Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/562 E. 2023/635 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/562 Esas
KARAR NO :2023/635

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:08/09/2023
KARAR TARİHİ:13/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinden Tasfiye Halinde …A. Ş. firması ile … Bankası arasında 17/01/2008 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, diğer müvekkilleri …’nin kefil sıfatı sözleşmeyi imzaladıklarını, bu nedenle sorumlu olduklarını, kredi sözleşmesinden doğan borçların teminatını teşkil etmek üzere, … A.Ş.’nin maliki olduğu İstanbul, …, 28 pafta, 4646 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 10/04/2007 tarih ve … yevmiye sayılı 28.000.000,00 USD bedelli, 17/09/2007 tarih ve … yevmiye sayılı 3.500,000,00-TL bedelli ipotekler tesis edildiğini, davalı banka tarafından kredi sözleşmesinden doğan alacakların kat edildiğini ve ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, …A.Ş. tarafından 20/07/2011 tarihinde ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan davada, iflasın ertelenmesi talep edildiğini, yapılan yargılama sonucunda 25/04/2012 tarih ve … esas sayılı kararı ile davanın kabulü ile iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiği, verilen bu karar Yargıtay incelemesinde iken müflis şirket tarafından yine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 19/04/2013 tarihinde açılan davada, iflas erteleme süresinin 1 yıl daha uzatılmasının talep edildiğini ve açılan bu davanın iflas ertelemesi kararı verilmesine ilişkin kök dava olan … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesinin talep edildiğini, müflis tarafından 18/04/2014 tarihinde, iflas ertelemesine ilişkin olarak … esas sayılı dosyası ile verilen kararın halen Yargıtay incelemesinde olduğu, iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine ilişkin sürenin sonunda, sürenin bir yıl daha uzatılması için açılan… esas sayılı dosyası ile açılan davanın da derdest olduğu , birinci uzatma süresinin 24/04/2014 tarihinde dolacak olması nedeni, iflas erteleme süresinin 25/04/2014 tarihinden itibaren 2. kez uzatılması talebi ile aynı mahkemenin … esas sayılı dosyasında yeni bir dava açıldığını, yine müflis tarafından 22/04/2015 tarihinde … Esas sayılı dosya ile açılan davada, iflasın 3. kez uzatılması, verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarının devamı ve davanın 1. uzatma davasının görüldüğü… esas sayılı doyası ile birleştirilmesinin talep edildiğini, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda 19/10/2016 tarihinde … karar sayısı ile verilen karar ile davanın reddine karar verilerek müvekkili …A.Ş. firmasının iflasına karar verildiğini, iflas kararı ile ihtiyati tedbir kararlarının kaldırıldığını, …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile kredi sözleşmesinin teminatı olan ipoteklerin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, davanın halen derdest olduğunu, …. İflas Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile tasfiyesi süren Müflis …A. Ş.’den alacaklı olan … Bankası’nın iflas masasına yapmış olduğu alacak kaydı talebinin kısmen reddedilmesi üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile kayıt kabul davası açıldığını, davanın kısmen kabulü ile iflas tarihi itibariyle toplam 279.047.305,55-TL olarak tespit edilen alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verildiğini, verilen bu kararın kesinleştiğini, takip devam ederken … Bankası’nın, müflisten olan tüm alacağını ve bu alacağın teminatını teşkil eden rehin haklarını …. Noterliği’nin 13/08/2021 tarih ve … yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile davalı … A.Ş.’ne temlik ettiğini, alacaklı tarafından ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte banka alacağı olarak 93.409.459,89 USD + 937.528,94-TL belirtildiğini ve ipotekle temin edilen kısım olan 28.000,000,00 USD ve 3.500,000,00-TL’nin ipotekle sınırlı olmak üzere tahsilinin talep edildiğini, takip talebinde harca esas değer olarak 337.519.835,76-TL olarak belirtildiğini, açılan takipte asıl alacak, işlemiş faizler ve ferilerinin fiili ödeme günündeki aynı döviz cinsinden ödenmesi ya da fiili ödeme günündeki TCMB döviz efektif satış kurundan Türk lirası karşılığının ödenmesi talep edildiğini, oysa Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/5287 Esas, 2022/3913 Karar sayılı 07/09/2022 tarihli kararında da belirtildiği üzere yabancı para alacaklarının iflas masasına kayıt şekli konusunda icra ve iflas kanununda açık bir hüküm bulunmadığını, sadece İİK. nun 198. maddesinin 1.fıkrasında konusu para olmayan alacakların ona eşit bir kıymette para alacağına çevrileceğinin öngörüldüğünü, öğretide de konusu yabancı para olan alacakların da anılan yasa hükümlerine göre iflasın açıldığı andaki döviz kuru üzerinden Türk lirasına çevrilerek iflas masasına yazdırılacağının kabul edildiğini, İcra İflas Kanunun 195 maddesinde de iflasın açılması ile müflisin borçlarının muaccel olacağı ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarının ana paraya eklenerek masaya kaydedileceğinin öngörüldüğünü, bu hükmün amacının iflas tarihinde masanın aktif ve pasiflerinin eşit şekilde ve aynı zamanda belirlenerek müflisin tüm alacaklılarına eşit ödeme yapılması olduğunu, bunu sağlamak için de yabancı para alacaklarının iflas kararının verildiği tarihte aynı paraya (Türk lirasına) çevrilmesi gerektiğini, diğer yandan yabancı para alacağının aynen kaydının alacaklılar arasında eşitliği ön planda tutan İflas hukukunun bu prensibini de zedelemiş olacağını, zira İflasta imtiyazlı alacakların İİK’nun 206. maddesinde ilk 5 sırada sayılmış olup, yabancı paranın masaya aynen kaydedilmesi halinde yabancı para alacakları lehine kanunda öngörülmeyen bir imtiyaz yaratılmış olacağını, bu durumda ise aynı sırada bulunan ülke parası alacaklısı ile yabancı para alacaklısı arasında eşitsizlik meydana geleceğini, bu sonucun ise her sıradaki alacaklının eşit hakka sahip olduğunu belirten İİK nun 207.maddesine aykırılık teşkil edeceğini, alacaklı bankanın, gerek iflas dosyasındaki ve gerekse …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki tüm alacaklarını, …. Noterliği’nin 13/08/2021 tarih ve … yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile … A.Ş.’ye devretmiş olduğunu, bu nedenle davada temlik alacaklısı sıfatı ile … A.Ş.’nin davalı olarak gösterildiğini, mevcut durumda, … Bankası’nın alacağını temlik alan davalı … A.Ş.’nin, iflas masasından bağımsız olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … esas dosyası ile derdest olan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile açılan takibe, takip talebinde belirtilen şartlar ile devam etmekte olduğunu, bu durumun yukarıda zikredilen İİK 195, 198, 206 ve 207 maddelerine aykırılık teşkil etmekte olup, rehinli alacaklıya tespit edilen alacağından çok daha fazlasını tahsil etme ve hatta ipotekli gayrimenkulü alacağına mahsuben alma imkanını vermekte olduğunu, bu durumda diğer alacaklılara herhangi bir ödeme yapılması imkanının da ortadan kalkacak olduğunu, ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından verilen kararda alacaklı bankanın tüm alacağının iflas tarihi itibarı ile 279.047.305,55-TL olduğu tespit edilmiş olup, verilen bu kararın kesinleştiğini, üstelik açılan davada, alacaklı banka alacağının rüçhanlı olarak kaydedilmesini talep etmediğini ve bu nedenle verilen kararda tespit edilen alacağın rüçhanlı alacak olarak kaydına karar verilmemiş olduğunu, kesinleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından verilen karar sonucunda müvekkillerinden Tasfiye Halindeki …A.Ş.’nin iflas tarihi olan 19/10/2016 itibarı ile borcunun 279.047.305,55-TL olduğu sabit olup, takipte bu miktarı aşan kısımlardan dolayı borcunun olmadığının açık olduğunu, bu nedenlerle, öncelikle; yargılama süresinde, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas ve …. İflas Dairesinin … esas sayılı dosyasından, ipotekli gayrimenkulün satışına yönelik olarak yapılan satış işlemlerinin mevcut ipotekler teminat kabul edilerek dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, yapılacak yargılama neticesinde, kesinleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından verilen karar sonucunda, müvekkillerinden Tasfiye Halindeki …A.Ş.’nin iflas tarihi olan 19/10/2016 itibarı ile borcunun 279.047.305,55-TL olduğunun sabit olmakla, takipte bu miktarı aşan kısımlardan dolayı borcunun olmadığının tespiti ile iptaline, takibin iflas tarihi olan 19/10/2016 tarihinden 279.047.305,55-TL asıl alacak üzerinden itibaren yasal faizi ile birlikte devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre ; MADDE 5/A- (1) “Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Yine 05/04/2023 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 31. maddesiyle 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş, 7445 Sayılı Kanunun 43/1-a maddesiyle, bu Kanunun 31. maddesinin 01/09/2023 tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılmıştır. Söz konusu kanun hükümleri dikkate alındığında, 01/09/2023 tarihi itibariyle, menfi tespit davaları bakımından, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirildiği anlaşılmaktadır. Eldeki davanın açılış tarihi 08/09/2023 tarihidir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A. maddesine göre; “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Söz konusu yasal düzenlemeler ve dosya kapsamı dikkate alındığında, eldeki davanın menfi tespit davası olduğu ve 08/09/2023 tarihinde açıldığı, 01/09/2023 tarihi itibariyle açılan menfi tespit davalarında artık dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davacı tarafça dosyaya arabuluculuk son tutanağı sunulmadığı gibi, arabulucuya başvurulduğuna ilişkin bir beyanda da bulunulmadığı anlaşılmakla, 6325 Sayılı Kanunun 18/A-2, 6102 Sayılı Sayılı TTK’nun 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 30. maddesiyle değişik 5/A-1 maddesi, 6100 Sayılı Kanunun 114/2, 115. maddeleri gereğince, açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6325 Sayılı Kanunun 18/A-2, 6102 Sayılı Sayılı TTK’nun 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 30. maddesiyle değişik 5/A-1 maddesi, 6100 Sayılı Kanunun 114/2, 115. maddeleri gereğince, açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli en 269,85-TL harcın, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 998.564,64-TL harçtan mahsubu ile bakiye 998.294,79‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm tesisine YER OLMADIĞINA,
5-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan ve bakiye kalan gider avansının, kararın kesinleşmesi sonrası ilgilisine İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan incele sonunda, 6100 Sayılı HMK’nun 341 ve devamı maddeleri gereğince, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır