Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/94 E. 2018/136 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2013/94 Esas
KARAR NO : 2018/136
DAVA : Tazminat – Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 29/03/2013
KARAR TARİHİ : 01/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil davacı ile ilk sırada yer alan davalı … A.Ş arasında 01.07.2008 tarihli “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşme uyarınca …’nın elektrik tedarik etmekle yükümlü olduğu, sözleşmenin gerekli ithalat izninin alındığı tarihten başlamak üzere beş yıl süreli yapıldığını, sözleşmede bir tarafın yükümlülüklerini esaslı şekilde ihlal etmesi halinde diğer tarafın uğrayacağı kâr kaybı dahil tüm zararlarını karşılamakla yükümlü olduğunun kararlaştırıldığını, (Tedarikçi)
… nin 24.07.2010 tarihinde öngörülen izinleri aldığını ancak sözleşme konusu elektriği başka bir şirkete sattığını, davacı tarafından bu davalıya ihtarname keşide edilerek söz konusu eylemine son vermesinin istendiğini ve sonuçta 24/08/2010 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshederek 83.500.000 USD miktarındaki zararlarının iki iş günü içinde kendilerine ödenmesinin ihtar edildiğini, diğer iki davalını ise, ilk sırada yer alan ve davacı ile sözleşme imzalayan şirket ile aralarında organik bağ bulunduğuun, …’nin davacının zararlarını karşılamamak amacıyla mevcut statüsünde derişikliğe gidip diğer davalılar üzerinden faaliyet gösterdiğini öne sürüp, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 500.000 USD’nın 24.08.2010 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek döviz faizi (3095 sayılı kanunun 4/a md.) ile birlikte, fiili ödeme günündeki TC Merkez Bankasınca yayımlanan efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının tüm davalılardan ortaklaşa ve zincirleme tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında, müvekkili tarafından ithal edilen elektriğin davacıya, elektrik piyasası mevzuatı kapsamında tedariki amacıyla 01.07.2008 tarihli “Elektrik satış sözleşmesi” imzalandığını, bunun ifası için müvekkilinin ayrıca dava dışı … A.Ş (…) “Enterkopeksiyon Kullanım Anlaşması” imzalandığını, ancak davacının sözleşme ile üstlendiği edimlerini yerine getirmediğini, davacının ne miktarda elektrik alacağını önceden bildirmesinin şart olduğunu, müvekkili şirketin … ve …’daki tedarikçisine yükümlülüklerinin olduğunu, buna rağmen davacının zarar iddiasında bulunamayacağını oysa davacının, davalı tarafından 24.07.2010 tarihinde ithalat izni alındıktan bir hafta sonra temerrüt ihtarı çerip, 24.08.2010 tarihinde ise sözleşmeyi tek yanlı olarak feshettiğini, bu feshin iyi niyetten yoksun ve haksız olduğunu, kaldı ki davacının bu durumda sadece menfi zararlarını is yeyebilecek iken hem olumlu ve hem de olumsuz zarar talebinde bulunduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, fesih tarihinden itibaren üç yıl bekleyip bu davayı açtığını, davacının belirsiz alacak davası açamayacağını, davacının istediği faizin yasal dayanağının bulunmadığını, davalılar arasında organik bağ bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Dava; İİK 235. Maddesi gereğince kayıt kabul istemine ilişkindir.
Alınan ilk kök bilirkişi raporunda özetle; davacı ile davalılardan … arasında 01.07.2008 tarihli ve beş yıl süreli bir elektrik satım sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme uyarınca anılan davalının ithal etliği bütün enerjiyi davacıya satmayı taahhüt ettiği, ilk yıl iv*n W20 milyon k/W saat vc diğer yıllar için de bu miktardan az olmamak üzere elektrik enerjisinin satılacağının taahhüt edildiğini, davalı …’nin 24,07.2010 tarihinde ithal etmeye başladığı elektrik enerjisini 15.12 2011 tarihine kadar dava dışı … A.Ş/ye sattığı ve davalıya herhangi bir bildirimde bulunmadığı, davacının gönderdiği 06.08,2010 tarihli ihtarnameyle elektrik satışının başlamasını talep ettiği …’nin bu isteğe olumlu bir yanıt vermediği bunun üzerine davacının 24.08.2010 tarihli fesih ihbarnamesiyle sözleşmeyi feshettiği hususlarında bir ihtilaf görünmediğini, taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve raporumuzda çözüme kavuşturulması gereken temel problemler, davacının fesih bildiriminin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve buna bağlı olarak tazminat talebinin yerinde olup olmadığı ayrıca diğer davalıların davalı …’nin borcundan sorumlu tutulmalarının mümkün olup olmadığı noktalarında toplandığını, davacının göndermiş olduğu 24.08.2010 tarihli fesih bildiriminin haklı nedene dayandığını, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan aç\k hüküm geıeği davacının uğramış olduğu zararların yanı sıra kar kaybının da tahmin edilmesi gerektiğini, davalı … ilk yıl için 1020 milyon kAV saat ve diğer yıllar için de bu miktardan az olmamak üzere elektrik enerjisinin satılacağını taahhüt ettiğinden, sözleşme kapsamında mali inceleme neticesinde davacının elde etmesi gereken karın maddi tazminat olarak hesaplanması babında ; davacının mahrum kaldığı 5 yıl için faaliyet karının 5.007.076.52 USD olacağı ,1 yıl için 1.001.415,26 USD olarak hesaplandığını, davacının avnı şartlarda bir başka firmadan elektrik temin etmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması, mümkün olduğunun
tespit edilmesi halinde, bir başka lirmayla aym şanlarda elektrik satın alınmaya başlanması için geçmesi gereken makul sürenin belirlenmesi ve bu süre dikkate alınarak hesaplanan maddi ta?minai miktarının mahsup edilmesi gerektiğine ilişkin hukuki değerlendirme kapsamında , mali tablolardaki mevcut satışlar uyarınca aynı döneme ilişkin tedarik ettiği kısmın gerçekleşen payı düşüldüğünde sözleşmedeki miktarlara göre bu kısmı düşüklükten sonra 1 yıl için 800.270.79 USD .5 yıl için 4.001.353.95 USD hesaplama yapıldığını, davacının doğan alacağından, tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak, diğer davalı şirketlerin de sorumlu olması gerektiğini, Mali incelemelerde sözleşmedeki miktar elektrik esas alınarak hesaplama yapılmış olup, Davalı tarafın 15.12.2011 tarihinden sonra Gürcistan’dan İlgili hat kullanılarak herhangi bir elektrik enerjisi ithalatı yapıp yapmadığı hususunda da … Şirketi (…)’dan bilgi talep edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
İtirazlar doğrultusunda …, … , …,…, …’den alınan bilirkişi raporunda; davacının sözleşmede belirtilen fiyatların altında bir fiyatla elektrik eneıj isini piyasadan temin etmesinin mümkün olduğunu, bu nedenle sözleşmenin ihlal edilmesinden ötürü somut bir zarannm oluştuğundan söz edilemeyeceği yönünde görüş bildirilmiş heyetteki… ise rapora katılmamış ve ayrık görüş bildirmiş olup, ayrık görüşünde; tüzel kişiliğin bulunmadığı yönünde ve mali incelemelere ilişkin yapılan hesaplamaları değiştirecek veri olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
İtirazlar doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınması cihetine gidilmiş olup, alınan 12/12/2015 tarihli bilirkişi raporlarunda; taraflar arasında imzalanan 01.07.2008 tarihli Elektrik Eneıjisi Satış Sözleşmesinin davalı … A.Ş. tarafından esastan ihlal edilmesi nedeniyle, davacı …A.Ş.’nin maruz kaldığı toplam kar kaybının 63.183.482,25 USD olduğunu, EPDK Hukuk Dairesi Başkanlığının 24.12.2014 tarihli, …Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğinin de 29.12.2014 tarihli cevabi yazılarıyla, davacı şirketin Sözleşmeye konu … hattından (…’dan) aynı şartlarda başka bir firmadan elektrik temin etmesinin mümkün olmadığı hesaplanan 5 yıllık kar kaybından bir indirime gidilmemesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Ayrıca aynı heyetten 2. Ek rapor alınmış, farklı miktar bulunması nedeniyle ve heyette bilirkişilerin ayrık görüş vermeleri nedeniyle Prof. Dr. …, … , …, … ve …’dan rapor alınmıştır. Alınan raporda özetle; …ile … arasında akdedilen 01/07/2008 tarihli sözleşmenin …’nin … Enerji nakil hattından elektrik ithalat izni alması ile 24/07/2010 tarihinde yürürlük kazandığı ve davalı … bu izni geçerli kalmak kaydıyla 24/07/2010 tarihinden itibaren beş sene boyunca davacı…’ye elektrik tedariki taahhüdü altına girdiğini, Davalı …A.Ş vekilinin 10 ŞUBAT 2017 tarihli dilekçesinde; müvekkili şirketin iflasına …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında, 22.12.2016 tarihinde karar verildiğini, bunun üzerine anılan mahkemeye yazı yazılıp gelen cevapta, davalının iflası ile ilgili …Esas, … K.sayılı, 22.12.2016 tarihli ilam örneği gönderilmiş olup, … vekili tarafından …icra müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında iflas takibi başlatıldığı ….Ödeme emrinin tebliğine karşın (Teb K.md.35), itiraz edilmeyip kesinleştiği, takibin 100.000.-USD alacakla ilgili olduğunu, açılan iflas davasında depo emrine esas alacağın 336.706,35 TL olduğu ve ödenmediğinden, 22.12.2016 günü saat 10.27 itibari ile davalı şirketin iflasına karar verildiği ve …İcra Md.nün … iflas dosyasında iflas tasfiyesinin başlatıldığı görüldüğünü, İflas müdürlüğünden en son 24.10.2017 de gelen cevapta, müflis hakkında verilen iflas kararının kesinleştiği, 13.09.2017 tarihinde yapılan 1.Alacaklılar Toplantısında iflas idaresine aday gösterilmediğinden tasfiye işlemlerinin 2.Alacaklılar toplantısına karar müdürlüklerince yürütüldüğünü, yapılan alacak başvuruları hakkında sıra cetveli tanzim işlemleri devam ettiğinden, ikinci alacaklılar toplantı gününün belirlenmediği ve yapılmadığının
bildirildiğini, İİK.nun 194.maddesinde “Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklılarının ikinci toplanmasından (md.237) on gün sonra devam olunabilir. Dava durduğu müddetçe zamanaşımı ve hakkı düşüren müddetler işlemez” hükmü yer aldığını, İflastan önce dava konusu yapılmış olan (yani alacaklıları tarafından müflise karşı hakkında dava açılmış olan) alacaklar hakkında iflas idaresi kabul veya ret kararı veremeyeceğini, bu davalara ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonra devam edileceğinden, dava konusu alacağın kabul veya reddi kararı da ikinci alacaklılar toplantısında verileceğini, bu nedenle iflas idaresi, dava konusu yapılmış alacaklar hakkında kabul veya ret şeklinde bir karar vermeden, bu alacakları davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçirmekle yetinir. İkinci alacaklılar toplanması davacı alacaklının haklı olduğu sonucuna varır ve bu nedenle davaya masa tarafından devam edilmemesine karar verir ve hiçbir alacaklı da md 245’e göre davanın takip yetkisinin kendisine devredilmesini istemezse, davacı alacaklının alacağı kabul edilmiş sayılır. Bu durumda davanın görüldüğü mahkeme “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verir ve iflas masasını yargılama giderlerine mahkum eder. İkinci alacaklılar toplanması iflas masasının (iflastan önce müflis hakkında açılmış olan) davaya devam etmesine (yani, dava konusu alacağın reddine ) karar verirse (veya ikinci alacaklılar toplanmasının kabul kararı vermesine rağmen bir alacaklı md 245’e göre bu yetkiyi devralarak davaya devam ederse) davaya sıra cetvelince itiraz davası (MD 235) olarak devam edilir. Masa davayı kazanırsa, davacı alacaklının alacağı sıra cetvelinden çıkarılır. Buna karşılık, davacı alacaklı, davayı kazanırsa dava konusu olacak (iflas alacağı olarak) sıra cetveline kabul edilir. Buradaki kabul veya ret hususu bir mahkeme kararına dayandığından artık buna karşı md 235’e göre sıra cetveline itiraz davası açılamayacağını, (Bkz.Prof.Dr.Baki Kuru – İcra iflas Hukuku 1997 Basım cilt-4 sh- 3216-3218) dosyada mevcut Bilirkişi Raporlarında, Taraflar arasındaki 01.07.2008 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi’nin davacı şirket tarafından 24.08.2010 tarihinde fesih edildiği, davacı şirketin fesihte kusuru bulunmadığından, uğradığı kar mahrumiyetini talep edebileceğini, fesih tarihi olan 24.08.2010 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği belirtildiğini, yapılan hesaplamada, faizin başlangıç tarihi olarak, temerüt tarihi olan 24.08.2010 tarihi esas alınmış olup, bu tarihten davalı şirket hakkında iflas kararının verildiği 22.12.2016 tarihine kadar faiz hesaplaması yapıldığını, 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesinin “ Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır” hükmü uyarınca, faiz başlangıç tarihi olan 24.08.2010 tarihinden 22.12.2016 tarihine kadar TC Merkez Bankasınca açıklanan Dolar Tevdiat Hesaplarına Uygulanacak Azami Faiz Oranları ile Devlet Bankalarının 1 yıl vadeli döviz mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranları esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, davacı vekilinin 20.10.2017 tarihli Islah Dilekçesinde Islah ettiği dava değeri olan 28.757.625,00 USD’ye 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının 1 vadeli dolar hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı üzerinden, temerrüt tarihi olan 24.08.2010 tarihinden , davalı …A.Ş. hakkında …Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen kesinleşmiş 22.12.2016 tarihli iflas kararına kadar işleyecek toplam faiz tutarı 5.613.094,46 USD olarak hesaplandığını, davalı …A.Ş hakkında …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. ,…K. sayılı dosyasıyla iflas kararı verdiği 22.12.2016 itibari ile kayıt kabulü gereken toplam alacak tutarının 34.370.719,50 USD olarak tespit edildiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Yargıtay kararları ışığında 2.heyetten alınan ek raporda; davacının 28.757.625,00 USD kar kaybı oluştuğu konusundaki rapor mahkememizce yeterli görülmüş bu sırada Miflis …A.Ş.’nin …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2016 tarih … Esas sayılı dosyasıyla iflas ettiği, iflas kararının kesinleştiği, davacının … İcra Müdürlüğü’nün 2016/34 İflas sayılı dosyasında kayıt kabul talebinde bulunduğu, talebinin iflas masasınca reddedildiği,
13/02/2018 tarihli iflas müdürlüğünün yazısında nizalı olarak 4. Sıra kapsamında değerlendirilmesine karar verildiği, davacı vekilinin 28.757.615 USD ‘sinin iflas tarihi itibariyle kayıt kabulü gereken miktarın 34.370.719,50 USD olarak tespit edildiğinden ve bu miktarın TL olarak 120.885.258,00 TL ‘ye tekabül etmesi nedeniyle davacı harcını ikmal etmiş Müflis şirketle ilgili açılan davanın kayıt kabule dönüşmesi nedeniyle kabulü cihetine gidilmiştir. Diğer 2 davalı ile ilgili davacının davayı takip etmediğinden işlemden kaldırılması kararı verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle;
1-Taraflarca takip edilmeyen dosyanın davalılar … A.Ş. Ve … A.Ş. İle ilgili 6100 sayılı HMK nın 150. MD.Sİ GEREĞİNCE İŞLEMDEN KALDIRILMASINA,
2-Davalı … A.Ş. ile ilgili davanın kabulü ile, 120.885.258,00 TL ‘nin … İcra Müd.nün … sayılı iflas dosyasına KAYIT VE KABULÜNE,
3-Yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcından peşin alınan 15.538,00 TL den mahsubu ile fazla yatırılan 15.502,10 TL harcın davacıya iadesine, mahsup edilen 35,90 TL ‘nin hazineye gelir kaydına ,
4-Yürürlükte bulunan asgari ücreti vekalet tarifesine göre 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin , taraflar üzerinde bırakılmasına.
6-HMK.333.maddesi gereğince; karar kesinleştiğinde artan gider avanslarının davacı/davalı veya davacı/davalı vekillerine iadesine(HMK.nun 73-74.maddeleri gereğince ahzu kabza yetkisi aranmadan iadesine)
Dair kararın istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır