Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1022 E. 2021/588 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/1022 Esas
KARAR NO:2021/588

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:20/06/2013
KARAR TARİHİ:30/09/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin bir akaryakıt dağıtım şirketi olarak kurduğu bayilik ağı ile akaryakıt ve türevi ürünlerin tedarikini üstlenmekte olduğunu, müvekkilinin davalının maliki olduğu … ili, … ilçesi, … köyü, Sapak mevkii … pafta, 101 ada, 7 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 15 yıl süre ile intifa hakkı sahibi olduğunu, söz konusu intifa hakkının 17/01/2008 tarih … yevmiye sayılı ile tapu kaydına tescil edildiğini, davalı tarafın söz konusu taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunda, müvekkili şirket ile imzalanan 15/06/2007 tarihli protokol ve bu protokol gereği düzenlenen 09/06/2008 tarihli bayilik sözleşmesi ve bağlantılı sözleşmelere istinaden müvekkili şirket bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, daha sonra Rekabet Kurumunun 12/03/2009 tarihinde internet sitesinde yayınlamış olduğu duyurusu ile 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara ilişkin Grup Muafiyeti Tebliğinde koşulları belirtilen muafiyetten yararlanabilmek bakımından, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve bağlantılı kredi sözleşmeleri, ekipman sözleşmeleri, uzun süreli kira sözleşmeleri ya da uzun süreli intifa hakkı tanınması gibi şahsi ya da aynı hakların da 5 yıllık muafiyet süresi ile uyumlu hale getirilmesi gerektiğinden, taraflar aralarındaki münakit sözleşmelerin anılan gereklilik ile uyumlu hale getirilmesi konusunda serbest iradeleri ile anlaştıklarını ve 22/06/2011 tarihli protokolü imzalamış olduklarını, buna göre 09/06/2013 tarihinde sona erecek olan bayilik sözleşmesi tarafların serbest iradeleri ile sona erdirilecek ve azami 5 yıl süreli yeni bayilik sözleşmesi imzalanacağını, yine … lehine 17/01/2023 tarihine kadar olan intifa hakkının süresi kısaltılarak bayilik sözleşmesi ile uyumlu hale getirileceğini, protokolde belirlenen ilkeler doğrultusunda taraflar arasında 22/06/2011 tarihli 5 yıl süreli yeni bayilik sözlemesi imzalandığını ve intifa hakkı da 22/06/2016 tarihinde sonlanmak üzere kısaltıldığını, taraflar arasındaki dikey ilişki, Rekabet Mevzuatına uygun olarak devam ederken davalı bayinin “bayilik lisansının” …. İdare Mahkemesinin 18/06/2012 tarihli, …Esas – … Karar sayılı ilamı uyarınca EPDK tarafından iptal edildiğini, davalı ile bayilik ilişkisinin devamı mümkün olmadığından müvekkili şirket tarafından gönderilen … 17. Noterliğinin 01/02/2013 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin 22/06/2011 tarihli bayilik sözleşmesinin 11.maddesi mucibince fesh edildiğini, aynı ihtarnamede söz konusu ilişkinin süresinden önce haklı nedenle sonlandırılacak olması ve bayilik sözleşmesi konusu akaryakıt istasyonuna özgü yatırımların davacı müvekkili şirket tarafından karşılanmış olması sebebiyle, söz konusu akaryakıt istasyonu için ödenmiş bulunan intifa bedeli, yatırım tutarları ve sair ödemelerin kullanılamayan kısmına ilişkin bakiyesinden kaynaklanan ve ödeme gününe kadar işleyecek olan yasal faiz, vade farkı ve KDV hariç olmak üzere 556.341,05 TL’nin söz konusu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesi istendiğini, ihtarnamenin 13/02/2013 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini fakat herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafça gönderilen … 40. Noterliğinin 12/03/2013 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile herhangi bir ödeme yapılmayacağının belirtildiğini, müvekkili şirketin, protokol ve bayilik sözleşmesi hükümleri uyarınca üstlenmiş olduğu tüm edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, 15 yıllık intifa bedeli olan 23.318 TL’yi 14/02/2008 tarihinde peşin olarak ödediğini ve dava konusu akaryakıt istasyonuna 515.411,16 TL duran varlık-inşaat yatırımı yaptığını, söz konusu yatırımların tamamının, taraflar arasındaki dikey ilişkinin öngörülen süre kadar devam edeceği inancıyla yapılmış olduğunu, kullanılamayan süreye karşılık gelen bakiyelerin taraflarına ödenmesi gerektiğini, bu bağlamda toplamda 556.341,05 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek; müvekkili şirketin intifa süresinin tamamını nazara alarak davalıya peşinen ödediği stopaj dahil intifa bedelinin geçersiz ve müvekkili şirket tarafından kullanılamayacak kira süresine karşılık gelen 17.416,98 TL’nin, ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, söz konusu bedelin (ana paranın) fesih tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalı şirketin elde ettiği tüm semerelerin ve müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı 7.881,19 TL’nin KDV’si ile birlikte dikey ilişkin sona erdiği tarih olan 13/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, müvekkili şirketin dikey ilişkinin başlangıçta öngörülen süre kadar devam edeceğini nazara alarak davalı şirket tarafından işletilen akaryakıt istasyonuna yapmış olduğu duran varlık inşaat bedelinin geçersiz ve müvekkili şirket tarafından kullanılmayacak süresine karşılık gelen 384.927 TL kısmının avans faizi ile birlikte tüm davalıdan tahsiline, söz konusu bedelin (ana para) fesih tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin ve müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı 146.115,89 TL’nin KDV’si ile birlikte 13/02/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ile dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; yatırım ve intifa bedeli iadesi davasının, intifa hakkı terkin edilmeden açıldığını, bu sebeple süresinden önce açılan davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddinin gerektiğini, tapu kayıtları ile sabit olduğu üzere terkin işleminin dava açıldıktan sonra 08/07/2013 tarihinde gerçekleştirildiğini, dava tarihi itibariyle intifanın devam ettiğini, davacının dava tarihi itibariyle işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığının aşikar olduğunu, davanın erken açıldığı gerekçeleriyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun nitelikte olduğunu, davacının dava dilekçesinde taraflar arasındaki ticari ilişki kesintisiz devam etmişcesine beyanda bulunduğunu, ancak taraflar arasındaki ticari ilişki fasılalar ile devam ettiğini, ilk bayilik sözleşmesinin feshinden yaklaşık 2 yıl sonra yeniden yapılan bir bayilik sözleşmesi ile yeniden kurulduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında 15/06/2007 tarihli protokol ve buna bağlı 09/06/2008 tarihli 5 yıllık bayilik sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin gerek protokol gerekse bayilik sözleşmesi uyarınca üzerine düşen her türlü sorumluluğu, taahhüdü yerine getirdiğini ve akabinde de 25/08/2008 tarihinde bayilik lisansını alarak faaliyetine başlandığını, yine müvekkili şirketin, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca intifa hakkı sahibi olan davacının gösterdiği LPG firması ile anlaşma yapmak zorunda kaldığını ve bu nedenle de … firması ile bayilik anlaşması imzalandığını, imzalanan sözleşmeler uyarınca … tarafından intifa hakkı sahibi olan davacıya hem yatırım bedeli ödendiğini hem de kar marjı olarak bir bedel ödendiğini, 12/03/2009 tarihinden EPDK tarafından alınan bir karar doğrultusunda müvekkili şirketin herhangi bir kusuruna dayanmaksızın “şirketimizin asgari mesafe koşulunu sağlayamadığı” gerekçeli ile öncesinde işbu kurum tarafından verilen akaryakıt bayilik lisansı iptal edildiğini, bunun üzerine davacı taraf 10/04/2009 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile müvekkili şirket ile imzalamış olduğu 09/06/2008 tarihli bayilik sözleşmesini feshettiğini, ancak işbu sözleşmelerin feshinin dava dilekçesinde konu dahi edilmediğini, davacının geçersiz hale gelen protokol ve bayilik sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunamayacağını, taraflar arasında 22/06/2011 tarihinde yeni bir protokol bayilik sözleşmesi imzalandığını ve intifa hakkının 5 yıllık yasal süreye uyumlu hale getirilerek kısatılmış 22/06/2016 tarihine kadar geçerli kılındığını, taraflar arasında imzalanan ve halihazırda geçerli dahi olmayan 15/06/2007 tarihli protokoldeki hükümlere dayanmak suretiyle 15 yıllık intifa ve yatırım bedelinin iadesi talebinde bulunulmasının yasal hiçbir dayanağının bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan 2011 tarihli yeni bayilik sözleşmesinin mücbir sebep hallerini düzenleyen 13. maddesi uyarınca müvekkili şirketin bedel iadesi yönünden sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davaya konu gayrimenkulün bir kısmında akaryakıt diğer kısmında LPG … bayiliği yapıldığını, davacının intifa hakkı sahibi olarak akaryakıt bayiliğini feshetse bile LPG bayiliğinden kar elde etmeye devam edebilecekken kendi özgür iradesiyle intifayı erken terkin ederek LPG’den kar elde etmekten vazgeçmiş olduğunu, davacının yatırım bedellerinin iadesi talepleri dahi kabul edilemeyeceğini, yapıldığı bildirilen teknik yatırımların işletme sözleşmesinin gereği olarak sözleşmesel süresine bakılmaksızın yapılması gereken yatırımlar olduğunu, bu sebeple bedel taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafından talep edilen bedelin fahiş nitelikte olduğunu, hangi surette bu bedelin tespit edildiğinin gerekçeleri ile birlikte açıklanması gerektiğini, müvekkili şirkete yapılan yatırımların 15 yıl için yapıldığını kabul etmemekle birlikte davacı tarafın dava dilekçesinde mevcut faiz ve güncelleme taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava alacak davasıdır.
Taraf delilleri toplanmış, protokol, bayilik sözleşmesi ve ihtarnameler incelenmiş tapu kaydı ve resmi senetler celp edilmiş ve bilirkişi raporları alınmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasında bilirkişiler …’dan alınan 19/11/2015 tarihli raporda; davaya konu … ili, … ilçesi, … köyü, … mevkii, 101 ada, 7 parsel numaralı … – … karayolu kenarında … …San. Ltd. Şti. ‘ye ait akaryakıt istasyonu olarak kurulu tesiste yapılan tespit ve incelemeler sonrasında; Akaryakıt İstasyon hizmet binası (toplam 120 m2, idari ofis, market, wc, depo ve kontrol ünitelerinden oluşmakta ve faal olarak kullanılmakta) Kanopi ve Tonoz (kanopi 324 m2 , tonoz 69 m2 , pompaların üstünü örten kanopi ve hizmet binası ile kanopi arasını örten tonozdan oluşmakta ve faal olarak kullanılmakta) Oto yıkama bölümü (toplam 74 m2, faal olarak kullanılmakta) Altyapı, saha betonu ve çevre düzenlemesi (faal olarak kullanılmakta) b 6 adet yeraltı akaryakıt tankı (halen toprak altında oldukları anlaşılmıştır) 3’lü elektrik dağıtım panosu (hizmet binası içerisinde ve faal olarak kullanılmakta) 6 adet 76*76 menhol kapağı (zeminde görülmüştür) taşınmaz içerisinde bulunan akaryakıt istasyon alanında oldukları ve bazılarının faal olarak kullanıldığının tespit edildiğini, davacı tarafça yapıldığı iddia edilen sabit yatırımların bir kısmının davalı tarafça teslim alındığı dava dosyası içerisinde bulunan belgelerden anlaşılmakla birlikte tamamı olmasa bile bir kısmını davalının kullanımında ve tesis içerisinde kaldığı görüldüğünü, davalı tarafından istasyonda … LPG bayiliğine bağlı olarak satış yaptığını, 1 adet aktif LPG pompasından ve hizmet binasının faal olmasından anlaşılmakta olup; davalı tarafından yapıldığı ifade edilen hizmet binası, pompaların üstünü örtmek amaçlı yapılan kanopi ve tonoz, oto yıkama bölümü ve saha betonu çevre düzenlemesi halihazırda kullanıldığını, bu haliyle davalı tarafından yapılmış olan sabit yatırımlar sayesinde ticari faaliyet yaptığı ve taşınmaza artı değer kazandırdığının anlaşıldığını, sözleşme fesih (22.06.2011) tarihi itibariyle kalıcı yatırımların değerinin; Hizmet Binası 55.526,40-TL + Kanopi ve tonoz 81.492,48-TL + Oto yıkama bölümü 15.344,64-TL + Alt yapı, saha betonu ve çevre düzenlemesi 115.000 TL olmak üzere toplam 267.363,52-TL edeceği kanaatine varıldığını, 6 adet yeraltı akaryakıt tankı, 3’lü elektrik dağıtım panosu, 6 adet 76*76 menhol kapağına ilişkin olarak uzmanlık alanları dışında olduğundan değer verilemediğini belirtmişlerdir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/16 talimat sayılı dosyasında bilirkişiler …’dan alınan 20/05/2016 tarihli ek raporda; davacı tarafça yapıldığı iddia edilen sabit yatırımların bir kısmının davalı tarafça teslim alındığı dava dosyası içerisinde bulunan belgelerden anlaşılmakla birlikte tamamı olması bile bir kısmını davalının kullanımında ve tesis içerisinde kaldığı görüldüğünü, Davalı tarafından istasyonda … LPG bayiliğine bağlı olarak satış yaptığı 1 adet aktif LPG pompasından ve hizmet binasının faal olmasından anlaşılmakta olduğunu, davalı tarafından yapıldığı ifade edilen hizmet binası, pompaların üstünü örtmek amaçlı yapılan kanopi ve tonoz, market, wc, otomasyon odası, oto yıkama bölümü ve saha betonu çevre düzenlenmesi halihazırda kullanıldığını, bu haliyle davalı tarafından yapılmış olan sabit yatırımlar sayesinde ticari faaliyet yaptığı ve taşınmaza artı değer kazandırdığının anlaşıldığını, sözleşme fesih (22/06/2011) tarihi itibariyle ve kullanımından kaynaklanan yıpranmalarda dikkate alınarak kalıcı yatırımların değerlerinin; Kanopi ve tonoz 81.492,48-TL + 6 adet Tek Cidarlı Yeraltı Akaryakıt Tankı X 6.000,00-TL/ad. 36.000-TL + 6 adet Taşma Kovası X 425,00-TL/Ad. 2.550-TL + 6 adet Aşırı Dolum Önleme Valfi 4 ” X 300,00-TL/Ad 1.800-TL + Dağıtım Panosu Üçlü 12.750-TL + 6 adet 76*76 Menhol Kapağı X 850,00-TL/Ad 5.100-TL + Etüt-Proje Bedeli 3.000-TL + Hizmet Binası 55.526,40-TL + Oto yıkama bölümü 15.334,64-TL + saha betonu ve çevre düzenlenmesi 115.000-TL + İstasyon Altyapı ve tesisat işleri mlz. ve işçilik bedeli 75.000-TL + ADSL altyapı kablolama ilk kurumu bedeli 900-TL + WİFİ Pos projesi bedeli 500-TL olmak üzere toplam 404.963,52 TL edeceği kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler … ve …’ın mahkememize sunduğu 07/02/2017 tarihli raporlarında; davacı tarafından davalıya ait taşınmaz üzerine akaryakıt ıstasyonu için yapılan yatırımın 15 yıl için yapılmış olmasından dolayı sonradan sözleşmenin Rekabet Kurumunun yayınladığı 2002/2 Dikey anlaşmalara ait tebliğ çerçevesinde süresinin değiştirilmiş olması karşısında sözleşmenin yeniden düzenlendiği ancak yeni düzenlemeye göre sürenin biliminden önce sözleşmenin feshinin davalı şirkete ait akaryakıl Satış Lisansının iptalinden gerçekleşmesinden ötürü davacının davalı adına yapmış olduğu yatırım bedellerini sözleşmede kalan süreye göre talap etme hakkınının bulunduğu kanısına varıldığını, taraflar arasında mevcut bulunan sözleşmenin; 5/b maddesinde, Bayinin akaryakıt istasyon İnşaatının başlarıgıcı ve devamı için gerekli bütün yasal izin ve ruhsatları temin edeceği; 5/F maddesinde, “Bayiin intifa süresi ve bayilik sözleşmesi süresince akaryakıt istasyonun bir nedenle kapanmayacağını kabul ve taahhüt ettiği; şeklinde düzenlendiğini, Davacının dava tarihi itibariyle talep edebileceği yatırım bedelinden arta kalan tutarın yapılan yatırımlara ait tutar 338.202,03-TL + temerrüt faizi 15.798,20-TL olmak üzere toplam 354.000,23 TL olarak belirlendiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler sundukları 09/06/2017 tarihli ek raporlarında; davacının kayıtlarından yapılan incelemeye göre mevcut sözleşmeye istinaden davacı tarafından davalıya ait İstasyonda yapılan yatırım giderlerinin toplam tutarının 538.729.03 TL olarak belirlenmiş olduğunu, sözleşmenin erken feshi nedeni ile intifa hakkı süresine göre sözleşmede bakiye kalan süreye göre olması gereken davacının yatırım bedeli tutarınnın, Yatırım bedeli olarak 353.166,92-TL + Temerrüt faizi 16.497,25-TL olmak üzere toplam 369.664,17-TL olduğunu, İntifa bedelinden oluşan davacının kala süreye istinaden alacağının ise 14.638.02 TL olduğunun belirlendiğini, Davalı vekilince yapılan hesaplamanın mahallinde yapılan inceleme ile belirlenen tutar üzerinden hesaplama yapılması talep edildiğini, belirlenen tutara göre olması gereken davacının yatırım bedelinden sözleşmede kalan süreye istinaden oluşan tutarın; yatırım bedeli 265.475,22-TL + 12.400,96-TL olmak üzere toplam 277.876,18 TL olarak belirlendiğini, İntifa bedelinin 14.638,02 TL olduğu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler … … ve Uzmanı … tarafından hazırlanan 31/03/2020 tarihli raporda; Akaryakıt sektörü genel uygulamaları kapsamında; İntifa bedelinin kullanılmayan süreye tekabül eden kısmının talep edilebilmesi için öncelikle intifanın terkin edilmesi gerektiği, 08.07.2013 tarihli İntifa terkin tescil istem belgesi doğrultusunda, intifanın kullanılmayan süresi karşılığı olan bedelin iadesi yönünde karar verilmesi halinde; İntifa hakkı bedeli olan 23.318 TL tutarının sözleşmenin geçersiz kalan 13.02.2013 -15.06.2022 dönemine tekabül eden 14.508,32 TL miktarına dört ayrı ekonomik göstergenin ortalamasından hareketle hesaplanan 20.06.2013 dava tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin 25.679,80 TL olduğunu, Davacı … lehine, 17.01.2008 tarihinde tesis edilen 15 yıl süreli olmak üzere 17.01.2023 tarihinde sonlanacak intifa süresi amaçlanarak, sahip olduğu amblem ve markası altında ve kendi ürününün satışını yapmak amacıyla anahtar teslimi olarak inşaa ettirilen akaryakıt istasyonunun sabit yatırımlarına yönelik olarak belirlenen bedelin 514.116,41TL olduğunu, …. İdare Mahkemesi kararı doğrultusunda, EPDK kurul kararı ile Lisansın iptal edilmesi ve akaryakıt istasyonunda akaryakıt ürünlerine yönelik ticari faaliyetin fiili olarak imkansız hale gelmesi sonrası, davacı … tarafından keşide edilen 01.02.2013 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesinin feshinden itibaren, kullanılmayan süreye karşılık gelen bedelin davacı … tarafından talep edilebileceğini, Yatırım bedeli olan 514.116,41 TL tutarının sözleşmenin geçersiz kalan 13.02.2013 – 15.06.2022 dönemine tekabül eden 319.880,06 TL miktarına dört ayrı ekonomik göstergenin ortalamasından hareketle hesaplanan 20.06.2013 dava tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin 466.057,27 TL hesaplandığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi Doç. Dr. … … Mahkememize sunduğu 05/05/2020 tarihli ayrık raporda; Taraflar arasında akdedilen 22.06.2011 tarihli Bayilik Sözleşmesinin davacı … tarafından düzenlenen 01.02.2013 tarihli fesih bildirimi ile feshedildiğini, Fesih ihtarında belirtildiği üzere davalının bayilik lisansının sona erdirilmesi sebebiyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, Davacı şirketin 15 yıl süreli intifa hakkına istinaden yapmış olduğu sabit yatırımların ve intifa hakkının yararlanılmayan dönemine tekabül eden bedelin talebi ile işbu alacak davasını ikame ettiğini, Davanın 20.06.2013 tarihinde açılmış olduğu ancak, taşınmaz üzerindeki intifa hakkının, taraflarca yargılamanın devamı sırasında 08.07.2013 tarihinde terkin edildiğini, Yargıtay emsal kararları uyarınca bu durumun davanın reddi sebebi olarak görüldüğünü, ayrıca davacının “Yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz üzerindeki lehtarı olduğumuz intifa hakkının tamamından bedelini aldığımdan, çıplak mülkiyeti malikler bebine terkini talep ederim.” ifadesinden tespit edildiği üzere davacı tarafın intifa hakkı bedelini aldığını beyan ettiği, davacının, intifa hakkının süresinden önce terkin edilmesi sebebiyle alacaklı olmadığı, zira kullanılmayan döneme ait bedelin terkin işlemi sırasında alındığının beyan edildiğini, dava açıldıktan 18 gün sonra intifa hakkının terkin edildiğini de dikkate alarak, intifanın kurulmasına ilişkin resmi senette açıkça bu intifanın bayilik faaliyetleri için kurulduğu, intifanın kurulma ve mevcudiyet sebebinin bayilik ilişkisi olduğu, bayilik ilişkisinin feshinin intifanın sebebini ortadan kalkmasına neden olacağı, artık intifaya hayat veren tescilin sebebe bağlılık ilkesi gereği hukuki değerini yitirdiği, böylece intifanın fesih bildirimi ile beraber sicil dışı sona erdiği, bundan sonra yapılacak terkin işleminin sona ermiş bir intifanın tapudan silinmesine yönelik açıklayıcı bir işlem olduğu, Yargıtayın vermiş olduğu karatlarda intifanın terkin edilmesi koşulunu aramasının nedenin hakkın sona erdirilmesi olduğu, terkinin ise ayni hakkı sona erdiren en önemli yoldur fakat tek yol olmadığı, önemli olan hususun intifanın sona ermesi olduğu, mutlaka terkin ile sona ermesi olmadığı kanaatine ulaşabileceğini, bu kanaate ulşaması durumunda davacı alacaklarını almamış ise, intifanın erken sonlandırılmasına bağlı alacaklarını alabileceğini belirtmiştir.
Bilirkişiler …, … … ve … … tarafından hazırlanan 27/10/2020 tarihli raporda ve 16/06/2021 tarihli ek raporda; Yargıtay’ın kararlarında belirttiği üzere İntifa hakkının sona ermesi için terkinin, dava açılmadan önce yapılması gerektiği kabul edilecek olursa bu halde İntifa hakkı terkin edilmeden davanın açılıp açılamayacağı, erken açılan davanın reddine karar verilip verilemeyeceği hususunu takdirin Mahkemeye ait olduğunu, Mahkemace intifa hakkının sona ermesi için mutlaka tescilin terkininin gerekmediği (TMK m. 796/II), İntifa hakkının sicil dışı sona erebileceği, sözleşmenin feshi ile tescllin hukuki sebabinin sona erdiği kabul edilecek olursa, İntifa süresinin tamamını nazara alarak davalıya peşinen ödediği stopaj dahil intifa bedelini talep edebileceği, 08.07.2013 tarihinde … Tapu Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Tescil İşlem Belgesi’nde yer alan “intifa hakkının tamamından badelini aldığımdan…” şeklindeki ifade gözetildiğinde intifa hakkı sahibi davacı …’in intifa hakkının süresinden önce terkin edilmesi nedeniyle alacaklı olmadığı; Mahkemece aksinin kabul edilmesi halinde ise intifanın kullanılmayan süresi karşılığı olan bedelin iadesi durumunda İntifa hakkı bedeli olan 23.318 TL lik tutarın, sözleşmenin gaçersiz kalan 13.02.2013 ile 15.06.2022 tarihleri arasındaki dönemine tekabül eden 14.508.32 TL miktarın ayrı ayrı ekonomik göstergelerin ortalaması ile hesaplanan ve 20.08.2013 dava tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin 24.541,56 TL. olduğunu, 17.416.98 TL nin fesih tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalı şirketin elde ettiği tüm semerelerin ve davacının bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı olarak 7.881,19 TL’snin KDV’si ile birlikte dikey ilişkisinin sona erdiği tarih olan 13/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek kısa vadeli avanslar için uygulanan faiz oranında faizi ile faizin KDV’si ile birlikte tahsili yönündeki talep bakımından: dosya kapsamından davacının bu yönde bir ekonomik kaybının olup olmadığının tespit edilemediğini, davacının akaryakıt istasyonuna yapmış olduğu duran varlık-inşaat bedelinin geçersiz ve davacı tarafından kullanılamayacak süreye karşılık gelen 384.927 TL’lik kısmının KDV’si ile birlikte ödemenin yapıldığı tarihten itibaren kısa vadeli avanslar için uygulanan faiz oranında faizi ve faizin KDV’si ile birlikte tahsili yönündeki talep bakımından: Davacı … lehine 17.01.2008 tarihinde tesis edilen 15 yıl süreli olmak üzere 17.01.2023 tarihinde sonlanacak olan intifa hakkının süresi amaçlanarak sahip olduğu amblem ve markası altında ve kendi ürününün satışını yapmak amacıyla anahtar teslimi olarak inşa ettirilen akaryakıt istasyonunun sabit yatırımlarına yönelik olarak belirlenen bedelin 514.116.41 TL olduğu, …. İdare Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda EPDK Kurul kararı ile lisansın iptal edilmesi ve akaryakıt istasyonunda akaryakıt ürünlerine yönelik ticari faaliyetin fiili olarak imkansız hale gelmesi sonrası davacı tarafından keşide edilen 01.02.2013 tarihli noter ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin feshinden itibaren kullanılmayan süreye karşılık gelen bedelini talep edilebileceğini, yatırım bedeli olan 514.116,41 TL tutarın sözleşmenin geçersiz kalan 13.02.2013 ile 15.06.2022 tarihleri arasındaki dönemine tekabül eden 319.880.06 TL miktarın ayrı ayrı ekonomlik göstergelerin ortalaması ile hesaplanan ve 20.06.2013 dava tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin 483.751.30 TL olduğunu, 384.927 TL’nin fesih tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalı şirketin elde ettiği tüm semerelerin ve davacının bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı olan 146.115,89 TL’nin KDV’si ile birlikte 13/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek kısa vadeli avanslar için uygulanan faiz oranında faizi ve faizin KDV’si ile birlikte tahsili yönündeki talep bakımından, dosya kapsamından davacının bu yönde bir ekonomik kaybının olup olmadığının tespit edilemediğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında 22/06/2011 tarihli bayilik sözleşmesi ve 15/06/2007 tarihli protokol akdedildiği, sözleşmenin davacı şirket tarafından davalıya gönderilen … 17. Noterliğinin 01/02/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile; sözleşmenin 11. maddesi uyarınca fesh edildiği, ihtarnamenin 13/02/2013 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği, ihtarnamede sözleşmenin EPDK tarafından …. İdare Mahkemesinin 18/06/2012 tarih ve …Esas – … Karar sayılı kararları doğrultusunda bayilik lisansının sona erdirilmesi nedeni ile sözleşmenin 11.maddesi gereğince fesh edildiğinin bildirildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 11.maddesi ve ihtarname göz önüne alındığında davacı tarafından haklı nedenle sözleşmenin fesh edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı intifa süresinin tamamı nazara alınarak davalıya peşin ödenen stopaj dahi intifa bedelinin geçersiz ve kullanılmayacak olan süreye karşılık gelen bedelinin avans faizi ile tahsilini, ayrıca bu paranın fesih tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalı şirketin elde ettiği tüm semerelerin ve kendisinin bu bedelden yoksun kalması nedeni ile uğradığı tüm zararların tahsili talep edilmiş ise de; tapu kaydının ve intifanın terkinine ilişkin resmi senedin incelenmesinde 08/07/2013 tarihinde davacı şirket tarafından intifa hakkı bedelinin alındığından dolayı intifanın terkin edilmesini talep edildiğinden bu tarihte intifa hakkının terkin edildiği ancak davanın bu tarihten önce 20/06/2013 tarihinde açıldığı, bu nedenle intifa hakkı terkin edilmeden davanın erken açılmış olduğu, intifa hakkı terkin edilmeden bakiye intifa bedeli yönünden dava açılamayacağı (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 02/06/2015 tarih ve 2014/17471 Esas – 2015/8137 Karar sayılı ilamı) Kaldıki; resmi senette davacının intifa hakkından bedeli alındığından dolayı terkin talep ettiği, buna göre bedelin aldığının kabul edilmesi gerektiği anlaşıldığından davacının intifa süresinin tamamı nazara alınarak davalıya peşin ödenen stopaj dahi intifa bedelinin geçersiz ve kullanılmayacak olan süreye karşılık gelen bedelinin avans faizi ile tahsili, ayrıca bu paranın fesih tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalı şirketin elde ettiği tüm semerelerin ve kendisinin bu bedelden yoksun kalması nedeni ile uğradığı tüm zararların tahsili davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı, akaryakıt istasyonuna yapmış olduğu duran varlık-inşaat bedelinin geçersiz ve davacı tarafından kullanılamayacak süreye karşılık gelen 384.927 TL’lik kısmının tahsilini talep etmiştir. Davacı lehine 17.01.2008 tarihinde tesis edilen 15 yıl süreli olmak üzere 17.01.2023 tarihinde sonlanacak olan intifa hakkının süresi amaçlanarak sahip olduğu amblem ve markası altında ve kendi ürününün satışını yapmak amacıyla anahtar teslimi olarak inşa ettirilen akaryakıt istasyonunun sabit yatırımlarına yönelik olarak belirlenen bedelin 514.116.41 TL olduğu, …. İdare Mahkemesinin kararı doğrultusunda EPDK kararı ile lisansın iptal edilmesi ve akaryakıt istasyonunda akaryakıt ürünlerine yönelik ticari faaliyetin fiili olarak imkansız hale gelmesi sonrası davacı tarafından keşide edilen 01.02.2013 tarihli noter ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin feshinden itibaren kullanılmayan süreye karşılık gelen bedelini talep edilebileceği, bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonucu yatırım bedeli olan 514.116,41 TL tutarının, sözleşmenin geçersiz kalan dönemine tekabül eden 319.880.06 TL nin ayrı ayrı ekonomlik göstergelerin ortalaması ile güncellenmiş değerinin 483.751.30 TL olduğu, davacının 384.927 TL talep ettiği anlaşıldığından davacının bu talebine ilişkin davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davacı 384.927 TL’nin fesih tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalı şirketin elde ettiği tüm semerelerin ve davacının bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı olan 146.115,89 TL’nin KDV’si ile birlikte 13/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek kısa vadeli avanslar için uygulanan faiz oranında faizi ve faizin KDV’si ile birlikte tahsilini talep etmiş ise de; dosya kapsamında davacının bu yönde bir ekonomik kaybı olduğunu ispat edemediğinden buna yönelik davasının reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile; davacının duran varlık-inşaat bedeline ilişkin talebinin kabulü ile, 384.927 TL nin temerrüt tarihi olan 10.02.2013 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının diğer taleplerinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 26.294,36 TL harçtan peşin alınan 9.500,95 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 16.793,41 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 9.525,25 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 35.394,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın ret edilen kısmına göre hesaplanan 20.234,33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 13.500 TL bilirkişi ücreti, 982,25 TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 14.482,25 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre 10.020,13 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*