Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1388 E. 2020/616 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/1388 Esas
KARAR NO:2020/616

DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ:27/05/2010

BİRLEŞEN İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2010/395 ESAS SAYILI DAVASINDA

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:04/06/2010
KARAR TARİHİ:22/10/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; davacı şirket ile davalı arasında 30.06.2008 tarihli sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmede davalı şirket tarafından yapılacak … Cumhuriyeti …, …, … havalimanları ile ilgili olarak müvekkili şirketin yapacağı katkı ve danışmanlık hizmetinin içeriği, tarafların hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiğini, müvekkili tarafından söz konusu sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerin sözleşmeye uygun olarak ifa edilmiş olmasına rağmen davalı tarafından sözleşme gereğince yapması gereken ödemenin yapılmadığını, davalı tarafın 75.000 Euro avans başlığı altında ödeme yapacağını ancak bu bedeli ödeme şartı olarak 75.000 Euro bedelli bir teminat senedini vermesini talep ettiğini, müvekkili tarafından belirtilen 75.000 Euro bedelli teminat senedinin davalı tarafa verildiğini ve bunun üzerine davalı tarafın davacıya 75.000 Euro ödeme yaptığını, davalı tarafın daha sonra herhangi bir ödemede bulunmadığını, bunun üzerine protokolün 4. maddesi gereğince ödenmesi gereken 700.000 Euro+KDV olmak üzere toplam 826.000 Euro ödenmesi gereken bedelden, ödenen 75.000 Euro düşüldükten sonra bakiye 751.000 Euronun ödenmesi için Noterden ihtarname keşide edildiğini, davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığı gibi ihtara cevaben Noterlikten fesih ihbarnamesinin gönderildiğini, ihtarname içeriğindeki icra tehdidi nedeniyle davalı nezdindeki 75.000 Euro bedelli senet ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti için …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını belirterek, 30.06.2008 tarihli protokolün 4. maddesi gereğince ödenmesi gereken 700.000 Euro (KDV hariç ödenmesi gereken bedel) bedelden ödenen 75.000 Euro düşüldükten sonra kalan bakiye 625.000 Euro alacağın 24.03.2010 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek mevduat faizi uygulanmak suretiyle davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davacı ile müvekkili şirket arasında 30.06.2008 tarihinte tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiğini ve müvekkilinin … Cumhuriyetinde yapacağı havalimanı inşaat için davacının vereceği danışmanlık hizmetine ait bir protokol imzalandığını, davacının protokol tahtındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının dava dilekçesinde bahsettiği ana müteahhitlik sözleşmesinin imzalanmadığını, davacının sözleşmeye göre hak ettiğini iddia ettiği miktarın ödenmesi için çektiği ihtarnamenin hukuki ve fiili bir dayanağının olmadığını, davacı ile müvekkili arasındaki protokolün haklı nedenlerle ve derhal feshedildiğini, davacının …. Asliye Ticaret Mahkemesinde 16.04.2010 tarihinde açtığı … Esas sayılı dava ile müvekkili şirkete bir senet verdiğini iddia ettiğini, ancak müvekkili şirketin defter ve kayıtlarında böyle bir senede rastlanılmadığını, sözleşmenin 4. maddesinde müvekkili şirketin yükümlülüğünün taliki şarta bağlandığını, öncelikle ana müteahhitlik sözleşmesinin imzalanması ve davacının faturasının tebliğinin şart olduğunu, dava tarihi itibariyle bu şartların gerçekleşmediğini belirterek bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada; Davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı arasında 30.06.2008 tarihli bir protokol imzalandığını ve söz konusu protokolle, müvekkilinin … Cumhuriyetinde ilgilendiği havalimanı projeleri hakkında davalının yapacağı çalışmalar ve tarafların hak ve borçların belirlendiğini, protokol uyarınca davalıya yediyüzbin Euro’nun müvekilinin ana sözleşmesini imzalamasına müteakip yedi eşit taksitte ve ilk taksit müvekkilinin alacağı avans ödemesini takiben yapılacak şekilde ödenmesinin kararlaştırıldığını, …’daki havalimanları projelerinde … hükümetinin kamulaştırma işlemlerini beklenen sürede yerine getirmemesi gibi müvekkili dışında cereyan eden sebeplerde müvekkilinin müteahhitlik sözleşmesinin imza tarihinin de tahmin edilen süreyi aşacağı anlaşıldığından davalıya sözleşmedeki ödeme koşulları doğmadığı halde 13 Mart 2009 tarihinde iyiniyete binaen avans olarak 75.000 Euro ödeme yapıldığını, davalının sözleşmenin imzasından sonra sözleşmede kendisine yüklenen borçlardan hiçbirini yerine getirmemiş olmasına rağmen …. Noterliği kanalıyla protokolde yer alan miktarın tamamına KDV tutarını eklemek suretiyle ödeme talep etmesinin protokole ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, müvekkili tarafından davalıya yapılan avans ödemesi 75.000 Euro’nun 30.03.2010 tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksel faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada, davalı vekili verdiği cevap dilekçesi ile, davacı taraf ile … Cumhuriyetinde yapılacak olan …, … ve … Havalimanları yenileme projesine malzeme temini amacıyla danışmanlık hizmeti verilmesine dair 30.06.2008 tarihinde protokol yapıldığı hususunda ihtilaf bulunmadığını, dava konusu hizmet bedelinin 700.000 Euro olduğunun da protokolün 4. maddesinde kararlaştırıldığını, davacı şirket tarafından aradaki protokolün tek taraflı olarak fesih edilmesi nedeniyle Mahkememizde 27.05.2010 tarihinde … Esas sayılı dosyası üzerinden bakiye 625.000 Euro alacağın tahsiline ilişkin dava açıldığını, müvekilli şirketin protokol gereğince edimlerini yerine getirdiği halde aradaki sözleşmenin fesih eden ve yaptığı ödemeyi geri isteyen davacının bu davada haksız olduğunu beyan edilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava, alacak davasıdır.
Mahkememizde yapılan yargılamada bilirkişi rapor ve ek raporları alınmış ve Mahkememizin 16/07/2013 tarih ve … E. – 2013/162 K. sayılı kararı ile, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin kararının temyiz edilmesi neticesinde temyiz incelemesini yapan Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/06/2014 tarih ve 2014/3407 E. – 2014/4483 K. sayılı ilamı ile, ” … Mahkemece alınan ek bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de, ek rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira, öncelikle asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili ek rapora itirazında, bilirkişi kurulunda yer alan bilirkişilerden Prof. Dr. …’un rapor tanzimi sırasında hasta olduğunu ve kısa bir süre sonra da vefat etmesi nedeniyle ek rapor hazırlanabilmesi için gerekli sürenin bulunmaması nedeniyle ek rapora itibar edilmemesi ve yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması gerektiğini belirtmiştir. Dosya kapsamından, ek rapor tanzimi için dosyanın tevdii tarihi ile ek raporun tanzimi arasında kısa bir süre olduğu ve bilirkişi kurulunda yer alan prof. Dr. …’un bu süre zarfında hastalığı nedeniyle rahatsız olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöndeki itirazının kabulü gerekirken reddi doğru değildir. Bu durumda dosya kapsamına uygun ve aralarında ihale konusundan anlayan uzman bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyeti seçilerek tarafların iddia ve savunmaları, ileri sürdükleri tüm deliller, sözleşmenin 3. maddesinin tüm bentleri kapsamı da birlikte değerlendirilerek ve daha önce alınan asıl ve ek rapora karşı itirazlarda tek tek gözönünde bulundurularak ve nedenleri de açıklanmak kaydıyla açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. … ” gerekçesi ile Mahkememizin kararı bozulmuştur. Mahkememizde yapılan yargılamada bilirkişilerden rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr. … tarafından sunulan 28/11/2012 havale tarihli raporlarında, davalı tarafından davacıya yapılan 75.000 Euro’luk ödemenin avans değil, hakediş niteliğinde olduğunun tespit edildiğini, bu durumda davalı … A.Ş.’nin davacı … şirketine 18/03/2010 tarihli ihtarname ile cevap verdiği, 25/03/2010 tarihli fesih ihbarnamesine kadar herhangi bir ihtar veya yazı ile işin ifa edilmediğini bildirmemesinden anlaşıldığını, davacı … şirketi ile arasında imzalanan 30/06/2008 tarihli protokol ile bahsedilen hizmetlerin davacı şirket tarafından ifa edildiğini, bu durumun dava dosyasında bulunan dökümanlarla sabit olduğunu, sonuç itibariyle, davalı … A.Ş.’nin ödemekle yükümlü olduğu 700.000 Euro + KDV bedelinin yalnızca 75.000 Euro’sunun ödendiğini, buna göre davacının 625.000 Euro alacağının bulunduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Prof. Dr. … tarafından sunulan 18/04/2013 havale tarihli ek raporlarında; Kök raporlarındaki tespit ve değerlendirmelerini değiştirmeleri gereken bir hususun olmadığını, davacı şirketin davalı şirketten 675.000 Euro alacaklı olduğunu belirtmişlerdir.
Bozma sonrası dosyada rapor aldırılan bilirkişiler … sundukları 16/11/2015 tarihli bilirkişi raporlarında; dosya kapsamında yer alan belge ve tanık beyanlarından, sözleşme ile kararlaştırılan her iki şartın da uyuşmazlık konusu olayda gerçekleşmiş olduğunu, daha açık bir ifadeyle davacı-karşı davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, edimlerini ifa ettiğinin anlaşıldığını, davacı-karşı davalı şirketin, davalı-karşı davacıdan 30/06/2008 tarihli protokol kapsamında edimlerini eksiksiz ifa etmiş olduğunu, bu nedenle sözleşme gereği verdiği hizmetlerin bedelini almaya hak kazandığını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler … sundukları 28/06/2016 tarihli bilirkişi ek raporlarında; Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 17.12.2013 Tarih 6427/ 8107 sayılı kararından, danışmanlık hizmeti verenlerin, borçlarını ifa ettiklerinden bahsedebilmek için değerlendirme raporlarını iş sahibine teslim ettiklerini ispat etmeleri gerektiği sonucuna varılabileceği, bu durumda davacı- karşı davalının bilgilendirmeye yönelik raporları davalı- karşı davacıya teslim ettiğinin ispatı gerekeceği, ancak Yargıtay’ın verdiği kararlarda teslimin hukuki işlem mi, hukuki fiil mi olduğu hususunda bir içtihat birliği oluşmadığını, bu içtihatlardan hangisinin esas alınacağının takdirinin Mahkemeye ait olduğu, eğer Mahkeme davacı- karşı davalının bilgilendirmeye yönelik raporlarının tesliminin yazılı delille ispatı gerektiği kanaatindeyse dosya kapsamında bu hususu ispata yarayacak belgelerin bulunmadığını, her ne kadar davacı- karşı davalı dosya içeriğine bazı raporlar ibraz etmişse de, bu raporların davalı- karşı davacıya teslim edildiğinin ispata muhtaç olduğunu, bu durumda eksik edimden kaynaklı olmak üzere toplam hizmet bedelinden %10 oranında indirimin Mahkemenin takdirinde olduğu, Mahkemenin davacı- karşı davalının bilgilendirmeye yönelik raporlarının tesliminin her türlü delille mümkün olduğu görüşünde ise, bu hususa ilişkin olarak dosya kapsamında tanık delillerinin bulunduğu, ancak davalı ile davacı tanıklarının ifadelerinin birbiriyle çelişkili olduğunu, tanık ifadelerinden hangilerinin esas alınacağının Mahkemenin takdirinde olduğunu, eğer Mahkeme davacı tanıklarının ifadelerinin esas alınması gerektiği sonucuna varırsa, davacı- karşı davalının bilgilendirmeye yönelik raporlarının teslimi ediminin ifa edildiğinin düşünüldüğünü, kök raporda yer alan diğer hususlarda görüş değişikliğine gitmeye gerek olmadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Prof. …, Prof. …, Prof. …, Prof. Dr. … Mahkememize sundukları 02/03/2017 tarihli raporlarında; Davanın esas konusunun taraflar arasındaki bir işin ifasına dair Danışmanlık/Müşavirlik Hizmetlerine ilişkin olduğu, taraflar arasında tanzim edilen 30.06.2008 tarihli Protokolün içeriğinin bunu gösterdiğini, olayda Davalı … … A.Ş.’nin işveren konumunda, Davacı … Tic. Ltd. Şti. nin ise bahse konu Danışmanlık/Müşavirlik Hizmetlerini ifa ile yükümlü kılınan yüklenici konumunda olduğunu, dava konusu olayın, bir yandan adı geçen işveren ile diğer yandan adı geçen yüklenici arasında akdedilmiş özel bir Protokole ( Sözleşmeye ) dayandırıldığını, bu nedenle süreç ve işleyişle ilgili gelişiminin bu yönde kamuda gerçekleştirilen Danışmanlık ve Müşavirlik Hizmetleri Alımı ihalelerine benzetilebileceği ve iş takibinin bu kapsamda değerlendirilebileceğinin kanaatine varıldığını,
Taraflar arasında tanzim edilen 30.06.2008 tarihli Protokolde özetle; … Cumhuriyeti … (… Havalimanı), … (…), … (…) havalimanı projeleri ile ilgili olarak davacı şirketin ihale öncesi çalışmalarda … Cumhuriyetinin idari, hukuksal ve ekonomik yapısı ile ilgili hazırlayacağı bilgileri davalı şirkete sunacağı, sözü edilen bilgiler ışığında hazırlanacak teklifin davacı tarafından … Cumhuriyeti mevzuatı ve idari işleyişinin göz önüne alınarak inceleneceği ve gerekli uyarıların davalıya iletileceği, davacının, davalının inşaat işlerine başlamadan önce yapacağı mobilizasyon çalışmalarında danışmanlık hizmeti vereceği, bu çerçevede iş gücü, ekipman, malzeme hususlarında yerel kaynakların etkin bir şekilde kullanılabilmesi için gerekli araştırmaları yaparak davalıya bilgi aktaracağı, davacının yapılacak havalimanlarında pist, apron gibi kaplamalı sahalarda kullanılacak dolgu malzemesi, kırmataş gibi malzemelerin ocakları ve asfalt temini hakkında çalışma yapacağı, proje için uygun malzemenin tedariki konusunda davalıya danışmanlık yapacağı, davacının yapılacak havalimanlarında pist, apron gibi kaplamalı sahaların zemin değerlendirme çalışmalarını yaparak davalıya zaman ve maliyet boyutlarını dikkate alarak yapım metodu konusunda danışmanlık yapacağı, davacının yapılacak havalimanları pist ve apron alanları ile ilgili kaplama tasarımında uluslararası standartları dikkate alarak danışmanlık yapacağı, davalının proje ile ilgili olarak Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin imzalanmasını takiben davacıya 700.000 Avro + KDV ödeyeceği, ödemenin, davalının Ana Müteahhitlik Sözleşmesine istinaden alacağı avans ödemesinin ardından her ayın ilk iki haftası içinde 7 eşit taksitte ödeneceği, ilk ödemenin 2008 yılının Aralık ayının ilk iki haftası içinde yapılacağı konusunda tarafların mutabık kaldıkları, ödemelerin yapılabilmesi için davacının faturasının davalıya tebliğinin ön şart olduğu, bu Protokolün imzası ile birlikte taraflar arasında daha önce yapılan sözlü ve yazılı tüm anlaşmaları geçersiz kıldığı, geçerli tek mutabakatın bu Protokol ile sınırlı olacağının belirtildiği,
Taraflar arasında tanzim edilen 30.06.2008 tarihli Protokolde Danışmanlık / Müşavirlik Hizmetlerinin sona ereceği tarihin net olarak belirtilmediğini, ayrıca Protokolde herhangi bir iş programından, revize programlardan, işin sıralı safhalarından, safhaların etaplarından, etapların hazırlanma süresi ile teslim şekil ve şartlarından, Danışmanlık / Müşavirlik Hizmetlerinin kabul şartlarından, kısmi kabul şartlarından, hizmetlerin eksik olarak kabulünden, hizmetlerin sunuş biçim ve şekillerinden, bunlara ilişkin raporlamalardan ve revize çalışmalarından, hizmetlerin ifası aşamasında sağlanacak koordinasyonun yürütülmesi şekil ve şartlarından, hizmetin yapılamaması ve/veya yerine getirilememesi veya eksik yapılması halinde işletilecek cezalar ve/veya tasfiye sürecinden, bununla ilgili kesilecek bedellerden, iş teminatlarından, teminatların iade şekil ve şartlarından, Danışmanlık Hizmetleri işinin gecikmesinden ve/veya yapılamamasından dolayı karşılıklı doğan zararların taraflara kusurları oranında yükletilecek ceza ve/veya tazminat paylarından ve bu gibi durumlarda devreye sokulacak idari ve teknik sair müeyyidelerin şekil ve şartlarından, karşılıklı tutulacak tutanakların hususiyetlerinden, hizmetlerin ifasında görevlendirilen sair yetkili personelden, hizmetlerin nerede ve ne zaman biteceğinden ve sonlaııacağından. Sözleşmenin feshi ve işin tasfiyesinden, Sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işlerle iş eksilişinden açıkça bahsedilmediğini, herhangi bir hizmetin görülmesine dair düzenlenecek Protokol veya Sözleşmelerde prosedür gereği yukarıda belirtilen ve daha fazlası tüm hususlara yer verilmesi gerekirken, taraflar arasında tanzim edilen Protokolde bir takım açıklama noksanlıklarının mevcut olduğunu,
Taraflar arasında tanzim edilen 30.06.2008 tarihli Protokole göre işveren konumundaki davalının, yüklenici konumundaki davacıya iş avansı olarak 13.03.2009 tarihinde 75.000 Euro ödediğinin görüldüğü, bu ödemeyle birlikte taraflar arasında tanzim edilen 30.06.2008 tarihli Protokolün yürürlük kazandığı ve konusu Danışmanlık Hizmetlerinin fiilen başlatılmış duruma geldiğini,
… … A.Ş. nin 24.05.2011 tarihli yazısında özetle; … … A.Ş. ile … … Havalimanı işine dair Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin 16.12.2010 tarihinde imzalandığının belirtildiğini, bu durumda Protokolde bahsi geçen Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin imzalanması şartının sağlandığı ve bununla birlikte yüklenici davacının Protokolde belirtilen sıralı ödemeye hak kazandığının anlaşıldığı,
Taraflar arasında tanzim edilen 30.06.2008 tarihli Protokolde her ne kadar Danışmanlık / Müşavirlik Hizmeti ücreti belli, süresi ise net şekilde yıl ve/veya ay ve/veya gün olarak belirtilmemişse de, davalının proje ile ilgili olarak Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin imzalanmasını takiben davacıya 700.000 Euro + KDV ödeyeceği, ödemenin davalının Ana Müteahhitlik Sözleşmesine istinaden alacağı avans ödemesinin ardından her ayın ilk iki haftası içinde 7 eşit taksitte yapılacağı, ilk ödemenin 2008 yılının Aralık ayının ilk iki haftası içinde yapılacağı belirtilmişse de, Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin 16.12.2010 tarihinde imzalanmış olmasıyla birlikte ödeme takviminin ötelenmek suretiyle değişime uğradığı, Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin tahmini imza tarihinin uzaması nedeniyle işbu sürenin uzadığının görüldüğünü, buna göre ödeme takvimine bağlı olarak yüklenici davacı tarafından yüklenilen Danışmanlık / Müşavirlik Hizmetleri işinin süresinin iş avansının alındığı 13.03.2009 tarihinden itibaren 7 ay sonrasına denk gelen takvim günü değil de, Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin imzalandığı 16.12.2010 tarihinden itibaren 7 ay sonrasına denk gelen bir takvim günü olacağı, bunun da takribi 16.07.2011 tarihine denk geldiğinin görüldüğünü,
Buna göre yüklenici Davacının henüz süresi bitmemiş kabul edilen/varsayılan hizmete ilişkin biçilen ücretin tamamını işveren davalıdan talep ettiğinin görüldüğü, zira yukarıdaki değerlendirmeye göre Danışmanlık Hizmetleri süresinin 16.07.2011 tarihinde son bulmakta olduğu kabul edilmekte iken, 18.03.2010 tarihli ihtarname ile tamamının talep edildiği anlaşıldığını, kaldı ki ödeme şartı olan Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin de bu ihtarname tarihinden (18.03.2010) sonraki bir tarihte (16.12.2010) imzalandığının görüldüğünü, şuan itibarıyla Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin 16.12.2010 tarihinde imzalanmış olması dolayısıyla yüklenici davacı açısından ödemeye hak kazanıldığının değerlendirildiğini,
Dosya münderecatı üzerinde yapılan incelemede, fesih ihbarnamesinden önce işveren davalının, yüklenici Davacıya aralarındaki Protokol kapsamındaki hizmetleri ya hiç yerine getirmediği, ya süresinde yerine getirmediği ya da eksik yerine getirdiğine ve bu nedenle gerekçeleri de belirtilmek suretiyle yazılı şekilde uyarıldığına vc tanınan herhangi bir sürede hizmetlerin ifasının tamamlanmasının istendiğine, bunun yerine getirilmemesi halinde Protokolün tek taraflı feshedileceğine ve hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceğine dair yazılı bir ihtarına rastlanmadığını, dolayısıyla davalının davacıya gönderdiği tek taraflı fesihnamenin usulüne uygun düşmediğini,
Dava dosyası mündcrecatından yüklenici davacının kendisine Protokolle yükletilen Danışmanlık / Müşavirlik Hizmetlerini Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin imzalanması öncesi ve sonrasında doğrudan veya dolaylı yollardan ifa etmiş sayılması gerektiği değerlendirildiğini, Protokole göre yüklenici davacının şu iş kalemini yerine getirmediğini, şu hizmeti ifa etmediğini, şu çalışmayı yapmadığını, şu hizmeti eksik yerine getirdiğini belirtmenin adeta imkansız olduğunun görüldüğünü, Protokolde zaten hizmetin belli bir iş programı çerçevesinde safhalara ve etaplara ayrılmadığını, etapların sürelere bağlı teslim şekil ve şartlarının açıkça belirtilmediğinin görüldüğünü, ancak yüklenici davacının Protokoldeki bahse konu işler için mobilize olduğu, yurt dışı bağlantılar kurduğu, yurt dışında yer kiraladığı, seyahatlerde bulunduğu, elemanlarım görevlendirdiği, yurt dışında fizibilite araştırmalarında bulunduğu, malzeme tedariki için çalışmalar yürüttüğü, diplomatik temaslarda bulunduğunun açıkça görüldüğünü,
Dolayısıyla her ne kadar Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin 16.12.2010 tarihinde yani Yüklenici konumundaki davacının, işveren konumundaki davalıya gönderdiği ve ücret ödemesini ihtar ettiği 18.03.2010 tarihli ihtarnamesinden sonra imzalanmış ise de, netice itibarıyla tarafların Protokolde belirtilen işlerle ilgili tüm hususiyetleri önceden bilip bu konuda vukuf peyda etmiş sayılacaklarından, belirsizliklerinden haberdar olduklarından dolayı, yukarıda belirtilen tüm gerekçelerle yüklenici konumundaki Davacının Sözleşme hükmündeki Protokolde belirtilen Danışmanlık Hizmetleri bedelinin tamamını ( KDV hariç 700.000 Euro’yu ) almaya hak kazandığı, daha evvel aldığı 75.000 Euro dışında geri kalan 625.000 Euro’yu da almaya hak kazandığını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Prof. …, Prof. …, Prof. …, Prof. Dr. … Mahkememize sundukları 17/11/2017 tarihli ek raporlarında; davacının 30/06/2008 tarihli protokolde belirtilen yükümlülüklerini sözleşmenin imzalanması öncesinde ve sonrasında doğrudan veya dolaylı yollardan ifa etmiş sayılabileceği görüş ve kanaatini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Prof.Dr. …, … ve … sundukları 13/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda;
Davacı ile davalı arasında akdedilmiş olan 30.06.2008 tarihli protokolün hukuki niteliği itibariyle, vekalet sözleşmesi benzeri, isimsiz (kanunda düzenlenmemiş), sürekli edimli bir sözleşme olduğunu, bu tip sözleşmelerin, uygulama ve doktrinde Danışmanlık Sözleşmesi olarak adlandırıldığını,
Davacı şirketin işbu protokol ile, danışmanlık hizmeti vermeyi üstlendiğini, Protokol’ün 3 nolu maddesinde, davacının vereceği danışmanlık hizmetinin kapsamı belirtildiğini, bu sözleşmeyle davacı/danışman, davalının yurtdışındaki bir işveren ile akdetmek istediği havalimanı inşaatına ilişkin sözleşmelerin akdedilmesi ve akdedilecek sözleşmelerin konusunu oluşturacak inşaatların gerçekleştirilmesi için gerekli malzemelerin (beton vb.) temini için aracılık yapmayı ve bilgi/tecrübe aktarmayı üstlendiğini, Ancak protokolde, protokolün konusunu oluşturan hizmetler arasında yer alan bilgi/tecrübe aktarımının raporlar halinde verileceği, yani davalıya teslim edilmesi suretiyle verileceği hususu kararlaştırılmadığını, bu nedenle bilgi ve birikim aktarımı yazılı ve/veya sözlü olarak de yerine getirilebiliceğini, Dolayısıyla Bilgi/tecrübe aktarımı hizmetinin raporların hazırlanması ve bu raporların davalıya teslimi suretiyle verilmesi şart olmadığını, sözlü olarak da verilmesinin mümkün olduğunu, Aracılık hizmeti ise zaten, fiili davranışlarda bulunmak (gerekli kişiler ile tanıştırmak, görüştürmek vb.) suretiyle gerçekleştirileceğini, Dolayısıyla aracılık hizmetinin zaten yazılı belge/rapor hazırlanıp davalıya teslimi suretiyle verilmesi, hizmetin tabiatı gereği mümkün olmadığını, bu nedenlerle davacının yazılı olarak hazırladığı raporları davalıya teslim ettiğini ispat etmekle yükümlü olduğu, bu ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği için protokol ile üstlenmiş olduğu edimlerini eksik olarak yerine getirdiği kabul edilemeyeceğini, danışmanlık hizmeti verilmesi, ağırlıklı olarak hukuki fiil/maddi vakıa niteliğinde olduğundan, tanık beyanları ile ispat edilmesi mümkün olduğunu,
Dava dosyasına sunulmuş olan “bütün Bilirkişi Kurulu Raporlarında”, “Mahkeme kararında” ve “işbu raporumuzun teknik kısmında” yapılmış olan tespitler ve tanık beyanları, yukarıda açıklanan ispat kuralları ışığında incelenip değerlendirildiğinde; davacının 30.06.2008 tarihli protokol ile üstlenmiş olduğu danışmanlık hizmetlerini, sözleşmede kararlaştırılmış olan danışmanlık ücretine hak kazanacak derecede ve kapsamda yerine getirmiş olduğu ve bu nedenle de KDV hariç 700.000 TL’lik danışmanlık ücretinin tamamına hak kazandığı kanaatine varıldığını,
Her ne kadar protokolde, davacının ücret alacağının muaccel hale gelmesi için, ana müteahhitlik sözleşmesinin akdedilmiş olması şartı öngörülmüşse de; Mahkeme Kararında da haklı olarak belirtildiği üzere, ana müteahhitlik sözleşmesi akdedilmeden davalı tarafından havalimanı inşaatına başlanmış olduğu anlaşıldığından, davalının bu savunmasının MK.md.2’deki dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı ve dolayısıyla da hakkın (savunma hakkı) kullanılması sayılması gerekeceği kanaatine varıldığını,
Ayrıca, 28.11.2012 tarihli Kök Bilirkişi Kurulu Raporunda detaylı olarak açıklandığı üzere; dava dosyası içeriğinde bulunan 21.11.2008, 25.12.2008 ve 01.06.2009 tarihli protokollerin, davalı tarafından inşa edilecek sözleşme konusu 3 adet havalimanının kırmataş, bitüm, asfalt, çimento, beton gibi malzemelerinin temin yerleri ve süreleri, fiyatları, miktarları ve nitelikleri ile ilgili olduğu, 21.11.2008 tarihli protokolün sözleşme konusu 3 adet havalimanı inşaatında kullanılacak agregaların nakliyesi, temini, şantiyede kurulacak beton santralinin ve şantiyede kullanılacak bitüm malzemesi ile ilgi olduğu, 25.12.2008 tarihli protokolün … havalimanı inşaatında kullanılacak kırmataş agrega malzemesinin miktarı, birim fiyatı, temini ve standartları ile ilgili olduğu, 01.06.2009 tarihli çimento satış sözleşmesinin ise, sözleşme konusu 3 adet havalimanının çimentolarının temin ve nakliyesi ile ilgili fiyat prosedürlerini içerdiği, bu çalışmaların da, davalının avans ödemesi adı altında yapmış olduğu ödemeye kadar geçen 9 aylık sürede yapıldığı, tüm bu yapılan çalışmalar doğrultusunda davalı tarafından davacıya yapılan 75.000 Euroluk ödeminin avans değil, hakediş niteliğinde olduğu kanaatine varıldığını, ayrıca, protokolün ödeme koşulları başlıklı 4.maddesinde, davalının davacıya avans ödemesi yapacağı kararlaştırılmamış olup, asıl işverenden alacağı avans ödemesinin ardından her ayın ilk iki haftası içinde davacıya 7 eşit taksitle danışmanlık bedeli ödemesi yapacağı ve ilk ödemenin 2008 yılının Aralık ayında yapılacağı kararlaştırılmış olduğu için de, söz konusu ödemenin avans ödemesi niteliğinde değil hak ediş ödemesi niteliğinde olduğu kanaatine varıldığını,
Öte yandan söz konusu ödemenin avans ödemesi mi yoksa hak ediş ödemesi mi olduğunun tespitinin dava konusu uyuşmazlık bakımından özel bir öneminin de bulunmadığını, Zira davacının, üstlenmiş olduğu danışmanlık hizmetlerini verdiği anlaşıldığından (ki bu husus bütün bilirkişi raporlarında tespit edilmiştir), her halükarda, davacının sözleşmede kararlaştırılmış olan ücretin tamamına hak kazandığı, davalının ödemeyi yapmamak için ileri sürdüğü iddiaların MK.md.2 anlamından hakkın kötüye kullanılması oluşturacağı kanaatine varıldığını, Nitekim Mahkeme Kararında da aynı yönde sonuca varıldığını,
Davalının taraflar arasındaki protokolü haksız olarak feshettiği kanaatine varıldığını, şöyleki davalının davacının borçlarını yerine getirmemesi nedeniyle protokolü feshettiğini iddia etmiş ise de; davacının borçlarını ifada temerrüde düşmesi nedeniyle protokolü feshettiğini iddia ettiğini, ancak davalının davacının borçlarını ifada temerrüde düşmesi nedeniyle protokolü feshetmeye hak kazanması için, önce davacıya çekeceği bir temerrüt ihtarnamesi ile davacıyı borçlarını ifa etme hususunda temerrüde düşürmesi (TBK.md.117/f.1), sonra da davacıya borçlarını ifa etmesi için uygun bir süre vermesi (TBK.md.123) gerektiğini, Ne var ki davalı bu hususların hiçbirini yerine getirmediğini, bu nedenle de protokolü haksız olarak feshettiğini, davalı protokolü haksız olarak feshettiği için, yukarıda da belirtildiği üzere, “ana müteahhitlik sözleşmesinin akdedilmiş olması şartı” gerçekleşmeden önce davacının ücret alacağının tamamının muaccel olduğunu,
Yukarıda detaylı olarak açıklanan gerekçelerle, birleşen davalının protokol ile üstlendiği hizmetleri yerine getirdiği (borçlarını ifa ettiği) ve bu nedenle de sözleşmede kararlaştırılmış olan KDV hariç 700.000 Euroluk hizmet bedeli alacağının tamamını talebe hak kazandığı kanaatine varılmış olduğundan; Birleşen davacının birleşen davalıdan 75.000 Euro’nun iadesine yönelik bir alacağını bulunmadığını, sonuç olarak; Asıl dava bakımından; Davacı/Dönertaş’ın davalı/…’dan, dava tarihi itibariyle KDV hariç 700.000 Euro – 75.000 Euro (önceden ödenen tutar) = 625.000 Euro bakiye danışmanlık ücreti alacağı bulunduğu, Birleşen dava bakımından; Birleşen davacı/…’ın, birleşen davalı/Dönertaş’tan, 75.000 Euro’nun iadesine yönelik bir alacağının bulunmadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Prof.Dr. …, … ve … sundukları 24/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; Davacının yaptığı planlama kapsamında düzenlemiş olduğu 01/06/2009 tarihli sözleşmesinin dava ile ilişkili olduğu, sözleşmenin 2. maddesinde; imalatçı tarafından üretilen dökme çimentonun …’ya ihraç edilmek üzere ve ihraç kaydıyla ihracatçıya 11/02/2008 tarihinde … ile imzalamış olduğu niyet mektubu ve 30.06.2008 tarihindeki havalanı işleri ile ilgili olarak imzalamış olduğu protokol referansıyla imzalandığı,  
Ayrıca sözleşme kapsamında Davacının 3. kişiler ile sözleşme yapması
• İmalatlar için gerekli olan malzemelerin yerel kaynaklardan temin edilebilmesi için tedarikçi ile iletişime geçtiği.
• Yerel tedarikçilerden sağlanacak olan malzemelerin şartnamelere ve standartlara uygunluğu hakkında bilgi verdiği.
• İmalatlar için gerekli olan ekipmanların yerel kaynaklardan temin edilebilmesi için tedarikçi oluşturduğu,
• Yerel tedarikçilerden sağlanacak olan ekipmanların kapasite bilgilerini sağlamak için girişimlerde bulunduğununa dair kanıtı olduğunu,
• Alt yükleniciler tarafından gerçekleştirilmesi düşünülen imalatlar için alt yüklenici adaylarını belirlediği,
hususlarında çalışmalar için planlama yaptığının bir göstergesi olduğunu,
Ayrıca dava dosyası ekinde 13/09/2010 tarihinde davacı tarafından sunulan dilekçe ekinde yer alan; … Cumhuriyeti büyük agrega sağlayıcısı BORU KOMPAN1 DPGİT Gostivar ile yapılan 21/11/2008 tarihli ön protokol ve … Cumhuriyeti büyük malzeme tetarikçilerinden olan Byandi-AD ile yapılan 21/11/2008 tarihli ön protokollerin;
• Proje sahasında malzeme ocakları mevcutsa, bu ocakların inşaat işletmesi tarafından kullanılabilmesi gerekli çalışmaları yapmak.
• Pist, apron gibi kaplamalı sahalarda kullanılacak dolgu malzemesi, kırmataş, gibi malzemelerin mevcut ocaklarının ve asfalt üretim tesislerini belirlemek,
• Pist, apron gibi kaplamalı sahalarda kullanılacak dolgu malzemesi, kırmataş, gibi malzemelerin mevcut ocaklarının ve asfalt üretim tesislerinin kapasiteleri hakkında bilgi sağlamak,
• Pist, apron gibi kaplamalı sahalarda kullanılacak dolgu malzemesi, kırmataş, gibi malzemelerin mevcut ocaklarının ve asfalt üretim tesislerinin şantiyeye olan uzaklıkları, nakliye süreleri ve maliyetleri hakkında bilgi sağlamak.
• Dolgu malzemesi, kırmataş, asfalt gibi malzemelerin şantiyeye taşınması için kullanılacak yollarda trafik kısıtlamaları varsa, bu kısıtlamalar hakkında bilgi sağlamak.
• Yapılacak havalimanlarında pisi, apron gibi kaplamalı sahalarına ail zemin durumunu araştırmak.
• Zemin etütlerinin bulgulanna göre, süre ve maliyet boyutlarım dikkate alarak en uygun “Toprak İşleri (kazı-dolgu) Yapım Yöntemi’nin belirlenmesi için destek sağlamak, Zemin etütlerinin bulgulanna göre, süre ve maliyet boyutlannı dikkate alarak en uygun Apron Beton Kaplama İşleri Yapım Yöntemi’nin belirlenmesi için destek sağlamak,
• Pist ve apron kaplamalarının tasarımına ilişkin uluslararası standartlar kapsamında malzeme araştırması yapmak.
• Pist ve apron kaplamalarının tasarımına ilişkin girdilerin uluslararası standartlara göre belirlenmesi hususunda destek sağlamak.
Gerçekleştirilen tasarım çıktılarının sözleşme şartlarında belirlenmiş uluslararası standartlara uygunluğunu değerlendirmek vb. hususların 30/06/2008 tarihli protokol kapsamında olduğunun tespit edildiğini, … tarafından hazırlanan teknik raporda yukarıda arz edilen hususların gözden kaçırıldığının tespit edildiğini,
Somut olayda imzalanan protokole göre davacının yapılacak olan havalimanları çalışmaları kapsamında ülkenin hukuki, idari ve ekonomik yapısıyla alakalı araştırmalar yapmak, teknik analizlerde bulunmak, iş gücünün sağlanması, inşaat işlerinin yapılabilmesi için gerekli malzemelerin temininin sağlamak için araştırma yapmak ve bu sonuçları iş sahibine teslim etmek gibi birtakım işleri üstlendiğini,
… Personeli tarafından tanzim edilen raporda belirtilen hususların, dava konusu 30/06/2008 tarihli sözleşme kapsamındaki maddelerde belirtilmediğini,
Ayrıca Bilirkişi Teknik Üyesinin … teknik raporunda gözden kaçan eksik/aksak hususları (çelişkiler) tespit etmesinden dolayı söz konusu teknik rapor bilimsel gerçeği yansıtmadığının değerlendirildiğini, bu kapsamda, kök rapordaki tespitlerimizde bir değişiklik olmadığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; asıl davada …. Ltd. Şti. 30/06/2008 tarihli protokol kapsamında, üstlendiği edimleri yerine getirdiğini iddia ederek, protokol gereği ödenmesi gereken ve ödenmeyen 625.000 Euro’nun tahsilini talep ettiği, Birleşen davada davacı …. İnş. ve İşletme A.Ş.’nin taraflar arasındaki protokol gereğince davalının kendisine yüklenen edimleri yerine getirmemesi nedeniyle, protokolün feshedildiğini belirterek, davalıya yapılan avans ödemesi 75.000 Euro’nun tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizde yapılan yargılama sonucunda, 16/07/2013 tarih ve … E. – 2013/162 K. sayılı kararı ile, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, Mahkememizin bu kararının temyiz edilmesi neticesinde temyiz incelemesini yapan Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/06/2014 tarih ve 2014/3407 E. – 2014/4483 K. Sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozmadan sonra Mahkememizce bilirkişi raporları ile ek raporları alınmıştır.
Taraflar arasındaki bir işin ifasına dair Danışmanlık/Müşavirlik Hizmetlerine ilişkin sözleşme olduğu, tarafların buna ilişkin 30/06/2008 tarihli protokol imzaladıkları anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 30.06.2008 tarihli Protokolde; … Cumhuriyeti … (… Havalimanı), … (…), … (…) havalimanı projeleri ile ilgili olarak davacı şirketin ihale öncesi çalışmalarda … Cumhuriyetinin idari, hukuksal ve ekonomik yapısı ile ilgili hazırlayacağı bilgileri davalı şirkete sunacağı, sözü edilen bilgiler ışığında hazırlanacak teklifin davacı tarafından … Cumhuriyeti mevzuatı ve idari işleyişinin göz önüne alınarak inceleneceği ve gerekli uyarıların davalıya iletileceği, davacının, davalının inşaat işlerine başlamadan önce yapacağı mobilizasyon çalışmalarında danışmanlık hizmeti vereceği, bu çerçevede iş gücü, ekipman, malzeme hususlarında yerel kaynakların etkin bir şekilde kullanılabilmesi için gerekli araştırmaları yaparak davalıya bilgi aktaracağı, davacının yapılacak havalimanlarında pist, apron gibi kaplamalı sahalarda kullanılacak dolgu malzemesi, kırmataş gibi malzemelerin ocakları ve asfalt temini hakkında çalışma yapacağı, proje için uygun malzemenin tedariki konusunda davalıya danışmanlık yapacağı, davacının yapılacak havalimanlarında pist, apron gibi kaplamalı sahaların zemin değerlendirme çalışmalarını yaparak davalıya zaman ve maliyet boyutlarını dikkate alarak yapım metodu konusunda danışmanlık yapacağı, davacının yapılacak havalimanları pist ve apron alanları ile ilgili kaplama tasarımında uluslararası standartları dikkate alarak danışmanlık yapacağı, davalının proje ile ilgili olarak Ana Müteahhitlik Sözleşmesinin imzalanmasını takiben davacıya 700.000 Avro + KDV ödeyeceği, ödemenin, davalının Ana Müteahhitlik Sözleşmesine istinaden alacağı avans ödemesinin ardından her ayın ilk iki haftası içinde 7 eşit taksitte ödeneceği, ilk ödemenin 2008 yılının Aralık ayının ilk iki haftası içinde yapılacağı konusunda tarafların mutabık kaldıkları, ödemelerin yapılabilmesi için davacının faturasının davalıya tebliğinin ön şart olduğu, bu Protokolün imzası ile birlikte taraflar arasında daha önce yapılan sözlü ve yazılı tüm anlaşmaları geçersiz kıldığı, geçerli tek mutabakatın bu Protokol ile sınırlı olacağının belirtildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında tanzim edilen 30.06.2008 tarihli Protokole göre işveren konumundaki davalının, yüklenici konumundaki davacıya iş avansı olarak 13.03.2009 tarihinde 75.000 Euro ödediği görüldüğü, bu ödemeyle birlikte taraflar arasında tanzim edilen 30.06.2008 tarihli Protokolün yürürlük kazandığı ve konusu Danışmanlık Hizmetlerinin fiilen başlatılmış duruma geldiği anlaşılmıştır.
Davalı işveren şirketin davacı şirkete gönderdiği …. Noterliğinin 25/03/2010 tarih ve … yevmiye nolu fesih ihbarnamesi ile, protokolde davalının yerine getirmesi gereken edimlerden hiçbirin yerine getirmediği, davalının sadece …’ya yaptığı ve asıl alacağın kendi çimento bağlarını kurmak olduğu anlaşılan 2 günlük seyahat gerçekleştirdiği ve bu sırada müvekkilinin …’daki proje koordinatorünü bazı şirketlerle tanıştırdığı, yapılan bu faaliyetler karşılığında önceden ödenen 75.000 Euro’nun mahsubu ile bakiye 750.000 Euronun ödenmesinin talep edilmesinin müvekkili tarafından anlaşılamadığını, ödemenin taliki şarta bağlı olduğunu ve müvekkilinin ana müteahhitlik sözleşmesi yapmadan davalıya hiçbir ödeme yapma borcu altına girmediğini belirterek, protokolün feshedildiğini ve ödenen 75.000 Euronun iadesi gerektiğini bildirdiği görülmüştür.
Davacı … Tur. San. ve Tic. İth. İhr. Ltd. Şti. tarafından davalıya gönderilen …. Noterliğinin 18/03/2010 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, protokol gereğince ödenen 75.000 Euro’nun mahsubundan sonra kalan 751.000 Euro’nun 48 saat içerisinde ödenmesinin talep edildiği görülmüştür.
Fesih ihbarnamesinden önce işveren davalı şirketin, yüklenici davacı şirkete, aralarındaki Protokol kapsamındaki hizmetleri hiç yerine getirmediği, veya süresinde yerine getirmediği ya da eksik yerine getirdiğine ve bu nedenle yazılı şekilde uyarıldığına ve tanınan herhangi bir sürede hizmetlerin ifasının tamamlanmasının istendiğine, bunun yerine getirilmemesi halinde Protokolün tek taraflı feshedileceğine ve hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceğine dair yazılı bir ihtarına rastlanmadığını, dolayısıyla davacının Davalıya gönderdiği tek taraflı fesihnamenin usulüne uygun düşmediği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı şirketin işbu protokol ile, danışmanlık hizmeti vermeyi üstlendiği, Protokolün 3 nolu maddesinde, davacının vereceği danışmanlık hizmetinin kapsamı belirtildiği, bu sözleşmeyle davacının, davalının yurtdışındaki bir işveren ile akdetmek istediği havalimanı inşaatına ilişkin sözleşmelerin akdedilmesi ve akdedilecek sözleşmelerin konusunu oluşturacak inşaatların gerçekleştirilmesi için gerekli malzemelerin (beton vb.) temini için aracılık yapmayı ve bilgi/tecrübe aktarmayı üstlenmiştir. Ancak protokolde, protokolün konusunu oluşturan hizmetler arasında yer alan bilgi ve tecrübe aktırım hizmetinin yazılı raporlar halinde verileceği, yani davalıya teslim edilmesi suretiyle verileceği hususu kararlaştırılmamıştır. Bu nedenle, bilgi ve birikim aktarımı yazılı veya sözlü olarak yerine getirilebilir. Aracılık hizmeti ise zaten, fiili davranışlarda bulunmak, gerekli kişiler ile tanıştırmak, görüştürmek vb. suretiyle gerçekleştirilir. Dolayısıyla aracılık hizmetinin zaten yazılı rapor hazırlanıp davalıya teslimi suretiyle verilmesi, hizmetin tabiatı gereği mümkün değildir. danışmanlık hizmeti verilmesi, ağırlıklı olarak maddi vakıa niteliğinde olduğundan, tanık beyanları ile ispat edilmesi mümkün olduğu kabul edilmiştir.
Her ne kadar protokolde, davacının ücret alacağının muaccel hale gelmesi için, ana müteahhitlik sözleşmesinin akdedilmiş olması şartı öngörülmüşse de; ana müteahhitlik sözleşmesi akdedilmeden davalı tarafından havalimanı inşaatına başlanmış olduğu anlaşıldığından, davalının bu savunmasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağı Mahkememizce kabul edilmiştir.
Protokolün ödeme koşulları başlıklı 4.maddesinde, davalının davacıya avans ödemesi yapacağı kararlaştırılmamış olup, asıl işverenden alacağı avans ödemesinin ardından her ayın ilk iki haftası içinde davacıya 7 eşit taksitle danışmanlık bedeli ödemesi yapacağı ve ilk ödemenin 2008 yılının Aralık ayında yapılacağı kararlaştırılmış olduğu için, söz konusu ödemenin avans ödemesi niteliğinde değil hak ediş ödemesi niteliğinde olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Sonuç itibariyle taraflar arasındaki 30.06.2008 tarihli protokol, tarafların karşılıklı gönderdikleri ihtarnameler, dinlenen tanık beyanları, fotoğraflar, 3. kişilerle yapılan protokoller, taraf delilleri, bilirkişi rapor ve ek raporları ile tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında tanzim edilen 30/06/2008 tarihli protokol kapsamında davacı şirketin edimlerini yerine getirdiği, bu kapsamda davacı şirketin protokoldeki bahse konu işler için mobilize olduğu, yurtdışı bağlantılar kurduğu, yer kiraladığı, seyahatlerde bulunduğu, elemanlarını gönderdiği, yurtdışında fizibilite araştırmalarında bulunduğu, malzeme tedariki için çalışmalar yürüttüğü, protokoller yapıldığı, diplomatik temaslarda bulunduğu, işin alınması için …’da görüşmeler organize ettiği, temin edilecek malzemeler için çeşitli şirketlerle görüşmeler yaptığı, bu nedenle davacının protokolde belirlenen edimlerini yerine getirmiş olduğundan protokolde belirtilen ücrete hak kazandığı ve davacıya önceden ödenen 75.000 Euro’nun mahsubundan sonra bakiye 65.000 Euro danışmanlık ücreti alacağı bulunduğu, bu nedenle asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın KABULÜ İLE; 625.000 EURO’nun 25.03.2010 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca bir yıl vadeli EURO mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Birleşen davanın REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1.a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 85.421,66 TL harçtan peşin alınan 18.569,95 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 66.851,71 TL harcın davalıdan tahsiline,
1.b)Davacı tarafından yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 18.587,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1.c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 76.567,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1.d)Davacı tarafından yapılan 7.915 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1.e)Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
1.f)Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
2.a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 2.150,35 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 2.095,95 TL’nin karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacıya iadesine,
2.b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 17.706,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2.c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
2.d)Davacı tarafça yatırılmış gider avansı var ise, kullanılmayan kısmının Birleştirme kararı verilen Mahkemeden talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren15 gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile YARGITAY yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır