Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/76 E. 2019/1483 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/76 Esas
KARAR NO : 2019/1483

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/03/2014
KARAR TARİHİ : 27/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalılardan … adına kayıtlı ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 22/09/2012 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araçla trafik kazası yaptığını, kaza nedeniyle İstanbul …Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın devam ettiğini, kaza nedeniyle davacının kafa travması geçirdiğini, ağır (5) deredece etkiler nitelikte yaralandığını, … HAstanesinde tedavi ve ameliyatının yapıldığını, davacınnı moto kurye olarak çalıştığını, aylık net 1.400,00-TL geliri bulunduğunu, kaza nedeniyle uzun süre çalışamadığını, vücut bütünlüğünde hasarlar oluştuğunu, işgücü kaybı nedeniyle zarara uğradığını, … plakalı aracın davalı … A.Ş.’ye … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı zararlarının giderilmesi için davalı sigorta şirketine 29/12/2013 tarihli ihtarname gönderildiğini, davaınnı görevli mahkemede açıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, sürekli iş göremezlik ve çalışılmayan süreden kaynaklanan geçici iş göremezlik zararlarının tazmini için 30.000,00-TL tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen 2 ve 3 nolu davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi, diğer davalıdan bildirim tarihine göre 09/01/2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte, 15.000,00-TL manevi tazminatın …’dan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin istenildiğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, öncelikle kazaya karışan … plakalı aracın 3. Kişilere devrini önlemek için ihtiyati tedbir karar verilmesini, efor kaybından (sürekli iş göremezlik) ve çalışılamayan süreden (geçici iş göremezlik) kaynaklı maddi zararların tazmini için şimdilik 30.000,00-TL tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen ve 2 ve 3 nolu davalılardan kaza tarihi olan 22/09/2012 den itibaren yasal faiz, davalılardan 1 nolu sigorta şirketinden ise bildirim tarihine göre 09/01/2014’ten itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini, 15.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan …’dan kaza tarihi olan 22/09/2012’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … Sigorta vekilinin cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasına karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde … nolu 21.06.2012/2013 vadeli ZMMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun kazanın poliçe vadesi içinde meydana gelmesi şartıyla poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, sorumluluğun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı oldğuunu, davacının maluliyet oranının ATK tarafından tespiti gerketiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının kalıcı sakatlığının bulunup bulunmadığını, sakatlığın kaza ile illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti için rapor alınmasını istediklerini, tazminat hesabının aktüer hesaplama konusunda uzman aktüer tarafından yapılması gerektiğini, davalı şirketin temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, davacı tarafından davalı şirkete müraccatta bulunduğunu, ancak tazminat ödemesi için gerekli ve yeterli belgeleri sunmadığını, davacıya bu konuda 31/01/2014 tarihli yazı gönderildiğini, davacının eksiklikleri gidermediğini, yasal düzenlemeler çerçevesinde sağlık hizmet bedelleri ve geçici iş göremezlik zararı ve tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, sigorta şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığını, davacının SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığının sorulmasını istediklerini, bu talepler yönünden davalı şirkete husumet yönetilemeyeceğini, davanın reddi gerektiğini, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle, davacı tarafın geçici iş göremezlik talepleri bakımından 6111 sayılı kanun çerçevesinde müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığından bu talepler bakımından müvekkili şirket bakımından reddini, temerrüde düşmemiş ve davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderini, faizi ve vekalet ücretini hükmolunmasını, hükmolunması halinde müvekkili şirketin sorumlu olduğu azami poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünnü kusur oranı dakkite alınarak yargılama giderini, faizi ve vekalet ücretine hükmolunmasını talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalılar … ve …’nın davaya cevap vermedikleri görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE;
Trafik kayıtları, ceza dosyası, kaza raporları, hastane film, rapor ve grafileri, hasar dosyası, SGK, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinden kaynaklanan bedensel zararın tahsili ile 56. maddesinden kaynaklanan manevi tazminatın tahsili davasıdır.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ve davacının tazminat miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı ve tazminat miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
İstanbul …Adli Tıp İhtisas Kurulunun 15/05/2015 tarih ve …karar sayılı maluliyet raporunun sonuç kısmında; “… oğlu … doğumlu …’in 22/09/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen arızasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazan gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmaan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı….”sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
İstanbul Adli Tıp Genel Kurulunun 14/12/2017 tarih ve …karar sayılı maluliyet raporunun sonuç kısmında; “… oğlu, … doğumlu …’in 22/09/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yüzündeki yaralanması 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan çalışma günü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri kopsamında maluliyetine neden olarak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, kafa kemik kırakları ve epidural hematoma bağlı iyileşme ( iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, özürlülük kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farkıl kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farkıl bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler İTÜ Makina Fakültesi Prof. Dr. – Müh. … ve Hesap Uzmanı … tarafından hazırlanan 07/05/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda,”…dava konusu olayda davalı sürücü …’ın %75 oranında asli kusurlu olduğu, davacı sürücü …’in olayda %25 oranında tali kusurlu olduğu, motosikletli kuryeler derneği yazısına göre her hal ve şart altında bir motosiklet kuryesinin kazacının değişebileceği yazılmış olup davacının değişik durumlarda talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 1. Şarta göre 11.475,00-TL, 2. Şarta göre 14.175,00-TL olduğu, 3. Şarta göre 20.250,00-TL olduğu, 4. Şarta göre 23.625,00-TL olduğu…”sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı vekilinin itirazlarını değerlendirir ek raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişi Hesap Uzmanı… tarafından hazırlanan 28/01/2019 tarihli ek raporda sonuç olarak:”…ara karara uygun sgk, maaş döküm ve evrakı dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 6.138,08-TL olduğu…”sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Yargılama devam ederken davacı vekilince, 02/05/2019 tarihinde UYAP aracılığıyla gönderilen dilekçe ile davalılardan … A.Ş. tarafından maddi tazminata ilişkin taleplerinin karşılandığı ve bu nedenle, tüm davalılar yönünden maddi tazminat taleplerinin konusuz kaldığının, manevi tazminata ilişkin taleplerinin, davalılar sürücü … ve işleten ve malik … yönünden devam ettiğinin beyan edildiği; davalılardan … A.Ş. tarafından 25/06/2019 tarihinde UYAP’tan gönderilen dilekçe ile, maddi zararlar konusunda davacı ile sulh olunduğu, vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını beyan ettiği görüldü.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23.6.2004 tarih ve 2004/13-291E.-2004/370K.sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; “Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir.” denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davacı, olay nedeniyle davalılar sürücü … ve işleten ve malik …’dan manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi tazminat çekilen elem ve üzüntü karşılığı olup tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak bozulmuş ruhsal ve bedensel huzurun düzeltilmesi için M.K.nun 4. maddesinde yer alan hak ve nesafet kurallarına uygun olarak ve bu arada sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde takdir ve tayin edilmesi gerekir.
Bu ilkeler çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çevre koşulları davacıların olaydan etkilenme durumu, paranın satın alma gücü, davalıların ödeme gücü ile hak ve nesafet kurallarına göre olay nedeniyle davacının çektiği elem ve üzüntüye karşılık davacı için takdiren 5.000-TL. manevi tazminatı, davalılar sürücü … ve işleten ve malik …’dann TBK m.56/2 kapsamında talep etme hakkına sahip olduğu takdir olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, manevi tazminat talebine sebep haksız fiilin taksirle işlenmiş bir suç, bir fiil olması vaki kazada davalı sürücünün olayda %75 oranında kusurlu olması, davacının sürekli maluliyeti bulunmaması, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin tespit edilmesi, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kazanın, davacıda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, takdiren 5.000-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 22/09/2012 kaza tarihinden itibaren itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebinin reddine, her ne kadar davacı tarafından davalılar aleyhine maddi tazminat davası açılmış ise de; davacı vekilinin tüm davalılar yönünden de maddi tazminat davasının konusuz kaldığı beyan edildiğinden, davacının maddi tazminat davasının tüm davalılar yönünden konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, dosyada, davalı sigorta şirketinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğine dair yazılı beyanı bulunduğu, diğer davalıların yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden beyanlarının bulunmadığı görülmüş, ancak, davacının, yargılama sırasında davalı sigorta şirketinden haricen ödeme alması nedeniyle dava konusuz kaldığından, somut olayda esasen ödeme nedeniyle, ödenen miktar konusuz kaldığından, davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet verdiğinden, davanın konusuz kalması nedeniyle davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, maddi tazminat davasının, tüm davalılar yönünden konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına;
2-Davacının manevi tazminat davasının, davalılar … ve … yönünden KISMEN KABULÜ ile davacı tarafın manevi zarar karşılığı toplam 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan, 22/09/2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine
3-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 341,55-TL harçtan peşin alınan 153,70-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 187,85-TL harcın Davalılar … ve …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
A) MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
4-Davacının, beyanına göre vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu konuda vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
B) MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
5-Davacı taraf lehine A.A.Ü.T. gereğince takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davalılar … ve … lehine, reddedilen manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 25,20-TL başvurma harcı + 341,55-TL peşin harç toplamı olan 366,75-TL’nin, davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.700,00-TL bilirkişi ücreti + 2.872,00-TL tebligat-müzekkere-ATK faturası masrafları olmak üzere toplam 4.572,00-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 1.117,39-TL.’nın, davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.