Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/9 E. 2023/201 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/9
KARAR NO :2023/201

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:18/09/2014

BİRLEŞEN …. ATM’nin …ESAS SAYILI DOSYASINDA

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:28/09/2011
KARAR TARİHİ:09/03/2023

Taraflar arasında karşılıklı olarak açılan itirazın iptali ve alacak davalarının birleştirilerek yapılan yargılaması sonunda;

GEREĞİİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili esas davada sunduğu dava dilekçesi ile; taraflar arasında “Tıbbi Cihazlar Bakım-Onarım Hizmet Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşme çerçevesinde müvekkili şirketin bakım- onarım edimlerini sözleşmede belirtildiği üzere ifa ettiğini, fakat; davalının sözleşmesel edimlerinden kaynaklanan bir kısım fatura bedellerini müvekkili şirkete ödemediğini, davalı borçlunun aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini, itiraz akabinde davalı borçlu tarafından … 7. Noterliğinin ve 18 Nisan 2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine cevaben müvekkili şirket tarafından … 25. Noterliğinin 11/05/2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkili şirketin her türlü ticari ve hukuki hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmeyi feshettiğini ihtar ettiğini, davalı- borçlunun müvekkili şirket yokluğunda asılsız iddialarla usule aykırı olarak tespitler yaptırdığını, müvekkili şirketin müşteri memnuniyet ilkesinden hareketle iyi niyetli olarak ihtilafın çözümlenmesi adına şifahi görüşmeler yaptığını, buna rağmen davalının ödeme yapmaktan kaçındığını ve kendini alacaklı gibi gösterme çabasına girerek mutabakatı yapmaya yanaşmadığından dolayı işbu davanın açılması zarureti hasıl olduğu belirtilerek; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili esas davada sunduğu cevap dilekçesi ile; davacı tarafın hakkı olmayan ve fiilen yapmadığı bir bakım hizmetini müvekkili şirkete fatura ederek tahsil cihetine gittiğini, davacının temsilcisi ve aracısı olduğu … … A.Ş.’nin ürettiği Anjio cihazını müvekkili hastaneye sattığını ve bu işte yedek parça ve şifreleme tekel mahiyetinde elinde bulunduran firma ve kişiler olması nedeniyle kendileri ile bakım sözleşmesi yapmak zorunda kaldıklarını, davacının satmış olduğu cihazın gizli ayıplı olduğunu, bu cihazın gizli ayıbının üretici firma tarafından kabul edilerek yapılması gerekenler davacı gibi bakım hizmeti ve temsilcilik yapan ülke firmalarına gönderilerek uyarıldığını ayrıca davacı statüsünde olan tüm ülke temsilciliklerine bu husua dair cihaz satın alan müşterilere de gönderilmek üzere bu ayıbın ve ayıbın çözümüne dair bilgilendirmeler yapıldığını, ayıbı olan ve ayıbı davacı tarafından bilinen mala yapılan bakım sözleşmesinin etik olmadığını, müvekkili şirketin tüm ihtarları sonrası cihazın ayıbının bakım yapıldıktan sonra dahi devam ettiğini ve bakım sözleşmesinin şartlarının yerine getirilmediğini, … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyasıyla tespit ettirilen ve … 7. Noterliği’nin 15/12/2010 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ekinde bilirkişi raporunun tebliğ edildiğini, ayrıca davacı ile yapılan yüz yüze görüşmede karşılıklı talepler üzerinde mutabık olunamadığını, akabinde davacı aleyhine …. Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı şirketten anjio cihazı satın aldığını, ileri teknolojiye sahip bu cihazın davalının tekelinde olduğundan müvekkili şirketin mecbur kalarak satın almış olduğu cihazın baştan itibaren gizli ayıplı olduğunu, cihazın devamlı suretle arıza verdiğini, bakım servisi olan davalının kalıcı olarak çözüm bulamadığını, cihazın sürekli arıza yaptığını, davalı tarafça cihaza bakım yaptıklarında sorunun hallolduğunu belirtmelerine rağmen müvekkili hastanede doktorluk vazifesini yapan kardiyoloji uzmanı doktorların bu cihaz ile hasta muayene tetkik ve tedavisini, gerçek bir teşhis konulamayacağı ve hastaya yüksek derecede radyasyon nedeni ile zarar verebileceğinden dolayı yapmadıklarını, dolayısı ile cihazdan beklenen tıbbi ve maddi faydanın sağlanamadığını, Tüketici Kanunu çerçevesinde malın iadesdinin ve ayıpsız misli ile değiştirilmesi şartlarının doğduğunu, davalı tarafın deneme yanılma yolu ile vekil eden hastaneye sattığı anjio cihazını tamir etmeye çalıştığını lakin ayıbı olmayan parçaları söküp ayıplı gibi göstermek suretiyle ayıplı gibi gösterdiğini, müvekkili davacıya arızalı gibi gösterdiği parçaları fatura ettiğini, fatura karşılığı çek aldığını, cihazın ayıbının hastanın hayatını çok önemli derecede riske atacak seviyede olduğunu, cihazdaki ayıbın … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, arızasız olması halinde cihaz ile 40-50 hastanın tetkik ve tedavisinin yapılabileceğini, müvekkilinin cihazın çalışmamasından dolayı herbir hasta başına 500,00-TL kâr kaybından yoksun kaldığını, ekli listede sunulan toplamda 218.860,00-TL çek bedelinden şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00-TL’sinin davalının temerrüde düşürüldüğü ihtar tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, cihazın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, mümkün olmadığı takdirde satın alındığı tarihten itibaren bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00-TL’sinin reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, kâr kaybına ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00-TL, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00-TL bakım-servis sözleşme bedellerinin, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 20.000,00-TL parça değişim ve servis ödemelerinin ödendiği tarih itibariyle reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı-birleşen dosya davacısı vekili 25/11/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla semende indirim talebi yönünden talebini 100.473,20-TL’ye, fazla ödeme ve ayıplı işlem nedeniyle istirdat talebini 147.895,00-TL’ye, mahrum kalınan kâr yönünden talebini 277.654,14-TL’ye yükseltmiş, dava dilekçesinde talep etmiş oldukları miktarların dava tarihinden, ıslahla artırdıkları miktarların ıslah tarihinden itibaren itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle davacının davaya konu ettiği cihazı Hollanda’da faaliyet gösteren …. şirketinden aldığını, hukuki sorumluluklardan dolayı müvekkili şirketin davada husumetinin bulunmadığını, cihazın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebi bakımından ise davaya konu edilen cihazın davacı taraından … …A.Ş. ünvanlı şirkete tüm hastaneye ait menkuller ile birlikte ayıpsız değeri üzerinden satıldığını, dolayısıyla maddi hukuk bakımından dava konusu talebi ileri sürme yetkisi bulunmadığından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının cihazla ilgili olarak bahsetmiş olduğu şekilde cihazda herhangi bir gözle görülür ayıp veya gizli ayıp olmasının söz konusu olmadığını, araçla ilgili güncelleme uyarılarını arıza olarak addederek bir şekilde cihazı ayıplı gösterme çabası içerisine girdiğini, FCO olarak geçen güncelleme kapsamında … fabrikaları cihaz imal edildikten sonra sahadan gelen bilgiler doğrultusunda cihazın performasını arttırmak için birtakım hardware ve software iyileştirmeler yaptığını, bu iyileştirmelerin tamamiyle müşteri memnuniyeti için yapıldığını, cihazın yüksek voltaj ile çalışmalarında cihazın yazılımında error olarak hata verdiğini, özetle cihazda yapılan FCO uygulaması sonucundaki geliştirmenin bir hata-arıza anlamına gelmediğini, dava dilekçesinde bahsedilen … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyasında yapılan delil tespitinin müvekkilinin yokluğunda yapıldığını, bu şekliyle yapılan tespitin mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları çerçevesinde dikkate alınmayacağını, bakım onarım aşamasında söz konusu cihazın davacının uhdesinde bulunduğunu ve eksiksiz olarak ara vermeden çalıştığını, doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir zarardan bahsedilemeyeceğini, cihazın ilk satıldığı tarihten itibaren ayıplı olduğu ve ayıbın bilinerek devam edildiği ve sair müşteriyi aldatıcı yönde hareket ettiğine ilişkin beyanlarınının gerçeği yansıtmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava, davacı-davalının bakım ve onarım sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının tahsili amacı ile davalı-davacı aleyhinde başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali talebine, karşı dava ise ayıplı eşyanın misli ile iadesi, olmadığı taktirde bedelinin tahsili ve haksız tahsil edildiği iddia edilen bedellerin iadesi, uğranılan zararın tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizin 20/06/2019 tarih ve 2014/418 E., 2019/501 K. sayılı kararı ile; esas davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, servis-onarım-bakım bedelleri için ödenen miktardan kaynaklanan 20.000,00-TL alacağın birleşen dava tarihi 28/09/2011 tarihinden itibaren işleyecek değişebilir oranda reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bu yönden davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, davacının yerinde görülmeyen sair taleplerinin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı birleşen dosya davacısı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 08/10/2020 tarih ve 2019/3013 E., 2020/1852 karar sayılı kararı ile; “davalı-davacı vekilinin, 25/11/2014 tarihinde davasını ıslah ettiği, ıslah dilekçesinin değerlendirilmediği, HMK’nun 297. maddesi kapsamında denetlenebilir hüküm kurulması gerektiği anlaşılmakla davalı-davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, diğer istinaf sebepleri ve işin esası bu aşamada incelenmeksizin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle Mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiş, dava dosyası Mahkememizin 2020/592 E. sırasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunmuş, Mahkememizin 08/04/2021 tarih ve 2020/592 E., 2021/282 K. Sayılı kararı ile; “Asıl davada, davacı …A. Ş. tarafından davalı … Hizmetleri A. Ş. aleyhine açılan davanın REDDİNE, ” ve “Birleşen davada, davacı … Hizmetleri A. Ş. tarafından davalı …A. Ş. aleyhine açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 147.895,00-TL alacağın 20.000,00-TL’sinin 28/09/2011 dava tarihinden, 127.895,00-TL’sinin 25/11/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …A. Ş.’den alınarak davacı … Hizmetleri A. Ş.’ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,” karar verilmiş, verilen kararın davalı/birleşen dosya davacısı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 30/09/2021 tarih ve 2021/1177 E., 021/1066 K. sayılı ilamı ile; “Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı-davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,” karar verilmiş, verilen kararın davalı/birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 28/11/2022 tarih ve 2021/6058 E., 2022/5504 K. sayılı ilamı ile; “Mahkemece yaptırılan teknik incelemede, dava konusu anjiyo cihazında temel olarak floroskopi görüntüsünde kaybolmayı da kapsayan bir dizi arıza olduğu, teknik servis müdahalelerine ve parça değişimlerine rağmen arızanın ve cihazda meydana gelen hata kodlarının düzelmediği anlaşılmıştır. Bu itibarla satım sözleşmesine konu edilen cihazın tahsis ve kullanım yönünden değerini ve elverişliliğini azaltan bu eksikliğin üretimden gelen bir gizli ayıp olduğu açıktır. Birleşen davalı şirketin ise taraflar arasında imzalanan 17/04/2008 tarihli protokol uyarınca bu cihazın fabrikasyon ve montaj hatalarına karşı garanti verdiği, cihazın garanti süresince %95 oranında çalışır durumda bulunmasını taahhüt ettiği görülmektedir. Her ne kadar davaya konu cihaz birleşen davalı şirketten satın alınmamışsa da şirketin bu protokolle garanti verdiği sabit olduğundan ayıba karşı sorumlu olacağı da tartışmasızdır. Bu noktada tartışılması gereken husus dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu uyarınca birleşen davalının ayıplı cihaz nedeniyle sorumluluğunun kapsamıdır. Birleşen dosyada davacı hastane, davalı şirketin sözleşmeden doğan borcunu ifa etmediğinden bahisle borcun yerine getirilmemesi sebebiyle mal varlığının bulunduğu durum ile eğer yerine getirseydi bulunacağı durum arasındaki farkı yani müspet zararını satım sözleşmesinden sorumlu olan davalıdan isteyebilir. Birleşen davacı, dava konusu anjiyo cihazının arızalı olduğundan bahisle bir gün içinde tedavi ve teşhis edeceği hasta sayısındaki değişime atıf yapmış ve müspet zarar kalemi olarak tezahür eden kâr mahrumiyetine uğradığını iddia etmiştir. Bu itibarla mahkemece dava konusu cihazın bir müddet kullanıldığı da göz önünde bulundurularak sebepsiz zenginleşme oluşturmayacak şekilde elde ettiği faydanın indirilmek suretiyle birleşen davacının kâr mahrumiyetinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ve yanılgılı gerekçelerle karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi üzerine mahkememiz dosyası mahkememizin 2023/9 E. sırasına kaydedilmiş, Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinden alacaklı … A.Ş. tarafından, borçlu An Deva Tedavi Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş. aleyhine 148.761,41-TL asıl alacak, 3.670,25-TL faiz olmak üzere toplam 152.431,66-TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçlu ….A. Ş.’ye 14/12/2010 tarihinde tebliğ edildiği, … …A. Ş. tarafından 16/12/2010 tarihinde icra takibine itiraz edilmesi üzerine takibin durmuş olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 30/04/2010 tarihli ‘Tıbbi Cihazlar Bakım-Onarım Hizmet Sözleşmesi”ne göre, sözleşmenin süresinin 01/05/2010-30/04/2013 tarihlerini kapsadığı, KDV dahil sözleşme bedelinin 165.000-Euro olduğu, bu tutarın aylık 4.583,33-TL olarak 36 eşit taksitte ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafın talebi üzerine … 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş dosyasında yaptırılan 30/11/2010 tarihli tespit raporunda; 23/07/2010 tarihinde … teknik elemanları tarafından anjio cihazının tamir edildiği tek taraflı beyan edilerek teslim edildiği, ancak o tarihte ve daha önce alınan erorlogolarmın bugün itibari ile alman hata kodları ile aynı olduğu, cihazdaki mevcut arızaların giderilmediği, …’in çağrılma nedeni olan arızanın aynı şekilde devam etmekte olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları kapsamında değişik tarihlerde farklı bilirkişi heyetlerinden rapor temin edilmiştir.
16/05/2013 tarihli bilirkişi raporunda; 4 cihazın halihazırda hasta hizmetini engellemeyecek ve riske atmayacak boyutta giderilmiş olan ve nadiren ortaya çıkan skopi arızlarına karşın halen çalışır ve hizmet verir durumda olduğu, ancak sistemde kurulum zamanından bu yana hemodinami ünitesinin çalışmamakta olduğu, kurulum günlerinden itibaren sistemde tekrarlayan çeşitli arızların mevcut olduğu, dosyada mevcut hata kodları incelendiğinde 27271- 27785, 28778, 28787,28782, 27287,27288 hata kodlarının sıklıkla tekrarladığı, 30/11/2010 tarihli bilirkişi raporunda da bazı arızaların sürekli devam ettiği ve hata logolarının sürekli tekrarladığının belirtildiği, ancak arızalara rağmen hasta hizmetlerinin tam olarak kesilmediği, hastanede kurulu diğer anjiyografi cihazına ağnlık verilmekle birlikte arıza yaşanan cihazın da o tarihlerde kullanılmaya devam ettiği, kasım 2010 tarihinden sonraki arızalar için hata logoları alınmadığından yorum yapmanın mümkün olmadığı, diğer yandan bu hata kodlarının teknik arıza karşılıklarına ulaşılmadığı için ilgili arıza ve ona yönelik yapılan onarım girişimlerinin uygunluğu konusunda kesin yorum yapabilmenin mümkün olmadığını, hekim imzalı ve servis arıza raporlarında göze çarpan temel arızanın X-ray görüntüsünde ani kayıplar olmuşması olduğunu, benzer seri-model cihazlarda hastanede kurulu sistemde görülene benzer X-ray görüntüsünde kayıp olabileceğine dair sorun olabileceği, bunun kaynağı ve muhtemel çözümüne ilişkin 21/05/2008 ve 16/06/2008 tarihli uluslararası duyuru mektupları bulunmakta olduğu, 2009-2013 yıllarım kapsayan hata logoları ve bunların teknik karşılıkları olmadan cihazın ve verilen hizmetin ayıplı olup olmadığı hakkında yorum yapmanın mümkün olmadığını, ancak ve sadece X-ray görüntüsündeki kayıp probleminin … … tarafından yayınlanan dokümanlarda uyanlar da dikkate alındığında X-ray tube değişimine rağmen giderilmemiş olması bu cihazın değişiminin gereksiz olduğu ve teknik servis desteğinin ayıplı olduğu yönünde değerlendirilmiş olduğu belirtilmiştir.
11/12/2013 tarihli ek raporda; 4 bulgu ve saptamalara dayalı olarak kurulumu yapılan anjiyografi cihazının gizli ayıplı olduğu, bakım onarım hizmetinin ayıplı olarak sunulduğu’ kanaatine varıldığı ifade edilmiştir.
05/04/2014 tarihli bilirkişi (mali müşavir) raporunda; … A.Ş’nin yasal defter kayıtlarına göre … … Tie. A.Ş’den 147.895,00 TL alacaklı olduğu, anjio cihazının değerinde şubat 2011 tarihi itibariyle %20 oranında bir düşüş olduğu, bu değerdeki düşme sebebiyle 46.000,00 Euro’luk bir kayıp bulunduğu, 01/02/2011 tarihinde merkez bankası döviz alış kuruna göre Euro kuru (2,1842 TL) dikkate alındığında değer düşüklüğü nedeniyle oluşan kaybın 100.473,20 TL olduğu, anjio cihazının verimli olarak çalıştırılmaması nedeniyle oluşan kazanç kaybının 231.376,60 TL+KDV =249,886,73 TL olduğu belirtilmiştir.
08/10/2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda; teknik incelemede dava konusu olan …12 marka ve model … cihazı ile birlikte verilen ve kullanılan hemodinami ünitesinin başlangıçtan beri kullanılmadığının tespit edildiği, bu cihazın anjio cihazının kullanımım destekleyen ayrı bir cihaz olduğu ve anjio cihazına ek olarak verildiğinin anlaşıldığı, hemodinami ünitesinin çalışmaz halde teslim edilmiş olmasının bir ayıptan ziyade eksiklik olarak değerlendirilebileceği, teknik incelemede dava konusu anjio cihazında temel olarak floroskopi görüntüsünde kaybolmayı da kapsayan bir dizi arıza olduğu, teknik servis müdahalelerine ve parça değişimlerine rağmen arızanm ve cihazda meydana gelen hata kodlarının düzelmediği bilirkişi raporlarına ve dava dosyasında bulunan belgelere atıfla saptandığı, yine dava dosyasında bulunan 26/04/2013 tarihinde tutulan tutanakta parça değişimlerine rağmen ara ara ne zaman olacağı belli olmayan X-Ray skopi görütüsünde kayıp şeklinde bir arıza olduğu, cihazın kapatılıp açıldığı zaman arıza uyarısının kalktığı, fakat arıza kaydı olduğunda hata kodunun anjio işleminin devamının engellediğinin belirtildiği, satılanda satım sözleşmesinde kastedilen tahsis ve kullanma yönü bakımından onun değerini ve elverişliliğini azaltan eksikliğin ayıp olarak nitelenmekte ve bu ayıptan satıcının sorumlu olduğunun kabul edilmekte olduğu, bu anlamda anjio cihazının ayıplı olduğunun söylenebileceği, dosyada mevcut evraktan taraf beyanlarından anjio cihazının arızasımn giderilmesi amacı ile taraflar arasındaki bakım sözleşmesi kapsamında birçok kere tamir ve parça değişimleri yapılmış ise de sonucun değişmediği, cihaz arıza kaydı verdikçe alıcı …’mn tamir yolunu seçtiği, ancak tamirin başarılı olmadığı, bu süreçte alıcının ayıp ihbar mükellefiyetini de yerine getirdiğinin kabulü gerektiği,, cihazda meydana gelen tamir ve parça değişimlerine rağmen giderilememesinin davacı/karşı davalı …’in sorumluluğunda olduğu, bu nedenle de davacı yana verilen servis hizmetlerinin ve parça değişimlerinin de yararsız kaldığının anlaşıldığı, davalı/karşı davacı …’nın önce cihazın tamiri yolunu seçtiği, ancak tamirin pek çok denemeye rağmen başarılı olmadığı anlaşıldığından alıcının artık sözleşmeden dönerek semenin iadesini isteme hakkı olduğunu kabul etmek gerektiği, eğer ayıba bağlı haklardan birisi seçilip de bu talep karşı tarafça makul sürede yerine getirilemez ise temerrüt durumunun gerçekleşeceği ve iş sahibinin yeniden kalan haklar bakımından seçimde bulunma hakkının doğacağı, alıcının satım sözleşmesinden dönmüş olmakla satış bedeli olarak ödemiş olduğu parayı faizi ile birlikte talep edebileceği, alıcının dönme hakkını seçtiğinden cihazın değiştirilmesini isteyemeyeceği, alıcının ayrıca doğrudan veya dolaylı tüm zararlarını isteyebileceği bu anlamda kar kaybını da isteyebileceği, sebepsiz zenginleşme oluşturmayacak şekilde alıcının satılandan elde ettiği faydanın indirileceği, çünkü alınan malın bir müddet kullanıldığı ve fayda elde edildiği, ancak davalı kar kaybını istediğinden bu kar kaybı belirlenirken o zamana kadar elde ettiği kar düşülerek belirlenmiş olacağından kullanma suretiyle elde ettiği faydalanmanın da iade edilmiş olacağı, taraflar arasında ayrıca bakım sözleşmesi bulunduğu, alıcının bakım sözleşmesi gereği cihazın bakımı için Ödemiş olduğu parayı tamirin başarısız olması karşısında geri talep ettiği, yine değişen parça bedellerini de talep ettiği, ayıbın giderilmesinde başarısız olduğu ölçüde bakım ve parça ücretlerinin iade edilmesinin gerektiği ancak tamir ve bakım nedeni ile sağlanan faydanın da indirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
13/01/2016 tarihli başka bir heyet raporunda; kayıtlara göre yapılan incelemede adı geçen anjio cihazı ocak 2009 yılında kurulduktan sonra teknik servis ve hizmet bakım tutanaklarında da belirtildiği gibi on altı ayda 20 adet arıza ve durmalar tespit edildiği, ayrıca 04/02/2009 tarihinde cihazın çalışmadığının … teknik servise bildirildiği ve hemodinami cihazının eksik olması sebebiyle hemodinami eğitimi verilemediğinin … yetkili eğitmence not edildiği, yeni alman Hemodinami cihazının raporlardan ve dosya içerisindeki belgelerden hiç çalıştırılmadığının anlaşıldığı, davacı-davalının toplam 312.519,16-TL tutarında yedek parçaya fatura ettiği, anjio cihaz parçalannın deneme yanılma metoduyla arıza durumunda detayları servis raporlarında da yazılı değişime rağmen arızanın devam ettiği görüldüğünden, bu fatura bedellerinin teknik hizmet ayıbı olduğu kanaati hasıl olup icra takibine konu edilen yukarıdaki fatura bedelinin talep edilemeyeceği, Türkiyede özel hastanelerin hızlı değişim ve gelişim sürecinde kalite kriterlerinde önemli ve kapsamlı değişiklikler yapıldığı, 2008 yılında “Hizmet Kalite Standartlan” adı ile yayınlanan standart seti kalite çalışmalarının yeni bir sürece girmesini sağladığı, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde başlatılan kalite çalışmalarının kapsamına 2009 yılında özel hastanelere yönelik olarak yayınlanan “Özel Hastaneler Hizmet Kalite Standartları” seti ile özel hastanelerin de dahil edildiği, buna paralel olarak 2009 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun özel hastanelerin hastalardan alacağı ilave ücretlerin belirlenmesi amacıyla yayınladığı puanlandırma yönergesinde kullanılan puanlandırma parametrelerinden birinin Bakanlık tarafından hazırlanan “Özel Hastaneler Hizmet Kalite Standartlarının oluşturması fiili olarak ve resmen özel hastanelerin de kalite süreçlerine dâhil edilmesini sağladığını, bu çerçevede 2010 yılı ilk yarısında özel hastanelerin, Bakanlıkça belirlenen ekipler tarafından “Merkezi Değerlendirme” kapsamında değerlendirildiği, bu şekilde; Bakanlıkça belirlenen değerlendirme ekiplerinin yine Bakanlığın öngördüğü kurallar ve takvim çerçevesinde, tüm ülke genelinde belirlenen kurum ve kuruluşlarda gerçekleştirdiği sağlıkta kalite değerlendirme metodolojisi “HKS Merkezi Değerlendirme” adıyla kurumsallaştığı, Özel hastanelerde hizmet kalite Standart ve denetiminin çok titizlikle bu tarihten itibaren yapıldığı, davalı/karşı davacı hastanenin sadece kalp hastalıklarında hizmet veren bir hastane olduğu, anjio cihazının alımı öncesindede 20 yatak kapasitesini iki kat arttırarak 54 yatak yaptığı, Türkiye’de ve Dünyada 2008 yılında ekonomik kriz olmasına rağmen 2009 yılında mevcut hastanenin daha hızlı ve güvenilir anjio hizmeti vermek için … cihazı satın aldığı, Anjiografi yapacak hekimlerin bu şekilde arıza yapan bir cihaza güvenerek hasta almak istemeyecekleri, hatta almayacakları, tüm bu durumlar göz önüne alındığında mevcut davalı/karşı davacı … hastanesinin serbest piyasa şartlarında rekabet ve hizmet kalitesini etkileyen bu arızalar sebebi ile kar kaybına uğradığı, 05/04/2014 tarihli mali müşavir Ramazan Küçiikdemir’in kar kaybı raporunda belirlenen ve esas alınan verilere göre hazırlanan davalı/karşı davacının kar kaybı hesaplamasının uygun olduğu ve davalı/karşı davacının cihazın ayıplı çıkması nedeniyle uğradığı kar kaybının 231,376,60-TL olduğu, davacı/karşı davalının icra takibinde konu ettiği bakiye fatura alacaklarını talep edemeyeceği, cihazın ayıplı olması nedeniyle bakım faturalarının da talep edilmeyeceği, davalı/karşı davacımn çek ile yaptığı ödemelerin davacı/karşı davalı tarafından tahsil edilip edilmediği araştırıldıktan sonra ödemesi yapılan çek bedellerinin davacı/karşı davalı tarafından davalı/karşı davacıya iade edilmesi gerektiği, Parça bedelleri ile ilgili faturaların davalı/karşı davacı kayıtlarında yer almadığı belirtilmiştir.
08/10/2014 tarihli raporu düzenleyen bilirkişi heyeti 03/04/2017 tarihli ek raporlarında; kök raporu tekrarla davacı/karşı davalının, kendi ticari defterlerinde 16/05/2012 tarihi itibari ile davalı/karşı davacıdan 148.761.41-TL alacaklı gözüktüğü, cihazın 2 yıllık sürede % 20 oranında (100.473,20-TL) değer düşüklüğüne uğradığı belirtilmiştir.
Aynı bilirkişi heyeti 02/11/2018 tarihli 2. ek raporlarında; Mali inceleme sonucu, söz konusu cihazın satıcısının dava dışı … …. GmbH olduğunun görüldüğü, davalı/k.davacı tarafından sunulan faturalarda ve kayıtlara bakıldığında da davacı/k.davalı … A.Ş.’ nin ünvanı ile davacı/k.davalı şirkete ilişkin herhangi bir bilginin mevcut olmadığı, kök ve ek rapordan sonra dosyaya sunulan taraflar arasında akdedilmiş bir satış sözleşmesine de rastlanılmadığı ifade edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilafın çözümlenmesi için evvela uyuşmazlık konusu anjio grafi cihazına yapılan bakım onarım işlemlerinin ayıplı olup olmadığı ve yine uyuşmazlık konusu cihazın sağlık hizmetleri şirketine gizli ayıplı veyahut ayıplı olarak satılıp satılmadığı ve ayrıca davalı- karşı davacı olan sağlık hizmetleri sunucusunun, bahsi geçen arıza durumunun var olması halinde kazancından kayıp yaşayıp yaşamadığı hususlarının aydınlatılması gerekmektedir.
Talimat mahkemesince alınan ilk raporda, uyuşmazlık konusu cihazda x-ray görüntüsündeki kayıp probleminin … … tarafından yayınlanan dökünmanlardaki uyarılar da dikkate alındığında x-ray tube değişimine rağmen giderilmemiş olması bu değişimin gereksiz olduğu ve teknik servis desteğinin ayıplı olduğu yönünde yorumlandığı, ek olarak tanzim edilen raporda da, anjio grafi cihaz sisteminin bir parçası olan “hemodinami ünitesi” hiç çalışmamış ve halen de çalışmaması nedeniyle ilgili eğitim verilemediği, cihaz sisteminde temel olarak floroskopi görütüsünde kaybolmayı da içeren bir dizi arızanın baş gösterdiği ve yapılan teknik servis müdahaleleri ve parça değişimlerine rağmen söz konusu arızanın giderilemediği, sistemdeki arızanın … … tarafından bildirilen potansiyel problemle çakıştığı ve kurulumdan önce tespit edilmiş olan bu olası probleme ilişkin çözümlemelerin satış öncesi ve sonrası … şirketince uygun biçimde gerçekleştirilemediği ve ayrıca bakım- onarım- servis hizmetinin problemi tam olarak çözümleyemediği belirtilerek, anjiografi cihazının gizli ayıplı ve bakım onarım hizmetinin ise ayıplı olarak saptandığı belirtilmiştir.
Yapılan teknik incelemelerde saptandığı üzere; dava konusu anjio cihazında floroskopi görüntüsünde kaybolmayı da kapsayan bir dizi arıza bulunduğu, teknik servis müdahalelerine ve parça değişimlerine rağmen arızanın ve cihazda meydana gelen hata kodlarının düzeltilemediği, parça değişimlerine rağmen ara ara ve ne zaman olacağı belli olmayan x ray skopi görüntüsünde kayıp şeklinde arıza görüntü çıktığı, cihazın kapatılıp açıldığı zaman arıza uyarısının yaptığı fakat arıza kaydı olduğunda hata kodunun anjio işleminin devamını engellediği hususları saptanmış olup, satılanda satım sözleşmesinde kastedilen tahsis ve kullanma yönü bakımından onun değerini ve elverişliliğini azaltan eksikliğin ayıp olarak nitelenmesi gerektiği, yine dosyaya sunulan belge ve kayıt kapsamlarına göre de; anjio cihazının arızasının giderilmesi amacıyla ve bakım sözleşmesi kapsamında bir çok kez tamir ve parça değişimleri yapıldığı ancak; bu iş ve işlemlere karşın sonucun değişmediği, cihazda meydana gelen arızaların tamir ve parça değişimlerine rağmen giderilememesinin davacı- karşı davalı şirket sorumluluğunda olduğu ve cihazın medikal cihaz niteliğinde olması da dikkate alınarak, davacı- karşı davalı tarafça verilen servis hizmetleri ve parça değişimlerinin yararsız kaldığı, cihazın ayıplı imal edilmiş olması karşısında aslında bu servis hizmeti ve parça değişimlerinden sonuç alınamayacağının da bilinmesi gerekmekle ve keza servis ve parça değişimlerine nazaran sonucun da değişmemiş olması karşısında bu sebeple davalı- karşı davacı tarafça yapılan ödemelerin iadesi gerektiği kanaatine varılmış, davalı-birleşen dosya davacısının 25/11/2014 tarihli ıslah dilekçesi de gözönünde bulundurularak, 147.895,00-TL (fazla ödeme nedeniyle) alacağın 20.000,00-TL’sinin 28/09/2011 dava tarihinden, 127.895,00-TL’sinin 25/11/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı-birleşen dosyada davalı …A. Ş.’den alınarak davalı-birleşen dosyada davacı … Hizmetleri A. Ş.’ye verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında temin edilen raporlar doğrultusunda, dava konusu anjiyo cihazında temel olarak floroskopi görüntüsünde kaybolmayı da kapsayan bir dizi arıza olduğu, teknik servis müdahalelerine ve parça değişimlerine rağmen arızanın ve cihazda meydana gelen hata kodlarının düzelmediği anlaşılmıştır. Bu itibarla satım sözleşmesine konu edilen cihazın tahsis ve kullanım yönünden değerini ve elverişliliğini azaltan bu eksikliğin üretimden gelen bir gizli ayıp olduğu açıktır. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 28/11/2022 tarih ve 2021/6058 E., 2022/5504 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi, birleşen davalı şirketin taraflar arasında imzalanan 17/04/2008 tarihli protokol uyarınca bu cihazın fabrikasyon ve montaj hatalarına karşı garanti verdiği, cihazın garanti süresince %95 oranında çalışır durumda bulunmasını taahhüt ettiği görülmektedir. Her ne kadar davaya konu cihaz birleşen davalı şirketten satın alınmamışsa da şirketin bu protokolle garanti verdiği sabit olduğundan ayıba karşı sorumlu olacağı da tartışmasızdır. Bu noktada tartışılması gereken husus dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu uyarınca birleşen davalının ayıplı cihaz nedeniyle sorumluluğunun kapsamıdır. Birleşen dosyada davacı hastane, davalı şirketin sözleşmeden doğan borcunu ifa etmediğinden bahisle borcun yerine getirilmemesi sebebiyle mal varlığının bulunduğu durum ile eğer yerine getirseydi bulunacağı durum arasındaki farkı yani müspet zararını satım sözleşmesinden sorumlu olan davalıdan isteyebilir. Birleşen davacı, dava konusu anjiyo cihazının arızalı olduğundan bahisle bir gün içinde tedavi ve teşhis edeceği hasta sayısındaki değişime atıf yapmış ve müspet zarar kalemi olarak tezahür eden kâr mahrumiyetine uğradığını iddia etmiştir. Bu itibarla, dava konusu cihazın bir müddet kullanıldığı da göz önünde bulundurularak sebepsiz zenginleşme oluşturmayacak şekilde elde ettiği faydanın indirilmek suretiyle birleşen davacının kâr mahrumiyetinin davalıdan tahsiline de karar verilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında SMM bilirkişi … tarafından düzenlenen 05/04/2014 tarihli rapor ile, dava konusu cihazın verimli çalıştırılamaması nedeniyle davacı tarafın uğramış olduğu kâr kaybının 249.888,73-TL olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu rapor, Yargıtay uygulamasını esas alması, denetime elverişli olması dikkate alınarak, hükme esas alınabilir nitelikte bulunmuştur. Bu itibarla, davalı-birleşen dosya davacısının 25/11/2014 tarihli ıslah dilekçesi de gözönünde bulundurularak, 249.888,73-TL kâr kaybı alacağının 20.000,00-TL’sinin 28/09/2011 dava tarihinden, 229.888,73-TL’sinin 25/11/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı-birleşen dosyada davalı …A. Ş.’den alınarak davalı-birleşen dosyada davacı … Hizmetleri A. Ş.’ye verilmesine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı tarafın sözleşmeyi dava dışı … ile yapmış olması ve aynı zamanda her iki tarafın tacir olmaları karşısında satıcıya yöneltilebilecek taleplerinin ise yerinde olmadığı kanaatine varılmış, bu anlamda birleşen dosya kapsamında davacı tarafın diğer alacak taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 08/04/2021 tarih ve 2020/592 E., 2021/282 K. Sayılı kararı ile asıl davanın reddine karar verilmesi ve sonrasında bu karara karşı yapılan istinaf ve temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi üzerine, asıl davada verilen kararın kesinleşmiş olması nedeniyle, asıl dava yönünden aynı hükmün kurulması gerekmiştir.
Açıklanan tüm bu sebeplerle yerinde görülmeyen asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a) Asıl davada, davacı …A. Ş. tarafından davalı … Hizmetleri A. Ş. aleyhine açılan davanın REDDİNE,
b) Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.501,55-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.442,25-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
c) Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden usuli kazanılmış hak ilkesi de gözönünde bulundurularak Mahkememiz ilk karar tarihi 2019 yılı AAÜT gereğince belirlenen 14.944,53-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d) Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e) Esas davada davalı tarafça yapılan 2.700,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-a) Birleşen davada, davacı … Hizmetleri A. Ş. tarafından davalı …A. Ş. aleyhine açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 147.895,00-TL (fazla ödeme nedeniyle) alacağın 20.000,00-TL’sinin 28/09/2011 dava tarihinden, 127.895,00-TL’sinin 25/11/2014 ıslah tarihinden itibaren, 249.888,73-TL kâr kaybı alacağının 20.000,00-TL’sinin 28/09/2011 dava tarihinden, 229.888,73-TL’sinin ıslah tarihi 25/11/2014 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …A. Ş.’den alınarak davacı … Hizmetleri A. Ş.’ye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
b) Birleşen davada alınması gerekli 27.172,60-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 8.760,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 18.412,10-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yatırılan 8.760,50-TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
c) Birleşen davada davacı tarafından yapılan 241‬,00-TL müzekkere ve davetiye posta masrafı ile 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 841,00-TL yargılama giderinden, davanın kabul-red oranına göre belirlenen 635,97-TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine; artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
d) Birleşen davada davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 58.689,72-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
e) Birleşen davada davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 20.235,79-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 aylık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/03/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır