Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1194 E. 2019/429 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1194 Esas
KARAR NO : 2019/429
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 23/10/2009
KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Mahkememize açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Müvekkili bankanın kredi müşterisi olan … A.Ş. lehine diğer borçluların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza ettikleri kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine 22/05/2007 tarihinde kredi hesaplarının kapatıldığını, davalıya bu hususta ihtarname gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi yapıldığını, davalı tarafın icra takibine yaptığı itiraz üzerin takibin durduğunu belirterek, davalı tarafından takibe yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü nezdinde … E. sayılı dosya üzerinden yapılan takibin haksız olduğunu, takibe dayanak yapılan kredi sözleşmesinde yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle yapılan takibe itiraz ettiğini belirterek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı … Bankası A.Ş.nin nakit alacaklarını …A.Ş. ne temlik ettiğine dair temlik sözleşmesi sunulmuştur.
Davanın açıldığı İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/12/2012 tarih ve … E. … K. sayılı ilamı ile; muhtelif kredi sözleşmelerinden doğan kredi borcunun tahsili için yapılan takibe konu sözleşmelerden 18.04.2006 tarihli 800.000 TL bedelli kredi sözleşmesindeki imzaların davalı eli ürünü olmadığı, ancak bu sözleşmenin hesaba dahil edilmediği ve yine takibe konu diğer 4 adet kredi sözleşmesi içeriğine göre davalının kefalet limitinin 1.300.000 TL olduğu, davacının takip tarihi itibarıyla talebi ile bağlı olarak davalıdan 883.385,24 TL asıl alacak olmak üzere toplam 1.016.489,30 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde, temyiz incelemesine yapan Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 07/10/2013 tarih ve 2013/12867 E. 2013/15548 K. sayılı ilamı ile; “…Mahkemece yapılan incelemede, 18.04.2001 tarihli kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla atılan imzanın davalıya ait olmadığı belirlenmiştir. Bu durumda; davacı bankaya icra takibinin dayanağı ihtarname ve hesap özetinde belirtilen cari kredi hesaplarının ilişkili oldukları kredi sözleşmelerinin hangi sözleşmeler oldukları açıklattırılıp, kısmi itiraz ve itiraz edilmeden kesinleşen hususlar da dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalının ödeme emrinin tümüne itiraz ettiği kabul edilerek, borcun hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığı açıklanmadan davalının sorumluluğuna ve tazminata karar verilmesi doğru olmamıştır…” gerekçesi ile hüküm bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamına uyulmuş bilirkişi rapor ve ek raporları alınmıştır.
Bilirkişi Hulusi Arıkan Mahkememize sunduğu 09/04/2018 tarihli raporunda; kefillerin kural olarak kredi sözlşemesi limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduklarını, bu limit dışnıda ancak temerrütten sorumlu tutulabileceklerini, davalının 18/04/2011 tarihli ve 800.000 TL bedelli kredi sözlşemesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü, mahkemece yapılan incelemede imzanın davalıya ait olmadığının ortaya çıktığını, buna göre davalının kefil olarak imzasının bulunduğu 14/12/2006 tarihli 100.000 TL bedelli kefalet tutarı üzerinden davalının sorumlu olduğunu, davacının 100.000 TL asıl alacak, 219,44 TL işlemiş akdi faiz, 3.373,39 TL işlemiş temerrüt faizi, 179,54 TL BSMV, 605,46 TL masraf olmak üzere toplam 104.377,83 TL borcunun bulunduğunu belirtmiştir.
Yargıtay bozma ilamından önce yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda; 18/04/2016 tarihli, 800.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığı, 14/12/2016 tarihli 100.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında …Bankası A.Ş. tarafından davalı hakkında ve dava dışı kişiler hakkında genel kredi sözleşmesine istinaden icra takibi yapıldığı, takibin dayanağı olarak genel kredi sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti gösterildiği, davalının süresinde yaptığı itirazı üzerine icra takibinin durduğu, itiraz dilekçesinde 800.000 TL bedelli kredi üzerindeki imzaya itiraz edildiği, takibe kısmi itiraz edildiğinin belirtildiği, icra dosyasında bulunan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı ihtiyati haciz kararında iki adet genel kredi sözlşemesine istinaden ihtiyati haciz kararı verildiğinin belirtildiği görülmüştür.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında ibraz edilen kredi sözleşmelerinin 100.000 TL bedelli ve 800.000 TL bedelli iki adet genel kredi sözleşmesi olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili davacı tarafın 100.000 TL ve 800.000 TL bedelli genel kredi sözlşemesine istinaden icra takibi yapıldığı, 800.000 TL bedelli sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, 100.000 TL bedelli sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olduğunu, diğer sözleşmeye istinaden bir takibin söz konusu olmadığını, takip talebinin ve itirazın iptali davasının konusunun iki adet kredi sözleşmesi olduğunu, bu durumun ihtiyati haciz dosyasından da açıkça belli olduğunu, itirazın iptali davasında alacaklının takipte dayandığı belge dışında başka belgeye dayanamayacağını belirtmiştir.
Davacı vekili davalının imzanın kendisine ait olmadığını bildirdiği, 800.000 TL bedelli sözleşme dışında 5 adet sözleşmesinin bulunduğunu, bunlardaki toplam kefalet miktarının 1.300.000 TL olduğunu, takibin sadece iki sözleşmeye dayalı olduğu iddiasının gerçeği yansımadığını belirtmiştir.
Mahkememizin 08/11/2018 tarihli celsesinde temlik alan davacı vekili sadece nakit alacakları temlik aldıklarını beyan etmiştir.
Davalı vekili temlik edilmeyen alacaklar ile ilgili asıl davacının davasını takip etmediklerini ve işlemden kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkememizin 08/11/2018 tarihli celsesinde; çek garanti bedelinin depo edilmesi talebine ilişkin davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı …Bankasının 42 adet çek garanti bedelinin depo edilmesi talebine ilişkin davanın yasal süresi içerisinde yenilenmediğinden HMK’nın 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Temlik edilen nakit alacaklarına ilişkin yapılan yargılama sonucunda; takibe konu 18/04/2006 tarihli 800.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği, takibe konu 14/12/2006 tarihli 100.000 TL bedelli kredi sözlşemesi nedeniyle davalının kefaleti nedeniyle sorumlu olduğu, her ne kadar davacı tarafından 800.000 TL bedelli sözleşme dışında kredi limit artırımı dahil 5 adet toplam 1.300.000 TL bedelli kredi sözleşmelerinin bulunduğu ve davalının kefalet sınırlarının bu miktar olduğu iddia edilmiş ise de; icra takibinde takibe konu olarak genel kredi sözleşmesinin belirtildiği, hangi tarihli kaç tane kredi sözleşmesinin olduğunun belirtilmediği, bu icra dosyasına ibraz edilen ihtiyati haciz kararında iki adet genel kredi sözleşmesinden bahsedildiği, ihtiyati hacze ilişkin değişik iş dosyasına ibraz edilen kredi sözleşmelerinin 14/12/2006 tarihli 100.000 TL bedelli ve 18/04/2006 800.000 TL bedelli genel kredi sözleşmeleri olduğu, buna göre kefil olan davalının sadece 14/12/2006 tarihli 100.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesinden sorumlu olacağı, takip konusu yapılmayan diğer kredi sözleşmelerinden ve imzanın kendisine ait olmadığı belirlenen 800.000 TL bedelli genel kredi sözleşmesinden dolayı sorumlu olmayacağı, bilirkişi raporuna göre belirlenen 100.000 TL asıl alacak, 219,44 TL işlemiş akdi faiz, 3.373,39 TL işlemiş temerrüt faizi, 179,54 TL BSMV ve 605,46 TL masraf olmak üzere toplam 104.377,83 TL alacak için davalının yaptığı itirazın yerinde olmadığı, buna ilişkin itirazın iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kabul edilen alacağın likit olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Davacının reddedilen kısım ile ilgili takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …Bankasının 42 adet çek garanti bedelinin depo edilmesi talebine ilişkin davasının HMK. nın 150/5 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-a)Temlik alan Davacının nakdi alacakları ile ilgili Davasının KISMEN KABULÜ İLE, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; davalının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, 100.000 TL asıl alacak, 219,44 TL işlemiş akdi faiz, 3.373,39 TL işlemiş temerrüt faizi, 179,54 TL BSMV ve 605,46 TL masraf olmak üzere toplam 104.377,83 TL alacak için İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacağa yıllık % 29,62 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi uygulanarak takibin devamına, fazla ilişkin talebin reddine,
b) Kabul edilen alacağın % 20 olan 20.875,57 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 7.130,05 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Davacı tarafından yatırılan 15,60 TL başvurma harcının davalıdan tahsili ile temlik alan davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 11.100,23 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak temlik alan davacıya verilmesine, davanın ret edilen kısmına göre hesaplanan 51.047,68 TL vekalet ücretinin temlik alan davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilen bölüm için 2.725 TL vekalet ücretinin temlik eden davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 4.717,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 477,22 TL’sinin davalıdan alınarak temlik alan davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan toplam 70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 62,92 TL’sinin temlik alan davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Temlik alan davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.