Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/364 E. 2023/826 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/364 Esas
KARAR NO:2023/826

DAVA:Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:01/06/2023
KARAR TARİHİ:07/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili … ile davalılardan … Tedarik İnş. … San ve Tic. Ltd. Şti’nin borçlular diğer davalılar … ve dava dışı … İnş. Rek. Kimya turizm Danışmanlık Hizmetleri Ticare ve San. Ltd. Şti’nin müşterek müteselsil kefil olduğu Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, kredi taksitleri Davalı borçlu … … ve Ticaret Ltd. Şti tarafından ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili banka tarafından …. Noterliğinin 22/10/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kredi hesabının kat edilerek davalılara bildirildiğini, ihtara rağmen tarafların herhangi bir ödeme yapmadığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … d.iş sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı alınarak …. İcra müdürlüğünü … esas sayılı dosyası ile yasal icra takibine geçildiğini, davalı/borçlular tarafından takip dosyasına haksız ve mesnetsiz itiraz üzerine icra müdürlüğü tarafından icra takibinin durdurulduğunu, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın İstanbul Arabuluculuk Bürosunun … büro numaralı … arabuluculuk numaralı dosyası ile müvekkillerden … ile ilgili olarak dava şartı zorunlu arabuluculuk başvursunda bulunlduğu ve arabuluculuk sürecinin sonunda tarafların anlaşamadığına dair anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, son tutanak düzenlenme tarihinin 16/10/2020 tarihi olduğunu, davacı tarafında daha sonra aynı dosya ile ilgili olarak tekrar İstanbul Arabuluculuk bürosunun… büro numaralı, … arabuluculuk numaralı dosyası ile tüm davalılar bakımından yeniden dava şartı zorunlu arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ve arabuluculuk süreci sonunda tarafların anlaşamadığına dair anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, bu başvurunun … Bakımından mükerrer başvuru olduğunu, bu arabuluculuk başvurusu bakımından ise son tutanağın düzenleme tarihinin 14/01/2022 tarihi olduğunu ve davayı 1 yıllık süre içerisinde açmadığını, müvekkili şirketin anılan krediden doğan borçla ilgili ödemelerini davacı tarafa gecikmeli olsa da ödediğini ancak davacının aldığı ödemeleri fahiş olarak uyguladığı faizlerden mahsup ederek borcu ödenmemiş durumuna getirdiğini, davacı tarafından uygulanan faiz oranlarının yasal mevzuata aykırı olarak uygulandığını, diğer yandan … bakımından takip başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, eş rızası alınmadığı gibi kefalete ilişkin diğer şekil şartlarının da yerine getirilmediği bu nedenlerle haksız davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, Genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile davacı banka tarafından davalı borçlular … … San ve Ticaret Ltd. Şti’e karşı 102.588,64 TL asıl ve toplam alacağın tahsili amacıyla icra takibine başlanıldığı, ödeme emrinin her üç borçluya da 15.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlular vekilinin 20.11.2019 tarihinde itirazı nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilince, davalılar tarafından dava konusu icra takibine vaki itirazların haksız olduğu savunularak icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmiştir.
Davalılar vekilince, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı savunulmuştur.
İtirazın iptali davası İİK 67. maddesinde düzenlenmiş olup, takibin devamını amaçladığından takibe ve itiraza sıkı sıkıya bağlıdır.
İtirazın iptali davasının şartları;
1-) Geçerli bir takip bulunması,
2-) Süresinde ödeme emrine itiraz edilmesi ve
3-)1yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılması (itirazın tebliğinden itibaren) şeklindedir.
İtirazın iptali davasında usule ilişkin veya esasa ilişkin nihai kararlar verilebilmektedir. Usule ilişkin nihai kararlar dava şartı noksanlığı durumunda verilen kararlar olup, süresinde ödeme emrine itiraz edilmemiş olması, itirazın davadan önce geri alınmış olması, davadan önce borcun tamamen ödenmiş olması, hak düşürücü sürede dava açılmaması ve geçerli takibin bulunmaması durumlarında verilecektir.
2004 sayılı İcra İflas Kanununun (2004 sayılı Kanun) 67/1 maddesine göre, Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Maddede gösterilmiş olan bir yıllık süre, hak düşürücü süredir. Mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hak düşürücü sürenin sonunda hakkın sona ermesi için karşı tarafın, borçlunun bir eylem veya işlem yapmasına gerek yoktur. Hak düşürücü süre geçmekle kendiliğinden son bulur. Süre ödeme emrine itirazın alacaklıya veya vekiline Kanun’un 62/2. maddesi çerçevesinde tebliğinden itibaren başlar.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre ; MADDE 5/A- (1) “Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Yine 05/04/2023 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 31. maddesiyle 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş, 7445 Sayılı Kanunun 43/1-a maddesiyle, bu Kanunun 31. maddesinin 01/09/2023 tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılmıştır.
Bu yasal düzenlemelere göre, itirazın iptali davalarında, 01.01.2019 tarihinden arabuluculuğa başvuru zorunlu hale, yani dava şartı haline getirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davaya konu takibe davalı/borçlular tarafından 20/11/2019 tarihinde itiraz edildiği, itirazın davacı/alacaklıya tebliğ edilmediği, davacı tarafından 03/12/2021 tarihinde itirazın iptali davası ikame etmek amacıyla arabuluculuğa başvurulduğu, tutanakların davacı ve davalılar vekilleri tarafından imzalandığı arabuluculuk sürecinin 14/01/2022 tarihinde anlaşamama ile sonuçlandığı, davalı/borçluların itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ olunmadığından, davacının borca itirazdan haberdar olduğu tarihin arabuluculuğa başvuru tarihi olarak kabul etmek gerektiği, itirazın iptali davası açmak için dava şartı olarak öngörülen arabuluculuğa başvuru yapılmasına rağmen davacı alacaklıya tebligat yapılmadığından itirazdan haberdar olmadığı gibi bir değerlendirmenin TMK’nın 2. Maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, arabuluculuğa başvurunun, dava açmak için kanunda öngörülmüş süreleri durdurduğu, arabuluculuk sürecinde geçen sürenin itirazdan haberdar olma ile başlayan bir yıllık sürenin sonuna eklenmesi gerektiği, somut olayda davacının borca itirazı öğrendiği tarih 03/12/2021 olarak kabul edildiğinde, dava açmak için başlayan sürenin durduğu, itirazın iptali davası açması amacıyla kanunda öngörülen hakdüşürücü sürenin arabuluculuk sürecinin sona erdiği 14/01/2022 tarihinden itibaren yeniden başladığı, iş bu davanın ise arabuluculukta geçen 41 günlük süre hariç görüşmelerin sona erdiği 14/01/2021 tarihinden yaklaşık 1,5 yıl sonra 01/06/2023 tarihinde ikame edildiği anlaşılmakla ve değerlendirilmekle; Davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak, hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı taraflarca kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de, takibin kötü niyetli olarak yapıldığına dair bir delil ve ispat bulunmadığından bu talebin de reddine karar verilmiştir.
Bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça, davalılara karşı açılan davanın HAKDÜŞÜRÜCÜ SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE,
2-Davalı tarafların kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 269,85TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 1.241,89 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan ‭972,04 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacının kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm tesisine YER OLMADIĞINA,
6-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.900,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
9-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır