Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1101 E. 2018/685 K. 03.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1101 Esas
KARAR NO : 2018/685
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2014
KARAR TARİHİ : 03/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,Müvekkili aleyhine davalı tarafından , İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarında icra takibi yapıldığını, icra takiplerine konu kredi sözleşmesindeki imzalar müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin kimliğini çaldırdığını, bununla ilgili olarak yasal başvurusunu yapmasına rağmen, kimliğini ele geçiren kötü niyetli kişiler tarafından kullanıldığını ve imzası taklit edilerek kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi sözleşmesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığından borca itiraz edildiğini, yasal düzenlemeden alacaklı taraf … olduğundan takibin durmadığını, müvekkilinin sahip olduğu aracın üzerine haciz işleminin tatbik edildiği ve bu aracın dahi dosya borcunu tamamen karşılayacak durumda olduğunun anlaşılacağını, müvekkilinin mağdur olmaması için icra takiplerinin tedbiren durdurulmasını talep ettiğini, tazminat, istirdat ve diğer talep haklarının dahil fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması üzerine, icra takibine konan kredi sözleşmeleri nedeniyle davalıya 1.204,27 TL borçlu olmadıklarının tespitini, dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, %40’dan az olmamak üzeri kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesini talep ile dava açtıkları görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkilinin … A.Ş’den devir ve temlik alınan kredi alacağıyla ilgili davacı aleyhine İstanbul… İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası aracılığıyla takip yapıldığını, bu takibe yönelik olarak davacı taraf, imzanın kendilerine ait olmadığını ifade etmek suretiyle menfi tespit davası açıldığını, devir öncesi ilgili Banka tarafından kredi talebi aşamasında davacıdan imza beyannamesi aslı, nüfus cüzdan fotokopisi, ikametgah senedi, davalıya ait ücret bordrosu alındığını, imzaların Genel Bankacılık İşlemleri gereğince şubede alınmış olmasının tabii olduğunu, belirtilen nedenlerle davanın reddini, davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesini talep ile cevap verdikleri görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla, mahkemece tüketici konumundaki davacılar tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesi görevli bulunmaktadır.
Bir uyuşmazlığın tüketici uyuşmazlığı niteliğinde olması için taraflardan birinin tüketici, taraflardan birinin profesyonel satıcı(sağlayıcı) ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir tüketici işleminden kaynaklanıyor olması gerekmektedir. Somut olayda davacılar dosya kapsamıyla gerçek kişi tüketici, davalı bankanın profesyonel sağlayıcı olduğu ve imzalanan kredi sözleşmesinin de tüketici kredisi olup bir tüketici işlemi olduğu tartışmadan uzaktır.
İddia savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde uyuşmazlığın tüketicinin korunması hakkında kanun kapsamında kaldığının anlaşılmasına göre somut olayda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından davacının davasının 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Uyuşmazlığın niteliğine göre dava tarihi nazara alınarak davanın Tüketici Mahkemesinde açılması gerektiği Mahkememizin GÖREVSİZ olduğu anlaşılmakla HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşmesini takiben 2 haftalık süre içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına, HMK 331/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede karar verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı,davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır