Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/487 E. 2023/927 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/487
KARAR NO :2023/927

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:31/07/2023
KARAR TARİHİ:30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili banka tarafından kurumsal, ticari ve bireysel segmentlerde yer alan tüm müşterileri için bir ödeme ve tahsilat yöntemi olarak “Kesin Ödeme” isimli bir ürün geliştirildiğini, bu ürün ile, müşterilerin ileri vadeli ödeme ve tahsilatlarının müvekkili banka garantisi altında gerçekleştirilmesine yönelik çözüm sunulmakta olduğunu ve müşterilerin vadeli alım-satımdan kaynaklanan işlemlerini kesin ödeme yöntemiyle kolay ve güvenli şekilde gerçekleştirebilmesinin sağlanmakta olduğunu, kesin ödeme yönteminin, ticari ve bireysel müşterilerin alacakları ve borçları için banka garantisi sağlayan, 7/24 ve hızlı bir şekilde ulaşılabilen, esnek taksitle ödeme kolaylığı sağlayan, kısmen veya tamamen devredebilme imkanı sunan ve çek, senet veya DBS ürünleri yerine kullanılabilecek bir ödeme yöntemi olduğunu, kesin ödeme ürününün kredili ve kredisiz seçenekleriyle sunulabilmekte olduğunu, kredisiz olarak vadesiz mevduat bakiyelerini kullanmak suretiyle tüm müşterilerinin, kredili olarak ise müvekkili bankanın mevzuatı/uygulamaları çerçevesinde kredilendirilmesinde idari/yasal engel bulunmayan müşterilerinin kendilerine sağlanan kredi limitinin yettiği kadar bahsi geçen üründen yararlanabilmekte olduğunu, bu ürünün müşterilerine yalnızca internet bankacılığı ile mobil bankacılık olan dijital kanallarından sunulmakta olduğunu, müşterilerin kendilerine sağlanan kredi limiti veya vadesiz mevduat hesabında bulunan bakiyesi kadar ileri tarihli bir talimat oluşturarak başka bir müşteriye gönderebilmekte olduğunu, talimatı alan müşterilerinin, almış oldukları talimat tutarını dilerse vade günü tam tutar üzerinden; dilerse vadesine kalan süre üzerinden faiz/komisyon ödeyerek vadesinden önce alabilmekte olduğunu, ürünün kullanımına açılmasının ardından mobil uygulamalarında oluşan sistem açığından yararlanmak suretiyle 12.04.2023 ve 13.04.2023 tarihlerinde belirtildiği şekilde kredi limiti veya hesap bakiyesi için oluşturulan kontrolün çalışmadığını ve bunun sonucunda; talimat vermek için yeterli mevduat hesap bakiyesi veya kredi limiti bulunmayan müşteri olan davalıların kötü niyetli olarak talimat verdiğini, bazı müşterilerinin hatayı fark ederek akrabalık ilişkisi veya iş ilişkisi bulunan ve durumdan haberdar ettiği ve/veya haberdar olan kişilere yüksek tutarlarda talimat oluşturarak gönderim yaptığını, talimat kaydını alan müşterilerin ise yine sistem kaynaklı sorunu bilmelerinin de etkisiyle erken alma seçeneğini kullanarak gelen talimat tutarını hesaplarına aktardığını, erken alınarak hesaba aktarılan tutarların müşterileri tarafından başka bankalardaki hesaplarına veya akrabalık/iş ilişkisi bulunan ve durumdan haberdar olan 3. kişilere EFT ile aktarıldığını, yapılan işlem sonucunda müvekkili bankanın geçici hesaplarında borç bakiyesi oluştuğunu ve gerek talimat veren; gerekse erken alma imkanını kullanan müşterileri tarafından açıktan yararlanmış olmasa kullanamayacağı miktarlarda karşılığı olmayan tutarların kullanıldığını ve müvekkili bankanın zarara uğratıldığını, somut olayda davalı …’in, diğer davalı … lehine hesabında yeterli bakiye ve yeterli kredi limiti olmamasına rağmen 500.000,00-TL kesin ödeme talimatı verdiğini, talimat tutarının, … tarafından erken alma seçeneğiyle alındığını ve hemen ardından davalı …’e gönderildiğini, davalı …’in ise bu parayı davalı …’a gönderdiğini; davalı …’un, diğer davalı … lehine hesabında yeterli bakiye ve yeterli kredi limiti olmamasına rağmen 990.000,00-TL kesin ödeme talimatı verdiğini, talimat tutarının, davalı … tarafından erken alma seçeneğiyle alındığını ve hemen ardından davalı …’a gönderildiğini; davalı …’un, davalı … lehine hesabında yeterli bakiye ve yeterli kredi limiti olmamasına rağmen 999.000,00-TL kesin ödeme talimatı verdiğini, talimat tutarının, davalı … tarafından erken alma seçeneğiyle alındığını ve hemen ardından davalı …’a gönderildiğini; davalı …’ın, davalı … lehine hesabında yeterli bakiye ve yeterli kredi limiti olmamasına rağmen 500.000,00-TL kesin ödeme talimatı verdiğini, talimat tutarının, davalı … tarafından erken alma seçeneğiyle alındığını ve hemen ardından 200.000,00-TL’lik kısmının davalı …’a ve 300.000,00-TL’lik kısmının ise davalı …’a gönderildiğini; davalı …’un, davalı … lehine hesabında yeterli bakiye ve yeterli kredi limiti olmamasına rağmen 995.000,00-TL kesin ödeme talimatı verdiğini, talimat tutarının, davalı … tarafından erken alma seçeneğiyle alındığını ve hemen ardından davalı …’a gönderildiğini; davalı …’ın, davalı … lehine hesabında yeterli bakiye ve yeterli kredi limiti olmamasına rağmen 900.000,00-TL kesin ödeme talimatı verdiğini, talimat tutarının, davalı … tarafından erken alma seçeneğiyle alındığını ve hemen ardından …’a gönderildiğini, talimatların, aradaki faizi/komisyonu az ödeyebilmek amacıyla ertesi gün vadeli gerkçeleştirildiğini ve lehine talimat verilen ve durumdan haberdar olan müşterilerin, talimat anından 1-2 dakika içerisinde erken alma seçeneğinden faydalanmak suretiyle talimatı kabul ederek parayı hesaplarına aldıklarını, neticeten tespit edilebilen bahsi geçen müşterilerin bu işlemlerinden davalı …’ın diğer bankalarda yer alan hesaplarına para aktarımları yapılldığını, müvekkili banka nezdinde yapılan incelemede taleplerinin konusu paraların davalı … hesaplarında toplandığını, söz konusu tüm işlemlerdeki tutarların tamamından davalı … evleviyetle sorumlu olduğunu, diğer davalı müşterilerin ise, ürünü kullandıkları ve/veya aktarım yaptıkları tutarlar kadar davalı … ile beraber müteselsilen sorumlu olduklarını, davalıların dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiklerini, tüm bu nedenlerle öncelikle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bahsedilen tutarlardaki alacak miktarıyla sınırlı olarak adı geçenlerin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine teminat aranmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesini ve davalıların tüm bankalardaki hesaplarına; özellikle …Bankası Anonim Şirketi ve … Şirketi nezdinde bulunan tüm hesaplarına teminat aranmaksızın ihtiyati tedbiren bloke konulmasını, neticeten müvekkili bankanın 4.884.000,00-TL zarar tutarının, aralarındaki hukuki ve fiili irtibat ile organik bağ sebebiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 4.884.000,00-TL’sinden …; 900.000,00-TL’sinden …; 1.890.000,00-TL’sinden …; 1.994.000,00-TL’sinden …; 995.000,00-TL’sinden …; 500.000,00-TL’sinden …; 999.000,00-TL’sinden …; 990.000,00-TL’sinen …; 500.000,00-TL’sinden …; 500.000,00-TL’sinden ise … müteselsilen sorumlu tutularak dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %26,52 ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından değiştirildiği takdirde nakit çekim veya kullanım işlemlerinde uygulanacak azami gecikme faiz oranı ile BSMV ve diğer fer’ileriyle birlikte ödenmesini talep etmiştir.
Davalılar, kendilerine usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
Dava, davacı banka tarafından geliştirilen ve dijital kanallarda sunulan ödeme ve tahsilat yöntemi olan kesin ödeme ürününün, davalılar tarafından mobil uygulamalarında oluşan sistem açığından faydalanılarak kullanıldığı ve kredi limitlerinin üzerinde tahsilat yapıldığından bahisle, davalıların sorumlu oldukları tutarların tahsili istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce müşteri hesap esktreleri, KKB detay bilgileri, dekontlar, gönderim kayıtları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası vs. dosyamız arasına alınarak hep birlikte incelenmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 28/11/2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak 28/05/2014 günü yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesine göre, bu Kanun’un kapsamını “her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar” oluşturmakta olup, anılan Kanun’un 3/1-l maddesinde de gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan bankacılık sözleşmeleri tüketici işlemi olarak düzenlenmiş olmakla birlikte, dava tarihi tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa yürürlüktedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73. maddesinde de tüketici mahkemeleri düzenlenmiş ve ”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” denilmiştir.
Somut olayda, davacı banka tarafından, geliştirilen “Kesin Ödeme” ürününe istinaden bir kısım davalı gerçek kişilere kredi kullandırıldığı, davalıların işlem yapılan hesaplarının bireysel hesap olduğu, davalıların gerçek kişi oldukları anlaşılmakla, açılan davada görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu açıktır.
6100 Sayılı HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının, HMK’nın 115. maddesi gereğince davanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunlu olup, mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca davaya bakma görevi tüketici mahkemesine ait olduğundan, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 331. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde, talep üzerine harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK’nın 20. maddesi gereğince, karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde yetkili mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, davacı vekili ile bir kısım davalı asillerin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır