Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/828 E. 2022/795 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADIN
ESAS NO:2014/828 Esas
KARAR NO:2022/795

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:19/09/2014
KARAR TARİHİ:01/11/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili kooperatifin davalı bankanın … şubesinde … nolu hesap sahibi olduğunu, davalı banka üzerinden havale veya iş emri verileceği zaman iki nüsha düzenlenen evrağın bir nüshasını davalıya gönderdiğini, EFT işlemlerinin ise nadiren yapıldığını, davalı banka hesabından faks yolu ile 33 kez toplam 198.663.000.000.-TL olmak üzere havalenin yapıldığının öğrenildiğini, bu işlemler için müvekkili kooperatiften hiçbir onay istenmediğini, müvekkili yanında çalışmakta olan …’un imza yetkilisi kişilerin imzalarının örneklerini fotokopi ile birleştirerek davalı bankadan fax yolu ile EFT talimatı verdiğinin anlaşıldığını, davalı bankanın müvekkiline ait parayı çok sıkı şekilde koruması gerektiğini ancak bunu basiretli bir tacir gibi yerine getirmediğini belirterek davanın kabulünü, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davacı kooperatif arasındaki mevduat ilişkisinin 1995 yılından bu yana devam ettiğini, davacı tarafından talep edilen 33 adet EFT’den 14 adedinin zaman aşımına uğradığını, bu EFT tutarlarının 89.500.000.000.-TL yaptığını, 29.01.2002 tarihli … için yapılan EFT.nin aslının bankada olduğunu, bunun talep edilmesinin mümkün olamayacağını, tutarın ise 7.500.000.000.-TL olduğunu, davacı tarafın kendi suistimalinden kaynaklanan zararını müvekkili bankaya kapatmak istediğini, davacıda muhasebe elemanı olarak çalışmakta olan …’un diplomasının sahte olduğunun anlaşıldığını, davacının sahte diplomalı birini yanında çalıştırmak sureti ile uğradığı zararı müvekkiline ödetmek istediğini, yapılan işlemlerde müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı çalışanı …’un sahte eft talimatlarını davalı bankaya fakslanması ile davacı hesabından 3.şahıslara yapılan havaleler nedeniyle oluşan zararın davalı bankadan tahsili istemidir.
….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/… Esas ve 2008/… Karar sayılı kararı ile; davacı ile dava dışı … arasında 23.12.2003 tarihli dava konusu uyuşmazlıkla ilgili sulh ve ibra protokolü yapıldığı, zararın tamamının protokole bağlandığı, … 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas ve 2005/117 Karar sayılı kararı ile protokolün tasdikine karar verildiği, kesinleşen karar içeriğine protokol içeriğine, yapılan temlik ve devirlere göre artık somut olayda BK 145. Maddesindeki şartların gerçekleştiği ve ifa uğruna edimlerin davalı banka içinde borçtan kurtulma nedeni olduğu, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2008/11593 Esas ve 2010/6191 Karar sayılı ilamı ile anılan protokolün sadece bir kısmı ile ilgili … 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin konusu olan borç ile yine protokol kapsamındaki borçlardan biri olan işbu dava konusu borçların farklı borçlar olduğu da gözetilerek … 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin ilamının kesinleşmesinin beklenilmesi, bu haliyle kesinleşirse sadece o ilamın konusu olan borcun fiili ödeme ile sona ereceğinin düşünülmesi, iş bu dava için kesin delil olmasa da sadece güçlü bir delil olabileceğinin değerlendirilmesi, o ilamın esastan bozulması halinde güçlü delil niteliği de kalmayacağından ve esasen protokol diğer hukuk davalarının konusu borçları da kapsadığından diğer davaların sonuçları üzerinde de durularak, bilirkişi ayrık görüşündeki yasa maddeleri çerçevesinde değerlendirme yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan ilamın kesinleşmediği ve protokolün ödeme ve devir koşuluna bağlandığı, gözden kaçırılmak suretiyle karar tesisi yerinde olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Tarafların karar düzeltme istemi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2010/11312 Esas ve 2010/11713 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu borç ile … 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olan borcun farklı borçlar olduğu ve bahsi geçen davaya konu olan borcun ödenmesinin sadece o borcu sona erdireceği değerlendirmesi BK 145 maddesindeki düzenleme karşısında yerinde değilse de bozma ilamı tümüyle gözetildiğinde diğer temyiz itirazları yerinde olmadığından HMK 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Bozma sonrası mahkememize devredilen dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları kapsamında bilirkişilerden raporlar alınmıştır.
20.02.2006 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak; davacı kooperatife bilgisayar sorumlusu olarak alınan …’un diplamasının sahte olduğunun sonradan öğrenildiği, ( dolaysıyla işe alınırken yeterli incelemenin yapılmadığı), göreve başladıktan kısa bir süre sonrada büyük montanlı sahte eft talimatlarını gerçekleştirmesine olanak verildiği ve zemin hazırlandığı, adı geçen elamanın koopretaifçe denetlenmediği, çünkü adı geçenin bankaya talimat yazılarını hazırladığı, faksladığı, bankaya teyit verdiği, banka ekstrelerini kontrol ettiği ve sözü geçen ekstreleri kooperatif defterine bilgisayarda işlediği, paraların 2001 yılında çekidiği 1 yıl sonra farkedildiği,kooperatifin gerekli özeni göstermediği, davalı bankanın EFT yapılan kişilerin bazılarının … aynı soyadı taşımasına rağmen gerekli kontrolün yapılmadığı,33 adet sahte işlemde yalimat aslının istenmemesinin olağan kabul edilmeyeceği ve basiretli ve tedbirli bir davranış sergilenmedi tarafların %50 oranında kusurlu oldukları, 198.663,00 TL asıl alacak ve 125.482,49 TL faiz olmak üzere toplam tutarın 324.145,49 TL olduğunun mütaala edildiği anlaşıldı.
28.07.2007 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; mevcut protokol neticesinde hisse devrinin gerçekleştirilmiş ve netice olarak davacı kooperatifin …’a ait üyelik hakkından devir almış olduğu daireleri bir başka 3.ncü şahsa satmış ve karşılığında 155.000-YTL gelir elde etmiş olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
17.09.2007 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak; 150.000,00 Tl tahsilat dikkate alındığından 198.663,00 TL asıl alacak ve 233.368,83 TL faiz olmak üzere toplam tutar 432.031.83 TL olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi ayrık raporunda sonuç olarak; davalı banka ile dava dışı … arasında eksik teselsül hükümleri çerçevesinde müteselsil sorumluluğun bulunduğu, davacı ile dava dışı müteselsil borçlu … arasında akdedilen devir ve temlik sözleşmesinin ifa uğruna temlik niteliğinde olduğu, … tarafından yapılan ödemelerin davalı bankanın sorumluluğuna etkisinin BK 86 ve 145. Maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğinin mütaala edildiği anlaşıldı.
28.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Taraflar arasında davaya konu ihtilaf, davacının yanında çalışan … tarafından,Kooperatif Yöneticilerinin imza örnekleri kesilerek fotokopi ile hazırladığı EFT ve havale talimatlarına montajlamak suretiyle, Davalı …’ndaki kooperatif hesabından, sahte talimatlarıyla yakınları adına gönderilen 33 adette toplam 198.663,00 TL’lık para transfer işleminde, davalı bankanın kusurlu olup olmadığı konusunda olduğu … 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nde … E. sayılı dosyası ile aralarında dava dışı …’unda olduğu davalılar hakkında “Zimmet — Bu suçlara iştirak- resmi Evrakta sahtecilik- Zimmete Sebebiyet vermek” suçlaması ile açılan davada sanık … yaptığı savunmasında; “….kooperatif yetkililerinim imzalarını başka evraklardan kesip kendisinin hazırladığı EFT evraklarına yapıştırıp fotokopisini çekmek suretiyle bankalara gönderip bu paraların bir kısmını bazı akrabalarının ihtiyacını karşılamak için, bir kısmının da kendisine – getirilip verilmesi için havale çıkardığını, bu işi tek başına yaptığını….” beyan ederek, dava konusu EFT havale işlemlerini sahte talimatlarla gerçekleştirdiğini ikrar etti. Davalı bankanın sadece faks talimatları ile işlemleri sonuçlandırması ve işlem sonrasında en basit tedbirlere dahi başvurmayarak, talimat asıllarını isteyerek ıslak imza ile karşılaştırmamak suretiyle, dava dışı … tarafından davacı kooperatif hesabından usulsüz para transferlerinin devamlılık arz etmesine olanak sağladığı, basiretli ve özenli bir çalışma gerçekleştirmediği (oysa Yargıtay emsal kararlarında, güven kurumu olarak bankaların yüksek özen borcu altında olduğu görüşündedir), Davacı kooperatifin ise 22.01.2001 tarihinden en son sahte talimatlı işlem tarihi olan 29.01.2002 tarihine kadar, Kooperatife ait mevduat hesabını denetlememek suretiyle, dava dışı …’un sahte talimatlarla para transferi işlemlerini gerçekleştirmesine sebebiyet verdiği, Davalı Bankanın güven kurumu olarak yasalardan gelen yüksek özen borcu nedeniyle %50 oranında, davacının ise kendisine ait mevduat hesabını denetlememesi ve iyi adam çalıştırmaması nedeniyle %50 oranında müterafik kusurlu olduğu, Sayın Mahkeme tarafından davalı bankanın ve davacı kooperatifin %50- %50 oranında kusurlu olduğu görüşümüze itibar edilmesi halinde 13.06.2002 dava tarihi itibariyle, davalı bankanın 99.331,50 TL Anapara/Asıl Alacak (-Toplam işlem tutarı olan 198.663,00 TL’nin %50’si), 54.379,88 TL Faiz olmak üzere 153.711,38 TL alacak tutarının bulunduğu, davalı Banka aleyhine 13.06.2002 tarihinde huzurdaki dava açılmış olmakla birlikte davacı Kooperatif ile dava dışı … arasın, 23.12.2003 tarihinde “Sulh ve Ödeme Protokolü” imzalandığı ve Protokolde; dava dışı … tarafından 580.000,00 (450.000,00 TL Nakit 150.000,00 TL Kooperatif Hisse devri ) asıl borç 10.000,00 TL Masraf, 10.000,00 TL ve ücretinin ödenmesi halinde, “kooperatif, taraflar arasındaki tüm dav dosyalarından sonuçları ile feragat edecektir” hükmüne yer verilmiş ve …. İş Mahkemesi’nin 18.07.2017 tarih ve 2016/842 E. 2017/383 K. Sayılı kararı ile de “23.12.2003 tarihli Sulh ve Ödeme Protokolünün Tasdikine…” karar verilmiştir. Dava dışı … tarafından, davalı banka dışında (198.663,00 TL) sahte talimatlarla … Bankasından 146.758,00 TL (… 8.ATM. …/… E. saylı dosyasına konu) ve T. … Bankası’ndan 235.391,19 TL (… 3.ATM. 2007/… E. sayılı dosyasına konu) olmak üzere yakınlarına toplam 580.772,19 TL’lık EFT ve havale işlemi yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, taraflar arasında 23.12.2003 tarihinde imzalanan Sulh ve Ödeme Protokolü ile Devir ve Temlik Sözleşmesi’nin huzurdaki davanın dışında, diğer hukuk davalarının konusu olan – borçları da kapsadığı, buna göre Protokol’de davacı tarafından ayrıca faiz talep edilmemiş olmakla birlikte, dava talebinde reeskont faiz talebi nedeniyle, 23.12.2003 tarihi itibariyle davalı bankadan kaynaklanan toplam borç 99.331,50 TL Asıl Alacak (“Toplam işlem tutarı olan 198.663,00 TL’nin%50’si), 54.379,88 TL Faiz olmak üzere 153.711,38 TL olarak kabul edilebileceği, “Davalı Bankanın güven kurumu olarak yasalardan gelen yüksek özen borcu nedeniyle % 50 oranında, davacının ise kendisine ait mevduat hesabını denetlememesi ve iyi adam çalıştırnaması nedeniyle %50 oranında müterafik kusurlu olduğu” görüşümüze sayın Mahkeme tarafından itibar edilmesi ve 23.12.2003 Protokol tarihi itibariyle toplam borç tutarının davalı banka yönünden 198.633,00 TL olarak kabul edilmesi halinde; davalı bankanın 198.663,00 TL’nin %50’si olan 99.331,50 TL asıl borç ve bu borç tutarına işleyecek reeskont faizinden sorumlu tutulabileceği, Davacı ile dava dışı … arasında imzalanan 23.12.2003 tarihli Sulh ve Ödeme Protokolü ile aynı tarihli Devir ve Temlik Sözleşmesi kapsamında, dava dışı … tarafından 24.01.2004 tarihinde davacıya, toplam 294.000,00 TL (144.000,00 TL Nakit 150.000,00 TL Kooperatif Hisse Devri) ödeme yapılmıştır. Söz konusu ödem tutarının gerek huzurdaki dava, gerekse diğer 2 hukuk davasından kaynaklanan toplam 580.812,19 TL’lık alacak tutarının %50,62 oranında (294.000,00 / 580.812,19) olacağı, Söz konusu ödeme ile davalı bankanın da %50,62 oranında borcundan kurtulmuş olacağı, buna göre, davalı bankanın sorumlu tutulabileceği 99.331,50 TL’lık borcun %49,38’inin henüz ödenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı banka, 99.331,50 TL’nin %49,38’ini oluşturan 49.049,89 TL asıl borçtan ve işlemiş olan 86.820,10 TL Faizden sorumlu tutulabileceği mütalaa edilmiştir.
28.05.2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak; yapılan hesaplamaların, öncelikle toplam tutarlar üzerinden, takdiri Sayın Mahkeme ye ait olmak üzere, tarafların %50-%50 kusurlu olduklarının kabulü halinde de; belirtilen oran üzerinden yapıldığı, dolayısıyla yapılan hesaplamalarda toplam tutarların dikkate alındığı, emsal Yargıtay kararları doğrultusunda, kusur oranları dahilinde alternatifli hesaplama yapıldığı, ayrıca kök raporda; dava dışı … ile davacı kooperatif arasında 23.12.2003 tarihinde imzalanan Sulh ve Ödeme Protokolü ile Devir ve Temlik Sözleşmesi’nde kararlaştırıldığı şekliyle, davacı tarafından ayrıca faiz talep edilmemesi ve dava talebinde reeskont faiz talebinde bulunulması nedeniyle, 23.12.2003 tarihi itibariyle davalı bankadan kaynaklanan toplam borcun 99.331,50 TL Asıl Alacak (=Toplam işlem tutarı olan 198.663,00 TL’nin %50’si) ile 54.379,88 TL Faiz olmak üzere 153.711,38 TL olarak kabul edilebileceği yönünde görüş bildirildiği, Heyetimizce düzenlenen rapora yönelik davalı banka tarafından yapılan itirazların, dava konusu tazminat tutarı ile ilgili yapılan faiz hesabı ile, 29.01.2002 tarihli 7.500.000.000 ETL (
7.500,00 TL) bedelli …’a yapılan EFT’ye ilişkin talimatın ıslak imzalı aslının mevcut olup, söz konusu EFT bedelinin Bankadan talep edilemeyeceği yönünde olduğunun görüldüğü, Kök raporda da belirtildiği üzere, tazminat talebine ilişkin faiz hesaplamasının heyetimizce yapılmış olmakla, bu hususta takdirin Sayın Mahkeme ye ait olduğu, Söz konusu 29.01.2002 tarihli 7.500,00 TL lık EFT ye ilişkin işlemiş faiz tutarının ise dava tarihi itibariyle 829,69 TL olup, EFT tutarının, tazminat ve işlemiş faiz hesabında dikkate alınmaması gerektiğinin kabulü halinde, 7.500,00 TL tazminat tutarının %50 si olan 3.750,00 TL nin davacı asıl alacağından, söz konusu tutara ilişkin hesaplanan 829,69 TL nin işlemiş faiz tutarının ise davacı işlemiş faiz alacağından düşülmesi gerektiği mütalaa edildiği anlaşıldı.Davacı tarafından ususlsüz EFT işlemlerini gerçekleştiren … hakkında açılan davalar;… 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından, davalı … un, işlemleri nedeniyle 260.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, neticeden verilen görevsizlik kararı verildiği ve ….İş Mahkemesinin 2016/… Esas ve 2017/… Karar sayılı ilamı ile davadan sonra sulh ve ödeme protokolü yapılması nedeniyle, 23/12/2003 tarihli sulh ve ödeme protokolünün tasdikine, sulh sözleşmesi uyarınca dava bütün davalılar yönünden konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 24.04.2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
….İş Mahkemesinin … sayılı ilamı incelendiğinde, sulh protokolündeki … Bankası … Şubesi … sayılı hesabında bulunan 310.000,00 TL’ nin devrini yapmaması sebebiyle 23.12.2003 tarihli sulh protokolün feshi ile 286.812,00.-TL alacağın davacı hesaplarından aktarıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte …’an tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının protokol gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle protokolün iptali ile kalan bakiye alacağını talep ettiği, mahkememizce alınan 01.06.2020 tarihli bilirkişi raporuna davalının sahte Eft’lerle sağladığı haksız kazancın 580.812,00 TL olduğu, taşınmaz devri ve yapılan 144.000,00 TL’lik ödeme ile davacının bakiye alacağının 286.812,00 TL olduğu gerekçesiyle, taraflar arasında imzalanan 23/12/2003 tarihli sulh ve ödeme protokolünün feshine, 286.812,00.TL’nin 29/01/2002 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verildiği ve kararın taraflara tebliğ edildiği ve temyiz edilmemesi üzerine 03/03/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı Kooperatif ile … arasında imzalanan 23.12.2003 tarihli devir ve temlik sözleşmesi ile sulh ve ödeme protokolü incelendiğinde; …’un, … Bankası … … /İSTANBUL şubesindeki … sayılı hesabındaki 310.000.000.000 TL’nin tamamını, … … şubesindeki … sayılı hesabındaki 144.000.000.000 TL’nin tamamını, … Yapı Koop. hissenin 150.000.000.000 TL’ karşılığı olarak davacıya devretmeyi kabul ettiği ve bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi şartı ile tarafların sulh oldukları anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının davalı hakkındaki davasının sözleşmeden kaynaklı kusurlu bankacılık hizmeti ifasına dayandığı, tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporlarına göre taraflar arasındaki usulsüz işlemlerden de önce faxla EFT talimatlarının veriliği ve bu şekilde bir uygulamanın olduğu, davalı banka tarafından EFT talimat asıllarının ise istenilmediği bu bakımdan davalı bankanın kusurlu olduğu, usulsüz EFT talimatlarının davalı kooperatif yetkililerinin imzalarının kooperatifteki evraklardan temin edilerek bunların kesilip/yapıştırılarak usulsüz EFT’lerin yapıldığı, EFT’ talimatını gönderen davacı çalışanı …’un davacı kooperatife bilgisayar sorumlusu olarak alındığı, diplomasının sahte olduğu, bunun davacı tarafından sonradan öğrenildiği, işe başlamasından kısa bir süre sonra büyük miktarlı EFT talimatlarını gerçekleştirdiği, bankaya talimat yazılarını hazırladığı, faksladığı, bankaya teyit verdiği, banka ekstrelerini kontrol ettiği ve sözü geçen ekstreleri kooperatif defterine bilgisayarda da işlediği, paraların 2001 yılında çekildiği tüm bu usulsüzlüklerin tam 1 yıl sonra fark edildiği, davacı kooperatifin çalışan seçiminde yeterli araştırma ve incelemeyi yapmadığı, çalışanı ve yaptığı işlemleri denetlemediği ve kontrol etmediği, yine kooperatif kayıtları ve hesapları üzerinde gerekli kontrolleri ve incelemeleri yapmadığı, dolaysıyla davacı ve davalının oluşan zararda eşit düzeyde kusurlu oldukları ve davalı bankanın meydana gelen zararın %50’sinden sorumlu olacağı değerlendirilmiştir.
Davacı hesabından dava dışı …’un gerçekleştirdiği usulsüz EFT işlemlerinnin toplam tutarın bilirkişi raporları ile de tespit edildiği üzere 580.812,00 TL olduğu, 23.12.2003 tarihli devir ve temlik sözleşmesi ile aynı tarihli sulh ve ödeme protokolüne göre 150.000,00 TL’ karşılığı hisse devrinin gerçekleştirildiği, yine 144.000,00 TL ödemenin yapıldığı, davacı ile dava dışı çalışanı …’un imzaladığı sulh ve devir protokollerinde ödemelerin hangi bankadan yapılan usulsüz EFT’lere ilişkin olacağına dair bir düzenlemenin olmadığı, dolayısıyla ödemelerin zarara oranlanması gerektiği, toplam 580.812,19 TL’lık zarar tutarının %50,62 oranında (294.000,00 / 580.812,19) karşılandığı, söz konusu ödeme ile davalı bankanın da %50,62 oranında borcundan kurtulacağı, davalı bankada yapılan usulsüz EFT miktarının 198.663,00 TL olduğu, her ne kadar davalı tarafından 7.500,00 TL’lik EFT talimatının aslı olduğu ve mahkemeye sunulduğu beyan edilmiş ise de dosya kapsamında asıl evrakın olmadığı, suretinin sunulduğu, davalı bankanın %50 oranında sorumlu olduğu ve buna göre davalı bankanın sorumlu tutulabileceği 99.331,50 TL’lık borcun %49,38’inin henüz ödenmediği, davalının 99.331,50 TL’nin %49,38’ini oluşturan 49.049,89 TL asıl borçtan sorumlu olacağı, davacı tarafından yapılan ödemelerin faizden mahsubu gerektiği yönünde itirazlarda bulunulmuş ise de ….İş Mahkemesinin … sayılı dosyasında protokolün iptali ile birlikte haksız EFT işlemlerini gerçekleştiren … hakkında sulh protokolüne göre yapılan ödemeleri asıl borçtan düşerek bakiye tutar üzerinden talepte bulunduğu ve bakiye tutar olan 286.812,00.TL’nin 29/01/2002 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği ve hükmün de kesinleştiği, bu nedenlerle protokol iptal edilmekle birlikte davacının ödeme tutarınca asıl borcun sona erdiğini kabul ettiği sonucuna ulaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile 49.049,89 TL’nin 29.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar vermek gerekmiş her ne kadar kısa kararda kanun yolu olarak istinaf yolu açık tutulmuş ise de dosya daha önceden Yargıtay incelemesinden geçtiğinde bu durum düzeltilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile 49.049,89 TL’nin 29.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 3.350,59-TL harçtan peşin alınan 2.681,95-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 668,64-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin, davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 4.96-TL başvurma harcı + 2.681,95-TL peşin harç toplamı olan 2.686,91-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 4.320,50-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre % 24,68 (1.066,29-TL) oranında davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının, yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren ”15” gün içinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile ”Yargıtay” kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.