Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1290 E. 2021/109 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/1290 Esas
KARAR NO:2021/109

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:19/09/2014
KARAR TARİHİ:09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili için davalı/borçlu hakkında…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi yaptığını, davalının, icra dosyasına vekili aracılığı ile sunduğu 16/02/2007 tarihli itiraz dilekçesi ile borca itiraz ettiğini, bunun üzerine icra takibinin durduğunu, icra dairesinin yetkisine herhangi bir itiraz vaki olmadığı için İcra Dairesi’nin yetkisinin kesinleştiğini, borçlu tarafın borca itirazının haksız olduğunu, borçlunun icra takibine yaptığını itirazın iptali ile takibin devamına, borca kötüniyetle itiraz eden davalı/ borçlu şahsın %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, gider avansı ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline arar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının yapmış olduğu icra takibinde de belirttikleri gibi, alacaklı görünen tarafa herhangi borçlarının bulunmadığını, öncelikle davacının bu borcun hangi işten kaynaklandığını, davacı eğer bir mal satmışsa malı firmalarından mı, firmalarının yetkilisine mi veya kime teslim ettiğini açıklaması gerektiğini, davanın reddine, haksız yere icra takibi yapan alacaklının %40 tazminata hükmedilmesine, gider avansı ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı kararında “…Dava, mal bedelinin tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı yan yanlar arasındaki akdi ilişkiyi, akdi ilişki nedeniyle yükümlüğünde bulunan mal teslimi edimini yerine getirdiğini, ispat etmelidir. Yukarıda anılan husus gerçekleştiğinde de bu kez davalı yan yükümlüğünde bulunan ödeme ödemini yerine getirdiğini ispat edecektir. Somut olayımızda davacı yan yanlar arasındaki akdi ilişkiyi ispat edememiştir. Bu cümleden olmak üzere talep konusu mallara ait fatura ve irsaliyelerin usulüne uygun şekilde davalı yana tebliğ edildiği, tespit edilememiştir. Bu durumlar karşısında davacı yan dava dilekçesinde ve delil listesinde yemin deliline de dayanmış olmakla bu hakkı kendisine hatırlatılmış, davalı yanda usulüne uygun şekilde teklif olunan yemini kabul edip eda etmiş olmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir….” şeklinde karar verildiği,
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 18/02/2014 tarih, 2013/18841 Esas – 2014/3061 Karar sayılı ilamında “…Davacı taraf alacağın dayanağı olarak 24 adet fatura ve bunların ekinde irsaliyeler ibraz etmiştir. Davacı vekili, dosyaya sunduğu müteaddit dilekçelerinde fatura muhteviyatı bir kısım faturaların davalının SGK’da kayıtlı olan işçisi …’a, bir kısmının dava dışı, davalı ile birlikte ortak iş yapan … A.Ş.’nin şantiye alanına teslim edildiğini, yine bir kısım malın davalının da kabulünde olduğu üzere çalışanları … ve …’a teslim edildiğini bildirmiştir.
Ne var ki, mahkemece açıklanan bu hususlar ve davacının dosyaya sunduğu dilekçelerdeki açıklamalar ve itirazlar dikkate alınmadan ve bu yönde bir inceleme ve araştırma yapılmadan, davacının faturaları davalı tarafa tebliğ ettiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporu da dikkate alınarak yazılı şekilde icapsız yemine dayalı olarak davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA…” gerekçesiyle bozma sonrası Mahkememize gelen dosyanın, 2014/1290 Esas’ına kaydının yapıldığı, bozma ilamına uyularak, yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
… İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, faturalar ve sevk irsaliyeleri, ticari sicil kayıtları, ticari defter ve belgeler, cari hesap raporu ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının davalıdan, fatura alacağından kaynaklı, asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.041,50-TL. üzerinden, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren işleyecek %48 temerrüt faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde, borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan, fatura alacağına dayalı takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Ancak alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Mahkememizce bozmadan önce, tüm deliller toplandıktan sonra, mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 02/02/2008 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “…incelenen davacıya ait 2006 yılı ticari defterlerinden, envanter defterinin Kapanış Tasdiklerinin yaptırılmaması nedeniyle ,davacı yana ait 2006 yılı defterlerinin kesin delil vasfının bulunmadığı takdiri delil sayılabileceği, incelenen davalıya ait 2006 yılları ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, (TTK Md.66-72/3) Davalı ticari defterlerin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, her iki tarafın ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde iki sonuca ulaşılmaktadır. Birinci sonuç olarak Takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere yukarıdaki madde 4.4’de sunulu tablodaki fatura ve faturaya konu malların davacı yan tarafından davalı yana teslim edildiği kararını verirse, Davacı defterlerini incelenmesi neticesinde davacı yanın davalı yandan 26.074,98 YTL alacaklı olduğu, İkinci sonuç olarak Takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere yukarıdaki madde4.4’de sunul tablodaki fatura ve faturaya konu mallarının davacı yan tarafından davalı yana teslim edilmediği kararını verirse, davalı yanın davacı yana 9,16 YTL borçlu olduğu, Ancak, Davacı ve davalı yan 2006 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik durumları incelendiğinde Davacı yanın 2006 yılı ticari defterlerinin sahibinin lehine delil teşkil edemeyeceği öte yandan davalı yanın ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı neticeten, davalı yanın 2006 yılı ticari defterlerinin sahibinin lehine delil teşkil edeceği durumunun dikkate alınması gerektiği, davacı yanın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlarda faiz talep edebileceği tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Mahkememizin 16/05/2008 tarihli ara kararı ile ek rapor alınmasına karar verilmiş, aynı bilirkişiden alınan 23/06/2008 tarihli ek raporda sonuç olarak; “…02/02/2008 tarihli kök raporumuza aynen katıldığımızı ve kök raporumuzda belirttiğimiz gibi yapılan incelemelerimiz neticesinde aynı iki farklı sonuca ulaşılmaktadır. Bunlar; Birinci sonuç olarak; Takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere fatura ve faturaya konu malların davacı yan tarafından davalı yana teslim edildiği kararını verirse, Davacı defterlerinin incelenmesi neticesinde davacı yanın davalı yandan 26.074,98 YTL alacaklı olduğu, İkinci sonuç olarak Takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere fatura ve faturaya konu malların davacı yan tarafından davalı yana teslim edilmediği kararını verirse, davalı yanın davacı yana 9,16 YTL borçlu olduğu…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Yargıtay bozma ilamından sonra, Mahkememizin 11/06/2019 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Adli Tıp Uzmanı Grafolog Uz. Dr. … tarafından hazırlanan 03/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “…İnceleme konusu … Ltd Şti başlıklı, …San. ve Tic. Ltd. Şti adına 21.01.2006-23.03.2006 tarihleri arasında düzenlenmiş; … numaralı “İrsaliyeli Fatura” asıllarındaki … adına atılı imzaların karşılaştırma belgelerindeki …’na ait imzalara kıyasla; -…’nun eli ürünü olduğu, İnceleme konusu … Ltd Şti başlıklı, …San. ve Tic. Ltd. Şti. adına 20.01.2006-13.03.2006 tarihleri arasında düzenlenmiş; … numaralı “İrsaliyeli Fatura” asıllanndaki … adına atılı imzalar ile 08.04.2006 tarih … sıra nolu “İrsaliyeli Fatura” aslındaki Teslim Alan ibaresi altındaki …. yazısı altındaki imza ve 24.02.2006 tarih … sıra nolu “İrsaliyeli Fatura” aslındaki Teslim Alan ibaresi altındaki …. yazısı altındaki imzaların karşılaştırma belgelerindeki A…’a ait imzalara kıyasla; -…’un eli ürünü olduğu, İnceleme konusu … Ltd Şti başlıklı, …. Ltd. Şti. adına 30.01.2006-27.05.2006 tarihleri arasında düzenlenmiş; … numaralı “İrsaliyeli Fatura” asıllarındaki … adına atılı imzaların karşılaştırma belgelerindeki …’a ait imzalara kıyasla; -…’un eli ürünü olduğu…” sonuç ve kanaatine ulaşıldığını mütalaa ettiği anlaşıldı.
Davacı vekilinin 09/07/2012 tarihli dilekçe ile “….1.Grup Faturalara konu malların, … Kargo vekili tarafından verilen 28/03/2012 tarihli dilekçe ve eklerinin incelenmesi neticesinde davalı …. Şti.’ne teslim edildiği kesin olarak anlaşıldığından bu grup faturalara (Faturalar toplamı:6.542,68-TL) yönelik davamızın kabulünü arz ve talep ederiz.
2.Grup faturalara konu malların kimin aldığı, sevk irsaliyelerinden tam olarak anlaşılamadığı için davalı …. Şti. yetkililerine sözkonusu mallarına dair yemin teklif edilmiş, adıgeçen davalı firma yetkililerince de Sayın Mahkeme huzurunda 04/06/2012 tarihinde yemin edilmiş olduğundan dolayı, davamızın sadece bu 2. Grup faturalara (Faturalar toplam:11.227,46-TL) ilişkin kısmını HMK. Madde 123. Gereğince atiye terk ediyoruz. (davamızı geri alıyoruz) (HMK.m.123).
3. Grup faturalara mesnet teşkil eden malların ise, davalı … Ltd. Şti.’nden …, … (TC:…, SSK Sicil No:…), … (TC:…, SSK Sicil No:…), .., …, …, …, …, …, …, … (TC:…, SSK Sicil No:…) isimli şahıslarca teslim alınmış olduğu hususu sevk irsaliyeleri ile sabittir. Bu şahıslar daha öncede müvekkilimiz tarafından davalı …Ltd. Şti.’ne gönderilen mallara ilişkin sevk irsaliyelerini imzalayarak malları teslim almışlar ve söz konusu mallara ilişkin faturalarda nizasız bir şekilde davalı defterine işlenmiştir. Neticeten bu 3. Grup Faturalara da mesnet teşkil eden mallar da davalı …. Ltd. Şti.’ne teslim edildiği kesin olarak anlaşıldığından bu grup faturalara (Faturalar Toplam:8.283,87-TL) yönelik davanın kabulünü…” talep etmiştir.
29/09/2020 tarihli celsenin, 3 nolu ara kararı ile, davacı vekilinin 09/07/2012 tarihli geri alma dilekçesinin, davalı vekiline tebliğine ve davacının kısmi geri alma beyanına, açıkça muvafakat edilip edilmediğini bildirmesi için, ihtarlı davetiye tebliğine ve tebliğden itibaren, iki haftalık süre verilmesine karar verilmiş, davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen, kısmi geri alma dilekçesine, açıkça muvafakat edildiğine ilişkin beyanda bulunulmadığı bu kısım yönünden anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyası, davacı şirket tarafından düzenlenen faturalar, sevk irsaliyeleri, ticari defterler ve belgeler, tüm dosya kapsamına göre alınan, 09/07/2020 tarihli grafoloji raporu ile 02/02/2008 kök ve 23/06/2008 tarihli ek mali müşavir bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının, davalıya ticari ilişkiden kaynaklı olarak düzenlediği, bir kısım faturaların ve faturaya konu malların davalı yana teslim edildiği, teslim edilen faturalar üzerinde bulunan imzaların davalı yan çalışanlarına ait olduğunun grafoloji raporu ile belirlendiği, davalının iş bu faturalara yasal süre içerisinde (TTK m. 21/2) itiraz etmediği, davacının davalıdan takibe konu bir kısım faturalara ilişkin olarak alacaklı olduğu, davacı vekilinin 09/07/2012 dilekçe ile, 11.227,46-TL. bedelli faturalara konu malların kimin tarafından alındığının sevk irsaliyelerinden tam olarak anlaşılamadığından bu kısım yönünden davayı geri aldıklarını beyan ettikleri, davanın geri alınabilmesi için HMK. 123. Maddesi gereğince davalının açıkça muvafakatının bulunması gerektiği, davalı vekiline tebliğ edilen geri alma dilekçesine, verilen süre içerisinde, davalının açıkça muvafakat ettiğine ilişkin beyanda bulunulmadığı, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle, bir kısım faturalar ve cari hesap bakiyesine dayalı alacaklı olduğu, davalı yanca icra takibine konu bu fatura tutarlarının ödendiğinin ispat edilemediği, davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazın kısmen yerinde olmadığı, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürdüğüne ilişkin dosyaya belge sunmadığı, 3095 sayılı Kanunun 2007 yılı ticari temerrüt faiz oranının %29 olduğu anlaşıldığından, davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 14.826,55-TL. asıl alacak üzerinden yaptığı itirazın iptaline, kabul edilen asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren, %29 değişen artan oranlarda ticari temerrüt faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takip tarihinin 16/01/2007 olması nedeniyle, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereği, “6352 sayılı Kanun ile %20’ye indirilmiş olan tazminat oranının Kanunun yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden sonra yapılan takiplerde uygulanacağını” belirtmiş olmakla, alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle, kabul edilen kısım üzerinden, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE, davalının…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 14.826,55-TL. asıl alacak üzerinden yaptığı itirazın iptaline, kabul edilen asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren, %29 değişen artan oranlarda ticari temerrüt faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen alacağın %40’si olan 5.930,62-TL. icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 1.012,80-TL harçtan peşin alınan 272,40-TL.’nın mahsubu ile geriye kalan 740,40-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 13,10-TL başvurma harcı + 272,40-TL peşin harç toplamı olan 285,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.400-TL bilirkişi ücreti + 322,70-TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 1.722,70-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 797,09-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 24-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 12,89-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın, karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile temyiz için Yargıtay’a başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır