Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1556 E. 2019/177 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1556 Esas
KARAR NO : 2019/177
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/11/2014
KARAR TARİHİ: 12/02/2019
Mahkememize açılan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında 06/01/2014 tarihinde yapılan götürü bedelli iş mimarlık uygulama projesi hizmetleri sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme ile müvekkili tarafından yapımı gerçekleştirilen …otel inşaatına ilişkin davalı tarafından sözleşmede belirtilen süre içerisinde iç mimarlık uygulama projesi yapılması hususunda anlaşıldığını, ancak davalının edimini sözleşme gereği ve süresinde ifa etmediği gibi haksız olarak icra takibine giriştiğini, sözleşmenin 7. maddesinde işin bedelinin 70.000 TL + KDV olarak, 8. maddede belirtildiği şekilde yapılması şartına bağlandığını, müvekkili tarafından işin başlaması için 10/01/2014 tarihinde davalıya 31.500 TL ödendiğini sözleşmenin 6. maddesi gereği genel proje teslim süresi olan 60 iş gününün başlamış olduğunu, müvekkilinin daha sonra proje kabulü ve teslimiyle sözleşme bedelinin % 25 i olan 17.500 TL’yi de davalıya ödediğini, müvekkilinin sözleşme ile üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, ancak davalının sözleşme gereği edimini yerine getirmediğini ve sözleşmenin 9.2 maddesine aykırı davrandığını, bu sebepten müvekkilinin sözleşmenin feshini düzenleyen 13. maddesi gereği olarak 16/05/2014 tarihli e-posta ile sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, davalının sözleşme konusu işin yürütülmesi aşamasında katılması gereken toplantılara da katılmadığını, sözleşme konusu işin tamamı teslim edilmediğinden davalı tarafından fesih tarihine kadar yapılan ve bedeli peşin ödenen projelerin de uygulama imkanı olmamış ve müvekkilinin konu olan işi bedel ödeyerek 3. kişilere tekrara yaptırmak zorunda kaldığını, davalının tüm bunlara rağmen icra takibi başlatmasının kötü niyetli olduğunu, bu sebepler ile müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine ilişkin iş bu davanın ikame edildiğini, teminat karşılığında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es sayılı dosyasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını, ve müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini, davalının kötü niyetli takibi sebebiyle % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının peşinat ödemesiyle birlikte işe başladığını, işlerin sürüncemede bırakılmasının söz konusu olmadığını, davalının bir çok kez revizyon istediğini müvekkilinin bunları yerine getirdiğini, sözleşme dışında müvekkilinin bir çok ek iş yaptığını, işlerin gecikmesine davacı tarafın sebebiyet verdiğini, müvekkilinin sözleşme gereği olarak her toplantıya katılmak zorunda olmadığını, sözleşmede olmamasına rağmen davacı tarafa danışmanlık hizmeti verdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin bir hizmet söylemesi olmadığını bunun bir eser sözleşmesi olduğu dikkate alındığında müvekkilinin üstlendiği işi haricindeki toplantılara katılma mecburiyetinin bulunmadığını, bununla birlikte davacının hemen tüm toplantı davetiyelerine icabet ettiğini, tüm projelerin uygulama çizimlerin 3 D sunumları ve tüm 3D revizyonlarının 24/04/2014 tarihinde davacıya teslim edildiğini, sonraki tarihlerdeki revizyon taleplerine da cevap verildiğini, 16/05/2014 tarihinde mail yolu ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, sözleşme konusu işin tamamlanıp teslim edilmesine yani sözleşmede belirtilen tüm ücrete hak kazanılmasına rağmen müvekkilinin alacaklarının ödenmediğini, sözleşmeyi fesih mailini gönderen kişinin davacı şirket yetkilisi olmadığını, fesih yazısından sonra da davacı ile sözleşme konusu iş ile ilgili iletişimin devam ettiğini, müvekkilinin sözleşmenin 9.2 maddesini ihlal ettiği ile ilgili davacı tarafından yapılmış bir bildirimin da bulunmadığını, ortada bir ayıplı ifa durumu olmadığı halde davacının tavrının iyi niyetli olmadığını, konu olan işin tamamlanması üzerine taraflarınca faturanın düzenlenip davacı tarafa gönderildiğini, ödemenin yapılmaması üzerine da takip başlatıldığını, bu nedenler ile haksız ve mesnetsiz davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 40.659,84 TL asıl alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş; Bilirkişiler Doç. Dr…., Mimar… ve Yeminli mali müşavir… tarafından hazırlanan 10/03/2017 Tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak;” tarafların incelenen defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacıya ait kayıtlarda avans ödemesi olarak yapmış olduğu 49.000 TL alacak gözüktüğü, bunun nedeni olarak keyfiyetin davalı tarafından düzenlenen 82,600 TL tutarındaki faturanın davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, davalı kayıtlarında ise yukarıda anılan eserler gözden uzak tutulmamak kaydı ile düzenlenen 82.600 TL fatura bedelinin tamamının tahsil edilmiş gözüktüğü ve alacak gözükmediği, taraflar arasında akdedilmiş ve bu davada tartışılan sözleşmenin süre yönünden ve teslimi gereken projelerin tam ve ihtiyacı karşılayacak şekilde teslim edilmediği, bunun sözleşmenin 13,1 maddesine göre sözleşmenin ihlali anlamına geldiği yönünde eğer yargı makamı görüşü oluşur ve huzurdaki davacı savları yerine görülürse halen istirdat davasına dönüşmüş olan huzurdaki dava yönünden, çekişmeli meblağ yönü itibariyle, istirdadı talep edilen meblağın bu rapor içende yer almadığı ve fakat ilişki bütününe göre huzurdaki davalıya icra takibine nazaran ödenen meblağdan 33.600 TL’yi TBK475/2 hükmünün kıyasen tatbiki ile davalı yandan geri isteme hakkının doğmuş olduğunun benimsenebileceği huzurdaki davanın yapmış olduğu bir kısım işler davacının kabulünde oldukta, davacının davalıya yaptığı ödemelerin tamamını istemesinin ise sözleşmesel ilişki bu yönde hüküm bile sevk etmiş olsa TBK 26- 27 de yer bulunan ilkelerin özü de gözetildikte, muhik kabul edilemeyeceği, ancak bu yönde nihai kanaat için davalı tarafından bir projenin davacıya teslim edildiği bu projeye göre davacı açısından Holiday İnn Expess otelinde uygulama yapılıp yapılmadığının mimari manada eylemli olarak belirlenmesi gerektiğinin değerlendirilebileceği kanısı varılmıştır.” Sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Tarafların bilirkişi raporuna karşı itiraz ettikleri, tarafların itirazlarını değerlendirir, bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 03/10/2017 tarihli ek raporda sonuç olarak” kök raporda yer bulan mali veriler ve bu raporda ayrıca yenilenip açıklanan teknik veriler kapsamında kök raporda yer bulan görüşün özünü korunmuş olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosyaya sunulan belgeleri değerlendirir yeni bir bilirkişi heyeti belirlenerek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişiler Yüksek Mimar …, Mali Müşavir …ve İnşaat Mühendisi … tarafından hazırlanan 02/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak;” dava konusu eserde sözleşmeye göre eksik olan hususun zamanaşımı (işin süresinde tamamlanmaması) olduğunu ve her iki tarafın da sürelere dikkat etmediği, tüm işe göre fiziki eksiklik oranının yaklaşık % 20 oranında olabileceği, bu fiziki onarımın sözleşme bedeli olan 70.000,00 TL + KDV ye uygulandığında eksik yapılan işin bedelinin 14.000 TL + KDV ye tekabül ettiği, işin tamamlanma derecesine göre davalının yapmış olduğu işler bedelinin 70.000 – 14.000 = 56.000,00 TL + % 18 KDV =66.080 TL olarak hesaplandığı, davacı tarafça davalıya ödenen bedelin 49.000 TL olduğunu, davalının yapmış olduğu ödeme tutarının davalının yapmış olduğu işi bedelinden tenzili edilmesi durumunda davacı tarafça davalıya ödenmesi gereken bedelin 66.080 -49.000 = 17.080 TL olarak hesaplandığı, davalının yapmış olduğu iş miktarı ve buna karşılık davacının davalıya yapmış olduğu ödeme tutarı göz önünde bulundurduğunda davacının davalıya bakiye KDV dahil 17.080 TL daha borcunun kalması nedeniyle menfi tespiti iddiasına konu herhangi bir bedelinin hesaplanmadığı,” sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
İddia, savunma, alınan 1. Kök ve ek rapor, 2. Kök rapor, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; taraflar arasında eser sözleşmesi akdedildiği, davacı tarafından davalıya 49.000TL ödeme yapıldığı, bakiye borcunun bulunduğu, davalı tarafından bu bedelin icra takibine konu edildiği, davacının ise sözleşmeye konu işlerin geç yapıldığı, yapılmadığı iddiası ile işbu menfi tespit davasını açtığı anlaşılmıştır. Dosyada alınan 02/07/2018 tarihli bilirkişi heyet raporu oluşa uygun, denetime açık ve karar vermeye elverişli görüldüğünden mahkememizce rapora itibar edilmiş, rapora ve tüm dosya kapsamına göre davalının sözleşme konusu işleri ifa ettiği, davacıdan alacaklı olduğu, menfi tespit iddiasına konu herhangi bir bedelin bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE
2- 492 Sayılı yasa gereğince alınması gereken 44,40 TL harçın dava açılılırken peşin alınan 586,75 TL harçtan mahsubi ile geriye kalan 542,35 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine ,
3- Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden Av. As. Üc. Tarifesi gereğince taktir olanan 4.122,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
4 – Davalı tarafından yapılan 21 TL tebligat + müzekkere giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır