Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/528 E. 2018/183 K. 20.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/528 Esas
KARAR NO : 2018/183
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 20/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacının 10/03/2013 günü yolda yürümekte iken …plakalı araç sürücüsü …’ın müvekkiline çarptığını ve yaralanmasına sebep olduğunu,Davacının kaza sonrası Dr. … … Hastanesi’ne kaldırıldığını, davacının kazanın meydana geldiği 10/03/2013 tarihinden sonra Temmuz 2013 te bir ameliyat daha geçirdiğini, davacının ameliyat tetkik ve tedavilerinin de … Hastanesinde yapıldığını,kazanın meydana geldiği anda kısmen engelli olsa da, kaza öncesi yürüyebildiği halde kazanın olduğu tarihten itibaren hiç bir şekilde yürüyememekte olduğunu ve tamamen abisi ve yakınlarının bakımına muhtaç duruma geldiğini,Davacı …’nin kaza nedeniyle uğradığı maluliyetinden kaynaklı işgücü kaybı tazminatı ile Türk Borçlar Kanununun 54.maddesinde belirtilen zararlarından 10.000.00,-TL ile tedavi giderlerinden (bakıcı ücreti de dahil) şimdilik 5.000.00,- TL olmak üzere 15.000.00,- TL maddi tazminatın davalı … poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … AŞ. vekili cevap dilekçesinde özetle; … A.Ş. (“…”) tarafından diğer davalılardan … (“…”) adına kiralanmış …plakalı araç davalı … idaresinde iken davacı …’ye çarpmıştır. Davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine Sayın Mahkemenizin yukarıda numarası anılan dosyası tahtında ikame edilen haksız ve hukuki mesnetten yoksun dava ile; aracın işleteninin müvekkil şirket olduğu iddiasıyla, diğer davalılarla beraber müvekkil şirket tarafından davacının uğradığı maddi ve manevi zararlarının tazmin edilmesi, olayın gerçekleşme tarihinden itibaren ticari avans faizinin işetilmesi ve karar kesinleşinceye kadar aylık 1000 TL geçici ödememenin yapılması talep ve dava edilmekte olduğunu, Davacı tarafın müvekkil şirketten talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunduğunu hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) m. 109 hükmü uyarınca, davanın açıldığı tarihte karşı tarafın talep konusunun miktarının ne olduğu belli olmakla kısmi dava açılması mümkün olmadığını, HMK m. 107, eda davaları (m. 105) ve tespit davalarının (m. 106) yanı sıra, “belirsiz alacak ve tespit davası” adı altında yeni bir dava türü daha kabul etmiştir… Alacaklının bu tür bir dava açabilmesi için, dava açacağı miktarı ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu durum, objektif olarak imkânsız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü, her davada arandığı gibi, burada da hukukî yarar (menfaat) aranacaktır, böyle bir durumda hukukî yararın bulunduğundan söz edilemez. Özellikle, kısmî davaya ilişkin yeni hükümler de dikkate alınıp birlikte değerlendirildiğinde, baştan beri mümkün olan hallerde bu yola başvurulması kabul edilemez olduğunu,davacı, dava dilekçesinde maddi tazminat istemine ilişkin net rakamlar vermiş hastane masrafları ve iş kaybı bakımından uğradığı zararlara binaen 15.000 TL talep etmiştir. Aynı şekilde manevi tazminat miktarları olarak tüm davalılar toplam 110.000 TL talep etmekte olduğunu,HMK m. 109 hükmü uyarınca, davanın açıldığı tarihte karşı tarafın talep konusunun miktarının ne olduğu kendisi tarafından biliniyor olmakla kısmî dava ve belirsiz alacak davası açılması mümkün olmadığını, davalı şirketin işbu dava kapsamında pasif husumet ehliyeti bulunmadığından ve bu nedenle müvekkil şirkete hiçbir surette sorumluluk tevcih edilemeyeceğinden, davacının haksız ve mesnetsiz iddialarına külliyen itiraz edilmesi ve davacı tarafından ikame edilen haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın müvekkilimiz bakımından pasif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle reddine karar verilmesinin talep edilmesi zarureti hâsıl olduğunu,Aynı tanım Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde de tekrarlanmıştır. Bunlara ek olarak yine aynı kanunun 85. Maddesine göre de bir motorlu aracın işletilmesinden doğan zararlardan o aracın işleteni sorumlu olur. Dava konusu kazaya karışan araç…’a uzun süreli kira sözleşmesiyle kiralanmış olduğunu,davacılar, müvekkil şirketin işleten sıfatını haiz olduğu iddiasıyla müvekkile de husumet yöneltmiştir. Ancak ilgili mevzuat hükümleri ve Yargıtay uygulaması nazara alındığında davanın davalı şirket açısından pasif husumet ehliyeti eksikliği sebebiyle reddine karar verilmesinin gerekli olduğu, işbu davaya konu olan kazaya karışan araç müvekkil şirket tarafından…’a uzun süreli kira sözleşmesiyle 36 aylığına kiralamış olduğunu, Günümüzde şirketler araçları satın almaktansa kiralama yolunu tercih etmekte ve uzun süreli araç kiralama sözleşmeleri yapmakta olduklarını,davalı şirket bu yolla birçok şirkete araç kiralamaktadır ve piyasada bu şekilde çalışan birçok firma bulunmakta olduğunu, Bu yol şirketler açısından daha ekonomik ve pratik olması sebebiyle tercih edilmekte olduğunu, Bu sözleşmeyle şirketler aracı uzun süreli olarak fiili hâkimiyetlerinde tutmakta ve bu araçları ticari işlerinde kullanarak kazanç elde etmekte olduklarını, Zaten kira sözleşmesi ve faturalar incelendiğinde kiraya verilen aracın … markasının …modeli minibüs olduğu görülmekte olduklarını, Bu araç bilindiği üzere ticari araç segmentinde bir araç olup Türkiye genelinde taşımacılıkta ve şehir içi kargo ve mal dağıtım hizmetlerinde yaygın olarak kullanılmakta olduğunu, Bu sebeple işbu davaya konu olan araç açısından kiralama işleminin iki tacir sıfatını haiz şirket arasında ticari bir amaçla yapıldığı göz önüne alındığında kiracının araç üzerindeki fiili hâkimiyeti ve araçtan ekonomik olarak yararlanması unsurlarının birlikte gerçekleşmiş olduğu açık olduğunu,öncelikle zarara uğradığını iddia eden davacı … bile zararını ispat edememişken, davacının ailesinin de davacı olarak gösterilmesi mümkün değildir. Davacının ailesinin derdest davada taraf sıfatını (aktif husumet ehliyetini) haiz olabilmesi için …’nin kazada iddia edildiği gibi zarar gördüğünü, bakıma muhtaç kaldığını, işgücü kaybına uğradığını geçerli belgelerle ispatlaması gerekmekte olduğunu,Bu itibarla davacı …’nin ailesi aktif husumet ehliyetine sahip olmadığından, derdest davanın taraf sıfatı (aktif husumet ehliyeti) yokluğundan da reddedilmesini, Ayrıca davacının işgücü kaybına ilişkin tazminat isteminde bulunabilmesi için kaza ile meydana gelen işgücü kaybı arasındaki illiyet bağını ispatlaması gerektiğini, Davacı taraf kazadan önce yürüyebildiğini ancak kazadan sonra yürüme kabiliyetini tamamen kaybettiğini dava dilekçesinde belirtmiş olduğunu, Tarafımıza tebliğ olmamakla birlikte davacı taraf uğradığı işgücü kaybını ve fiziksel zararını ispat amacıyla birçok delile atıf yapmış ancak kaza öncesi mevcut bulunan işgücü kaybının ne kadar olduğunu belirtmemiş olduğunu,Bir zararın ortaya çıkabilmesi için kişinin mevcut durumunda kötüleşme olması gerektiğini, fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı tarafın dava konusu hadise ile ilgili olarak dayandığı delil ve belgeler tarafımıza usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinde işbu dilekçemizdeki tüm beyan ve savunmalarımızı genişletme ve değiştirme haklarımız saklı kalmak kaydıyla,Davacıların aktif husumet ehliyeti bulunmadığından, derdest davanın aktif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle REDDİNE,davalı şirkete ait …plakalı araç, diğer davalı… tarafından işletildiğinden, Karayolları Trafik Kanunu’nun emredici hükümleri mucibince ve Yargıtay’ın müstekar içtihatları ile de sabit oluğu üzere, müvekkil şirketin işbu dava bakımından pasif husumet ehliyeti bulunmadığından, öncelikle davanın müvekkil …A.Ş. açısından pasif husumet ehliyet eksikliği nedeniyle REDDİNE,davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunduğunun ve müvekkil şirkete herhangi bir sorumluluk tevcih edilebileceğinin hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydıyla işbu haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın her hâlükârda külliyen REDDİNE,Yargılama masrafları ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan işbu dava konusu kazaya karışan …plakalı araç … sayılı ZMMS Sigorta Poliçesi müvekkil şirket tarafından 30.04.2012/2013 vadeleri arasında geçerli olmak üzere düzenlenmiştir. … poliçe ile sorumluluğumuz poliçe genel ve özel şartlan çerçevesinde sigortalının kusuru oranında ve poliçe On yüzünde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere düzenlenmiş olduğunu,öncelikle işbu davadan ünce …’nin iş gücü kaybı ve bakıcı giderinin karşılanması talebi ile ilgili herhangi bir ihbarda bulunulmamış, müvekkil şirket nezdinde hasar dosyası açılmamıştır. Şirketimiz söz konusu dava ve talepten mahkemeniz tarafından gönderilen cevap dilekçesi ile haberdar olduğunu, Bilindiği üzere Trafik Sigortası Genel şartlarının A1 maddesi; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı,2918 sayılı Karayolları Trajik Kanunu ’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklindedir.Dava konusu olayda davacı vekili, önceden kısmen engelli olan müvekkilinin iki araç arasında sıkıştığını ifade etmişse de sigortalımız araç sürücüsünün kusur durumunu netleştirecek herhangi bir evrak dosyaya sunulmadığını,Yargıtay’da birçok kararında mütefarik kusurun dikkate alınarak tazminattan indirim yapılması gerektiğine hükmetmiş olduğunu,Davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacının kalıcı iş göremezlik talebinde bulunabilmesi için Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü esas alınarak uygun maluliyet oranının belirlendiği Sağlık Kurulu Raporu alınması, iş gücü kaybının belirlenmesi ve tazminatın bu rapora göre yapılması gerekmekte olduğunu, davada iş gücü kaybı tam olarak sağlık kumlu raporu ile sabit olmadığından ve henüz davacının tedavi süreci sona ermediği, hala eski işinde çalıştığı vekili tarafından belirtildiğinden, davalı şirket açısından sorumluluk doğurmayan herhangi bir durum için maddi tazminat talep edilmesi mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu,Davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacı taraf, zararını ve zarar İle meydana geletı olay arasındaki nedensellik bağım ispat etmelidir. Şöyle ki; davacı taraf vekilinin de belirttiği üzere davacının önceden mevcut bir engelinin olduğu, meydana gelen kaza ile birlikte bu durumun ağırlaştırıldığı belirtilmekte olduğunu, Bu durumda davacının önceki özür durumu ile şimdi ki özür durumunun karşılaştırılarak, dava konusu olay ile meydana geldiği iddia edilen zararın arasındaki nedensellik bağının kurulması gerekmekte olduğunu,BK 76. maddeye göre davalının yaptığı geçici ödemelerin, hükmedilen tazminata mahsup edilmesi veya tazminata hükmedilmezse hâkimin davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar vermesi gerektiğini, davacının kalıcı iş göremezlik talebinde bulunabilmesi için yürürlükteki mevzuata uygun maluliyet oranının belirlendiği Sağlık Kurulu Raporu alınması ve maluliyet tazminat hesabının bu orana göre yapılması, ayrıca bakıcı giderlerinin hesaplanmasında Yargıtayca kabul edilen kriterlerin uygulanması gerekmekte olduğunu, kaza ilgili olarak şirketimize dava tarihinden önce herhangi bir başvuru yapılmadığından şirketimizin hasar talebinin karşılanmasında herhangi bir temerrüdü söz konusu olduğunu,Yine davayı kabul anlamına gelmemek üzere söz konusu kaza ilgili olarak şirketimize dava tarihinden önce herhangi bir başvuru yapılmadığın dan şirketimizin hasar talebinin karşılanmasında herhangi bir temerrüdü söz konusu değildir. Ayrıca … ticari avans faizi talep edilmesi de yasaya aykırı olduğunu,Ayrıca dava dosyası İle ilgili zarar olarak dava dilekçesi ekinde tarafımıza gönderilen herhangi bir belge ve bilgi olmaması sebebiyle yine dava açılmadan önce müvekkil şirkete davacı tarafından herhangi bir başvuru yapılmadığından TTK ve diğer sair mevzuat gereği faiz başlangıcının dava tarihi itibari ile yasal faiz olarak kabul olunması gerekmekte olduğunu,Sorumlulukları bulunmayan, herhangi bir mesnedi olmayan maddi ve manevi tazminat talepli davanın reddine, davacının davasının ispatı halinde; müvekkil şirketin öncelikle talep edilen tazminat tutarından düzenlemiş olduğu poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, hükmedilecek faizin dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava dilekçesi, cevap layihası ve dosyanın tümü hep birlikte incelenmiştir.
Mahkememizde açılan dava;tazminat istemine ilişkindir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN TOPLANAN DELİLLERDEN:
Bilirkişice verilen 12/05/2017 tarihli raporda özetle;kaza,… istikametine seyreden davalı sürücü …’ın yönetiminde bulunan …plakalı … …marka minibüsü ile … parkı yanında yolun sağında park halinde bulunan araçlara tutunarak gitmekte olan özürlü yaya davacı …’ye aracın ön sağ yanı ile çarpıp düşürmesi ve daha sonra aracının ön sağ tekerleği ile davacının ayağını çiğnemesi şeklinde meydana geldiğini,Kazadan sonra davalı sürücü davacıyı hastaneye götürmek amacı ile olay yerinden ayrıldığı için olay hakkında trafik zabıtasınca düzenlenmiş kaza tespit tutanağı olmamakla birlikte, ifadelerden ve diğer belgelerden kazanın açıklanan şekilde meydana geldiği anlaşılmaktadır. Meskun mahal içi olan kaza yerinde yol iki yönlü trafiğe açık, zemini asfalt olup her iki yanında yaya kaldırımı var olduğunu, Davalı sürücü …, ceza yargılaması sırasındaki savunmasında , 20 km/sa dolayında bir hız ile seyrettiğini, davacının sağda park halindeki araçların arasından birden çıkıp aracının sağ yanına çarptığını öne sürmüş ise de, kazadan sonraki ilk ifadesinde; davacıya park halindeki araçlara tutunarak yürüdüğü sırada çarptığını beyan edildiğini,Buna göre, davalı sürücü …, görüşe açık yolda sağ kenarda park halinde bulunan araçlara tutunarak yürümekte olan davacı yayaya yaklaşırken yavaşlaması yanında durumuna göre koma uyarısında bulunup yolun imkan verdiği ölçüde davacının uzağından geçecek ve davacı yayayı sürekli kollayarak ilerlemesi gerekirken sebepsiz yere davacıya çok yakın şekilde geçiş yaparken sağ yanına gereken dikkatini vermemesi sonucu ona aracının ön sağ yanı ile çarptığı için %75 oranında olmak üzere asli kusurlu bulunmakta olduğunu, Davacı yaya …’nin normal olarak kenardaki yaya kaldırımından yürümesi gerekirken özürlü oluşu sebebiyle buradan gidemediği ve bu sebeple taşıt yolu üzerinden olmak üzere kenardaki park halinde olan araçlara tutunarak yürümek zorunda kaldığı kabul edilecek olsa da, bu sırada arkasından gelen araçlara karşı dikkatli ve tedbirli davranıp duruma göre gerektiğinde yana çekilmesi gerekirken bu davranışı göstermediği için %25 oranında olmak üzere tali derecede kusurlu bulunmakta olduğunu, Olay hakkındaki bilirkişi raporlarından İstanbul… Asliye Ceza Mahkemesine … mensup heyetçe verilen 12.02.2016 tarihli raporda davalı sürücünün asli, davacı yayanın tali kusurlu görüşmüş olmasına kazanın oluş şekline göre iştirak olunmaktadır. Buna karşılık ATK’dan alınan 09.02.2015 tarihli raporda davalı sürücünün tali,davacının asli kusurlu bulunmuş olmaları , davacı yavanın davalıya ait aracın önüne, bir başka deyişle, yolun içine doâru enine bir hareketi olmayışı itibariyle iştirak olunamamıştır. Davalı sürücünün hiç bir harici etken yok iken sırf kendi dikkatsizliği ve tedbirsizliği sonucu kenardan park halindeki araçlara tutunarak gitmekte olan ve gerilerden fark edebileceği davacı yayanın üzerine gidip ona çarpması asli kusurlu sayılması için yeter sebep olarak görülmekte olduğunu,tedavi yönünden inceleme:Dosya içerisinde bulunan 08/12/2016 tarihli, … Karar nolu Adli Tıp Kurumu Raporu incelendiğinde;Davacı …’ nin 10/03/2013 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle ilk olarak Dr. … Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldığı, hastanenin 10/03/2013 tarihli epikriz raporunda; sol bacakta ağrı, deformite olduğu, … sekeli olduğu, her iki ayakta fleksiyon kontraktürü sekeli olduğu, yapılan muayene ve tetkikler sonucunda sol femur diafiz fraktürü ¸saptandığı, açık redüksiyon, internal fiksasyon(plak) uygulandığı,… Araştırma Hastanesi’ nin 28/07/2013 giriş ve 02/08/2013 çıkış tarihli epikriz raporunda; 5 ay önce trafik kazası sonrası sol femur diafiz fraktürü nedeni ile öpere edilen ve bilinen … sekei olan hastanın yaşadığı minimal travma ile sol uyrukta deformite ve ağrı saptanması üzerine başvurduğunu, çekilen grafilerde sol femur şaft fraktürü ve materyal yetmezliği saptandığı, yapılan operasyon ile intermedüller çivi ve grefonaj uygulandığı,…ve Araştırma Hastanesi’ nin 10/11/2014 tarihli raporunda;… sekeli olup her iki kalça deformitesi (yüksekte kalça mevcut), geçirilmiş travmaya bağlı olarak intermadüller çivi uygulanmış olduğu,Dosyada ekli grafilerin Adli Tıp Kurumu Üçüncü Adli Tıp İhtisas Kurulunca incelenmesinde; 24/04/2014 tarihli grafide femur diafiz kırığı kaynadığı, ameliyat materyali üzerinde olduğu, pelvis ve alt ekstremitelerde kişinin kendisinde mevcut hastalığa bağlı deformiteler olduğu, dorsolomber grafide spastik skalyoz, servikalde lordoz kaybı olduğu görüldüğü,… hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler Adli Tıp Genel Kurulunca tekrar değerlendirildiğinde;Kendisinde kaza öncesi arazlar bulunan… oğlu … doğumlu …’ nin sadece 10/03/2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması hastada fonksiyonel araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,Tıbbi belgelere göre, iyiieşme(geçici iş görmezlik) süresinin gelişen komplikasyonlar ve tedavisinin uzaması nedeni ile kaza tarihinden itibaren 14 (on dört) aya kadar uzayabileceğine karar verilmiş olduğunu,2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun yeniden düzenlenen 98. maddesi gereğince;” Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlannın sunduklan sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. ” hükmüne,Yine aynı Kanunun Geçici 1. maddesinde;”Bu kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniylsunulan sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” hükmüne amirdir.Söz konusu kanun, yönetmelik ve genelge hükümleri çerçevesinde, trafik kazası nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri (Tedavi, Tıbbi Malzeme, İlaç, Refakatçi ve Yol giderleri) Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmakta olup; İş görmezlik, Maddi manevi tazminat ve Bakıcı giderleri gibi kurumca karşılanmayan talepler için sigorta şirketlerinin sorumluluktan devam etmekte olduğunu,Yapılan bu tedavi ve tetkikler yasa kapsamına girip SGK tarafından karşılandığı Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde talep edilen tedavi giderlerinden bakıcı ücreti de dahil olmak üzere SGK tarafından karşılanmayan; bakıcı gideri ve sair tedavi masrafları için, Adli Tıp Kurumu’ nun 08/12/2016 tarih, 1921 Karar no’ lu raporu dikkate alındığında; Davacı …’ nin iyileşme (geçici iş görmezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 14 (on dört) aya kadar uzayabileceği ne karar verilmiş olup,Davacı …’ nin dosya içeriğinde yer alan tedavi evrakları, Hastane raporlarının ve Adli Tıp Kurumu raporlarının incelemesinde, kendisine yapılmış olan tedavi uygulamalarının mevcut yaralanması doğrultusunda oluştuğu ve ortaya çıkan tedavi harcamalarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılandığı tespit olunmakla bunun haricinde bir takım tetkik ve bu tedavilere bağlı harcamalarının da oluşabileceği mümkün olduğunu,Bu konu İle ilgili olarak, bakıcı gideri, vücut deformasyonları gidermek için yapılacak pansuman, fizik tedavi bedeli vs gibi ücretler söz konusu olduğunu,Ancak davacının bu tür harcamalarına ilişkin dosya içeriğinde herhangi bir fatura, fiş, döküm veya harcama belgesi mevcut olmadığından 5.000.00,-TL harcama giderinin yerinde ve makul olacağı kusur durumuna göre talep edebileceği tedavi giderinin 3.750.00,- TL olduğu kanaatine varıldığını,Davacının 10,03.2013-10.05.2014 tarihleri arası geçen (14) aylık geçici iş göremezlik döneminde işlemiş aktif devredeki net kazançları geçmiş dönemi kapsamakta olup, Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına göre geçmiş (14) aylık işlemiş aktif devredeki maddi zararlar herhangi bir ıskontoya tabi tutulmayacağını,Olayın meydana gelmesinde davalı tarafın sorumlu olabileceği kusur oranı %75 oranında olduğundan %75 kusura isabet eden maddi zarar tutarı davacı yararına maddi tazminat olarak dikkate alınacağını,SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığına ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bununla birlikte; davacının sürekli maluliyeti bulunmadığından 5510 sayılı yasanın 19. Maddesine göre SGK tarafından sürekli iş göremezlik geliri bağlanması mümkün değildir. Somut olay trafik-iş kazası olmadığından davacıya iş kazası sigortasından geçici iş göremezlik ödemesi yapılması da mümkün değildir. O halde; rücuya tabi ödemeler hususunda bir indirime yer bulunmamakta olduğunu,Davacıya davalılar tarafından iş göremezlik, tedavi ve bakıcı gideri nedeniyle maddi tazminat ödemesi yapıldığına ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır. O halde; hesaplanan maddi zarar tutarından ödeme tenziline yer bulunmamakta olduğunu,davacının nihai ve gerçek maddi zararı:Davacının nihai ve gerçek maddi zararı aşağıdaki gibi tespit edildiğini,Davacı …’ nin geçici iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zaran (11.320,02 TL x %75 kusur) = 8.490,01 TL.Davacı …’ nin tedavi gideri nedeniyle nihai ve gerçek maddi zaran (5.000,00 TL x %75 kusur) = 3.750,00 TL. Davacı …’ nin bakıcı gideri nedeniyle nihai ve gerçek maddi zaran (14.355,12 TL x %75 kusur) = 10.766,34 TL.davalıların sorumluluklarının tespiti :Davalılardan … dava konusu trafik kazasına % 75 oranındaki kusuru ile sebebiyet veren …plakalı aracın sürücüsü,Sürücüler için 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununda bir düzenleme bulunmadığından TBK nun 49.Maddesi gereğince bu davalı kusuru oranında zararı gidermekle yükümlü olduklarını,Davalılardan … yönünden,düzenlemiş olduğu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) poliçesi ile;…plakalı,… marka, …350L tipinde,2011 model, minibüsü,Dava konusu trafik kazasını kapsayacak şekilde 30.04.2012 – 30.04.2013 tarihleri arası için sigortalamış olduğunu,Trafik Sigortası Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesinde düzenlenmiş olup buna göre işletenlerin aynı yasanın 85.maddesinde olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu tutulmuş olduğunu,Sözleşme şartı niteliğinde olan ve T.C. Hazine Müsteşarlığınca belirlenen trafik poliçesi genel şartlarının 1.maddesinde sigortanın kapsamı belirtilmiş olup buna göre; sigortacı poliçede tanımlanan aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu poliçede yazılı olan limitlerle kadar karşılamakta olduğunu,Kazanın meydana gelmiş olduğu 2013 tarihinde bedeni zararlarda şahıs başına poliçe teminat limiti 250.000.00 – TL.Dava konusu trafik kazasında …plakalı aracın işletilmesi sırasında bir kişinin bedeni zarara uğramasına sebebiyet verilmiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu poliçede yazılı olan limitlerle kadar karşılamakla yükümlü olan Davalı … kazanın oluşumundan …plakalı taşıt sürücüsü …’ın % 75 oranında kusurlu bulunmasından dolayı Davacının talebinden kusura isabet oranda sorumlu bulunmakta olduğunu,Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 Sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 Sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumlu olduklarını,Davacının yaralanması sebebiyle yapıldığı belirtilen tedavi giderleri belgeli olmayıp, davacı tarafça tedavi giderleri hususunda dosyaya herhangi bir belge, fatura, makbuz vs sunulmamış olduğunu,Belgeye dayanmayan tedavi giderleri 6111 Sayılı yasa kapsamında olmadığını,Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi sorumlu olduğunu,Bu nedenlerle, 6111 Sayılı yasa kapsamı dışında kalan, belgelenemeyen tedavi giderlerinin yanı sıra geçici iş görmezlik ve bakıcı giderinden davalı … Şirketinin sorumlu tutulması gerekmekte olduğunu bildirmiştir.
Davalılardan … A.Ş. ile … A.Ş. Davalı… A.Ş. Vekili dava konusu trafik kazasına sebebiyet veren …plakalı aracı uzun süreli kira sözleşmesi ile 36 aylığına… A.Ş. ne kiralamış bulunduğunu,Dilekçesi ekinde de 01.05.2011 tarihli “ uzun süreli araç kiralama sözleşmesi “ suretini sunmuş olup bu sözleşmeye göre de 36 ay süre ile 2011 model …350L minibüsü diğer Davalıya kiralamış olduğunu,Bu sözleşmenin 8. Maddesi İle kiracı… A Ş. kira süresince araçlarla İlgili akaryakıt, köprü, ücretli yollar, otopark, ve benzeri masraflar ile trafik cezalarını ödemeyi üstlenmiş olduğunu,Kazaya neden olan sürücünün de Davalı… A.Ş. nin personeli olduğu açıklanmış olduğunu,2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununu hükümlerine göre, trafik kaydı “işleten” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğinde olduğunu,Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü olmadığını,Aynı yasanın 3, maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi olduğunu,Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmaması gerektiğini, Davalı … A.Ş. nin …plakalı aracı kaza tarihini kapsayacak şekilde uzun süreli olarak… A.Ş. ne kiralamış bulunduğu ve … A.Ş. ninde araçtan yararlandığı ve fiilihakimiyetinde bulunduğu tespit edilmiş olduğundan işletenin… A,Ş. olduğu ve Davacının talebinden de bu Davalının sorumlu bulunduğu,Davacı …’ nin geçici iş göremezlik nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararı 8.490,01 TL ,Davacı …’ nin tedavi gideri nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 3.750,00,- TL.,Davacı …’ nin bakıcı gideri nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararı 10.766,34 TL olup,Davacının talebinden sürücü …, İşleten… Marketçilik Tic. A.Ş. ve … A.Ş. nin sorumlu bulunduğu,Davalılardan… nin bir sorumluluğunun bulunmadığı,Davalı … Şirketinin dava tarihinden itibaren,diğer davalıların kaza tarihinden itibaren temerrüde düştükleri ve avans faizi ile sorumlu olduklarının tespit edildiğini bildirmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin… sayılı kararında Manevi tazminatın tahsiline dair karar manevi tazminat zenginleşme aracı olmamak ile beraber bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebi ile duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlandığı ve bu sebeple tanıkların sosyal ve ekonomik durumları ile 6098 sayılı BK 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve mesafet kuralları çerçevesi bir sonuca varılmadığı, Zira M.K. 4.maddesinde kanunun takdir ettiği hallerde hakimin hak ve mesafete göre hükmedeceği öngürölmüştür. Buna göre davacı için takdir olunun manevi tazminatın kaza tarihi, kusur durumu ve oluşa göre uygun olmadığı görülmüş hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere davacı yararında bozulmuş olup,Yine yargıtay …Hukuk Dairesinin 07/12/2015 tarih …sayılı kararında dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Sigorta şirketi hükmedilen gerçek zarar miktarından ve ferilerinden kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumludur. Davacı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinden %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmesine rağmen kusur indirimi yapılmadan sigortanın sorumluluğuna hükmedilmesi isabetli değildir. 2918 sayılı K.T.K. 99/1 ZMSS genel şartlarının B maddesi uyarınca sigorta şirketinin tazminatı ödeme yükümlülüğü kendisine riziko ihbarı yapıldıktan itibaren 8 iş günü sonunda başlar sigortacıya başvurmadan dava açılması veya icra takibi ¸yapılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Davacı tarafın davalı … şirketine tazminat için başvurmamış ise dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği,Keza Yargıtay…Hukuk Dairesi 14/10/2015 tarihli …sayılı kararının 6098 T.B.K 56. maddesine göre hakimin özel hallerde manevi zarar adı altında hak sahibine verilmesi ve karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat zarara uğrayana ile manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonuda olan özgün bir nitelik taşır manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi muhakemeler hukukuna ilişkin zararın karşılanmasında amaç edilmememiştir. Zarar görenin zenginleşmememiş zarar sorumlusununda fakirleşmemesi gerekir.
Takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan olmalıdır. 22/06/1976 günlü ve 7/7 içt.bir. K. Gerekçesinde ve takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkiyelecek özel hal ve şartlarda açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konudaki takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleride karar yerinde objektif ölçülerine göre isabetli bir şekilde göstermelidir. O halde mahkemece meydana gelen trafik kazası sonucu yolcunun ölüme nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen olsa giderilmesi amacı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları olayın meydana gelişi şekli davalıların sorumluluğunun niteliği vefat edenin yolcu olması davalıların kusur oranlarıda göz önünde bulunudurulduğunda olay tarihindeki paranın davacıları için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha düşük makul tazminata hükmedilmesi gerekeceğinden kararın bozulmuş olduğu, yine Yargıtay …Hukuk Dairesinin 02/03/2016 tarih … sayılı kararında trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminata ilişkin davada murisin kusur oranı tenzil edilmeden bulunan rakamlara hükmedilmesi doğru olmadığı belirtilmiştir.Bu doğrultuda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM;Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalı… … şirketi ile ilgili açılan davanın REDDİNE,
2-8.490,00 TL. İş görmezlik, 3.750,00 TL. Tedavi gideri, 10.766,00 TL. Bakıcı gideri olmak üzere toplam 23.006,00 TL. Nin davalılardan … ile ilgili dava tarihi ve davalılardan … ve… ile ilgili 10/03/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte bu davalılardan alınarak davacıya …’ye verilmesine,
3-5.000,00 TL. … , 2.000,00 TL. şer …,… için ayrı ayrı toplam 11.000,00 TL. nin … ve… 10/03/2013 tarihinden itibaren bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Bakiye isteminin reddine,
5-1 nolu bend gereğince; davalı… şirketi ile ilgili açılan davanın red edilmesi sebebiyle; Av.Asg.Üc.Tarifesinin 10/4.maddesi gereğince;
-492 sayılı Harçlar Kanununun 15.maddesi gereğince; 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının davacılardan tahsiline Hazine adına irad kaydedilmesine.
-Maddi tazminat yönünden; davalı aleyhine açılan davayı vekille takip ettiğinden, Av.Asg.Üc.Tarifesinin 13/1.maddesi gereğince; III.kısımda belirtilen oranlar üzerinden hesaplanan 2.760,72 TL. nispi vekalet ücretinin davacılardan alınmasına, işbu davalıya verilmesine.
-Manevi tazminat yönünden; davalı aleyhine açılan davayı vekille takip ettiğinden Av.Asg.Üc.Tarifesinin 10/3.maddesi gereğince; 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınmasına işbu davalıya verilmesine.
-Yargıtay …Hukuk Dairesi Başkanlığının 17/03/2015 tarihli, … esas ve…karar sayılı içtihadı dikkate alınmak suretiyle;
6- 2 nolu bend gereğince;
6/A-Peşin alınan 426,95 TL. maktu harç+27,35 TL. ıslah harcı olmak üzere toplam 454,30 TL. harcın, 492 sayılı Harçlar Kanununun 15.maddesi gereğince, 0.06831 oran üzerinden hesaplanan 1.571,53 TL. nispi bakiye karar ve ilam harcından mahsubu ile geriye kalan 1.117,23 TL. nispi karar ve ilam harcının davalı …. VE …’dan tahsiline, Hazine adına İRAD KAYDEDİLMESİNE.
6/B-Davacı davasını vekille takip ettiğinden Av.Asg.Üc.Tarifesinin 13/1.maddesi gereğince hesaplanan 2.760,72 TL. nispi vekalet ücretinin davalılar …,Mopaş ve …’dan alınmasına, davacıya verilmesine.
6/C-Dava açılırken davacı tarafından yatırılan 24,30 TL. başvurma harcı+ 426,96 TL. peşin harç+ 7,50 TL. vekalet harcı.+ 27,35 TL. ıslah harcı olmak üzere TOPLAM 486,11 TL. harcın davalılardan alınmasına, davacıya verilmesine.
7-MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
7/A-492 sayılı Harçlar Kanununun 15.maddesi gereğince, 0.06831 oran üzerinden hesaplanan 751,41 TL. nispi karar ve ilam harcının davalı … ve…’dan tahsiline, Hazine adına İRAD KAYDEDİLMESİNE,
7/B-Davacı … yönünden(5.000,00 TL üzerinden);
Davacı davasını vekille takip ettiğinden, Av.Asg.Üc.Tarifesinin III.kısımda belirtilen oranlar üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti, maktu vekalet ücretinin altında kalması, kabul edilen miktar ise, maktu vekalet ücretinin üstünde olması sebebiyle; 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin, davalılar … ve…’tan alınmasına, işbu davacıya verilmesine.
7/C-Davacı … yönünden(2.000,00 TL üzerinden)
Davacı davasını vekille takip ettiğinden, Av.Asg.Üc.Tarifesinin 13/2.maddesi gereğince taktir olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar davalılar … ve…’tan alınmasına, işbu davacıya verilmesine.
7/D-Davacı … yönünden(2,000,00 TL üzerinden)
Davacı davasını vekille takip ettiğinden, Av.Asg.Üc.Tarifesinin 13/2.maddesi gereğince taktir olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar davalılar … ve…’tan alınmasına, işbu davacıya verilmesine.
7/E-Davalı …yönünden(2.000,00 TL üzerinden)
Davacı davasını vekille takip ettiğinden, Av.Asg.Üc.Tarifesinin 13/2.maddesi gereğince taktir olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar davalılar … ve…’tan alınmasına, işbu davacıya verilmesine.
8-Red edilen manevi tazminat miktarı yönünden; davalı … ve… aleyhine açılan davayı vekille takip ettiğinden, Av.Asg.Üc.Tarifesinin 10/2.maddesi gereğince;red edilen miktar 99.000,00 TL olup, hesaplanacak nispi vekalet ücreti davacılar lehine hesaplanan vekalet ücreti toplamını geçemiyeceğinden, davacılar lehine hesaplanan toplam 8.180,00 TL nispi vekalet vekalet ücretinin davacılardan alınmasına, işbu davalılara verilmesine.
9-Davacı tarafından yapılan 1.943,25 TL. yargılama giderlerinin kabul-red oranına göre hesaplanan 194,32 TL.nin davalılar … ve…’tan alınmasına davacıya verilmesine,
10-Davalı… tarafından yapılan tarafından yapılan 19,00 TL. Yargılama giderinin giderlerinin kabul-red oranına göre hesaplanan 3,60 TL.nin davacıdan alınmasına, işbu davalıya verilmesine.
11-Diğer Davalılar yargılama gideri yapmadığından, yargılama gideri konusunda lehine karar verilmesine yer olmadığına.
12-T.C.Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığına ait 16/09/2015 tarihli … fatura nolu 612,75 TL ve 16/01/2017 tarihli, … fatura nolu 763,00 TL miktarlı Adlı tıp kurumu rapor ücretleri davacılar tarafından yatırılmadığından, işbu ücretlerin davacılardan tahsili amacıyla, ilgili Vergi dairesi müdürlüğüne harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
13-HMK.nun 333.maddesi gereğince artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
Dair, duruşmada bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı, İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır