Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1485 E. 2019/636 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1485 Esas
KARAR NO : 2019/636
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/11/2014
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 21/03/2013 tarihli verdiği dilekçesi özetle;
İstanbul … İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyasında davalı şirket çalışanı vekilince davalı şirketin ve müvekkili idare aleyhine kıdem tazminatı ve diğer alacaklar talepli tazminat davası açtığını, davanın kabulüne karar verildiğini ve kesinleştiğini, mahkeme ilamının davacı vekilince Kadıköy …İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası ile icra konu edildiğini ve müvekkili idare tarafından icra tehtidi altında ve fer’ileri ile birlikte 20.728,10 TL olarak ödendiğini, asıl sorumluluğun davalı şirkete ait olduğunu, davacı işçinin yüklenici firmanın elemanı olduğunu, davalı şirket ile müvekkili idare arasında ihale sözleşmeleri yapıldığını, sözleşmeler gereğince sorumluluğun ihale eden firmaya ait olduğunu, davalı firmada çalışan kişilerin müvekkili kurum ile ilgisinin olmadığını, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak üzere müvekkili kurumca icra dosyasına yapılan ödemenin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili 21/06/2013 tarihli verdiği dilekçesi özetle;
Davacının beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, dava dışı kişinin davasında davacının adeta davalıyı tazminata mahkum etmek için tüm uğraşı verdiğini, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, hiç bir savunma yapmadığını, delilleri dosyaya sunmadığını, tanık beyanlarına hiç bir itirazda bulunmadığını, bu nedenle davacı ile davalının tazminata mahkum edildiğini, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmeye göre 2007-2008 arasında bir yıllık sözleşme imzalandığını, davacının bir yıllığına davacının sözleşmeye konu işlerini üstlendiğini, dava dışı işçinin işten ayrılaran başka bir şirkette çalışmaya başladığını, fazla mesai yapmamalarına rağmen davacı şirket çalışanları tarafından bu kişilerin fazla çalışma yaptırıldığını, ayrıca görevli olan Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiğini, T.T.K’nun 3.4,5. maddeleri uyarınca davaya bakma görevi Ticaret Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmişlerdir.
DELİLLER
İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 15/07/2014 tarih … E. … K.sayılı kararı ile işbu davaya görevsizlik kararı vererek dosyanın görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafın 18/12/2012 tarihinde 17.593,78 TL toplam alacak yönünden davalı/borçluya ilamsız takip başlattığı görülmüştür.
İstanbul …İş Mahkemesinin … Esas-… Karar sayılı dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır. İncelenmesinde dava dışı…’ın işbu dosyamızın davacısı ve davalısı aleyhine bir kısım işçilik alacaklarının tahsili talebiyle dava açtığı, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilerek ilamda belirtilen alacakların tahsiline karar verildiği görülmüştür.
Tarafların delilleri toplandıktan sonra bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 27/04/2017 tarihli kök raporlarında “…Davacının 18/12/2012 takip tarihi itibariyle davalı şirketten 17.593,78 TL, 21/03/2013 dava tarihi itibariyle 20.728,10 TL asıl ve 327,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.056,06 TL alacaklı bulunduğunu, iş bu alacağın dava tarihinden itibaren alacak aslı 20.728,10 TL üzerinden TCMB Kısa Vadeli Krediler Avans İşlemlerinde Uygulanan Faiz oranlarının tatbiki suretiyle hesaplanacak faizi ile birlikte davalı şirketten talep edebileceğinin” mütalaa edildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyeti 28/12/2018 tarihli ek raporlarında “…Davalı şirket vekilinin 18/05/2017 h. tarihli dilekçesindeki itirazlarının 27/04/2017 h. tarihli kök rapor belirli bilirkişi görüşünü değiştirici nitelikte olmadığını” raporlarında belirtmişlerdir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak isteminden ibarettir.
Taraflar arasında 09/07/2007 tarihli hizmet alım sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmenin 38.maddesi ile, alt yüklenicinin (davalının) çalıştırdığı işçilerin ücretlerinin ödenmesinden yüklenici davalının sorumlu olduğunun düzenlendiği, İstanbul…İş Mahkemesinin … Esas-… Karar sayılı dosyası ile dava dışı…’ın işbu dosyamızın davacısı ve davalısı aleyhine bir kısım işçilik alacaklarının tahsili talebiyle dava açtığı, 4857 sayılı kanunun 2. maddesi “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmünü haiz olduğundan, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilerek ilamda belirtilen alacakların tahsiline karar verildiği, dava dışı işçinin İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile, İstanbul …İş Mahkemesinin … Esas-… Karar sayılı ilamını infaza koyduğu, bunun üzerine davacının dosya borcunu işçiye ödediği ancak taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesine göre işçinin hak kazandığı işçilik alacaklarından davalı alt yüklenicinin sorumlu olduğu, her ne kadar davalı şirket, davacı ile olan sözleşmenin 1 yıl süreli olduğunu ancak İş Mahkemesinin daha uzun bir çalışma süresine karşılık gelen tazminatlardan sorumlu tuttuğunu beyan ederek işçinin çalışma süresi ile sınırlı olarak sorumlu olabileceğine dair itirazda bulunmuş ise de, davalı şirketin ihaleyi davacıdan aldıktan sonra daha önce başka bir alt yüklenici tarafından istihdam edilen dava dışı işçiyi çalıştırmaya başladığı, bu durumun işyeri devri niteliğinde olduğu, işyeri devri halinde işçinin daha önceki işverenler nezdinde geçen çalışma süresi de dahil tüm işçilik alacaklarından devralan yüklenicinin sorumlu olduğu, bu hususun Yüksek Yargıtay’ın kararlılık kazanan uygulamasıyla da sabit hale geldiği anlaşıldığından, bu itiraza iştirak edilmemiş, ayrıca davalı şirket ile davacı arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığı ve bu nedenle dava dışı işçinin davacı işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği, buna bağlı olarak işçiye ödenen işçilik alacaklarından davacının sorumlu olduğu yönünde itirazda bulunulmuş ise de, muvazaa olgusunun işçi-işveren ilişkisi kapsamında işçi lehine hukuki sonuçları olup, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi hükümlerini ortadan kaldırmayacağı, İş Mahkemesindeki yargılama esnasında davacının kötüniyetli olduğunu gösterir somut bir delilin de bulunmadığı kanaatiyle sonuç olarak davanın kabulü ile davacının ödemiş olduğu 20.728,10 TL alacağın 21/03/2013 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
20.728,10 TL alacağın 21/03/2013 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 1.415,93 TL harçtan, peşin alınan 126,70 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 1.289,23 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı taraf lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 24,30 TL başvurma harcı + 126,70 TL peşin harç + 1.400,00 TL bilirkişi ücreti + 197,00 TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 1.748,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.