Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/882 E. 2018/64 K. 08.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.

9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/882 Esas
KARAR NO : 2018/64
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 27/04/2012
KARAR TARİHİ : 08/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının dava dışı borçlu … A.Ş.’nin müşterek borçlu ve miileselsil kefili davalı …’ndan İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas Sayılı dosyası ile alacaklı olduğunu, icra dosyasından davacı alacağının tahsiline yelecek miktarda hacze kabil mal varlığı bulunmadığını, davalının … A.Ş.’nin mal varlığının hir kısmını diğer davalılara devrettiğinin öğrenildiğini, haciz /ahuları İİK 105 . 2 ve aynı yasanın 277 VI). maddeleri ile tanınan hak ve atıflara istinaden tasarrufun iptali davasının açıldığını, … Tapu Sicil Müdürlüğünün … tarih ve … yevmiye sayılı cevap yazısı ile … A.Ş. adına kayıtlıyken davaya konu … İli … İtmesi,… Mevkii … Parsel 2.86 m2 yüzölçümlü tek katli bahçeli betonarme bina üzerinde 16.08.2011 tarihinde diğer davalı … lehine 1. Dereceden 2.000.000.00 TL bedeli ipoteğin tesis edildiğini, taşınmazın 29.02.2012 tarihinde diğer davalı …’a 50.000.00 TL bedelle devredildiğini, davaya konu takınmazın davalı …’a devri işlemi İİK. 278/ 111-2 bendi gereğince bağışlama olduğunu, kesin alarak iptale tabi olduğunu, davalı borçfu ile diğer davalı arasındaki tasarrufun İİK. 278 ve İİK 277. maddeler yanında İİK 280 maddesine göre de iptale tabi olduğumu davalı … lehine lesis edilen ipoteğin diğer alacaklıları ızrar kastı ile gerçekleştirildiğini, davacının hak kaybına sebebiyet verilmemesi ve zarar görmemesini teminen dava konusu tapu kayıtları üzerine İİK 281/2 uyarınca teminat aranmaksızın ihtiyati haeiz kararının verilmesini talep eniklerini belirterek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı katmak kaydıyla davaya konu … İlin … İlçesi … Mevkii 2353 parsel 2.086 m2 yüzölçümlü tek katlı bahçeli betonarme bina vasıflı taşınmaz üzerine İİK 281/2 madde gereğinee ihtiyati haeiz konulmasını. İİK. M, 281/2. Maddesine göre teminat gösterme zorunluluğu bulunmadığından davacı şirketi bir güven kuruluşu olduğunun da nazara alınarak ihtiyati haeiz kararının teminatsız olarak verilmesini, diğer davalı … lehine 2.000.000,00 Tl. bedelle 1. Dereceden tesis edilen ipoteğin tapudaki kayıtları üzerine ihtiyati haciz konulmasını. İİK. m. 281/2. Maddesine göre teminat gösterme zorunluluğu bulunmadığından ve davacının güven kuruluşu olan şirket olduğu dikkate alınarak ihtiyati haciz kararının teminatsız olarak verilmesini, ihtiyati haeiz kararının infazı için dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarına müzekkere yazılmasını davaya konu ipotek tasarruflarının İİK 277 ve devamı maddeleri ile B.K. m.18 hükümlerine göre davacı yönünden iptalini, dava konusu ipoteğin davacı şirket alacağına rüçhan oluşturmayacağına ve taşınmazların, davacının alacaklısı olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyalarından, ipotek kayıtları olmadan cebri icra yolu ile satışını talep etme yetkisinin verilmesini , taşınmazların satışı sonucu ipotek alacaklısına düşecek satış bedelinin davacının alacağı ile sınırlı olmak üzere davacıya ödenmesine karar verilmesini, davaya konu taşınmazların davalılar arasındaki satımına ilişkin tasarrufların İİK 277 vd. maddeleri ile BK. 18. Madde gereğince davacı yönünden iptalini, söz konusu tasarrufa konu taşınmazın cebri icra yolu ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takip dosyalarından olan alacaklarını karşılayacak miktarda ipoteğin paraya çevrilmesi de dahil olmak üzere haciz ve cebri satış yetkisinin davacıya verilmesini, ücret-i vekalet ve yargılama giderlerinin davalılar tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili ile diğer davalı olan … A.Ş. ile herhangi bir licari ilişkisinin olmadığını, …’in verdiği ipoleğin mal eksiltme maksatlı yapıldığına dair beyan ve iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davalı … … ile ticari ilişkisi olan ve … A.Ş.’yc para veren … Şti.nin temsilcisi ve şirket adına sözleşme yapma yetkisi olduğunu, … ile yapılan tüm sözleşmelerin para transferlerinin, villa salımları ve ipoteğin bu çerçevede yapıldığını,
müvekkilinin … Şti. adına diğer davalı şirketten tekstil almak ve Irak ülkesinde salmak için anlaşma yaptığını, hu çerçevede 15.06.2011 tarihinde … Bankası … Şubesinden 1.100.000.00 TL para gönderdiğini, 16.08.2011 tarihinde … Bankası … Şubesinden davalı şirkete 1.334.000,00 TL para gönderildiğini, müvekkilinin toplamda 2.434,000.00 TL parayı davalı şirkete gönderdiğini, müvekkilinin her türlü ihtimale binaen temsil elliği… Ltd. Şti.nin alacağını teminat altına almak her türlü için davalı …’ten ikinci kez parayı gönderdiği tarihle 16.08.2012‘de davalı …’ten dava konusu taşınmaz için kendi lehine 2.000.000.00 TL ipotek koydurduğunu, müvekkilinin şirketin parasını alamadığını, müvekkilinin … A,Ş, ile temsilcisi bulunduğu … Ltd. Şii. adına bazı villaların satım işini de yaptığını, bu çerçevede diğer şirket yetkilisi … adına kayıtlı bulunan Kırklareli merkez İlçesi … Köyünün kain tapunun … no lu parselinde kayıtlı 1/20 arsa paylı A blok zemin- 1,3.6.7.8.’9,10.11.12,13,14.15.16.17,18,19,20 no.lu bağımsız bölümdeki dubleks mesken niteliğindeki taşınmazları davalı … satılması için davalı şirket ile anlaştığını, villaların adına kayıtlı olan …’nın … A.Ş, ye villalar için satış vekaletnamesi verdirdiğini, müvekkilinin … A.Ş. ile yapılan bu ticaret sebebi ile ve satılan dubleks villalar için temsilcisi vc yetkilisi olduğu şirket adına muhtelif zamanlara ait olmak üzere diğer davalı … A.Ş.’den 84 adel çek yaprağı aldığını, tüm çeklerin … A.Ş. tarafından keşide edildiğini. …, … ile … Şti’nin kefaleti avalinin alındığını, buna ilişkin olarak teminat senedi verildiğini, leminal senedinde şahısların vc şirketlerin kefaletinin alındığını, çeklerden birinin dahi ödenmese tüm çeklerin muaccel olacağı kaydının konulduğunu, müvekkilinin …’le … ve … tarafından zarara sokulduğunu, mağdur edildiğini, buna ilişkin olarak …. … ve … A.Ş.’ye karşı İdil Cumhuriyet Başsavcılığında dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda bulunulduğunu … Esas dosya ile şahıslar hakkında soruşturma açıldığını belirterek, müvekkiline karşı açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Şti.’nin sigortalı çalışanı olduğunu, müvekkilinin çalıştığı işyeri ile diğer davalı … arasında ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin çalıştığı şirketin …’den alacaklı olduğunu, … yetkilileri ile yapılan görüşmede şirketin zor durumda olduğunu, borçlarım ödeyemeyeceklerini, davaya konu arsayı borçlarına karşılık verebileceklerini belirttiklerini, müvekkilinin ve müvekkilinin çalıştığı şirketin … ile hiçbir bağlantısının olmadığını, diğer davalı …’ün müvekkilinin tapuyu almasından üç ay sonra dava konusu gayrimenkuldeki ipoteğin paraya çevrilmesi ile alakalı icra takibine başladığını, ilgili takipte müvekkilini borçlu olarak gösterdiği için itiraz, edildiğini, belirtilen nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Dava; tasarrufun iptali davasıdır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı, iddia ve savunmalar doğrultusunda bilirkişi raporu alınması cihetine gidilmiş olup, alınan bilirkişi raporlarında özetle; Alacaklı … tarafından borçlular l-… … AŞ.. 2-… Şti„ 3-…. San. vc Tic. Ltd. ŞtL 4-…, 5-… Ltd, Şti. aleyhinde Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla 02.11.2011 tarihinde başlatılan İcra takibinde borçlulara gönderilen ödeme emri ile; 49.500.00 TL Asıl Alacak, 101,71 Tl İşlemiş Faiz, 2.475,00 TL %5,00 Tazminat, 148.50 TL % 0,30 Komisyon, 52.225.21 TL alacağın, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek % 15 yıllık avans faizî ile tahsilini, icra masrafları ve vckalel ücreti ile birlikle olmak üzere BK. M.84’e göre ödenmesini talep ettiğini, alacaklı … tarafından borçlular l-… … AŞ., 2-… Şti., 3-… Ltd. Şti.. 4-…, 5-… Ltd. Şti. aleyhinde
Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla 25.10.2011 tarihinde başlatılan icra takibinde borçlulara gönderilen ödeme emri ile; 38.750.00 TL, Asıl Alacak 63.70 Tl İşlemiş Faiz 1.437.50 TL % 5.00 Tazminat, 116,25 TL % 0.30 Komisyon , 40.867,45 TL alacağın, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla. takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek % 15 yıllık avans faizi ile tahsilini, icra masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte olmak üzere BK. M.84’c göre ödenmesini talep ettiğini, alacaklı … tarafından borçlu … A.Ş. aleyhinde İdil/Şırnak… Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasıyla 09.14.2012 tarihinde başlatılan icra takibinde borçluya gönderilen ödeme emri ile; 2.000,000.00 TL alacağın, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla. takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek % 15 yıllık avans faizi ile tahsilini, diğer kredilere ilişkin hakları ile sigorta ve takip giderleri varsa diğer teminatlardan doğan talep hakları saklı kalmak kaydıyla,icra masrafları ve vekalet ücreti ile birlikle olmak ü/ere BK. M,84’e göre ödenmesini talep ettiğini, davacı ile davalı … Sanayi ve Tie. A.Ş ve dava dışı … A.Ş arasında 07.03.2008 tarih 640 nolıı “Faktoring Sözleşmesinin akdedildiği, iş bu sözleşme ile Müşteri’lerin daha önce doğmuş ve /veya sözleşme süresi içerisinde işletmesi ile ilgili olarak yurtiçi/yurt dışı hizmet satışlarından doğacak alacaklarım peşinen ve toplan davacı … firmasına temliki sureliyle faktoring hizmetlerinden yararlandırılmasından ibaret olduğunu, sözleşmenin 1 1.maddesi uyarınca: müteselsil borçlu ve mütesselsil kefillerin doğmuş ve doğacak bilcümle borçlarından, işlemiş ve işleyecek faizlerin tamamından 2.000.000 USD ile sözleşmenin VI1/7. maddesi hükmünce tahakkuk ettirilecek temerrüt faizinden yargılama giderlerinden sorumlu bulunduğunu, sözleşmenin müteselsil borçlu ve mütesselsil kelli sıfatıyla … ve … tarafından imza edildiği görüldüğünü, 01.12.2008 tarihinde akdedilen ek sözleşme ile 2.000.000 USD azami …ing hacminin 2.000,000 USD arttırılarak 4.000.000 USD ye arttırıldığını, 22.09.2010 tarihli ek sözleşmesi ile 4.000.000 USD azami fakloring hacminin 8.000.000 USD arttırılarak 12.000,000 USD’ye arttırıldığını, 03.11.2010 tarihli ek sözleşme ile 12.000.000 USD azami faktoring hacminin 2.000.000,00 USD arttırılarak 14.000,000 USD’ye arttırıldığını, 15.12.2010 tarihli ek sözleşme ile 14.000.000 USD azami faktoring hacminin 2.000.000 USD arttırılarak 16.000.000 USD ye artırdığını, 24.03.2011 tarihli ek sözleşme ile 16.000.000 USD azami faktoring hacminin 4.000.000 USD arttırılarak 20.000.000 USD’ye arttırıldığını, 23.08.2011 tarihli ek Sözleşme ile 20.000.000 USD azami …ing hacminin 10.000.000 USD arttırılarak 30.000.000 USD’ye arttırıldıgı görüldüğünü, davacı ile davalı … Sanayi ve Tic. A.Ş (MÜŞTERİ) arasında 11.10.2010 tarihli 35.000.000 USD “Faktoring Sözleşmesrnin akdedildiği, iş bu sözleşme iJe Müşteri’nin daha önce doğmuş ve /veya sözleşme süresi içerisinde işletmesi ile ilgili olarak yurtiçi/yurt dışı hizmel satışlarından doğacak alacaklarını peşinen ve toplan davacı … firmasına temliki sureliyle faktoring hizmetlerinden yararlandırılmasından ibaret olduğunu, sözleşmenin 11.maddesi uyarınca: müteselsil borçlu ve mütesselsil kefillerin doğmuş ve doğacak biletimle borçlarından, işlemiş ve işleyecek faizlerin tamamından 3.000.000 USD ile sözleşmenin VI1/7. maddesi hükmünce tahakkuk ettirilecek temerrüt faizinden, yargılama giderlerinden sorumlu bulunduğunu, sözleşmenin müteselsil borçlu ve mütesselsil kefil sıfatıyla … ve … tarafından imza edildiğini, davacı …Ş. tarafından davalı muhataplar 1-… A.Ş,. 2-…. 3-…’ya keşide edilen … Noterliğinin … tarihli … yevmiye rıo.lu ihtarnamesi ile; keşideci ile muhataplar arasında münakit faktoring Sözleşmelerinin feshinin ihbarı ve hesabın katı ile anapara ve tahakkuk eden hizmet komisyonları faiz gider vergisi ve sair masraflar ilave edilerek hesap sonucu hesap kal 08.03.2012 tarihi itibarıyla ceman 15.294.583.02 Euro karşılımı 35.959.094.14 TL’sini en geç 24 saat içinde hu tarihten itibaren işleyecek faiz ve gider vergileriyle birlikle nakden ve defaten ödenmesini ilılar ettikleri görüldüğünü, ihtarnamenin …’a ve …na 09.03.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, … A,Ş,’ne tebliğin yapılamadığını, davalı …. davalı …’ün yetkilisi olduğu dava dışı … … İnş. Dış Tic. Ltd. Şti. ve dava dışı … Şti.’nin 2010-2011-2012 yıllarına art yasal ticari defleri eri üzerinde incclcmc yapılarak … Tekstil Giyim ile diğer şirkeller arasındaki alacak-borç kayıtları tespit edilmesine karar verilmiş İse de inceleme günü sözkonusu şirketler hazır bulunmamış ticari defter ve dayanağı belgeleri ibraz etmediklerini, aciz vesikasının varlığı bakımından; Tasarrufun iptali davasının amacı borçlunun üçüncü kişilerle yapmış olduğu tasarruf işlemleri sonucu hiç veya alacağa yeterli dereeede malvarlığı kalmamasından dolayı alacaklının alacağını tahsil edebilme tehlikesini bertaraf etmektir. Tasarrufun iptali davasıyla borçlunun üçüncü kişilerle yapmış olduğu tasarruf işlemlerinin konusunu oluşturan mallar alacaklının alacağını lahsil edebilmesi bakımından haczin konusunu oluştururlar.Ancak Kanun, alacaklıya her durumda tasarrufun iptali davası açma hakkını lanımamışlır. İlgili davanın açılabilmesi için alacaklının elinde kesin veya geçici haciz vesikası olması gcrekmektcdir(ÎÎK m. 277). Tasarrufun iptali davası açabilmek için kesin veya geçici aciz vesikasının varlığının aranmasının sebebi, tasarrufun iptali yolunun üçüncü kişilerin de haklarını etkilemesidir. Buna göre alacaklı* borçlunun diğer malvarlığı unsurları üzerinden alacağını tahsil edememiş olmalıdır ki üçüncü kişilerin malvarlığını elkileyen tasarrufun iptali davasını açabilsin. Ru anlamda tasarrufun iptali davası alacaklının en son başvurabileceği bir çare, bir tali yol olarak nitelendirilmektedir. Bu sebeplerle tasarrufun iptali davasında kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması bir dava şartı olarak kabul edilmektedir. Buna göre tasarrufun iptali yargılamasında mahkeme kesin veya geçici aciz vesikalarının bulunup bulunmadığını, hu husus taraflarca ileri sürülmese dahi re sen araştırmakla yükümlüdür Şayet davacı alacaklı, mahkemeye aciz vesikası ibraz edememişse bu takdirde mahkeme dava, dava şartı eksikliği sebebiyle usulden reddedilir, dosya bakımından yapılması gereken ilk inceleme davacı …Ş.’nin mahkemeye kesin veya geçici aciz vesikası ihraz edip etmediğidir. Ru kapsamda davacı alacaklı … A.Ş’nin ibraz elliği ihliyali haciz tutanaklarının aciz vesikası hükmünde olup olmadığı araştırılmasının gerektiğini, kesin aciz vesikası, alacaklının alacağını borçlunun mahcuz malvarlığı unsurlarının satışı yapılması sonucu kısmen veya tamamen elde edilememesi halinde icra dairesi tarafından alacaklıya resen verilen bir belge olduğunu, İcra Müdürlüğünce … talimat sayılı dosya kapsamında 26/03 2012’dc gerçekleştirilen ihtiyati hacze ilişkin tutanakla. Sivas … İcra Müdürlüğünce … sayılı talimat dosyası kapsamında 20/03/2012 tarihinde gerçekleştirilen hacze ilişkin tutanakta, İstanbul … İcra Müdürlüğünce … sayılı dosya kapsamında 27/03/2012 tarih H.20‘de gerçekleştirilen ihtiyati hacze ilişkin tutanakta borçlunun başkaca haczi kabil malı bulunmadığına veya borçlunun mahcuz, malvarlığı unsurlarının açıkça alacağı karşılamaya yetmeyeceğine ilişkin genel bir kayıl bulunmadığını, dosya ve ekleri kapsamında takibin başlatıldığı icra dairesince borçlunun haciz mahalleri dışında başka bir malvarlığı unsurunun olup olmadığının yeterince araştırılmadığı, özellikle borçlunun dava konusu taşınmaz dışında başkaca taşınmaz mallarının bulunup bulunmadığının yeterince araştırılmadığı tespit edildiğini, davacı alacaklı … A.Ş, tarafından, davalı borçlu … A.Ş.’ye karşı başlatılmış olan takipte İlgili haciz tutanaklarının kesin aciz vesikası hükmünde veya geçici aciz vesikası olarak kabul edilmemesi gerekeceğini, bu yönüyle tasarrufun iptali davasının dava şartı eksikliğinden reddi söz konusu olacağını, davalı borçlu … A.Ş. nin. davalı … lehine dava konusu taşınmaz üzerinde tesis etmiş olduğu 2.000.000.00 TL lik ipotek tesisinin iptal şartlarının oluşup oluşmadığı incelendiğinde: davacı alacaklı …nin İstanbul … İcra Müdürlüğünce başlatılan … sayılı takibe yönelik bir aciz vesikasının henüz, mahkemeye ihraz etmemesi husus ve Kanunda tasarrufun iptali sebeplerinin ileri sürülmesi bakımından düzenlenen hak düşürücü süreler güz önüne alındığında davalı borçlu … A.Ş’nin … lehine tesis etmiş olduğu ipoteğin iptalinin yalnızca İİK 280.mad. düzenlenen ızrar kastıyla iptal sebebi kapsamında mümkün olup olmadığı tartışılabileceğini, dosyadaki belgeler incelendiğinde davacı borçlu … A.Ş ile davalı … arasında ticari ilişkinin mevcut olduğuna dair sunulu belgeler bulunduğunu, davacı borçlu … A.Ş’nin alacaklılarına zarar verme kastının varlığı, davalı borçlu … kötü niyetli olduğu anlaşılamadığından İİK.m. 280’de unsurları gösterilen tasarrufun iptali sebebinin varlığının ispatlanamadığı yönünde görüş bildirilmiş olup, alınan rapor hüküm oluşturmaya yeterli görülmediği yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı, davalı … San. A.Ş. ‘nin mal varlığının bir kısmını İİK.nın 105/2 ve 277 ve devamı maddelerine göre … Tapu Sicil Müdürlüğünün … tarih … yevmiye sayılı davalı … San. A.Ş. Adına kayıtlıyken bina üzerine 16/08/2011 tarihinde diğer davalı … lehine 1.dereceden 2.000.000,00 TL ipotek tesis edildiği, ipotekli hali ile 29/02/2012 tarihinde diğer davalı …’a 50.000,00 TL bedelle devredildiğinden İİK.nın 278/3-2.maddesine göre ve 280.mad.ne göre iptale tabi olduğundan bahisle işbu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf … İdil İcra Dairesinin 09/04/2012 tarihinde 2012/38 Esas sayılı dava dosyasıyla … A.Ş. Adına icra takibi yapmış olduğu anlaşılmıştır. Dosyada birden fazla bilirkişi raporu alınmış olup, bilirkişiler … ve … 15/07/2013 tarihli düzenlemiş olduğu bilirkişi raporunda; satış bedelinin taşınmazın satış tarihi olan 29/02/2012 tarihi olan 460.480,00 TL ipotekli hali ile 2.143.092,00 TL olarak taşınmazın …’a satış tarihi itibariyle rayiç bedelin üzerinde olduğu belirtilmiştir.
Taşınmaz üzerine konan ipoteğin gerçek bir alacak olup olmadığının tespiti bakımından davalı … temsilcisi olduğu … Nakl. Ltd. Şti.’nin 16/08/2011 tarihinde 1.075.000,00 TL çek gönderildiği, ayrıca 1.100.000,00 TL 20/06/2011 tarihinde çek gönderildiği, … Nakl. Ltd. Şti.’nin … A.Ş. Arasındaki alacak kayıtlarının tespit edilmesine karar verilmiş ise de ticari defterler ve dayanağı belgelerin ibraz edilmediği, dava dışı … Nakl. Ltd. Şti.’nin ibraz edilen yevmiye defterinde … A.Ş. Nin cari hesap kaydının bulunmadığı, yevmiye defterinde ibraz edilen sayfalarda yer alan 3 adet mahsup fişinin açıklama kısmında davalı … San. A.Ş.adına kayıt oluşturulduğu, 1.100.000,00 TL ve 1.334.000,00 TL havale dekontlarının dosyada olduğu, bunların tarihlerinin 16/06/2011 ve 16/08/2011 olduğu, ve bunun üzerine 2.000.000,00 TL lik ipotek oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
… A.Ş.’nin … lehine tesis etmiş olduğu ipoteğin İİK.nın 280.kapsamında ızra kastıyla iptal sebebi olup olmayacağı, alacaklı faktoring şirketinin alacağının takipten önce olduğu, bilirkişiler …, …. ve … verdikleri raporlarında; … ile ilgili rapor ve ek raporunda ilgili haciz tutanaklarının geçici aciz vesikası kabul edildiğinde İİK.nın 279.mad.kapsamında iptalinin gerçekleşebileceğinin düşünebileceği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Mahkememizce … ve Prof. Dr. … tayin edilmiş olup alınan raporda;1)a) Lehine dava konusu ipoteğin tesis edildiği davalı …, cevap dilekçesinde, dava dışı… Nak.İnş.Tic.Ltd.Şti.’nin temsilcisi olduğunu ve bu şirket adına işlem yapma yetkisinin bulunduğunu; davalı …’ün davalı borçlu şirketten tekstil alıp Irak’ta satmak üzere dava dışı… Nak.İnş.Tic.Ltd.Şti. adına anlaşma yaptığını ve bu anlaşma çerçevesinde dava dışı… Nak.İnş.Tic.Ltd.Şti.’nin davalı borçlu şirkete banka havalesiyle 15/06/2011 tarihinde 1.100.0.-TL, 16/08/2011 tarihinde de 1.334.000.-TL para gönderdiğini, dava konusu ipoteğin bu paralan teminat altına almak için, ikinci gönderimin tarihi olan 16/08/2011 tarihinde tesis edildiğini savunmaktadır. Gerçekten de dosyaya mübrez banka dekontları incelendiğinde, dava dışı… Nak.İnş.Tic.Ltd.Şti. tarafından davalı borçlu şirkete cem’an 2.434.000.-TL para gönderilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Gerçi davalı … ile davalı borçlu … arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu ispatlanmamıştır. Ancak, davalı …, davalı borçlu şirket ile ticari ilişkisi bulunduğu açık ve tartışmasız olan dava dışı… Nak.İnş.Tic.Ltd.Şti.’nin temsilcisi ve yetkilisidir. Bu durumda, aslında dava dışı … Nak.İnş.Tic.Ltd.Şti. lehine tesis edilmesi gereken ipoteğin, onun temsilcisi ve yetkilisi olan davalı … lehine tesis edilmesi, ülkemizdeki fiili uygulama ve anlayış dikkate alındığında, olağan dışı bir işlem olarak nitelendirilememelidir. Bu açıdan bakıldığında, davacı şirketin önceki bilirkişi raporuna yaptığı itirazlara katılamamaktayız.
b)Yalnız, davalı …, cevap dilekçesi ekinde dosyaya bir “İpoteğin Terkini ve Teminat Senedi Sözleşmesi” ibraz etmiştir. Bu sözleşmenin tarihi 18/08/2011 ’dir. Diğer bir deyişle, sözleşme, ipotek tesisinden iki gün sonra akdedilmiştir. Bu sözleşmenin konusu aynen şöyledir: “… … A.Ş. adına kayıtlı olan … İli … İlçesi … Köyü … Mevkii … parsel nolu taşınmaz … … A.Ş. tarafından keşide edilip… Nak.İnş.Tic.Ltd.Şti. ile … ve …Tic.Ltd.Şti. tarafından ciro edilip …’ya teslim edilen ve aşağıda dökümü verilen çekler tamamıyla ödendiğinde … lehine verilen birinci derecede ve birinci sıradaki ipotekten feragat edip ipoteki terkin edecektir. Karşı taraf … … A.Ş. ‘de keşide etmiş olduğu aşağıdaki çeklerden bir adedi bile karşılıksız çıkar ise tüm çeklerin muaccel olacağını kabul etmekle beraber işbu sözleşme ve protokolü bir teminat senedi şeklinde görüp 4.770.000TL …teminat senedinin muaccel olacağını kabul ve taahhüt eder. Çekler şunlardır: …(vadeleri 26/08/201 l’den 30/12/2012’ye kadar uzanan 121 adet çek)”. Bu durum ipoteğin tesis edildiği tarihte davalı … Sanayi A.Ş.’nin ödeme güçlüğü içinde olduğunu ve ipoteği bu ödeme güçlüğü nedeniyle tesis ettiğini göstermektedir. Dava dışı… Nak.İnş.Tic.Ltd.Şti., davalı … Sanayi A.Ş. ile ticari ilişki içinde olduğuna göre, onun ortakları ve yetkilileri davalı … Sanayi A.Ş.’nin içinde bulunduğu mali güçlük durumunu ve bu işlemin onun diğer alacaklılarına zarar verme kastıyla yapıldığını bildikleri ya da en azından bilmeleri gerektiği kabul edilebilir. Bu şartın gerçekleşmiş olması için, “tasarruftan yararlanan üçüncü kişinin, gereken dikkati gösterdiği takdirde, borçlunun durumunu ve işlemin mahiyetini anlayabilecek durumda olması ” yeterlidir Başka bir deyişle, “üçüncü kişi, küçük bir soruşturma, dikkat veya gözlem ile borçlunun durumunu bilebilecek durumda ise”, bu şart gerçekleşmiş kabul edilmelidir (Talih Uyar, İcra ve İflas Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları, Cilt I, 4.Baskı, Ankara 2011, s.669 ve yazar tarafından zikredilen çok sayıda Yargıtay içtihadı).
Yüce Yargıtay’ın bu konuya ilişkin içtihatları şöyledir:
“…Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalılar arasında gerçekleşen iptale konu tasarrufun, temyiz eden vekilince de ifade edilen, İÎK’nın 219/2 hükmündeki ‘para veya mutat ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemeler’ kapsamında bulunmasına, ayrıca davalı borçlu …’nin ortağı olduğu … Ltd. Şti. ile 3. kişinin oğullarının ortağı olduğu … Şti. arasındaki ticari ilişkilerden dolayı, davalı … ’nin, borçlu …’nin alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarım ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de, tasarrufun iptali gerekeceğine (İİY. 280/11) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı … vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA…” (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 00/02/2010 tarih ve 2009/8661 E., 2010/955 K. sayılı kararı);
“…Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı borçlu … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti. ticari ilişkilerinin bulunduğunun belirlenmesinin yanında davalı 3. kişi … Ltd. Şti. temsilcisinin beyanlarından borçlu şirketin ödeme kabiliyetini yetirdiğinin bilinmesine, bu bakımdan üçüncü kişi konumundaki davalı … Ltd. Şti.’nin borçlu davalı … Ltd. Şti.1nin alacaklıları ızrar kastım bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik olmamasına (İİK m. 280/1) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı … Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir…” (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 28/11/2012 tarih ve 2012/11272 E., 2012/13206 K. sayılı kararı);
“Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İİK.nun 280/1 maddesi uyarınca malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar verme kastı ile yaptığı tüm işlemler borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilir. Somut olayda üçüncü kişi konumundaki davalı … A.Ş. nin borçlu şirket ile aralarındaki ticari ilişki, aynı sektörde faaliyette bulunmaları, cevap dilekçeleri ve tüm dosya kapsamından borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastım bilebilecek kişilerden olduğunun anlaşılması ve daha önceden verilmiş bir ipotek taahhüdünün bulunmadığı ancak süre nedeniyle İİK.nun 279.maddesinin uygulama yeri olmasa da yapılan tasarrufun aynı yasanın 280/1 maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır… ” (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 01/07/2010 tarih ve 2010/3114z E., 2010/6223 K. sayılı kararı).
Somut olayda, bila tarih kök bilirkişi raporundan ve 10/02/2016 tarihli ek bilirkişi raporundan farklı olarak, davalı … lehine ipotek tesisi işleminin İİK m.280, f.l uyarınca iptale tabi olduğunun düşünülmesi mümkündür. Tabii bu bağlamda takdir tamamen ve münhasıran yüce Mahkemeye aittir.
b)Önceki bilirkişi incelemesi çerçevesinde düzenlenen 10/02/2016 tarihli ek bilirkişi raporunda, davalı … lehine ipotek tesisi işleminin,İİK m.280, f.l uyarınca iptalinin mümkün olmadığı; ancak, dosyaya mübrez haciz tutanakları geçici aciz belgesi olarak kabul edildiği takdirde, İİK m.279 iptale tabi olduğu sonucuna varılmıştır.
Bilindiği gibi, İİK m.279, f.l aynen şöyledir:
“Aşağıdaki tasarruflar borcunu ödemiyen bir borçlu tarafından hacizden veya mal bulunmaması sebebile acizden yahut iflâsın açılmasından evvelki bir sene içinde yapılmışsa yine batıldır : Borçlunun teminat göstermeği evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler, Para veya mutat ödeme vasıtalarından gayri bir suretle yapılan ödemeler, vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler, kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhler.
Bu tasarruflardan istifade eden kimse borçlunun hal ve vaziyetini bilmediğini ispat eylerse iptal davası dinlenmez.
Dava konusu olayda ipotek tesisi işlemi 16/08/2011 tarihinde gerçekleşmiştir. Davalı borçlu … … A.Ş.’ye yönelik (ihtiyati) haciz işlemleri ise 2012 yılının Şubat-Mart-Nisan aylarında vuku bulmuştur (bkz.Talih Uyar, age., Vilt 1, s.626). Şu halde hacizden önceki bir yıllık süre dolmamış durumdadır.
Bilindiği gibi, bu madde uyarınca tasarrufun iptal edilebilmesi için borçlunun kasdı önemli değildir; davalı üçüncü kişinin de borçlunun şu veya bu kasdını bilmesi, yani kötüniyetli olması aranmaz. Bu nedenle, davalı üçüncü kişi borçlunun zarar verme ya da bir alacaklısını kayırma kastını bilmediğini ispat etmek suretiyle sorumluluktan kurtulamaz. Ancak, İİK m.279, f.2 uyarınca üçüncü kişi, hukuki işlemin yapıldığı anda borçlunun durumunu, daha doğrusu mali güçlük içinde olduğunu bilmediğini veya gereken özeni gösterdiği halde öğrenemeyeceğini ispat ederse, iptal davası reddolunur (bu konuda bkz.Talih Uyar, age., Cilt 1, s.623 ve orada zikredilen yazarlar). Fakat dava konusu olaydaki veriler, özellikle yukarıda değinilen 18/08/2011 tarihli “İpoteğin Terkini ve Teminat Senedi Sözleşmesi”, davalı üçüncü kişinin davalı borçlunun borçlarını ödeyemediğini, borçlunun borç ödemeden aciz halinde olduğunu bildiğini, dava konusu ipoteğin bu ödeyememe durumu nedeniyle tesis edildiğini göstermektedir.Kaldı ki, öğretide üst sınır ipoteği şeklinde değil de, olayımızda olduğu gibi kesin ipotek şeklinde kurulmuş ipoteklerde, üçüncü kişinin (ipotekli alacaklının) “borçlunun hal ve vaziyetini bilmediğini” ispat etmesinin son derece güç olduğuna işaret edilmektedir (Talih Uyar, age., Cilt I, s.624).
Bütün bu nedenlerle Heyetin, 10/02/2016 tarihli ek bilirkişi raporundaki görüşe katılarak, davalı … lehine ipotek tesisi işleminin İİK m.279 uyarınca iptale tabi olduğu sonucuna varmışlardır.
2- Davacı şirket, dava konusu taşınmazın davalı borçlu tarafından, üzerindeki ipotekle yüklü olarak davalı …’a devri işleminin İİK m.278, f.3, b.2 ve m.280, f.l kapsamına giren bir tasarruf olduğunu iddia etmektedir.
a) Dava konusu taşınmazın, davalı borçlu şirket tarafından tapuda 50.000.- TL bedelle diğer davalı …’a devredildiği 29/02/2012 tarihi itibarıyla rayiç değeri 469.481.-TL olarak tespit edilmiştir.
Bilindiği gibi, İİK m.278, f.3, b.2’de, borçlunun, kendi verdiği şeyin (tasarrufun yapıldığı tarihteki) değerine göre ivaz (karşılık) olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağı ve iptale konu olabileceği belirtilmiştir.
Yargıtay, ivazlar arasında aşırı fark bulunduğundan bahsedilebilmesi ve buna bağlı olarak İİK m.278, f.3, b.2 uyarınca tasarrufun iptaline karar verilebilmesi için, tapudaki satış bedeli ile gerçek satış bedeli arasında en az bir kat fark bulunmasını, yani gayrimenkulun gerçek değerinin tapuda satış bedeli olarak belirtilen değerin asgari bir katı olmasını aramaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bu yöndeki 20/11/1996 tarih ve 15/707-789 sayılı kararı için bkz: Prof.Dr. Selçuk Öztek, “Tasarrufun İptali Davalarında Ortaya Çıkan Bazı Sorunlar ve Yargıtay’ın Bu Sorunlara İlişkin Uygulaması”, Prof.Dr. Ergun Önen’e Armağan, Alkım Yayıncılık, İstanbul, 2003, sh.320; ayrıca bkz.Ali Güneren, age., s.718).
Bu çerçevede önemle belirtmek icap eder ki, İİK m.278, f.3, b.2’de belirtilen tasarrufların iptale tabi olabilmesi için, borçlunun pek aşağı bir bedel kabul ettiğini bilmesi veya bilebilir olması şart olmadığı gibi, tasarrufun diğer tarafı olan (borçlu tarafından lehine tasarruf yapılan) üçüncü kişinin (dava konusu olayda davalı …’ün) kötü niyetli olması da şart değildir; üçüncü kişi iyi niyetli olsa bile, tasarruf iptale tabidir. Onun için İİK m.278, f.3, b.2’deki tasarruf nedeni doktrinde mutlak iptal nedeni olarak da adlandırılmaktadır (bkz.Prof.Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Cilt IV, İstanbul 1997, sh.3437 vd.). Nitekim Yargıtay’ın müstakar içtihadı da aynı yöndedir: “…İİK’nın 278/2. maddesi uyarınca, ahdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağışlama hükmündedir. Burada borçludan satın alan kişinin iyi niyetli olup olmadığına bakılmaz, İyi niyetli olsa dahi taşınmazın değeri ile tapuda gösterilen satış bedeli arasında pek fahiş fark olduğu takdirde, bu satış bağışlama hükmünde olduğu için batıldır. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonunda alınan bilirkişi raporunda taşınmazın gerçek değerinin 9.5 milyar lira, tapudaki satış bedelinin ise 3.5 milyar lira olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda iki bedel arasında pek fahiş fark olduğu ortadadır. Yapılan satış bağışlama hükmünde olduğundan batıldır…” (Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2/3/2006 tarih ve 2005/4052 E., 2006/1184 K. sayılı kararı; bu konuda başka içtihatlar için bkz. Oskay/Koçak/ Deynekli/Doğan, İİK Şerhi, Cilt 5, Ankara 2007, sh.5932 vd.).
Ülkemizde taşınmaz satışlarında tapuda düzenlenen resmi senette satış bedeli olarak gerçek değerin değil de, belediyece emlak vergisine esas alınan değerin gösterildiği görülmektedir. Bu takdirde, alıcı Ödemenin gerçek değer üzerinden yapıldığını ancak tarihi kesinleştirilmiş bir belgeyle ya da bankadaki para hareketlerini gösteren hesap ekstresi gibi bir delille ispatlayabilir (Baki Kuru, age., Cilt IV, sh.3435; Ali Güneren, age., sh.722).
Bu açıdan bakıldığında, dava konusu olayda rayiç değeri 469.481.-TL olan taşınmaz tapuda
50.000.-TL bedelle diğer davalı …’a devredilmiştir ve dolayısıyla ivazlar arasında neredeyse 10 misline yakın bir fark bulunmaktadır. Bu nedenle ilk bakışta devir işleminin İİK m.278, f.3, b.2 uyarınca iptali tabi olduğu sonucuna varılması mümkün gibi görülmektedir.
Yalnız, ivazlar arasında İİK m.278, f.3, b.2 uyarınca aşın fark bulunup bulunmadığı değerlendirilirken, Yargıtay içtihatları uyarınca dikkate alınması gereken bir nokta daha vardır ki, o da, devre konu taşınmazın üzerinde devir tarihinde bir ipoteğin bulunup bulunmadığıdır. Nitekim yüce Yargıtay, bu gibi durumlarda taşınmaz ipotek yüküyle satın alınmış olacağından, oransızlığın belirlenmesinde ipotek miktarının da göz Önüne alınması gerektiği görüşündedir (örneğin 17.Hukuk Dairesinin 23/10/2007 tarih ve 2007/3745 E., 2007/3168 K. sayılı kararı, Ali Güneren, age., sh.753-754; Hukuk Genel Kurulunun 02/02/2005 tarih ve 2005/15-666 E., 2015/1 K. sayılı kararı). Doktrinde de bu konuda şöyle beyanda bulunulmaktadır: “…Borçlu tarafından satılan iptal konusu taşınır veya taşınmaz mal veya hak üzerinde ipotek ve haciz kayıtları varsa, ipotek ve haciz bedelinin alıcı 3.kişinin ödemesi koşulu ile satışın bu değerlerin tamamı üzerinden yapıldığı kabul edilir. Bu durumda, edimler arasındaki oransızlığın belirlenmesinde, tapu, trafik kaydındaki kaydındaki ipotek ve haciz kayıtlarının da göz önünde tutulması gerekir. Örneğin, satış tarihinde gerçek değeri 200.000.-TL olan ve kaydında 60.000.~TL tutarında ipotek ve 40.000- TL tutarında haciz şerhi bulunan taşınmaz, tapuda 100.000.-TL.sina satılmışsa, edimler arasında aşırı bir oransızlıktan söz edilemez. Çünkü, bu durumda satış gerçekte 100.000.-TL sözleşme bedeli + 60.000.-TL ipotek tutarı + 40.000.-TL haciz tutarı = 200.000.-TL üzerinden yapılmış sayılır…” (Ali Güneren, age., sh.719).
Bu açıklama çerçevesinde somut olayda dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan 2.0.000.-TL’lik ipoteğin de dikkate alınması gerekecektir. Bu takdirde, taşınmazın devir tarihindeki satış bedeli 50.000.-TL olduğuna göre, ivazlar arasında açık fark bulunduğundan söz edilebilip edilemeyeceğinin tartışılması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında Heyetimiz, tapuda satış işlemi yapılırken tapu harçlarının hesaplanmasına esas olmak üzere mutlaka bir satış bedeli gösterilmesi ve bu bedelin taşınmazın emlak vergisi değerinden az olmaması gerektiğini dikkate alarak, somut olaydaki satış bedelinin bu amaçla beyan edildiğinin düşünülebileceği görüşündedir.
Satış işleminin yapıldığı 29/02/2012 tarihi itibarıyla dava konusu taşınmazın emlak vergisi değerinin araştırılmasıyla bu husus açıklığa kavuşturulabilir. Bu çekince altında, Heyetimiz dava konusu taşınmazın davalı …’a devri işleminin İİK m.278, f.3, b.2 anlamında iptale tabi olduğu yolundaki davacı görüşüne katılamamakta ve bu konuda, değişik gerekçeyle de olsa, önceki bilirkişi heyetiyle aynı sonuca varmaktadır.
Ama, hemen belirtmek gerekir ki, rayiç değeri 469.481.-TL olan bir taşınmazın, üzerindeki 2.000.000.-TL bedelli ipotekle birlikte satılması vakıası önemden tamamen yoksun da değildir ki, bu husus biraz sonra ele alınacaktır.
A) Dava konusu taşınmazın davalı borçlu tarafından diğer davalı …’a satılması işlemi İİK m.280, f.l yönünden ele alındığında, şu hususlar tespit edilmekledir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde, aynen şu şekilde beyanda bulunmuştur:
“Müvekkilim (dava dışı) … Tic.Ltd.Şti. ’nin sigortalı çalışanıdır …Müvekkilin sigortalı olarak çalıştığı firma İle diğer davalı … A.Ş. arasında yapılan ticaret neticesinde müvekkilin sigortalı olarak çalıştığı firma … Giyim A.Ş.’den alacaklı kalmıştır. /… Tekstil‘in çeklerinin yazılmaya başlandığım öğrenen müvekkilin sigortalı olarak çalıştığı … Tic.Ltd.Şti.’nin yetkilileri diğer davalı … A.Ş. yetkilileri ile görüşmeye gittiğinde şirketlerinin zor durumda olduğunu, borçlarım ödeyemeyeceklerini belirtmişler ve kendilerine ait olan dava konusu arsayı borçlarına karşılık verebileceklerini belirtmişlerdir. … Giyim A.Ş. yetkilileri …Tic.Ltd.Şti. yetkililerine ilgili gayrımenkylde ipotek bulunduğunu ancak, ipoteğe konu olan borcun ödendiğini ve kısa süre içinde kalkacağım bildirmişlerdir. Alacaklarına kavuşmanın başka bir yolu olmadığını düşünen müvekkilin sigortalı olarak çalıştığı … Tic.Ltd.Şti. yetkilileri, … Giyim A.Ş. ’nin teklifini kabul etmişler ve müvekkilimi tapu dairesine gönderip tapuyu üzerine alması emrini vermişlerdir …/Müvekkilin sigortalı olarak çalıştığı … Tic.Ltd.Şti. ’nin alacağını tahsil amacı ile ilgili gayrimenkulu devir almıştır…
Davalının bu beyanı, onun ve ona taşınmazı satın alma talimatını veren dava dışı … Tic.Ltd.Şti’nin davalı borçlunun içinde bulunduğu mali güçlük durumunu bildiğini açıkça göstermektedir.
İkinci olarak, dava konusu taşınmazın üzerinde 2.000.000.-TL bedelli bir ipotek bulunmaktadır ve bir taşınmazın sadece satıcının bu ipoteğin kaldırılacağına yönelik sözlü beyanı üzerine gerçek değerinin çok üzerinde bir ipotekle yüklü olarak satın alınması hayatın olağan akışına uygun da değildir. Bu şartlar altında, davalı ve onun sigortalı çalışanı olduğu asıl alacaklı … Tic. Ltd.Şti. küçük bir soruşturma, dikkat veya gözlem ile, işlemin mahiyet ve amacını anlaması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında yüce Yargıtay’ın şu kararları yol göstericidir:
“…Ticaret yaptığı sunulan belgelerden belli olan ve yatırım amaçlı olarak davalı taşınmaz ve müştemilatını satın aldığını söyleyen davalının 1.195.473 TL değerindeki bir taşınmaz için 6.023.600 TL maliyetli bir tasarruf yapması basiretli bir tacir gibi davranmadığını gösterdiği gibi hayatın olağan akışına da uygun değildir. Hal böyle olunca yukarıdaki açıklamalar ışığından tüm dosya delillerinin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. …” ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 22/06/2010 tarih ve 2010/3675 E., 2010/5803 K. sayılı kararı);
“…Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, davalı … tarafından taşınmazın satın alınması sırasında taşınmaz üzerinde bulman hacizlerin taşınmazın satış tarihindeki gerçek bedelinin 5 katından fazla bulunmasına üzerinde bu kadar yüksek miktarlı haciz bulunan taşınmazın satın alınmasının hayatın olağan akışına aykırı bulunmasına…” (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 14/2/2011 tarih ve 2010/ 12627 E., 2011/1159 K. sayılı kararı).
Şu halde, dava konusu olayda taşınmazın davalı malik … tarafından davalı üçüncü kişi …’a satışı işlemi İİK m.280, f.l ve f.2 kapsamında mütalaa edilmesi gereken bir tasarruf olarak tezahür etmektedir.
Bu açıdan bakıldığında, heyetimiz önceki Bilirkişi Heyetinin ek raporunda varılan sonuca katılmaktadır.
1)Dava konusu taşınmazın davalı malik … tarafından davalı …’a satışı işlemi bir başka açıdan daha incelemeye tabi tutulabilir. Şöyle ki;, davalı … vekili, cevap dilekçesinde, müvekkilin sigortalı olarak çalıştığı … Tic.Ltd.Şti. ’nin yetkilileri diğer davalı … A.Ş. yetkilileri ile görüşmeye gittiğinde şirketlerinin zor durumda olduğunu, borçlarını ödeyemeyeceklerini belirtmişler ve kendilerine ait olan dava konusu arsayı borçlarına karşılık verebileceklerini belirtmişlerdir … Alacaklarına kavuşmanın başka bir yolu olmadığım düşünen müvekkilin sigortalı olarak çalıştığı … Tic.Ltd.Şti. yetkilileri, … Giyim A.Ş. ’nin teklifini kabul etmişleridir)..şeklinde beyanda bulunmuştur ki, bu da, İİK m.279, f.l, b.2’nin uygulanmasını gündeme getirmektedir.
Gerçekten de, borçlunun bir borcuna karşılık olarak örneğin bir dairesini, bir otomobilini vermesi “mutad bir ödeme vasıtası” sayılmaz (Talih Uyar, age., Cilt I, s.628).
Nitekim yüce Yargıtay, istikrarlı bir şekilde, borçlunun borcuna mahsuben taşınmazını alacaklıya vermesini mutad ödeme vasıtası saymamaktadır: “…taşınmazın bir horca karşılık devredildiği belirgin bulunmakla, İİY’nın 279/2 bendine göre para veya mutat ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemelerin de batıl sayılmış olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA..(Yargıtay 17.1 Jukuk Dairesinin 22/06/2010 tarih ve 2010/3180 E., 2010/5799 K. sayılı kararı);
“… Bu durumda, davaya konu edilen tasarrufun, haciz tarihinden geriye doğru bir yıllık süre içinde yapılmış olması ve 3. kişi konumundaki davalı … A.Ş.nin taşınmazı borçlu davalıdan olan alacağına karşılık satın alması nedeniyle, ‘davanın. İİK.nun 279. maddesi uyarınca kabulüne karar verilmesi’ gerekirken, yazılı olduğu üzere ‘reddine karar verilmiş olması’ doğru bulunmamıştır..” Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 10/12/2009 tarih ve 2009/9449 E., 2009/8212 K. sayılı kararı);
“…Dava; lİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda tasarrufun iptal edilebilmesi için aymyasanın 278, 279 ve 279. maddelerindeki koşulların oluşması gerekir. Somut olayda tasarrufa konu edilen taşınmazların tapuda gösterilen satış bedelleri ile bilirkişilerce belirlenen tasarruf tarihindeki gerçek değerleri arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunmamakta ise de. davalı 3. kişi …’in ‘taşınmazları borçlu davalılardan olan alacağına karşılık satın aldığını’ bildirmesi ve haciz tarihi ile tasarruf tarihi arasında İİK. nun 279. maddesinde belirtilen I bir yıllık sürenin geçmemiş olması karşısında, anılan bu madde uyarınca tasarrufun iptalinin gerekip gerekmeyeceği değerlendirilmelidir…” (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 19/11/2009 tarih vc 2009/5397 E.. 2009/7732 K. Sayılı kararı )
Şu halde dava konusu olayda taşınmazın davalı malik … tarafından davalı üçüncü kişi …’a satışı işlemi İİK m.279, f.l, b.2 kapsamında bir işlem olarak da mütalaa edilebilecektir. Davalı …’ın cevap dilekçesindeki beyanları, onun, hukuki işlemin yapıldığı anda borçlunun durumunu, daha doğrusu mali güçlük içinde olduğunu bilmediğini veya gereken özeni gösterdiği halde öğrenemeyeceğini ileri süremeyeceğini ve İÎK m.279,f.2’den yararlanamayacağını gösterdiğinden,
Mahkememiz tarafından dosya kapağında bulunan yargıtay kararları doğrultusunda; Yargıtay 17. HD.nin 02/06/2015 tarih 2014/24030-2015/8116 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere dava tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Borçlunun aczi veya iflasından öne yaptığı talep tabi tasarrufları 3 grup altında İİK.nın 278,279 ve 280.maddelerinde düzenlendiği, ancak bu maddelerde iptal edilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun iptale tabi tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufun iptaline tabi olduğu hususun hakimin takdirine bıraktığı, davalının borçlu ve ticari ilişkisi bulunduğu ve borçlu aleyhine takip yaptığı dosya içerisinde borçlunun alacaklıdan borç kaçırmak yada alacaklıdan yada hareket eden kişilerden olması sebebiyle İİK.nın 280/1.mad.gereğince davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Buna göre ilk ve son bilirkişi raporlarında bilirkişilerin mahkememizin belirttiği içtihatlar doğrultusunda verdikleri raporda; ipotekli olarak dava dışı … .. Ltd. Şti. ‘nin sigortalı çalışanı olarak şirketin zor durumda olduğunu , borçlarını ödeyemeyecekleri konusundaki davalı … vekilinin cevap dilekçesinde ; dava konusu arsayı borçlarına karşılık verebileceklerini belirttiği, … .. Ltd. Şti. Adına devir işleminin yapılmadığı, Yargıtay 17. HD.nin 22/06/2010 tarih 3675-5803 sayılı kararında ticaret yaptığı sanılan belgelerden belli ola yatırım amaçlı olarak davalı taşınmaz ve müştemilatını satın aldığını söyleyen davalının 1.195.473,00 TL değerindeki taşınmaz için 6.023.600,00 maliyetli bir tasarruf yapması basiretli bir tacir gibi davranmadığını gösterdiği gibi hayatın olağan akışına da uygun olmadığında davanın reddine karar verilemeyeceği ,
Yargıtay 11. HD.nin 14/02/2011 tarih 2010/12657-2011/1154 sayılı kararında; taşınmazın satın alınması sırasında taşınmaz üzerinde bulunan hacizlerin taşınmaz gerçek bedellerinin 5 katından fazla bulunması üzerinde bu kadar yüksek miktarda haciz bulunan taşınmazın hayatın olağan akışına aykırı olduğu, rayiç değeri 469.481,00 TL olan bir taşınmazın üzerinde 2.000.000,00 TL ipotekle birlikte ipotekli olarak satın alındığından, ipoteğin terkini ve teminat sözleşmesi davalı borçlarını ödeyemediği, aciz halinde bildiği, ipoteğin bu ödememe durumu nedeniyle bunu gösterdiğinden, davalı … … .. Ltd. Şti. lehine ipotek tesis işleminin borç ödemeden aciz vesikasının 21/03/2016 tarihinde davacı tarafından ibraz edildiğinden ve bu belgenin İstanbul … İcra Müd.nün … Esas sayılı dosyasına ait olduğu ve kesin aciz vesikası olduğu, ayrıca …’ın işleminin lehine yapmayıp kendi üzerine yaptığından bu gerekçe ile de davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle;
1-İstanbul … Tapu Sicil Müdürlüğünün … mevkii … parsel … m2 yüzölçümlü taşınmazın borçluya ait taşınmazda 11/08/2011 tarihli … lehine 1.derece 2.000.000,00 TL ipoteğe ilişkin tasarrufun alacaklıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki alacak ve eklentileriyle sınırlı olarak iptaline davacı alacaklıya bu taşınmazı ipoteksiz olarak haciz ve satışını isteme yetkisini tanınmasına,
2- İstanbul … Tapu Sicil Müdürlüğünün … mevkii … parsel … m2 yüzölçümlü taşınmazın borçluya ait taşınmazda 11/08/2011 tarihli … lehine 1.derece 2.000.000,00 TL 29/02/2012 tarihinde davalı … San. A.Ş.’nin diğer davalı …’a satışına ilişkin tasarrufun alacaklıların İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki alacak ve eklentileriyle sınırlı olarak iptaline davacı alacaklıya bu taşınmazı ipoteksiz olarak haciz ve satışını isteme yetkisini tanınmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 140.035,50 TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 30.442,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 109.593,00 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 80.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.617,00 TL bilirkişi ücreti+ tebligat+ müzekkere giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından dava açılırken peşin ve başvuru harcı olarak yatırılan 30.463,65 TL yargılama giderinin davalılardan tahsiline, davacıya ödenmesine,
7-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair kararın yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır