Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1102 E. 2019/467 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/1102 Esas
KARAR NO : 2019/467
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2013
KARAR TARİHİ: 27/03/2019
Mahkememize açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Esas davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından, 07.11.2013 tarihinde, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası üzerinden alınan talimatla İstanbul Anadolu… İcra Müdürlüğü’nün… Talimat sayılı dosyası ile borçlusu …Şti. İçin, müvekkili şirketin adresine gelindiğini ve haciz işlemi tatbik edildiğini, şirket yetkililerinden …’ün itirazlarına ve istihkak iddialarına rağmen, borçlu şirketmiş gibi haciz işlemi yapıldığını. yapılan haciz işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, iştigal konuları bakımından, müvekkili davacı şirket ile borçlu şirketin çalışma alanları, faaliyet konularının farklı olduğunu müvekkili şirketin …marka araçların bakım ve onarım işi ile iştigal ettiğini, oysa borçlu şirketin, cıvata ve bağlantı elemanlarının satış ve pazarlama işi ile iştigal ettiğini, “…” ünvanının benzerliğinin, sadece İstanbul İlimizde yüzlercesine rastlamanın mümkün olduğunu, … ünvanlı birebir yüzlerce şirket olmasına rağmen, borçlu şirketin ünvanının birebir de benzerlik göstermediğini, borçlu şirketin ünvanının…, olmakla benzerlik söz konusu olmadığını, rekabetin fevkalade şiddetli olduğu… Sitesinde, polis nezaretinde müvekkil şirketin adresine gelinerek, “… Otomotiv’in faktoring şirketlerine borcu varmış, onun için hacze gelmişler, … Otomotiv batıyor” söylentilerinin başta rakip firmalarda olmak üzere tüm Sanayi Sitesinde yayıldığını, müşterileri arasında itibarının ağır zedelenmesine sebep olduğunu, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı eylemlerinin, müvekkili şirketin şahsiyet haklarına tecavüz niteliğinde olduğunu, borçlu şirketle hiçbir ilgisi olmayan müvekkili şirkette haciz yapmak suretiyle zarar verdiğini, ticari piyasada müvekkili şirketi küçük düşürdüğünü, mesleki itibarının ağır zedelenmesine neden olduğunu, ticari ve rekabet piyasasında, borcu olmayarak ve kaliteli hizmetiyle, sanayi sitesi ile ticari piyasada ve müşterileri karşısında saygın bir yeri bulunduğu tartışmasız olan müvekkilinin, polis nezaretinde haksız ve hukuka aykırı haciz nedeniyle kişilik haklarının ağır zarar görmesi nedeniyle 25.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren davalı şirketten tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
Esas davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ….Şti ile borçlu… Ştinin kardeş şirketler olduğunu, her iki şirketin ortaklarının aynı aile bireylerinden (…) oluştuğunu, yine her iki şirket arasında ticari özdeşlik olduğunu, hem davacı şirket hem de borçlu şirketin aynı alanda faaliyette bulunduğunu, borçlu şirketin borcun doğumdan sonra ( 08.11.2013 tarihinde) iştigal alanını ve ünvanını değiştirdiğini, davacı araçların bakım ve tamirini yaparken diğer borçlu şirketin ise tamir ve bakım için gerekli olan malzemeleri ürettiğini, hem davacı hem de borçlu şirketin unvanlarında yer alan “… “ve “OTOMOTİV” ibarelerinin, iki şirketin ayırt edilemeyecek derecede birbirine benzer ünvanı kullandığını gösterdiğini, 20/11/2013 tarihli haciz işlemi sırasında borçlu şirketin ortakları arasında hisse devrini gösteren sözleşme bulunduğunu, bunun da aradaki hukuki bağın bir göstergesi olduğunu, yapılan haciz sonrasında İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi … Es sayılı dosyasından takibin devamına karar verildiğini, bu nedenler ile davanın reddini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldı.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …Sit. Bulunan iş yerinde…marka araçların bakım ve onarım hizmetini özel olarak verdiğini ve 1995 yılından itibaren aynı adreste çalıştığını, 07/11/2013 tarihine kadar borçlu olarak hiçbir icra takibine ve haciz işlemine maruz kalmadığını ancak davalı şirketin İstanbul … İcra Müd. … Es. Saylı dosyası üzerinden alınan talimatla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …Tal. Saylı dosyası ile borçlu… Şti. olmak üzere müvekkili şirketin adresine gelindiği ve haciz işlemi tatbik edildiğini, şirket yetkililerinden …’ün itirazlarına ve istihkak iddialarına rağmen borçlu şirketmiş gibi haciz işlemi uygulandığını, bu işleme karşı İstanbul … ATM’nin … Es saylı dosyası ile manevi tazminat davası açıldığını, haciz esnasında davacı müvekkiline ait menkul malların haczedildiğini ancak… Şti. Unvanını… Şti. olarak değiştirdiğini, bunun … memurluğu kayıtları ile kanıtlandığını, müvekkili şirket ile bu şirketin ayrı bir tüzel kişiliği olan ayrı ortakları ve ayrı bir hukuki şahsiyeti olan şirketler olduklarını, neticede müvekkili şirketin borçlu şirket ile her hangi bir ilgisinin bulunmadığını, yapılan haciz işlemine karşı İstanbul … İcra Hukuk Mah. …Es sayılı dosyası ile istihkak davasının açıldığını, müvekkili şirketin kişilik haklarının ağır zarar görmesi nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin tarihi olan 20/11/2013 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, haksız haciz ve muhafaza nedeniyle uğranılan manevi zararın tahsili istemine ilişkindir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davalının alacaklı olduğu dava dışı… .Şti. isimli şirket aleyhinde takip başlattığı, 07/11/2013 günü borçlunun adresine haciz için gelindiği, adreste davacı şirketin faaliyette bulunduğunun görüldüğü, davacı şirketin borçlu şirket ile ilgisinin olmladığını bildirdiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine evrak arama işlemine devam edildiği, davacı şirket yetkilisi …’e ait birçok evrak bulunduğu, alacaklı vekilinin “borçlu şirket…’in ortaklık yapısı incelendiğinde …soyisimli ortaklarının olduğunun görüleceğini, bu nedenle istihkak iddialarını kabul etmediğini beyanla haciz talep ettiği ve bir adet bilgisayar takımı kasası ile birlikte haczedilip istihkak iddiası sahibi …’e yediemin olarak bırakıldığı anlaşılmıştır, Davaya konu 07/11/2013 tarihinde haczedilen menkul mallarla ilgili İstanbul….İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile istihkak davası açılmış, dava sonucunda haczedilen bir adet exper led ekran ve kasa bilgisayar takımı ile ilgili istihkak iddiasının kabulüne karar verilerek menkul üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Karar kesinleşmiştir.
Aynı alacak nedeniyle davalı şirket bu kez 20/11/2013 tarihinde davacı şirketin adresine haciz talimatı ile gelmiş, haciz mahallinde borçlu… otomotiv şirket yetkilisi …’e ait evrakların bulunduğu tespit edilmiş, davacı şirketin vekili haciz mahallinde hazır bulunmuş ve diğer haciz işlemi ile ilgili istihkak ve tazminat davası açtıklarını, bu şekilde ikinci kez haciz yapılarak müvekkili şirketin ticari itibarının zedelendiğini, telafisi imkansız zararlar oluşmaması için haczin durdurulmasını talep ederek istihkak iddiasında bulunmuş ancak alacaklı vekilinin talebi üzerine haciz yapılmış, menkullerin muhafaza altına alınmaması için haciz mahallinde davacı şirket tarafından 23.950TL nakit olarak ödenmiş ve hacizli menkuller yediemin olarak …’e teslim edilerek hacze son verilmiştir. Davaya konu menkullerle ilgili İstanbul ….İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyası ile istihkak davası açılmış, bu dava İstanbul…İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleşmiş, dava sonucunda 20/11/2013 tarihinde yapılan haciz işlemi nedeniyle 1 adet Asus marka LCD ekran ve kasa bilgisayar takımı ile ilgili istihkak iddiasının kabulüne karar verilmiş, diğer haczedilen menkullerle ilgili istihkak talebi reddedilmiştir. Kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ..Hukuk Dairesinin 2018/252-2018/1361 sayılı kararı ile diğer menkuller üzerindeki hacizlerin de kaldırılmasına karar verilmiş ve karar böylece 07/11/2013 ve 20/11/2013 tarihlerinde yapılan iki ayrı haciz nedeniyle haczedilen tüm menkuller üzerindeki hacizlerin kaldırılması kararı ile kesinleşmiştir.
Dosyamız ile birleşen İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, 2013/313 Karar sayılı dosyasında ise; 20/11/2013 tarihinde yapılan haciz nedeniyle davacı şirketin uğradığı manevi zarar nedeniyle 50.000TL tazminat talep edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun “haksız işlemlerden doğan borçlar”ı düzenleyen 58.inci maddesinde kişilik haklarının zedelenmesi nedeniyle manevi tazminat; “Kişilik haklarının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. ” şeklinde tanımlanmıştır.Buna göre, kişilik haklarının zedelenmesi nedeniyle kişi uğradığı zarara karşılık bir miktar paranın ödenmesini talep edebilir.
Haksız fiilden söz edilebilmesi için, şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle ortada hukuka aykırı bir fiil bulunmalıdır. İkinci unsur, fiili işleyenin kusurudur. Üçüncü olarak, kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalıdır. Nihayet, doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda, haksız fiilin varlığından söz edilemez.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde;
İstihkak davasında verilen kararın kesinleşmesi üzerine haciz ve muhafaza işleminin haksız olduğu anlaşılmakta olup hukuka aykırı bu eylem nedeniyle davacının zararı bulunduğu gibi davalının da kusurunun bulunup doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı olduğundan, davacının yapılan haciz işlemlerinin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı şüphesizdir. Bu durumda manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Her iki haciz işleminin de seyri göz önüne alındığında; davacı şirketin haciz sırasında istihkak iddia etmesi, ikinci haciz sırasında muhafaza işlemine engel olabilmek için nakit para bularak acilen icra dosyasına yatırması, tanık beyanları ile sabit olduğu üzere haciz işlemlerinin tüm sanayi esnafının gözü önünde işyerinin açık olan ön tarafında gerçekleştiği, böylece davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığının sabit olduğu anlaşıldığından davalının davacının kişilik haklarının zedelenmemi nedeniyle olşan zararını gidermekle yükümlü olduğu kanaatine varılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 50 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü “Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”şeklinde olup somut olayda da davacının uğradığı zarar tam olarak belirlenemediğinden bu zarar Mahkememizce belirlenmiş, davacı şirketin sanayi sitesinde yıllardır aynı yerde faaliyet göstermesi, iş çevresinde belli bir saygınlığının bulunması, yapılan haciz işlemi nedeniyle ticari itibarının sarsılmış olması nedeniyle; manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmaması, ancak zarar görenin vicdanını rahatlatacak da bir miktarda olması gerektiği göz önüne alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek 2000TL manevi tazminatın davalıdan haksız haciz tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Birleşen davada ise; yapılan ikinci haciz işleminin ilk hacizle ilgili hukuki sürecin başlamış olması ve bu süreç sonuçlanmadan ısrarla ikinci kez aynı yerde menkullerin muhafaza altına alınması tehdidi ile işlem yapılması ve davacı şirketin sor durumda bırakılarak acilen nakit temin etmesine sebep olunması karşısında davalı şirketin kusurunun daha ağır ve davacının da mağduriyetinin ilk haciz işlemine göre daha fazla olması nedeniyle birleşen davanın da kısmen kabulü ile 5000TL manevi tazminatın haksız haciz tarihi olan 20/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne; İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Es sayılı icra takibine 07/11/2013 tarihinde yapılan haksız haciz işlemi nedeniyle 2.000 TL manevi tazminatın haksız haciz tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davlıdan tahsil ile davacıya ödenmesine,
2-Birleşen davanın kısmen kabulüne; İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Es sayılı icra takibinde 20/11/2013 tarihinde yapılan haksız haciz işlemi nedeniyle 5.000 TL manevi tazminatın haksız haczi tarihi olan 20/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
ESAS DAVA YÖNÜNDEN
1-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 136,62 TL harçtan peşin alınan 426,95 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 290,33 TL harcın davacıya iadesine,
2-Davacı taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir ve hesap olunan 2.000 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red olunan maddi tazminat yönünden taktir ve hesap olunan olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 24,30 TL başvurma harcı + 136,62 TL peşin harç toplamı olan 160,92 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 99,00 TL tebligat-müzekkere masrafı yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre % 8,00 oranında davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 341,55 TL harçtan peşin alınan 853,90 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 512,35 TL harcın davacıya iadesine,
2-Davacı taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir ve hesap olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 24,30 TL başvurma harcı + 341,55 TL peşin harç toplamı olan 365,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red olunan maddi tazminat yönünden taktir ve hesap olunan olunan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.