Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/229 E. 2018/858 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/229 Esas
KARAR NO : 2018/858
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/07/2014
KARAR TARİHİ: 20/11/2018
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi özetle ;Müvekkili ile davalı arasında imzalanan 05/02/2014 tarihli buğday sapı balyası satış sözleşmesi ile davalının , müvekkiline buğday sapı balyası satmayı müvekkilinin de davalıya mt başına 460 TL ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşme akdedilen 1.060,50 mt yükün, müvekkiline Gazimağosa KKTC de teslim edilmek istendiğini, bu çerçevede davalının 01/03/2014 tarihli faturası çerçevesinde kendisine 474.030 TL ödendiğini söz konusu yükün 234,600 mt’luk kısmının ıslak ve küflü olduğu anlaşıldığından bu kısmının KKTC’ye ithalinin uygun görülmediğini , bu hususta …Bakanlığı Tarım Dairesi Müdürlüğünün bir yazı tanzim ederek yükün anılan kısmının ülkeye ithaline izin verilmediği, menşeine iade edilmesi veya imha edilmesi gerektiği hususlarının yazılı olarak bildirildiğini , davalı tarafa işbu hususların yazılı ve sözlü olarak müteaddit kereler bildirilerek müvekkili şirketin harcama ve zararlarının giderilmesi ve ayıplı yükün bedelinin iadesi istenmişse de davalı tarafın bugüne kadar herhangi bir girişimde bulunmadığını , bu nedenle davalıya … Noterliğinin 25/06/2014 Tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalıya söz konusu ihtarnamenin 27/06/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, buna rağmen kendilerinin zararının karşılanmadığını, bu nedenlerden dolayı 118.200,56 TL ile 1.50 USD karşılığı 3.295,6 TL olmak üzere toplamda 121.496,16 TL nin davalı tarafa ihtarname tebliği tarihi olan 27/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, taleplerini kabulü ile dava sonuçlanıncaya kadar davalı yan mal varlığı değerleri üstüne dava değeri üzerinden ihtiyati haciz konulmasını, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirtilen menşe miktar ve teslimat koşullarında buğday sapı balyası satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, satışa konu malın satış sözleşmesi koşullarında Kıbrıs’a sevk ve teslim edildiğini , davacı satışa konu saman balyalarını teslim aldıktan sonra üründe ıslaklık olduğunu , ıslanan ürünlerin de küflendiği iddiasıyla bir kısmının ürünü teslim almaktan kaçındığını , davacının ıslanan ürünleri teslim almakta imtina etmesi üzerine taraflar arasında bir takım görüşmeler yapıldığını ve en sonunda tarafların ürün Kıbrıs’a sevk edildikten sonra 14/03/2014 tarihinde bir araya gelerek sözleşme iptali başlıklı sözleşmeye akdedilerek saman balyası satışıyla ilgili karşılıklı olarak herhangi bir talepleri olmayacağını beyan ve kabul ettiklerini , satışa ilişkin davacı taleplerinin bu şekilde sonuca bağlanmışken davacı tarafından önce 20/05/2014 Tarihinde Kıbrıs Tarım Dairesinde bir tutanağın tutturduğunu , sonra da … Noterliğinden keşide etmiş olduğu 25/06/2014 tarih ve …yevmiye saylı ihtarname ile toplamda 125.021 TL zararı bulunduğu iddiasıyla tazmin talebinde bulunduğunu , müvekkili şirketin ise davacıya göndermiş olduğu bir mektupta sözleşmenin akdinden sonra 14/03/2014 tarihli sözleşmeye binaen satılan ürünlerin peşinat ödemesi karşılığında davacıya verilen Vakıfbank İstanbul valide sultan şubesinde bulunan hesaptan keşide edilen 15/03/2014 tarih ve 172.500 TL tutarlı teminat çekinin iadesini talep ettiğini davacısının ise sözleşmesine binaen bir kısım zararları bulunduğu iddiasıyla zararlarının tazmini talebiyle huzurdaki davayı açtıklarını , huzurdaki davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu , müvekkili şirketin davacıya satışını gerçekleştirdiği saman balyalarında iddia olduğu üzere bir ayıp ya da kusurun bulunmadığını , hal böyle olduğu için tarafların saman balyaları sevk edildikten ürün bedelleri müvekkili şirkete ödendikten sonra bir araya gelerek buğday sapı balyası satış sözleşmesinin iptali hakkında 14/03/2014 tarihli sözleşmeyi tanzim ve imza ettiklerini buğday sapı balyası satış sözleşmesi iptali hakkında tanzim ve imza edilen 14/03/2014 tarihli sözleşmeye tarafların sözleşmenin iptal edilip yürürlükten kaldırıldığını karşılıklı mükellefiyetlerin tamamen ortadan kalktığını , artık bir talepleri olmayacağını ve maddi manevi zarar namında birbirlerinden bir talep ya da alacak hakları kalmadığı beyan ve kabul ettiklerini , davacının sözleşme iptaline imza koymuş olmakla artık müvekkili şirketten bir talepte bulunamayacağının satış sözleşmesi ile bu sözleşmenin ifasından doğan tüm talep haklarından vazgeçtiğini ve imzasıyla bağlı olduğunu , davacının müvekkili şirketi her yönüyle ve en geniş haliyle ibra ettiğini artık bu beyanını geri alamayacağını , bu nedenle sözleşme iptaline konu edilmiş sözleşmeden ve ürün sevkiyatından doğan zararının tazmini namıyla ikame edilen huzurdaki davanın usul ve esas önünden hukuka aykırı haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER GEREKÇE
Tüm deliler toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişiler Öğr. Gör. Doç Dr. … , Ziraat Mühendisi … ve Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 10/10/2016 Tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak “davacının dayanağı belgenin içeriği gözetildikte, o resmi belgede (… Bakanlığı Tarim Dairesi Müdürlüğü , … Servisi TRD.2.02.3/75-14-/28 sayılı 20/05/2014 tarihli yazısı ) somut çekişmede yer alan sürecin nasıl işlediği ortaya konulmaktadır. Buna göre KKTC resmi otoritesi davalının sevk ettiği ürünün bir kısında ıslaklık müşahedesini 11/03/2014 günü yapmıştır. İşlem konusu ürünleri yapısı gereği bunların bütününün incelenmesinin belli bir zamana ihtiyaç göstermesi karşısında, bunun tamamlanmasının 18/03/2014 tarihinde olduğu anlaşılmaktadır. Davalı yan yanlar arası ilişkinin 14/03/2014 tarihinde sona ermesi konusunda tarafların mutabakata vardığını 11/09/2014 havale tarihli dilekçesinde beyan ve kabul etmekte ve fakat , davacı tarafın o süreçte , davalıdan bir istemde bulunmayacağını ortaya koymuşken , daha sonra tanzim ettirdiği bir tutanakla , huzurdaki davayı ikame ettiğini savlamaktadır. Buna karşılık davacı , bu anlatımın hatalı olduğunu 14/03/2014 tarihli sona erdirme veya yeni işlem yapma sürecinin huzurdaki dava ile ilgili vakıalar süreci ile davalının söylediği anlamda ilişkilendirilemeyeceğini ifade ederek , bizzat davalının 07/05/2014 tarihli ihtarnamesi içeriğinin davalıdan sadır ve savunmayı ortadan kaldırır nitelikte olduğunu , 08/12/2014 havale tarihli dilekçesinde anlatım konusu yapmaktadır. Somut doneler karşısında, davanın süreç anlatımı ile ilgili savunmasının kabul koşullarının görülmediği bu kapsamda, bir kısım ürünün ayıplı olmasının ilgili ülkede işleyen resmi süreç kapsamında ettiği gözetilerek , o ülkeden sadır resmi yazıdaki ayıplı ürünün değerinin benimsenebileceğinin söylenebileceğini , eğer sayın mahkeme davacı istemi yönünde hüküm kurarsa davacının ayrıca dava tarihinden itibaren kısa vadeli avans faizi oranına göre faiz de talep edebileceği , sair hususların muhterem yargı makamının değerlendirmesine muntazır olacağı ” mütala edildiği anlaşıldı.
İtirazlar doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş kök raporda bilirkişi olarak görev yapan Ziraat Mühendisi …’a ulaşılamamasından dolayı , heyete bilirkişi olarak Ziraat Mühendisi … atanmak suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiş,
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlana kök raporda sonuç olarak ” Davacı yanın kök rapora beyan sürecinde intikal ettirdiği ekli evrak suretinin yerindeliği de mahkemeye ait olmak üzere , davacı yanın savlarının benimsenme koşulları yüce mahkemenin yerinde görüldüğü takdirde , sunulu haliyle , 121.496,16 TL’lik talebin kabul edilebilir olduğunun benimsenmesi , mali ve teknik perspektife , mümkün görülmektedir. Kök raporda yer bulan somut koşullar anlatımı da sözcük grubunun yer aldığı paragrafın iki üst paragrafı boyunca hülasa edilen hususların ifadesi zannındadır Ancak sayın mahkemeyi bilirkişi görüşü HKmd. 282 hükmü kapsamında takyit etmediğinden, yüce yargı makamı tamamen davacı savları veya tamamen davalı savunmaları yönünde hüküm kurulmakta muhtardır. Yönünde oluşan görüş kanaatine varıldığı mütala ” edildiği anlaşıldı.
İddia , savunma , alınan bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davanın taraflar arasında imzalanan sözleşmeden dolayı , ayıplı ürün teslim edilmesi ve davacı tarafın uğradığı zararın tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Ticari satımlarda ayıp ihbarının TTK’nun 23.maddesinde belirtilen süreler içinde yapılması gerekir. Hükme göre açık ayıplarda 2 gün, açıkça belli olmayan ayıplarda 8 gün, gizli ayıplarda derhal ayıp ihbarı yapılmalıdır. Bu durumda davacının ayıbı öğrendiği tarihten itibaren yasada öngörülen muayene ve ihbar sürelerine uymadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki; taraflar arasında 14/03/2014 tarihinde sözleşme iptali başlıklı sözleşmenin iptaline dair sözleşme yapılmış ve davalı tarafından davacıya 15/03/2014 tarih ve 172.500 TL tutarlı teminat çeki verilmiştir. KKTK Tarim ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Tarim Dairesi Müdürlüğü , …Tarım İşleri Teftiş Servisi TRD.2.02.3/75-14-/28 sayılı 20/05/2014 tarihli yazısında 234.600kg saman balyasının KKTC’ye ithalinin uygun olmadığı bildirilmiş ancak bu yazıya rağmen davacı tarafından yedinde bulunan teminat çeki bankaya ibraz edilmemiş, zarar ettiğini düşünüyorsa bu zararın tazmini yoluna gidilmemiştir. Davalı tarafa KKTC’den gelen yazı tarihinden 35 gün sonra …Noterliğinin 25/06/2014 tarih…yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilmiştir. Elde bulunan dava ise yazı tarihinden iki ay sonra 10/07/2014 tarihinde açılmıştır. Açıklanan tüm bu nedenlerle; öncelikle taraflar arasında yapılan sözleşmenin iptali konulu sözleşme ve davacının süresinde ayıp ihbarının yapılmaması nedeniyle davacının ayıba dayalı alacak isteminde bulunamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE ,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 2.074,90 TL harçtan mahsubu ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde fazla yatırılan 2.039,00 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 12.469,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiği ve talep halinde davacıya iadesine ,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf’a kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır