Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1261 E. 2019/468 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1261 Esas
KARAR NO : 2019/468
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 02/05/2014
KARAR TARİHİ: 27/03/2019
Mahkememize açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/07/2012 günü sürücüsü …’nun yaptığı, davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı … plakalı aracın asli ve tüm kusuru ile yaya olan müvekkiline çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını kaza ile ilgili olarak sürekli sakatlık nedeniyle davalı … şirketine başvurulduğunu sigorta şirketi tarafından … nolu hasar dosyası açıldığını, hasar dosyası neticesinde müvekkiline 24.845 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkilinin uğradığı manevi zararları nedeniyle 40.000 TL’nin davalı …’ndan tahsilini, sakatlık nedeniyle uğradığı bakiye maddi zararının tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davalı gerçek kişi adına kayıtlı taşınmaz ile araçların kaydına başkalarına satışının ve devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kazada hiçbir kusurunun olmadığını, kazanın ana yoldan gelen plakasını hatırlamadığı ancak kaza tespit tutanağında olan başka bir aracın aracına çarpması sonucu iradesi dışında aracın orta refüjde bulunan yayaya çaptığını, kazanın oluşunda bir kusurunun olmadığını, davacı tarafın talep ettiği tazminat miktarının fahiş olduğunu bunu kabul etmediğini, aracın sigortasının olduğunu varsa bir zarar kusuru oranında sigorta tarafından karşılanması gerektiğini, bu nedenler ile davanın reddini talep ile cevap verdiği anlaşıldı.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacı tarafa yapılan hesaplama sonucunda 26/02/2014 tarihinde 24.854,00 TL ödeme yaptığını bunun karşılığında ibraname aldığını, davacı tarafın kayıtsız ve şartsız ibra edilmiş olan müvekkili şirket açısından davanın reddini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigorta limitleri ile sınırlı olduğunu, poliçenin sadece davacının maluliyet hallerini teminat altına aldığını, bunun tespitinin ATK tarafından yapılması gerektiğini, bilirkişi incelemesi yapılmasını, incelemede ödeme tarihinin dikkate alınmasını, sosyal güvenlik kurumundan rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasını, ödeme yapılmış ise bunun hesaptan düşülmesini, bu nedenler ile haksız davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE
Kaza nedeniyle davalı … hakkında İstanbul ..Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile taksirle yaralamaya sebebiyet vermek suçundan ceza davası açılmış, dosyada trafik bilirkişisi Ahmet Şengül tarafından düzenlenen 30/09/2013 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı … kazanın meydana gelmesinde 1. Derecede asil derecede kusurlu bulunmuş, davalı … taksirle yaralama suçundan cezalandırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu …İhtisas Dairesinin 29/07/2015 tarih… karar nolu maluliyet raporunda; davacının sürekli maluliyet tayinine gerek olmadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği konusunda görüş bildirilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra aktüerya bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişi… tarafından hazırlanan 28/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “Davacının dosyada mübrez 30.06.2014 günlü SGK hizmet dökümünde gelirinin asgari ücreti aşmadığı anlaşılmış olup, Yargıtay içtihatları uyarınca net asgari ücretler esas alınarak hesaplandığı, Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’ nun 29/07/2015 tarihli davacının maluliyet ve iyileşme sürecine ilişkin raporu ile; davacı için sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı tespit edildiğinden sadece olay tarihinden itibaren geçici iş göremezlik halinde kaldığı 4 ay boyunca %100 oranında malul sayıldığının kabulü ile hesaplama yapıldığı, Davacının olay tarihinden itibaren geçici iş göremezlik halinde kaldığı 4 aylık süreye ait kazanç kaybının 2.959,16 TL olduğu, ancak davalı … şirketi tarafından davacıya yapılan 24.845,00 TL ödemenin tenzili sonucunda güncelleme bedelinin tenzili yapılmaksızın dahi davacının bakiye maddi zararının bulunmadığı (2959,16 TL – 24.345,00 TL = – 21.885,84 TL), olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığının mütala edildiği anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı, Adli Tıp Kurumu Maluliyet Raporu, bilirkişi raporları dikkate alındığında; davacının 15/07/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle yaralandığı, bu yaralanmanın sürekli maluliyetine neden olmadığı, ancak kaza tarihinden itibaren 4 aylık iyileşme süresinin bulunduğu, kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın asli derecede kusurlu olduğu, kaza yapan … plakalı aracın davalı … şirketi tarafından kaza tarihine kapsayacak şekilde zorunlu mali mesuliyet trafik sigortası ile sigortalı olduğu, dolayısıyla zarardan sigorta şirketinin de sorumlu olduğu, sigorta şirketi tarafından davacıya kaza nedeniyle 26/02/2014 tarihinde 24.854TL ödeme yapıldığı, aktüerya bilirkişi raporunda 4 aylık kazanç kaybının 2.959,16TL olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla davacının bakiye maddi tazminat alacağının bulunmadığı anlaşıldığından davacının maddi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekli olmuştur.
Türk Borçlar Kanunu 56. Maddesinde düzenlenen haksız fiillerden doğan manevi tazminat taleplerinde; hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda açıklanan ilkeler göz önüne alınarak; tüm dosya kapsamında davalı …’ın kaza tarihinde asgari ücretle çalıştığı, davacının ise ev hanımı olduğu sabit olduğundan davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek; 5000TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat talebinin reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’ndan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Maddi tazminat davası nedeniyle 492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 44,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … maddi tazminat davasını kendini vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir ve hesap olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5- Maddi tazminat davasında davalı … kendini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Manevi tazminat davası nedeniyle 492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 341,55 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 316,35 TL harcın davalı … Kayrancıoğlundan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Manevi tazminat davasında davacı ve davalı … kendini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ,
8-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 25,20 TL başvurma harcı + 25,20 TL peşin harç toplamı olan 50,40 TL’nin davalı … Kayrancıoğlundan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 600,00TL bilirkişi ücreti + 281,00 TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 881 TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre %12,50 oranında davalı … Kayrancıoğlundan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından yapılan 78,00 TL tebligat-müzekkere masrafları yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
Dair, davacı asilin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.