Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1670 E. 2018/430 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1670 Esas
KARAR NO : 2018/430
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2014
KARAR TARİHİ : 05/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında sözleşmeden faturalardan ve ayrıca aralarındaki cari hesaptan kaynaklanan 162.220,00 TL tutarında bir alacak bulunduğu, söz konusu borcun ödenmemesi üzerine İstanbul… İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı şirket tarafından borca itiraz edildiğini ve bu itirazın iptalinin gerektiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince davalı şirkete ait merkez binasının iç mimarisinin müvekkili tarafından tam ve eksiksiz olarak ifa edildiğini, davalının sözleşme gereği yapması gereken ödemelerin tamamını yapmadığını, tarafların ticari defter kayıtlarında yapılacak inceleme ile bu durumun ortaya çıkacağını, alacağın muaccel hale gelmesi ve tahsil amacıyla davalıya ihtarname keşide edildiğini, gönderilen cevabi ihtarnamede müvekkiline herhangi bir borcun bulunmadığının bildirildiğini, davalı şirketin yetkilisi ve yoga uzmanı …hakkında basında çıkan cinsel taciz haberleri neticesinde davalı şirketin müşteri kaybederek ekonomik olarak dar boğaza girdiğini, bu bağlamda mal varlığını elden çıkarma duyumları üzerine huzurdaki davalının menkul gayrimenkul tüm malvarlığı hakkında teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle itirazın iptalini, takibin devamını, davalı şirketin malvarlığı hakkında teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, borçlu şirket aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından davalı müvekkil şirkete herhangi bir fatura tebligatı yapılmadığını, keşide edildiği belirtilen ihtarnamede herhangi bir fatura, sözleşme, yazılı belgeye dayandırılmadığını, varlığı iddia edilen alacağın sebebinin de bildirilmediğini davacıya ödenmesi gereken bir borç bulunmadığından borca itirazları içeren cevabi ihtarnamenin gönderildiğini, davacının İstanbul… İcra Müdürlüğünün… E.sayılı dosyası ile yapılan takipte talep edilen 164.200,00 TL tutarındaki alacağın taleple uyum göstermeyen 240.720,00 TL tutarındaki faturaya dayandırıldığını, takibe konu edilen faturanını alacaklı görünen davacı tarafından müvekkil şirkete veya adına hareket etmeye yetkili temsilcisine tebliğ edilmediğini, varlığı iddia edilen alacağın hiçbir belgeye dayandırılmadığı gibi sebebinin de gösterilmediği, davacının faturaya dayalı olarak genel haciz yoluyla yaptığı takipteki dava dilekçesine bir sözleşme ve sözleşmeye ekli bir belge sunduğunu, ancak müvekkil şirketin sonradan ortaya çıkan bu sözleşme ve ekli belgenin tarafı olmadığını, kendileriyle bir ilgisinin bulunmadığını, bu sözleşme ve ekli belge ile bğalı olmadıklarını, yapılan icra takibinin tebliğ edilmemiş ve takip üzerine itiraza uğramış faturaya dayanarak açıldığını, icra takibinde başkaca bir delile dayanmayan davacının sonradan başa bir delile dayanarak aynı takibe ilişkin açtığı itirazın iptali davasının reddedilmesi gerektiğini, ayrıca davacı taraf iddiasının aksine müvekkili ile davacı arasında herhangi bir yazılı cari hesap sözleşmesi ve cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, süresi içinde itiraz edilen bir faturanın düzenleyen lehine delil olarak kullanılamayacağını, söz konusu faturanın içeriğine de itiraz edildiğini, tek taraflı olarak düzenlendiğinden alacağı ispata yeterli olamayacağını, takibe konu olmayan ve müvekkili tarafı dahi olmadığı sözleşme ve ekindeki belgenin dikkate alınmaması gerektiğini, özellikle itirazın iptali davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık ilkesinin asıl olduğunu, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılarak takipte dayanılmayan belgenin ispat vasıtası olarak kullanılmasının mümkün olmadığını, davaya konu edilen icra takibindeki alacağın 162.220,00 TL olduğunu, alacağın ise 240.720,00 TL tutarındaki faturaya dayandırıldığını, oysa ki müvekkil şirketin takipten önce davacıya toplam 656.390,00 TL ödeme yaptığını, bu nedenle davacı tarafın sebepsiz zenginleştiğini, müvekkil şirketin alacaklı olduğunu, davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu defter kayıtlı ile müvekkilinin yaptığı ödemelerin karşılaştırılması halinde yapılan ödemelerin davacı şirket kayıtlarında yer almadığının görüleceğini, davacı tarafın şirket yetkilisinin değişmesini fırsat bilerek kasten ödemeleri göstermediği ve haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığından ve . dışı kayıtlara yer verilmiş olduğunun delil değerinin olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, davasında haksız ve kötü niyetli olan davacı şirket aleyhine davacı tarafça iddia edilen alacak miktarının %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine162.220,00 TL asıl alacak, 2.058,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 164.278,40 TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay … Hukuk Dairesi 30/04/2014 tarih, … E., … K.sayılı ilamında “…davanın dayanağı bulunan İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E.sayılı dosyasındaki takip talebinde 5 adet fatura borcun sebebi olarak gösterilmek suretiyle 71.100,90 TL alacağın ödenmesi istenmiştir. Her ne kadar takip talebinde borcun sebebi kısmına el yazısı ile cari hesap alacağı eklentisi yapılmış ise de ödeme emrinde borcun sebebi 5 adet fatura gösterilmiştir. İtirazın iptali davaları takipteki taleple bağlı olup, incelemenin takibe konu alacak üzerinden yapılması gerekir. Başka anlatımla borcun sebebine göre davanın sonuçlandırılması gerektiğinden takip dışı alacakla ilgili olarak itirazın iptali davası görülemez. Eldeki davada 5 adet faturadan kaynaklanan alacağa yönelik takibe vaki itirazın iptali istenildiğine göre davanın da faturadan kaynaklanan alacaklara ilişkin olarak değerlendirilmesi gerekir. Davalılar faturadaki iş bedeli kadar davacı alacağının ödendiğini, savunmuşlardır. .ten takip dayanağı faturalar kapalı düzenlendiği gibi davacıya 73.217,00 TL ödeme yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Bu durumda davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken takipte yer almayan iş bedeli gözetilerek kısmen kabul karar verilmesi doğru olmuştur…” şeklinde hüküm kurduğu,
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27/01/2016 tarih, … E., … K.sayılı ilamında “(…itirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasının konusu; davacı tarafından takibe konu edilip, davalı tarafından itiraz edilen alacak kaleminden ibarettir. Eldeki davada; davacı 31/03/2009 tarih ve … seri numaralı ve 71.020,23 TL bedelli faturada gösterilen işlerin taraflarınca yapılıp teslim edildiğini, söz konusu fatura bedelinden bakiye 65.000 TL’nin ödenmediğini ifade ederek, sadece bu faturaya dayanmak suretiyle icra takibine girişmiş; davalı ise davacı tarafa borçlarının bulunmadığını savunarak takibe itiraz etmiştir. Buna göre davanın konusunun davacı tarafından takibe dayanak yapılan 31/03/2009 tarih ve 610584 seri numaralı fatura ile sınırlı olduğu kabul edilmelidir. Bu yönüyle mahkemece tarafların ticari defterlerinde yer alan tüm ödemelerin bu fatura için yapıldığının kabulü gerekirken, takibe ve dolayısıyla davaya konu edilmeyen faturaların davacı alacağına ilave edilmesi suretiyle sonuca varılmış olması doğru değildir. Bu nedenle, takibe dayanak fatura bedeli olan 71.020,23 TL kanıtlanan ödemeler toplamı 29.973,73 TL’nin mahsup edilmesi neticesinde ortaya çıkan 43.070,50 TL bakımından itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken, takibin bir cari hesap alacağına dayandığı düşüncesiyle takibe ve dolayısıyla davaya konu edilmeyen fatura bedellerinin de alacağa eklenmesi suretiyle sonuca varılması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.) itirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da söz konusudur. Davacı takibini 31/03/2009 gün ve 610584 seri numaralı ve 71.020,30 TL’lik faturaya dayandırmış ve bu faturadan kaynaklanan alacağının bakiye 65.000 TL’sini talep etmiş olup bu noktada uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yerel mahkeme ile Özel İdare arasındaki uyuşmazlık taraflar arasında süregelen ticari ilişki nedeniyle düzenlenen birden çok faturadan sadece birine dayanılarak girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasında taraflar arasındaki tüm borç ve ödeme kalemlerinin birlikte mi değerlendirileceği yoksa yapılan tüm ödemelerin sadece takip konusu edilen faturaya yönelik olduğunun mu kabulünden gerekeceği noktasında toplanmaktadır. Kısmi ifaya ilişkin kurallar (taraflar arasındaki sözleşmenin akdedildiği ve icra takibinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan) 818 sayılı TBK’nın 84 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etme hakkına haizdir. 86.maddeye göre de yasal olarak geçerli bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda ödemenin hangi borca mahsuh edileceği gösterilmediği takdirde, tediye muaccel olan borca mahsup edilir. somut olayda taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunduğu ve borçlunun daha evvel bir kısım ödemeler yaptığı gerek dosya kapsamından gerekse takibin bir faturaya dayalı fakat fatura tutarının bir kısmına dayandırılarak yapılmış olmasından anlaşılmaktadır. Davaya dayanak olan takip 31/03/2009 gün ve 610584 seri numaralı ve 71.020,30 TL’lik faturaya dayandırılmış ancak bakiye 65.000 TL’nin tahsili yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler de dikkate alındığında mahkemece bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir…” şeklinde hüküm kurduğu görüldü.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler …,… ve…’den 21/11/2016 tarihinde alınmış raporda sonuç olarak; davacı …ile davalı …ŞTİ arasında cereyan eden itirazın iptali davasında toplam 162.220 TL tutarındaki cari hesap bakiyesinin ödenmediği gerekçesiyle İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün… E.sayılı dosyası ile davacı tarafından takibe geçildiği, davalının borca yapmış olduğu, itirazla takibin hasbelkanun durduğu, ticari defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı …ait defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, defter tasdiklerinin zamanında yapıldığı ve sahibi lehine delil teşkil eder nitelikleri taşıdığının yukarıda atf yapılan ilmi izahat da nazara alınarak, sayın Mahkemenin takdiri dairesinde bulunduğu belirlenmiş olup, 162.220,00 TL tutarındaki alacak defter delili yönüyle ispatlanmış görünmekle birlikte, davalı tarafın iddiası doğrultusunda defter kayıtlarına geçirilmeyen ödemelerin sonradan ispatlanması halinde bu tutarların ayrıca dikkate alınması gerekeceği, öte yandan dava konusunu teşkil eden 240.720.00 TL’lik faturanın davalıya ait bir borç olup olmadığı hususunun Mahkeme tarafından karar bağlanması gerektiği, davalı … ŞTİ ait ticari defterlerin rapor içeriğinde değindiğimiz ve davalı vekili tarafından belirtilen mazeret sebebiyle heyetimize ibraz edilemediği ve dolayısıyla incelemeye tabi tutulamadığı, Mahkemenin takdiri doğrultusunda yargı makamınca gerek görülürse sonradan bunların incelenerek ek rapor düzenlenmesi suretiyle sonucunun bildirileceği, takip tarihi itibariyle eğer davacı savları mahkemece benimsenir ve mevcut delil durumuna göre TTK 20 hükmü de gözetilerek takibe devam yönünde hüküm kurulacak olursa; davacı kayıtlarına göre, davacı… ŞTİ davalı… ŞTİ toplam alacağının 162.220,00 TL fatura alacağı + 2.011,98 TL faturanın işlemiş faizi olmak üzere toplam 164.231,98 TL taleple bağlılık ilkesinin, her aşamada Mahkemece gözetilmesi gerekeceği davanın temelinde zikredilen davacı delillerinden olan faturanın içeriğinin davalının davacıya karşı mesul bulunduğu bir bakiye borç olduğu sayın Mahkeme tarafından sonuca bağlanır ise, yukarıda hesapladığımız faiz miktarının da takip evveli asıl alacağa ilave edilmeye ve bu suretle talep edilmeye elverişli olan bir alacak olarak karşımıza çıkacağı, eğer takibe devam yönünde hüküm kurulursa davacının ayrıca takip tarihinden sonra da kısa vadeli avans faizi oranında faiz isteyebileceği mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davalı taraf 10/02/2017 tarihinde sunduğu beyan dilekçesi ile bilirkişilerden ek rapor alınmasını talep ettiği anlaşıldı.
Bilirkişilerden 13/09/2017 tarihinde alınan ek raporda sonuç olarak; Davacı …ile davalı. … Şti. arasında cereyan eden itirazın iptali davasında, toplam 162.220,00 TL tutarındaki cari hesap bakiyesinin ödenmediği gerekçesiyle İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayüı dosyası ile davacı tarafından takibe geçildiği, davalının borca yapmış olduğu itirazla takibin durdurulduğu, kök raporumuzda İncelemesi yapılamayan davalı . … ŞTİ’ne ait ticari defter kayıtlan üzerinde yapılan incelemede, tarafların defter bakiyeleri arasında mutabakatsızlık bulunduğu, davalının toplamda 656.390,00 TL ödeme yaptığı, ancak bu ödemelerden delil niteliği kuvveti olan ve banka üzerinden ödenen tutann 213.470,00 TL olduğu, bu tutarın da İstanbul …İcra Mudürlüğü’nün … E.sayılı dosyasında görünen 162.220,00 TL tutarındaki alacağı karşıladığından icra dosyasının konusuz kaldığı, heyetimizce delil niteliği kuvvetli görülmeyen ve davalı defter kayıtlarında bulunan ödeme toplamının ise 442.920,00 TL olduğu, davalı . … Şti.’nin dava konusu 240.720,00 TL tutarındaki fatura tutarından çok daha fazla ödeme yapmış olmasının nedenlerinin araştırılması ve bu hususun davalı . …. Şti. tarafından açıklanması gerektiği, takip tarihi itibariyle, davacı…ŞtJ.’nin davalı …. Ştl/den toplam alacağı konusuz kaldığından, herhangi bir hesaplama yapılmasına gerek olmadığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
İddia, savunma, emsal nitelikteki yargıtay içtihatları, alının bilirkişi ek ve kök raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibinde itirazın iptaline ilişkin olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine162.220,00 TL asıl alacak, 2.058,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 164.278,40 TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu, yasal 1 yıllık süre içerisinde İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açıldığı, yukarıda ki yargıtay içtihatlarında özellikle Hukuk Genel Kurulunun kararında da vurgulandığı üzere itirazın iptali davasının konusunun, davacı tarafından takibe konu edilip davalı tarafından itiraz edilen alacak kaleminden ibaret olduğu, dolayısıyla bu davanın konusunun davacı tarafından takibe dayanak yapılan fatura ile sınırlı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu durumda da mahkemenin taraflara ticari defterlerinde yer alan tüm ödemelerin takip talebinde dayanılan bu fatura için yapıldığınnı kabul gerektiği, somut uyuşmazlıkta da İİK 67 maddesine göre yasal 1 yıllık süre içerisinde açılan ve itiraz üzerine duran takibe itirazın iptalinin istendiği, takip talebinde de dayanak olarak 30/06/2014 tarihli 240.720,00 TL’lik faturaya dayanıldığı, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan raporlar ve hatta davacının da kabulünde olan davalı tarafından yapılan ödeme miktarının 656.390,00 TL olduğu, davacının ise takip talebinde 240.720,00 TL’lik faturaya dayanıp bu fatura nedeniyle bakiye alacağı olduğunu bildirdiği 164.278,40 TL için ilamsız icra takibi yaptığı, yukarıda ki yargıtay ilamlarında vurgulandığı gibi yapılan ödeme miktarının takip ve dava konusu miktarın çok üzerinde olduğu ve yapılan tüm ödemelerin takip ve dava konusu fatura için yapıldığının kabulü gerektiği, bu durumda da davacnın faturaya dayalı herhangi bir alacağının bulunmadığı anlaşıldığı belirlendiğinden davacının davasının reddine yönelik aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminat isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 35,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.984,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.948,27 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 15.806,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır