Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/125 E. 2019/1459 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2014/125 Esas
KARAR NO: 2019/1459

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 24/05/2013
KARAR TARİHİ: 21/11/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile; davalının Mazda marka araçların Türkiye satışı ile aynı marka yedek parça ve servis hizmetlerini verdiğini, araç satışlarını yurt çapında sözleşmeli yetkili servis bayileri aracılığıyla, yedek parça, tamir ve servis hizmetlerini de sözleşmeli yetkili servisler aracılığıyla yaptığını, davacı ile davalı arasında akdedilen 30.04.2008 tarihli Yetkili Satış Bayilik Sözleşmesi ile davacının Diyarbakır Yetkili Satış Bayiliğini yaptığını, sözleşme öncesi 1995 yılından itibaren Mazda Bayii olarak hizmet verdiğini, ayrıca davacının 09/07/2007 tarihli Yetkili Tamirci Sözleşmesi ile uzun yıllar Diyarbakır Yetkili Tamircisi olarak hizmet verdiğini, 1990 yılından itibaren Yetkili Servis olarak hizmet verdiğini, 30/04/2008 tarihli Bayilik Sözleşmesinin davalının birtakım hatalı uygulamaları ve yanlış satış politikası neticesinde satışların azalmasının bayilere yansıdığını ve davacının da dahil olduğu bir kısım bayiinin ödeme zorluğuna düşmesi sonucunda davalı ile davacı arasında imzalanan 18.10.2012 tarihli Satış Bayiliği Fesih ve Tasfiye Protokolünün 4. maddesi ile karşılıklı feshedildiğini, protokol kapsamında davacının ödemelere başladığını, ancak maddi zorluklar nedeniyle ödemeleri vade tarihlerinde gerçekleştiremediğini, bunun üzerine davalının, davacının verdiği teminat mektuplarını nakde çevirmek suretiyle alacağını tahsil ettiğini ve taraflar arasındaki bayilik sözleşme ve ilişkisinin sona erdiğini, ancak yetkili tamirci sözleşmesi devam etmekte iken davalının, tek taraflı olarak tanzim ve imza ettiği 27.02.2013 tarihli bir başka protokolü davacıya göndererek imzalanmasını istediğini ve baskı yaptığını, davacının bu ikinci protokolü kabul etmediğini, Satış Bayiliği Sözleşmesinin karşılıklı feshedilmesine rağmen Tamirci Sözleşmesinin feshedilmeyerek uygulamaya devam edilmesine rağmen davalının bir oldu-bittiye getirerek tamirci sözleşmesini sona erdirip davacının bu sözleşmeden doğacak haklarını ortadan kaldırmaya ve kendisine menfaat elde etmeye çalıştığını, davalının davacıyı internetteki yetkili servisleri listesinden çıkararak davacının statüsünü ortadan kaldırdığını, davacının yedek parça stoklarının elinde kaldığını, iflasa zemin hazırlayıcı telafisi imkansız zararlar meydana geldiğini, yetkili tamirci sözleşmesinin süresiz olduğunu, ancak iki yıl önceden bildirmek suretiyle tek taraflı fesih hakkı, zorunlu hallerin varlığında ise 1 ve 3 aylık sürelere uyulmak kaydıyla zorunlu fesih hakkı bulunduğunu, fesih için başkaca bir yol öngörülmediğini, …Noterliğinin 13.03.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı şirkete davacıya yönelik haksız işlemlerin düzeltilmesinin ihtar edildiğini, davalının gönderdiği cevabi yazıda 18/10/2012 tarihli Protokolle karşılıklı mutabakatla taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, 18.10.2012 tarihli Protokolle sadece Satış Bayiliği Sözleşmesinin feshedildiğini, tamirci sözleşmesinin bağımsız bir sözleşme olduğunu, davalı tarafından tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, bu haksız feshin Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’ne de aykırı olduğunu, bu haksız fesih sonucu fesih süresi olan 2 yıllık kazanç kayıplarının yanısıra buna bağlı çok yönlü zararlara uğradığını, duruma göre arttırma veya eksiltme hakları ile fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle şimdilik, 10.000 TL garanti kapsamındaki araçlara hizmet verilememesi nedeniyle mahrum kalınan kazanç kaybı, 10.000 TL yetkili tamirci hizmeti verilemediği için uğranılan müşteri kaybı sebebiyle mahrum kalınan 2 yıllık kazanç kaybı, 5.000 TL yetkili tamirci ile servis arasındaki yedek parça ve işçilik ücretleri yönünden özel servis aleyhine mevcut fark nedeniyle mahrum kalınan 2 yıllık kazanç kaybı, 5.000 TL elde kalan yedek parça ve stok maliyetleri, 5.000 TL davacının amorti edemediği her türlü yatırımları, 5.000 TL kurumsal görseller olmak üzere 40.000 TL maddi tazminatın ve 30.000 TL manevi tazminatın haksız fesih tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesi ile; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, iddialarının aksine taraflar arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında davacı şirketin sorumluluklarını yerine getirememesi ve müvekkiline olan borçlarını ödeyememesi üzerine iş bu sözleşmelerin tarafların karşılıklı mutakabatı ile sonlandırıldığını, bu hususun taraflar arasında akdedilen 18/10/2012 tarihli protokol ile sabit olduğunu, davacı şirket gerek araç satışı, gerekse yedek parça satışı ile ilgili olarak ödemelerini gerçekleştiremediğini ve ödeme aczine düştüğünü, bu itibarla da taraflar arasındaki 18/10/2012 tarihli protokol ile davacı şirketin müvekkili şirkete olan borçlarının taksitlendirildiğini ve aynı protokol ile davacı arasındaki sözleşmelerin karşılıklı anlaşma ile sonlandırıldığını, 18/10/2012 tarihli protokolün akabinde davacı şirketin yedek parça sipariş talebinin olmamasının da taraflar arasındaki sözleşmelerin fiili olarak sona erdiğini açıkça ortaya koyduğunu, bu tarihten sonra davacı tarafın sessiz kalmasının sözleşmelerin sonlandırıldığını teyit ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin mutabakat ile sonuçlanması çerçevesinde motorlu taşıtlar sektöründeki dikey anlaşmalar ve uyumlu eylemlere ilişkin grup muafiyeti tebliğine aykırılıktan söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava tazminat davasıdır.
İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi yetkisizlik kararı vererek dosyayı Mahkememize göndermiştir.
Mahkememizde yapılan yargılamada taraf delilleri toplanmış, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi, Yetkili Tamirci sözleşmesi, protokol ve ihtarnameler incelenmiş, mahallinde keşif yapılarak rapor alınması için Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, bilirkişi raporu ve ek raporları alınmış, mahkememizce dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ıslah dilekçesi ile, maddi tazminat taleplerini 324.727,10 TL’ye çıkarttıklarını bildirmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesince mahallinde yapılan keşifte yeralan bilirkişiler sundukları 09/03/2015 tarihli raporlarında; davacı şirketin davalı şirkete kurumsal Mazda görselleri için KDV dahil toplam 29.218,25 TL ödediğini ve sözleşmelerin feshi sonucunda bu görsellerin davacı şirket tarafından kullanılmadığı, yaklaşık 5 yıllık bir süre kullanım ile %50 değer kaybına uğramış olduğunu, davacı şirketin stok kayıtlarında 31/12/2012 tarihi itibariyle 386.578,78 TL’lik ticari mal gözüktüğü, davacı şirketin 18/10/2012 tarihinden sonra davalı şirketten 4.172,176 TL lik ticari mal satın almış olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler sunmuş oldukları 06/11/2015 tarihli ek raporlarında; davacı şirketin davalı şirkete kurumsal Mazda görselleri için KDV dahil toplam 29.218,25 TL ödemiş olduğunu ve sözleşmelerin feshi sonucunda bu görsellerin davacı şirket tarafından kullanılmadığını, 5 yıllık kullanım ile %50 değer kaybına uğradığını, davacının görseller için ödemiş olduğu 29.218,25 TL’nin davalı tarafından davacıya geri verilmesi gerektiğini, davacı şirketin 2014 yılı envanterinde stoklarda yedek parça olarak 301.000 TL maliyet göründüğünü belirtmişlerdir.
Bilirkişilerin sundukları 13/11/2017 havale tarihli ve 26/12/2016 havale tarihli ek raporlarında; taraflar arasındaki yetkili satış bayilik sözleşmesi ile yetkili tamirci sözleşmesinin ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiğini, gerek motorlu taşıtlar sektöründeki dikey anlaşmalar ve uyumlu eylemlere ilişkin grup muafiyetine tebliğine, gerekse uygulama yatırım ve çalışma koşulları açısından farklı gerekliliklerin bulunması, satış ve satış sonrası hizmetlerin farklı sözleşmeler altında kurulması ve yapılmasını zorunlu kıldığını, bu anlamda grup muafiyetinin bağlayıcı olduğunu, ayrıca yetkili tamirci sözleşmesinin 16/6. maddesindeki fesih ihbarının detaylı şeffaf ve nesnel biçimde ve objektif gerekçeleri içerecek şekilde yazılı olarak yapılması gerekirken sözleşmenin ilgili maddesi ve grup muafiyet tebliğindeki düzenlemeler dikkate alınmadan feshedilmeye çalışıldığını, 18/10/2012 tarihli protokol maddeleri incelendiğinde yetkili tamirciler sözleşmesinin iptaline ilişkin açık bir hükme rastlanmadığını, bu nedenle 18/10/2012 tarihli protokol ile sadece yetkili satış bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, %9 kar marjına göre iki yıllık kazanç kaybının 33.721,60 TL, %15 kar marjına göre 56.202,67 TL olduğunu, defter ve belgelerden 18/10/2012 tarihinden 20/11/2012 tarihine kadar Mazda Motor’dan yedek parça alımı yapıldığını, 18/10/2012 tarihi itibariyle Stokun 380.118,22 TL olduğunu, dava tarihi itibariyle 355.650,37 TL olduğunu, görsellerin 2008 yılı defterdeki değerlerine göre KDV dahil 29.218,25 TL olduğunu ve amortisman düşülmesine gerek olmadığını, işyerindeki alet ve ekipmanın davacıya maliyetinin KDV dahil 89.680 TL olduğunu, dava tarihi itibariyle alet ve ekipman maliyetlerinin KDV dahil 119.306,18 TL olduğunu belirtmişlerdir.
Mahkememizce alınan 09/04/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; dava konusu 18.10.2012 tarihli protokolde davalı şirketçe, davacı şirketin sadece bayilik sözleşmesinin iptal edildiği, sektörde bayilik yapmadan sadece tamirci olarak hizmet veren çok sayıda işyeri olduğu, bu nedenle davalı şirketin anılan protokol ile davacı şirketin hem bayi hem de tamirci sözleşmesini aynı anda iptal ettiği şeklindeki değerlendirilemeyeceğini,dava konusu sözleşmede belirtilen müspet zarar bakımından dosyaya sunulan 26.12.2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda yapılan teknik değerlendirmelerin taraflar arasındaki ticari ilişkiye uygun olduğunu, davacının 20 yıldır … marka araçlara yetkili servis olarak hizmet verdiği dikkate alındığında, işyerinde bu marka araçlara özgü alet edevat, ekipman ve diğer teknik donanımlarının davacının kullanamaz duruma düşeceğini, bu nedenle bu ekipman için yaptığı harcamaları davalı şirketten talep edebileceğini, davacının işindeki ekipmanların bayilik için kullanıldığı, tamir için kullanılmadığı şeklindeki beyanlarına itibar edilemeyeceğini, zira yeni araç satış işlemi olan bayilik için herhangi bir tamir işlemi yapılmasının ve dolayısıyla bir alet, edevat, ekipman vs. kullanımının söz konusu olmadığını, dosya içindeki belge ve bilgilere göre davacı şirketin … marka araçlar özel servis olarak hizmet vermesinin dava konusu 2 yıllık fesih süresi için geçerli olmadığı, ancak bu süre bittikten sonra özel servis olarak çalışabileceğinin anlaşıldığını, bu nedenle davalı vekilinin Yargıtay kararlarında belirttiği makul sürenin dava konusu olaya uygulanmasının mümkün görülmediğini, Davacı şirketin yaptırdığı görsel ve tabelaların sadece davalı şirketin tamirci servisi olması halinde kullanılabileceği dikkate alındığında, bu görsellerin yapılması için yapılan harcamaların davalı şirketçe karşılanması gerektiğinin açık olduğunu,Mahrum Kalınan Kar Yönünden; Davacının dava dosyasında bulunan bağlı olduğu Vergi Dairesine ibraz ettiği Kurumlar Vergisi Beyannamesindeki, 2011-2012 yılı kar / zarar (gelir) tablosunun incelemesi neticesinde;Davacı şirketin 2011 ve 2012 yıllarına ait karşılaştırmalı gelir tablosunda veriler ışığında-2011 yılında dönem net karının, (+) 16.280,12 TL, 2012 yılında dönem net karının, (+) 4.009,82 TL olduğunun görüldüğünü, Buna göre, her iki yılı gelir tablosu performansına birlikte bakıldığında ve her iki yılın ortalaması alınarak;davacının, + 893.895,50 TL net kar elde etmek için, 695.807,59 TL satışların maliyetine ve 225.955,98 TL faaliyet giderine katlandığı ve netice olarak,893.895,50 TL net satış tutarına göre, %1,13 oranında ve 10.144,97 TL dönem net kar elde ettiğinin görüldüğünü, dolayısıyla davacının davalı ile çalıştığı son iki yıldaki (2011+2012) net satış tutarı olan 893.895,50 TL net satışlarının – 698.692,96 TL düştüğü, bu tutarın % 1,13 oranında net karlılık oranı ile çarpılması ile davacının davalıdan 7.895,23 TL kar mahrumiyeti alacağının olduğunu,2011 ve 2012 yılında davacının elde ettiği net kar içerisinde Garanti kapsamındaki karı, (A)Tamirci hizmeti vermesinin karı, (B)Yedek parça ve işçilik ücretleri karının (C) muhafaza edildiği görülmekle;2 yıl ihbar süresi göz önüne alınarak davacının mahrum kaldığı karın 7.895,23 TL (A+B+C) olabileceğinin hesaplandığını, Davacının Elinde Kalan Stok ve Yedek Parça Maliyetleri Yönünden:Davacının 18.10.2012 tarihli protokol tarihinden 20.11.2012 tarihine kadar 4.172,76 TL davalıdan stok alımı yaptığının dava dosyasına alınan raporlar ile teyit edildiğini,Yine davacının defter ve belgelerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre 2016/66 Talimat raporunda 18.10.2012 protokol tarihinde 380.116,22 TL, 24.05.2013 dava tarihinde ise, 55.650,37 TL olduğunun tespit edildiğini,Bu nedenle davacının elinde kalan ve artık davalının yetkili servisi ve tamircisi olmadığına göre kullanmasının mümkün olmadığı stok mallarının miktarının 24.05.2013 dava tarihinde 355.650,37 TL olduğunun sonucuna varıldığını,c) Davacının Elinde Kalan Davalının Görsellerinin Değeri yönünden; 2016/66 Tal. Diyarbakır … Asliye Ticaret Mahkemesi Raporunda davacı tarafından faturalı olarak davalıdan 2008 yılında alınan görsellerin değerinin 24.961,23 TL + 4.457,18 TL KDV olmak üzere 29.218,25 TL olduğunun tespit edildiğini,buna göre 2008-2012 tarihleri arasında 5 yıl süre geçtiği ve görsellerin 5 yıllık yıpranmasının söz konusu olduğu görülmekle birlikte; davacının talep edebileceği alacağın 7.138,91 TL olduğunu,Davacının İşyeri Yatırım Maliyetleri Yönünden; 26.12.2016 … Tal. Diyarbakır …Asliye Ticaret Mahkemesi raporundaki keşifle yapılan tespitlere atıfta bulunarak 24.05.2013 tarihinde ekipmanların güncel değerinin 101.106,94 TL + 18.199,24 TL KDV olmak üzere, 119.306,18 TL olduğunu, ancak davacının 18,199,24 T KDV’yi KDV beyannamesinde indirim konusu yaptığını ve KDV’nin bir maliyet unsuru olmadığı hususu göz önüne alınarak davacının yatırım maliyetlerinden kaynaklı davalıdan 101.106,94 TL alacaklı olduğunu belirtmişlerdir. Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında yapılan 24/04/2008 tarihli Mazda Satış Sözleşmesi ile davacının Diyarbakır yetkili satış bayii olmasının kararlaştırıldığı, taraflar arasında ayrıca 09/07/2007 tarihli Mazda Yetkili Tamirci sözleşmesinin bulunduğu, taraflar arasındaki 18/10/2012 tarihli protokolün 1. maddesinde Mazda’nın davacıdan olan yedek parça ve araç satışlarından doğan alacakların tahsiline ilişkin ödeme planının düzenlendiği, 4. maddesinde davacının Diyarbakır’da Mazda bayiliğinin sonlandırıldığının ve Mazda’nın yeni bir bayi atamakta serbest olduğunun düzenlendiği, buna göre yetkili satış bayi sözleşmesinin taraflar arasındaki 18/10/2012 tarihli protokol ile feshedildiği, yetkili tamirci sözleşmesinin feshine ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, her iki sözleşmenin birbirinden farklı sözleşmeler olduğu, yetkili tamirci anlaşmasının 16. maddesinde sözleşmenin süresiz olduğu ve her bir taraf dilediği zaman kendi iradesiyle 2 yıl önceden bildirmek kaydıyla anlaşmayı feshetme hakkında sahip olduğu, ayrıca yetkili tamirci ağının tamamını veya önemli bir bölümünü yeniden organize etmesi gerektiğinde veya kanunların gerektirdiği durumlarda veya bu anlaşmaya taraf olanların bu anlaşmanın feshedilmesi üzerine tamirciye gerekli tazminatı ödeyeceklerini kabul ettikleri durumda şirketin 1 yıl önceden bildirmek kaydıyla anlaşmayı feshetme hakkının bulunduğu, davalının sözleşmenin bu hükmüne riayet etmeksizin taraflar arasındaki yetkili tamirci sözleşmesini feshettiği, bu nedenle davalı tarafından yapılan feshin haksız fesih olduğu, haksız fesih nedeniyle davacının uğradığı zararların tazmini talep etme hakkının bulunduğu ve alınan bilirkişi raporlarına göre davacının garanti kapsamındaki araçlara hizmet verilmemesi nedeniyle, yetkili tamirci hizmeti verilmemesi nedeniyle, yetkili tamirci ile özel servis arasındaki yedek parça ve işçilik ücretleri yönünden özel servis aleyhine mevcut fark nedeniyle mahrum kalınan karın 7.895,23 TL olduğu, davacının elinde kalan stok ve yedek parça maliyeti yönünden 355.650,37 TL talep hakkının bulunduğu, davacının bununla ilgili olarak ıslah da dahil 100.000 TL talep ettiği, 18.199,24 TL KDV’nin KDV beyannamesinde indirim konusu yapılması nedeniyle, bunun mahsubundan sonra yatırım maliyetleri olarak 101.106,94 TL, davacının görsel maliyetler için 7.138,91 TL olmak üzere toplam 216.141,08 TL maddi tazminat talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı şirket her ne kadar manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de; sadece sözleşmenin fesih nedeniyle manevi tazminat talep edilemeyeceği, davacının uğramış olduğu zararlar var ise bunları maddi tazminat olarak talep edebileceği ve davacının manevi zararlarının bulunduğunu ispat edemediğinden koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, mahrum kalınan kar için 7.895,23 TL, stok ve yedek parça maliyeti için 100.000 TL, yatırım maliyetleri için 101.106,94 TL ve görsel maliyetleri için 7.138,91 TL olmak üzere toplam 216.141,08 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin ve manevi tazminat talebinin reddine, Stok ve yedek parçalar ile ilgili davalının iade talebi konusunda muhtariyetine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 14.764,60 TL harçtan, peşin alınan 6.057,88 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 8.706,72 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 1.195,45 TL peşin harç ve ıslah harcı 4.862,43 TL toplamı olan 6.082,18 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesine göre; Maddi Tazminat yönünden; kabul edilen kısım için 18.918,46 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, reddedilen kısım için; 11.436,88 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, Manevi Tazminat yönünden; 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 13.849,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 8.438,97 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 177,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 54,18 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Tarafların yatırdığı gider avanslarından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,

Taraf vekillerinin ve davacı şirket yetkilisinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.