Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/336 E. 2018/422 K. 29.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2009/434 Esas
KARAR NO : 2018/509
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/06/2009
KARAR TARİHİ : 26/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Başkanlığınızın… E.sayılı dosyasında davanın kabulüne dair karar Yargıtay … HD … E., …K.sayılı ilamı ile onandığını, karar düzeltme talebimizin reddi kararı tarafımıza 12/05/2009 tarihinde tebliğ olduğunu, davalı kötü niyetli olup haksız zenginleşme gayreti içinde olduğunu, yargılamanın iadesi sebeplerimizden olan ve Yargıtay Cumhuriyet Başs Savcılığınca da bozulması mütalaa olunan karar içeriğinden de görüleceği üzere davalı borçlu tarafımıza keşide ettiği ihtarnamelerde dava konusu çeki müvekkilime keşide ve ciro edilmiş bir şekilde bizzat teslim ettiklerini beyan ettiğini, keşideci imzasını, şerketini temsilen kendi attığı ve kendi lehdar cirosunun ise sahte olarak hazırlanıp getirildiği ve o şekilde müvekkilime teslim edildiği ortaya çıktığını, mahkemenin kararına esas aldığı ikinci belgenin aslı ise olmadığını, HUMK 449.maddede yazılı olduğu gibi ahvali saireye nazaran icranın tehiri icap etmektedir zira davalı şirket ve asil borca batık olup tahsilatın iadesi imkanı bulunmadığını, kararın dayanağı sahteliği nedeni ile davacı alacaklı hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca özel evraklat sahtecilik tahkikatı açıldığını, mahkeme kararının dayanağı bu sahte ve hatta aslını görmediği belgeyi aslı gibidir olarak tasdikleyen Av…. hakkında da avukatlık kanunu 56.maddesi uyarınca 3 yıldan 6 yıla kadar cezalandırılması için ceza tahkikatı yürütüldüğünü, dava sırasında müvekkilime fotokopisi gösterilen belge altındaki imzanın kendisine ait olduğu beyanı halen doğru olduğunu, ancak bu imza bilgisayar ortamında başka bir belgeden kopyalanıp hazırlanmış belgenin altınıa yapıştırıldığını, kararın esas davyanağının sahteliği nedeni ile davacı alacaklı hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca özel ve resmi evrakta sahtecilik tahkikatı açıldığını, Mahkemenin kararına esas aldığı İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi kararı hakkında temyizen bozulması talebimiz üzeine Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığın da bozma talebimize katıldığına dair mütalaa verdiğini, bu nedenlerle İstanbul… ATM … E., … K.sayılı dosyada muhakemenin iadesinin mesmu olduğuna karar verilmesini, mesmu olduğunda karar verildiğinde hükmün icrasının tehrini ve mahkemenin kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanıza kayden açılan davanın o dosyadaki talepleremizi dairesinde kabulüne karar verilmesi talebi ile dava ettikleri görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin … E.sayılı dosyası ile davalı aleyhinde menfi tespit konulu dava açıldığını, muhakemesi yapılan iş bu dava müvekkili lehine sonuçlanaak müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespiti ile ödenen bedeli müvekkiline verilmesin dair karar ittihaz olduğunu, dava dilekçesinde iadei muhakemeye konu Mahkemenin … E., sayııl dosyasından verilen kararın hüküm gerekçesinin İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesinin … (…) E.sayılı dosyasından verilen karar olduğunu ileri sürerek temyiz aşamasında olan bu ceza dosyasının karar dayanak yapılamayacağı iddialarını iler sürdüğünü, dava dilekçesinde müvekkili aleyhine ileri sürmüş olduğu iddia ve itirazları kesin bir biçimde kabul etmediklerini, itirazları hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, kötü niyetli olduklarını, bu nedenlerle davanın ve ihtiyati tedbir talebinin redddini, hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan davalı tarafın 1086 sayılı yasanın 422.maddesi gereği müvekkilim ile asıl alacak miktarı üzerinden kararlaştırılan %10 vekalet ücretinin kötüniyetle dava açan davalıdan tahsili ile aynı maddenin 2.fıkrası gereği davalının para cezasına mahkumietine dair karar verilmesini, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Emsal nitelikteki Yargıtay … HD. 16/02/2015 tarih, … E., …K.sayılı ilamında “…yargılamanın iadesi, 6100 sayılı HMK 374 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, yargılamanın iadesi talebinin reddi halinde para cezasına hükmedileceğine ilişkin bir yasa maddesi bulunmadığından davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesine ilişkin mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna…” şeklinde hüküm kurduğu,
Yargıtay … HD 09/10/2017 tarih, … E., … K.sayılı ilamında “…6100 sayılı HMK’nın yargılama giderlerinin kapsamı başlığını taşıyan 323.maddesinde yargılama giderlerinin hangi kalemleri kapsadığı tek tak sayılmış, yargılama giderlerinden sorumluluk başlığını taşıyan 326.maddede kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, yargılama giderlerine hükmedilmesi başlığını taşıyan 332.maddesinde ise yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedileceği, yargılama gideri tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümün hüküm altında gösterileceği, hüküm altına alınmıştır. Yine avukatlık asgari ücret tarifesinin 5.maddesinin birinci fıkrasına göre hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukat, tarife hükümleri ile belirlenen alacağın tümüne hak kazanacaktır. Kaldı ik ilgili tarifede hangi hallerde tarife hükümlerinden daha azına hükmedileceğine ilişkin nedenler de bir bir sayılmış ancak bu nedenler içerisinde yargılamanın yenilenmesi talebiyle görülen davalar belirtilmemiştir. Yukarıdaki bilgiler ışığında mahkeme kabulüned bir isabetsiz bulunmamakta ise de davanın reddine karar verilmiş olması ve yargılamanın iadesi talebinin duruşma açılarak değerlendirilmsi nazara alındığında reddin sonucu olarak davalı vekili lehine avukatlık asgari ücret tarifesinde belirtilen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı lehine eksik vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…” şeklinde hüküm kurduğu görüldü.
İddia, savunma, emsal nitelikteki yargıtay içtihatları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine İstansbul …ATM… E., 2006/605 K.sayılı dosyasında yargılamanın iadesi talebinde bulunulduğu, yargılamanın iadesi talebine konu mahkemenin 2002/351 E.sayılı dosyasında davanın kabulüne dair verilen kararı Yargıtay … HD … E., …K.sayılı ilamı ile onanıp, yine aynı dairenin … E.,… K.sayılı karar düzeltme talebinin reddi ile kesinleştiği, davacının yargılamanın iadesi sebebi olarak mülva HUMK 445/7 maddesindeki “davalıların hükme müessir hile ve huda kullanması ve HUMK 445/3 maddesi kapsamında karara esas alınan bir hükmün kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkması sebeplerine dayandığı, dava tarihinden sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK) yürürlükte kalkarak yerine Hukuk Mukameleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girdiği, HMK’nın zaman bakımından uygulama başladığı 448 maddesinde “bu kanun hükümleri, tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır.” hükmüne yer verildiği, yargılamanın iadesi talebi bakımından HMK’nın geçici bir madesinde herhangi bir istisna getirilmediği, dolayısıyla somut uyuşmazlığa konu davada HMK’nın yargılamanın iadesi üst başlıklı 374 ve devamı maddelerinin uygulanması gerekeceği, kaldı ki davacının yargılamanın iadesi sebebi olarak sınırlı olarak sayılan iade sebeplerinden HUMK’un 445/3 maddesinde dayandığı yargılamanın iadesi sebebinin HMK’nın 375/ğ maddesinde düzenlendiği, yine HUMK’un 445/7 maddesinde dayandığı yargılamanın iadesi sebebinin HMK’nın 375/h maddelerinde düzenlendiği, HMK da yapılan düzenlemenin önceki kanun maddelerinin birinin sadeleştirilerek yeniden düzenlenip herhangi bir hüküm değişikliğine de yer verilmediği, mahkememizce HMK 379 maddesi gereğince yargılamanın iadesi talebinin kanuni süresi içinde yapılmış olduğu, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesinleşmiş olduğu ve ileri sürülen yargılamanın iadesi sebeplerinin kanunda yazılan sebeplerden olduğu, anlaşıldıktan sonra davanın esasına girilimiş esasa ilişkin yapılan incelemede dayanılan her iki yargılamanın iadesi sebebinin sabit olmadığı sonucuna varılmıştır. Zira davacı tarafın dayanaklarından biri kesinleşen hükümde lehine karar verilen tarafın karara tesir eden ileri bir davranışta bulunduğunu, zira yargılamanın iadesine konu mahkememizin…E.sayılı dosyasında davacının davalı avukata …hakkında yargılama iadesini teşkil eden sahte ve hatta aslını görmediği belgeyi aslı gibidir olarak tasdiklemesi nedeniyle şikayetçi olduğu, bunun üzerine yapılan soruşturmada Av….hakkında soruşturma izni verilmemesi üzerine Ankara …İdare Mahkemesine dava açıldığı, bu davada “şikayetli avukatın kendisine verilen belgeden örnek alıp, bu durumuda suretten suret şekilnde şerh dikkate alındığında imzası ile tasdikledikten sonra mahkemeye delil olarak sunabileceği, nitekim müvekkileri tarafından kendisine örneği verilmiş belgenin gerçeği aykırı şekilde düzenlendiğni bildiğine dair delil olmadığı, davacının dilekçesi ve beyanın da böyle bir belgeyi imzalamadığını açıklamakla birlikte bahse konu davalarda belge altındaki ad ve soyad ve imzanın kendisine ait olduğunu, üzerindeki ibarelerin fotomontaj ile eklendiğini belirttiği ve fakat bu hususların aksine davaların kabulüne karar verilmekle beraber bu kararların şikayet konusu yapılan belgeye istinaden verilmediği, çekler konusu alacağın davacılar tarafından koop hisse devri ile karşılanmış olduğu ve böylelikle çeklerin bedelsiz kaldığı gerekçesine dayandırıldığı, davacının İstanbul … ATM …E.sayılı dosyasında verilen kararı aleyhine haiz yönünden bozulmasına karar verilmesine, hükmün ana paraya verilen kısmının kesinleşmesi nedeniyle şikayet konusu belgeyi ileri sürerek karar düzeltme talebinin de yargıtay tarafından kabul edilmediği gibi, İstanbul … ATM … E.sayılı dava sonunda verilen kararın dava sonunda yagrıtay tarafından onandığı, davacının aynı gerekçelere dayalı karar düzeltmeninde reddine karar verildiği, öte yandan davacının uyuşmazlığa dayanak teşkil eden davalara konu çeklerin arkasına …ın imzasının taklit edilerek gerçeği aykırı cirolar yaptığı iddiasıyla yargılandığı ve İstanbul … ACM … E., … E.sayılı dosyalarında sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği anlaşıldığından, şikayet edilen avukat İ Gökalp Eroğlu hakkında soruşturma izni verilmesine yer olmadığına dair Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davacının davasının reddine karar verildiği, bu kararın Danıştay… Dairesi üzerinden onanması üzerine 06/03/2012 tarihinde kesinleştiği, dolayısıyla lehine karar verilen tarafın karara tesir eden aslı olmayan sahte belgeyi aslı gibidir yaptığına dair hileli bir davranışta bulunduğuna dair bir mahkeme kabulü veya bir delil bulunmadığı, yine yukarıdaki idari mahkemesindeki kararında da belirtilen İstanbul … ACM’nin 12/10/2006 tarih, … E.,… K.sayılı ilamında işbu davamızın davacısı …’nın … imzasını taklit edilerek kendisine verilen çeklerin arkasına birinci ciranta bölümünü bu şahsın ad ve soyadını yazdırıp ciro ettiği, bu nedenle davamızın davacısı …’nın sahtecilik suçundan 765 sayılı yasanın 347/1 ve 59 maddeleri gereğince mahkumiyetine karar verildiği, daha sonra kanun yolu süreçlerinden geçerek Yargıtay …. Ceza Dairesinin 29/09/2009 tarih,… E., … K.sayılı ilamıyla zamanaşımı nedeniyle bu mahkumiyet hükmünün ortadan kaldırıldığı, sonuç olarak yargılamın iadesine konu davada esas alınan belgenin sahteliği ceza mahkemesince yapılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiğine göre ceza mahkemesinde zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırmanın belgenin sahteliğine ve mahkemenin hükmüne bir tesirinin olmadığı, dolayısıyla HMK 375/ğ madesinde karara esas alınan hükmün kesinleşmiş başka bir hüküm ile ortadan kalkması sebebinin de sabit olmadığı, kaldı ki yargılamının iadesine konu davada sadece … ACM bu hükmüne değil, başka delillere de dayanıldığı, yargılamanın iadesi davasında sadece yargılamının iadesi sebepleri ile sınırlı olarak incelemeye alınacağından bu sebeplerle sınırlı inceleme yapıldı, davacı vekilinin son celse sunduğu ibranamenin dikkate alınmadığı bu şekilde davanın reddine karar vermek gerektiği, Yargıtay … HD 09/10/2017 tarih, … E., 2017/65687 Kararı doğrultusunda davalı vekili lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, yine Yargıtay … HD 16/02/2015 tarih, … E.,… K.sayılı ilamında da vurgulandığı üzere yargılamanın iadesi talebinin reddi halinde HMK 374 ve devam maddelerinde para cezasına hükmedileceğine ilişkin bir yasa maddesi bulunmadığından davacı aleyhine para cezasına hükmedilmemesine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargılamanın iadesi davasının reddine,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 35,90 TL harçtan dava açılırken alınmadığından harcın mahsubu ile bakiye 35,90 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … taraf kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan av asg üc tarifesi gereğince taktir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı … tarafından yapılan 30 TL masrafın davacı taraftan alınarak davalı tarafa …’a verilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır