL talep edebileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi Prof.Dr…. sunduğu 07.11.2014 tarihli raporunda; sözleşmenin kurulduğu andaki şartların beklenmedik şekilde ve önemli ölçüde değiştiren Rekabet Kurumunun Kararı nedeniyle davacının, lehine kurulmuş bulunan intifa hakkını sona erdirmek yetkisinin bulunduğunu, intifa bedelinin intifa süresinin kullanılmayan kısmına tekabül eden miktarının davacı tarafından 20.12.2006 tarihli Protokolün 11/b-bb maddesi açık hükmüne göre davalı arsa maliklerinden istenebileceğini belirtmiştir.
Bilirkişiler Doç. Dr. …, … ve … Mahkememize sundukları 04.11.2015 tarihli raporlarında; Dava konusu İntifa Hakkı’nın rekabet mevzuatı kapsamında 18.09.2010 tarihine kadar grup muafıyetinden yararlandığı, devamında akdedilen 10 aylık sözleşme ile devam edildiği ve intifa hakkının 14.09.2011 tarihinde terkini ile sona erdiğini, bu nedenle, 300.000 TL olarak kararlaştırılan intifa bedelinin kullanılamayan süreye isabet eden kısmının 252.410,95 TL olarak hesaplandığını, davacı tarafından bu tutarın iadesinin talep edilebileceğini, bu tutara taraflar arasındaki akdin sona erdiği tarihten itibaren dava tarihi itibariyle davalıdan 34.512,88 TL faiz talep edebileceğini, sabit Kıymet Satiş Bedeli altında yapılan kalıcı yatırımların bedeline istinaden tanzim edilmiş olan fatura tutarının 9.273,71 TL olduğunu ve ilgili protokol hükmünün Sayın Mahkemece kabulü halinde bu tutarın da ayrıca talep edilebileceğini davacının demontaj öncesinde ya da bu aşamada yaptığı masrafları talep edileceğine ilişkin herhangi bir hakkı saklı tutmaksızın kendisi tarafından yapılan masrafların talep edilemeyeceğini belirtmişlerdir.
Talimat Mahkemesi Sinop …Asliye Hukuk Mahkemesince atanan bilirkişiler Mali Müşavir…ile İnşaat Mühendisi… sundukları raporlarında; Davacı lehine iddia edilen kalıcı yatırımlardan, kanopinin ve 4 adet pompanın keşif anında taşınmaz üzerinde yapıldığının belirtildiği, akdin feshinden sonra bunların davalı tarafından kullanılmadığı, keşif anında kanopinin davacı tarafından sökülerek götürüldüğünün ifade edildiği, keşif anında … logolu kanopinin bulunduğu, ayrıca… logolu 4 adet pompanın tesis yanında muhafaza edildiği, aynı kalıcı yatırımları kullanılarak ticaretine devam etmediği, kalıcı yatırımların kullanıldığı anda taşınmaza değer kattığı, inkişaf bedelinin aradaki sözleşmenin ayrılmaz parçası olan protokole göre faturada bu şekilde belirtildiğinden istenebileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …ile …sundukları ek raporlarında; taraflar arasında düzenlenen 20/12/2006 tarihli protokol, intifa ve bayilik sözleşmelerin varlığı, hukuki ve iktisadi ilişki bütünlüğü, taraflar arasında dikey anlaşmanın varlığını gösterdiğini, kök raporunda açıklandığı üzere, anlaşmanın 5 yılı aşan süreler bakımından 4054 sayılı yasanın 56. Maddesi gereği geçersiz hale geleceği, Rekabet Kurulu Kararlarının intifa haklarının terkin edilmesini öngörmediği yönündeki itirazın yerinde olmadığı, dava konusu intifa süresinin kalan süresine isabet eden bedelin davacı … Ofisince talep edilebileceği yönündeki kanaat ve görüşümüzde bir değişiklik olmadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Doç. Dr. …, … ve … sundukları 10.04.2018 tarihli ek raporlarında; Dava konusu intifa hakkının rekabet mevzuatı kapsamında 18.09.2010 tarihine kadar grup muafiyetinden yararlandığı, devamında akdedilen 10 aylık sözleşme ile devam edildiği ve intifa hakkının 14.09.2011 tarihinde terkini ile sona erdiği, Bu nedenle, 300.000 TL olarak kararlaştırılan İntifa Bedelinin kullanılamayan süreye isabet eden kısmının 252.410,95 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafından bu tutarın iadesinin talep edilebileceğini, Sinop … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Tal. sayılı dosyası üzerinden yapılan Keşif ve alınan bilirkişi raporu uyarınca Kanopi’nin davacı tarafından söküldüğü beyanı ve herhalukarda taşınmazdaki faaliyette …logosu ile bir kanopi bulunduğu ve ilgili kanopinin kullanılmadığı tespit edildiğinden kök rapordaki görüşleri de korumakla birlikte davacının bu konuda talepte bulunmayacağını, diğer 4 adet pompanın ise kalıcı yatırım olarak değerlendirilmesi imkanı bulunmadığını ve bu nedenle ilgili protokolün kalıcı yatırım satışı ile ilgili hükümlerine tabi olamayacağı ayrıca muhafaza altında ve kullanılmaksızın tutulduğu nazara alındığında aynen iadenin mümkün olduğu hallerde bedelinin talep edilmesi imkanı olmayacağından bu talebin de yerinde olmadığını, aksi kanaatte olunması halinde davacı tarafından sabit kıymet satış bedeli altında yapılan kalıcı yatınmlann bedeline istinaden tanzim edilmiş olan fatura tutarının 9.273,71 TL olduğunu, davacının demontaj öncesinde ya da bu aşamada yaptığı masrafları talep edileceğine ilişkin herhangi bir hakkı saklı tutmaksızın kendisi tarafından yapılan masrafların talep edilemeyeceğini,davalılardan … ile ilgili olarak, davacı tarafından davalı şirketin borçlarından müştereken ve müteselsilen kefil olarak sorumlu olması sebebi olarak sunduğu “TAAHHÜTNAME” başlıklı belgenin tarihsiz olarak düzenlendiği, bu nedenle kesin olarak bir tarih belirlemesi imkanı bulunmamakla birlikte sektörel teamüller uyarınca yatırım protokolü olarak akdedilen ve dağıtım şirketi ile bayi arasında genellikle taraflar arasındaki ilişkinin çerçevesini düzenleyen Protokolün imzalanması ile eş zamanlı olarak bağlı tüm protokol ve taahhütler imzalandığından bu belgenin de 20.12.2006 tarihine kadar imzalanmış olacağını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Doç. Dr. …, … ve …’nun 20.03.2019 tarihli 2. heyet ek raporlarında; davacı şirket tarafından 31.12.2011 tarih…no.lu 244.166,67 TL + 43.950,00 TL KDV = 288.116,67 TL tutarındaki faturanın davalı şirket adına tanzim edildiğini, kök rapor ve ek raporda da açıklandığı üzere; davacı şirketin intifa hakkından faydalanamadığı süreye isabet eden anaparanın 252.410,96 TL olduğunu,bu tutarın davalı şirketten fatura ile talep edilmesi durumunda ise hesaplanan % 18 KDV si 45.433,97 TL olduğunu,buna göre toplam 297.844,93 TL hesaplanmakta olup, davacı şirket tarafından iki tutar arasındaki farkın (297.844,93 TL – 288.116,67 TL=) 9.728,26 TL tutannın davalı şirkete faturalanması suretiyle 297.844,93 TL talep edilebileceği sonucuna ulaşıldığını, taraflar arasında akdedilen Protokol’ün 11. maddesinin “a” fıkrasının “cc” bendinde ” ve yine varsa, … tarafından yapılan sabit yatırımların ( bina, kanopi, saha betonu gibi), ödeme tarihindeki değerlerle belirlenecek bedellerini ödemeyi” hükmünün kararlaştırıldığı görüldüğünü, talimat mahkemesi olarak Sinop … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Tal. sayılı dosyası üzerinden kalıcı yatırımlarının taşınmazdaki faaliyette kullanılarak ticarete devam edip edilmediği ve yatınmların taşınmaza değer katıp katmadığı hususunda yapılan keşif ve inceleme neticesinde; Kanopinin sökülerek, Davacı tarafından götürüldüğünün beyan edildiği ve taşınmazda … logolu kanopinin bulunduğu diğer taraftan … logolu 4 adet pompanın ise tesis yanında muhafaza edildiği ve yürütülen ticarette kullanılmadığı tespit edildiğini, gerek ilgili kanopinin sökülerek götürülmesi ya da her halükarda keşif sırasında taşınmazda gösterilen faaliyette kullanılmadığının tespiti nedeniyle taşınmaza değer katmasının söz konusu olmaması nedeniyle gerekse de kök raporumuzdaki emsal mahkeme kararlar ve Yargıtay içtihatları uyarınca kalıcı yatırımların talep edilememesi nedenleriyle davacının bu talebinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığını, diğer 4 adet pompa ile ilgili olarak da öncelikli olarak pompalann kalıcı yatırım olarak değerlendirilmesi imkanı bulunmadığı, zira sökülerek bir başka yerde kullanılmasının mümkün olacağı, bu nedenle Protokol’ün 11. maddesinin “a” fıkrasının “cc” bendi uyannca faturalandınlması ile tek taraflı olarak satışının yapılması ve değerinin talep edilemeyeceği aynı zamanda yapılan keşif uyarınca tesis yanında muhafaza edildiği de tespit edildiğinden böyle bir durumda pompaların öncelikle aynen iadesinin gündeme gelebileceği ve aynen ifanın mümkün olmadığı hallerde bedelinin talep edilmesi gerekeceğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı … Şti arasında 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi akdedildiği, daha sonra davacı ile davalı şirket ve davalılar … ve … arasında 20/12/2006 tarihli protokol akdedildiği ve arsa malikleri … ile …’in taşınmaz üzerinde davacı lehine 30 yıl süreli intifa hakkı tesisini kabul ettikleri ve davacı lehine 17/11/2006 tarihli 30 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği, protokolün 6. maddesi gereğince 30 yıllık intifa hakkı karşılığı 300.000 TL ödenmesinin öngörüldüğü ve bu bedelin davacı şirkete olan borç ve damga vergisinin mahsubundan sonra kalan kısmın ödendiği, Rekabet Kurumunun almış olduğu ve resmi gazetede yayınlanan kararı gereği Bayilik sözleşmelerinin en fazla 5 yıl ile sınırlandırıldığı, davacı ile davalı… Şti. arasında 18/09/2010 tarihinde 10 aylık yeni bir bayilik sözleşmesi akdedildiği ve bu sürenin 18/06/2011 tarihinde dolduğu, bunun üzerine davacı şirket tarafından noterden gönderilen ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği, buna göre Rekabet Kurumunun kararı ile davacı bakımından işlem temelinin çöktüğü, rekabet kurumunun kararının sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve beklenmeyen bir durum olduğu ve davacı aleyhine koşulların değişmesine neden olduğu, davacının muafiyetten yararlanamaması nedeniyle intifa sözleşmesini feshetme hakkının bulunduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı şirket ile davalı arsa sahipleri arasında 20/12/2006 tarihli protokol düzenlenmiştir. Protokolün 6. maddesinde arsa maliklerinin davacı lehine maliki oldukları taşınmaz üzerine 30 yıllık intifa hakkı tesis edecekleri ve intifa ivazının 300.000 TL olarak belirlendiği ve bu meblağın davalı arsa maliklerine ödendiği, protokolün 10/b maddesinde tarafların ihtiyarı dışında herhangi bir resmi makamın ruhsatın iptali veya emir, karar veya müdahalesi nedeniyle veya yasa ve teamüllerle kabul edilen mücbir sebeplerle kısmen veya tamamen yakıt ikmalinin yapılmaması veya bu yerde davacının esas gayesi olan akaryakıt ve servis faaliyetinin gerçekleştirilememesi veya ticaretin devamına mani bir halin ortaya çıkması halinde protokol ile buna uygun olarak akdedilen sözleşmeleri derhal feshetme yetkisine sahip olduklarının öngörüldüğü, sözleşmenin akdinden sonra muafiyetten yararlanmayı 5 yıl süre ile sınırlayan rekabet kurumu kararının davacının esas gayesi olan akaryakıt satış ve servis faaliyetinin sözleşmenin kurulduğu anda beklenildiği şekilde gerçekleştirilmesine engel olduğu, bu nedenle davacının fesih hakkının protokolün bu madde hükmüne uygun olduğu, 11/b-bb maddesine göre iş bu protokol ve buna uygun olarak akdedilmiş bayilik sözleşmesinin 10. maddenin b fıkrası gereğince fesih ve intifanın terkini halinde malikler işlememiş olan intifa süresine tekabül eden bakiye intifa ivazını geri ödeme tarihindeki merkez bankasının döviz satış kuru üzerinden TL olarak davacıya ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerinin düzenlendiği, davalı arsa malikleri … ve …’in protokolün bu hükmü ile bağlı oldukları, taşınmazı başkasına satmalarının bu hükmün uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, sözleşmelerde, taraflardan birinin tasarrufu nedeniyle sözleşme hükmünün devre dışı bırakılamayacağı, protokolün 11/b-bb hükmü karşısında davalı arsa malikleri … ve …’in işlememiş intifa süresine tekabül eden bakiye intifa ivazını geri ödemekle mükellef oldukları Mahkememizce kabul edilerek davalılar … ve …’in arsanın satımı nedeniyle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini ve bakiye ivazdan dolayı sorumlu olmadıklarına dair savunmalarına itibar edilmemiştir.
Davalı … her ne kadar taahhütnamenin tarihsiz olması ve taraflar arasındaki sözleşme ve protokolün geçersiz olması nedeniyle kefaletinin geçerli olmadığını ileri sürmüş ise de; “TAAHHÜTNAME” başlıklı belgenin tarihsiz olarak düzenlendiği bu nedenle kesin olarak bir tarih belirlemesi imkanı bulunmamakla birlikte sektörel teamüller uyarınca yatırım protokolü olarak akdedilen ve dağıtım şirketi ile bayi arasında genellikle taraflar arasındaki ilişkinin çerçevesini düzenleyen Protokolün imzalanması ile eş zamanlı olarak bağlı tüm protokol ve taahhütlerin imzalandığından bu belgenin de 20.12.2006 tarihine kadar imzalanmış olacağı ve bu durumda ilgili belgenin 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihi öncesinde oluştuğu ve bu nedenle 818 sayılı Borçlar Kanunu çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiği ve kefaletin geçerli olduğu sonucuna varılarak davalı …’ın kefaletinin geçerli olmadığına yönelik savunmasına itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak taraflar arasındaki protokolün 6., 10. ve 11. maddelerine ve …’ın kefaletine göre davacının sözleşmeyi haklı nedenle fesih nedeniyle intifa bedelinin intifa süresinin kullanılmayan kısmına tekabül eden miktarının davalılardan tahsil edebileceği, davacının 18/09/2010 tarihine kadar grup muafiyetinden yararlandığı ve devamında akdedilen 10 aylık sözleşme ile devam ettiği ve intifa hakkının 14/09/2011 tarihinde terkin ile sona erdiği, akdin başlangıç tarihinin 17/11/2006 olduğu, akdin normal süre sonunun 17/11/2036 olduğu, buna göre 300.000 TL tutarındaki 30 yıllık intifa ivaz bedelinin günlük tutarının 300.000 TL /10.950 gün (30 yıl* 365 gün) = 27,39 TL olduğu, intifa hakkından 17/11/2006 – 14/09/2011 tarihleri arasında 1736 gün yararlanıldığı, bu süreye isabet eden miktarın 47.589,04 TL olduğu, bunun 300.000 TL intifa bedelinden mahsubundan sonra geri kalan bedelin 252.410,96 TL olduğu, bu tutarın davacı şirketten fatura ile talep edilmesi halinde %18 KDV’nin eklenmesi ile 297.844,93 TL olduğu, davacının 31/12/2011 tarihli faturasında bununla ilgili olarak KDV dahil toplam 288.116,67 TL olarak düzenlendiği, buna göre davacının bakiye intifa ivazı talebinin kabulü ile, bu miktar alacağın akdin sona erdiği 14/09/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davacı her ne kadar dava dilekçesinde iadesi gereken sabit yatırım tutarı için 9.273,71 TL ve otomasyon sisteminin demontajı için 881,41 TL’nin ödenmesini talep etmiş ise de; Sinop… Asliye Hukuk Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasında yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre kanopinin keşif anında davacı tarafından sökülerek götürüldüğünün ifade edildiği, keşif anında … logolu kanopinin bulunduğu, ayrıca… logolu 4 adet pompanın tesis yanında muhafaza edildiği ve yürütülen ticarette kullanılmadığının tespit edildiği, buna göre kanopinin sökülerek götürülmesi ve keşif sırasında taşınmazda gösterilen faaliyette kullanılmadığının tespiti ve bu nedenle taşınmaza değer katmasının söz konusu olmaması nedeniyle davacının buna ilişkin talebinin yerinde olmadığı, 4 adet pompa ile ilgili olarak 4 adet pompanın kalıcı yatırım olarak kullanılmasına imkan bulunmadığı, yapılan keşif sırasında tesis yanında muhafaza edildiğinin tespit edildiği, taraflar arasındaki protokolün 11/a-cc maddesine göre öncelikle bunların aynen iadesi gerektiği ve aynen ifanın mümkün olmaması halinde bedelinin talep edilebileceği hususları göz önüne alınarak ayrıca protokolün 11/a-cc maddesinde demontaj bedeli ile ilgili bir hüküm bulunmadığı, kanopinin ve 4 pompanın da yerinden söküldüğü hususu göz önüne alınarak davacının bu taleplerinin reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABULÜ İLE, 288.116,67 TL nin 14.09.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre alınması gereken 19.681,25 TL harçtan peşin alınan 4.562,25 TL’nin mahsubu ile, eksik olan 15.119 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
3-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı, 4.562,25 TL peşin harç toplamı 4.583,40 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 23.237 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine, davanın reddedilen kısım için 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 6.593,35 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 6.197,75 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının yatırdığı gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.