Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/474 E. 2019/1531 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/474 Esas
KARAR NO : 2019/1531

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/09/2013
KARAR TARİHİ : 04/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği 06/09/2013 havale tarihli dilekçesinde özetle; dava konusu olayın ( trafik kazası), 23.03.2006 tarihinde … idaresindeki, davalı … tarafından sigortalı bulunan … plakalı aracın karşıdan karşıya geçmekte olan vekiledenleri … ve …’un oğulları …’ a (o tarihte 12 yaşında olduğu ) çarpması şeklinde olduğunu, yaralamalı trafik kazası nedeniyle; davalı …’in kullandığı kamyonetin …’un bacağının üzerinden geçtiğini, müvekkilinin 2006 yılından bu yana tedavisinin devam ettiğini, halen ayağını bütün fonksiyonları ile kullanma imkanı bulamadığını, ayağındaki ağrıların halen devam ettiğini, müvekkilinin bu olay nedeniyle koşamadığından çok sevdiği polislik mesleğini yapamayacağını, çalışma gücünün kaybının tespit edilmesini, babası …’nin oğlunun tedavisi için sürekli hastaneye gidip gelmek zorunda olduğunu ve bunu ticari taksiler ile yaptığını, evde bakım hizmeti için … Hastanesinden hizmet aldığını, oğlunun yaralanması nedeniyle günlerce işe gidemediğini, davacının bu kaza nedeniyle kendi kişisel ihtiyaçlarını dahi uzun süre karşılayamadığını, başkasının yardımına ihtiyaç duyduğunu, uzun süren tedaviler ve ameliyatlar nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığını küçük yaşta yaşadığı bu travma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, davacı anne ve babanın da meydana gelen kaza nedeniyle derin acı ve ızdıraplar yaşadığını, 3-4 yıl boyunca çocukları bacağını kullanamadığından çocuklarını hastaneye kucaklarında taşıdıklarını, anne baba yönünden de manevi tazminat taleplerinin dikkate alınmasını, açıklanan nedenlerle davacı …’un sürekli çalışma gücü kaybı ve tedavi giderleri için 50.000,00 TL maddi tazminat, 50.000,00 TL manevi tazminat, babası … için 30.000,00 TL, annesi … için 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı … vekili mahkememize verdiği 10/10/2013 havale tarihli dilekçesinde özetle; Davaya konu 23.03.2016 tarihli trafik kazasına karıştığı belirtilen … plakalı aracın … sayılı ve 26.12.2005/2006 vadeli Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin şirketleri tarafından düzenlediğini, poliçe muhteviyatına göre şahıs başı ölüm ve sakatlık hali azami teminatlarının 50.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, poliçe azami teminatlarının muaccel ve maktu borçlar olmayıp müvekkil şirketi tarafından ödenebilecek azami teminat tutarlarını belirttiğini, davacının 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. Maddesi uyarınca kazada zarar görenlerin kazaya ve zarara ilişkin belgelerle sigortacıya müracaat etmeleri ve belgeleri inceleyen sigorta şirketinin tediyeye engel bir hal mütalaa etmemesi halinde poliçe teminatı dahilindeki meblağı zarar görene ödemesi gerektiğini, davacının davadan önce müvekkil şirkete sulhen başvurduğunu, iletilin belge ve bilgiler üzerine davacının sakatlık ve kusur oranına göre daima iş görmezlik zararının tespiti amacıyla incelemeler yaptığını, kusur ve maluliyet oranı üzerinden yapılan aktüer incelemesi neticesinde davacının toplam maluliyet zararının 3.700,00 TL olarak tespit edildiğini ve aktüer incelemesi neticesinde tahakkuk eden daimi sakatlık teminatının 30.07.2013 tarihinde ödendiğini, davacının başkaca bir daimi maluliyet zararının bulunmadığını, davacının tazmin edilmeyen daimi sakatlık zararı bulunmadığından haklarında açılan davanın reddinin gerektiğini, kusur yönünden dava konusu kaza ile ilgili olarak Ceza Mahkemesince verilecek kararın kesinleşmesinin de beklenmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının dikkate alınmasına, poliçe limitlerinin dikkate alınmasını, davacıya yapılan ödemelerin güncellenerek mahsup edilmesini, davanın açılmasına sebep olmayan temerrüdü bulunmayan müvekkil şirketten faiz, masraf ve vekalet ücreti talep edilemeyeceğinden önceki taleplerin reddi ile masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafından davalılar aleyhine trafik kazası sonucunda oluşan TBK’nın 54. maddesinde yer alan bedensel zararlar sebebi ile açılan maddi ve manevi tazminat davasından ibarettir. Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
Adli Tıp Kurumu …Adli Tıp İhtisas Kurulunun 22/12/2014 tarihli raporunda; ” davacı maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 23.03.2006 tarihinden itibaren 1 aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur. ” şeklinde görüşlerini belirtmişlerdir.
Adli Tıp Kurumu…Adli Tıp İhtisas Kurulunun 06/01/2016 tarihli raporunda; ” davacının maluliyetine neden olacak düzeyda araz bırakmadığı cihete, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 23.03.2006 tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur. ” şeklinde görüşlerini belirtmişlerdir.
Adli Tıp Kurumu …Adli Tıp İhtisas Kurulunun 10/03/2016 tarihli raporunda; ” davacının maluliyetine neden olacak düzeyda araz bırakmadığı cihete, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 23.03.2006 tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur. ” şeklinde görüşlerini belirtmişlerdir.
Aktüer, Makine Mühendisi, Sigorta Hukuku Uzmanı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; Davacının sürekli maluliyeti bulunmadığından dolayı iş gücü kaybı hesaplaması yapılmayacağı, iş görmezlik tazminatının Trafik Sigortası teminat kapsamında olmakla birlikte bu sorumluluğun sigorta şirketlerinde ve dolayısıyla …nda değil, SGK ‘nın sorumluluk kapsamı içerisinde kalıyor olması sebebiyle davalı kurumun bu zarardan tutulamayacağını raporlarında belirtmişlerdir.
Doktor bilirkişi Dr….tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; Ortaya çıkan tedavi harcamalarının SGK kurumu tarafından kaşılandığı, tedavi gideri adı altında bakıcı gereksinimine ihtiyaç duyulduğu ve 4 ay için ortalama 3.000,00 TL. bakıcı giderinin uygun olduğu, hastaneye geliş-gidiş ulaşım maliyeti olarak ortalama 1.000,00 TL.nin uygun olduğu, davacının estetik ameliyatları için orta sınıf bir hastanede sağlık kuruluşlarının özellik ve niteliği de dikkate alındığında ortalama 10.000,00 TL.nin toplam 13.000,00 TL.nin bakıcı gideri ulaşım maliyetleri ve tedavi gideri olacağını raporunda bildirmiştir.
Aktüer, Makine Mühendisi, Sigorta Hukuku Uzmanı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi EK raporuna göre; Davacının sürekli maluliyeti bulunmadığından dolayı iş gücü kaybı hesaplaması yapılmayacağı, iş görmezlik tazminatının Trafik Sigortası teminat kapsamında olmakla birlikte bu sorumluluğun sigorta şirketlerinde ve dolayısıyla …nda değil, SGK ‘nın sorumluluk kapsamı içerisinde kalıyor olması sebebiyle davalı kurumun bu zarardan tutulamayacağını, 13.000,00 TL. giderlerin makul olduğu, …’un sürekli çalışma gücü kaybı ve tedavi giderleri için 50.000,00 TL. babası … için 30.000,00 TL, annesi … için 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağını takdirin mahkemeye ait olduğunu raporlarında belirtmişlerdir.
Makine Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; Davalı şirket tarafından ZMSS poliçeli aracın sürücüsü …’in olayda %25 kusurlu olduğu, davacılar yakını …’un olayda %75 oranında kusurlu olduğunu raporunda belirtmiştir.
Plastik Cerrahı Bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; İzlerin kalıcı olduğu, estetik ameliyatın izlerin sadece azalmasını, daha az dikkat çeker duruma getireceği, ameliyatın zorunluluk olmadığı, izlerin kalıcı olup, giderilmesinin mümkün olmadığı, seansların yaklaşık 10.000,00 TL. olacağını raporunda belirtmiştir.
Davacının sakatlanmasına sebep olan kazaya karışan … plakalı aracın, 4519362 poliçe numarası ile 26/12/2005-2006 tarihlerini kapsar şekilde davalı … tarafından sigortalanmıştır. Sigorta poliçesine göre kişi başına ölüm sakatlık tazminatı poliçe limitinin 50.000 TL olduğu, buna göre davacının işbu dava ile talep ettiği ve bilirkişi incelemesi ile belirlenen maddi tazminat tutarından davalı taraf sigorta poliçe limitleri dahilinde sorumludur.
Mahkememizce maluliyet oranı, kusur durumuna ve tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere; davacının trafik kazası sonucu kusuru olmadan meydana gelen kaza sebebiyle 4 ay süreyle bakıcı yardımına zorunlu olarak ihtiyaç duyduğu, ulaşım giderleri için asgari 1000TL harcamış olduğu, kaza nedeniyle vücudunda oluşan yara izlerinin hiçbir zaman tamamen iyileşmeyeceği ancak izlerin hafiflemesi için en azından 2 kez estetik ameliyat olması gerektiği, bunun maliyetinin asgari her bir ameliyat için 10.000TL lmak üzere 20.000TL olduğu, neticede davacının maddi tazminat tutarının 33.000TL olduğu, davacının olaydaki kusuru dikkate alındığında davacının talep edebileceği maddi tazminatın 8250TL olduğu, davalı … tarafından 3.700,02 TL tazminat ödemesi yapıldığı dikkate alındığında davacının bakiye maddi tazminat alacağının 4.549,98TL olduğu, TBK ve TK’da yer alan yasal düzenlemeler gereği davalı … şirketinin sigorta şirketlerinin sigorta poliçesindeki limite kadar, diğer davalı sürücü ve işleten …’in ise tamamından meydana gelen trafik kazasından dolayı sorumlu oldukları açıktır. Belirlenen tazminatın davalı … yönünden kısmi tazminatın ödeme tarihi olan 30/07/2013 tarihi, diğer davalı sürücü ve işleten yönünden ise kaza tarihi olan 23/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacı taraf uğradığı manevi zararlara ilişkin manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Ayrıca Yargıtay HGK’nın 23.6.2004 tarih ve 2004/13-291E.-2004/370K.sayılı kararında manevi tazminat ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; “Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde veya taksirli davranışlarda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini ortaya koymakta; kişi haklarının her şeyin önünde geldiğini önemle vurgulamaktadır. Bu ilkeler gözetildiğinde; aslolan insan yaşamıdır ve bu yaşamın yitirilmesinin yakınlarında açtığı derin ızdırabı hiçbir değerin telafi etmesi olanaklı değildir. Burada amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan da zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmektir.” denilmek sureti ile manevi tazminatın belirlenmesine caydırıcılık unsuru ve insan yaşamının önemine özellikle vurgu yapılmıştır.
Davaya konu somut olay anılı yasal düzenlemeler ve yukarıdaki ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazası neticesinde, davacının sürekli ve geçiçi iş göremezliğe maruz kalmadığı, ancak vücudunda kalıcı izler meydana geldiği, bu nedenle estetik operasyon geçirmesi gerektiği, kazada davalı işleten ve sürücü …’in %25 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle Mahkememizce kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, maluliyetin türü ve oranı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kaza ve uğranılan maluliyetin davacılarda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile her biri için 1000TL olmak üzere belirlenen 3.000-TL manevi tazminatın sorumlu olan davalı işleten/sürücüden tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine dair oluşun vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 4.549,98 TL’nin davalı … yönünden 30/07/2013 tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 23/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-)Davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile; ayrı ayrı herbiri için 1000’er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 3.000TL nin kaza tarihi olan 23/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacılara verilmesine,
3-)Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 515,73 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 546,50 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 30,76 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
5-) Davacının yatırmış olduğu 546,50 TL peşin harç ve 24,30 TL başvurma harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-) Davacı tarafından yapılan 4.275,25 TL yargılama masrafının red ve kabul oranına göre 213,76 TL sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7- )Davacı kendisini madddi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat yönünden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davacı kendisini manevi tazminat davasında vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat yönünden 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı … ‘den alınarak davacıya verilmesine,
9-)Davalı … ŞİRKETİ maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.349,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
10-) Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı asil …’in yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.