Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/771 E. 2023/69 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2010/771 Esas
KARAR NO :2023/69

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:30/12/2010

BİRLEŞEN …. ATM – … E. SAYILI DOSYADA

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:19/09/2011
KARAR TARİHİ:07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin akaryakıt dağıtım sektörünün lider şirketi olup, yurt çapına yayılmış yaklaşık 3.000 istasyonluk bayilik ağı ile hizmet sunmakta olduğunu, akaryakıt sektöründe uzun yıllardır uygulanan yerleşik sisteme paralel şekilde müvekkilinin de, bayilerinin faaliyet gösterdiği istasyonların bulunduğu taşınmazlara ilişkin olarak uzun süreli intifa veya kira anlaşması tesis etmiş, bu intifa veya kira anlaşmasının süresi ile doğru orantılı olarak da bayilerine istasyon geliştirme desteği (inkişaf bedeli), peşin satış destek primi , aynı / nakdi kredi, ariyet emtia ve ekipman verdiği gibi bazı istasyonlara da direkt yatırım yapmış olduğunu, bir başka deyişle müvekkili şirketin, bayisine yapacağı ödemenin tutarını veya vereceği ariyetin miktarını ya da yapacağı yatırımın değerini hesaplarken; bayi tarafından işletilen akaryakıt istasyonunun, ne kadar süre ile … Ofisi bayii olarak faaliyet göstereceğini dikkate almış ve bu süre boyunca o istasyonda yapılacak satışlardan elde edeceği muhtemel kazanç ile orantılı bir rakamın tespit edildiğini, fakat Rekabet Kurulu’nun 05/03/2009 tarih, 09 – 09/187-56 ve 09-09/187-57 sayılı kararlarına istinaden Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde 12/03/2009’da yayımlanan duyuru ile akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kredi, kira gibi ayni ve şahsi hakları içeren sözleşmelerin, rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağı, bu tür anlaşmaların varlığı halinde beş yılı aşan süreler bakımından, 2002/2 sayılı tebliğde tanınan muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının kamuoyuna açıklanmış olduğunu, bu duyuruya göre akaryakıt sektöründe, bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa, kira, ekipman ve benzeri etkiye sahip sözleşmelerden; 18/09/2005 tarihinden önce yapılmış olup da anılan tarih itibariyle bakiye süreleri beş yılı aşanların, 18/09/2010 tarihine kadar tebliğde yer alan muafiyetten yararlanabileceğini ve bu tarihten sonra muafiyet koşullarının ortadan kalkacağını, 18/09/2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin, süreleri ne olursa olsun, yapıldıkları tarihten itibaren ilk beş yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceğini, beş yılı aşan süreler bakımından tebliğde belirtilen muafiyet koşullarının ortadan kalkacağını, dikey anlaşmaların belirtilen tarihlerden sonra grup muafiyeti dışında kalarak, 4054 sayılı rekabetin korunması hakkında kanunun 4. maddesine aykırı hale geleceğini belirlemiş olduğunu, buna göre, sözleşmelerin yukarıda belirtilen süreleri aşan kısmının, 4054 sayılı kanunun 4. maddesine aykırı gelmekte ve aynı kanunun 56. maddesi gereği geçersiz sayılmakta olduğunu, 4054 sayılı kanunun 56. maddesi maddesinde borçlar kanununa yapılan gönderme gereğince, sözleşmelerin geçersiz kalan süresine ilişkin olarak yerine getirilmiş edimlerin geri istenmesi konusunda, borçlar kanunun sebepsiz zenginleşme halinde iadenin kapsamını belirleyen 63 ve 64. maddelerinin uygulanacağını, müvekkili şirket ve davalılar arasında rekabet hukuku anlamındaki dikey anlaşmanın, rekabet kurumunun tebliğ ve kararları doğrultusunda, öngörülen zamandan önce, 18/09/2010 tarihi itibari ile 2002/2 sayılı tebliğ ile öngörülen grup muafiyetinin dışında kalarak sonlanmış olduğunu, bu nedenle davalıların gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olmak üzere peşinen sağladıkları kazanımları ve bu kazanımların semerelerini faizleri ile birlikte müvekkili şirkete iade etme yükümlülüklerinin olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin peşinen ve sözleşme süresi öngörülerek yapmış olduğu ödemelerin müvekkili şirketin yararlanamayacağı süreye karşılık gelen kısmının ( anapara) davalının bu bedelleri iktisap tarihlerinden itibaren avans faizi ve KDV’si ile birlikte müvekkili şirkete iadesinin gerektiğini, ayrıca söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalılar yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalıların elde ettiği tüm semerelerin ve müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebi ile uğradığı ekonomik kayıpların ederinin de dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz ive KDV’si ile birlikte davalılarca müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, bunların yanı sıra, intifa terkin işlemi terkin harcı ve ilgili masrafların davalı malik nam ve hesabına müvekkili şirket tarafından ödenmesi sebebiyle de davalı malikten alacaklarının doğmuş olduğunu, zira harçlar kanunun 58. maddesi hükmüne göre intifa terkin harcının mükellefi lehine terkin işlemi yapılan malik olduğunu, bu hususun TKGM’nin resmi internet sitesinde intifa bahsindeki açıklamalarda da çıkça belirtilmiş olduğunu, rekabet kurulunun tebliğ ve kararları doğrultusunda hareket etmeye ve cezai yaptırımla karşılaşmamaya özen gösteren müvekkili şirketin ileride ayrıca talep ve tahsil edilmek üzere bahse konu terkin harç ve masraflarını davalı malik nam ve hesabına yapmak yapmak mecburiyetinde kalmış olduğunu, davalı … … Şti, üzerinde müvekkili lehine intifa tesis edilmiş bulunan taşınmazın intifanın tesis edildiği tarihteki maliki olduğunu, diğer davalı … … … Şti ‘nin ise söz konusu taşınmaz üzerinde son malik ve akaryakıt istasyonunu son olarak işleten bayi olduğunu, davalılardan … … Şti ‘ ne 31/03/2009 tarihinde 289.540-TL intifa ivazının ödenmiş olduğunu, ancak müvekkilinin ivazını peşinen ödediğini intifanın süresinin tamamını kullanamamış ve intifa, rekabet kurulu kararları kapsamında ortaya çıkan geçersizlik ve buna bağlı cezai yaptırıma maruz kalmamak için müvekkili şirketçe tek taraflı olarak terkin edilmiş olduğunu, davalının geçersiz kalma nedeniyle müvekkili şirketin kullanamadığı, bakiye intifa süresine, kıstelyevm usulü hesaplama sonucunda isabet eden 164.998,22-TL’yi iktisap ettiği, 31/03/2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2. maddesi gereğince TCMB’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranında faizi ile birlikte davalılar … … Şti ile Erhan … … Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiklerini, ayrıca söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalılar yedide kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği ya da elde etmesi beklenilen tüm semerelerin karşılığı olarak da 45.724,65-TL’nın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2. maddesi gereğince TCMB’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranında faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiğini, bu kalem alacağın esasen müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebi ile uğradığı ekonomik kayıpların asgari karşılığı olduğunu, davalı son maliki taşınmazı üzerindeki intifa hakkının toplam 1.538,60-TL tutarındaki terkin harcı ve sair işlem masrafının davalı malik … … … Şti nam ve hesabına müvekkilince ödenmek sureti ile terkin edilmiş olduğunu, dolayısıyla davalı nam ve hesabına ödenmiş olan 1.538,60-TL’nın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalı malik … …’den tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle; taraflar arasındaki dikey anlaşmanın, tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle, intifa ivazından geçersiz kalan bakiye süreye -kıstelyevm usulü hesaplama sonucunda- isabet eden 164.998,22-TL’nı iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalılar …. Şti ile … … … Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsilini, ayrıca söz konusu bedelin ( ana paranın) dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği ( ya da elde etmesi beklenilen) tüm semerelerin ( kazançların, faizlerin, kaim değerlerin) karşılığı olarak da 45.724,65-TL’nın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalılar … … Şti ile … … … Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsilini, davalı … … … Şti nam ve hesabına ödenmiş olan 1.538,60-TL terkin harcının dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalı malik … … … Şti’den tahsilini, fazlaya ve hataya ilişkin haklarının saklı tutulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … Ltd Şti vekilinin cevap dilekçesinde özetle; husumet yönünden itirazları olduğunu, davacının, müvekkili şirkete 05/09/2007 günlü resmi işlem ile mülkiyetin … …, … …, … ve … adına kayıtlı olan 14 parsel numaralı arsayı satın almış olduklarını, 05/09/2007 gününden sonra davalı tarafından işbu istasyonun yapıldığını, bir kuruşluk yatırım ve bu taşınmazın uzun süreli kullanımı karşılığı malike yapılmış bir kuruşluk intifa bedeli / kira bedeli / peşin satış destek primi / kredi / ariyet / teknik ekipman vs. yatırım olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde 31/03/2009 tarihinde 289.540-TL intifa ivazının ödenmiş olduğu beyanının kasıtlı hatalı olduğunu, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının, müvekkilinin işletmeyi satın aldığı … Koll. Şti. ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesi veya protokol ile intifa ivazı ödemeyi taahhüt etmiş olduğunu ve bu sözleşmelerden doğacak olan ödemeler ile ilgili özel yetki anlaşması yapmış olduğu kanaatinde olduklarını, bu nedenle müvekkili aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmeyecek ise genel yetki kuralına göre davalının ikametgahı olan … / Erzincan mahkemesi huzurunda yargılama yapılması için yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili adına yapılmış hiçbir ödemenin olmadığını, davacı tarafın intifa fek harcının iadesini talep etmeye hakkının olmadığını, kurumsal kimlik bedeli talep edilemeyeceğini, kurumsal kimlik bedelinin, amortisman ile geri kazanılmış olduğunu, iadesi talep edilen bedelin zaten 16 yıl içinde ödenmiş olduğunu, davacının, intifa ivazını madeni yağ satarak iade almış olduğunu, davacının kendi karlılığını arttırmak için ön yatırım yapmış olduğunu, , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, müvekkilini hangi gerekçeyle davalı olarak gösterdiğinin taraflarınca anlaşılamamış olup, bu hususun davacıya açıklatılması gerektiğini, şayet … … Ticaret Kollektif Şirketi’ nin ortağı olması hasebiyle davalı olarak gösterilmiş ise, bunun hukuki dayanağının olmadığı her türlü izahtan vareste olduğunu, Kollektif şirket borcundan dolayı doğrudan ortaklar aleyhine hukuki işlem başlatılmasının yasaya aykırı olduğunu, öncelikle kollektif şirket aleyhine hukuki işlemler yapılması gerektiğini,, işlemlerin semeresiz kalması durumunda kollektif şirket ortaklarının sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini, şayet müvekkili tapu maliki olması hasebiyle davalı olarak gösterilmiş ise müvekkilinin söz konusu taşınmazdaki hissesini, 06/09/2007 tarihinde diğer davalı … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. LTD. ŞTİ.’ ye satarak devretmiş olduğunu, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın bir talep hakkı bulunması halinde dahi bunun muhatabının müvekkili olamayacağının açık olduğunu, davacı tarafın öncelikle müvekkiline bir bedel ödediğini, ödenen bedelin miktarını ve neye ilişkin olduğunu ispat etmesi gerekmekte olduğunu, davacı tarafın, dosyaya sunmuş olduğu 25/08/2006 tarihli bir faturaya istinaden soyut iddialarda bulunmakta olduğunu, tapu maliklerine ödeme yapıldığına dair herhangi bir belgenin dosyaya ibraz edilmemiş olduğunu, kaldı ki, söz konusu faturanın … … Tic. Koll. Şti. tarafından tanzim edilmiş olup, şayet davacı tarafça müvekkiline bir bedel ödendiği iddia ediliyor ise, öncelikle bedelin kime / kimlere ödendiğinin yazılı delillerle ispat edilmesi gerekmekte olduğunu, davacı ile … … Ticaret Kollektif Şirketi arasındaki dikey ilişkinin bitiminden itibaren bir yıl içinde dava ikame edilmemiş olduğunu, kaldı ki, Rekabet Kurumu’ nun muafiyet koşullarının ortadan kalkacağına ilişkin duyurusunun 12/03/2009 tarihli olup, davacı tarafın, iddia ettiği sebepsiz zenginleşmeye bu tarihte de tekrar muttali olmuş olduğunu, ayrıca, bahsi geçen duyuruda muafiyet koşullarının sona ereceği tarih olarak belirtilen 18/09/2010’ dan itibaren dahi 1 yıllık süre geçirildikten sonra davanın ikame edildiğin, dava tarihinin 19/09/2011 olduğunu ve zamanaşımı süresinin dolduğunu, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın sebepsiz zenginleşme nedeniyle bir talep hakkı söz konusu olsa bile, bu talebini yalnızca intifa bedelini ödediği kişiye/kişilere yöneltebileceğini, davacı şirket tarafından müvekkiline böyle bir ödeme yapılmadığı için, müvekkili açısından davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin, davacı ile imzalanmış herhangi bir bayilik sözleşmesinin tarafı dahi olmadığını, üzerinde davacı lehine 18/03/1994 tarihinde intifa hakkı tesis edilmiş ve intifa hakkı devam ederken taşınmaz malikleri ile davacı taraf arasında imzalanan 11/08/2006 tarihli protokole istinaden 23/08/2006 tarihli resmi senet ile intifanın süresi uzatılmış olduğunu, bahsi geçen taşınmazın, davacı tarafın da bilgi ve onayı ile 06/09/2007 tarihinde diğer davalı … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti.’ ne satılarak devredilmiş olduğunu, davacı taraf ile diğer davalı … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti. arasında 26/10/2007 tarihli bayilik sözleşmesi imzalanmış olduğunu ve taşınmaz üzerindeki intifa hakkının devam ettiğini, dolayısıyla, müvekkili ile hiçbir ilgisi olmayan bir şekilde, taşınmaz üzerindeki intifa hakkının sona erdirilmiş olduğunu, müvekkili açısından öncelikle zenginleşme şartı gerçekleşmediği için, diğer şartlarının var olup olmadığını araştırmaya dahi lüzum bulunmamakta olduğunu, davacı tarafın, ödediğini iddia ettiği bedeli kime/kimlere ödedi ise, talebini ancak ondan/onlardan yapabileceğini, bu nedenle, müvekkili açısından davanın reddi gerektiğini, taşınmaz maliklerinin, diğer davalı ve taşınmazın yeni maliki olan … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti.’ ye taşınmazı devrederken, taşınmaz üzerinde davacı taraf lehine tesis edilmiş takyidatlar nedeniyle, o günün piyasa rayiç bedellerinin çok altında bir bedelle satış yapmış ve devretmiş olduklarını, diğer davalı … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti.’nin de, taşınmaz üzerindeki takyidatları bilerek ve tüm hukuki sorumluluklarını kabul ederek taşınmazı satın almış olduğunu, taşınmazın satış tarihinden itibaren, söz konusu taşınmaz üzerinde davacı taraf lehine tesis edilmiş bulunan intifa hakkının devam edip etmemesinin müvekkilinin lehine veya aleyhine bir husus teşkil etmediğini, intifanın devam etmemesinde müvekkilinin herhangi bir rolünün olmayacağının da aşikar olduğunu, satış tarihi itibariyle, davacı tarafın taşınmazın aynından doğan tüm taleplerinin tek muhatabının, yeni malik … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti. olduğunu, … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti.’ nin kanun gereği, diğer tacirlerde olduğu gibi, basiretli bir tacir gibi davranarak, yapacağı tüm iş ve işlemlerin doğuracağı hukuki neticeleri öngörme ve buna göre hareket etme yükümlülüğünün bulunduğunu, davacı tarafın talepleri söz konusu olduğunda, söz konusu bedellerin kendilerinden değil, eski maliklerden istenebileceğini öne sürmesinin yasal dayanağının bulunmamakta olduğunu, intifa ile yüklü taşınmazı satın alarak, taşınmaz üzerindeki intifa hakkı nedeniyle kendileri aleyhine doğabilecek her türlü hukuki neticeyi kabul etmiş olduklarını, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının bir talep hakkı söz konusu olacak ise bile, bu talebin yalnızca intifa bedelinin taşınmazın kullanılamadığı süreye ilişkin bakiyesi için söz konusu olabileceğini, bundan başka bir alacak talebinin söz konusu olabilmesi hukuken mümkün olmadığını, yine hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile söz konusu bedel için de ancak temerrüt tarihinden itibaren faiz istenebileceğini, dava dilekçesinin müvekkiline tebliğinden önce herhangi bir temerrüt halinin söz konusu olmadığını, temerrütün gerçekleşmediğini, bu nedenle, davacının taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; müvekkili aleyhine açılan davanın usuli nedenlerle reddini, bu talepleri kabul edilmediği takdirde, davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … … Mirasçıları vekilinin cevap dilekçesinde özetle; hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın bir talep hakkı bulunması halinde dahi bunun muhatabının müvekkili olamayacağının açık olduğunu, davacı tarafın öncelikle müvekkillerinin murisine bir bedel ödediğini, ödenen bedelin miktarını ve neye ilişkin olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın, dosyaya sunmuş olduğu 25/08/2006 tarihli bir faturaya istinaden soyut iddialarda bulunmakta olduğunu, tapu maliklerine ödeme yapıldığına dair herhangi bir belgenin dosyaya ibraz edilmediğini, kaldı ki, söz konusu faturanın … … Tic. Koll. Şti. tarafından tanzim edilmiş olup, şayet davacı tarafça müvekkiline bir bedel ödendiği iddia ediliyor ise öncelikle bedelin kime / kimlere ödendiğinin yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın davasını, Rekabet Kurulu’nun 05/03/2009 tarih, 09-09/187-56 ve 09-09/187-57 sayılı kararlarına istinaden Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde 12/03/2009 tarihinde yayımlanan, 18/09/2005 tarihinden önce yapılmış olup da anılan tarih itibariyle süreleri beş yılı aşan sözleşmelerin 18/09/2010 tarihinden itibaren tebliğde yer alan muafiyet koşullarından yararlanamayacağına ilişkin duyurusuna ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırmakta olduğunu, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile sebepsiz zenginleşmenin bir an için var olduğu düşünülse dahi, Borçlar Kanunu’ nun 66. Maddesi gereğince 1 yıllık süre içerisinde davanın açılması gerektiğini, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’ nun 66. Maddesinde: “Haksız surette mal iktisabından dolayı ikame olunacak dâva, mutazarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna ıttılaı tarihinden itibaren bir sene müruriyle … sakıt olur.” denildiğini, davacı ile … … Ticaret Kollektif Şirketi arasındaki dikey ilişkinin bitiminden itibaren bir yıl içinde dava ikame edilmediğini, Rekabet Kurumu’nun muafiyet koşullarının ortadan kalkacağına ilişkin duyurusunun 12/03/2009 tarihli olup, davacı tarafın iddia ettiği sebepsiz zenginleşmeye bu tarihte de tekrar muttali olduğunu, ayrıca, bahsi geçen duyuruda muafiyet koşullarının sona ereceği tarih olarak belirtilen 18/09/2010’dan itibaren dahi 1 yıllık süre geçirildikten sonra davanın ikame edilmiş olduğunu, dava tarihinin 19/09/2011 olduğunu, zamanaşımı süresi dolduğunu, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın sebepsiz zenginleşme nedeniyle bir talep hakkı söz konusu olsa bile, bu talebini yalnızca intifa bedelini ödediği kişiye/kişilere yöneltebileceğini, davacı şirket tarafından müvekkillerinin murisine böyle bir ödeme yapılmadığı için, müvekkilleri açısından davanın reddi gerektiğini, kaldı ki, müvekkillerinin murisinin, davacı ile imzalanmış herhangi bir bayilik sözleşmesinin tarafı dahi olmadığını, müvekkillerinin murisinin de aralarında bulunduğu taşınmaz malikleri tarafından, söz konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine 18/03/1994 tarihinde intifa hakkı tesis edilmiş ve intifa hakkı devam ederken taşınmaz malikleri ile davacı taraf arasında imzalanan 11/08/2006 tarihli protokole istinaden 23/08/2006 tarihli resmi senet ile intifanın süresi uzatılmış olduğunu, bahsi geçen taşınmazın, davacı tarafın da bilgi ve onayı ile 06/09/2007 tarihinde diğer davalı … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti.’ ne satılarak devredilmiş olduğunu, davacı taraf ile diğer davalı … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti. arasında 26/10/2007 tarihli bayilik sözleşmesi imzalanmış olduğunu ve taşınmaz üzerindeki intifa hakkı devam ettiğini, fakat Rekabet Kurulu’nun 05/03/2009 tarih, 09-09/187-56 ve 09-09/187-57 sayılı kararlarına istinaden Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde 12/03/2009’da yayımlanan duyuru ile akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kredi, kira gibi ayni ve şahsi hakları içeren sözleşmelerin, rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağı, bu tür anlaşmaların varlığı halinde beş yılı aşan süreler bakımından, 2002/2 Sayılı Tebliğ’de tanınan muafiyet koşullarının ortadan kalkacağı kamuoyuna açıklanmış olduğunu, dolayısıyla, müvekkillerinin murisi ile hiçbir ilgisi olmayan bir şekilde, taşınmaz üzerindeki intifa hakkının sona erdirilmiş olduğunu, müvekkillerinin murisi açısından öncelikle zenginleşme şartı gerçekleşmediği için, diğer şartların var olup olmadığını araştırmaya dahi lüzum bulunmadığını, davacı tarafın, ödediğini iddia ettiği bedeli kime/kimlere ödedi ise, talebini ancak ondan/onlardan yapabileceğini, bu nedenle, müvekkilleri açısından davanın reddi gerektiğini, taşınmaz malikleri, diğer davalı ve taşınmazın yeni maliki olan … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti.’ ye taşınmazı devrederken, taşınmaz üzerinde davacı taraf lehine tesis edilmiş takyidatlar nedeniyle, o günün piyasa rayiç bedellerinin çok altında bir bedelle satış yapmış ve devretmiş olduklarını, diğer davalı … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti. de, taşınmaz üzerindeki takyidatları bilerek ve tüm hukuki sorumluluklarını kabul ederek taşınmazı satın almış olduğunu, taşınmazın satış tarihinden itibaren, söz konusu taşınmaz üzerinde davacı taraf lehine tesis edilmiş bulunan intifa hakkının devam edip etmemesinin müvekkillerinin lehine veya aleyhine bir husus teşkil etmediğini, intifanın devam etmemesinde müvekkillerinin herhangi bir rolünün olmayacağının da aşikar olduğunu, satış tarihi itibariyle, davacı tarafın taşınmazın aynından doğan tüm taleplerinin tek muhatabının, yeni malik … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti. olacağını, … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti.’ nin kanun gereği, diğer tacirlerde olduğu gibi, basiretli bir tacir gibi davranarak, yapacağı tüm iş ve işlemlerin doğuracağı hukuki neticeleri öngörme ve buna göre hareket etme yükümlülüğünün bulunduğunu, davacı tarafın talepleri söz konusu olduğunda, söz konusu bedellerin kendilerinden değil, eski maliklerden istenebileceğini öne sürmesinin yasal dayanağının bulunmadığını, intifa ile yüklü taşınmazı satın alarak, taşınmaz üzerindeki intifa hakkı nedeniyle kendileri aleyhine doğabilecek her türlü hukuki neticeyi kabul etmiş olduklarını, davacı tarafın, öncelikle taşınmazın halihazırdaki maliki olan ve intifanın terkin edilmesinde tek menfaati olan diğer davalı … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti.’ne talebini yöneltmesi gerektiğini, intifanın terkin edilmesi nedeniyle bir zenginleşme söz konusu ise bu zenginleşmenin diğer davalı … … Turz. Otom. Gıda İnş. Tem. Hiz. Tic. Ve San. Ltd. Şti.’nin malvarlığında gerçekleştiğinin şüphesiz olduğunu, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının bir talep hakkı söz konusu olacak ise bile bu talebin yalnızca intifa bedelinin taşınmazın kullanılamadığı süreye ilişkin bakiyesi için söz konusu olabileceğini, bundan başka bir alacak talebinin söz konusu olabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, yine hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile söz konusu bedel için de ancak temerrüt tarihinden itibaren faiz istenebileceğini, dava dilekçesinin müvekkillerinin murisine tebliğinden önce herhangi bir temerrüt halinin söz konusu olmadığını, temerrüt gerçekleşmediğini, bu nedenle, davacının taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; müvekkillerinin aleyhine açılan davanın usuli nedenlerle reddini, bu talepleri kabul edilmediği takdirde, davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
Asıl dosya davalı – karşı dava davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; teminat mektubunun iade edilmesi yönünde karar verilmesini talep ettiklerini, davalı tarafın, müvekkiline ne bayi ne de malik sıfatı ile bir ödeme yapmamış olduğunu, davalının müvekkiline teslim ettiği mal bedeli nedeni ile bir alacağının olmadığını, tamamen alınan mal bedelinden doğabilecek riskleri güvenceye almak için teslim alınan teminat mektubunu teminat ödevinin kalmadığını, ayrıca işbu mektup nedeni ile azda olsa masraf ödemek zorunda kaldıklarını, temmuz ayı 2010 yılından bu yana bayiliği ifa ettiği dağıtım firmasına teminat mektubu vermemekte ve mektup ile sağlanan avantajlardan yararlanamamakta olduğunu, resmi dairelerin açtığı ihalelere teminat veremediği için katılamamakta olduğunu, bu husustaki iradesini bayinin 24/06/2010, 14/12/2010 ve 12/01/2011 günlerinde ihtarlar ile davalıya bildirildiğini ama halen iade etmediklerini, kâr payından doğan zararın ödenmesini arz ettiklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın, müvekkili açısından husumet yönünden reddedilmesini, bu savunma kabul edilmeyecek ise intifa ivazı ödenmesi ile ilgili olarak taraflar arasında yapılmış bir sözleşme bulunmadığı için muhakemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılması için yetkisizlik kararı verilmesini, davacının davasının usul yönünden kabulü halinde, esas yönünden yaptıkları itirazlarını değerlendirilerek reddedilmesini, bayiye ait teminat mektubunun iade edilmesini, iade edilmeyip, nakde çevrilme haksız fiiline karşılık tedbir kararı verilmesini, davalı- karşı davacının sektörüne uygun olmayan ticari şartlarda ticarete zorlanması nedeni ile satılmayan 2.592 m3 akaryakıtın son tüketiciye satış bedelinin şimdilik 1.000-TL’sının ödenmesini, fazlayı talep haklarının saklı tutulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Asıl dosya davacı, karşı dava davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; karşı davacının karşı davasında iddia ettiği hususların hiçbirini kabul etmediklerini, karşı davanın 10 günlük esasa cevap süresi içerisinde açılmamışsa reddi gerektiğini, karşı davanın asıl ava ile bağlantılı olmadığından ve takas mahsup defini de içermediğinden kabule şayan olmadığını, bu hususun HUMK 187/8 maddesi anlamında ilk itiraz olarak ileri sürdüklerini, bu talep haklı görülmezse nazara alınmak üzere takas mahsup talebinde bulunmamış olduklarını, takas mahsup talebi dışındaki hallerde karşılık dava açılabilmesi için karşılık dava ile asıl dava arasında bağlantı bulunması gerektiğini, bağlantıdan söz edilebilmesi için ise asıl dava ile karşılık davanın aynı sebepten doğması veya asıl dava ile karşılık davadan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olması gerektiğini, olayda davalı – karşı davacının iddia ettiği alacağın cari hesap ilişkisiyle ilgili olup, kendi davalarının ise müvekkili tarafından yapılan sabit yatırım bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine dayalı olduğunu, bu itibar ile … … Ltd Şti’nin takas mahsup talebini içermeyen ve asıl dava ile bağlantısı bulunmayan davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin piyasa koşullarına uygun olmayan şartlarla sözleşme yaptığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, tarafların herhangi bir ihtirazı kayıt dermeyanında bulunmaksızın ifa ettikleri sözleşme hükümlerine istinaden sonradan bir hak talebinde bulunmalarına olanak olmadığını, bu itibarla karşı davacının “kar payından doğan zarar” adı altında alacak talebinin haksız olduğunu, davalı – karşı davacının müvekkiline vermiş olduğu teminatların doğmuş ve doğabilecek borçlarına ilişkin olduğunu, bu itibar ile eğer kendisinin müvekkili şirket nezdinde bir banka teminat mektubu bulunmakta ise bunun davalarının konusu ve varsa sair borçlarının tasfiye edilmesinden sonra iade edileceğinin tabi olduğunu, bu nedenle davalı – karşı davacının banka teminat mektubu iadesi isteminin yerinde olmadığını, kaldı ki karşı dava dilekçesinde iadesi istenilen banka teminat mektubunun hangi bankaya ait olduğu, tarihi ve miktarı zikredilmediğinden ortada teknik manada bir banka teminat mektubu iadesi davasının bulunmadığını, davalı … … Ltd Şti’nin karşı davasının huzurdaki davanın uzamasına sebebiyet vermekten başka sonuç doğurmayacağından tefrikine karar verilmesini talep ettiklerini, haksızlığı sabit olan ve yasal dayanaktan oksun tedbir isteminin ve karşı davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan ile cevap verdiği görüldü.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dikey anlaşmanın, tesis edildiği tarihte öngörülen süresinden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle geçersiz kalan bakiye süreye – kıstelyevm usulü hesaplama sonucunda- isabet eden 140.211,88-TL’nın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile intifa ivazının müvekkili şirket tarafında ödendiği tarihinden itibaren değişen oranlarda TCMB avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalı maliklerden mülkiyet hisseleri oranında alınarak müvekkili şirkete ödemesini, ayrıca söz konusu bedelin (ana paranın) dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği ( ya da elde etmesi beklenilen) tüm semerelerin ( kazançların, faizlerin, kaim değerlerin) karşılığı olarak da toplam 147.358,79-TL’nın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile dava tarihinden itibaren değişen oranlarda TCMB avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalı maliklerden mülkiyet hisseleri oranında alınarak müvekkili şirkete ödenmesini, işbu davanın duruşma günü tayin edilmeksizin tensip ile İstanbul 9. ATM’nin 2010/771 Esas sayılı davası ile birleştirilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı Adnan … cevap dilekçesinde özetle; intifa ivazı ödediklerini iddia ettikleri … istasyonunun üzerinde bulunduğu taşınmazdaki hissesini 2003 yılında bir başkasına satmak sureti ile devir ve temlik ederek ilişiğini kesmiş olduğunu, bu nedenle 25/08/2006’da ödendiği iddia edilen, anılan paradan sorumlu tutulmasının maddeten ve hukuken mümkün olmadığını, zira ödeme tarihinde kendisinin hissedar malik hatta şirket ortağı olmadığından tarafına husumet yöneltilemeyeceğini, işbu nedenle öncelikle tarafına yönelik davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep ettiğini, davacı tarafın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını, dava tarihi nazara alındığında bir yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini, bu nedenle zaman aşımı yönünden de davanın reddini talep ettiğini, davanın esası itibari ile de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 25/02/2006 tarihinde intifa ivazı olarak ödendiği iddia edilen paranın 18/03/1994 – 18/03/2009 tarihleri arasını kapsayan sözleşme gereği ödenen para olduğunu, 18/03/2009 tarihinden sonrası için herhangi bir ad altında ödenen bir para olmadığını, bu iddianın davacı tarafından soyut biçimde ileri sürülmekte olduğunu, ödendiği iddia edilen paranın 18/03/2026 tarihine kadar olan süreye de sirayet etmekte olduğunu, o zaman Rekabet Kurulu’nun 05/03/2009 tarihli kararından sonra gelişen yeni durum nedeni ile bir açıklama, bir ihtar gönderip sözleşme şartlarının değiştiğini, buna göre sözleşmenin tadilini ya da fazladan ödenmiş olacağı anlaşılan paranın iadesini istememiş olduklarını, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; husumet yönünden reddini, zaman aşımı yönünden reddini, davanın esastan dahi reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalılar … …, …, … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın mesnetten yoksun olup usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, … ili … ilçesinde faaliyet gösteren … Kollektif Şirketi’nin akaryakıt istasyonunun maliki olduklarını, … … Ofisi A.Ş. ile bayilik sözleşmesini akdederek işbu davacı şirketin lehine tapuda intifa hakkını tesis ettirdiklerini, ancak 2007 yılı Ağustos ayında … Kollektif Şirketi’nin akaryakıt istasyonunu … … Tur Ltd Şti ne satarak akaryakıt istasyonunun tapusunu devrettiklerini, işbu satış işleminin yapılabilmesinin, tapu kayıtlarından ipoteklerinin kaldırılması ve intifa haklarının devredilebilmesi için davacı şirketin satışa muvafakat ettiğini, davacı şirketin satışa muvafakat etmesi ile birlikte akaryakıt istasyonlarını … Ltd Şti’ye devir ettiklerini ve yine davacı şirketin muvafakati ile tapu kayıtları üzerinde bulunan ipoteklerin fek edildiğini, satış işlemi davacı şirketin muvafakati ile gerçekleştirilmiş olduğundan işbu davanın aleyhlerine ikam edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu sebeple davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, hissedarı ve yetkilisi oldukları şirket ile davacı şirket arasında mutabık kalınan akaryakıt çekiş programına sadık kalarak sözleşmede hüküm altına alınan akaryakıtın tamamını davacı şirketten aldıklarını, işletici olarak davacı şirket ile 2006 yılında bayilik sözleşmesi yaptıklarını ve davacı şirketin muvafakati ile akaryakıt istasyonunu sattıkları 2007 yılı Ağustos ayına kadar da davacı şirketten almayı taahhüt ettikleri akaryakıtın tamamını aldıklarını, bu sebeple sözleşmede taraflarına yüklenen edimlerin tamamını zamanında ve eksiksiz olarak ifa ettiklerini, zenginleşme hükmüne dayanılarak açılan işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın davasını 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ikame etmediğini, rekabet kurumunun 2002/2 sayılı kararının resmi gazetede 14/07/2002 tarihinde yayımlanmış olduğunu ve işbu davanın bu sebeple zaman aşımına uğradığını, davalıların zorunlu ve ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığından işbu davanın reddine karar verilmesini, yukarıda açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya aykırı, mesnetten yoksun işbu davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi, bu sözleşmeye ek olarak imzalanan protokol, ariyet sözleşmesi, davacının intifa bedelini ödemesine dayanak davalı tarafından düzenlenen intifa ivaz bedeli açıklamalı fatura, bu fatura bedelinin davalıya ödendiğine ilişkin kayıtlar, davalının sunduğu, faturalar, istasyonun kurulu taşınmazın tapu kaydı, intifa resmi senedi ve intifanın terkinine ilişkin resmi senet ve ekli belgeleri ile tüm deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu bilirkişi raporu alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında, davalı Tasfiye Halinde … … Turiz. Oto Gıda Tic.San.Ltd.Şti.’nin sicilden terkin edildiği anlaşıldığından, davacı vekiline verilen süre içinde, açılan ihya davası ile, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarih, 2021/4 E.-2021/84 K. sayılı kararı ile davalı Tasfiye Halinde … … Turiz. Oto Gıda Tic.San.Ltd.Şti.’nin ihyasına karar verilmiş ve Musa Atmaca tasfiye memuru olarak atanmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında, asıl ve birleşen dosya davalılarından … … ve Hatice Pasin’in vefat ettiği anlaşılmış, davacı vekiline verilen süre içerisinde vefat edenlerin mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan bayilik sözleşmesi kapsamında, asıl ve birleşen dosyada dava, davalılara ait taşınmaz üzerinde davacı yararına kuruluna intifa hakkı nedeniyle davalılara ödenen intifa bedelinin sözleşmenin süresinden önce sona erdirilmesi nedeniyle geçersiz kalan süreye tekabül eden intifa bedelinin ve bu bedelin davalılar nezdinde kaldığı süre boyunca elde ettiği semerelerinin faizi ile birlikte tahsili, asıl dosya davalısı Tasfiye Halinde … … Turiz. Oto Gıda Tic.San.Ltd.Şti.’nden tapu terkin masrafının tahsili, asıl dosya karşı davada, teminat mektubunun iadesi ve kâr payı tazminatının ödenmesine ilişkindir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/24 Talimat sayılı dosyasına yazılan talimat ile, asıl dosya davalılarının ticari defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, bilirkişi Mali Müşavir … tarafından hazırlanan, 11/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davalı … Koll. Şti. ticari defterlerinde dava konusu faturanın kayıtlarına alınmaması ve ticari defter kayıtlarında davacı şirket ile ilgili herhangi bir cari hesap açılışının olmamasından dolayı konu ile alakalı davalı … Koll. Şti. ticari defterlerinden herhangi bir bilgi elde edilememiştir.
Davalı … … 2008 – 2009 – 2010 yıllarında … … Ofisi A.Ş.’den toplam 2.092.092,68-TL (KDV Dahil) ticari mal alımı gerçekleştirmiş, alınan malın bedeli ticari defter kayıtlarına göre çek veya nakit olarak ödenmiştir. İki firma arasında gerçekleşen ticari ilişki mal alımı ve karşılığında bedelinin ödenmesi şeklinde normal ticari ilişki teamüller çerçevesinde gerçekleşmiştir. 2010 yılı sonu itibariyle davalı … …’ün … … Ofisi’nden herhangi bir alacağının veya borcunun olmadığı ticari defter kayıtlarına göre tespit edilmiştir. İnceleme yapılan yıllar da davalı … …’ün ticari defter kayıtlarına göre … … Ofisi A.Ş.’den peşin alınan kar veya benzeri bir gelir veya bedelsiz mal alımı şeklinde gerçekleşen bir hesap hareketine rastlanılmamıştır…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Sözleşme Uzmanı Öğretim Üyesi Prof.Dr. …, Mali Müşavir …ve Akaryakıt Uzmanı … tarafından hazırlanan 27/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda; “…
1) Yukarıda açıklanan gerekçelerle, işbu ASIL DAVADA;
Davacının davalılardan, intifa bedelinin boşa giden kısmının ve bunun semerelerinin iadesini talebe hak kazanamadığı;
Fakat davacının davalı/… Şirketinden , intifa hakkının tapudan terkini için yaptığı masrafların tahsilini talebe hak kazandığı; böylelikle davacının davalı/… Şirketinden, 1.538,60 TL tutarında Masraf alacağının bulunduğu; bu alacağın, davacının talebi gibi dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği;
2) Aynı gerekçelerle, BİRLEŞEN DAVADA da,
Davacının davalılardan (taşınmaz maliklerinden) intifa bedelinin boşa giden kısmının ve bunun semerelerinin iadesini talebe hak kazanamadığı;
Kanaat ve sonuçlarına, takdiri Tamamen Mahkemeye ait olmak üzere varılmıştır.
B- KARŞI DAVANIN DEĞERLENDİRİLMESİ
1) İşbu KARŞI DAVADA, davalı (karşı davacı) … şirketi, “davacı (karşı davalı) … şirketine, aralarındaki bayilik akdi ilişkisine istinaden vermiş olduğu teminat mektubunun iadesini” ve “davacı şirketin bayilik akdi ilişkisinden kaynaklanan borçlarını ihlal etmesi nRedeniyle uğramış olduğu kar mahrumiyeti Zararının tazminini” talep etmiştir.
2) Davalı/… Şirketi ile davacı şirket arasındaki bayilik akdi ilişkisinin, 26.10.2007 tarihinde akdedilen yazılı bayilik sözleşmesiyle kurulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Bu sözleşmenin 26 Maddesinde, bayiye, bayilik verenin bu sözleşmeden kaynaklanacak her türlü alacağının teminatını oluşturmak için teminat mektubu verme Yükümlülüğü yüklenmiştir. Dava dosyası içeriğinden (İş Bankası Yazısından), davalı / bayinin davacı / bayilik verene, 50.000-TL bedelli süresiz teminat mektubu verdiği ve halen geçerliliğini koruduğu anlaşılmaktadır.
3) Taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik sözleşmesinin 24’üncü maddesinde yer alan delil anlaşmasıyla, davacı / bayilik verenin davalı / bayiden olan alacaklarının ispatı açısından tespiti bakımından davacı / bayilik verenin ticari defterlerinin kesin delil teşkil edeceği kararlaştırılmıştır.
Raporumuzun MALİ KISMINDAKİ tespitlere göre; davacı/… şirketinin ibraz edilen ticari defterinde, davali/… şirketinden 308.023,20 TL alacağı olduğu görülmektedir. Diğer taraftan davacı/… Şirketinnin, dava konusu yaptığı 1.538,60.-TL tutarındaki terkin harcı alacağı ile 31.12.2010 tarihli, 161384 nolu ve 306.486,62,TL tutarlı (açıklamasında istasyorun akdi yatırım bedeli) tutarlı fatura alacağını davalı/… Şirketi hesabiına işlemiş olduğu, mevcut alacağın tamamının 1.538,60.-TL. – tutarındaki terkin harcı ile 31.12.2010 tarih ve 161384 nolu ve 306.486,62.-TL – tutarlı faturadan kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davacı şirket, davalı/… şirketir’den olan 1.538,60 TL’lik terkin harcı alacağını ASIL DAVADA talep etmiş olup, bu alacağını ASIL DAVADA talebe hak kazanmıştır.
Bu duruma göre, davacı şirketin (delil anlaşması gereği) kesin delil gücüne sahip olan ticari defter kayıtlarına göre, davalı/… şirketinden 306.486,62 TL bakiye alacağı bulunmaktadır.
Bu durum nedeniyle kanaatimizce, davalı/… şirketi, işbu KARŞI DAVADA, 50.000 TL bedelil teminat mektubunun iadesine talebe hak kazanamamıştır. Zira davacı şirkete, aralarındaki akdi ilişkiden dolayı bakiye 306,486,62 TL cari hesap borcu bulunmaktadır.
4) Davalı/… şirketi ayrıca, davacı şirketin bayilik akdi ilişkisinden kaynaklanan borçlarını ihlal etmesi nedeniyle kar mahrumiyeti zararına uğradığını” iddia etmiş ve “kar mahrumiyeti zararının tazminine” karar verilmesini talep etmiştir.
Ne var ki dava dosyası içeriğinden, davacı şirketin bayilik akdi ilişkisinden kaynaklanan borçlarını ihlal ettiği ve bunun sonucunda davalı/… şirketinin kar mahrumiyeti zararına uğradığı hususu anlaşılamamıştır. Bu nedenle davalı/… şirketinin bu iddiasını ispat edemediği, dolayısıyla da böyle bir tazminat alacağının olmadığı kanaatine varılmıştır.
HUKUKİ SONUÇLAR
Yukarıdaki gerekçelerle, KARŞI DAVADA;
Davalı (karşı davacı) … Şirketi’nin, 50.000 TL bedelli teminat mektubunun iadesini davacı (karşı davalı) şirketten talebe hak kazanamadığı;
Davalı (karşı davacı) … Şirketi’nin, davacı (karşı davalı) şirketten iddia ettiği gibi bir tazminat alacağına da hak kazamadığı…” sonuç ve mütalaa ettikleri görüldü.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 21/06/2017 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …
A-ASIL DAVA bakımından aşağıdaki sonuçlara varılmıştır:
Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1)Dava dosyasına sunulmuş olan Yargıtay kararlarında ve kök raporumuzun SEKTÖREL İNCELEME kısmında belirtilmiş olan kanaate katılındığı taktirde;
Davacı / … Şirketi, davalı / … şirketine ödemiş olduğu 289.540-TL tutarındaki intifa bedelinin boşa giden kısmının 18/09/2010 tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faizi (avans faizi) ile birlikte tahsilini, sadece davalı / … şirketinden talebe hak kazanacaktır. Davalı / … şirketinden ise talebe hak kazanamayacaktır.
İntifa bedelinin boşa giden kısmı 263.892,23-TL olarak hesaplanmıştır.
2)Fakat dava dosyasına sunulmuş olan Yargıtay kararlarında ve kök raporumuzun SEKTÖREL İNCELEME kısmında belirtilmiş olan kanaate katılındığı taktirde dahi, kanaatimizce davacı şirket, semerelerin iadesini her iki davalıdan da talebe hak kazanamayacaktır.
2)Kök raporumuzun 26 ve 27’nci sayfasında belirtildiği üzere; davacı davalı / … şirketinden, 1.538,60-TL tutarındaki tapu masraflarının tahsilini talebe hak kazanmıştır. bu alacağın, davacının talebi gibi, dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerekmektedir.
B-BİRLEŞEN DAVA bakımından aşağıdaki sonuçlara varılmıştır:
Yukarıda açıklanan gerekçelerle; dava dosyasına sunulmuş olan Yargıtay kararlarında ve kök raporumuzun SEKTÖREL İNCELEME kısmında belirtilmiş olan kanaate katılınsa bile; davacı şirketin, intifa bedelinin boşa giden kısmının iadesini, birleşen davanın davalısı durumundaki taşınmaz maliklerinden talebe hak kazanamayacağı (sadece asıl davanın davalısı durumundaki … şirketinden talebe hak kazacağı) kanaatine varılmaktadır.
C-KARŞI DAVA bakımından, aşağıdaki sonuçlar varılmıştır:
1)Kök raporumuzun 27 ila 28’inci sayfalarında açıklandığı üzere; kanaatimizce davalı / … şirketi (karşı davacı), 50.000-TL. bedelli teminat mektubunun iadesini davacı / … şirketinde (karşı davalıdan) talebe hak kazanamamıştır.
2)Kök raporumuzun 28’inci sayfasında açıklandığı üzere; kanaatimizce, davalı / … şirketi (karşı davacı), davalı / … şirketinden )karşı davalıdan) kar mahrumiyeti zararı talep etmeye hak kazanamamıştır…” sonuç ve mütalaa ettikleri görüldü.
Asıl dosya davalısı Tasfiye Halinde … … Turiz. Oto Gıda Tic.San.Ltd.Şti ve birleşen dosya davalılarının, husumet itirazlarının, sözleşmenin tarafı oldukları, birleşen dosya davalılarının intifa tesisi tarihinde taşınmazın müşterek maliki bulundukları, asıl dosya davalısı Tasfiye Halinde … … Turiz. Oto Gıda Tic.San.Ltd.Şti.’nin taşınmazı intifa hakkı ile yükümlü olarak devir aldığı, taşınmazın son maliki olduğu anlaşıldığından husumet itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Asıl dosya davalısı Tasfiye Halinde … … Turiz. Oto Gıda Tic.San.Ltd.Şti.’nin, yetki itirazının, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 38. Maddesi ile, sözleşmeden kaynaklanan her türlü ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığı ve Mahkememizin yetkili olduğu anlaşıldığından, reddine karar verilmiştir.
Birleşen dosya davalılarının, zamanaşımı def’i, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bayilik sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu sözleşme hükümlerine göre ödenen bedelin iadesinin istendiği bu davada, mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunun 125. Maddesi ve aynı doğrultuda olan 6098 Sayılı TBK’nın 146. Maddesinde belirtilen genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık zamanaşımının uygulanması gerektiği, birleşen dosya davalılarının mülkiyetinde bulunan taşınmazın 06/09/2007 tarihinde asıl dosya davalısı Tasfiye Halinde … … Turiz. Oto Gıda Tic.San.Ltd.Şti.’ne devir edildiği, ve asıl dosya davalısı ile davacı arasında bayilik sözleşmesinin 26/10/2007 tarihinde imzalandığı, her halükârda birleşen dosya davalıları ile imzalanan sözleşmenin bu tarihte sona erdiği göz önüne alındığında, davanın açıldığı 19/09/2011 tarihine kadar 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşıldığından birleşen dosya davalıların zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Davacı taraf, bayilik sözleşmesi, protokol ve intifa hakkı resmi senedi kapsamında, davalılara 25/08/2006 tarihinde 17 yıllık ek intifa hakkı bedelinin ödendiğini, ancak, sözleşmenin Rekabet Kurulu’nun 05/03/2009 tarih, 09-09/187-56 ve 09-09/187-57 sayılı kararı ve 2002/2 sayılı tebliği ile belirlenen grup muafiyetinin dışında kalarak zamanından önce 18/09/2010 tarihi itibariyle sonlandığı ve intifanın da tapudan terkin edildiğini, böylece 17 yıl için ödenen ek intifa hakkı bedeli bakımından asıl ve birleşen dosya davalılarının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürmüştür.
Davacının intifa bedelini 25/08/2006 tarihli fatura karşılığında asıl dosya davalısı … … Tic.Kollektif Şirketi’ne ödediği anlaşılmaktadır.
… Tapu Sicil Müdürlüğünden dosyaya celp edilen tapu kaydı ve intifa resmi senedi incelendiğinde, birleşen dosya davalılarına ait taşınmaz üzerinde davacı yararına 23/08/2006 tarihinde, 572 yevmiye numarası ile 18/03/1994 tarihinde kurulan intifa hakkının bitim tarihinden itibaren, 17 yıllık ek intifa hakkının tesis ve tescil edildiği, ek intifa hakkının süresinin sonunun 18/03/2026 tarihi olduğu, ancak intifanın terkinine ilişkin resmi senet ve belgeler incelendiğinde 16/12/2010 tarihinde 1386 yevmiye numarası ile kaldırıldığı başka bir deyişle intifa hakkının terkin ettirildiği ve normal süresinden yaklaşık 15 yıl önce sonlandırıldığı görülmektedir.
Davanın dayanağı olan intifa hakkının terkinine ilişkin resmi senet ve belgelere göre davacı yararına tesis edilen intifa hakkının terkinin, hak sahibi şirketin vekaletnameyle yetkili kıldığı temsilcisi tarafından 16/12/2010 tarihinde yapılmış olup, resmi senette açıkça ”yapılan istem” in; ”yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz üzerindeki lehtarı olduğumuz intifa hakkının tamamından bedelsiz olarak, çıplak mülkiyet malikleri lehine terkinini talep ederim” şeklinde beyanda bulunulduğu, tapu müdürlüğünce bu beyan sonunda intifa hakkının, 16/12/2010 tarihinde terkin edildiği anlaşılmıştır.
Asıl dosyada, karşı davacı tarafından iadesi talep edilen ve “… Bankası … Şubesi tarafından düzenlenen, muhatabı … Ofisi A.Ş. olan, 19/11/2008 tarih, 148582 nolu, 50.000-TL. bedelli kesin teminat mektubu”nun, muhatap kurum (asıl dosya karşı dava davalısı) … Ofisi A.Ş. tarafından 25/09/2019 tarihinde şubeye iade edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, intifa hakkı sahibi davacının talebi ile intifa hakkının, tapudan bedelsiz olarak terkin edildiği anlaşılmakla bakiye intifa bedelinin istenmesinin mümkün bulunmadığı, (Yargıtay 19. HD, 18/11/2014 T. 2014/10304 E. 16489 K., Yargıtay 19.HD. 25/03/2016 T., 2015/12031 E. 2016/5461 K.) davacı yanca tapuda, “..yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz üzerindeki lehtarı olduğumuz intifa hakkının tamamından bedelsiz olarak, çıplak mülkiyet malikleri lehine terkinini talep ederim..” beyanının tek taraflı ileri sürülen ve haktan feragati doğuracak nitelikte bulunan bir beyan olduğu, intifa hakkının bedelsiz olarak terkin edildiği sonucuna varıldığından, davacının asıl ve birleşen dosya davalılarından intifa bedeli ve semerelerinin iadesi talebinde bulunamayacağı (Yargıtay 11. HD 11/10/2022 T., 2021/2356 E.-2022/6895 492 K.); asıl dosya davalısı Tasfiye Halinde … … Otom.Gıda Tic. Ve San.Ltd.Şti.’nin, Harçlar Kanunu’nun 58. Maddesi gereğince terkin bedelinden sorumluluğu bulunduğu, asıl dosyada karşı davada, davaya konu teminat mektubunun dava tarihinden sonra davalı tarafından iade edildiği anlaşıldığından bu talep yönünden davanın konusuz kaldığı, karşı dava davacısının kâr mahrumiyeti zararına uğradığı iddiasını ispatlayamadığı, tazminat alacağının bulunmadığı kanaati oluştuğundan, asıl dosyada davacının davasının davalı Tasfiye Halinde … … Otom.Gıda Tic. Ve San.Ltd.Şti. yönünden 1.538,60-TL. üzerinden kabulü ile 30/12/2010 dava tarihinden itibaren avans faizi (değişen oranlarda) uygulanmak suretiyle iş bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalılar … … Tic.Kolektif Şirketi … … ve vefat eden … … mirasçıları … … yönünden reddine,asıl dosyada karşı dava yönünden, davacının davasının teminat mektubunun iadesi talebine konu davasının konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının tazminat talebine ilişkin davasının reddine, birleşen davada, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Mahkememizin 2010/771 Esas Sayılı Asıl Dosyası Yönünden,
1-Davacının davasının davalı Tasfiye Halinde … … Otom.Gıda Tic. Ve San.Ltd.Şti. yönünden 1.538,60-TL. üzerinden kabulü ile 30/12/2010 dava tarihinden itibaren avans faizi (değişen oranlarda) uygulanmak suretiyle iş bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının davasının davalılar … … Tic.Kolektif Şirketi … … ve vefat eden … … mirasçıları … … yönünden reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 179,90-TL. harçtan peşin alınan 3.152,10-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 2.972,2‬0-TL.’nın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.538,60-TL. vekalet ücretinin davalı Tasfiye Halinde … … Otom.Gıda Tic. Ve San.Ltd.Şti.’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 32.501,20-TL. vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak, davalı Tasfiye Halinde … … Otom.Gıda Tic. Ve San.Ltd.Şti., davalı … …, davalı vefat eden … … mirasçıları … …, … …, … …, Işıl Kanca ve … …’na verilmesine,
6-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 17,15-TL. başvurma harcı + 179,90-TL. peşin harç toplamı olan ‭359,05‬-TL.’nin davalı Tasfiye Halinde … … Otom.Gıda Tic. Ve San.Ltd.Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 4.000-TL. bilirkişi + 1.173,90-TL. tebligat-müzekkere giderlerinden (davalı … …, davalı … … Tic. Kollektif Şirketi, davalı vefat eden … … mirasçıları … …, … …, … …, Işıl Kanca ve … …’na için yapılan 1.046,4-TL.yargılama giderinin mahsubundan sonra kalan) toplam 4.127,50-TL.’nin, kabul ve ret oranına göre 29,91-TL.’nın davalı Tasfiye Halinde … … Otom.Gıda Tic. Ve San.Ltd.Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, geri kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
B)Asıl dosyada Karşı Dava Yönünden,
1-Davacının davasının teminat mektubunun iadesi talebine konu davasının konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının tazminat talebine ilişkin davasının reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 179,90-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 757,35-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 577,45‬-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı dava davacısı Tasfiye Halinde … … Otom.Gıda Tic. Ve San.Ltd.Şti.’ne iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200-TL. vekalet ücretinin karşı dava davalısı … … Ofisi A.Ş.’nden alınarak, karşı dava davacısı Tasfiye Halinde … … Otom.Gıda Tic. Ve San.Ltd.Şti.’ne verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.000-TL. vekalet ücretinin karşı dava davacısı Tasfiye Halinde … … Otom.Gıda Tic. Ve San.Ltd.Şti.’nden alınarak, karşı dava davalısı … … Ofisi A.Ş.’ne verilmesine,
C)Birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas-… Karar Dosyası Yönünden:
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 179,90-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 4.270,45-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 4.090,55-TL.’nın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı yanca yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 43.259,89-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … …, davalı …, davalı Adnan …, davalı vefat eden … … mirasçıları … …, … …, … …, Işıl Kanca ve … …’na verilmesine,
Dair, Asıl ve Birleşen Dava Davacı-Karşı Dava Davalı Vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır