Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/592 E. 2023/659 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/592 Esas
KARAR NO :2023/659

DAVA:Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:03/01/2023
KARAR TARİHİ:22/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
Müvekkili Bankanın … Şubesi ile davalı …. Ltd. Şti. arasında imzalanan sözleşmeler gereği çeşitli krediler kullandırıldığını, … Paz. Ltd. Şti, … Mad. San. Tic. Ve Paz. Ltd. Şti. tarafından kefil sıfatıyla imzaladıklarını, sözleşmeye istinaden kullandırılan kredilerden kaynaklanan borçlarını ödemediğinden borçlarını ödemesi için …. Noterliğinin 03.01.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilmiş, ihtarname keşide edilmesine rağmen, borcun ödenmemesi üzerine borçlu şirket aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, Borçlu davalılar hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibine itiraz dilekçesinde; alacaklı olan müvekkilim Bankaya herhangi bir borçlarının bulunmadığı iddia edilerek borcun tamamına, faize ve ferilerine itiraz edilmiş ve bu kötü niyetli ve mesnetsiz itiraz ile söz konusu icra takibi durduğunu, İtirazın hiçbir haklı gerekçeye dayanmadığını, tamamen müvekkili Bankanın alacağının tahsilini geciktirmeye yönelik ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, bu nedenle davalı/borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA, ayrıca davalı aleyhine %20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin de davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dava dilekçesinde ve ödeme emrinde belirtildiği şekilde borcu bulunmadığını, Takibe konu kredi sözleşmeleri ve kat ihtarı içeriğinden/dayanağından dolayı müvekkilinin takip talebinde alacaklı olarak gözüken davacı şirkete hiçbir borcunun mevcut olmadığını, davacı tarafın talep ettiği faiz fahiş olduğunu, Faiz başlangıç tarihinin neye göre saptandığı, hangi tarihler arası faiz işletildiği açıklanmadığını, %20’ı oranında icra inkar tazminatı şartları oluşmadığını, zira alacağın likit ve belirlenebilir olmadığını, Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için alacağın gerçek miktarının bedeli ve sabit olması veya borçlu tarafından alacağın tüm unsurlarıyla tespitinin mümkün olması, alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerektiğini, Takip dayanağı olarak belirtilen sözleşmelerde yer alan imzaların müvekkili şirket yetkililerine ve kefillere ait olmadığını, hesap kat ihtarının usulüne uygun olmadığını, verilen sürenin yasaya aykırı olduğunu, Kefalet sözleşmesinin bağımsız ayrı bir sözleşme olduğunu, huzurdaki davada da kefalet sözleşmesinin ticari niteliği bulunmadığını, dolayısıyla huzurdaki davada TTK’nın faize ilişkin ilgili hükümlerinin uygulanma alanının olmadığını, Teminat Mektuplarının gayrı nakdi kredilerin hangi kredilere veya işleme istinaden kullandırıldığının belli olmadığını, Çek yapraklarıyla ilgili keşide tarihi, bedeli, ibraz edilip edilmediği ve sair hususlar açıklanmadığını, bu bedellerin tamamına itiraz ettiklerini, ayrıca kefilin sorumluluğunun, asıl borçlunun sorumluluğunu aşamayacağını, Dava dilekçesinde gayrı nakdi riskden ne kadar bedelle sorumlu oldukları, kefalet limiti belirli açıklanmadığını, Bu konuda davacı tarafın genel, soyut ve müphem açıklamalarda bulunduğunu, davacı tarafın bu yönde yapacağı açıklamalara ve sunacağı delil belgelere karşı her türlü itiraz ve karşı delil belge sunma haklarını saklı tuttuklarını, Haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddine talep etmiştir.
Mahkememizin 2023/7 esas sayılı dosyasında, 09/05/2023 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararında davacı vekiline davalı … yönünden arabuluculuk son tutanağının sunulması için ihtaratlı iki haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin verilen süre içerisinde arabuluculuk son tutanağını mahkememize ibraz etmediği, bunun üzerine 19/09/2023 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince davalı … hakkında açılan davanın tefrikine karar verildiği, tefrik kararı üzerine mahkememizin 2023/592 esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre ; MADDE 5/A- (1) “Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Yine 05/04/2023 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 31. maddesiyle 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş, 7445 Sayılı Kanunun 43/1-a maddesiyle, bu Kanunun 31. maddesinin 01/09/2023 tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılmıştır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A. maddesine göre; “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Söz konusu yasal düzenlemeler ve dosya kapsamı dikkate alındığında, eldeki davanın itirazın iptali davası olduğu ve 03/01/2023 tarihinde açıldığı, 01/01/2019 tarihi itibariyle açılan itirazın iptali davalarında artık dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davacı tarafça dosyaya davalı yönünden arabuluculuk son tutanağı sunulmadığı gibi, arabulucuya başvurulduğuna ilişkin bir beyanda da bulunulmadığı anlaşılmakla, 6325 Sayılı Kanunun 18/A-2, 6102 Sayılı TTK’nın 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 30. maddesiyle değişik 5/A-1 maddesi, 6100 Sayılı Kanunun 114/2, 115. maddeleri gereğince, açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6325 Sayılı Kanunun 18/A-2, 6102 Sayılı Sayılı TTK’nın 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 30. maddesiyle değişik 5/A-1 maddesi, 6100 Sayılı Kanunun 114/2, 115. maddeleri gereğince, davacı tarafından davalı … hakkında açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,80 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalıya VERİLMESİNE,
5-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; tarafların yokluğunda, HMK’nın 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 22/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır