Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/222 E. 2022/330 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2008/222 Esas
KARAR NO : 2022/330

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/04/2008
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında ticari alışveriş sürecinin 08.11.2006 tarihinde başladığını, bu süreçte davacı müvekkili tarafından KDV dahil 270.958,41 TL tatarında emtia satışı ve teslimatı yapıldığını, davalı şirketin aynı süreçte yapmış olduğu ödemelerin toplam tutarının 155.889,70 TL olduğunu ifade ederek, davalının 115.068,71 TL bakiye borcu kaldığını, bu borcu ödememesi üzerine İstanbul … Noterliğine 11.01.2008 tarih ve… Yevmiye Nolu ihtarnamesi ile 155.068,71 TL borcunu ödemesi için davalıya 3 gün süre verildiğini, 3 günlük ödeme süresinin dolmasından sonra davalı şirketin 19.01.2008 tarihinde temerrüte düştüğünü, iş bu nedenle Şişli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı şirket hakkında icra takibi yapıldığını, ancak davalı şirketin borca işlemiş ve işleyecek faize itiraz ettiğini, davalı şirketin 8 günlük yasal süre içerisinde davacı müvekkili tarafından düzenlenen faturalara itiraz etmediğini ifade etmiştir. Davalı şirketin Beyoğlu …Noterliğinin 04.01.2008 tarihli …Yevmiye Nolu ihtarname ile kendi şirket elemanlarında birisinin şirketlerini dolandırdığını ve Kasım-Aralık 2007 dönemine ait ihtarname ekinde bulunan faturaların davalı müvekkilince iade alınmasını talep ettiğini, fakat davacı müvekkilin davalı şirketin suçlamalarını ve iade talebini 11.08.2008 tarihli ve 627 Yevmiye Nolu ihtarname ile davalı şirkete bildirdiğini, davalı şirketin davacı müvekkiline borçlu olduğunu bildiği halde sırf zaman kazanmak ve takibi sürüncemede bırakmak maksadı ile borca itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatını hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin Şişli … İcra Müdürlüğünde… Esas sayılı dosya ile davalı müvekkili hakkında satışı ve teslimi yapılan bedellerine ilişkin icra takibini başlattığını ancak icra takibinin TTK.’nın 92. ve 95.maddelerine uygun olarak cari hesap mutabakatı yapılmadan başlatıldığından geçersiz olduğunu, davacının davalı müvekkil aleyhine düzenlemiş olduğu ihtarnamenin kendilerine tebliğ edilmeden muhtarlığa teslim edildiğini, ihtarnameyi tebellüğ tarihlerinin 07.07.2008 olduğunu, ihtarname ekinde cari hesap ekstresinin kendilerine tebliğ edilmediğini, davalı müvekkili şirkette tüm satın almaların sipariş formları ile yapıldığını, cari hesap açığına konu emtiaların satın alımına yönelik herhangi bir talebin veya siparişin yapılmadığına, Yargıtay uygulamasında geçiş formu bulunsa dahi bu durumun davacı şirketin mal tespiti ispat yükünü ortadan kaldırmadığını ifade etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 1995/8146 Esas ve 1995/8916 Kararında ‘…hemen belirtelim ki bir faturanın bir faturanın alınması yönünden davalı belediye encümen kararı bulunması, davacının malları davalıya teslim ettiğini, böylece teslime yönelik ispat yükünden kurtulduğunu gösterir bir delil olarak kabul edilemez.’ Cari hesap açığı olduğu iddia edilen malların tesliminin davalı müvekkil şirkete kesinlikle yapılmadığını, davacının faturaları konu malları davalı müvekkili şirkete teslim ettiğini, taşıma ve sevk irsaliyeleri, kargo fişi ve ispat etmekle yükümlü olduğunu, davacı tarafı faturaların davalı müvekkile tebliğ edildiğini ancak davalı müvekkilin süresi içinde itiraz etmediğini iddia etmesine karşın söz konusu faturaların davalı müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini ve dosyaya da davacı yanca söz konusu faturaların tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmediğini ifade etmiştir.Biran için borca konu faturaların davalı müvekkili şirkete tebliğ edildiğini ve süresi içerisinde itiraz edilmediğini düşünsek dahi, TTK madde 23. hükmü muteber borç akitleri için geçerli olduğunu, Yargıtay uygulamasında mutaber bir borç ilişkisine dayanmayan faturaya itiraz edilmesinin kıymetli olmadığını, faturanın sözleşmenin yapılması ile ilgili değil, yerine getirilmesi ile ilgili ticari bir belge olduğunu, davalı müvekkili şirketin haricen ele geçirilen şüpheli faturaların konu malların teslim alınmadığına davacıya 04.01.2008 tarihinde Beyoğlu… noterliği …Yevmiye Nolu ihtarname ile bildirdiğini ancak davacı tarafın cevap ve belge vermekten kaçındığını, bunun üzerine davalı müvekkilin davacı şirketten geriye dönük tüm satın almaları kontrol ettiğini, hile ve muhasebe sistemine girilmeye çalışıldığı tespit edilerek, davacının teslim etmediği malların bedelini haksız olarak talep etmeye çalıştığının anlaşıldığı, bunun üzerine davacı taraf hakkında … Cumhuriyet Savcılığı … Esas sayılı dosya ile dolandırıcılık suçu ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunduklarını, söz konusu suç duyurusunu davacının icra takibini başlatmasından önce olduğunu, davalı müvekkili şirketçe davacı tarafa yapılan ödemelerin suç şikayetine konu eylemler öğrenilmeden önce ve mal karşılığı olduğu düşünülerek yapılmış ödemeler olduğunu, iş bu nedenle yapılan bu ödemelerin ikrar olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, uyuşmazlık konusu alacak bedeli gerçek bir alım satım sözleşmesine dayanmadığından, faturalar gerçeğe aykırı ve suça konu teşkil ettiğinden, faturalardaki bedelin talep edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini, davacıya %40 oranında icra inkar tazminatı ödenmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
Şişli… İcra Müdürlüğü’nün…esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 115.068,71 TL asıl alacak, 2.157,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 117.226,54 TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 19.08.2010 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak;Mal tesliminin hileli bir şekilde davalı çalışanı … tarafından teslim edilmiş gibi gösterildiğinin iddia edildiği, tarafların tanıklarının beyanlarına göre teslimin sonucuna varılamayacağı, dosyanın mevcut durumuna göre teslimin vuku bulduğununu söylenemeyeceğini, ceza davası sonucuna göre sonuca ulaşılabileceği mütaala edilmiştir.
Taraf itirazları üzerine Mahkememizce alınan 15.04.2011 tarihli bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; kök raporda da belirtildiği gibi davalı kayıtlarında davacının 59.012,81 TL borcu gözüktüğü, davalının üretim mikatarlarına göre kullanmasına imkan olmayacak miktarda ambalajı satın almış gözüktüğü, hileli olarak faturaların defterlere işlendiğinin iddia ediliği, tanıkların tanığı bildiren taraf lehine tanıklık ettiği ve malın teslim bakımından sonuca ulaşılmayacağı, mütaala edilmiştir.
Tarafların 15.04.2011 tarihli bilirkişi ek raporuna itirazları üzerine Mahkememizce alınan 13.07.2012 tarihli bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; Şişli …Asliye ceza Mahkemesi sonucunu beklenilmesi halinde teslim olup olmadığının çözülebileceği yönünde mütaalada bulunulmuştur.
Mahkememizin 03.11.2020 tarihli celse 2 numaralı ara kararı ile önceki raporlarda net bir sonuca varılamaması ve ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenmemesi nedeniyle raporların hküm kurmaya elverilişli olmaması nedeniyle taraf itirazları da değerlendirilerek bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 15/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Taraflar arasındaki net borç/alacak tutarını, davalı işveren çalışanı siparişleri …Ltd Şti geçen …’ın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle 1 yıl ceza almış olması, taraflar arasındaki kayıtların birbirini doğrulamaması ve davalı tarafın depo kayıtlarını bulamaması nedeniyle dosya kapsamında hesaplanmanın olanaksız olduğu, muhasebe kayıtları incelendiğinde iki taraf arasındaki farkın 56.055,90 TL olarak hesap edildiği, taraflar arasındaki muhasebe kayıtları incelendiğinde ( 115.068,71-56.055,90=59.012,81) TL’nin davalı tarafın ihtilafsız borçlu olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Taraf itirazları üzerine mahkememizce alınan 30.03.2021 tarihli arihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; davalı vekili tarafından depo kayırları sunulmadığından taraflar arasındaki net alacak-borç ilişkisinin tespit edilemediği mütaala edilmiştir.
Mahkememizin 01.06.2021 tarihli celse 1 numaralı ara kararı ile tarafların iddiaları, toplanan, deliller, taraf defter ve kayıtları üzerinde, takip ve dava tarihi itibariyle varsa alacağın miktarı ve davalı yanın sorumlu olup olmadığının belirlenmesi için, ceza dosyasındaki itiraza konu faturalar, alacağa konu edilen faturaların teslimine dair belgelerin olup olmadığı, ceza dosyasında belirtilen faturalar dışında iade faturası kesip kesilip kesilmediği varsa iade faturası kesilen davacı faturaların mal teslim belgesinin olup olmadığı hususları değerlendirilmek, ihtilaflı olan ve olmayan hususlar değerlendirilerek olası hesaplamalar yapılarak taraf defterlerinin açılış kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı belirtilerek taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan 03/10/20211 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacının 2006-2007-2008 yılı ticari defterlerin açılış onaylarını yasal sürede yaptırdığı, kapanış onaylarını yaptırmadığı, davalının 2006-2007-2008 yılı ticari defterlerin açılış-kapanış onaylarını yasal sürede yaptırdığı, alacağa konu edilen faturaların teslimine dair belgelerin ceza dava dosyasına sunulan belgelerin dışında incelme gününde başkaca belge sunulmadığı, ceza dosyasında belirtilen faturalar dışında iade faturası kesilmediği, kesilen iade faturalarının davacı tarafından düzenlenen hizmet faturalarına istinaden davalının iade faturası düzenlediği yani geri yansıttığı,teslim belgesinin olmadığı, davacının defter ve kayıtlarında davalıdan 31.12.2007 tarih itibariyle 115.072,71 TL alacağı gözüktüğü, davalının defter ve kayıtlarında ise davacıya 31.12.2007 tarihinde 59.018,81 TL davacıya borçlu gözüktüğü, her ne kadar defter ve kayıtlarda davacı alacaklı gözüksede; davalı eski çalışanı … hakkında İstanbul …Asliye Ceza Mahkmesin’de E…. dosya n.olu ile görülen ceza davasının kesinleştiği, davada verilen kararda …’ın suçlu görüldüğü, güveni kötüye kullanma suçunu işlediği,İş bu alınan karar çerçevesinde dava konusu alacağı oluşturan faturaları muhasebe departmanına giriş kayıtlarını …’ın yaptırdığı,bu kayıtların gerçek değil kaydi kayıtlar olduğu,hali hazır delil durumu itibariyle davacının bedelini talep ettiği malların teslim edilmiş sayılamayacağı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizin 30.11.2021 tarihli celse 1 numaralı ara kararı ile taraf itirazları değerlendirilmek ve ceza dosyasına konu ve davalı defterlerine işlenmiş ve iade edilmeyen faturaların tespiti bakımından ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan 22/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; Davacının itirazlarının yukarıda detaylı şekilde değerlendirildiği,dosya muhteviyati itibariyle yapılan incelemeler ve ticari defter kayıtlar,faturaların kaydedildiği muhasebe stok hesaplarının (157 Diğer Stoklar Hesabı),üretime verilen muhasebe kayıtlarının, yıl sonu 157 hesapta kalan bakiyenin incelendiği, davalının faturadaki ürünleri maliyetlerinde kullandığının tespiti yapılamadığı,kayıtların kaydi kayıt olduğu, davalının ceza davası dışındaki, defter ve kayıtlarında kayıtlı 59.012 TL bakiyeyi oluşturan irsaliyeli faturaların teslim kısmının boş olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı… beyanında özetle; davalı firmada sipariş formları düzenleme işi yaptığını, sipariş formlarını müdüre onaylatıp karşı tarafa fakslattığını, ürünlerin depoya sevk edildiğinde faturanın altına tedarikçide olan satın alma nüshasını faturanın altına imzalayıp depoya teslim ettiğini, bazı istisnai durumlarda-ürünlerde tedarikçi firmayı arayıp ürünlerin teslim edecekleri yerlere yönlendirdiğini ve bu faturaların kendisine gelip depoya teslim ettiğini, faturaların depoda girişi yapılıp muhasebeye gönderildiğini, sipariş formlarının çoğaltılamayacağını, davacının ürünlerinin depoya geldiğinde faturaların altında satın alma formu ile birlikte depocunun bunları karşılaştırdığını, sonra faturayı kendisine gönderdiğini, kendisininde faturayı kontrol edip imzalayıp giriş için depoya gönderdiğini, onlarında muhasebeye gönderdiğini, davacının işlemlerinin de bu yapıldığını beyan etmiştir.
Mahkememizce dinlenen davalı tanığı … beyanında özetle;… tarafından 5 adet faturanın KDV beyannamesinin verilmesine 2 gün kala getirilmesinin şüphe uyandırdığını ve 1 adet faturanın yanlış olduğu ve şirkete ait olmadığı söylenerek geri alındığını, durumun şüphe uyandırması üzerine…’a durumun sorulduğunu, …ın ise malların alındığını söylediğini, fakat kayıtlarda malların olmadığından ödemenin yapılmadığını, davacı şirket yetkililerinin görüşme için davet edilip mükerrer kayıt olup olmadığının sorulduğunu, fakat gelmediklerini, …’ın sipariş formlarını fotokopi ile çoğalttığının tespit edildiğini ve teslim alınmayan malların teslim edilmiş gibi gösterilip faturaların muhasebeleştirilmesinden dolayı Birol Taban’ın şikayet edildiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce dinlenen davalı tanığı … beyanında özetle; …’ın mal ve fatura teslim yetkisinin olmadığını, 4 adet fatura konusu mal girişinin olup olmadığının araştırılması sonucu mal girişinin olmadığının anlaşıldığını, çalışma usulüne ilişkin olarak sipariş formları davalı tarafa gönderilir ve sonra onlar tarafından kaşe ve imzalanıp geri fakslanır, daha sonra ürünler irsaliye faturası ile depoya gelir, buradaki depo sorumlusu irsaliye ile gelen ürünü karşılaştırıp sonra imzalar, depocunun imzaladığı irsaliyeli faturayı sorumlu olan birime elden getirilir, bizde de irsaliyenin girişini yaparız, faturalı irsaliyenin altına çıktı girişi tıklatılıp muhasebeye göndeririz şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce dinlenen davalı tanığı … beyanında özetle; promosyon depo sorumlusu olduğunu şirketteki prosedür gereği çalışma şekline ilişkin kendisine ürünle birlikte fatura ve irsaliyenin geldiğini kendisinin irsaliye ile faturadaki adetleri karşılaştırdığını doğru ise … teslim ettiğini, onunda onaylayıp muhasebeye gönderdiğini, 5-6 adet faturada kendisinin imzasının olmadığını, mal girişlerinin olmadığının tespit edildiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce dinlenen davalı tanığı …beyanında özetle; Davalı şirkette muhasebede görev yaptığını, …’ın şirkette aksesuar satın almada çalıştığını, …’ın 2007 yılı aralık ayında mesai bitimine doğru 7 adet faturayı muhasebeye bırakıp gittiğini, irsaliyeli faturalar üzerinde teslim alan isim ve imzasının bulunmadığını ve ekinde olması gereken satın alma formunun da olmadığını, ertesi gün malların depoya girişinin olmadığının anlaşıldığını, daha sonra …’ın muhasebeye gelerek 3 det faturanın yanlış olduğunu ve 1 adet için iade faturası kesilmesi gerektiğini muhasebeye söylediğini bunun üzerine ve 1 adet iade faturası kesildiğini, kendisinin de haberi olmadan niye iade faturası kesildiğini iade faturayı kesen…’e sorduğunu, …’ın beyanı üzerine faturanın kesildiğinin söylendiğini, muhasebe müdürünün tutanak tutulmasını istemesi üzerine tutanak tutulduğunu, …’ın fatura işleme yetkisinin olmadığını beyan etmiştir.
Dosyada mevcut İstanbul …Asliye Ceza Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı ilamında özetle;
”Sonuç olarak sanık … müşteki şirkette çalıştığı dönem içinde dava dışı şirketle birlikte hareket ederek ( Dosyada hali hazırda bulunan belgeler ve deliller dahilinde) toplam 16.641,08 ytl tutarında bir meblağı ( İstanbul 9 asliye ticaret mahkemesi tarfından alınan bilirkişi raporuna istinaden müşteki şirket ile dava dışı şirket arasında oluşan defter hesabına göre 56.059,90 ytl müşteki şirket borçlu olarak gözüktüğünden dolayı ) zimmetine geçirdiğini rapor etmiştir.
Neticeten yapılan yargılama, dinlenen tanık beyanları, alınan Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın sabit olan eyleminden dolayı cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.” denilerek güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün ceza miktarı bakımından Yargıtayca düzeltilerek onandığı ve kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davalı tanığı …beyanından faturalara imza atıp depoya gönderdiğinin beyan edildiği, davalı tanıkları …,…,…,…’nun davalı çalışanı …’ın gerçekte mal girişi olmamasına rağmen faturaların muhasebeleştirilmesini sağladığı yönündeki beyanları, İstanbul …Asliye Ceza Mahkemesinin … esas ve 2013/355 karar sayılı ilamında davacı şirket/yetkilisi taraf değil ise de yargılamaya konu eylemlerin taraflar arasındaki hukuki ihtilafa ilişkin olduğu ve davalı çalışanının güveni kötüye kullanmak suçundan ceza aldığı ve kararın düzeltilerek onandığı ve güçlü bir delil mahiyetinde olduğu, Davacı tarafça stok kayıtlarının, üretim stok çıkışlarının, ambar üretim fişlerinin, mamül halde stok sevkiyatının, davalı stoklarına sevkedildiğine ilişkin çizelgenin ve ambar teslim belgelerinin bilirkişi incelemesine sunulmadığı, davalının fatura konusu malları maliyetinde kullandığının tespitinin yapılamadığı ve kayıtların kaydı kayıtlar olduğu, ve davalının ceza davası dışında defterlerinde kayıtlı olan 59.012 TL’yi oluşturan irsaliyeli faturaların teslim kısımlarının boş olduğunun rapor edildiği, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, hususları hep birlikte gözetildiğinde dava ve takip konusu faturalara konu malların davacıya teslim edilmediği kanaati mahkememizde hasıl olmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 967,40-TL harcın mahsubu fazlaca alınan 886,70-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 5,100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 138,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/05/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.