Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/26 E. 2021/517 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/26 Esas
KARAR NO:2021/517

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:06/11/2006

BİRLEŞEN ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
… ESAS … KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:06/11/2006

BİRLEŞEN…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
… ESAS …KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:06/06/2017
KARAR TARİHİ:08/07/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında 01.06.2006 tarihinde beş yıl süreli olarak işleticilik sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden davalının yalnızca müvekkiline ait ürünleri satmayı taahhüt ettiğini, sözleşmenin kısmen de olsa ihlali halinde müvekkilinin sözleşmeyi fesih hakkının bulunduğunu ve buna istinaden de 100.000 USD karşılığı Türk Lirasını isteme hakkının bulunduğunu, müvekkilinin diğer zarar ve ziyan haklarının saklı tutulduğunu, davalının sözleşmeye istinaden bir yıl müddetçe asgari 2.500 m3 beyaz mal satmayı taahhüt ettiğini, satılmayan akaryakıt kısmı için 80-USD/m3 bedelin TCMB döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının kar mahrumiyeti olarak ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşme adresinde bulunan akaryakıt istasyonunda …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından yapılan tespitte anılan işyerinde … logosunun bulunduğu ve … logolu pompaların monte edilmemiş vaziyette beklediğinin belirlendiğini, bunun üzerine davalıya …. Noterliğinden 12.07.2006 tarihinde … yevmiye sayılı ihtarname keşide ederek, davalının ihlalini düzeltmesinin ihtar edildiğini, davalının sözleşmeyi ihlal etmeye devam etmesi üzerine …. Noterliğinden 09.08.2006 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile sözleşmenin fesih edilmediğini, halen tarafları bağladığını ve davalının ihlali nedeni ile her türlü yasal yollara başvurulacağını ihtar edildiğini, davalı şirketin ihtarlara rağmen sözleşmenin ihlalini teşkil eden eylemlerine devam ettiğini, bu nedenlerle her türlü zarar, ziyan ve kar mahrumiyeti haklarının saklı tutularak sözleşmeye istinaden 100.000 USD tutarındaki cezai şartın şimdilik 10.000 USD’nin, davacı şirketin uğramış olduğu kar kaybından dolayı şimdilik 10.000 USD alacağının yabancı paraya uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte tahsiline, Ariyet malzemesi olarak verilen malzemelerin iadesine karar verilmesini, bunların iadesinin mümkün olmaması halinde ise şimdilik bedel olarak 5.000 USD’nin yabancı paraya uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili sunmuş olduğu 21.11.2012 tarihli dilekçesi ile, ariyet olarak verilen malların değerinin 234.236,74 TL olduğunu belirterek, 10.12.2012 tarihinde tamamlama harcını yatırmıştır.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve eklerinin geçersiz olduğunu, sözleşmenin imzalandığı anda ve daha sonra da davacının intifa hakkının bulunmadığını, bu yüzden sözleşmenin yok hükmünde bulunduğunu, sözleşmenin geçersiz olmasından ötürü de fesih ile dava edilemeyeceğini, müvekkilinin davacının eski bayisi olarak çalıştığını ve eski sözleşmenin süresinin 04.04.2006 tarihinde son bulduğunu, bu yüzden yeni sözleşmenin imzalandığını, davacının akaryakıt istasyonunun intifa hakkını almadığı gibi alma imkanın da bulunmadığını, bu yüzden imzalanan işleticilik sözleşmesinin hukuken geçerli hale gelmediğini, müvekkilinin davacı şirketin bayiliğini alınacak intifa hakkına istinaden sözleşmenin imzalandığını, davacının bunu yerine getirmediğini, bu yüzden de sözleşmenin geçersiz olduğunu ve müvekkilinin başka bayilik almak zorunda kaldığını, davacının sözleşmeye istinaden müvekkilinden kar mahrumiyeti, zarar ziyan veya başka bir talepte bulunamayacağını, davacının 1991 yılında imzalanan bayilik sözleşmesine istinaden verdiği ariyet malzemeleri için 5.000 USD talep etmesinin yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin eski sözleşme ile teslim aldığı demirbaşları iade etmeye hazır olduğunu, müvekkilinin …. Noterliğinden keşide ettiği, 27.06.2006 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile demirbaşların teslim alınmasını ihtar ettiğini, demirbaşların iadesi için açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında;
Davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalıların ortağı olduğu …Nak.ve Tic. Ltd. Şti. arasında … ili, … İlçesi, … Mahallesi mevkiinde kaim 556 ve 268 ada, 150 ve 116 parsellerde kayıtlı toplam 2.223metrekare yüzölçümünde bulunan akaryakıt satış ve müştemilatının işletmeciliği, akaryakıt müştakları ile makine yağları ve sair emtiyanın satışının yapılması hususlarını düzenleyen 01.06.2006 tarihli … A.Ş. İşleticilik Anlaşması akdedildiğini, müvekkili şirket ile davalılar arasında söz konusu taşınmaz üzerinde tesis tarihinden başlamak ve 15 yıl süre ile geçerli olmak üzere intifa hakkı tesis edilmesi hususunu düzenleyen bir protokol akdedildiğini, anılan protokol hükümlerine göre malik olan davalıların iş bu protokolün herhangi bir hükmünü kısmen veya tamamen ihlal ettiği veya borç ve taahhütlerini yerine getirmediği takdirde …’nin iş bu protokolü feshedebileceği ve bu halde malik davalıların …’nin fesih sebebiyle maruz kalacağı bilcümle zarar ve ziyanı karşılamayı, …’ye fesih tarihinde 200.000 USD tutarında cezai şartı ifa tarihinde uygulanmakta olan TCMB döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalıların anılan protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından keşide edilen …. Noterliğinin 31.07.2006 tarih ve 33228 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile intifa protokolden kaynaklanan tescil işlemi ile anlaşmadan kaynaklanan taahhütlerin yerine getirilmesi, aksi halde sözleşmenin feshedilerek cezai şartın tahsili ile fesihten kaynaklanan zarar ve ziyanın tazmin edileceği hususlarının davalılara bildirildiğini, davalıların anılan protokolden doğan yükümlülüklerini bugüne kadar yerine getirmediklerini, davalılar tarafından keşide edilen cevabi ihtarnamede kendilerinin intifa hakkı tesis etme yükümlülüğünde olduklarını açıkça belirttiklerini, ancak intifanın tesis edilmemesinin nedeni olarak gerçeklikle ilgisi olmayan iddialar ileri sürdüklerini, davalıların dava konusu protokolden doğan yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gibi protokol konusu gayrimenkul üzerinde başkaca bir akaryakıt dağıtım firması hakkında intifa hakkı tesis ettiklerini ve yükümlülüklerin yerine getirilmesini kendi eylemleriyle imkansız hale getirdiklerini, bu nedenle davalıların sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan her türlü zarar ziyan ve kar kaybının tazmini haklarını saklı tutmak kaydıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 200.000 USD cezai şart alacaklarından şimdilik 20.000 USD’nin yabancı paraya uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili verdiği cevap dilekçesi ile; davacının taleplerinin dayanağı olan protokol başlıklı belgenin incelenmesinden önce taraflar arasındaki ticari ilişkinin 1991 yılından itibaren kurulduğunu, uzun yıllardan beri müvekkillerinin davacı şirketin bayisi olarak faaliyette bulunduğunu ve 1991 yılında davacı şirkete intifa hakkı verildiği ve intifa hakkının süresinin bittiği hususlarına dikkat çekmek istediklerini, müvekkillerinin sahibi bulundukları şirket ile davacı arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin 04.04.2006 tarihinde sona erdiğini, ayrıca davacı şirket lehine konulan 15 yıl süreli intifa hakkının 04.04.2006 tarihinde sona erdiğini, davacı şirket ile müvekkilleri arasında imzalanmış olan tüm sözleşmelerin 04.04.2006 tarihinde sona ereceğine ve taraflar arasında yeni bir sözleşmenin imzalanması hususunda …. Noterliğinin 30.10.2005 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin davacı şirkete tebliğ edildiğini, davacı şirketin gönderdiği ihtarnameye verilen cevabi ihtarnamede intifa tesisi için tapuya gidildiği ve davacı şirket adına tescil işlemlerini yapacak olanların yetkili olmaması nedeniyle bu işlemin yapılamadığı ve uzun süre beklenilmesine karşılık intifa tesisi için gereken adımın davacı tarafından atılmadığı ve bu nedenle de intifa tesis işlemlerinin davacının kusuru nedeniyle yerine getirilmediğinin cevaben davacı şirkete bildirildiğini, yani resmi şekil şartı yerine getirilmediği ve bunda davacının kusuru olduğundan dolayı sözleşmenin baştan geçersiz hale geldiğini, ayrıca tapu kayıtlarında akaryakıt satış istasyonu olarak görünmeyen davalılara ait mesken olarak kullanılan taşınmazın da intifa hakkının verileceğinin sözleşmede yer aldığını tespit eden müvekkillerinin, sözleşmenin kendi iradelerini yansıtmadığını da belirttiklerini, taraflar arasındaki protokolün uygulanamaz hale geldiğini, müvekkillerinin hiç bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizde yapılan yargılama sonucunda, Mahkememizin 13/12/2012 tarih ve… Esas, … Karar sayılı kararı ile, “… İş bu intifa hakkının tapuda tesis edilmemiş olmasına rağmen, davalı yanın tek elden yaptığı satış (işleticilik) sözleşmesine istinaden, davacı şirketten akaryakıt alıp satmış olması durumunun söz konusu intifa hakkının tapudan tesis edilmemiş olmasının iş bu işleticilik sözleşmesi ile protokolü geçersiz kılmadığı, o nedenle dava konusu işleticilik sözleşmesinin 18.maddesine istinaden, cezai şartı davacı şirketin asıl dosyanın davalısı şirketten talep etmeye hakkı bulunduğu kanaatine varılmıştır. Bu konuda davalı savunmalarının sonuca etkisinin olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşmenin tarihi 01.06.2006’dır. Bu yüzden dava da bu husus konu edilmemekle, davacı kayıtlarında davalı şirketin daha önce de bayisi olan davalı şirketin önceki yıllar dikkate alınarak bir talepte bulunması mümkün olmayacağı belirlenmiştir.
Sözleşmenin başlangıç tarihinden 1 yıl sonra davacı tarafından satış yapılacak olan akaryakıt ile davalının satın aldığı akaryakıt miktarı belirlenebileceğinden, davacının henüz dolmayan bir yıl nedeniyle bir ölçüm yaparak talepte bulunması mümkün görülmemiştir.Bu yüzden davacı şirketin davalı şirketten asıl davada kar mahrumiyeti talep etmesi mümkün olmayacaktır.
Ekteki birleşik davadaki malik olan davalılara karşı açılan cezai şarttan doğan tazminat talebi değerlendirilmiştir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında mevcut bulunan işleticilik sözleşmesini ekini oluşturulan protokol başlığı altında akdedilen sözleşmenin tarafları davacı ile birleşen davada davalı konumunda olan gerçek şahıslardır. Davalılar taşınmaz maliki olarak intifa hakkını davacıya vermeyi kabul etmişlerdir.
Protokolün mücbir sebepler başlığı altında “…..’nin esas gayesi olan akaryakıt satış ve servisi faaliyetinin gerçekleştirilmemesi veya bu kabil ticaretin devamına mani herhangi bir halin zuhur etmesi durumunda … iş bu protokolü feshetmek yetkisine haizdir.” denilmekte, protokol hükümlerinin ihlali başlığı altında ise sözleşmenin …’nin feshi durumunda 200.000 USD cezai şartın TCMB’nca döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Davacı şirketin davalı şirketin akaryakıt almamasından ötürü sözleşmeyi feshettiği ve yine davalı şirketin bir başka şirket logosunu akaryakıt istasyonunda kullandığının tespit edilmesine karşın talep etmiştir.
Bilirkişi kurulu protokolde belirtilen hususlara istinaden davalı şirketin akaryakıt almaması ve bir başka şirket ile anlaşma yapmış olması sözleşmenin ihlali anlamını taşıdığından, davacının protokolde belirtilen cezai şart bedelini talep etme hakkının bulunduğunu ve taleple bağlılık gereğince istenilen tutarın hüküm altına alınması gerektiğini kanaat olarak açıklamışlardır.
Cezai şart konusundaki bilirkişi kurulu görüşü asıl davada davalı şirket yönünden mahkememizce benimsenmiş ise de ekteki birleşik davadaki sözleşmenin tarafı olmayan, sadece sözleşmeye ekli adi şekilde düzenlenmiş protokolde imzaları bulunan gerçek şahıs davalılar yönünden benimsenmemiştir.
Ekte birleşik davada istenilen cezai şartın hüküm altına alınması tapuda resmi şekilde yapılmayan ve adi yazılı şekilde düzenlenen protokolde yer almaktadır. Asıl davada, asıl bayilik ilişkisi bulunan davalı şirket ile davacı arasındaki ilişkinin alışveriş boyutunda önceden beri süre gelmesinin davalı şirket yönünden şekle aykırılığı ileri sürmeyi MK.m.2 anlamında mümkün kılmadığı doğrudur. Ancak yasal olarak taraflar arasındaki ilişkiye katılımları sadece adi şekilde yazılı protokol ile, intifa hakkını tapuda geçirmek borcunu üstlenen, sözleşmenin tarafı olmayan birleşik davanın davalıları yönünden de aynı sonuca varmak mümkün görülmemiştir… ” ve ” … Mahkememizce de ekte birleşik dava yönünden aynı görüş ve sonuca varılmıştır. Bu nedenle şekle aykırılık nedeniyle protokol intifa hükmü yönünden hükümsüz olduğu için cezai şart da hükümsüz kabul edilmiş ve ekte birleşik davada davacının davalılardan cezai şart tazminini talep edemeyeceği anlaşıldığından bu davanın mahkememizce reddine karar verilmiştir.
Asıl dava dosyasında ariyetlerin aynen iadesi ile ilgili değer gösterilmeyerek sadece bunların aynen iadesi mümkün olmaması halinde bedeli olarak 5.000 USD’nin talep edildiği oysa alınan bilirkişi raporuna göre, ariyetlerin dava tarihi itibariyle bedelinin 234.236,74 TL olduğu (20.11.2012 günlü duruşmada harç ikmali için oluşturulan karardaki değer, haklı itiraz üzerine 21.11.2012 günlü ara kararı ile düzeltilmiştir.), mahkememizce verilen süre içinde buna ilişkin eksik peşin harcın 10.12.2012 tarihinde süresinde tamamlandığı görüldüğünden ariyetlerin iadesi konusundaki talep bakımından bu tutar dava değeri olarak kabul edilmiştir.
Davacı tarafın asıl davada aynen iadesini talep ettiği ariyetlerin bilirkişi kurulunun 12.11.2012 havaleli ve 31.10.2012 tarihini taşıyan rapora ekli bilirkişi Prof. Dr. …’ın imzalı olarak ibraz ettiği listede yer aldığı, buna göre davacı ile davalı şirkete ariyet sözleşmesi ile teslim ettiği malzeme ve tesisatın; “…güç kaynağı, …, Acil stop bütonu, … 5’li D tipi hizmet panosu, … … direği, 2 adet … filtre, dalgıç pompa çek valfı, dolum revizyon malzemesi, … sistemi, … tesisatı malzemesi, fiyat panosu, fiyat panosu numaratörü, … mm 5 adet …, … kolu, … projesi, Gaz algılama sistemi montajı, 4 adet gaz dedektörü, … logo stiker 300 mm, … logo stiker 150 mm, intifa bedeli – 15 yıl, istasyon yenileme horizon projesi… pos makinesi, … çiftli pompa …, … çiftli pompa 890151, … çiftli pompa 921029, … çiftli pompa 921031, … ayaklarının … boyanması, … tipi … logo takımı, … tipi … logo takımı tip 3, muhtelif civata galvanis dirsek nipel, muhtelif malzeme, … dolum revizyonu, … proje, … proje, … proje, pompa ustuafisetlik, …, … projesi sire work, tek ayaklı … logolu silt, topraklama revizyonu malzemeli” oldukları belirlenmiştir.
Ariyet olarak bırakıldığı bildirilen ve asıl davada dava konusu olan bu ariyetlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiğinin ve henüz iade edilmediğinin dosyadaki delillerle saptandığı gibi esasen bu hususta taraflar arasında itilaf bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle ve misli mal ve eşya niteliğinde bulunduklarından davacının asıl davada terditli talepte bulunarak öncelikle ariyet olarak bırakılan demirbaş ve malzemelerin davalı şirketten davacıya iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde infaz sırasında icra müdürlüğünce İİK’nun 24. maddesi gereğince işlem yapılmasına, bu talep bakımından terditli taleplerden bedele ilişkin ikinci talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
Asıl davada cezai şart olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 10.000 USD talep edildiği görülmektedir. Sözleşme içeriğine ve bilirkişi raporuna göre davacının davalı şirketten esasen 100.000 USD cezai şart talep etmesi öngörülmüştür. Ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000 USD’lik talep değerlendirilmiştir.
Bilirkişi kurulu davacı ve davalı şirket arasındaki ilişkide 8 yıllık davalı şirket karının toplamı tutarının 507.647,26 TL olduğu ve yıllık ortalamasının 63.456 TL hesaplandığı, bu durum karşısında talep edilen cezai şart tutarının fahiş olmadığı ve ekonomik zorluk getirmeyeceği kanaat olarak açıklanmış, mahkememizce de bu tespit dosya kapsamına uygun bulunduğundan benimsenmiş ve kısmi talep olarak 10.000 USD olarak istenilen cezai şarttan, asıl dosya davalısının şirket oluşu da gözetilerek tenkis yoluna gidilmemiştir.
Dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre ve yukarıdaki açıklamalara göre; asıl davada, davanın kısmen kabulü ile 10.000 USD cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının bir yıllık USD mevduatına uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte fiili ödeme veya tahsil anındaki TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından davalı şirkete ariyet olarak verilen ve bilirkişi raporunda da listesi bulunan demirbaşların davalıdan aynen alınarak davacıya iade ve teslimine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde infaz sırasında icra müdürlüğünce İİK’nun 24. Maddesi gereğince işlem yapılmasına, bu yönden terditli taleplerden ikincisi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının fazlaya ilişkin davasının reddine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, ekli birleşik davada ise, yerinde olmayan davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. … ” gerekçesi ile “1-Mahkememizin… esas sayılı asıl dava dosyasında; davanın kısmen kabulü ile;
a-)10.000 USD cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince kamu bankalarının bir yıllık USD mevduatına uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte fiili ödeme veya tahsil anındaki TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-)Davacı tarafından davalı şirkete ariyet olarak verilen ve bilirkişi raporunda da listesi bulunan “…güç kaynağı, …, Acil stop bütonu, … 5’li D tipi hizmet panosu, … … direği, 2 adet … filtre, dalgıç pompa çek valfı, dolum revizyon malzemesi, … sistemi, … tesisatı malzemesi, fiyat panosu, fiyat panosu numaratörü, … mm 5 adet …, … kolu, … projesi, Gaz algılama sistemi montajı, 4 adet gaz dedektörü, … logo stiker 300 mm, … logo stiker 150 mm, intifa bedeli – 15 yıl, istasyon yenileme horizon projesi… pos makinesi, … çiftli pompa …, … çiftli pompa 890151, … çiftli pompa 921029, … çiftli pompa 921031, … ayaklarının … boyanması, … tipi … logo takımı, … tipi … logo takımı tip 3, muhtelif civata galvanis dirsek nipel, muhtelif malzeme, … dolum revizyonu, … proje, … proje, … proje, pompa ustuafisetlik, …, … projesi sire work, tek ayaklı … logolu silt, topraklama revizyonu malzemeli” demirbaşların davalıdan aynen alınarak davacıya iade ve teslimine,
Aynen iadenin mümkün olmaması halinde infaz sırasında icra müdürlüğünce İİK’nun 24. Maddesi gereğince işlem yapılmasına,
Bu yönden terditli taleplerden ikincisi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
c-) Davacının fazlaya ilişkin davasının reddine ,
Davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
2-Ekte birleşik …. ATM ‘nin … esas sayılı dosyasında;
Yerinde olmayan davacının davasının reddine” karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz incelemesini yapan Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 08/07/2013 tarih ve 2013/6739 Esas ve 2013/12486 Karar sayılı kararı ile; ” … 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bent dışında kalan temyiz istemlerinin reddine karar verilmiştir. 2-Taraflar arasındaki 01/06/2006 tarihli işleticilik hakkı sözleşmesinin 18.maddesinde “İşletici, bu anlaşmanın herhangi bir hükmünü kısmen veya tamamen ihlal ettiği takdirde …’nin iş bu anlaşmayı feshe hakkı bulunduğunu ve böyle bir ahvalde cezai şart olarak ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak 100.000 USD karşılığı TL’nı …’ye ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. …’nin diğer zarar, ziyan ve tazminat hakları ayrıca saklı tutulmuştur.” hükmü bulunmaktadır. Davacı bu hüküm uyarınca cezai şart yanında ayrıca kar kaybını da talep edebilir. Kar kaybı ile ilgili tahhütnanemede ” fiilen akaryakıt satış faaliyetine geçtiğimiz tarih başlangıç alınmak üzere ve münhasıran …’den veya …’nin öngöreceği ikmal nokta ve kaynaklarından mübaaya etmek kaydıyla birinci yıl ve sonraki yıllarda asgari 2.500 m3/yıl beyaz mal (kurşunsuz benzin,…, motorin) satmayı kabul ve taahhüt ederiz. İşbu taahhütname ile satmayı kabul ve taahhüt ettiğimiz yıllık satış miktarını gerçekleştiremememiz halinde … AŞ’ye eksik kalan yıllık satış miktarları üzerinden akaryakıt için 80 USD/m3 tutarının ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığında kar mahrumiyetini ödemeyi, anılan bedeli ödeyemediğimiz takdirde veya … AŞ’den mübayaa edeceğimiz akaryakıt ve madeni yağ bedellerini ödeyemediğimiz takdirde … AŞ nezdinde banka teminat mektuplarımızdan söz konusu bedellerin tahsil edilmesine muvafakat ettiğimizi beyan kabul ve taahhüt ederiz” hükmü yer almaktadır. Sözleşmenin yaklaşık 2 ay uygulanmış olması kar kaybının talep edilemeyeceği anlamına gelmez. Mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının talep edebileceği kar kaybı tespit edilip varılacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmelidir. 3-Davacı ariyet listesinde verdiği malların iadesini olmadığı takdirde bedelinin ödenmesini talep etmiş, mahkemece talep kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Davacının ariyet olduğunu iddia ettiği malların iadesini talep edebilmesi için öncelikle bu malları davalıya teslim ettiğini ispatlaması gerekir. Listede belirtilen malların tamamını teslim edip etmediği konusunda gerektiğinde tespit dosyasındaki bilgi ve belgeler dikkate alınarak tespit edilip toplanan deliller değerlendirilerek varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir. …” gerekçesi ile Mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkememiz kararının bozulmasından sonra yapılan yargılama sırasında, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, …Karar sayılı dosyası bu dosya ile birleştirilmiştir.
Birleşen bu dosyada;
Davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalıların da ortak olduğu …Nak. ve Tic. Ltd. Şti. arasında … ili, … İlçesi, … Mahallesi mevkiinde kaim tapuda 556 ve 268 ada 150 ve 116 parsellerde toplam 2.223 metrekare yüzölçümünde bulunan akaryakıt satış ve müştemilatının işletmeciliği, akaryakıt müştakları ile makine yağları ve sair emtiyanın satışının yapılması hususlarını düzenleyen 01.06.2006 tarihli … A.Ş. İşleticilik Anlaşması akdedildiğini, taraflar arasında mevcut anlaşmanın ilgili maddeleri gereği, ” … …’nin yazılı izni olmaksızın iş bu anlaşma çerçevesinde tayin ve tespit edilen işler dışında başka bir işle iştigal etmemeyi … ” taahhüt ettiğini, davalı şirket daha sonra mezkur anlaşmaya aykırı olarak başka bir akaryakıt dağıtım şirketinin bayiliğini üstlendiğini, 01/06/2006 tarihli anlaşmanın uygulanabilirliğini kendi elleriyle imkansız hale getirdiğini, talimat yazılan …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Değişik iş sayılı dosyasında alınan tespit raporu ile, davalı şirketin müvekkili şirket dışında başkaca şirketlerden ürün aldığı ve istasyonda başkaca akarkayıt şirketinin logolarının bulunduğunun tespit edildiğini, davalının açıklanan eylemleri nedeni ile müvekkili şirket tarafından keşide edilen …. Noterliğinin 12.07.2006 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile davalı şirkete mevcut ihlallerini sonlandırması ve münakit anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi hususları bildirilmiş ise de; davalı şirketin bu hususlarda bir girişimde bulunmadığını, yine müvekkili tarafından keşide edilen …. Noterliğinin 09.08.2006 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile davaya konu sözleşmenin fesih edilmemiş olduğunu ve halen tarafları bağladığını, davalının açıklanan eylemleri nedeni ile her türlü yasal yollara başvurulacağının davalıya bildirildiğini, Mahkememizin… E. sayılı dosyasından; asıl davada cezai şart fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 10.000 USD talep edildiğini, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 10.000 USD cezai şart talebinin kabul edildiği, kararın cezai şartlar yönünden kesinleştiği, sadece kar mahrumiyeti talebi ve ariyetlerin iadesi talebi yönünden bozulduğunu, davada saklı tutulan ve Mahkemece hüküm altına alınan cezai şart alacağının bakiye kısmı 90.000 USD’nin tahsili için…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalı tarafın takibe zamanaşımı yönünden itiraz ettiğini, davaya konu işleticilik anlaşmasının tarihinin 01.06.2006 olup, davalının sözleşmeyi ihlal ettiğinin tespit edildiği tarihin ise 26/07/2006 olduğunu, hal böyleyken sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağına ilişkin 10 yıllık zamanaşımı süresinin takip tarihi olan 31.05.2016 tarihi itibarıyla dolmadığının açık olduğunu, müvekkilinin davalıdan takibe konu edildiği şekilde cezai şart alacağının olduğunun kesinleşmiş Mahkeme kararı ile sabit olduğunu belirterek, davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalandığı ileri sürülen 01/06/2006 tarihli işleticilik anlaşmasının 1. maddesinde davacı şirketin intifa hakkına sahip olduğu söylenen taşınmazdaki akaryakıt satış yeri ve müştemilatının işleticiliğini müvekkili şirkete verildiğinin yazılı olduğunu, oysa adı geçen sözleşmenin imzalandığı anda davacı sözleşmede yazılı olan taşınmazın ve akaryakıt satış yerinin intifa hakkına sahip olmadığı gibi intifa hakkını da kazanmış olmadığını, bu nedenle dayanılan sözleşmenin ifasının imkansızlığı, sözleşme imzalanırken mevcut olmakla sözleşmenin yok hükmünde sayılması gerektiğini, bu nedenle geçersiz sözleşmeye dayalı olarak cezai şart alacağının talep edilemeyeceğini, işleticilik anlaşmasının uygulanmasının müvekkili şirket tarafından imkansız hale getirildiği şeklindeki iddianın doğru olmadığını, davacı şirketin kendi kusuruyla intifa hakkına sahip olamadığını, davacının intifa hakkına sahip olma şartının yerine getirilmediğinden, sözleşmenin geçersiz kaldığını, talep edilen cezai şartın müvekkilinin ekonomik mahvına sebebiyet vereceğini ve fahiş olduğunu, cezai şartın geçersiz sayılması veya tenkis edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılamada, bilirkişi raporları alınmıştır.
Mahkememizce …. Asliye Hukuk Mahkemesinden; asıl davada davalı şirket tarafından satın alınan ürün miktarının tespiti hususunda talimat yoluyla rapor aldırılmış; Bilirkişi…’ın talimat Mahkemesine sunduğu 15/09/2014 tarihli raporunda, dava dosyasının davalı taraf yasal defterlerinin ve belgelerinin incelenmesi sonucu 01/06/2006 – 09/08/2006 tarihleri arasında 134.267 litre kurşunsuz benzin 323.498,41 TL, 11.045 litre … … 48.933,48 TL, 214.651 litre Motorin 393.644,10 TL, 24.492 litre … Euro … 48.933,48 TL olmak üzere toplam 787.762,46 TL tutarında 384.455 litre akaryakıt satın alındığını belirtmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yoluyla aldırılan 02/03/2015 tarihli Ek raporda; Dava dosyası, davalı taraf yasal defterlerin ve belgelerinin incelenmesi sonucu; 01.06.2006/09.08.2006 tarihleri arasında 247.353,93 litre Motorin/Euro … satışı 521.916,80 TL, 532,36 litre … satışı 1.378,82 TL, 138.504,76 litre Kurşunsuz benzin satışı 358.727,33 TL, 2.521,92 litre Süper Kurşunsuz Benzin satışı 6.531,79 TL, olmak üzere toplam 888.554,74 TL tutarında 388.912,97 litre akaryakıt satışı yapıldığını,
Satışı yapılan akaryakıtın ne kadarlık kısmının … A.Ş. ne kadarlık kısmının … A.Ş.’ den alınan akaryakıt olduğu konusunda net bir ayrım yapmanın defter kayıtları itibariyle mümkün olmadığını, ilgili dönemde 384.455 litre akaryakıt alışı olmasına rağmen 388.912 litre akaryakıt satışı yapıldığını, fazla yapılan akaryakıt satışı 01.06.2006 öncesi alınan akaryakıtlardan stoklarda bulunan kısma ait satış olduğunu ve önceki dönem akaryakıt alımının tamamının … A.Ş.’den yapıldığını,
Sadece … A.Ş.’den alınan akaryakıtın ne kadarlık kısmının satıldığı ile ilgili bilgi gerekli ise daha önceki alışlara ait hesaplama yapılan rapor dikkate alındığında satın alman akaryakıtın tamamının satılmış olduğunun kabul edilebileceğini, … Petrollerinden son mal alımı 14.07.2006 tarihinde yapıldığını, 18.07.2006 tarihinden itibaren … Petrolcülükten mal alımının bulunmadığını, akaryakıt alım miktarları dikkate alındığında hesaplama tarihi olan 09.08.2006 tarihine kadar … Petrollerinden satın alınan akaryakıtın tamamının satılmış olduğunun açık olduğunu belirtmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yoluyla aldırılan 15/02/2016 tarihli 2.Ek raporunda; davacının kar mahrumiyetinin davacının defter kayıtları üzerinden hesaplanması gerektiğini, davacının şirket merkezinin bulunduğu yerde defter kayıtlarının incelenmesi gerektiğini bildirmemiştir.

Bilirkişi … Mahkememize sunduğu 10/07/2017 tarihli raporunda, Davalının sözleşme dönemi içinde ( 01.06.2006-31.05.2011) davacıdan 12.500 m3 beyaz ürün alması her yılda en az 2.500 m3 beyaz ürün alması taahhüt edildiğini, Bu aşama da davacının sözleşme şartlarına göre hesaplanan kar mahrumiyetinin 982.208 USD olduğunu, infaz aşamasında USD kurunun TL ye çevrilmesi gerektiğini, davalının asgari alım taahhüdüne uymadığı ve kar kaybının 982,208 USD olduğu, davacının ariyet olduğunu iddia ettiği malların iadesini talep edebilmesi için öncelikle bu malları davalıya teslim ettiğini ispatlaması gerektiği, dava dosyasında yer alan listede belirtilen malların tamamının teslim edilip edilmediği konusunda herhangi bir somut bilgi ve belge ibraz edilmediğini belirtmiştir.
Bilirkişi … Mahkememize sunduğu 15/01/2018 tarihli ek raporunda; davalının sözleşme başlangıç tarihi ile davacının yeni bayilik verme tarihi arası davacıdan 1390.55 m3 beyaz ürün alması gerektiği, Bu aşamada davacının sözleşme şartlarına göre hesaplanan kar mahrumiyeti 93,452 USD olduğu, İnfaz aşamasında USD kurunun TL ye çevrilmesi gerektiği, dava dosyasında davacı ariyet listesi beyan etmiş olmakla bu ariyet listesinde malları davalıya ne zaman verdiğini açıkça ortaya koyması gerektiğini, (geçerli bir teslim belgesi vb.) dava dosyasında bu yönde bir bilgi ve belge tespit edilemediğini, bu aşamada ariyet malzemelerin neler olduğu ve tutarlarının yerinde (mahallinde) tespit edilmesi gerektiğini, ancak mevcut durum bilirkişi uzmanlık alanı dışında olup mevcut konuda konusunda uzman bilirkişiden görüş alınması gerektiğini belirtmiştir.
Mahkememizce …. Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yoluyla rapor aldırılmıştır; Bilirkişi … talimat Mahkemesine sunduğu 28/06/2019 tarihli raporunda, taraflar arasında 01.06.2006 tarihinde imzalanmış bulunan İşleticilik Anlaşması hükümlerine göre; davalı tarafın davacı firmadan yıllık 2.500 m3/yıl mal alımını taahhüt ettiğini, mubayaa edemediği mal miktarı için 80,00 USD kar mahrumiyeti bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin imzalanmasından sonra tarafların 01.06.2006 – 14.07.2006 tarihleri arasında 43 gün çalıştığı, 14.07.2006 tarihinden sonra mal alımının olmadığını, Sözleşme şartlarına göre Davalı firmanın günlük 6,85 m3/gün mal alımı taahhüdünde bulunduğunu, çalışılan süre içinde 294,52 m3 mal mubayaa etmesi gerekirken 222,40 m3 mal mubayaa ettiğini, taahhüt ettiği miktara göre 72,12 m3 eksik mal mubayaa ettiğini, davacı firmanın yine sözleşme şartları gereği eksik mubayaa ettiği 72,12 m3 tutar üzerinden Davacı firmanın 5.769,64 USD kazanç kaybına neden olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişiler…, … ile …’ın Mahkememize sunduğu 26/06/2020 havale tarihli raporunda; davacının davalıdan dava tarihi itibariyle, talebi ile bağlı olarak 10.000 USD tutarında kısmi cezai şart alacağının bulunduğu, bu alacağın dava tarihinden itibaren iletilecek yasal döviz faizi (3095 Sayılı Faiz Kanunun md.4/a) ile birlikte tahsili gerektiği, mali hesaplamalara göre davacının davalıdan asıl dava bakımından, 43 günlük süre için 21.763,59 USD + 3 aylık süre için 45.552,00 USD = toplam 67.315,59 USD kar mahrumiyeti alacağı bulunduğu, işbu alacağın, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal döviz faizi (3095 Sayılı Faiz Kanunu md.4/a) ile birlikte tahsili gerektiği, ariyet mallarının davacıya aynen iadesi ve teslimi gerektiği, aynen iade mümkün değilse 73.634,65 TL. olan toplam bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği, Davacının davalıdan; Birleşen Dava tarihi itibariyle 90.000 USD cezai şart alacağı olduğu, bu alacağın talep gibi birleşen dava tarihinden itibaren işletilecek yasal döviz faizi (3095 sayılı Faiz Kanunu md.2/f.2) ile birlikte tahsili gerektiği, işbu cezai şart alacağının ödenmesinin davalının mahvına yol açacağının tespit edilmesi halinde, uygun bir indirime tabi tutulması gerektiği; davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin …’da olması sebebiyle davalı yana ait ticari defter ve belgelerin incelenemediğini, davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılacak inceleme sonucunda davalı tarafın cezai şartı ödemesinin ekonomik açıdan mahvına (iflasına) yol açıp açmayacağı hususunun değerlendirilebileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler…, … ile …’ın Mahkememize sunduğu 12/01/2021 havale tarihli Ek raporlarında; Davacının davalıdan, asıl dava bakımından, dava tarihi itibariyle, talebi ile bağlı olarak 10.000 USD tutarında kısmi cezai şart alacağının bulunduğunu; bu alacağın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal döviz faizi (309S Sayılı Faiz Kanunun md.4/a) ile birlikte tahsili gerektiğini, Mali hesaplamalara göre; davacının davalıdan asıl dava bakımından, 5.769,64 USD (43 günlük süre için) + 45.552,00 USD (3 aylık süre için) = 51.321,64 USD kar mahrumiyeti alacağı bulunduğunu; işbu alacağın, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal döviz faizi (3095 Sayılı Faiz Kanunu md.4/a) ile birlikte tahsili gerektiğini, Ariyet kalemlerin öncelikle davacıya aynen iadesi ve teslimi gerektiği; aynen iade mümkün değilse 73.634,65 TL olan toplam bedelinin davacıya ödenmesi gerektiğini, Yargıtay Bozma kararından önce asıl dava ile birleşen dava bakımından, davacının davalılardan herhangi bir cezai şart alacağı bulunmadığı, Yargıtay bozma kararından sonra asıl dava ile birleşen dava bakımından; Davacının davalıdan, Birleşen Dava tarihi itibariyle 90.000 USD cezai şart alacağı olduğu, bu alacağın talep gibi Birleşen Dava tarihinden itibaren işletilecek yasal döviz faizi (3095 sayılı Faiz Kanunu md.2/f.2) ile birlikte tahsili gerektiğini belirtmişlerdir.
Davalı şirketin aktif, pasif ve öz varlıkları itibariyle sözleşmede belirlenen 100.000 USD cezai şartın ödenmesinin ekonomik olarak mahvına sebep olup olmayacağı konusunda bilirkişi raporu alınması için, Mahkememizce … 3. Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır. Bilirkişi … talimat Mahkemesine sunduğu 03/05/2021 tarihli raporu ile; davalının işyerinde yapılan incelemelerde, dava konusu döneme ilişkin Ticari Defter ve Belgelerine ulaşılamamış olması nedeniyle, davalının dava konusu döneme ilişkin Aktif, Pasif ve Öz Kaynaklarının durumunun tespit edilemediğini, sözleşmede belirtilen 100.000 USD cezai şartın ödenmesinin sözleşme tarihi olan 01/06/2006 ve fesih tarihi olan 09/08/2006 tarihleri itibariyle ekonomik mahvına sebep olup olmayacağı konusunda bir tespit yapılamadığını belirtmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, Asıl davada davacı, davalı şirketin sözleşme hükümlerini ihlal etmesi nedeniyle sözleşmede belirlenen 100.000 USD cezai şart alacağının 10.000 USD’sinin tahsilini, uğramış olduğu kar kaybı için 10.000 USD’nin tahsilini, davalı şirkete ariyet olarak verilen demirbaşların iadesini, iadesi mümkün olmadığı takdirde demirbaşların bedeli olarak şimdilik 5.000 USD’nin tahsilini talep ettiği, Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; davalıların asıl davadaki şirketin ortakları olduklarını, asıl davadaki davalı şirket ile aralarında işleticilik anlaşması olduğunu, birleşen bu davada davalılar ile protokol yapıldığını, davalıların protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle protokolde belirlenen 200.000 USD cezai şartın şimdilik 20.000 USD’nin tahsilini talep ettiği, Birleşen…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine sözleşmede belirlenen 100.000 USD cezai şart alacağından, asıl davada talep edilen 10.000 USD’nin dışında kalan 90.000 USD cezai şart alacağı için yapılan icra takibine itirazın iptalini talep ettiği, davalıların asıl ve birleşen davalarda davaların reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizde yapılan yargılama sonucunda, Mahkememizin 13/12/2012 tarih ve… Esas, … Karar sayılı kararı ile, asıl davanın kısmen kabulü ile, 10.000 USD cezai şart alacağının faizi ile birlikte tahsiline, Davacı tarafından davalı şirkete ariyet olarak verilen ve bilirkişi raporunda da listesi bulunan demirbaşların davalıdan aynen alınarak davacıya iade ve teslimine, Aynen iadenin mümkün olmaması halinde infaz sırasında icra müdürlüğünce İİK’nun 24. Maddesi gereğince işlem yapılmasına, bu yönden terditli taleplerden ikincisi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının kar mahrumiyeti talebinin reddine, birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı davasının reddine karar verilmiştir.Mahkememiz kararının taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz incelemesini yapan Yargıtay 19. Hukuk Dairesince Mahkememiz kararı; Sözleşmenin yaklaşık 2 ay uygulanmış olması kar kaybının talep edilemeyeceği anlamına gelmeyeceği, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının talep edebileceği kar kaybı tespit edilip varılacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerektiği ve davacının ariyet olduğunu iddia ettiği malların iadesini talep edebilmesi için öncelikle bu malları davalıya teslim ettiğini ispatlaması gerektiği, Listede belirtilen malların tamamını teslim edip etmediği konusunda gerektiğinde tespit dosyasındaki bilgi ve belgeler dikkate alınarak tespit edilip toplanan deliller değerlendirilerek varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, diğer temyiz itirazları ret edilmiştir. Buna göre Mahkememizce 10.000 USD cezai şart alacağının tahsiline ilişkin kararı ile birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı davasının reddine ilişkin kararlarına karşı temyiz itirazlarının ret edildiği anlaşılmıştır.
Bu nedenle birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı davasının, Mahkememizin ilk kararında belirtilen, istenilen cezai şartın tapuda resmi şekilde yapılmayan ve adi yazılı şekilde düzenlenen protokolde yer aldığı, şekle aykırılık nedeniyle protokolün ve cezai şartın hükümsüz olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Asıl Davada; 10.000 USD cezai şart alacağının tahsiline ilişkin talebin, Mahkememizin ilk kararında belirtildiği üzere, asıl davada davacı şirket ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmenin devamı için intifa hakkı tesisinin şart koşulmaması nedeniyle sözleşmenin geçerli olduğu, davacının intifa hakkı sahibi olmadan sözleşmeyi imzalamış olması, taraf şirketlerin bir müddet sözleşmeyi uygulamaları ve sözleşmenin davacının intifa hakkı sahipliği dışında bir sebeple davacı tarafından sona erdirilmesi karşısında, davalı şirketin sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmesinin M.K.’nun m.2 ye aykırı olduğu, bu nedenle dava konusu işleticilik sözleşmesine göre davacı şirketin asıl dosyada cezai şart talep edebileceği, sözleşme içeriğine ve bilirkişi raporuna göre davacının davalı şirketten esasen 100.000 USD cezai şart talep edebileceği, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000 USD’lik talebin değerlendirildiği, talep edilen cezai şart tutarının fahiş olmadığı gerekçesiyle kabulüne karar verilmiştir.
Asıl davada kar kaybına ilişkin talebin incelenmesinde, Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere; taraflar arasındaki 01/06/2006 tarihli işleticilik hakkı sözleşmesinin 18.maddesinde “İşletici, bu anlaşmanın herhangi bir hükmünü kısmen veya tamamen ihlal ettiği takdirde …’nin iş bu anlaşmayı feshe hakkı bulunduğunu ve böyle bir ahvalde cezai şart olarak ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak 100.000 USD karşılığı TL’nı …’ye ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. …’nin diğer zarar, ziyan ve tazminat hakları ayrıca saklı tutulmuştur.” hükmü bulunmaktadır. Davacı bu hüküm uyarınca cezai şart yanında ayrıca kar kaybını da talep edebilir. Kar kaybı ile ilgili tahhütnanemede ” fiilen akaryakıt satış faaliyetine geçtiğimiz tarih başlangıç alınmak üzere ve münhasıran …’den veya …’nin öngöreceği ikmal nokta ve kaynaklarından mübaaya etmek kaydıyla birinci yıl ve sonraki yıllarda asgari 2.500 m3/yıl beyaz mal (kurşunsuz benzin,…, motorin) satmayı kabul ve taahhüt ederiz. İşbu taahhütname ile satmayı kabul ve taahhüt ettiğimiz yıllık satış miktarını gerçekleştiremememiz halinde … AŞ’ye eksik kalan yıllık satış miktarları üzerinden akaryakıt için 80 USD/m3 tutarının ödeme gününde uygulanmakta olan Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığında kar mahrumiyetini ödemeyi, anılan bedeli ödeyemediğimiz takdirde veya … A.Ş.’den mübayaa edeceğimiz akaryakıt ve madeni yağ bedellerini ödeyemediğimiz takdirde … A.Ş. nezdinde banka teminat mektuplarımızdan söz konusu bedellerin tahsil edilmesine muvafakat ettiğimizi beyan kabul ve taahhüt ederiz” hükmü yer almaktadır. Sözleşmenin yaklaşık 2 ay uygulanmış olması kar kaybının talep edilemeyeceği anlamına gelmeyeceğinden davacının kar kaybı alacağı talep edebileceği Mahkememizce kabul edilmiştir. Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere Mahkememizce bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor ve ek rapor alınmıştır. Kar kaybına ilişkin 12.01.2021 tarihli bilirkişi ek raporuna itibar edilerek, sözleşmenin uygulandığı 01.06.2006-14.07.2006 tarihleri arasında 43 günlük süre boyunca ve yeni bir bayilik sözleşmesi akdetmesi için gerekli olan 3 aylık süre boyunca mahrum kalmış olduğu kar tazminatı talebinde bulunabileceği ve sözleşme hükümlerine göre bilirkişilerce yapılan hesaba göre davacının talep edebileceği kar kaybı tazminatının 51.321,64 USD olduğu, davacının 10.000 USD kar kaybı tazminatı talep ettiğiden taleple bağlı kalınarak davacının kar kaybı tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Asıl davada ariyet olarak verilen malların iadesine ilişkin talebin incelenmesinde, Davacı ariyet listesinde verdiği malların iadesini, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesini talep etmiştir. Mahkememizce talebin kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay bozma ilamında; Davacının ariyet olduğunu iddia ettiği malların iadesini talep edebilmesi için öncelikle bu malları davalıya teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, Listede belirtilen malların tamamını teslim edip etmediği konusunda gerektiğinde tespit dosyasındaki bilgi ve belgeler dikkate alınarak tespit edilip toplanan deliller değerlendirilerek sonucana göre karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 26.05.2009 tarihli dilekçesinde, ariyet listesinde 11.sıradaki fiyat panosunun, 21 ile 24. sıradaki gaz dedektörleri ile 30 ve 31. sıradaki Meksan marka çiftli pompanın davacı tarafından kendilerine teslim edildiğini belirttiği ve 26.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere dosya kapsamındaki istasyon fotoğraflarından 2 adet … tekli pompanın istasyon pompa adası üzerinde bulunduğunun ve pompa kapaklarının üzerine…kapsamında uygulamaların yapıldığı tespit edildiği, buna göre davacı tarafından davalı şirkete ariyet olarak; “ fiyat panosu, fiyat panosu numaratörü, … projesi, 4 adet gaz dedektörü, 2 adet … çiftli pompa, 2 adet … tekli pompa” demirbaşların verildiği anlaşıldığından bunların davacıya iadesine, listede belirtilen diğer malların davacı tarafından davalıya teslim edildiği ispatlanmadığından bunlara ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine sözleşmede belirlenen 100.000 USD cezai şart alacağından, asıl davada talep edilen 10.000 USD’nin dışında kalan 90.000 USD cezai şart alacağı için yapılan icra takibine itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İcra takibine itiraz eden davalı şirket bakiye cezai şart borcunun bulunmadığını, işleticilik sözleşmesinden itibaren zamanaşımı süresinin geçtiğini belirtiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin bozulan kararında;”İş bu intifa hakkının tapuda tesis edilmemiş olmasına rağmen, davalı yanın tek elden yaptığı satış (işleticilik) sözleşmesine istinaden, davacı şirketten akaryakıt alıp satmış olması durumunun söz konusu intifa hakkının tapudan tesis edilmemiş olmasının iş bu işleticilik sözleşmesi ile protokolü geçersiz kılmadığı, o nedenle dava konusu işleticilik sözleşmesinin 18.maddesine istinaden, cezai şartı davacı şirketin asıl dosyanın davalısı şirketten talep etmeye hakkı bulunduğu kanaatine varılmıştır. Bu konuda davalı savunmalarının sonuca etkisinin olmadığı anlaşılmıştır. asıl davada cezai şart olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 10.000 USD talep edildiği görülmektedir. Sözleşme içeriğine ve bilirkişi raporuna göre davacının davalı şirketten esasen 100.000 USD cezai şart talep etmesi öngörülmüştür. Ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince 10.000 USD’lik talep değerlendirilmiştir.” gerekçesiyle 10.000 USD cezai şart alacağının tahsiline karar verilmiş, Yargıtay kar kaybı ve ariyet olarak verilen mallara ilişkin kararı bozmuş ve sair temyiz itirazlarını ret etmiştir. Buna göre davacının davalı şirketten sözleşmenin 18. maddesine gereğince 100.000 USD cezai şart alacağı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı icra takibine itirazda zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de; cezai şart alacağının sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan BK.nın 125. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, sözleşmenin fiilen sona erdiği 14.07.2006 tarihinden icra takibi tarihi 31.05.2016 tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği anlaşıldığından davalının buna ilişkin savunmasına itibar edilmemiştir.
Mahkememizin 11.03.2021 tarihli celsesi ara kararı gereği; davalı şirketin aktif, pasif ve öz varlıkları itibariyle sözleşmede belirtilen 100.000 USD cezai şartın ödenmesinin ekonomik olarak mahvına sebep olup olmayacağı konusunda bilirkişi raporu aldırılması için … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, talimat Mahkemesince atanan bilirkişi sunduğu raporunda davalının iş yerinde yapılan incelemelerde dava konusu döneme ilişkin ticari defter ve belgelere ulaşılamadığı için davalı şirketin aktif, pasif ve öz varlıkları itibariyle sözleşmede belirtilen 100.000 USD cezai şartın ödenmesinin ekonomik olarak mahvına sebep olup olmayacağı konusunda bir tespit yapılamadığını belirtmiştir. Davalı şirket sözleşmede belirtilen cezai şart tutarının ekonomik mahvına sebep vereceğini ileri sürmüş ise de, buna dair ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunmadığından, bu iddiasını ispat etmediğinden ve dosya kapsamında sözleşmede belirtilen cezai şart tutarının ekonomik mahvına sebep vereceği hususunda bir veri bulunmadığından ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin içeriği ile kapsamı gözönüne alındığında 100.000 USD nin davalının ekonomik mahvına sebep vermeyeceği anlaşıldığından bu hususta takdiri indirim yapılmamıştır.
Sonuç itibariyle, davacı şirketin davalı şirketten aralarındaki işleticilik sözleşmenin 18. maddesine gereğince 100.000 USD cezai şart alacağı olduğu, bunun 10.000 USD lik kısmının asıl davada kabulüne karar verildiği, kalan 90.000 USD lik kısmı için icra takibi yaptığı ve bu takibe yapılan itirazın iptali gerektiği sonuç ve kanatine varılarak davalının itirazının iptaline, alacağın cezai şart alacağına ilişkin olup likit, belirlenebilir olmadığı, davacının cezai şart alacağı olup olmadığı ve takdiri indirim yapılıp yapılmayacağı hususunun yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
a)10.000 USD cezai şart alacağının 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)10.000 USD kar kaybı alacağının 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c)Davacı tarafından davalı şirkete ariyet olarak verilen; “ fiyat panosu, fiyat panosu numaratörü, … projesi, 4 adet gaz dedektörü, 2 adet … çiftli pompa, 2 adet … tekli pompa” demirbaşların davalıdan aynen alınarak davacıya iadesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Aynen iadenin mümkün olmaması halinde infaz sırasında İcra Müdürlüğünce İİK’nun 24. maddesi gereğince işlem yapılmasına,
Bu yönden terditli taleplerden ikincisi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DAVASININ REDDİNE,
3-BİRLEŞEN…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DAVASININ KABULÜ İLE; davalının…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 90.000 USD asıl alacak için yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, bu miktar asıl alacağın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi uygulamak sureti ile takibin devamına,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 7.011,79 TL harçtan peşin alınan 3.865,60 TL harcın mahsubu ile kalan 3,146,19 TL harcın davalıdan tahsiline,
1-b)Davacı tarafından yatırılan başvurma, peşin ve tamamlama harçları toplamı 3.877,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1-c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 13.701,43 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1-d)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısma göre belirlenen 16.451,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
1-e)Davacı tarafından yapılan 18.048,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 5.499,41 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1-f)Davalı tarafından yapılan 48 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1,94 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
1-g)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
2-BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DAVASI YÖNÜNDEN
2-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 396,80 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 337,50 TL’nin karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacıya iadesine,
2-b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 4.408,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
2-c)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
BİRLEŞEN…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DAVASI YÖNÜNDEN;
3-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 21.783,85 TL harçtan peşin alınan 4.105,88 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 17.677,97 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-b)Davacı tarafından yatırılan peşin harç 4.105,88 TL ile 31,40 TL başvuru harcı toplamı olan 4.137,28 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 30.772,79 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-d)Davacı tarafından yapılan 97 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-e)Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan yargılama giderlerinin karar kesinleştikten sonra ve talep halinde ilgili tarafa Mahkemesince iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile YARGITAY yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/07/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır