Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/372 E. 2023/833 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/372 Esas
KARAR NO :2023/833

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:06/06/2023
KARAR TARİHİ:08/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …. ile dava dışı… Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin borçlu, davalılar … Şirketi, … ile …’ın müşterek müteselsil kefil olduğu Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin taksitleri davalı/borçlu … … Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi tarafından ödenmemişt olup bunun üzerine müvekkili banka tarafından …. Noterliğinin 22/10/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kredi hesabının kat edildiği davalılara bildirildiğini, ihtarnameye rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, itirazın da olmadığını, bunun üzerine müvekkili banka tarafından İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı alındığını ve …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalılar aleyhine yasal icra takibine geçildiğini, ilgili icra dosyasına dosya borçluları … Şirketi, … ile … tarafından Müvekkil Bankaya borçları bulunmadığı, iddiasıyla borca, işlemiş faize, faiz oranına, takipten sonraki dönem için talep edilen faiz oranına, ve ihtiyati haciz tutarına itiraz edilmiş ve takibin durdurulması talep edildiğini, Davalı/borçluların bu haksız ve mesnetsiz itirazları üzerine icra müdürlüğü tarafından icra takibi durduğunu, Davalı borçluların iddialarının temelini müvekkili bankaya takibe konu edilen alacak bakımından borçlu bulunmadıklarına yönelikt olduğunu ancak müvekkili bankaya borcu olmadığını iddia eden davalıların icra takibine konu edilen Genel Kredi Sözleşmesinin müşterek müteselsil kefili olduklarını, bu nedenlerle icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça İstanbul Arabuluculuk Bürosunun … büro numaralı 2020/105119 arabuluculuk numaralı dosyası ile müvekkillerinden … ve … ile ilgili olarak dava şartı zorunlu arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu ve arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşamadığına ilişkin anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, son tutanağın düzenlenme tarihinin 16.10.2020 olduğunu, davacı tarafça daha sonra aynı dosya ile ilgili olarak tekrar İstanbul Arabuluculuk Bürosunun … büro numaralı … arabuluculuk numaralı dosyası ile tüm davalılar bakımından yeniden dava şartı zorunlu arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu ve arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşamadığına ilişkin anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, bu başvurunun müvekkilleri … ve … bakımından mükerrer başvuru olduğunu, arabuluculuk başvurusu bakımından ise son tutanağın düzenlenme tarihinin 20.12.2021 olduğunu, tavacı tarafça 31.01.2023 tarihinde tekrar aynı uyuşmazlıkla ilgili dava şartı zorunlu arabuluculuk başvurusunda bulunmuş ise de taraflarınca arabulucu olarak görevlendirilen arabulucuya aynı uyuşmazlıkla ilgili daha önce iki başvuru yapıldığının bildirilmesi üzerine davacı tarafça bu son arabuluculuk başvurusundan vazgeçildiğini ve bu durumun şifahi olarak arabulucu tarafından taraflarına bildirildiğini, davacı tarafça yapılan arabuluculuk başvuruları ve bu başvurulara istinaden düzenlenen son tutanak tarihleri dikkate alındığında davacı tarafın iş bu davayı yasal 1 yıllık süre içerisinde açmadığını, davacı tarafça ilk arabuluculuk başvurusuna isitnaden düzenlenen son tutanağın düzenlendiği tarihin 16.10.2020, ikinci arabuluculuk başvurusuna istinaden düzenlenen son tutanağın düzenlenme tarihinin 20.12.2021 olduğunu, dolayısı ile en geç son tutanağın düzenlendiği tarihte 1 yıllık itirazın iptali davası açma süresinin başladığı kabul edilse bile davacı tarafın yasanın itirazın iptali davasının 1 yıllık sürede açılması gerektiğine dair amir hükmüne aykırı olarak iş bu davayı açtığının ortaya çıktığını, bu nedenle davanın öncelikle hak düşürücü süre nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, haksız ve kötü niyetli olarak iş bu davanın açılması nedeniyle davacının % 20’den az olmamak üzere icra inkar ve kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kredi alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yanca, taraflar arasında akdolunan genel kredi sözleşmesi, hesap hareketleri, ihtarname ile arabuluculuk tutanağı ibraz olunmuş; dava konusu takip dosyası celbedilmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlulardan 100.623,17TL asıl alacak, 620,28 TL işlemiş faiz ve 729,90 TL ihtiyati haciz tutarı olmak üzere toplam 101.973,35 TL alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edildiği, davalı borçlular tarafından süresi içerisinde 20/11/2019 tarihli dilekçe ile ödeme emrine itiraz edildiği ve takibin davalı borçlu yönünden durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamakla birlikte itiraz ve dava tarihlerine nazaran davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra İflas Kanununun (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“…Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir…” Maddede gösterilmiş olan bir yıllık süre, hak düşürücü süredir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hak düşürücü sürenin sonunda hakkın sona ermesi için karşı tarafın, borçlunun bir eylem veya işlem yapmasına gerek yoktur. Hak düşürücü süre geçmekle kendiliğinden son bulur. Süre ödeme emrine itirazın alacaklıya veya vekiline Kanun’un 62/2. maddesi çerçevesinde tebliğinden itibaren başlar.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davaya konu takibe davalı/borçlu tarafından 20/11/2019 tarihinde itiraz edildiği, itirazın davacı/alacaklıya tebliğ edilmediği, davacı tarafından 06/12/2021 tarihinde itirazın iptali davası ikame etmek amacıyla arabuluculuğa başvurulduğu, tutanakların davacı ve davalılar vekilleri tarafından imzalandığı arabuluculuk sürecinin 20/12/2021 tarihinde anlaşamama ile sonuçlandığı, borca itiraz dilekçesi davacı alacaklıya tebliğ olunmadığından, davacının borca itirazdan haberdar olduğu tarihin arabuluculuğa başvuru tarihi olarak kabul etmek gerektiği, arabuluculuğa başvurunun, dava açmak için kanunda öngörülmüş süreleri durdurduğunu, arabuluculuk sürecinde geçen sürenin itirazdan haberdar olma ile başlayan bir yıllık sürenin sonuna eklenmesi gerektiği, somut olayda davacının borca itirazı öğrendiği tarih 06/12/2021 olarak kabul edildiğinde, dava açmak için başlayan süren durduğu, itirazın iptali davası açması amacıyla kanunda öngörülen hakdüşürücü sürenin arabuluculuk sürecinin sona erdiği 20/12/2021 tarihinden itibaren yeniden başladığı, iş bu davanın ise arabuluculukta geçen 14 günlük süre hariç görüşmelerin sona erdiği 20/11/2021 tarihinden yaklaşık 1,5 yıl sonra 06/06/2023 tarihinde ikame edildiği anlaşıldığından hakdüşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmek suretiyle mahkememizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça, davalılara karşı açılan davanın HAKDÜŞÜRÜCÜ SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE,
2-Davalı tarafların kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 269,85TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 1.228,52 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan ‭958,67‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.900,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm tesisine YER OLMADIĞINA,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
9-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nın 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.08/11/2023

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .