Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/402 E. 2019/566 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/402 Esas
KARAR NO : 2019/566
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/12/2012
KARAR TARİHİ: 16/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 28/12/2012 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …arasında imzalanan 06 Temmuz 2011 tarihli sözleşme ile taraflar otomatik kapsül doldurma makinesinin satışı konusunda anlaştıklarını, söz konusu makinenin özelliklerinin belirlendiği sözleşmede toplam satış bedeli 64.250,00-Euro olarak belirlendiğini, söz konusu meblağın 14 Aralık 2011 tarihinde müvekkili tarafından davalıya ödendiğini, ancak söz konusu makinede ortaya çıkan gizli ayıplar nedeniyle makine müvekkiline teslim edildiğinden beri kullanılmadığını, davalıdan satın alınan makinenin ayıplı olduğunu, sonuç olarak makinenin, davalı tarafından sözleşmede belirtilen özellikleri taşımadığını ve bu yönüyle ayıp olduğunu, makinenin ayıplı olduğu davalı tarafından da bilinmekte olduğunu fakat gözardı edildiğini, sözleşme imzalandıktan sonra müvekkilinin Ar-Ge Müdürü …, makinenin test işlemlerinin yapılması için davalının İtalya’da bulunan tesislerine gittiğini, … ile Davalının temsilcisi … katılımıyla 17 Kasım 2011 tarihinde “Fabrika Kabul Testi” yapıldığını, bu test sonucunda makinenin birçok yönden problemli olduğunun ortaya çıktığını, problemlerin düzeltilmesi gerektiğinin davalıya bildirildiğini, Fabrika Kabul Testinin ardından makinenin müvekkilinin fabrikasına gönderildiğini ve aynı kişilerin katılımıyla 29 Aralık 2011 tarihinde bu kez “Saha Kabul Testi”gerçekleştirildiğini, ancak Saha Kabul Testi sonunda da makinenin sözleşmede belirtilen özellikleri taşımadığının anlaşıldığını, davalı tarafından düzeltilmesi gerektiği ve bu işlemler yapılmadan Saha Kabul Testinin tamamlanamayacağının, Saha Kabul Testi belgesinin sonunda her iki tarafın yetkilileri tarafından imza altına alındığını, Saha Kabul Testinde hem toz formdaki ilaçlar için hem de pellet formdaki ilaçlar için testler yapılmaya çalışıldığını, toz formdaki ilaçların kapsül dolumu için yapılan saha testinde sadece 2 numaralı kapsüllere dolum yapılmaya çalışmış olduğunu, bu boyuttaki kapsül için uygun olduğu görüldüğünü, 0, 1 ve 3 numaralı kapsüller için ise kapsül dolumu yapılamadığını, pellet formdaki ilaçların kapsül dolumu için yapılan saha testinde ise sadece 2 numaralı kapsüllere dolum yapılmaya çalışılmış olduğunu, dolumun olumlu olarak tamamlanamadığını, dolum sırasında kapsüllerin birçoğunun uygun olarak doldurulamamış, kırılmış ve zarar gördüğünü, dolayısıyla makinenin, pellet dolum testini geçememiş olduğunu, Ar-Ge Müdürü … tarafından davalının Dış Satış Müdürü …’ye e-posta gönderildiğini, bu sorunun giderilmemesi halinde ise Makinenin iadesinden başka seçenek kalmayacağının bildirildiğini, müvekkilinin son çare olarak sözleşmeden dönme hakkını kullanmakta olduğunu, davalıya makinenin ayıplı olduğuna ilişkin birçok bildirim yapıldığını, davalının herhangi bir reaksiyon göstermediğini, davalının müvekkili tarafından kabul edilemeyen bu tutumu sonucunda müvekkilinin Genel Müdürü …’in, …’ya 06.02.2012 tarihli ihtar yazısı gönderilme zorunluluğunun hasıl olduğunu, müvekkilinin talepleri neticesinde 13 Şubat 2012 – 16 Şubat 2012 tarihleri arasında davalı firmanın teknisyeni müvekkilinin fabrikasına makinenin düzeltilmesi için geldiğini, ancak makine üzerinden hiçbir iyileştirme yapılmadığını, bu nedenle müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığını ve makine için ödenen bedelin iadesinin talep edildiğini, yukarıda açıklanan nedenler ve yargılama sırasında ortaya çıkacak diğer nedenlerle, maddi ve manevi tazminat talep haklarının saklı kalması kaydı ile sözleşme konusu makine için müvekkili tarafından 64.250,00-Euro’nun ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı tarafından müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin uğradığı zararların tespiti ile fazlaya dair haklarınnı saklı kalması kaydıyla uğranılan zararların karşılığı olarak şimdilik 1.000,00-TL’nin davalı tarafından müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı şirketin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeniyle esasa girmeden usulden reddi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede sözleşmeye uygulanacak hukuk ve yetkili mahkemenin İsviçre Hukuku ve İsviçre Mahkemeleri olduğunun belirtildiğini, Türk Mahkemelerinin bu uyuşmazlıkta yetkisi olmadığını, davacı şirketin, sözleşmeye uygulanacak hukuku dikkate almayarak iddialarını yanlış hukuki nedenler üzerinden ileri sürdürdüğünü, davacı Şirketin, pasif husumete ilişkin yaptığı belirlemede hatalı olarak …Şirketi’ni …’nın temsilcisi olarak nitelendirdiğini, davacı şirketin, sözleşme konusu makinenin ayıplı olduğunu Fabrika Kabul Testi’nde (“FAT”) saptandığını ileri sürdüğünü, bir diğer deyişle, davacı şirket kendi bilgisi dahilinde olan bu duruma hem itiraz etmediğini hem de ödemeyi yaparak makinayı kabul ettiğini davacı şirketin ayıplı ifa ihbarını makul süre içerisinde davalıya iletmeyerek, ayıp ile ilgili herhangi bir başvuru hakkını kaybettiğini, davacı Şirket’in böyle bir hakkı olduğu bir an için kabul edilseydi dahi, Türk Ticaret kanunu (TTK) Madde 23 ve CISG Madde 39 gereğince söz konusu hakkın kullanılamayacağını, davacı Şirketin hem CISC hem TBK, hem taraflar arasındaki sözleşme uyarınca sözleşmeden dönme hakkına sahip olmadığını, sözleşme konusu makinedeki ayıptan kaynaklanan tazmin edilecek herhangi bir zarar bulunmadığını, kaldı ki karşılıklı edimlerin yerine getirilmesiyle sona ermiş sözleşme ilişkilerinde tazminat talebi ileri sürülemeyeceği gibi bu durumda pasif husumet sıfatı da bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuş, davacı şirketin dilekçesinde, makina için ödenen bedelin avans faiziyle birlikte iadesine, ek olarak şimdilik kısmi dava olarak 1.000 TL tutarında maddi zararın tazminini talep ettiğini, HMK Madde 109 hükmü uyarınca, huzurdaki olayda kısmı dava açılmasının şartlarının mevcut olmadığını, bu nedenle öncelikle usulü itirazları nedeniyle davanın reddine, esasa girilmesi halinde ise haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf aynı zamanda 21.06.2013 ve 12.07.2013 tarihli dilekçeleri ile davalı … ile …Şti. arasında halihazırda acentelik de dahil olmak üzere 23.04.2013 tarihi itibari ile hiçbir hukuki ve ticari ilişkilerinin kalmadığını, bu nedenle, acentelik sıfatını yitiren …Şti.’nin, Muttipharma’yı huzurdaki davada temsil etmeye veya savunmaya ya da onun adına herhangi bir beyanda bulunmaya dair hiçbir yükümlülüğü olmadığı gibi, bu davaya devam edemeyecek oluşu da kanun gerekliliği olduğunu da iddia ederek beyanda bulunduğu görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Taraflar arasında akdedilen sözleşme, ödeme dekontu, kabul testleri, ihtarname, taraflar arasındaki e-mail kayıtları ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, dava konusu makinanın bulunduğu bulunduğu Çerkezköy … Asliye Hukuk Mahkemesine keşif yapılarak rapor alınması için talimat yazılmış ve Mahkememizce dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. sayılı dosyası ile açılmış olup, 18.06.2014 tarihli, 5235 Sayılı Kanunun 5. Maddesinde 6545 sayılı yasanın 45. Maddesi ile gereğince mahkememize devrolmuş ve mahkememizin …Esasına kaydedilerek yargılamaya mahkememizde devam olunmuştur.
Dava, davacı şirket tarafından davalı şirketten satın alınan davaya konu makinanın gizli ayıplı olması nedeniyle, sözleşmeden dönülmek suretiyle makinanın bedelinin iadesi ve uğranılan maddi zararların tahsili istemine ilişkindir.
Dava, mahkememize devredilmeden önce 28/11/2013 tarihli celsede davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verildiği, yetki itirazının süresinde yapılmadığı görüldü.
Taraflar arasında, 06.07.2011 tarihli satış sözleşmesi akdedildiği,davacı şirketin, 64.250-EUR. karşılığında Otomatik Kapsül Doldurma Makinası satın aldığı, malın teslimi, bedelinin davalıya ödendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın makinenin ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi İlaç Sektör Uzmanı… tarafından hazırlanan 07.06.2014 tarihli 2014/17 Tal. sayılı bilirkişi raporunda, “…davacının sunduğu delillerdeki SAT (Site Acceptance Test/Saha Kabul Testi) belgesinin 6. Sayfasından belirlendiği üzere makinenin özelliklerinin 6 Temmuz 2011 tarihli imzalanan sözleşmede belirtilen niteliklere haiz olmadığı, düzeltilmesi gereken kusurlara sahip olduğu, bu bilgilerin her iki taraf tarafından SAT testinin gerçekleştiği 29 Aralık 2011 tarihten itibaren her iki taraf tarafından bilindiği, bu sebeple 6 Temmuz 2011 tarihli sözleşmede belirtildiği gibi,davacı tarafın, davalı tarafa bir ödeme yapması gerekliliğinin doğmadığı, bu noktada davacı tarafın 27.03.2013 tarihli dilekçesinden anlaşılacağı üzere, davacı tarafın SAT testinden önce 14.12.2011 tarihinde yaptığı ödemenin davaya konu olan makine ile ilişkili olduğunun Sayın Mahkemenizce tespit edilmesi durumunda, bu paranın davacı tarafa iade edilmesi kararının belirlenmesinin Sayın Mahkemeye ait olduğu…””…davacının sunduğu delillerdeki SAT (Site Acceptance Test/Saha Kabul Testi) belgesinin 6. Sayfasından belirlendiği üzere makinenin özelliklerinin 6 Temmuz 2011 tarihli imzalanan sözleşmede belirtilen niteliklere haiz olmadığı, düzeltilmesi gereken kusurlara sahip olduğu, bu bilgilerin her iki taraf tarafından SAT testinin gerçekleştiği 29 Aralık 2011 tarihten itibaren her iki taraf tarafından bilindiği, bu sebeple 6 Temmuz 2011 tarihli sözleşmede belirtildiği gibi,davacı tarafın, davalı tarafa bir ödeme yapması gerekliliğinin doğmadığı, bu noktada davacı tarafın 27.03.2013 tarihli dilekçesinden anlaşılacağı üzere, davacı tarafın SAT testinden önce 14.12.2011 tarihinde yaptığı ödemenin davaya konu olan makine ile ilişkili olduğunun Sayın Mahkemenizce tespit edilmesi durumunda, bu paranın davacı tarafa iade edilmesi kararının belirlenmesinin Sayın Mahkemeye ait olduğu…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler SPK Lisanslı Gay. Değ. Uzm. Emekli Banka Şb. Müdürü … ve SMMM … ve İlaç Sektör Uzmanı … tarafından hazırlanan 17.07.2014 tarihli 2014/17 Talimat sayılı bilirkişi heyet raporunda, “…davacıya ait ticari defterlerin açılış tasdiklerinin TTK.mad. 69 hükmü gereğince yasal süresinde yaptırılmış olduğu, Yevmiye Defterinde TTK mad. 70/6-son hükmü gereğince bulunması gerekli kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırılmamış olduğu (31.01.2012), Envanter Defterinde TTK mad. 72/3 hükmü gereğince bulunması gerekli kapanış tasdikinin yaptırılmamış olduğu, defterlerin davacı lehinde delil olma ve ispat kuvvetine sahip olup olmadığı hakkındaki karar Sayın Mahkemenize ait olacağı, rapor içerisinde belirttiğimiz üzere; Davacı yanın incelenen 2011 yılı ticari defter kayıtlarında, dava konusu Makine 19.12.2011 tarihinde 255 Demirbaşlar Hesabının 255.01.0003 Arge Bölümü Demirbaşlar / …, Kapsül Dolum Makinesi Hesabında 160.228.19 TL olarak yer aldığı görüldüğü…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davalı vekilinin itirazlarını değerlendirir rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler SPK Lisanslı Gay. Değ. Uzm. Emekli Banka Şb. Müdürü M… ve SMMM … tarafından hazırlanan 19.12.2014 tarihli mahkememizin … Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak: “… davacı şirket vekili tarafından verilen 22.10.2014 havale tarihli beyan dilekçesinde “müvekkil makinenin yerine yeni makine almak zorunda kaldığı” yönünde bir bilgi vermesine rağmen, dava dosyası evraklarında bu “zorunda kalışla” ilgili bir bilgiye rastlanılmadığından davacı şirketin her iki makine arasındaki fiyat farkı bedeli, yeni makine için yapılan ithal masrafları taleplerinin yerinde olmadığı…” sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı vekilinin itirazlarını değerlendirir rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler Mali Müşavir …, Hukukçu… ve Makine Mühendisi … tarafından hazırlanan 05.01.2016 tarihli Çerkezköy …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Tal. sayılı dosyasından yaptırılan bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak: “…dava konusu makinenin ayıplı olduğu; ayıbın nitelik ve nicelik bakımından taraflar arasındaki sözleşmeye esaslı bir aykırılık oluşturduğu, ayıba ilişkin muayenenin (Muayene süresi bakımından) uygun bir süre içinde yapılmış bulunduğu, ayıplı makine bakımından …… anlatılan sebeplerle, onarımın mümkün olmadığı ve yine aynı sebeple giderim bedelinin de bulunmadığı, ayıba ilişkin, sözleşmeden dönme beyanı bakımından tazminatın aşağıdaki kalemlerin toplamından oluşacağı,
a. Kanaatimizce (Dönme beyanı bakımından} uygun süre içinde yapılmamış olduğu: Bu sebeple davacı tarafça istenebilecek olan miktarın ikame makinaya ödenen 14.750,00 EUR. fark, ikame makine için ödenen gümrük, nakliye, sigorta v.b. giderler olarak 36.672,15 TL olabileceği,
b. Mahkeme tarafından {Dönme beyanı bakımından} uygun süre içinde yapılmış olduğu kabul edilmesi durumunda;
i Davacı tarafça makine yerine satın almış bulunan makinenin yukarıda anlatılan sebeplerle ikame mal olarak kabulü ile ikame ile sözleşme arasında ki fark olan 14.750,00 EUR.
iı. Davacı tarafça makine bedeli olarak ödenen miktar 64.250,00 EUR.nın ……..anlatılan sebeplerle ödeme anından itibaren ve satıcı ülke faiz oranıyla giderimi,
iii Tam zarar ilkesi gereği ilave zarar olarak 36.672,15 TL katlanılan edinim giderlerinin tazmini olabileceği,
Yoksun kalınan kâr bakımından dosya kapsamında herhangi bir hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı, bu yönde heyetimizde bir kanaat uyanmadığı, teslim anındaki duruma esaslı surette yakın bir durumda makinenin iadesi imkânsızlaşmış olsa da, bu hususun tazminat ve sözleşmeden dönmeye etkisi bakımından taraf yazışmaları kapsamında değerlendirilmesinin mahkemenin yetkisinde olduğu, makine çalıştırılamadığından heyetimizde kanaat oluşmadığı…” sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı ve davalı vekilleri tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı ve davalı vekillerinin itirazlarını değerlendirir ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler Mali Müşavir …, Hukukçu … ve Makine Mühendisi … tarafından hazırlanan 21.04.2016 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak:”… Satılan dava konusu makine tekrar çalıştırılamamış olduğundan ayıpların tek tek tespitinin mümkün olmadığı, TTK m. 25, BK m. 198, TBK m. 222-223 yapılan değerlendirme uyarınca dava konusu makinedeki ayıbın SAT-FAT testi kapsamındaki beyanlar bakımında açık ayıp olarak nitelendirilebileceği, buna karşılık makinenin çalıştırılamaması sebebiyle ayıp testinin mevcut durumda yapılamadığı, dava konusu makinenin SAT testi ile 27-29 Aralık 2011 alıcı-davacıya teslim edildiği, SAT testinde ayıpların belirtildiği, buna karşılık TTK M. 20 uyarınca açık ayıplar bakımından iki gün içinde noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü bir mektupla yahut telgraflar bildirimin bulunmadığı, BK m 190, TBK m. 222-223 uyarınca, usulüne uygun bir bildirim bulunmaması sebebiyle malı kabul etmiş sayılıp, sayılmayacağı ve yine satıcının SAT testinde imza altına alınan ayıpları bilmesi ve hareketsiz kalmasının değerlendirilmesinin mahkemenin taktirinde olduğu, son olarak makinenin mevcut durumda aynen iadesi,çalıştırılamaması sebebiyle mümkün olmamakla beraber, mevcut duruma gelme sebebinin neyden kaynaklandığı hususunda teknik olarak çalıştırılamaması sebebiyle kanaat oluşamamıştır…” sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı ve davalı vekilleri tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı ve davalı vekillerinin itirazlarını değerlendirir ek raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişiler İTÜ. Makine Fakültesi Prof. Dr. Maki. Yük. Müh. …, İTÜ Makine Fakültesi Öğr. Gör. Dr. Müh. … ve İTÜ Makine Fakültesi Prof. Dr. Mak. Yük. Müh. … tarafından hazırlanan 15.05.2017 tarihli, Çerkezköy …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, … Tal. sayılı bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak:”… Dava konusu …marka V-10 model toz ve pelleti aynı kapsüle dozajlayan otomatik kapsül dolum makinası’nın davalı yanca sözleşme koşullarına ve amacına uygun şekilde imal edip teslim edilmediği, makinadaki mevcut eksiklikler/ayıplar sebebiyle makinanın kullanılamadığı, makinanın reddi gerektiği, mevcut makinanın davacı yanın amacını karşılamadığının, makinanın bütünüyle davalının hatasından kaynaklanan nedenlerle kullanılamayacağı görüş ve kanaatine varılmıştır…” sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı ve davalı vekilleri tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı ve davalı vekillerinin itirazlarını değerlendirir rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler İTÜ. Makine Fakültesi Prof. Dr. Maki. Yük. Müh. …, İTÜ Makine Fakültesi Öğr. Gör. Dr. Müh. … ve İTÜ Makine Fakültesi Prof. Dr. Mak. Yük. Müh. … tarafından hazırlanan 10.11.2017 tarihli, mahkememizin 2014/402 Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak:”…davalı yanın itirazlarının hukukçu bilirkişiden oluşacak heyetten rapor alınmasını talep ettiği, kök raporumuza yapılan itirazlar çerçevesinde, tespit, görüş ve kanaatimizde herhangi bir değişiklik olmadığı…”talep ettiği, kök raporumuza yapılan itirazlar çerçevesinde, tespit, görüş ve kanaatimizde herhangi bir değişiklik olmadığı…”sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş, davacı vekilinin itirazlarını değerlendirir ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler İTÜ. Makine Fakültesi Prof. Dr. Maki. Yük. Müh. …, İTÜ Makine Fakültesi Öğr. Gör. Dr. Müh. … ve İTÜ Makine Fakültesi Prof. Dr. Mak. Yük. Müh. … tarafından hazırlanan 31/01/2018 tarihli mahkememizin … Esas sayılı dosyasından alınan, bilirkişi heyeti ek raporunda sonuç olarak:”… Kök raporumuzda belirtilen görüşümüzde herhangi bir değişiklik söz konusu olmayıp dava konusu makinanın gizli ayıplı olarak imal edilmiş olduğu…” sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacı ile davalı …şirketi arasında akdedilen sözleşmenin, fatura ve sözleşmede ismi ve nitelikleri yazılı makinenin satımına ilişkin bir sözleşme olduğu ve yabancılık unsuru da içeren bir uyuşmazlık olduğu, sözleşmede İsviçre Hukuku’nun uygulanacağının belirtilmesi ve davalı şirketin İtalya şirketi olması, İsviçre ve İtalya’nın da Milletlerası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Millerler Antlaşmasına (CISG) taraf olması nedeniyle huzurdaki uyuşmazlığa Türk Hukuku ile birlikte CISG kuralları da uygulanacaktır.
…şirketi’ne izafeten dava açılan, davalı …Şti. vekilince,27.03.2013 tarihli cevap dilekçesi ile, 6102 sayılı TTK. 102. Madde kapsamında, …Şirketi’nin ürettiği otomatik kapsül makinalarının Türkiye’deki satımında bu sürece acentelik vasfıyla dahil olduğunu belirtmiş, gerek davalı ve davacı şirket ve gerekse davacı ile yurt dışında mukim şirket arasındaki e- posta yazışmalarından davalı şirketin dava konusu alım satım işlemine aracılık yaptığı hususunun açık bir şekilde anlaşıldığı, buna göre davalı şirketin davacı ile yurt dışında mukim şirket arasında aracılık faaliyetlerini gerçekleştirdiğinden, 6102 sayılı TTK. 102. Ve devamı TTK.103-b ve sözleşme imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK.nun 116 ve devamı 117/3. maddesi gereğince acente sayılan davalı …Şti.’ne , mülga 6762 sayılı TTK. 119/1 ve 6102 sayılı kanunun 105/2 . maddesi gereğince yurt dışında bulunan şirkete izafeten dava açılabileceği mahkememizce kabul edilmiştir.
Ancak, her ne kadar davanın, …şirketi’ne izafeten dava açılan, davalı …Şti. açılabileceği kabul edilmiş ise de mülga 6762 sayılı TTK.nun 119/2.maddesi ve 6102 sayılı kanunun 105/3. Maddesine göre, izafeten dava açılan durumlarda hükmün, sözleşmede taraf olan yurt dışındaki şirket hakkında verilmesi gerektiği, davalı acente hakkında hüküm verilemeyeceği göz önüne alınarak (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.02.1986 t. 11-582/135 E/K, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 09.02.2005 t. 2004/3652 E, 2005/634 K. sayılı ilamları ), davaya konu tazminat tutarının …şirketi’nden tahsiline karar verilebilecektir.
Satım akdinde satıcı, akdi tam ve noksansız olarak ifa ile mükelleftir. Satıcı sözleşmeye konu şeyi teslim borcunu ifadan sonra alıcının o şeyden yararlanmasını engelleyen veya azaltan her hangi bir noksanın bulunmamasını da tekeffül etmiş durumdadır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde Taraflar arasında akdedilen sözleşme, ödeme dekontu, kabul testleri, ihtarname, , taraflar arasındaki e-mail kayıtları ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, Çerkezköy ..Asliye Hukuk Mahkemesi’nin,…Tal.sayılı dosyasından alınan 15.05.2017 tarihli kök rapor ile 10.11.2017 ve 31.01.2018 tarihli ek raporlara ve tüm dosya kapsamına göre satıma konu makinenin ayıplı olduğu, ayıbın gizli önemli nitelikte bir ayıp olup makineden beklenen faydayı ortadan kaldırdığı, ayıbın nitelik ve nicelik bakımından taraflar arasındaki sözleşmeye esaslı bir aykırılık oluşturduğu, ayıba ilişkin muayenenin uygun bir süre içinde yapılmış bulunduğu, ayıplı makine bakımından, davalı ile yapılan e-posta yazışmalarından da anlaşıldığı üzere, makinanın onarımının mümkün olmadığı,yine davalı ile yapılan e-posta yazışmaları ve ihtarname ile ayıbın süresi içerisinde bildirildiği ve sözleşmeden dönme iradesinin ortaya konulduğu anlaşılmış ve mahkememizce dava konusu makinenin gizli ayıplı olduğu yönünde kesin kanaat hasıl olmuştur.
Davacı tarafın satın aldığı malın ayıplı olduğunu öğrenmesi üzerine 6098 Sayılı Kanunun 223.md uyarınca makul süre içinde davalı tarafa e-posta ve ihtarname ile bildirdiği, her ne kadar taraflar tacir oldukları için 6102 sayılı kanunun 23.md uygulanması gerekmekteyse de söz konusu ayıbın kullanım sonucu ortaya çıktığı ve 6098 Sayılı Kanunun 225.md ve Milletlerası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşmasına (CISG) 49/2-b-ii. Maddesi, uyarınca ve bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda, satıcı ağır kusurlu görüldüğünden mahkememizce süresi içinde ayıp ihbarında bulunulduğu ve satıcının sorumluluktan kurtulamayacağı kabul edilmiştir.Sunulu nedenlerle;davacı tarafın Satılan malın ayıplı olması nedeniyle 6098 Sayılı Kanunun 227.md uyarınca seçimlik haklarından Sözleşmeden dönme hakkını kullandığı sabit bulunduğundan davacı tarafın bedel iadesi 64.250-EUR. ‘ya ilişkin davasının kabulü ile 06.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte; yine davacı tarafından uğranılan zararlara dair kısmi açılan ve 14.750- EUR.x5.0409= 74.353,27-TL. ve 36.672,15-TL. olmak üzere toplam 111.025,42-TL. üzerinden 04.05.2018 tarihli dilekçe ile ıslah edilen tazminatın da kabulü ile davalı …şirketi’nden tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 64.250-EUR’nun 06.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve 14.750-EUR’nun ve 36.672,15-TL.’nın, … Srl’den alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 15.240,79 TL harçtan, peşin alınan 2.272,00 TL başvurma harcı + 1.878,96 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.150,96 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 11.089,83 TL harcın davalı … Srl’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf lehine …Ü.T gereğince taktir olunan 19.336,73 TL nispi vekalet ücretinin davalı … Srl’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 21,15 TL başvurma harcı + 2.272,00-TL peşin harç + 1.878,96 TL ıslah harcı + 9.998,55-TL bilirkişi-tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 1.4170,66-TL yargılama giderlerinin davalı … Srl’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı …şirketi’ne izafeten dava açılan, …Şti. tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.