Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1183 E. 2019/709 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/116 Esas
KARAR NO : 2019/668
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/02/2017
KARAR TARİHİ: 07/05/2019
Mahkememize açılan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı bankanın …şubesinin TR… Iban nolu müşterisi olduğunu, bankanın, müvekkillerinden mali verilerini talep ederek, işlemin ücrete tabi olduğunu söylemeden revize işlemi yapacaklarını belirttiklerini, 09.09.2016 tarihinde gönderilen mailde revize işlemi için 5.000.00 TL revize ücretinin kesildiğinin bildirildiğini, bu mailden sonra müvekkil şirketin muhasebe bildiriminden davalı bankaya revize yapılmamasının bildirildiğini, bu hususun bildirilmesine rağmen banka tarafından 28.09.2016 tarihinde müvekkilden habersiz ve onay muvafakati almadan hesabından 5.250.00 TL alındığını, müvekkili şirket tarafından …Noterliği’nin 17.10.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile izin ve onay alınmadan davalı tarafın tek taraflı, tahsis komisyonu adı altında aldığı 5.250.00 TL’nin iadesinin talep edildiğini, dava1ı bankanın …Noterliğinin 21.10.2016 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamesi ile verdiği cevapta, iade talebinin yerine getirilemeyeceğini bildirdiğini, davalı bankanın yaptığı işlemin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin talebi ve onayı olmadan alınan ücretin kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacnın tacir olup, tüzel kişiliği haiz bir şirket olduğunu, tüketici hukukundan kaynaklanan hakların tacirlere uygulanamayacağını, huzurdaki davaya Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun Hükümlerinin kıyasen dahi uygulanamayacağının net olduğunu, davacı yandan tahsil edilen komisyona ilişkin olarak davacı şirket ile banka arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 8.maddesi hükmünü içerdiğini, bu madde ile bankanın komisyon alma hak ve yetkisinin bulunduğunu, bankanın bu hükme istinaden davacıya firmaya yönelik kredi limiti yenilenmesi ve tahsisine istinaden komisyon tahsil ettiğini, TTK kanunu ve 5411 sayılı Bankacılık kanunun ., Faiz oranları ile diğer menfaatler” başlıklı 144. Maddesinde; “Bakanlar Kurulu, bankaların ödünç para verme işlemleri ve mevduat kabulünde uygulanacak azami faiz oranlarını, katılma hesaplarında kar ve zarara katılma oranlarını, özel cari hesaplar dahil bu maddede elirtilen işlemlerde sağlanacak diğer menfaatlerin nitelikleri ile azami miktar ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen serbest bırakmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu bu yetkilerini … Bankası’na devredebilir.” düzenlemesi bulunduğunu, Bakanlar Kurulu’nun 16 Ekim 2006 tarih ve 2006/11188 sayılı kararında özetle; bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirlenmesinin öngörüldüğünü, bu düzenlemeler paralelinde davacı ile müvekkili banka arasında imza edilmiş olan Genel Kredi Sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi bir sözleşme olup, sözleşme serbestisi ilkesi ve ahde vefa kuralları kapsamında ele alınması gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun genel işlem koşulları denetimi açısından uygulanmasının mümkün olmadığını, davacının tacir olduğunu, imzaladığı sözleşmenin muhteviyatını bildiğini, davacının genel işlem koşullarına dayanan taleplerinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, sözkonusu sözleşme hükmünün sözleşmenin esasına yabancı bir hüküm olmayıp tüm Bankacılık piyasasında geçerli bir uygulamayı ihtiva eden düzenleme olduğunu, davacıya sözleşme öncesi “bilgi formu” verildiğini ve kendisi tarafından okunarak teslim alındığını, bu nedenlerle haksız davanın reddi ile, haksız takip tazminatı, yargılama giderleri, vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş bilirkişi … tarafından hazırlanan 29/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “Davacı şirketin davalı bankanın … şubesi TR… Iban nolu müşterisi olduğu, Bankanın, Davacıdan Mali verilerini talep ederek, revize işlemi nedeniyle 28.09.2016 tarihinde davacı şirket hesabından 5.000.00 TL Kredi tahsis komisyonu, 250.00 TL BSMV olmak üzere toplam 5.250.00 TL tahsil ettiği, limit belirlemenin ayrı bir işlem, artırılan limit kadar kredi kullandırmanın ise; ayrı bir işlem olarak nitelendirilmesi gerektiği, olayımızda davalı bankanın yaptığı revize işleminin kredi limitini artırmaya yönelik olduğu, kredi kullandırmaya yönelik olmadığı, bu durumda davalı bankanın kredi limitini artırmaya yönelik olarak yaptığı revize işleminde dayandığı Genel Kredi Sözleşmesinin “Faiz, Komisyon, vergi,fon ve masraflar” işbu “Limit Revize işlemi’ için uygulanmasının yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında “haksız şart” olduğunun kabulünün gerektiği, davalı bankanın davacıdan 28.09.2016 tarihinde davacı şirket hesabından tahsil ettiği 5.000.00 TL kredi tahsis komisyonu, 250.00 TL BSMV olmak üzere toplam 5.250.00 TL’nin her iki tarafın tacir olması nedeniyle, kesinti tarihi olan 28.09.2016 tarihinden itibaren Reeskont avans faizi ile birlikte Davacıya iade edilebileceği ” sonuç ve kanaatine varıldığının mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davalı tarafın bilirkişi raporuna itiraz ettiği, taraf itirazlarını değerlendirir ek rapor alınmasına karar verildiği bilirkişi tarafından hazırlanan 07/01/2019 tarihli ek raporda sonuç olarak;” kök raporda yapılan tespit ve değerlendirmelere ilave edilecek başkaca bir husunun bulunmadığı” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edildiği anlaşıldı.
İddia, savunma, alınan bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı bankanın ticari kredi müşterisi olduğu, aralarında genel kredi sözleşmesinin imzalandığı, davalı bankanın Genel Kredi Sözleşmesinin 8. Maddesine dayanarak kredi revize işlemi için davacının hesabından 5000TL kredi tahsis komisyonu ve 250TL BSMV si olmak üzere toplam 5250TL kesinti yaptığı, davacının bu bedelin haksız olarak tahsil edildiği iddiası ile işbu istirdat davasını açtığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 8.maddesine göre davalı bankanın tahsil edilen krediler üzerinden komisyon alma hak ve yetkisi bulunmaktadır. Ancak davacının hesabından tahsil edilen bedel kullandırılan kredi için değil, kredi limitini artırmak için yapılan revize işlemine ilişkindir. Davalı banka kullandırmadığı bir kredi için kredi tahsis komisyonu ve bunun BSMV sini davacının hesabından tahsil etmiştir. Davalı banka haksız olarak bu bedeli tahsil etmiştir. Açıklanan nedenle davanın kabulü ile; davacının hesabından haksız olarak kesinti yoluyla tahsil edilen 5250TL nin tahsil tarihi olan 28/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davanın KABULÜNE; 5250 TL’nin 28/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-)492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 358,62 TL harçtan , peşin alınan , 89,66 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 268,96 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına ,
3)Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan davacıya verilmesine ,
4-)Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harç + 89,66 TL peşin harcı + 99,50 TL tebligat – müzekkere giderleri + 800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1020,56 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine 5-)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.