Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/202 E. 2018/30 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2012/202 Esas
KARAR NO : 2018/30
BİRLEŞEN İSTANBUL ASLİYE 28.TİCARET MAHKEMESİ’NİN
ESAS NO : 2012/198 Esas
KARAR NO : 2012/279
BİRLEŞEN DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 24/08/2012
KARAR TARİHİ : 28/12/2012
KÖK DOSYA DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/08/2012
KARAR TARİHİ : 18/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, yurtiçinde …markası altında akdedilen bayilik sözleşmeleri ile halen akaryakıt LPG ve madeni yağ ürünlerinin bayiler ve satış noktaları vasıtasıyla toptan ve perakende olarak, satış ve pazarlanması işi ile iştigal ettiğini, bu kapsamda taraflar arasında 21.06.2007 tarihli 5 yıl süreli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ile taraflar arasındaki ticari çalışma koşullannın belirlendiği Bayilik Protokolü ile davalı bayi tarafından sözleşme ilişkisinin devamı müddetince sahibi olduğu istasyonda, davacıya ait ürünlerin satışına ilişkin olarak Taahhütnamenin imzalandığını, davalılardan … ve …cın Bayilik Sözleşmesi ile Bayilik Protokollerini Garantör sıfatıyla imzaladığını, bu Kapsamda mülkiyeli davalı gerçek kişilere ait… parselde kayıtlı gayrimenkul üzerinde, akaryakıt bayilik sözleşmesi ve intifa senedi kapsamında davacı şirket lehine 26.06.2007 tarihinden itibaren 20 yıl süreli intifa hakkı tanındığını, yine her ne sebeple doğarsa doğsun ceza-i şart da dâhil olmak üzere davalının doğmuş ve doğacak tüm borçlan İçin istasyon üzerinde 1.dereceden FBK süreli 250.000,- TL bedelli ipotek hakkının tesis edildiğini, davalı şirketle yapılan sözleşmeler ile 20 yıl Süre ile tesis edilen intifa hakkına olan inanç nedeniyle; istasyona önemli ölçüde maddi ve gayri maddi yatırımların yapıldığını, davalı şirfcete 3 adet hizmet bedeli faturası ve makbuz ile intifa bedeli karşılığında toplam 298.851,40 TL ödeme yapıldığını, davalı şirketin sözleşme kapsamında vermiş olduğu satış taahhütnamesini yerine getirmemesi, istasyonun kurallara uygun olarak işletilmemesi, bayilik sözleşmesi ile davacı şirkete karşı yüklendiği sair yükümleri ifa etmemesi nedeniyle bayilik ilişkisinin, haklı sebeplerle… Noterliği’nin 10.01.2007 tarih (19.11.2012 tarihli dilekçedeki düzeltme beyanına göre 10.01,2011), …yevmiye no’lu ihtarnamesi keşide edilerek feshedildiğini, taraflarca akdedilen 21.06.2007 tarihli protokolün “Sair Yükümlülükler ve Hükümler başlıklı S.3 maddesinin “…Bayi ve/veya Garantörün iş bu Protokolden ve bu protokolün eki olduğu bayilik sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini kısmen veya tamamen ihlal etmesi dunımunda …İş bu Protokol ve protokolün eki bulunduğu akaryakıt bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak her zaman ve derhal feshedebilir. Bu durumda bayi ve / veya Garantör, …fen her ne nam altında olursa olsun hiçbir surette hak ve alacak talep etmeyeceğini, …tarafından Bayiye sağlanan bayilik hizmet bedeli, bayiye yapılan maddi ve manevî yatırımlar, …tarafından kendisine sağlanan her türlü maddi değer ifade eden kıymetler gibi her türlü …değer, hizmet ve yatmmlarını aynen veya aynen iadesi mümkün olmayan değerlerin ise bedellerini, …ten aldığı günden itibaren ödeme tarihine kadar olan süreye kadar en yüksek banka kredi faiz oram üzerinden …e derhal nakden ve defaten ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder’ denilerek, fesih halinde davacının gerek protokol ve gerekse bayilik sözleşmesi uyarınca uğradığı zararlar ile bayiye vermiş olduğu hizmet bedeli ile yapmış olduğu yatırımları geri isteyebileceğinin kararlaştırıldığını, bayilik sözleşmesinin feshin sonuçlannı düzenleyen 46. maddesinin f bendinde ise ” iş bu bayilik sözleşmesinin feshi veya herhangi bir sebeple sona ermesi halinde bayilik ilişkisi sebebiyle …ile akdetmiş olduğu bütün kredi, malzeme ve sair hususlara müteallik sözleşmelerinin münfesih olacağını ve bu sözleşmelerden doğan borçlar ile doğacak her türlü borçların muaccel olacağını peşinen kabul ve taahhüt eder“ denildiğini, davalı şirkete, 03.08.2007, 06.09.2007, 16.10.2007 ve 26.10.2007 tarihlerinde, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 20 yıl süreceği inancıyla 298.851,40 TL bayilik hizmet bedelinin (27.000,’ TL intifa bedeli) nakit olarak ödendiğini, ancak taraflar arasındaki ticari ilişkinin haklı nedenle davacı şirketçe 07.01.2011 tarihinde, öngörülen sûreden önce sona erdiğini, bayiye yapılan yatırımın kullanılamayan süresinin 16 yıl 5 ay 19 güne tekabül ettiğini, toplam yatırım dikkate alındığında yatırımın kullanılamayan süresine tekabül eden tutarın 246.095,83 TL olduğunu, 246.095,83 TL’ye (anapara) ödeme tarihi olan 27.10.2006 ve 07.11.2006 tarihlerinden itibaren faiz yürütülmüş olup; anapara+vade farkı+KDV(%18) = 541.151,05 TL dava konusu tutarın bulunduğunu, davacı şirketin tabi olduğu kanun ve düzenlemeler karşısında, sahip olduğu intifa hakkını terkin etmek zorunda kaldığını, terkin işlemlerinin yapılması amacıyla, davalıların belirttiği kişilere yetki vermek suretiyle intifa hakkını terkin ettiğini, akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren davacı şirket ile davalı (bayi) arasındaki bayilik ilişkisinin, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında “dikey ilişki” olarak tanımlandığını, bu kanunun 4. maddesinin rekabeti sınırlayıcı amaçlı veya etkili veya etkiyi doğurabilecek olan dikey anlaşmaları yasakladığını, Rekabet Kurulu’nun, 4054 Sayılı Kanunun 5. Maddesine dayanarak … numaralı “Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyet Tebliği’ni yayınladığını, tebliğ ile akaryakıt dağıtım şirketleri ile bayileri arasında imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmelerinin Kanunun 4. Maddesi hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulduğunu ve bu sözleşmelere “Grup Muafiyetinin tanıdığını, Tebliğ’in 5. maddesi ile muafiyet süresinin 5 yıl olarak belirlendiğini, taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin de buna uyumlu olarak 5 yıl süreli yapıldığını, söz konusu akaryakıt istasyonu üzerinde …lehine 20 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildikten 3 yıl sonra Rekabet Kurulu nun, akaryakıt sektöründe yaygın olan uzun süreli intifa ve kira sözleşmelerini özel hukuk sorunu olarak kabul eden önceki yaklaşımını terkettiğini ve bu tarihten sonra vermiş olduğu kararlarda; bu vb. sözleşmelerin de rekabet yasağı süresini (rekabet etmeme yükümlülüğünü) fiilen uzattığı görüşünü benimsediğini, nitekim Rekabet Kurumu’nun, 12.03.2009 tarihinde internet sitesinde yapmış olduğu duyuru ite sektörü bu hususta bilgilendirdiğini, herhangi bir hak kaybına (zamanaşımı vb.) uğramamak adına sektörde birçok dağıtım şirketinin, işbu duyurunun yayınlanmasından sonra bayileri aleyhine sebepsiz zenginleşme nedeniyle davalar açtığını, davacı şirketin de davalılar aleyhine İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. – … K. sayılı dosyasından Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı Alacak davası açmışsa da davanın açıldığı tarihte taraflar arasındaki bayiliğin dikey ilişkisi ve intifa sözleşmesi devam ettiğinden Mahkeme’nin; dava açma şartları oluşmadığı için erken açılan davanın reddine karar verdiğini, kararın kesinleştiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalıya bayilik hizmet bedeli olarak ödenen 541.151,00 TL’nin, davalının …’ten aldığı günden itibaren dava tarihine kadar işlemiş faiz ve ödeme tarihine kadar olan süreye kadar işleyecek en yüksek banka kredi faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilsen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin feshedilmesi neticesinde bayilik hizmet bedeli olarak 541.151,00 TL’nin davalının …ten aldığı günden itibaren dava tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte tazmininin talep edildiğini, oysa davacının belirttiği gibi davalı şirkete bayilik yatırımı adı altında vermiş olduğu miktann bu kadar fahiş olmadığını, davalı şirketin …ten aldığı tarihten itibaren de faiz işletmesinin kabul edilemeyeceğini, zira davalı şirketin de sözleşmenin devam edeceği inancına dayanarak edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini ve bayi olarak istasyona yapılmış olan yatırımlan aynen muhafaza ettiğini, davacının Rekabet Kurumu’nun kararları doğrultusunda intifa hakkını terkin etmek zorunda kaldığını açıkça beyan ettiğini, aslında Rekabet Kurumu’nun kararlanyla intifa terkini gerçekleştirmek zorunda kalan davacının, bu şekilde bayilik sözleşmesinde hukuki yararını kaybetmesini, davalı şirketin sözleşmeye bağlı olarak taahhüt ettiği edimlerini yerine getirmediği iddiasına dayandırdığını ve sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, Davacının yaptığını iddia ettiği maddi ve gayri maddi yatırımların ise akaryakıt istasyonuna yapıldığını, davalı şirketin bu yatırımları kendi menfaatine kullandığının düşünülemeyeceğini, bu sebeple yatırım adı altında yapılan ödemelerin iadesinin tatep edilmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının, Rekabet Kurumu’nun Dikey anlaşmalara ilişkin karar ve tebliğlerinden sonra davalı şirketle olan sözleşmeyi feshetme çabasına giriştiğini ve davalı şirketin yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle fesih ihtarnamesi gönderdiğini, sözleşmenin akdedil meşinden, davalıya ait ürünlerin satışına ilişkin taahhüdün verilmesinden bu yana 5 yılı aşkın bir sürenin geçtiğini, bu süreç zarfında davacı yanca davalı şirketçe verilen taahhüdün yerine getirilmediğine dair sözlü bir bildirimde bulunulmadığı gibi yazılı olarak da taahhüde aykırılığın ileri sürülmediğini, davacının kar kaybından bahsetmesinin kötü niyetli olduğunu, 5 yıl boyunca hiçbir şekilde eksik satış olduğu konusunda ihtarda bulunmayan davacı şirketin sözleşmeyi feshettikten sonra bu iddiaları ileri sürmesinin kendisi lehine alacak yaratma çabası olduğunu, davacı tarafın, sözleşmeyi bir anlamda Rekabet Kurumu karar ve tebliğleri gereğince feshettikten sonra işbu davayı açarak sözleşmenin devamı sırasında taahhüt edilen kadar akaryakıt alınmadığından bahisle 541.151,00 TL’lik kar kaybını talep ettiğini, davalı şirketin taahhüdünden daha az miktarda akaryakıt aldığını kabul etmemekle birlikte, böyle olsa bile davacının sözleşmenin devam ettiği 5 sene boyunca herhangi bir ihtar veya talepte bulunmamış iken, sonrasında bu hususları ileri sürmesinde kötü niyetli olduğunu, ayrıca zamanaşımı süresi geçtikten sonra kar kaybına ilişkin taleplerin ileri sürüldüğünü, kar kaybının oluşmasından sonraki 1 yıl içinde davacının itiraz ve taleplerini ileri sürmesi gerektiğini öne sürerek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin davalı …’a tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği görülmüştür.
BİRLEŞEN DOSYADA İSTANBUL ASLİYE 28.TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2012/198 ESAS – 2012/279 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
Davacı vekili 24.08.2012 tarihinde vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle;davalı şirketin, yıllık satış vaatlerinin tutar ve cezai şartlarının düzenlendiği Satış Taahhütnamesi uyarınca, yıl esasına göre akaryakıt bayilik sözleşmesinin devamı müddetince geçerli olmak üzere, beher yılda asgari sözleşmenin ilk yılı için 600 m3, 2. yıl için 800 m3, 3. yıl ve sonrası için yıllık 1000 m3 ürün satmayı, satış taahhüdünden eksik sattığı beher m3 beyaz ürün için …’in maruz kaldığı kar kaybını şart-ı ceza olarak ödeyeceğini, söz konusu tutarın sözleşme tarihi esas alınmak suretiyle her yıl taahhütten alınmayan, eksik kalan m3 başına 30 USD cezai şart ödeyeceğini, şart-ı ceza borçlarını …’e talep edildiği anda defaten ve derhal ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, Davalı şirketin, bayilik sözleşmesi süresince satışı yapılamayan eksik yıl hesabına göre beher 1701 m3 beyaz (benzin-mazot) ürünü satamadığını, 21.06.2007 tarihinden 10.01.2012 tarihine kadar olan zaman diliminde, yıl esasına dayalı satış taahhütlerini yerine getirmeyerek, sözleşme hükümlerine aykırı davranmak suretiyle, davacı şirketi elde edeceği kardan mahrum bıraktığını, diğer davalı gerçek kişilerin ise, davalı şirketin, davacı şirket ile imzaladığı sözleşme ve sözleşmelerden kaynaklanacak, davacı şirketin tüm hak ve alacaklarını garantör sıfatıyla taahhüt ettiklerinden, işbu davanın tarafı olduklarını, garanti veren olarak, mevcut hukuki ilişkinin tamamı Üzerinden, hudutları sınırlanmamış sorumluluk aldığından diğer davalıların davada taraf olduğunu, garantörlük sözleşmesinin kefalet ilişkisinden ayrıldığı bu temel özellik nedeniyle davada taraf sıfatına açıkça sahip olduklannı, bu nedenle, söz konusu sözleşme ve sözleşme eklerinden kaynaklı tüm riskleri, limit belirtmeksizin karşılayacaklarını kabul ettiklerini, davalı şirketin sözleşme kapsamında vermiş olduğu satış taahhütnamesini yerine getirmemesi, istasyonun kurallara uygun olarak işletilmemesi, bayilik sözleşmesi ile davacı şirkete karşı yüklendiği sair yükümleri ifa etmemesi nedeni ile bayilik ilişkisinin davacı şirket tarafından haklı sebeplerle …Noterliği’nin 10.01.2007 tarih, … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile feshedildiğini iddia ederek; sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan her türlü zarar ziyanın tazmini hakları ile fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 51.030 USD cezai şart alacağının ödeme tarihine kadar olan süreye kadar işleyecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilsen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ederek işbu davayı açmıştır.
Davalılar vekili, 23.10.2012 tarihinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının, sözleşmenin feshedilmesi neticesinde bayilik hizmet bedeli olarak tazminini talep ettiği alacak davasını İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile ikame ettiğini, iş bu dava dosyası ile huzurdaki dava taraflarının aynı olması ve uyuşmazlık konusunun aynı sözleşmeden kaynaklanması sebebiyle benzer özellikte olduklarını ve aralarında bağlantı bulunduğunu, bu nedenle dava dosyalarının birleştirilmesini talep ettiklerini, davalı şirketin 21.06.2007 tarihli taahhütname ile “…yıl esasına göre akaryakıt bayilik sözleşmesinin devam müddetince geçerli olmak üzere beher yılda asgari sözleşmenin ilk yılı için 600 m3, 2 yıl İçin 800 m, 3.yıl ve sonrası için yıllık 1000 m3 ürün satmayı, satış taahhüdünden eksik sattığı beher m3 beyaz ürün için …’in maruz kaldığı kar kaybını şart-ı ceza olarak ödeyeceğini, söz konusu tutarın sözleşme tarihi esas alınmak suretiyle her yıl taahhütten alınmayan, eksik kalan m3 başına 30 USD cezai şart ödeyeceğin!” taahhüt ettiğini, akabinde davalı şirketin, sözleşmedeki edimlerini ve vermiş olduğu taahhütleri aynen yerine getirmesine rağmen bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, fesih gerekçesi olarak da davalı şirketin sözleşmede taahhüt etmiş olduğu yükümlülüklerini yerine getirmemesinin gösterildiğini, ancak mesnetten yoksun işbu iddianın somut delillerle dahi belgelendirilmediğini, sözleşmenin akdedilmesinden, davalıya ait ürünlerin satışına ilişkin taahhüdün verilmesinden bu yana 5 yılı aşkın bir sürenin geçtiğini, bu süreç zarfında davacı yanca davalı şirketçe verilen taahhüdün yerine getirilmediğine dair sözlü bir bildirimde bulunulmadığı gibi yazılı olarak da taahhüde aykırılığın ileri sürülmediğini, cezai şart koşullarının oluştuğundan söz edilemeyeceğini, 5 yıl boyunca hiçbir şekilde eksik satış olduğu konusunda ihtarda bulunmayan davacı şirketin sözleşmeyi feshettikten sonra bu iddiaları ileri sürmesinin kendisi lehine alacak yaratma çabası olduğunu, davacı tarafın, sözleşmeyi bir anlamda Rekabet Kurumu karar ve tebliğleri gereğince feshettikten sonra işbu davayı açarak sözleşmenin devamı sırasında taahhüt edilen kadar akaryakıt alınmadığından bahisle 91.350,00 TL talep ettiğini, davalı şirketin taahhüdünden daha az miktarda akaryakıt aldığını kabul etmemekle birlikte, böyle olsa bile davacının sözleşmenin devam ettiği 5 sene boyunca herhangi bir ihtar veya talepte bulunmamış iken, sonrasında bu hususları iler) sürmesinin kötü niyetinin açık bir göstergesi olduğunu, cezai şartın Koşulları değerlendirildiğinde, cezai şart ödeme yükümlülüğü doğmasının kusur şartına bağlı olduğunu, böyle bir kusurun varlığından bahsedebilmek için davalının akaryakıt satmamak adına ihmalkar davranması, işlerini umursamaması gerektiğini, davalı şirketin tacir olması ve basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğü de gözetildiğinde böyle bir tutumun sergilenmeyeceğinin ortada olduğunu, davalı şirketin ağır ihmali sebebiyle taahhütlerini yerine getirmemesi gibi bir durumun söz konusu olamayacağını, kaldı ki davalının taahhütlerini zamanında ve eksiksiz şekilde yerine getirdiğini öne sürerek; dosyanın, aynı taraf ve aynı sözleşmeye bağlı olması sebebiyle bağlantılı olan İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; hizmet bedeli ve birleşen davada cezai şart istemine ilişkindir.
Mahkememizce kök ve birleşen dosyalar dosya kapsamı, iddia ve savunmalar doğrultusunda bilirkişi raporu alınması cihetine gidilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda özetle; tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması cihetine gidildiğini, asıl davada: nen havilik hizmet ve intifa bedelleri, akaryakıt bayilik sözleşmesinin erken feshi nedeniyle iadesi talep edildiğini, Bayilik Protokolünün bayilik hizmet bedeli ile ilgili hükümlerinde; 3.2.1 Bayilik Hakkı Verme Yükümlülüğü: ‘Bayi ve Garantörün yukanda sayılan yükümlülük ve taahhütlerine karşılık olanak, İstasyon kavramı altında tanımlanan taşınmaz üzerinde …, …markası ve …kurum kimliği standartlan altında akaryakıt ve LPG otogaz faaliyeti yürütmek üzere Bay iye, …istasyonlu akaryakıt bayiliği hakkı vermekle yükümlü olup, …tarafından akaryakıt bayilik sözleşmesinin imzası ve Bayinin …bayiliğine göre düzenlenecek bayilik lisansının düzenlenmesi ile birlikte geçerli olmak üzere, Bayiye belirtildiği şekilde istasyonlu akaryakıt bayilik hakkını vermiştir….’’ 3.2.2. Menkul Değer ve Hizmetler Yükümlülüğü: “…, Bayi tarafından yukanda …’e taahhüt edilen yükümlülüklere karşılık olarak, Bayi tarafından …e karşı işletileceği taahhüt edilen istasyona, istasyonun yukanda belirtildiği şekilde idari, mali ve hukuki yönleriyle işletilmeye hazır hale gelmesini müteakip, aşağıda tadat edilen menkul değer ve hizmetleri, taraflar arasında imza edilecek bir ariyet sözleşmesi ile temin, tedarik ve monte edecek ve Bayiye teslim edeceğini, 4×4 Amblem dahil, Kurumsa/ Kimlik Giydirme işinin Yapılması Teslimi …tarafından Bayiye sağlanacak bu menkul değerlerin mülkiyeti …’e ait olup, demirbaş olarak tahsisi kararlaştırılan bu menkul değerler, bir ariyet sözleşmesi ile birlikte Bayiye teslim edilecektir.” 3.2.3. Bayilik Hizmet Bedeli ödeme Yükümlülüğü: “…tarafından Bayiye, yukanda 3.2.1 ve 3.2.2 nci maddede temin edilmesi kararlaştırılan menkul değer ve hizmetlerin yanı sıra ve yukarıda madde ikide tanımlanan amaca yönelik olarak, aynca toplamda katma değer vergisi hariç olmak üzere 200.000 USD tutarındaki bayilik hizmet bedelinin, Bayinin ve/veya Garantörün …’e karşı üstlendiği ve vermeyi taahhüt ettiği yükümlülüklere ve Bayinin …markası altında yürüteceği istasyonlu bayilik faaliyetine karşılık Beyiye, Bayinin düzenleyeceği hizmet faturası karşılığında ödenmesi kararlaştırılmıştır.” anılan maddede, 200.000 USD’nin 5 eşit taksitte ödeneceği, KDV hariç 40.000,- USD’lik ilk taksitin tamamının, Bayi ve/veya Garantörün …’e karşı üstlendiği intifa ve teminat verme yükümlülüğünün tamamen yerine getirilmesini müteakip, KDV hariç 40.000,- USD’lik ikinci taksitin, Bayi ve/veya Garantörün …’e karşı üstlendiği inşaat yükümlülüğüne ait inşaatın başlamasını müteakip, KDV hariç 40.000,- USD’lik üçüncü taksitin, Bayi ve/veya Garantörün …’e karşı üstlendiği inşaat yükümlülüğüne ait inşaatın kaba inşaatın bitmesini müteakip, KDV hariç 40.000,00 USD’lik dördüncü taksitin, Bayi ve/veya Garantörün …’e karşı üstlendiği inşaat yükümlülüğüne ait saha betonunun bitmesini müteakip, 26/06/2017 Tarih, … yevmiye numaralı Resmi Senet ile; … parsel sayılı 2.164 m2 miktarındaki arsanın % hissesi …, % hissesi … adına kayıtlı iken, malikler taşınmazın çıplak mülkiyetini kendi üzerlerinde bırakıp intifa hakkını 20 yıl müddetle ve 27.000,- TL bedelle ve gerektiğinde intifa hakkı sahibi … A.Ş.’nin ıntife hakkını kısmen veya tamamen
M.K.’nun 806.md. göre üçüncü kişilere devir etme hakkı ve yetkisi ile birlikte…, söz konusu şirket lehine intifa hakkı tesis edildiğini, sunulan banka dekontlarına güre; 26.10.2007 tarihinde davalı …’a 13.500,- TL ve davalı … Mehmet Yalçın’a 13.500,- TL olmak üzere toplam 27.000,- TL ödeme yapıldığını, davacı vekilince verilen 21.04.2014 tarihli dilekçe ekindeki Tescil istem Belgesine göre, intifa hakkı 18.04.2014 tarihinde terkin edildiğini, birlesen Davada: Davalı şirketin taahhüt etmiş olduğu miktardan eksik beyaz ürün aldığı iddia edilerek, eksik alım nedeniyle cezai şart olarak 51.030 USD talep edildiğini, Bayilik Protokolünün 3.1.5 Bayilik ilişkisinde Satış Taahhütleri Başlıklı maddesi ve Taahhütname ile; Davalı şirketin, yıl esasına göre akaryakıt bayilik sözleşmesinin devamı müddetince geçerli olmak üzere, beher yılda asgari sözleşmenin ilk yılı için 600 m3, 2. yıl için 800 m , 3. yıl ve sonrası için yıllık 1000 m3 ürün alarak satmayı, taahhütname ite; bu satış taahhüdünün yerine getirilmemesi halinde, beher m3 beyaz ürün için 30 USD tutannda cezai şart ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiği görüldüğünü, şerefiye ve hizmet badeli açıklaması ile düzenlenmiş davalı şirket faturalarına karşılık, havale yoluyla 03.08.2007 tarihinde 176.745,12 TL, 06.09.2007 tarihinde 38.513,60 TL ve 16.10.2007 tarihinde 56.592,80 TL olmak üzere toplam KDV dahil 271851,52 TL ödeme yapıldığını, ödenecek İntifa bedeli nedeniyle davalı şirket cari hesabına 23.10.2007 tarihinde 27.000,00 TL alacak, diğer davalılara (garantör) yapılan intifa ödemeleri nedeniyle de 25.10.2007 tarihinde (13.500+13.500) 27.000,- TL borç kaydedilmiş olup, cari hesapta yer alan diğer işlemler sonucunda davalı şirketin 31.12.2007 tarihinde 307,78 TL borçlu olduğu görüldüğünü, diğer yıllara ait cari hesap dökümlerinde yer alan işlemlerden, davalı şirketin 31.12.2008 tarihi itibariyle 11.205,59 TL, 31.12.2009 tarihi itibariyle 6.554,- TL, 22.11.2010 tarihi itibariyle 6.417,86 TL borçlu olduğu, davalı şirkete en son 22.11.2010 tarihinde mal teslim edildiği, 2011 yılında mal teslimatı veya tahsilat bulunmadığını, 31.12.2011 tarihinde de davalı şirket bakiyesinin 6.417,86 TL olduğu saptandığını, hizmet ve intifa bedeli olarak davalı şirkete ödenen KDV dahil toplam 298.851,40 TL’nin; 07.01.2011 fesih tarihinden 26.06.2027 normal sona erme tarihine kadar olan kullanılmayan 16 yıl 5 ay 19 güne tekabül eden tutarın 246.095,83 TL olduğu iddia edilerek, ödeme tarihlerinden itibaren faizi ve KDV tutarı olarak 541.151,05 TL’nin tahsili talep edildiğini, 21.06.2007 tarihli protokolün Bayilik İlişkisinin Feshi başlıklı 5.3 maddesinde “….tarafından Bayiye sağlanan bayilik hizmet bedeli, bayiye yapılan maddi ve manevi yatırımlar, …tarafından kendisine sağlanan her türlü maddi değer ifade eden kıymetler gibi her türlü …değer, hizmet ve yatırımlarını aynen veya aynen iadesi mümkün olmayan değerlerin ise bedellerini. …ten aldığı günden İtibaren ödeme tarihine kadar olan süreye kadar en yüksek banka kndi faiz oranı üzerinden …e derhal nakden ve defaten ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder” şeklindedir. Dava dilekçesinde ise avans faiz oranlarına göre hesaplama yapıldığı görüldüğünü, Akaryakıt sektöründe faaliyette bulunan dağıtım şirketleri ürünlerini son kullanıcıya ulaştırmasının yegane yolu istasyonlardır. O nedenle piyasada faaliyet göstermeleri, piyasadan pay kiapa bil meleri için mevcut istasyonları kapatmaları, transfer etmeleri gerekmektedir. Bu çerçevede dağıtım firması bir istasyonu transfer edebilmesi için ayni ve şahsi hak kapsamında taşınmazın (istasyonun) kullanma, yararlanma hakkını alırlar. Bu kullanma, yararlanma hakkı karşılığında istasyon sahibine/bayie intifa, kira, peşin satış primi inkişaf bedeli,hizmet bedeli vs., adı altında belli bir miktar para öderler. Bu çerçevede davalı yana ödenen dava konusu hizmet bedelinin taraflar arasındaki söz konusu intifa ve bayilik sözleşmesi kapsamında bu istasyonun kullanma, yararlanma (transfer) hakkı İle ilişkili olduğu çıktığını, bu ilişki dikkate alındığında dava konusu hizmet bedelinin intifa süresi olan 15 yıl ile ilgilendirilmesi kabul edilebilir sonucuna varıldığını, bu sektörde faaliyet gösteren dağıtım şirketleri bayilik sözleşmesi çerçevesinde alıcısına (bayisine) yaptığı yatırımların, ödenen peşin bedellerin kendisine geri dönüşü ve kar beklentilerini, öngördükleri alım (tonaj) miktarları ile ilişkilendirirler ve belirledikleri, öngördükleri alım taahhüdünün yerine getirilmemesi halinde maruz kaldıkları kaybını, zararını karşılamak amacıyla alıcıya (bayie) eksik kalan tonaj başına cezai şart uygularlar. Böylece bu cezai şartın işlevi maruz kalınan kaybın, zararın karşılanmasıdır. Bu çerçevede dava konusu cezai şartın ödenmesi kabul edilebilir sonucuna ulaşıldığını, asıl davada; davacı tarafça ödenen 298.851,52 TL’nin intifa hakkının kullanılamayan 6011 güne isabet eden kısmının 245.913,28 TL olduğunu, avans faiz oranlarına göre; ödeme tarihlerinden dava tarihine kadar olan faizinin KDV hariç 254.105,04 TL, KDV dahil 299.843,95 TL olarak hesaplandığını, davacı anapara ve faiz alacağı toplamının 545.757,23 TL olarak hesaplanmasına karşılık, davacı tarafça 541.151,00 TL talep edildiğini, birleşen Davada; Y. HGK.’nun 20.01.2013 tarih 2012/19-670 E. ve 2013/171 K. S. kararında ve sonraki kararlarında (örn. Y. 19. HD. 07.04.2014 tarih 2014/4694 E. ve 2014/6585 K. S.lı kararları), Bayiden, önceki yıllara ilişkin alarak ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş ise eksik alımda ancak son yılın cezai şart bedelinin istenebileceğinin kabul edildiğini, bu kapsamda; davacı şirketçe talep edilebilecek cezai şart miktannın 15.363,84 USD olacağı, anılan cezai şart miktarının davalı şirketin mahvına neden olmayacağı yönünde görüş bildirmişlerdir.
İtirazlar doğrultusunda ek bilirkişi raporu alınması cihetine gidilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin kurulmasında önce söz konusu protokol ve sonra işbu protokol ile ilişkili olarak söz konusu bayilik sözleşmesinin akdedildiği; protokol gereği 20 yıllık intifa tesis edilirken, Rekabet Kurulunun 4054 sayılı kanunun 5. maddesine istinaden yayınlanan bayilik sözleşmesi suresinin 5 yılı geçmeyeceğine dair 2002/2 sayılı tebliğ gereğince söz konusu bayilik sözleşmesinin süresinin 5 yıl olarak belirlendiği, dolayısıyla bu sözleşmelerin akdedildiği tarihte yürürlükte olan işbu 2002/2 tebliği nedeniyle bayilik suresi intifa suresine paralel olarak belirlenemediği; Bu durum karsısında; ödenen söz konusu hizmet bedelinin 20 yıl yerine 5 yılda gider yazmak suretiyle vergi avantajından yararlanma tercih edildiğinden 20 yıllık intifa hakkına karşılık 27.000 TL gibi çok düşük bir bedelin ödenmiş olmasına karşılık anılan bakiye bu miktardan çok daha fazla hizmet bedelinin ödenmesi bu durumu gösterdiği kanaatini taşıdığını, kök raporda belirttiklerini, kök raporda da belirtildiği üzere, intifa hakkı 18.04.2014 tarihinden terkin edilmiştir. İntifa terkin tarihinin dava açıldıktan sonraya denk geldiği tespit edildiğini, Mahkemece belirlenen görev tanımı doğrultusunda; 5 yıllık süre dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda, fesihten sonraki süreye isabet eden işletme bedelinin 79.308,63 TL, bu tutarın dava tarihine kadar olan faizinin KDV hariç 82.318,65 TL olarak hesaplandığı, bu durumda fesihten sonraki döneme isabet eden intifa bedelinin 22.217,25 TL dava tarihine kadar faizinin 21.919,01 TL olacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi incelemesi yapılmışsa da kök dosya ile ilgili olarak davacının davasını 13/08/2012 tarihinde açtığı ve bununla ilgili 541.151,00 TL hizmet bedeli talep ettiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 21/06/2007 tarihinde 5 yıllık bayilik sözleşmesi imzalandığı … ve …’ın da sözleşmede taraflar olduğu, taraflar arasındaki sözleşme 07/01/2011 tarihinde feshedilmiştir. Burada önemli olan intifa hakkının kaldırılması ile ilgili olarak daha önceden dava açılıp açılmayacağı önem arzetmektedir. Dava tarihi itibariyle tapudan ipoteğin kaldırılmadığı , 18/04/2014 tarihinde 26/06/2007 tarihinde 3394 yevmiye getiri belirlenen intfa hakkının tamamından bedelsiz olarak davacı tarafından feragat edildiği anlaşılmaktadır. Davacının hizmet bedelini isteyebilmesi için dava tarihinde intifa hakkının kaldırılması gerekmektedir. Ayrıca Yargıtay 19. HD.nin 25/03/2016 tarih 2015/12031-2016/5462 sayılı kararında; intifa hakkının bedelsiz terkin edildiğine göre artık bakiye intifa bedelinin istenemeyeceğinin belirtildiğine göre belirtilen karar doğrultusunda davacının 18/04/2014 tarihinde davadan sonra bedelsiz olarak intifa hakkından feragat ettiğinden belirtilen içtihat doğrultusunda davanın kök dosya ile ilgili reddi cihetine gidilmiştir.
Birleşen dosya ile ilgili olarak; davacı cezai şart isteminde bulunmaktadır. Bununla ilgili olarak Yargıtay 19. HD.nin 10/02/2016 tarih 2015/7762-2016/2027 sayılı kararında; dava eksik alım müyedisi olarak cezai şart istemine ilişkindir. Mahkemece sözlşeme süresinde davalının eksik mal alımları sebebiyle davacının bir uyarı ve ihtarı olmadığı gibi itirazı da olmadığının saptandığı, bu durumda eksik alım müyedisi olarak cezai şart uygulanamayacağına dair taraflar arasında haklı bir güven oluşturulduğu, davacının bu güven ilişkisini çelişkili oluşturacak şekilde cezai şart talep etmesinin çelişkili davranış yasağı oluşturduğundan bahisle davanın reddine ilişkin kararın onanması gerekeceği belirtildiğinden, sözleşme süresinin 5 yıl olup davacının yargıtay kararında belirtildiği üzere uyarı ihtarı ve itirazı da cezai şart ile ilgili bulunmadığından cezai şart ile ilgili davasının da bu nedenle reddi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle;
1-Davacı vekilinin açmış olduğu kök ve birleşen davanın REDDİNE,
KÖK DOSYADA ;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 8.036,10 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 8.000,20 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalılar yararına tayin ve takdir edilen 35.596,04 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, davalılara ödenmesine,
4-Tarafların yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
BİRLEŞEN DOSYADA;
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 1.356,55 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.329,65 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacı tarafa iadesine,
7-Davalılar yararına tayin ve takdir edilen 10.058,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsiline, davalılara ödenmesine,
8-Tarafların yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair kararın istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır