Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/433 E. 2023/959 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARA
ESAS NO:2023/433 Esas
KARAR NO :2023/959 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:07/07/2023
KARAR TARİHİ:06/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirket ile dava dışı …arasında … numaralı … Sigorta Poliçesi akdedildiğini ve 22/02/2021-22/02/2022 tarihleri arasında poliçeye konu dava dışı sigortalının maliki olduğu taşınmaz ile ilgili söz konusu poliçe kapsamında meydana gelen rizikoların teminat altına alındığını, 14/08/2021 tarihinde sigortalı taşınmazda bulunan … marka buzdolabının motorundan ateş çıktığını ve sigortalı taşınmazda yangın çıktığını, itfaiye raporunda yangının buzdolabından çıktığını ve yakın mesafede bulunan eşyaların kısmen eridiğini, mutfak içinin tamamen kirlendiğini, mutfak duvar sıvalarının bir kısmının dökülmüş olduğu ve konutta yangın hasarının olduğunun belirtildiğini, olay nedeniyle müvekkili sigorta şirketi nezdinde açılan … sayılı hasar dosyası kapsamında ekspertiz incelemesi yapıldığını ve oluşan hasarın bedelinin davalı firmaya rücu edilebileceğinin bildirildiğini, alacağın tahsili için …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu işbu davanın ikame edilmeden önce arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak olumsuz sonuçlandığını, davanın kabulü ile itirazın iptalini, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğundan davanın öncelikle görevsizlikten reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu yangının buzdolabından kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti için buzdolabı üzerinde teknik inceleme yapılması gerektiğini, yangın raporlarının ispat açısından tek başına yeterli ve elverişli olmadığını, dava konusu ürünün satış sonrası hizmetler yönetmeliğinde belirlenen 10 yıllık kullanım ömrünü sorunsuz şekilde tamamladığını, üründe üretimden kaynaklı ayıp bulunmasının mümkün olmadığını, davacı şirket tarafından sigortalısına ödenen tutarın yangın sonucu oluşan hasar ile uyumlu olup olmadığının ve davacı şirketin müvekkili şirketten faiz talep etmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması gerektiğini, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırılık teşkil edeceğini, müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.
Dava konusuna ilişkin olarak …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde; davacının, davalılar aleyhine poliçeye istinaden ödenen zararın rücusu amacıyla takip tarihine kadar işlemiş faizler de dahil olarak toplam 36.153,00-TL alacağın tahsili için ilamsız takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın da yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir.17.01.1972 tarih ve 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Somut olayda; davacı ile dava dışı sigortalı …arasında … Sigorta Poliçesi’nin imzalandığı, çıkan yangın sonucunda konutta oluşan hasardan kaynaklı olarak sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya tazminat ödendiği; hasarın davalı tarafından üretilen buzdolabının kısa devre yapmasından kaynaklanması nedeni ile davalı üretici firmanın kusurundan kaynaklanan hasarın rücuen tazmininin talep edildiği; davacı sigorta şirketinin, sigortalının haklarına halef olarak davayı açtığı,; dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki buzdolabı alım satım sözleşmesinin davanın temel dayanağını oluşturduğu, bu hukuksal ilişkinde tüketici işlemi olduğu, bu nedenle davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla HMK 114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca Mahkememizin görevsizliğine, davanın görev yönünden usulden reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331 md.’si uyarınca, harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar OLUŞTURULMASINA,
5-HMK 20. maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı yanın yokluğunda, HMK’nın 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
06/12/2023

Katip …

Hakim …