Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/856 E. 2019/1294 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/856 Esas
KARAR NO: 2019/1294

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 19/09/2014
KARAR TARİHİ: 22/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 7.09.1999 tarihinde …bank A.Ş. … Şubesine 85.000-USD mevduatını %25 faizli ve 91 gün vadeli olarak yatırdığını, bu para …bank A.Ş. Yöneticilerinin kasıtlı ve aldatıcı beyanları, yanlış yönlendirmeleri ve teşvikleri ile bu bankanın … de paravan olarak kurmuş olduğu … Ltd. Adlı banka hesaplarına aktarıldığını, …bank Yönetimine 21.12.1999 tarihinde BDDK tarafından el konulduğu, bankanın yönetimi ve denetimi… devredildiğini, daha sonra …bank A.Ş. …bank A.Ş. İle birleştirildiğini, …bank A.Ş. Satılarak… Bank A.Ş. Olduğunu, …Bank A.Ş. …bank A.Ş.’nin yasal halefi durumunda olduğunu, …Adlı kıyı bankasının aslında …bank A.Ş.’ne kaynak temin etmek amacıyla …bank A.Ş. Yönetiminin belirlemiş olduğu kişilerce …’de kurulmuş kağıt üzerinde paravan bir banka olduğunu, kuruluş sermayesi olan 500.000-USD dahi …bank kaynaklarından temin edildiğini, …bank A.Ş.’nin… Bank …Adına mevduat toplama yetkisinin bulunmadığını, kanuna karşı hile yapılarak … banka görüntüsü altında yasa dışı mevduat toplanıldığını ve toplanan mevduatın …bank A.Ş. Tarafından … Grubuna usulsüz krediler verilmek suretiyle tüketildiğini, her iki bankanın tek bir banka gibi hareket ettiğini, aralarında fiili organik ilişki bulunduğunu, davalı banka yönetiminin kanuna karşı hile yaparak bankaları aracı kılmak suretiyle 4389 sayılı Bankalar Kanunu 130 maddesi ile yasaklanan hükümlere muhalefet ederek usulsüz mevduat topladıkları ve TCK’nun suç saydığı dolandırıcılık suçunu işlediklerini, İSt. …Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından 2007/5 K. Sayılı karar ile Banka ve …yöneticileri mahkum olduklarını, ancak verilen kararın zamanaşımı süresi içerisinde kesinleşmediğinden mahkumiyeti hükmü zamanaşımına uğrayarak düştüğünü, kanuna karşı hile yapan …bank A.Ş. Yönetimi olup sorumluluktan kurtulmak için kanuna karşı hile yapılmasını kanun korumamaktadır…. Bank …Adlı kıyı bankası ile …bank A.Ş.’nin aralarındaki fiili ve organik ilişki ve iktisadi bütünlük arz etmesi nedeniyle …’nun …bank’ın alacaklarından dolayı …Grubundan olan alacaklarının da yine … ile yapılan anlaşma gereğince … ödeneceğinin kararlaştırıldığını tespit ettiklerini, yine birçok dosyada bu paravan banka hakkında yapılan icra takiplerinin semeresiz kaldığı, alacağın aciz vesikasına bağlandığını, davalı bankanın eylemi “havale işlemine aracılık etmekten” ibaret mevduat yatırmasını sağlamak için hile ve güveni kötüye kullanma yolu ile görüşüte… bank adına, gerçekte …bank iştiraki şirketlere kaynak temin etmek amacıyla usulsüz mevduat toplamaktan ibaret olduğunu, açıklanan sebeplerle fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haları saklı kalmak üzere; davanın kabulü ile 85.000-USD alacağın davalı bankadar hükmen tahsilini, alacakları paranın bankaya yatırıldığı 7.09.1999 tarihinden vade sonu olan 8.12.1999 tarihine kadar %25 akdi faiz, 8.12.1999 tarihinden fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 2. Maddesi son cümlesi uyarınca %25 akdi faizden az olmamak üzere işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsilini, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesini karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı… BANK A.Ş. (…bank A.Ş.) ve İhbar olunan… vekili Av. … tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; …bank A.Ş. (yeni unvanı… Bank A.Ş.) ile… arasında 9.8.2001 tarihinde imzalanan hisse devir anlaşması gereği, devir tarihinden önceki döneme ilişkin açılmış ve açılacak dava, takip ve benzeri hukuki uyuşmazlıklardaki tüm sorumluluğun … ait olacağı kararlaştırıldığını, huzurdaki dava haksız fiile dayalı bir tazminat davası olduğunu, bu durum Yargıtay tarafından defalarca belirtildiğini, BK. 60. Maddesinde belirtildiği üzere davacının iradesi sakatlanarak talimat verdiğini iddia ettiği talimatının tarihi 11.11.1999 olduğunu, huzurdaki dava ise 2011 yılı aralık ayında açıldığını, BK “her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yıl…” diyerek işaret ettiği sürenin geçtiğini uzun uzadıya açıklamaya gerek olmadığını, davacı tarafından BT. 60/1 maddesi ikinci cümlesi ile ilgili olarak ceza hükmüne ilişkin zamanaşımı ileri sürüleblir ise de; ceza davasına konu suç için, suçun işlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan 765 sayılı TCK 504. Maddesi kapsamında üst sınırı 5 yıl olan cezaya göre en cok 7,5 yıllık zamanaşımının geçerli olduğunu, dava açıldığında bu süre de çoktan dolmuş olduğu için bu davada ceza hükmüne ait zamanaşımının uygulanma olanağı bulunmadığını, ayrıca malca sorumlu olduğu iddia edilen müvekkile karşı açlan bu davada uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanmasının mümkün olmadığı, Yargıtay bu kuralı defalarca vurguladığın ve istikrarlı biçimde uygulamaya devam ettiğini, BK.7nun 31. Maddesinde öngörülen süre hak düşürücü süre olup re’sen dikkate alınması gerektiği, maddede öngörülen 1 yıllık bu süre hileye maruz kalan kimsenin bulu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başladığı ve mağdurun öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarih esas alınacağını, davacının dava dilekçesindeki beyanlarınan olayı bankanın fona devrolduğu tarihte öğrendiği anlaşıldığı ve bu tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın öncelikle bu nedenle reddi gerektiğini, olaylarında farkıl iki ayrı tüzel kişilik bulunduğu, birincisi sadece havale talimatını gerçekleştiren banka, ikinicisi ise davacının parasını gönderdiği… bank … bank ltd., müvekkili banka davacının parasını talebi doğrultusunda yurt dışında bululan kendisi ile hiçbir hukuki bağı olmayan ayrı bir tüzel kişiye havale yaptığını, bu nedenle davacının talebi doğrultusunda yapılan havale işlemi nedeniyle müvekkili bankanın sorumlu tutulması mümkün olmayacağını, davacının müvekkili bankada herhangi bir mevduatı bulunmadığını, bu tutarın banka nezdinde kaldığının iddia edilmesi ve bankanın kusurlu olduğunu, hatta kusursuz sorumluluğunun bulunduğunun ileri sürülmesi anlamsız ve mesnetsiz olduğunu, zira kusura dayanan veya kusursuz sorumlulukta araştırılması gereken temel konu uygun illiyet bağının var olup olmadığı hususu, bankanın nezdinde bulunmayan bir tutardan ötürü bankaya kusur izafe edilmesi hukuken isabetsiz olduğu gibi, yine var olmayan tutar için ugun illiyet bağının varlığı da iddia edilemeyeceğini, davacının müvekkili bankadan bir alacağı mevcut olmadığından olmayan alacağa faiz talep edilmesi de mümkün olmadığını, reeskont faizi talebi oran ve miktarına da itiraz ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilebilecek faizin yasal faiz olmasını, davacının kendi özgür iradesi ve seçimi ile parasını tamamıyla farkıl bir tüzel kişilik olan… Bank …Yatırdığı son derece açık ve tartışmasız olduğunu, davacının banka tarafından dolandırılmasının söz konusu olmadığını, kıyı bankacılığı uygulaması ülkemizde 6.5.1985 tarih ve 3218 sayılı yasa ile devletin bilgisi ve izni ile uygulamaya başlandığını, yurt dışında kurulu kıyı bankalaranıdaki mevduatın sigorta kapsamında bulunmadığı ise bilinen veya bilinmesi gereken bir gerçek olduğunu, acez durumunun söz konusu olmadığını, borçlu…bank … Ltd.’nin adresinde taşınır, taşınmaz mal haczi yapılmadığı gibi söz konusu şirketin alacakları da araştırılmadığını, …bank …’e karşı takip yapılıp semeresiz kalmadan işbu dava açıldığını, ayrıca başkaca dosyalardan alınan aciz vesikaları da bu davada delil olarak kullanılamayacağını, söz konusu ceza davasında müvekkili banka sanır değil suçtan zarar gören müdahil konumunda olduğunu, dava dilekçesinde belmirtilen ceza davasına müvekkilinin de müdahil olarak katıldığını, bankanın …devredilmesine sebep olan işlemlerdeki sorumluluğundan dolayı …bank A.Ş. Eski yöneticilerine karşı açılan kamu davasına ilişkin olduğunu, anılan ceza davası işbu alacak davasında delil niteliği taşımadığı, bir an için bu kararın delil oluşturabileceğini düşünülümesi dahil bu karar ancak aleyhine hüküm tesis edilen sanıklar aleyhine delil olabileceğini, huzurdaki davada davacı kapital faiz esasına göre ve avans faizi talep ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu miktar … banka havale edilmeden önce müvekkili bankada nezdinde vadesiz bir hesapta olduğundan Mahkemenin davacıların iddialarını haklı bulması halinde uygulanması gereken faiz oranı vadesiz hesap faiz oranı olması gerektiğini, davacının fazlaya ilişkin faiz talebinin fahiş ve haksız olduğunu, davacı irade fesadı sebebiyle geçerli olmadığını iddia ettiği sözleşme ile akdi faiz istemesi, ancak menfaatine olan tüm hususları kullanma çabası olarak yorumlanabileceğini, eğer sözleşmeye dayalı bir alacak olduğunu iddia etmekte ise temerrüt, dava açlıdığı tarihte cereyan etmiş olacağını ve bu tarihten itibaren faiz isteyebileceğini, yok eğer haksız fiil sebebiyle zenginleşme nedeniyle alacağı doğmuş ise akdi faiz talep etmesinin mümkün olmayacağını, davacı tarafından sadece menfaatine uygun kısımları kullanılmasını istemesi bile talebinde haksızlığının kanıtı olduğunu, sonuç ve istem olarak ise; süresinde açılmayan davanın zaman aşımı yönünden reddini, hak düşürücü süre nedeniyle reddini, bu itirazların kabul edilmemesi karşısında husumet itirazlarının kabulü ile davanın husumet yönünden reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan işbu davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE;
Taraf vekillerince davaya ilişkin tüm delilleri belge ve dayanakları ile birlikte dosyaya sunulmuş, dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır
Dava, davacının, davalı … Bank A. Ş. ( …bank A. Ş.) aracılığı ile…bank … Bank Ltd. nezdinde açtırdığı mevduat hesabındaki, 85.000-USD. cinsinden parasının ödenmemesi nedeniyle, davalıdan tahsili talebidir.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Emekli Bankacı-SMM… tarafından hazırlanan 07/02/2013 tarihli bilirkişi raporunda, “… ….-… ile ilgili 7.09.1999 tarihinde… Bank …Şti’ne gönderilen 85.000-ABD doları 92 gün sonra %25 fazi oranı ile değerlendirildikten sonra 5.356-ABD doları faiz ilavesi ile 90.356-ABD doları olarak İsmail …’in 1040348 müşteri nolu hesabına alacak yazıldığı,…bank …Şti’ne %25 faiz oranı ile yatırılan 85.000-ABR doları tutar vade sonu olan 8.12.1999 tarihinde 1210 nolu fiş ile faizli bakiye 90.356-ABD doları olarak çekildiği, (bu çekme işlemine ait imzalı ödeme fişi dosyaya ibraz edilmediğinden çekilme işlemi kimin tarafından yapıldığı anlaşılamadığı) belirtildiğinden talep edilecek bir tutar bulunmadığı…”sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı Dr. … tarafından hazırlanan 31/08/2015 tarihli bilirkişi raporunda, “…inceleme konusu, İsmail … adına düzenlenmiş 08.12.1999 tarihli …Bank …Şubesince düzenlenmiş Mahsup fişi fotokoposinde İsmail … adına atılı bulunan imzanın mevcut mukayese imzalarına atfen kuvvetle muhtemel İsmail … eli mahsulü olduğu…”sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Adli Tıp Kurumu Fizik İHtisas Dairesinden alınan 19/11/2018 tarih ve 2360 rapor nolu raporunda sonuç olarak: “…incemese konusu dekontta atılı basit tersimli imza ile İsmail …’in muyakese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğitm, doğrultu, seyir, hiz ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel İsmail …’in eli ürünü olduğu hususlarını bildirir kanaat raporudur…”sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Davacılar vekili tarafından Adli Tıp raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı itirazlarını değerlendirir yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler Adli Tıp ve Adli Belge İnceleme Uzmanı Prof. Dr. …, Adlı Tıp ve Adli Belge İnceleme Uzmanı Prof. Dr. … ve Adli Tıp ve Belge İnceleme Uzmanı Prof. Dr…. tarafından hazırlanan 25/03/2019 tarihli raporda sonuç olarak:”…inceleme konusu …bank A.Ş.’nin… Şubesine ait, İsmail … adına düzenlenmiş, 08.12.1999 tarihli, 1210 sayılı, 46.940.122.712,00-TL bedelli mahsup fişindeki fiş muhteviyatının alındığına dair imzanın karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla ve grafolojik tanı unsurları bakımından aralarında saptanan uygunluk ve benzerliklere nazaran davacı İsmail …’in eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır…”sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Davalı…bank A.Ş. vekilinin, …bank A.Ş.yöneticilerine verilen ceza miktarı ve nevi nazara alındığında uzamış zaman aşımının söz konusu olduğu ve bu davada bu hususun dikkate alınması gerektiği nedenle zaman aşımı definin ve hak düşürücü süre yönündeki itirazının reddine, davalı… Bank A.Ş. vekilinin, HMK 124. maddesi gereğince taraf değişikliği talebinin bu madde hükümlerinde uygun olmadığı nedeniyle reddine karar verilerek, …bank A.Ş. hisselerinin, …Bank A.Ş.’nce devralınması, …bank A.Ş.’nin ünvanının ise… Bank A.Ş. olarak değiştirilmesi nedeniyle, davalı… Bank A.Ş.’nin külli halef olduğu ve sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla husumet itirazı da mahkememizce itibar görmemiştir.
Mahkememizce ihbar olunan … ve …vekillerince, 22/10/2019 tarihli, 29 nolu celsede, dilekçelerinde talep ettikleri fer’i müdahile taleplerinin kabulü talep edilmiş ise de, fer’i müdahale talep edenlerin talep ettikleri tarihten bu yana fer’i müdahale harcını yatırmadıkları görülmüş, dosyanın tekemmül etmesi ve son celse karar aşamasında olması nedeniyle, fer’i müdahale taleplerinin HMK 66. ve devamı maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisinde, davacı . … ve davacılar murisi … tarafından,…bank …Şti’ne %25 faiz oranı ile yatırılan 85.000-ABD doları tutarın, vade sonu olan 08/12/1999 tarihinde 1210 nolu fiş ile faizli bakiye 90.365-ABD doları olarak çekildiğine ilişkin belge sunulmuş, davacı vekilince 1210 nolu fiş örneğinde bulunan imzanın, müvekkillerinden herhangi birine ait olmadığı iddiası ile imza incelemesi yapılmasına karar verilmiş, yaptırılan teknik imza incelemesi sonucu söz konusu fiş üzerinde bulunan imzanın davacıların murisi, İsmail …’in eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; banka defter ve kayıtları, ceza dosyası, sözleşmeler, dekont ve tüm dosya kapsamına göre, grafolojik imza incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporu, hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, …bank …Şti. nezdinde bulunan hesaptaki, 90.356-ABD dolarının, vade sonu olan 8.12.1999 tarihinde, 1210 nolu fiş ile davacıların murisi …. tarafından çekildiği, 1210 nolu fiş üzerinde bulunan imzanın teknik grafolojik inceleme İ…. eli ürünü olduğunun tespit edildiği,…bank …Şti. nezdinde bulunan hesaptaki ABD doları cinsinden paranın, davacıların murisi ….’e ödeme yapılmak suretiyle, İ…. tarafından hesaptan çekildiği, davacıların USD cinsinden talep edecekleri bir tutar bulunmadığı kanaati oluştuğundan, davacıların davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların DAVASININ REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 44,40-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 2.309,95-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 2.265,55-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı …BANK kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 15.194,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacıların yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin, davalı…bank vekilinin, İhbar Olunan … vekili ve ihbar olunan … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben dilekçe ile yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.