Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/866 E. 2018/32 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/866 Esas
KARAR NO : 2018/32
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 06/02/2012
KARAR TARİHİ : 18/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı yanın, davalı tedarikçi … firması ile imzaladığı 19/03/2011 tarihli Doğalgaz Satış Sözleşmesi gereğince üstlendiği tüm yükümlülükleri ifa ettiğini, gaz alım miktarı ve ödenmesi … firması tarafından kabul ve ifa edilen asıl gaz bedelleri konusunda aralarında bir ihtilâf bulunmadığı, anılan Sözleşmenin vadesi tarihinde yenilenmeyerek sonlandırıldığını, ihtilâfın, davalı tedarikçi … Firmasının Doğalgaz Satış Sözleşmesi’ne göre talep etme hakkı bulunmayan gaz fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli ve dengesizlik ücreti adı altında ek bedeller talep etmesi üzerine doğduğunu, sözleşme’nin 7. ve 19/ilk Maddelerindeki hükümlerde anılan koşulların eldeki olayda gelişmemiş olması nedeniyle, davacı … firmasının … uygulamalarından kaynaklanacak herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığı, dolayısıyla Doğalgaz Satış Sözleşmesi kapsamında olmayan ihtilaf konusu ilâve bedellerin davacıya yansıtılamayacağı ve buna ilişkin EPDK görüşü de bulunduğunu, davacı müşteri … firması tarafından Doğalgaz Satış Sözleşmesi uyarınca davalı tedarikçi … firmasına verilen bir teminat mektubu ve iki teminat senedinin talep edilmesine rağmen iade edilmedikleri, anılan bu Sözleşme kapsamı dışında 692.243,40 TL asıl ve işlemiş faizinden oluşan ilâve bedeller karşılığı olarak 6.730.000 TL bedelli kesin teminat mektubunun kısmen nakde çevirerek davalı tarafından tahsil edilmiş olduğunu, davalı tedarikçi … firmasının, kendisine verilen 13.02.2012 vadeli ve 1.653.659 TL bedelli teminat senedinin aslında müşterisi … firması tarafından diğer müşterisi dava dışı … firması lehine ifa taahhütlerinin teminatı olduğu ve bu ifa taahhütlerinin ihlâl edildiği iddiası ile, anılan bu senet metninin arkasına taahhüt niteliğinde beyanlar ekleyerek kefalet belgesi oluşturma çabası içinde banka aracılığı ile tahsil etmeye çalıştığı, oysa … firmasının … firması lehine verdiği bir kefalet ya da teminatın söz konusu olmadığını, davalı tedarikçi … firmasının anılan 6.730.000 TL bedelli kesin teminat mektubunu paraya çevirmesi ve 1.653.659 TL bedelli teminat senedini tahsil amacıyla bankaya ibrazı üzerine, yıllardır doğal gaz dağıtım piyasasında faaliyette bulunan, piyasa düzenleyicisi resmî kurumlar ve bankalar nezdinde saygın bir şirket olan … firmasının ciddî anlamda itibar kaybına uğradığı, dolayısıyla davalı yanın manevî tazminat ödeme sorumluluğu doğduğu belirtilir ve ilgili kanıtlar da eklendikten sonra, dava konusu 02.05.2011 tanzim günlü ve 13.02.2012 vadeli 1.653.659 TL bedelli teminat senedinin tahsili ile icra ve ihtiyatî hacze konu edilmesinin önlenmesi için, anılan senet üzerine ihtiyatî tedbir konulmasına, anılan senet nedeniyle davacı müşteri … firmasının davalı tedarikçi … firmasına borçlu olmadığının tespitine, senedin hükümsüzlüğüne ve davacıya iadesine; … firmasının, anılan teminat mektubunun paraya çevrilmesi yolu ile tahsil edilen 692.243,40 TL asıl ve işlemiş faizinden oluşan tutar ve istenebilecek başka miktarlardan dolayı davalı yana borçlu olmadığının tespitine, teminat mektubunun paraya çevrilmesi yolu ile davacı müşteri … firmasından tahsil edilen 692.243,40 TL tutarın, tahsil gününden başlamak üzere işletilecek en yüksek ticarî faiz ile birlikte davalıdan istirdadına, davacının uğradığı ticarî itibar kaybının manen tazmini amacıyla 50.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı müşteri … firmasının kendi müşterileri olan …,…, …, … ve … unvanlı doğal gaz dağıtım şirketlerinin ihtiyaç duyduğu doğal gazın bir kısmını karşıladığını, bu gazın tamamını davalı … firmasından tedarik ettiğini ve başka herhangi bir doğalgaz tedarik kaynağı bulunmadığını, 2011 Eylül ayı içinde, davacı … ve davalı … firmaları arasındaki mutabakat kapsamında taşıyıcı …’a yazılı başvuru yapılarak doğal gazın 01.10.2011’den itıbaren …’tan tedarik talebinde bulunulduğunu, dolayısı ile davacı ve davalı firmalar arasındaki ticarî ilişkinin fiilen 30.09.2011 günü itıbarıyla sona erdiğini, 2011 Eylül ayı sonu itıbarıyla gerek davacı … firmasının ve gerekse davalı … firmasının [ek doğal gaz talebi için] EBT’ye (Elektronik Bülten Tablosuna) herhangi bir giriş yapmamalarına rağmen, davacı … firmasının [kendi grup şirketlerinden olan … şirketinin doğal gaz ihtiyacını karşılamak üzere] 2011 yılı Ekim ayı içinde … firması üzerinden doğal gaz çekişi yaptığını, bu nedenle taşıyıcı …’ın davalı … firmasına çekilen doğal gaz bedeline ek olarak doğalgaz fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli ve dengesizlik ücreti bedellerini de içeren 3.994.431,96 TL bedelli fatura keşide ettiğini, ancak bu fatura bedelinin davalı … firması tarafından davacı … firmasına bir fatura ile rücu edildiğinde, davacı yanın sistemden çektiği doğal gazın müvekkili üzerinden kendisine aktarıldığını kabul ederek yalnızca faturaya konu tüketim miktarlarını Sözleşme’deki birim fiyatlar üzerinden ödediğini, dava konusu uyuşmazlığın, davacı firmanın [kendi grup şirketlerinden olan … şirketinin doğal gaz ihtiyacını karşılamak üzere] 2011 yılı Ekim ayındaki Sözleşmesiz doğal gaz çekişi sebebiyle taşıyıcı … tarafından davalı … firmasına keşide edilen faturadaki doğal gaz fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli ve dengesizlik ücreti bedellerinin davacı … firmasına tüketim miktarları doğrultusunda rücu edilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplandığını, hem dava konusu hem de dava dışı sözleşme’de aynen mevcut olan 7. Madde’deki hükümlere atıfta bulunularak ŞİD uygulamalarından kaynaklanan bedellerin davacı … firmasına yansıtılabileceğinin açıkça görülebileceğini, davacı … firmasının kanıt gösterdiği 27.12.2011 günlü EPDK yazısının, bir “Kurul kararı” olmaması nedeniyle hukuken bir idari işlem niteliğinde olmadığı için dikkate alınamayacağı, ayrıca EPDK’nın iki özel hukuk tüzel kişisi arasında doğan uyuşmazlığa ilişkin herhangi bir yaptırım gücü bulunmadığını, yine aynı konuya ilişkin olarak EPDK tarafından davalı … firması ile aynı şirketler topluluğunda yer alan …şirketine yazılmış olan 09.12.2011 gün ve 70878 sayılı yazı ile çeliştiği ve taraflar arasında ŞİD’e göre gerçekleştirilen karşılıklı faturalaşmanın taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerektiğinin belirtildiğini, davacı … firması tarafından ayrıca kanıt olarak gösterilen 28.12.2010 gün ve 2971 sayılı EPDK Kurul Kararı’nın açıkça tedarikçi şirketlerin doğal gaz dağtım şirketlerine satış yapması durumunu hükme bağladığı, oysa davacı müşteri … firmasının doğal gaz dağıtım şirketi değil bir doğal gaz toptan satış şirketi olduğu ve dolayısı ile EPDK Kurul Kararı kapsamında olmadığı, anılan Kurul Kararı’nın yürürlükte olan sözleşmelere ilişkin hüküm getirdiği, oysa taraflar arasındaki [Dava Dışı] Sözleşme’nin 30.09.2011 günü sona ermiş olduğu ve dolayısı ile 2011 Ekim ayındaki doğal gaz çekişinin “Sözleşmesiz” olarak gerçekleşmesi nedeniyle anılan Kurul Kararı çerçevesinde değerlendirilemeyeceğini, davalı … firmasının 2011 yılı Eylül ayı sonu itıbarıyla [… şirketi ile olan Dava Dışı] Doğal Gaz Tedarik Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüğünü bilfiil yerine getirdiği ve [… şirketi ile aynı şirketler grubunda olduğu için muhatap aldığı] davacı … firmasına herhangi bir tedarik borcu kalmadığı, dolayısı ile bu tarihten sonra çekilen doğal gaz miktarlarının [Dava Dışı] Sözleşme miktarının üstünde ve Sözleşmesiz doğal gaz çekişi olduğu, bu nedenle [Dava Dışı] Sözleşme’nin ilgili maddelerinin doğrudan uygulama alanı bulacağına sebebiyet vereceğini, davacı … firmasının davalı … firmasının gönderdiği faturaları kabul ederek kayıtlarına işlemiş olduğu, fakat Sözleşmesiz doğal gaz çekişine ait yüksek birim fiyatlar ile [… şirketi ile imzaladığı Dava Dışı] Sözleşme’de tanımlı birim fiyatlar arasındaki farkı ödemediği, bu durumda davalı … firmasının bir teminat mektubunu alacağı meblağa ilişkin kısmını nakde tahvil etmek suretiyle bakiya alacağını tahsil ettiği belirtilir ve ilgili kanıtlar da eklendikten sonra davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı … firması üzerine bırakılmasına karar verilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
Dava; 1.653.6559,00 TL lik senedin taraflar arasında tanzim edilen 3 adet sözleşme gereğince verilen teminat senedi olduğundan ve ayrıca davalı tarafından teminat mektubundan dolayı davacının paraya çevirdiği 692.243,00 TL’nin istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı, iddia ve savunmalar doğrultusunda bilirkişi raporu alınması cihetine gidilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda özetle; davanın tarafları arasındaki karşılıklı ve içiçe ticari ilişkilerin her birisinin hukuksal anlamda ayrı ve bağımsız bir ticarî ilişki olması nedeniyle, her biri ayrı ve bağımsız birer sözleşme ile tanımlanmış olduklarını, dolayısı ile, her ne kadar taraflar anılan bu ticarî ilişkilerini [kendi aralarında karşılıklı verecekleri teminatları dengelemede kolaylık sağlaması için] uygulamada birbirleri ile bağlantılı işlemler gibi görseler de, bu doğal gaz alım satım ilişkilerinin her birinin hukuksal anlamda ayrı ve bağımsız birer ticarî ilişki olduğunun ve bu ticarî ilişkilerin her biri için düzenlenmiş sözleşmelerin hukuksal anlamda ayrı ve bağımsız birer akit olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini, bu nedenlerle, davanın tarafları arasında akdedilmiş olan Sözleşme’nin “Dava Konusu Sözleşme” olarak nitelenmesi ve değerlendirmelerin buna göre yapılması gerektiği, dolayısı ile, huzurdaki davada adı geçen ve tarafların kendi grup şirketlerinden olan şirketlerin “Dava Dışı Şirket” olarak ve bu dava dışı şirketler ile davanın tarafları arasındaki ayrı ve bağımsız sözleşmelerin her birisinin de “Dava Dışı Sözleşme” olarak nitelenmesi ve değerlendirmelerde bunlara itibar edilmemesi gerektiğini, bu nitelemelerin gerçeği yansıttığının bir kanıtının, davalı yan olan … firmasının da [Kök] Bilirkişi Raporu’na itiraz dilekçesinde, davacının grup şirketlerinden olan … ve… şirketleri ile, kendi grup şirketlerinden olan …ve … şirketlerini “Dava Dışı” şirketler olarak andığı ve nitelemiş olduğunu, davanın tarafları arasındaki karşılıklı ve içiçe ticari ilişkileri için düzenlenmiş sözleşmelerin her birinde diğer sözleşmelerdeki (teminat tutarları vb) koşul ve hükümlere herhangi bir atıfta bulunulmamış olması nedeni ile, bu sözleşmelerin “bağlantılı sözleşmeler” olarak nitelenmesinin yalnızca keyfî bir tanımlamadan öteye bir anlam taşımayacağı, dolayısı ile Bilirkişiler Kurulu’nun huzurdaki davanın tarafları arasında imzalanmış olan Doğalgaz Satış Sözleşmesini tek ve bağımsız bir akit olarak tanımak ve bu Sözleşme hükümlerinin aynen tatbik edilip edilmediğine göre değerlendirme yapmak durumunda olduğunu, Davalı … firmasının itiraz dilekçesinde, tarafların karşılıklı verdikleri teminat tutarlarının dengeli ve karşılıklı olmasını sağlama amacıyla Dava Konusu Sözleşme’de zikredilen teminat tutarları hükmünün aynen tatbik edilmediğini itiraf ettiği, Sözleşmelerin hiçbirisinde belirtilmeyen bu keyfî dengeleme uygulamasının Bilirkişiler Kurulu tarafından bilinmesi ve değerlendirmede dikkate alınmasının beklenemeyeceğini, yüksek tutarlı ticarî ilişkileri hukuksal hükümlerle bağlayan bu tür sözleşmeleri keyfî ve hukuksal nitelikten uzak düzeltmeler ve gayet basitçe “düzeltilmesi atlanmış” denilerek hatalı verilerle dava dosyasına sunduktan sonra, Bilirkişiler Kurulu’nun bu sözleşmeler üzerine yaptıkları değerlendirmelerin “hatalı değerlendirilmiş” diye nitelemenin kabul edilemez bir durum olduğu, Bilirkişiler Kurulu’nun dava dosyasına sunulmuş olan belgeleri ancak sunulmuş oldukları halleri ile değerlendirmekle yükümlü ve kısıtlı olduklarını, ayrıca, bir an için davalının iddiasının doğru olduğu ve uyuşmazlık konusu 1.653.659 TL tutarlı bu teminat senedinin davalı … firması ile … şirketi arasında imzalanmış [Dava Dışı] Sözleşme’de hükmedilen teminat gereği verildiği varsayılsa dahi, davalı … firmasının neden bu uyuşmazlık konusu teminat senedi yerine öncelikle Doğalgaz Satış Sözleşmesi gereği davacı … firması tarafından kendisine verilen 6.730.00 TL bedelli kesin teminat mektubunu kısmen nakde çevirerek [Dava Dışı] … şirketinin Ekim 2011 dönemi doğal gaz çekişine ait 669.086.75 TL tutarlı fatura bakiyesine uyguladığı gecikme faizi ve bu faize tahakkuk ettirilen KDV ile birlikte toplam 692.243,40 TL tutarı tahsil ettiği anlaşılamadığını, uyuşmazlık konusunun 1.653.659 TL tutarlı teminat senedinin davalı … firması ile … şirketi arasında imzalanmış Dava Dışı Sözleşme’de hükmedilen teminat gereği verildiği iddia edilmiş olmasına karşılık, davalının neden bu uyuşmazlık konusu teminat senedi yerine öncelikle Doğalgaz Satış Sözleşmesi gereği davacı … firması tarafından kendisine verilen 6.730.000 TL bedelli kesin teminat mektubunu kısmen nakde çevirerek Dava Dışı … şirketinin Ekim 2011 dönemi doğal gaz çekişine ait 669.086.75 TL tutarlı fatura bakiyesine uyguladığı gecikme faizi ve bu faize tahakkuk ettirilen KDV ile birlikte toplam 692.243,40 TL tutarı tahsil ettiğinin anlaşılamadığını, anılan bu teminat senedinin davacı tarafından dava dışı … firmasının borçlarına teminat altına almak amacıyla verilip verilmediğinin takdirinin Mahkemeye ait olduğunu, ancak davacının Ekim 2011 tarihindeki doğalgaz çekişinin sözleşme dışı olmadığı dikkate alındığında anılan teminat senedinin davacıya iade edilmesi gerektiğini, davacı … firmasının Dava Konusu Sözleşme ile belirlenen zaman aralığı içinde, 2011 yılı Eylül ayı sonuna kadar ve bu Sözleşme ile belirlenen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, bu konuda taraflar arasında bir ihtilâf olmadığı sabit olduğundan, davalı … firmasının iddiasının aksine, davacı … firması 2011 yılı Ekim ayı içerisinde “Sözleşmesiz” doğal gaz çekişi yapmış olamayacağını, davalı … firması ile … şirketi arasındaki Dava Dışı Sözleşmenin ve de davalı … ile davacı … firmaları arasındaki Doğalgaz Satış Sözleşmenin 30.09.2011 tarihinden itibaren sona erdirildiğini gösterir bir belgenin dosyada mevcut olmadığı, davacı … ile dava dışı … arasındaki ilişki sona erse bile, davalı ile davacı ya da davalı ile … şirketi arasındaki Dava Dışı Sözleşme ilişkisinin bundan etkilenmeyeceği, zira borç ilişkilerinin nisbî olduğu ve sadece tarafları bağladığı, davalı ile davacı ya da dava dışı … arasındaki sözleşmenin (davalının iddia ettiği gibi) ikale anlaşması ile sona erdiğinden bahsedebilmek için tarafların sözleşmeyi sona erdirme iradelerini içeren ikale anlaşmasının varlığının ispatı gerektiği, oysa burada anılan Dava Dışı ve Doğalgaz Satış Sözleşmelerin bir ikale anlaşması ile 30.09.2011 tarihinden itibaren sona erdirildiğini gösterir bir belgenin dosyada mevcut olmadığını, Dava Dışı … şirketinin 30.09.2011 tarihi itıbarıyla, davalıyla akdettiği Dava Dışı Sözleşme ile belirlenmiş toplam doğal gaz çekişinin gerçekleşmesi ve daha alacağı gaz kalmaması üzerine, aynı tarihten itıbaren …-… [… Doğal Gaz Pazarlama ve Satış] Dairesi’nden gaz çekmek üzere tedarikçi devri yapmak istediğini kendisi ile aynı şirketler grubu içinde olan davacı … firması aracılığı ile davalı tedarikçi … firmasına bildirmiş olmasına rağmen, söz konusu tedarikçi devrinin gerçekleşmesi için davalı tedarikçi … firması ile tedarikçi …-… Dairesi arasında bir devir protokolü formu düzenlenerek EBT’ye giriş yapılması gerekirken, davalı firmanın herhangi bir nedenle bu işlemi gerçekleştirmemiş olduğunun anlaşıldığını, ilgili yasa gereği tüketicilerine kesintisiz doğal gaz sağlamakla yükümlü bulunan Dava Dışı … şirketinin, 01.10.2011 tarihi itıbarıyla doğal gaz tedarikçi devir talebinin gerçekleştirilmiş olup olmadığına bakılmaksızın gaz çekmeyi sürdürmek zorunda kalmış olduğunun, söz konusu tedarikçi devir işlemi gerçekleştirilmediği ve bu dağıtım şirketinin talep ettiği doğal gaz miktarları zamanında EBT’ye girilmemiş olması nedeniyle, durumdan habersiz olan taşıyıcı …’ın çekilen söz konusu gazı davalı … firmasına prorata üzerinden fatura ettiği ve böylece davalının doğal gaz fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli ve dengesizlik ücreti bedellerini ödemek zorunda kaldığı, ancak açıklanan nedenlerle davalı … firmasının bu bedelleri davacı … firmasına rücu ederek tahsil etme talebinde bulunmasının yerinde olmadığının anlaşıldığını,
Mahkeme Hakimliği’nin huzurdaki dava ile doğrudan ilişkisi bulunmayan altı (6) adet Yargıtay içtihadının Bilirkişiler Kurulu tarafından tek tek incelenmesi talebinin yerine getirildiği ve huzurdaki davanın sübuta erdirilmesinde emsal teşkil edip edemeyecekleri konusunda görüş bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davaya konu uyuşmazlıkta davacının davalı karşısında Ekim 2011 dönemine yapılan doğalgaz çekimine bağlı olarak dava dışı …’ın davalı …’a kesmiş olduğu dengesizlik cezasından sorumlu olup olmadığı üzerinedir. Davalı, davacının sorumluluğu iddiasıyla kendisine verilmiş teminat mektubunu paraya çevrilmiş 1.653.659,00 TL tutarı da davacıya iade etmemiştir. Davalı taraf, taraflar arasındaki sözleşmenin İKL Anlaşması ile sona erdirildiğini, 01/10/2011 tarihinden itibaren davacıyla aynı şirketler topluluğu içinde yeralan …’ın dava dışı …’tan doğrudan gaz alacağının kararlaştırıldığını, ancak …’ın sistemden sözleşme dışı gaz çekmesi nedeniyle …’ın kendisine gaz fiyat farkı iletim bedeli dengesizlik cezası kestiğini ve bunu davacının ödemekle yükümlü olduğunu beyan etmiştir. 01 Ekim ile 31 Ekim tarihleri arasında çekilen gazın dava dışı … tarafından davacıya kesilen cezadan sorumlu olup olmadığına ilişkin olarak davacının 30 Eylül itibariyle gaz alma hakkını sona erdirdiğini iddiasına karşılık davalının iddia ettiği üzere İKL Anlaşmasından bahsedilmesi için sözleşmeye karşı mutabakatla sona erdirdiğinin tespiti gerekeceği, … Noterliğinde ve ifadelerden ve ekindeki belgelerden …’ın davalı …’tan gaz isteminde bulunmayacğaından davalıya değil davacı …’a beyanda bulunduğu, davalı ile … veya davalı ile davacı arasındaki sözleşmenin 30/09/2011 tarihinde sona erdirdiğine dair bir belgenin dosyada bulunmadığı, davacı … ile …arasında ilişki sona erse bile davalı ile davacı yahut davalı ile dava dışı …arasındaki ilişkinin bundan etkilenmeyeceği, zira borç ilişkisinin nispi olduğu ve tarafları bağladığı, hatta davacı … ‘ın veya dava dışı…’ın 3.şirketlerle sözleşme kurmaları ihtimalinde dahi davalı ile … yada dava dışı …arasındaki sözleşmenin sona ermeyeceği ve bağımsız olduğu, bu nedenle davalının dava dışı …ile arasındaki sözleşmenin İKL Anlaşması ile sona erdiği yönündeki beyanları bilirkişiler tarafından dikkate alınmamış, davalı taraf ayrıca davacının ihtilaflı gaz satışına ilişkin bedelleri ödediğini ancak fiyat farkı, dengesizlik cezası, iletim bedeli gibi ücretleri ödemediğini belirtmişse de davacının gönderdiği ihtarnamelerden bu ödemeleri itirazı kayıtla yaptığı, borcun ikrarı şeklinde yorumlanamayacağı, bununla ilgili olarak benzer Yargıtay 1…HD.nin 30/11/2016 tarih 2168-15349 sayılı kararında; Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, sözleşme kapsamındaki gaz tedarikinin Ekim ayı sonuna kadar devam ettiği, ancak davalının taşıtan sıfatıyla kapasite değerini taşıyıcı konumundaki …’a bildirme yükümlülüğünü yerine getirmediği, cezalara muhatap kaldığı ve bunları davacıya yansıttığı, davacının doğrudan doğruya …’tan gaz çekmesinin mümkün olmadığı, davalının, davacıya gaz tedarikini …’a devretmemiş olması karşısında, davacının gaz talebinin değerlendirilmesi ve bunun … sistemine iletilmesi gerektiği, davalı tarafça bu işlemin yapılmadığı, … tarafından düzenlenen faturanın davalı tarafından ihtirazi kayıt koymaksızın ödendiği ve bu miktar için daha sonra davacıya rücu ettiği, bu işlemin taraflar arasındaki akdi ilişkiye uygun düşmediği ve teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiği, akdi ilişkiye aykırı her davranışın kişilik haklarının zedelenmesi sonucunu doğurmayacağı, manevi tazminat takdiri için yasal şartların bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş ve Mahkemece verilen kararın onanmış olduğu anlaşılmakla davacı tarafından davalıya 692.243,00 TL ödemiş olduğu teminat mektubundan anlaşılmıştır.
1.653.659,00 TL teminatk mektubundan dolayı ise bu teminat mektubunun 19/03/2011 tarihli … A.Ş. ile … … A.Ş.
arasında yapılan sözleşmenin teminatı olarak verildiğine dair 27/01/2012 tarihli senet arkasındaki beyan ve yaptırılan bilirkişi incelemesinde her ne kadar teminat olarak denmişse bu teminatın davacı tarafından değil … A.Ş. Tarafından verildiğinden, son bilirkişi raporunda da tevsiratlı olarak açıklığa kavuşturulduğu ve davacı tarafından teminat olarak verilmediği anlaşılmakla davacının bu talebinin reddi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle;
1-692.243,00 TL’den dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-1.653.659,00 TL ile ilgili açılan davanın REDDİNE,
3-İhtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 47.287,12 TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35.579,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.707,97 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul miktarı üzerinden, davacı yararına tayin ve takdir olunan 41.639,72 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca ret miktarı üzerinden, davalı yararına tayin ve takdir olunan 73.559,77 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 4.910,00 TL bilirkişi ücreti+ tebligat+ müzekkere giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 1.418,49 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davacı tarafından dava açılırken peşin ve başvuru harcı olarak yatırılan 35.600,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiline, davacıya ödenmesine,
9-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair kararın istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır